Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Perşembe 3 Mayıs 2018 12 Gurulara inanalım mı? Seçim neden öne alındı? Doğru dürüst bir seçim yapabilecek miyiz? Yine olmayacak vaatlere inanacak, bu vaatleri defalarca tekrarlamış ama sözünü tutmamış kimselerin peşiden mi gideceğiz yoksa bu seçimde, bu toza ve dumana rağmen doğruyu bulacak mıyız? Seçimleri izlemek için gelmiş yabancı bir gazeteci, “Türkiye’nin hallerini anlamak istersen Hindistan’a bak!” dedi. Baktığımda haklı olduğunu anladım. Hindistan’da tuhaf şeyler oluyor: Geçen sene iki kişinin ırzına geçtiği için hüküm giyen Ram Rahim Sing adlı bir Guru’yu (Manevibazen de dünyevi konularda da lider) pek çok sayıda insan şaşmaz bir önder sayarmış. Neden? Devlet birçok yurttaşın temel ihtiyaçlarını sağlayamadığından zaman zaman olaganüstü bir varlık olduklarını ileri süren düzenbazlar ortaya çıkar ve muhtaçlara biraz destek, hiç olmazsa ümit sağladıklarında çok sayıda insan bunlara adeta tapar, peşlerinden gidermiş. İnsanların bu gibilere sığınmalarının nedenleri arasında Hint kültürünün etkisi de varmış: Bu ülkede gurulara ve de politikacılara “baba” gözüyle bakılır, “baba” gibi saygı gösterilirmiş. Çocuklara yaşlılara koşulsuz saygı göstermeleri telkin edilirmiş. Gençler, genellikle okullarda doğru düşünmeyi, sorgulamayı öğrenmezlermiş. Bu nedenle bu üçkâğıtçılara kolay inanır, onların dediklerini yaparlarmış. Mesela, “Çocuğumun oğlan olması için ne yapayım?” diye sorana “Cumartesileri sevişmeyeceksin!” derlermiş; soran da inanırmış. Düğünün hangi tarihte yapılacağı, yeni eve ne zaman taşınılacağı onlardan öğrenilirmiş. Sadece Hindistanlılar mı? Birçok batılı da kendisini boşlukta hissettiğinde, bildikleri, yaşamını anlamlandırmasına yetmediğinde önce memleketinde bu gurulara inanaların oluşturdukları gruplara takılmakta, sonra da Hindistan’a gidip ordaki gurulardan feyz almaya kalkışmaktadır. Bunlardan birinin anlattıklarına kulak verelim: Vegan yiyip Reiki öğreniyordum. Himalayalar’da kara çıplak oturup meditasyon yapanlar varmış. Bahçemde denedim ama ancak birkaç dakika dayanabildim. Hare Krişna Mabedi’nde idrar tedavisi uygulanıyormuş. En yararlısı sabahın ilk idrarıymış. İdrarda çok vitamin ve mineral varmış. İçmeden önce derimize sürmeliymişiz. Peki bedenimizin vücuttan uzaklaştırdığı bu nesneyi biz neden yeniden ithal etmeliymişiz? Çünkü idrarımız birçok derde deva olduğu halde ilaç fabrikaları ilaçlarını satabilmek için bu harikulade ürünü kötülerlermiş. Oysa binlerce yıl öncesinden kalmış ve guruların bildikleri gizli kitaplarda yazılı olan bu gerçekler daima doğru yolu bulmamızı sağlarlarmış. Şimdi bu öğrendiklerimizin ışığında daha doğru, daha muhkem (öztürkçesi: berk) sorular soralım: Bu seçimde üçkâğıtçı guruların denetiminde idrar mı içmeye başlayacağız, yoksa aklımızın inanılacak tek guru olduğunu kavrayıp diğer guruların tümüne yol verebilecek miyiz? Deyrizor emiri yakalandı Sakarya’da IŞİD’in Suriye’nin “Deyrizor kenti emiri”nin de aralarında bulunduğu şüphelileri yakalamak için operasyon düzenlendi. Yapılan baskında örgüt üyeleri saklandıkları evlerde yakalanarak gözaltına alındı. Sorguya alınan örgüt üyelerinin IŞİD’in ekonomik işlerine baktıkları ve topladıkları paraları örgüte aktardıkları belirlendi. Ayrıca şüphelilerin üzerinden sahte kimlikler çıktı. Emniyetteki işlemlerin ardından şüpheliler adliyeye sevk edildi. l DHA 3 MAYIS 2018 SAYI: 33811 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Faruk Eren Aykut Küçükkaya Dijital Medya Koordinatörü Bülent Mumay Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04:13 04:03 04:32 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi Akşam 05:53 13:07 16:57 20:09 05:40 12:52 16:40 19:51 06:06 13:14 17:01 20:11 Yatsı 21:42 21:22 21:38 haber TASARIM: SERPİL ÜNAY Ne deniliyor Terörle Şube Müdürlüğü’nce Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen yazıda: “17.03.2013 tarihli Nevruz etkinliğinde konuşma yapan Selahattin Demirtaş’ın konuşmasında daha çok barış sürecine verilen destekten bahsederek ‘Ama barış süreci barışın dili ve insanların ölmeyeceği, gençlerin birbirini öldürmeyeceği bir müzakere masasını da desteklemeye devam edeceğiz’ şeklindeki söylemleri kullandığı, yaşanan sürecin devam etmesi gerektiği, Türk ve Kürt halkının barış içerisinde birlikte yaşayabileceğini, siyasetçilerin konuşarak çözüm üretebileceğini aktardığı tespit edilmiştir.” Aynı etkinlikte konuşan ve Demirtaş ile birlikte yargılanan Sırrı Süreyya Önder de benzer cümleler kullanmış. Emniyet’in yaptığı ses ve görüntü incelemesine göre Önder de barış sürecinden ve sürdürülmesi gerektiğinden bahsedip “Bundan sonra barış mücadelesini devam ettirmek için elimizden ne gelirse her türlü mücadeleyi yan yana omuz omuza yapacağız” demiş. Savcı, işte bu sözleri nedeniyle Demirtaş ve Önder için beş yıl hapis cezası istiyor. Malumunuz Demirtaş, HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı. HDP yönetimi ‘ceza verilse de verilmese de adayımız’ kararlılığında. Şimdi merak edilen şey, Demirtaş’a seçim öncesi bir ceza verilip verilmeyeceği. Pazartesi günü yapılan dava gösteriyor ki ‘bağımsız’ yargının acelesi var. Savunması bile alınmadan ‘hızlandırılmış bir yargılama’ ile karşı karşıya olan Demirtaş’a bir ceza verilmesi halinde seçim sürecinde Türkiye’nin yeni Barış suçlusu Demirtaş! bir tartışması daha olacak. Evet, barış isteyen herkes suçlu. AKP’yi destek lemeyen herkes ya terörist ya da terör propagandası yapıyor. En iyi ihtimalle, terör örgütlerinin oyununa gelmiştir, arkasında terör örgütleri vardır... Bu seçim aslında Erdoğan’ın varlık yokluk seçimi. Türkiye’nin geleceği açısından bir dönüm noktası. Tek adam mı parlamenter rejime dönüş mü? İşinin zor olduğunu kendisi de bildiği için son anda bir seçim vaadi paketiyle ortaya çıktı AKP. Eskiden bu hamlelere ‘seçim rüşveti’ denirdi. Bugünün ana akımı olan havuz medyasında ise rüşvetin adı ‘bayram müjdesi,’ ‘bahar müjdesi’ oluverdi. CHP’yi kurucu değerlerinden uzaklaşmak, Kılıçdaroğlu’nu ‘proje’ olarak suçlamak, İYİ Parti’yi ‘FETÖ projesi’ olarak nitelendirmek, Saadet’e ‘28 Şubatçılar sızmış’, parlamentonun üçüncü partisi HDP’ye ‘terör uzantısı’ demek yetmiyor artık. Başka şeylere ihtiyaçları var. Ne diyor AKP’nin anayasa profesörü unvanlı milletvekili Burhan Kuzu: “İyice anlaşıldı ki, 24 Haziran seçimleri, 15 Temmuz vahşetini bu aziz millete yaşatanlarla R.T. Erdoğan arasında geçecek. Tabiidir ki, seçime girenlerin tamamı FETÖ’cü değil, ne var ki bazılarının arkasında FETÖ’nün açık ya da gizli desteği olduğu muhakkak.” “Ama bunu hep söylüyorlar” demeyin. Birkaç gündür araya parti isimleri de sıkıştırılarak yazılan ‘28 Şubat’ın sivil ayağına yönelik bir operasyondan’ ve bunun da seçim öncesi yapılacağından söz edilmesi pek yabana atılacak bir şey değil. Önümüzdeki süreç gösterecek. İşte böyle bir ortamda seçime giderken muhalefet partilerinin ittifak arayışı büyük bir önem taşıyordu. Görünen o ki sona gelindi. Ve HDP’siz bir ittifak oluşturuluyor. Erdoğan, HDP’yi kriminalize etmeye çalışıyor, muhalefet partileri de AKP’nin bu ‘Kürt düşmanlığını gizlediği’ maskeyi gerçek kabul edip Erdoğan’ın dümen suyuna giriyorlar. O zaman şunu da açıklaması gerekiyor bu ittifakın: Kürtleri yok sayarak, barışı savunduğu için suçlanan bir ismi cumhurbaşkanı adayı gösteren bir partiyi yok sayarak bu ülkeye barışı ve demokrasiyi nasıl getireceksiniz? Ya da başka bir soru: Demirtaş ikinci tura kalırsa ne yapacaksınız? 18 yıl sonra ‘kimyasal yok’ Bayrampaşa’daki ‘Hayata Dönüş Operasyonu’na ilişkin dava bugün görülecek. Cumhuriyet, operasyondan kurtulanların elbiselerinde yapılan ‘gecikmiş’ incelemenin raporuna ulaştı Bayrampaşa Cezaevi’nde, 19 Aralık 2000’de düzenlenen ve 12 kişinin öldü rüldüğü ‘Hayata Dönüş’ operas yonuna ilişkin, Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen da va dosyasına, uzun süredir bekle nen, kimyasal incelemesine dair Adli Tıp raporu ulaş tı. Rapora göre, ope rasyon sonrası adli emanete alınan giysi lerin yıkama çözelti HİLAL KÖSE sinde CS gazı ve Kapsaisin bulunmuyor. İncelemenin neden yalnızca bu iki madde ile sınırlı kaldığı merak konusu. 39 jandar ma eri ve operasyona katılan An kara Jandarma Özel Harekat’tan rütbeli askerler dahil 196 sanığın yargılandığı davaya bugün devam edilecek. Müdahil avukatları ise raporu incelemek üzere mahke meden süre talep edecek. Operasyondan yaralı kurtulan lar ve avukatları, neredeyse bü tün duruşmalarda operasyonda kimyasal gaz kullandığını söyle yerek, “Çelik ranzaları eriten şey, insanları bir avuç küle döndü ren kimyasal nedir? Adli emanet te saklanan o güne ait eşyaların incelenmesini istiyoruz” diyordu. Mahkeme, operasyondan 15 yıl sonra, 14 Ekim 2015’te görülen 17. oturumda bu talebi dikkate al dı. Adli emanetteki giysiler ve eş yaların kimyasal silah kullanma veya yanma sonucu deforme olup olmadıklarının tespiti için Ad li Tıp’tan rapor alınmasına karar verdi. Eşyalar üzerinde, kimyasal madde kalıntısı olup olmadığının ve kurşun izi varsa atış mesafesi nin tespitini de istedi. Operasyon dan sağ kurtulanlardan Hülya Bi SARİN GAZI MI? Mağdurlardan Hacer Arıkan’ın operasyonda yüzü tamamen yanmıştı. Onlarca ameliyat olan Arıkan, ilk oturumda, “27 kadındık koğuşta. Delinen yerden içeri bir hortum bırakıldı. Oradan atılan alev topu gibi bir madde ile yataklar tutuştu. Sonra biz gaz bırakıldı ve içerisi simsiyah dumanla göz gözü görmez oldu. Yanıyoruz diye bağırarak çıkmaya başladık. Arkadaşlarımın derilerinin eridiğini gördüm. Elbiselerimiz yanmadı derimiz eridi. Parmaklarım yok ama avucumun içi yanık değil. Sırtım belime kadar yandı. Saçlarım, kaşlarım yandı. Burnumun yerinde boşluk oluştu” demişti. Adli Tıp uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, yaptığı değerlendirmede, o maddenin uluslararası anlaşmalara göre kullanımı yasak olan beyaz fosfor olabileceğini belirtmişti. Operasyondan yaralı kurtulanların hepsi, koğuşlara atılan gazların vücutlarını yakarak erittiğini ilk duruşmadan beri söylüyor. lik de duruşmada koğuşta yaşadıklarını şöyle anlatmıştı: “Gece 03.30 sıralarında patlama sesiyle uyandım. Yoğun sis bombası ve silah sesleri vardı. Koğuşun tavanını delerek, sinir gazı olduğunu tahmin ettiğim siyah renkli gaz sıkıldı. Bilincimizi kaybettik. Gaz vücudumuzu yakıyordu. Saçlarım yandı. Uzun süre yürüyemedim. İki ay hastanede kaldım.” Rapordaki maddeler: CS, toplumsal olaylarda göz yaşartıcı olarak kullanılan gazlardan biri. Kimyasal silah olarak ilk kez 1914’te 1. Dünya Savaşı’nda kullanıldı. Kapsaisin ise biber gazı. Bibere yakıcı etkisini veren madde. Adli emanetteki eşyalar bir türlü ortaya çıkarılmadı ve sonunda 3 Kasım 2017’de numuneler Adli Tıp’a ulaştı. 17 adet mühürlü torbada gönderilen materyaller, 13 Kasım’da incelemeye alındı. Kimya İhtisas Dairesi’nce 8 Aralık 2017’de tamamlanan raporda, iki torbadan çıkan gaz bombası örnekleri ile 14 numaralı torbadan çıkan kısmen yanmış, isli, yırtık durumdaki havlunun yıkama çözeltisinde CS gazı bulunduğu belirtildi. 8 torbadan çıkan giysilerde, spor ayakkabıda, çorapta, yastıkta, battaniyede, havluda, eldivende, ayakkabı keçesinde ve bir gaz bombası örneğinde CS gazı ve Kapsaisin bulunmadığı ifade edildi. Raporda, mahkeme yazısındaki diğer inceleme taleplerinin gerçekleştirilmesi için dosya ve eklerinin ATK Fizik İhtisas Dairesi’ne gönderildiği bildirildi. Müdahil avukatlarından Several Ballıkaya, “Bu deliller üzerinde, soruşturma başlatıldığında savcılık tarafından inceleme yapıldığına ilişkin bir rapor yok. Mahkemede de bugüne dek inceleme yapılmadı. Raporu inceleyip görüşlerimizi mahkemeye sunacağız” dedi. l İSTANBUL emekli Sayıştay Hâkimi Polis şiddeti tanınmaz hale getirdi Ankara Yüksel Caddesi’nde 540 gündür devam eden eylemde sert müdahaleyle karşı laşan emekli Sayış tay Hâkimi Perihan Pulat’ın yüzü morluk içinde kaldı. Yüksel Caddesi’n Perihan Pulat de “İşimizi geri istiyoruz” talebiyle günde iki kere gözaltılar ile 540 gündür devam eden eylem, önceki gün sert müdahaley le karşı karşıya kaldı. “Yaşasın 1 Mayıs, Yüksel’den Taksim’e”, “İşimizi geri istiyo ruz” ve “Yaşasın Yüksel direnişimiz” slo ganlarıyla Yüksel Caddesi eylemini devam ettiren ve hükümetin OHAL KHK’leri ile iş ten atılan Acun Karadağ, Nazan Bozkurt ve Gülnaz Bozkurt polis ekiplerinin sert mü dahalesine maruz kaldı. Gülnaz Bozkurt’un saçını koparan polis ekipleri, 75 yaşındaki emekli Sayıştay Hâkimi Perihan Pulat’a da yerlerde sürükleyerek şiddet uyguladı. Yıllardır Ankara’da yapılan birçok eylem, etkinlik ve anmaların en önünde yer alan, evinde hazırladığı dövizlerle birçok etkinli ğe katılarak tepki gösteren emekli Sayıştay Hâkimi Perihan Pulat, bu müdahale sonra sı geceyi hastanede geçirdi. Dün Türkiye İn san Hakları Vakfı’na giderek polis şiddetini belgeleyen Pulat, polis saldırısına ilişkin suç duyurusunda bulunacak. Perihan Pulat, “Ra por aldıktan sonra adliyeye gidip polis hak kında suç duyurusunda bulunacağız. Peşi ni bırakmayacağız. Sonuna kadar takipçisi olacağız” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr İTİRAF GİBİ İDDİANAME ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Defalarca bırakıldı ‘El Kaide emiri’ çıktı! 2008’de bir sinegoga yönelik cihadist bir eylem düzenleyeceği iddiasıyla tutuklanan ve ardından defalarca benzer sebeple tutuklanıp bırakılan Halis Bayancık, namı diğer ‘El Kaide Emiri’ için hazırlanan iddianamede çarpıcı ifadeler yer aldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Ebu Hanzala” kod adlı Halis Bayancuk hakkında hazırladığı iddianamede, Bayancuk’un El Kaide terör örgütü ve çatışmalı bölgelerle irtibatlı grupların “Türkiye emiri” olduğu belirtildi. Ömür boyu hapsi isteniyor Bayancuk defalarca serbest bırakılmıştı. 2008’de bir sinegoga saldıracağı ihbarı üzerine tutuklanıp, ardından salınmıştı. 12 Nisan 2011’de yeniden tutuklanan Bayancuk, 24 Ocak 2013’te delil yetersizliği gerekçesiyle tahliye edilmişti. Bayancuk, 14 Ocak 2014’te El Kaide’ye yönelik Van merkezli operasyon kapsamında bir kez daha tutuklandı. İnsani yardım malzemesi adı altında Suriye’ye silah gönderildiği iddiasıyla düzenlenen operasyonda ele geçti ancak 9 Ekim 2014’te tahliye edildi. 6 Mat 2017’de İstanbul’da evinin önünde gözaltına alınan Bayancuk, 13 Mart’ta Ankara’da çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartı ve yurt dışına çıkış yasağıyla serbest bırakıldı. 29 Mayıs 2017’de Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü operasyonda gözaltına alınarak tutuklanan Bayancuk, şu anda “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle yargılanıyor. l Yurt Haberler C MY B