15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR 14 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ECE KURTULUŞ Mabel Matiz’den yeni albüm ‘Maya’ Mabel Matiz’in 23 şarkıdan oluşan “Maya” adlı yeni albümü 20 Haziran’da çıkıyor. Matiz yeni albümünü, “Adını anneciğimden alan, pek çok dilde pek çok anlamda salınan, son iki yıllık sürecimin aynası. Dördüncü albümüm Maya 20 Haziran’da sizlerle” sözleriyle sosyal medya hesaplarından açıkladı. [email protected] Cuma 15 Haziran 2018 Bayram haftasını İngiltereİspanya ortak yapımı ‘The Bookshop’la açıyoruz Kitapçı deyip geçmemeli... MESAM’DAN Orhan Gencebay açıklaması: Huzur hakkı aldı MESAM önceki gün yayımladığı Arif Sağ imzalı bir basın açıklamasıyla Orhan Gencebay’ın “Huzur hakkı almadığı” yönündeki iddialarını yalanladı. Açıklamada Gencebay’a yapılan her ödemenin makbuz karşılığı verildiği belirtildi. Gencebay’ın kimi basın organlarında huzur hakkı aldığını gösterir belgelerin sahte olduğu yönündeki beyanlarına yanıt veren MESAM’ın açıklamasında konuya ilişkin olarak şu ifadeler yer aldı: “Kurum kayıtlarımıza göre; MESAM Eski Başkanı Orhan Gencebay’ın, 2016 ve 2017 yılları içinde toplam 114 (yüzondört) toplantıya katıldığı, bu toplantılar nedeniyle imzalı makbuz karşılığında kendisine toplam 78.062,00 TL (yetmişsekizbinaltmışiki TL) huzur hakkı ödemesi yapıldığı açıkça tespit edilmektedir.” Açıklamada ayrıca Suat Suna’nın Haysiyet Kurulu’na sevk edilmesiyle ilgili de şunlar yazılmış: “Sadettin Suat Suna, altında Orhan Gencebay ve Ahmet Selçuk İlkan’ın da kabul yönünde imzalarının bulunduğu oy çokluğuyla alınan bir yönetim kurulu kararı ile Haysiyet Kurulu’na sevk edilmiştir.” Ölmüş kocasının yasını uzun süre tuttuktan sonra acısını içine atıp ölenle ölünmez diyerek kafasında hep hayalini kurduğu bir kitabevi açmaya karar vermiş, Florence Green (Emily Mortimer) adındaki orta yaşlı, okuma sevdalısı, aydın bir dul kadının, 1959’un İngiltere’sinde deniz kıyısındaki Hardborough denen, tutucu ve küçük bir kentte maruz kaldığı yoğun çevre baskısıyla mücadelesini hikâye ediyor, bugün ikinci haftasına giren “The BookshopKitabevi”. Günümüz İspanya sinemasının 1989’danberi kısa filmler, belgeseller ve kurmaca filmler yapan, önemli isimlerinden, 1960 Barcelona doğumlu Katalonyalı yönetmen Isabel Coixet’in, Penelope Fitzgerald’ın “The Bookshop” adlı romanına dayanarak senaryo Harika çocuklara İdil Biret Gülçin Alpöge’nin dünyaca ünlü dâhi piyanist İdil Biret’in çocukluk ve gençlik yıllarını çocuklar için anlattığı “İdil Biret: Dans Eden Parmaklar”, 8 yaş ve üzeri genç okurlar için Can Çocuk Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı. Henüz iki yaşında, dinlediği orkestra eserlerinin melodisini piyanoda tek parmakla çıkarabilen, dört yaşına geldiğinde ise Bach’ın bazı eserlerini çalmaya başlayan İdil Biret yedi yaşına geldiğinde “İdil Yasası” olarak da anılan “Harika Çocuklar Yasası” çıkarıldı ve genç dâhi eğitim almak üzere yurtdışına gönderildi. Tüm bunlar ve daha fazlası çocuk edebiyatının değerli yazarlarından, eğitim alanındaki çalışmalarıyla da tanınan akademisyen Prof. Dr. Gülçin Alpöge’nin imzasını taşıyan “İdil Biret: Dans Eden Parmaklar” adlı kitap genç okurların ilgisini bekliyor. sunu yazıp 2017’de İngiltere’de çektiği ve geçen yılın başında kaybettiğimiz ünlü yazar, sanat tarihçisi ve sıkı eleştirmen John Berger’a ithaf ettiği “The Bookshop”, ilk kez seyirci karşısına çıktığı şubat ayındaki son Berlin festivalinde oldukça ses getirmişti. Kendine kitap okumaktan pek de hazzetmeyen, yoksul bir ailenin çalışkan ortanca kızı Christine’i (Honor Kneafsey) yardımcı alıp oturduğu, tarihi eser değerindeki eski evin alt katını (bir grup izci çocuğun da imece usulü desteğiyle) kitap satılan bir dükkâna çeviriyor Florence. İlk müşterisi de, getirgötürcü çocuk Wally (Harvey Bennett) aracılığıyla notlaşarak tanıştığı, Florence’in kentin durgun kültür ortamına pırıl pırıl bir aydınlık getirdiğini belirten, şatomsu evinde dışarıya kapalı, varlıklı ama asosyal bir hayat süren, çay davetini seve seve kabul ettiği, onun gibi dul, yaşlı centilmen Edmund Brundish (Bill Nighy) oluyor. Ray Bradbury’nin çoktan klasik olmuş, dünyadaki bütün kitapların yakılıp kimilerin ce ezberlendiği, bilimkurgusal romanı “Fahrenheit 451”iyle Vladimir Nabokov’un yayımlandığı dönemde tutucuların çok tepkisini çekmiş başyapıtı “Lolita”sını salık verip okuttuğu münzevi Brundish’le sıcak bir ilişki kurarken kitapçı dükkânı yerine bir sanatgösteri merkezi kurulmasını yeğleyen, yerel sosyetenin partiler veren şık kadını Violet Gamart (Patricia Clarkson) ve kılıbık general kocasıyla (Reg Wilson) da ters düşüyor Florence.. Onun, kitabevinde yeni yardımcısı olarak çalışmak isteyen, BBC’de çalışan sevgilisinin terk edeceği, taşra entelektüeli Milo North (James Lance), dükkânı satmak isteyen banka Kadın ghöazyüaytl..e. Anadolu Hayat Emeklilik’in bu yıl 12’nci kez düzenlediği Kadın Gözüyle Hayattan Kareler Fotoğraf Yarışması’nda dereceye giren 44 fotoğraf, İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı Dış Hatlar Terminali’nde 25 Haziran’a kadar görülebilir. Bu yıl 2 bin 578 katılımcının 8 bin 602 fotoğrafla katıldığı yarışmanın birincisi ‘Kendirci Çocuk’ adlı fotoğrafıyla Oya Akkul oldu. ‘Pencere’ adlı fotoğrafıyla Gülseren Sarıgül ikinci, ‘Ayna’ adlı fotoğrafıyla Filiz Gürsu üçüncü olurken, Cansel Özgüç, Selma Arslan ve Teberik Kölgeli mansiyon ödülüne değer görüldü. 2007 yılından bu yana 15 binden fazla katılımcının 62 binin üzerinde fotoğrafla katıldığı ve geleneksel hale gelen “Kadın Gözüyle Hayattan Kareler” fotoğraf yarışmasının seçici kurulunda Prof. Güler Ertan, İzzet Keribar, Prof. Nihal Kafalı, Çerkes Karadağ ve Nihan Güney yer aldı. cı Keble (Hunter Tremayne), Violet Gamart’ın saflarında yer alan, Nabokov karşıtı muhasebeci Thornton (Jorge Suquet) ya da dost balıkçı Raven (Michael Fitzgerald) gibilerle süregelen ilişkileri ekseninde, (temelde 2 kararlı kadının mücadelesi şeklinde) ve Florence’in kentte küçük çapta yarattığı bir mini sosyal kültürel devrimin ışıltılarıyla gelişen film sonuçta azalmayan bir ilgiyle seyrediliyor. O soğuk İngiliz ciddiyetiyle Katalon sıcaklığının kaynaştırılarak harmanlandığı, yalın bir sinematografiyle yaklaşık 2 saate yayılmış, özellikle başroldeki Emily Mortimer’in sürüklediği, Billy Nighy’nin de göz doldurduğu, iyi yazılmış, çekilmiş ve oynanmış İngilizvari bir dram denebilecek “The Bookshop”la, unutulmaz bir başyapıt düzeyinde olmasa da iz bırakan, seyre değer bir film imzalamış yönetmen Isabel Coixet. Dün ekranlarda başlamış olan Dünya Kupası maçları heyecanındaki futbolseverfilmkoliklere bu haftaki tavsiyemiz işte bu “The Bookshop” filmi olacak kısacası. Bayramda sezonun sevilen filmleri tekrar vizyonda Şeker Bayramı’nın ilk günüyle beraber sinemalarda geride bıraktığımız aylarda çok izlenmiş filmler tekrar vizyona girecek. Bunlar, yılın en çok hasılat yapan filmlerinden “Ayla”, küçük izleyicilerin tekrar tekrar izlemek isteyeceği Disney animasyonu, 2 Os car ödüllü “Coco”, başrolünü Binnur Kaya’nın üstlenediği BKM yapımı “Sen Kiminle Dans Ediyorsun?” ve Başka Sinema tarafından vizyona sürülen “Düş Kırgınları”. Bu filmlerin yanı sıra ilk kez vizyona çıkan 6 filmle birlikte izleyiciyi bayram günlerinde toplam 10 film bekleyecek. ‘Coco’ Gülseren Sarıgül Art Basel sanat fuarı 28. kez açıldı Dünyanın en büyük sanat etkinliği ve fuarı olarak kabul edilen Art Basel bugün büyük sanat koleksiyonerlerine ve sanatçılara kapılarını açtı. Bu yıl 28 incisi yapılan Art Basel’e dört kıtadaki 35 ülkeden 290 belli başlı galeri katılarak koleksiyonlarındaki yapıtları sergiliyor. Ana fuar alanı Art Basel’de bu yıl geçen yıl olduğu gibi Türkiye’den sanat galerisi yer almadı. Ancak Basel’de bu hafta içinde yer alan Liste, Volta 14 gibi alternatif sergi alanlarında Türkiye’den de sanat galerileri yer alıyor. İsviçre’nin Basel kentinde 1970 yılından bu yana yer alan fuar, sadece bir fuar alanı ile sınırlı kalmayıp tüm kentte film gösterileri de dahil olmak üzere gece ve gündüz devam eden bir etkinlik olarak gerçekleştiriliyor. Kadın fotoğrafçılar: Cinsiyet eşitsizliğine son Fotoğrafla ilişkilenen, fotoğrafı bir ifade biçimi olarak kullanan veya fotoğraf çekerek hayatını kazanan 103 kadın fotoğrafçı, kadınların erkek egemenliğinin hüküm sürdüğü her yerde olduğu gibi fotoğraf alanında da yetersiz temsiline itiraz etmek için, cinsiyet kimlikleri ve yönelimlerine dönük eşitlikçi ve pozitif ayrımcılık içeren yaklaşımı açıkça göremedikleri durumlarda bu ayrımcı, dışlayıcı faaliyetleri ve dili teşhir ve protesto ederek ayrımcılık giderilene kadar takipçisi olacaklarını belirten bir metni imzalayarak kamuoyuyla paylaştılar. Geçmişten bu yana Naciye Suman, Maryam Şahinyan, Semiha Es, Eleni Küreman ve daha birçok kadın fotoğrafçının yok sayıldığı erkek egemen anlayışla kuşatılmış fotoğraf dünyasına dikkat çekmek isteyen kadın fotoğrafçılar bildirilerinde “Kadınların yaşam alanlarını daraltan, kadın bedenini fotoğraflarında nesneleştiren, kadının özne olduğunu ısrarla görmezden gelen eril bakış açısının değişmesi için emek vermekten vazgeçmeyeceklerini” belirttiler. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle