15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 15 Haziran 2018 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY Adalet yere çakıldı haber 9 Anayasa Mahkemesi, 10 işçinin yaşamını yitirdiği Torunlar faciasına ilişkin ‘etkili soruşturma yapılmadığı’ iddiasını ‘kabul edilemez’ buldu DİJİTAL HABER RAPORU En güvenilir Cumhuriyet Oxford Üniversitesi’nin desteğiyle Reuters Enstitüsü tarafından hazırlanan 2018 Dijital Haberler Raporu’nda yer alan araştırmaya göre Türkiye’de dijital ortamda haber takip edenler arasında en çok güvenilen basın kuruluşu Cumhuriyet oldu. Gazetemiz, tüm medya kuruluşları arasında ise Fox TV Haber, NTV Haber ve CNN Türk’ün ardından 4. sırada yer aldı. Belirlenen 2019 kişilik örneklemle internet üzerinden yapılan anket çalışması sonucunda ortaya çıkan rakamlara göre AA, Milliyet, TRT Haber, Show TV Haber, Sabah ve A Haber güven endeksinin en alt sıralarında yer aldılar. Bu yıl 7.’si yapılan araştırmanın Türkiye ayağına ilişkin sunuş yazısında, OHAL koşullarının, medya ve gazeteciler üzerindeki baskıların ve büyük medya kuruluşlarının iktidara yakın şirketlere satışının medyaya olan güveni etkilediği belirtildi. AKP’nin önergesiyle çıkarılan yeni internet yasasının da, medya üzerindeki baskıyı artıracak bir düzenlemeyi beraberinde getireceği endişesi paylaşıldı. Raporda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yakın Demirören Grubu’na satılan Doğan Medya Grubu kanallarının ve A Haber, TRT, Sabah gibi iktidar yanlısı kuruluşlarına duyulan güvenin azaldığına, Cumhuriyet gibi eleştirel konumunu koruyan kuruluşlara ise güven duyulduğuna dikkat çekildi. Raporda Türkiye’ye ilişin dikkat çekici bir bulgu ise okurların habere ulaşımında Whatsapp gibi kişisel haberleşme kanallarının öneminin artması oldu. OHAL koşulları nedeniyle, giderek daha fazla okurun haberlere bire bir iletişim ve haberleşme mecralarından ulaştıkları değerlendirmesinde bulunuldu. l Dış Haberler İÇERİK PAYLAŞIMI Cumhuriyet ve BBC’den işbirliği Cumhuriyet, dünyanın en saygın haber kuruluşlarından biri olan BBC ile önemli bir işbirliğine imza attı. İki kurumun vardığı anlaşma uyarınca, cumhuriyet.com.tr ile BBC Türkçe arasında içerik işbirliği yapılacak. Dünyanın dört bir tarafından gelen içerikler, dijital mecralar aracılığıyla çok daha büyük bir izleyici kitlesiyle buluşacak. BBC Türkçe Editörü Murat Nişancıoğlu, “BBC’nin içerik ortaklığı ailesine Cumhuriyet’i de dahil etmekten çok memnunuz. Bu işbirliğinin iki taraf için de verimli olacağını umuyoruz” dedi. Cumhuriyet Dijital Medya Koordinatörü Bülent Mumay da “İnternet gazeteciliğinde farklı içerik sunmak çok önemli. Son dakika gelişmelerinin yanı sıra haberlerde derinlik ve çeşitlilik, okur kitlesinin de büyümesine katkıda bulunuyor. Cumhuriyet’in güçlü haberciliğini, BBC’nin özgün içerikleriyle daha zengin hale getireceğiz” dedi. l Haber Merkezi Anayasa Mahkemesi, İstanbul Mecidiyeköy’deki Torunlar Center inşaatında 2014 yılın da asansörün yere çakılması sonucu hayatını kaybeden 10 işçinin ölümüyle ilgili davada “etkili soruştur ma yapılmadığı” iddia sıyla yapılan başvuru ALİCAN ULUDAĞ yu kabul edilemez buldu. Savcılık faciaya ilişkin Torunlar İnşaat’ın patronu ve yöneticilerine takipsizlik verirken, mahkeme ise hakkında da va açılan 9 sanığın hapis cezalarını para cezasına çevrilmişti. Mecidiyeköy’de Galatasaray’ın yı kılan Ali Sami Yen Stadı’nın yerine yapılan Torunlar Center inşaatında 2014 yılının eylül ayında asansör 22. kattan yere çakılmış, içindeki 10 işçi yaşamını yitirmişti. İstanbul Savcılığı, başlatılan soruşturmada Torunlar İnşaat’ın patronu ve bazı yöneticileri hakkkında takipsizlik kararı verirken, 25 şüpheli hakkında dava açtı. Mahkeme, 9 sanığı, “Taksirle ölüme sebebiyet vermek” suçundan 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırdı. Bu cezayı, “Sanıkların suçu taksirle işleme leri ve tali kusurlu olmaları” gerekçesiyle 60 bin 800’er TL adli para cezasına çeviren mahkeme, 16 sanığın ise beraatine karar verdi. Kazada ölenlerin yakınları, bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Yüksek Mahkeme, inşaatta meydana gelen asansör kazasında on işçinin hayatını kaybetmesi olayına ilişkin etkili ceza soruşturması yapılmaması nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasını kabul edilemez buldu. Başvuru, açıkça dayanaktan yoksun olduğu iddiasıyla reddedildi. l ANKARA ÇAĞLAYAN ADLİYESİ’NDEKİ 63. ADALET NÖBETİ’NE ÇOCUKLAR DA KATILDI Adalet Nöbeti’ne CHP milletvekilleri Barış Yarkadaş ve Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu ve Geleceğimiz içinanayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da katıldı. Nöbette, katılımcı avukatların çocuklarına da söz verildi. Tüm haksız tutuklamalara karşı çıkmak için Nisan 2017’de başlayan “Adalet Nöbeti” dün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde 63. kez tutuldu. Nöbete CHP milletvekilleri Barış Yarkadaş ve Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu ve anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da katıldı. Adalet Nöbeti’nde katılımcı avukatların çocuklarına da söz veridi. Elinde Enis Berberoğlu’nun fotoğrafını taşıyan bir çocuk, “Adalet adil olmak demektir, barışçıl bir dünya demektir. Biz çocuklar da geleceğimiz için adalet isteyip Adalet Nöbeti’ni destekliyoruz” dedi. Nöbette ilk konuşmayı İstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi Başkanı Avukat Seyit Usta yaptı. Adalet Nöbeti’nin demokrasi için tutulduğunu kaydeden Usta, “Hukuk her şeydir. Hukuk onurlu yaşamaktır. Bu nöbet o nedenle onurlu yaşamı savunanların sessiz haykırışıdır duyanlara. Bilinmelidir ki, adalet her şeydir. İnsanca yaşamaktır adalet. Bu nöbet, o nedenle adaleti savunanların sessizce haykırışıdır duyanlara. Ve demokrasi her şeydir. Gururla yaşamaktır demokrasi. Bu nöbet, o nedenle demokrasiyi savunanların sessizce haykırışıdır duyanlara.” Usta’nın ardından konuşan ga zetemiz muhabiri Canan Coşkun, yazar Jose Saramago’nun “Görmek” kitabında insanların barışçıl protesto için gerçekleştirdikleri “bakma” eylemini anımsatarak, “Adalet Nöbetçileri de tıpkı öyle 63 haftadır bu saraya bakıyor, adaletin geleceği o güzel günleri düşleyerek” dedi. Berberoğlu’ndan mesaj Bir yıl önce CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklandığını anımsatan CHP’li Yarkadaş ise Berberoğlu’nun gönderdiği mesajı okudu. Berberoğlu’nun mesajı şöyle: “Adalet kamuflajı altında saklanan yargısız infaz serisinin kurbanları arasındayım. Ve fakat kıdemlı bir yurttaş sıfatıyla, başıma gelenin bu ülke tarihindeki sayısız adalet ayıbından farklı olmadığının idrakindeyim. 27 Mayıs’ın Yassıada idamlarına... 12 Mart ve 12 Eylül cellatlarına... FETÖ’nün kumpas mahkemelerine karşı çıkmayı görev sayan emekli gazeteci olarak hem vicdanen rahatım, hem de OHAL yargısının geçmiş örnekleri gibi tarih olacağından eminim. 24 Haziran seçimleri, her seçmen için yargıyı siyasetin zulmünden kurtarmak adına bir fırsat ve tarihi görevdir. Çünkü her mahkeme salonunda yazılı olsa da şaka sanılan, umursanmayan o üç kelimelik cümle son derece doğru bir hükümdür: ‘Adalet mülkün temelidir.’ Adaletsiz yönetenler illa ki yıkılır gider. Adil iktidar, adalete inananlarla kurulur. O günlerin çok yakın olduğu umuduyla Adalet Nöbeti katılımcılarını sevgi ve saygıyla selamlarım.” Serbest seçim hakkı Prof. Dr. Kaboğlu ise seçim güvenliğine ilişkin bir konuşma yaptı. Kaboğlu, adil seçim hakkı ile ilgili avukatların ön sırada olduğunu belirterek, bunun mevcut ortam ve koşullarda anlaşılır ve gerekli olduğunu kaydetti. Kaboğlu, her gittiği ilçede avukatların partiler nezdinde eğitim çalışmaları yaptığını gözlemlediğini ifade ederek, “Bu seçimlerin adil seçim olma kriteri bakımından ne kadar hassas olduğunun bir belirtisi gibi görünüyor. Biz serbest seçim hakkının güvencesi olarak varız demek durumundalar” dedi. Kaboğlu, gelecek hafta yapılacak seçimlerin sadece sözleri, yazıları, niyetleri, niyetlerinin yorumlanması sonucu hapishanede bulunan meslektaşlarının, gazetecilerin, yüzlerce binlerce mahpus kişinin umudu olduğunu vurgulayarak, “Hiçbir seçim hukukla siyaset diyalektiğini bu kadar yaşamsal kılmamıştı” diye konuştu. l İSTANBUL / Cumhuriyet Bu ülkenin tarihi nasıl yazılacak? Cumhurbaşkanının aynı zamanda iktidar partisinin başkanı da olmasının ne anlama geldiğini geçelim. HDP’nin genel başkanının tüm aklı başında hukukçuları isyan ettirecek bir usulle hapiste tutulmasının mantığını zorlamayalım. 7 Haziran seçimlerinden sonra ardı ardına patlak veren korkunç terör eylemlerini unutalım. Bu eylemlerin neye hizmet ettiğini okuma derdine düşmeyelim. İktidarın yıllarca güle oynaya sürdürdüğü bir ortaklığı, sanki hiç olmamış gibi bir kalemde silmesini sineye çekelim. Akıl almaz bir algı operasyonuna güvenerek her şeyi tersten anlatan bir dil kurmasını görmezden gelelim. Bu dile bu ülkenin politikasının da hukukunun da katlanabiliyor olmasını hiç sorgulamayalım. Olağanüstü Hal bahanesiyle olağanüstü bir darbe yapıldığını anlamamış gibi davranalım. Peki... Bu ülkenin cumhurbaşkanının bu ülkenin iktidar partisinin mahalle temsilcilerini seçim öncesi bir araya toplayıp onlara seçmenlerle ilgili nasıl bir operasyon yapmaları gerektiğini anlatmasını... Üstelik bu toplantının hiç de gizlilik içermeyen bir yapıda olmasını... İçeriden birinin her şeyi kaydedip sosyal medyaya yaymasını... Bizim de bu konuşmayı avucumuzun içindeki küçücük ekranlardan dinleyip... “HDP’den korkan AKP hikâyesi”ni, kör kör parmağım gözüne, kelimesi kelimesine en yetkili ağızdan öğrenmemizi... Neredeyse HDP daha iyi oy alsın... Seçmen sandıklara çok daha bilinçli sahip çıksın... HDP barajı aşamazsa AKP’nin güçlenecek olmasını hâlâ duymadıysa sağır sultan da artık duysun diye yapılan kasıtlı bir çalışmanın şifresini çözemediğimizi bir kez daha görüp afallamamızı... Aslında hiçbir şeyin şifresini çözemememizi... O yüzden kendimizi “Belki de şifre mifre yoktur” diyerek olağanüstü her şeyi olağan algılamak için zorlayışımızı... Bu arada geçmişte çözülmemiş, çözülememiş şifrelerin başımıza neler açtığını yine ama yine ve yine unutmamızı... Bu unutuşun üzerinde durmamanın bedellerini ödeyerek bu noktaya geldiğimizi de unutmamızı... Hep ama hep unutmamızı... Kısa soluklu sevinçlere çabuk tav olmamızı... İyi bir şeylere çabuk tav olmamızı... Hep tav olmamızı... Hep mat olmamızı... Resmi hatta gayri resmi tarihimize nasıl yazacağız? Sahi biz tarihimize ne yazacağız? Sahi biz tarihimizi hiç mi doğru yazamayacağız? İyimserlik, genellikle her düşünce ve işi iyi olarak değerlendiren bir tutum veya kişilik özelliğidir. İyimserler her şeyi en iyi yanından görürler, her durumda iyi bir çıkış yolu umarlar. Karamsarlık, genellikle her düşünce ve işi kötü olarak değerlendiren bir tutum veya kişilik özelliğidir. Kötümserler, her şeyi en kötü yanından görürler, her durumda bir çıkmaz olduğunu düşünürler. Şüphecilik genellikle her düşünce ve işi farklı açılardan değerlendiren bir tutum veya kişilik özelliğidir. Şüpheciler, her şeyi bir o yandan bir bu yandan görürler, her durumda belirsiz bir çıkış yolu olduğu kanısına varırlar. Gerçekçilik, her düşünce ve işi olduğu gibi değerlendirmeye çabalayan bir tutum veya kişilik özelliğidir. Gerçekçiler, her şeyi “gerçek” yanından görürler, her durumda iyi ya da değil “gerçek” bir çıkış yolu ararlar. Bir de... Akıl, insanın kendine yakışanı düşünmesidir. Aksi gibi, akılsızlık da insanın kendine yakışanı düşünmesidir. SARAY’DA KORKU ÇANLARI ÇALIYOR Geçirdiği iş kazası sonucu tekerlekli sandalyeyle yaşamak zorunda kalan HDP İstanbul 1. Bölge 2. sıra milletvekili adayı Musa Piroğlu, HDP Merkez Yürütme Kurulu üyesi İsmail Şengül ve HDP Merkez Seçim Koordinasyonu üyesi Murat Mollaoğlu seçim çalışmaları kapsamında gazetemizi ziyaret etti. Kendilerine ikinci turla ilgili sorular geldiğini söyleyen Pi roğlu, “Kesinlikle AKP’ye ve Erdoğan’a oy vermeyeceğiz. Onun karşısına çıkanla bu konuyu tartışacağız. Parti sözcümüz Ayhan Bilgen geçenlerde açıklama yaptı. ‘Birinci turda bize destek verenlere ikinci turda aynı olgunlukla yanıt vereceğiz’ dedi. Biz saraya kesinlikle destek sunmayacağız” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın HDP’nin baraj altında kal ması için çalışma talimatı verdiği videolar hakkında konuşan Piroğlu, “HDP barajı geçtiği anda AKP Meclis’te azınlıkta kalacak. Muharrem İnce’nin mitinglerini takip eden Erdoğan, Kürt halkının az çok ne yönelimde olacağını da görmüş durumda. HDP’nin barajı geçmesi sarayın korku çanlarının çalması demektir” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL / Cumhuriyet VEFAT Zeycan ve Mustafa’nın kızı, Azimet, İbrahim, Rıza, Ziya, Hasan, Yılmaz, İsmet, Zekiye, Gülay, Tülay ve Türkan’ın kardeşi, Sinan Cem Yıldız ve Fırat Mert Yıldız’ın anneleri Op. Dr. Nevruz KÖYLÜOĞLU Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı (1953 2018) 14 Haziran 2018’de vefat etmiştir. Cenazesi; 15 Haziran 2018, Cuma günü, ikindi namazını takiben, Sivas Ali Baba Cemevi’nden kaldırılacaktır. AİLESİ C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle