21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 23 Mayıs 2018 6 23 İLDE YAPILAN ANKET SONUCU EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Döviz ve işsizlik en büyük sorun Ülkenin en önemli sorunları sıralamasında dövizdeki artış ve işsizlik rekor kırdı. Ekonomi, terör ve güvenliğe 5 kat fark atarak yüzde 45’le halkın ilk sorunu Dövizdeki durdurulamayan tırmanış ve rekor, halkın en önemli sorun sıralamasında açık farkla öne geçti. Dövizdeki ar tış ve işsizlik, 24 Hazi ran seçimleri öncesin deki anketlerde, öte den beri ilk sıralarda yer alan terör ve gü ERDEM GÜL venliğe 5 kat fark attı ve yüzde 50’ye yakın oranla ülkenin en önemli sorunu olarak çıktı. Bugüne kadar seçim dönemlerinde ve seçimsiz dönemlerde yapılan halkın öncelikli gündemi araştırmalarında te rör ve güvenlik konusu hep başı çe kerdi. Ekonomi de anketlerde öncelik ler arasında yer alırdı ancak terör ve güvenlik hep bir numaralı konu olur du. 24 Haziran seçimlerine doğru geri ye sayım sürerken, halkın gündemine ilişkin anketlerde ekonomi diğer so runlara fark atarak birinci sorun olma ya başladı. Son olarak MAK Danışman lık firmasının seçimler öncesi Türki ye gündemi araştırmasında işsizlik ve döviz fiyatlarındaki tırmanış, diğer so runları sollayarak en ön sırada çıktı. Bir numara ekonomi 1320 Mayıs tarihlerinde 30 büyükşehir, 23 il, 154 ilçede 5500 kişiyle yüzyüze görüşme yöntemiyle yapılan anketteki en ilginç sonuçlar, “Ülke gündemine” ilişkin sorulara verilen yanıtlarda ortaya çıktı. “Size göre “Size göre ülkemizin en önemli sorunu nedir” ülkemizin en önemli sorunu nedir” sorusuna ankete katılanların yüzde 45’i ekonomik sorunlar (İşsizlik, dövizdeki artış) yanıtını verdi. Ankette dış politik olaylar yüzde 18’le ikinci sorun olarak görülürken, adaleti en önemli sorun olarak görenlerin oranı yüzde 7 oldu. Terör ve güvenliği en ömemli sorun olarak görenler ise yüzde 5’de kaldı. Yüzde 15 diğer sorunları gündeme getirirken, yüzde 10 da kararsız kaldı ya da görüş belirtmedi. “Ülkemizde son dönemlerde ekonomik bir kriz olduğunu düşünüyor musunuz” sorusu ise daha çarpıcı bir sonuç verdi. Bu soruya ankete katılanların yüzde 57’si evet verdi. Yüzde 23 hayır derken yüzde 20 ise kararsız ya da cevap vermeyenlerden oluştu. Ancak ekonomide kriz olduğunu düşü nenlere, “Size göre bu krizi hangi siyasi lider çözebilir” sorusu yöneltildiğinde de Cumhurbaşkanı adayları arasında ilk sırayı AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın alması dikkat çekti. “Krizi kim çözebilir” sorusuna, yüzde 35 Erdoğan, yüzde 20 Muharrem İnce, yüzde 15 Meral Akşener, yüzde 7 Selahattin Demirtaş, yüzde 3 Temel Karamollaoğlu, yüzde 1 Doğu Perinçek yanıtı geldi. Pazartesi günü partilerin milletvekili listelerinin belirlenmesi ve çok sayıda ismin liste dışı kalması büyük tartışmalara neden olmuştu. MAK anketi, milletvekili listelerinin seçmen tercihi üzerindeki etkisini de araştırdı. Buna göre milletvekili listeleri, seçmenin siyasi tercihi üzerinde yüzde 12 oranında etkisi bulunuyor. l ANKARA İlk tur bıçak sırtı Ankete göre cumhurbaşkanı seçiminde Erdoğan’a yüzde 48.5, Muharrem İnce’ye yüzde 22.5, Meral Akşener’e yüzde 11.5, Selahattin Demirtaş’a yüzde 9, Temel Karamollaoğlu’na yüzde 2, Doğu Perinçek’e de yüzde 0.5 oranında destek çıktı. Anket firması kararsızlar dağıtıldığında sonuçların Erdoğan yüzde 51.4, İnce yüzde 23.9, Akşener yüzde 12.3, Demirtaş yüzde 9.6, Karamollaoğlu yüzde 2.2, Perinçek yüzde 0.6 şeklinde olacağını hesapladı. Kararsızlar faktörü Ankete göre AKP yüzde 41.5, MHP yüzde 8.5, CHP yüzde 21.5, İYİ Parti yüzde 8, HDP yüzde 8.5, ve SP ise yüzde 2 oranında görülüyor. Kararsızlar dağıtıldığında ise AKP yüzde 45, MHP yüzde 9, CHP yüzde 23.5, İYİ Parti yüzde 8.5, HDP yüzde 9 SP ise yüzde 2.2 oranında çıkıyor. Ancak anket firması, kararsızların matematiksel dağılımının sonuçları doğru sonucu vermeyebileceğini, muhalefet partilerine oy vereceği halde kararını ifade etmeyen önemli oranda seçmen olacağı notunu da düştü. Meral Akşener, ‘24 Haziran’da her şey düzelecek’ diyen Erdoğan’a seslendi ‘Niçin şimdi düzeltmiyorsun?’ OZAN ÇEPNİ İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, seçim sürecinin ilk mitinginde “Ülkemiz yorgun bir şoförün direksiyonunda gidiyor. 24 Haziran akşamı arkadaşımızı torun sevmeye göndereceğiz” dedi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dış politikadaki söylemlerini de eleştiren Akşener, “Şam Emevi Camii’nde namaz kılacaktı olmadı, Gazze’de namaz kılacaktı hâlâ bekliyoruz. ‘Eyyt Amerika’ dedi arkasından şeker fabrikalarını sattı. Burnu uzayacak burnu pinokyo gibi” diye konuştu. Akşener, partisinin “Yüzünü güneşe dön” sloganıyla ilk mitingini Antalya’da düzenledi. Akşener’in açıklamalarından satır başları şöyle: Koskoca ağabey: (Yusuf Halaçoğlu’nun liste dışı kalması) Halaçoğlu benim hocamdır, öğretmenimdir, ağabeyimdir. Kendisi Kayseri’yi istemedi. İzmir’i, Ankara’yı istedi. Orada da genel başkan yardımcılarımız vardı, koskaca ağabeyi onun altına koyamazdık. O da affını istedi, ben de saygı duydum. Milletin adayı olacağım: Seçime girmememiz için Erdoğan tarafından en büyük gayret gösterildi. Sayın Kılıçdaroğlu’ndan ricada bulundum ve milletvekili arkadaşlarımız partimize geldiler. Grup kurduk. Arkadaşlarımız zaten grup kurduk imza meselesinden vazgeç dediler. Ben de milletin adayı olacağım dedim. Çiftçi tarlasına küstü: Çiftçimiz, meyve ve sebze yetiştiricimiz, Antalya’da tarlasına küstü. Çünkü saman ithalatı yapılıyordu bu ülkede. Antalya’nın narenciyesi dalında kalırken, sebzesi serada, tarlada kalırken gidin marketlere, sebze ve meyve ithalatı başladı. Dolayısıyla sadece yandaş müteahhitin kayrıldığı, tüm imkânların yandaşlara akıtıldığı bir ekonomik tercih içinde elbette Antalya çiftçisi sizin dediğiniz gibi ölüyor. Eyyt deyip yalvartmayacağız: Antalya’nın turizmcileri isyan ediyordur. Bir kere baştan aşağıya yanlış var, o da şu: Dış politikada oy alabilmek için ‘Eyt Almanya, Eyt Rusya’ dediniz Antalya turizmini açlığa mahkum ettiniz. Ayrıca bir yanlış daha yaptınız. Şehirleri tanıtmak yerine sadece Türkiye’yi tanıttınız. Büyük bir başarısızlık oldu. Antalya’yı tarlasıyla barıştıracağız. Turizm için yolları açacağız. Gündelik seçim için eyt deyip arkadan yalvarmayacağız. Torun sevmeye gönderece ğiz: Erdoğan seçim manifestolarını açıklayacağını söyledi. Şaştım kaldım. 16 yıldır ben yönetiyorum bu ülkeyi sandım. 24 Haziran’da her şeyin düzeleceğini söylüyor. Madem 24 Haziran’da düzelecek niçin şimdi düzeltmiyorsun? Doların uçmasının bir diğer sebebi de Erdoğan sayesinde Türkiye’nin itibar kaybetmesidir. İtibar kaybeden liderler, ülkelerine de itibar kaybettirirler. Ülkemiz yorgun bir şoförün direksiyonunda gidiyor. Şoförlük ehliyeti olmayan birinin otobüsüne biner misiniz? Binmezsiniz. Türkiye bu durumda işte. 24 Haziran akşamı arkadaşımızı torun sevmeye göndereceğiz. Cumhuriyet varlıklarını sattın: Bize diyorlar ki büyük büyük projelerimiz var. Vergi topladın 16 yılda. 450 milyar dolar borç aldın 16 yılda. 70 milyar dolarlık Cumhuriyet varlıklarını sattın 16 yılda. Vatandaşın cebine bir lira girdi mi buradan? Hayır. Gençlere işsizlik maaşı: Her gencimize iş imkânı yaratana kadar gençlik maaşı veya vatandaşlık maaşı bağlayacağız. KPSS’de çalınan sorularda hakkı yenen çocuklara hakları geri verilecek. İlk gün OHAL kalkacak: Cumhurbaşkanı seçildiğim gün OHAL’i, YÖK’ü kaldıracağım. Bölünmüş üniversitelerle ilgili kararı iptal edeceğim. İlk 100 günde 4.5 milyon kredi kartından takibe uğramış vatandaşımız var, onların borçlarını sileceğiz. Öğrencilerin, işsizlerin ve şehit ve gazi ailelerinin, emeklilerin, toplamda 8 milyar lira tutan borçlarını sileceğiz. l ANTALYA Çankaya’da tülbent müzesi Anadolu’da en önemli simge tülbenttir, yemenidir, kadınlardır. Bu yola çıktığım günden itibaren kız kardeşlerim bana çeyizlerinden tülbetler hediye ettiler. Ben o tülbentlerin hepsini cumhurbaşkanı seçildiğim gün Çankaya’da bir müzede sergileyeceğim. İNCE STRATEJİ İYİ Parti’nin cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener seçim kampanyası ğini kampanyada daha da öne çıkaracağı anlaşılıyor. Bunun için daha önce yurt nın ilk resmi mitingini Antalya’da yaptı. gezilerinde ve parti kongresinde kulla Akşener’in, ilk miting merkezini An nılan bir sahne tekrarlanıyor. Mitingden talya olarak seçmesinin birkaç nede önce sahne önüne bir grup kadın yer ni vardı. Birincisi Antalya’da iktidar blo leştiriliyor ve Akşener kürsüye çıktığın ku 1 Kasım 2015 seçimleriyle 2017 re da ellerindeki eşarp, tülbent ve yemeni ferandumu arasında büyük kayba uğra leri Akşener’e veriyorlar, o da kürsüden mıştı. 1 Kasım 2015’te AKP ‘kadın kardeşlerim’ diyerek MHP oy toplamı yüzde 60’a varırken referandumda evet İZLENİM hem kadınları selamlıyor hem de kendi kadın kimliğinin altını oyları yüzde 40 civarında kal çiziyor. Stratejinin CHP’ye dö dı. Bu sonuçta en etkili faktör nük ayağında ise Akşener, mi Rusya ile yaşanan kriz yüzün tingdeki kalabalığa şu soruyu den turizm ve sebze ihracatın soruyor: ‘Erdoğan ikinci tur da bölgenin büyük zarara uğ da kimi karşısında görmek is ramasıydı. Seçmen bu kaybın sorumlusu olarak AKP’yi cezalandırdı. Akşener’in Antalya’yı seçmesinin bir başka nedeni KCeAmNal temez?’ Akşener bu soruyla, CHP’nin adayı Muharrem İnce olmasıyla kaybettiği stratejik seçmeni geri kazanmaya ise cumhurbaşkanı adaylığının çalışıyor. imza toplanması sürecinde Antalya’nın Akşener’in mitingi dolayısıyla An çok yüksek performans göstermesiy talya’daki seçim atmosferine de bak di. İYİ Parti Antalya’da MHP etkisini bü ma imkânı bulduk. Türkiye’nin hemen yük ölçüde kırmış ve oy tabanını kendi her bölgesinde olduğu gibi Antalya’da ne çekmişti. Dolayısıyla Akşener’in An da seçim atmosferi sokağa inmiş de talya ile ilgili beklentisi bir hayli yüksek ğil. Fakat yine her yerde çok sık duyu ti. Ancak dün gerçekleştirilen mitingde lan ‘dip dalga’ beklentisi burada da sık Antalya’dan beklenen potansiyelin tam sık dillendiriliyor. Referandum sonuçla olarak karşılandığını söylemek güç. Ço rı baz alınırsa ‘Millet İttifakkı’nın ‘Cum ğunluğu çevre ilçelerden gelen kadınlar hur İttifakı’na yine benzer bir fark atma dan oluşan miting kalabalığı coşkuluy sı sürpriz olmayacak. Hatta farkın bi du. Ancak Antalya ölçülerinde büyük bir raz daha açılması olası. Asıl sürpriz Mil sayı oluşturmuyordu. let İttifakı’nın iç dağılımında ortaya çı Meral Akşener, kampanyasının bu ilk kabilir. Miting alanına yansımamış olsa mitinginde artık çok kısa bir süre kalan da İYİ Partililerin Antalya’dan beklentile seçim için ana stratejisinin ipuçlarını ri yüksek. Bir başka sürpriz olasılığının verdi. AKP seçmeninin parti sadakatinin da HDP’nin Antalya’dan milletvekili çı büyük ölçüde kadınlar üzerinden kurul karmasıyla gerçekleşebileceği sıkça ko duğu tespitiyle Akşener’in kadın kimli nuşuluyor. l ANTALYA İmamhatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda Pazartesi günkü Cumhuriyet’te biri 2’nci sayfada, diğeri arka sayfada karşımıza çıkan ve birlikte değerlendirildiğinde AKP Türkiye’sinin hali pür melâlini ortaya serdiği düşünülebilecek iki haber vardı. İlki arkadaşımız Figen Atalay’ın yeni başlamış yazı dizisi “LGS’nin Bilinmeyenleri”nden ve İstanbul’da imamhatip lisesi öğrenci kontenjanının 5 binin üstünde (5160) olduğunu işaret ediyor. Şehir imamhatiplere adeta mecbur edilmiş durumda. Çünkü koskoca İstanbul’da 39 ilçede merkezi sınavla öğrenci alacak 8 fen lisesi ve sadece 3 tane (bir sosyal bilimci olarak içim sızlaya sızlaya telaffuz ediyorum!) sosyal bilimler lisesi var. Ama 55 tane imamhatip lisesi var. Dahası bazı ilçelerde merkezi sınavla öğrenci alınacak yalnızca imamhatip liseleri var. Türkiye’de bazı illerde de Anadolu lisesi hiç yokken imamhatip neredeyse tek seçenek. Yine yazıda yer alıyor: İstanbul’da Sahrayıcedit sakinleri isyanda; çünkü muhitte hiç Anadolu, fen ve meslek lisesi yokken iki imamhatip lisesi var ve bunlar geçmişte mevcut iki lisenin değiştirilmesiyle ortaya çıkmış. Halk, çocuklarımızın seçme hakları ellerinden alındı diyerek sokaklara dökülmüş!.. Bir tarafta durum bu… Diğer taraftan, bununla titreşimli, hem de trajikomik şekilde titreşimli şu haber arka sayfada gözümüze çarpıyor: Galatasaray İlkokulu’na kura ile alınacak 50 kişilik kontenjan için tam 5 bin 939 başvuru olmuş. Ne kadar manidar değil mi?! Sanki 5 bin küsur imamhatip kontenjanının kendilerine daralttığı alandan kaçanlar Galatasaray’ın kapısına dayanmışlar gibi!.. Ailelerin erken saatlerden itibaren “Mektebi Sultanî” önünde uzun kuyruklar oluşturduğunu öğreniyoruz haberden... Başvuru da bedava değil; öğrenci başı 700 lira ödeniyor. Kura için başvurulardan okulun elde ettiği gelir de 4 milyon küsur TL. Gülelim mi hep beraber, şu ağlanacak haline “Yeni Türkiye”nin, ne dersiniz?.. “Batılılaşma” nefretiyle gözler öylesine kör olmuş ki 1920’ler ve 30’ların takıntısıyla 2000’ler, 2010’lar dünyası ve Türkiye’sinin gerçeklerini, ihtiyaçlarını, arzularını göremiyor, toplumu zorlaya zorlaya neredeyse dindenimandan olacak noktaya getiriyorlar!.. Nasıl “en az üç çocuk” telkiniyle imkânları, koşulları, dolayısıyla “kalite”yi hiçe sayıp “niteliksiz nicelik” peşinde koşmayı marifet sayıyorlarsa, aynı minval üzere neredeyse her mahalleye en az iki imamhatip de eğitim politikalarının şiarı olmuş gibi... Evet, imamhatipleri patlattılar. Ama ellerinde patlattılar!.. Böyle giderse Türkiye’de hiçbir dönemde görülmedik cinsten bir imamhatip usanmışlığı, hem de dindarmuhafazakâr kesimin kendi içinden olarak bu dönemin bir ayırt edici karakteristiği hâline gelecek. Yanlış mı, imamhatipteki çocuklar değil mi iktidarın dinbaz taassubundan “Yandım Allah” diyerek Deizme yelken açanlar!.. Sosyal bilim yok, fen yok, düz lise yok, Anadolu lisesi yok. Varsa yoksa imamhatip… 80 milyonluk ülkenin kaderi, antiKemalist/modernist bir ideolojik takıntıda kalmış bir dinbaz iktidar kliğinin duygusal (ve alabildiğine “ergen”) tepkilerine bağlanmış durumda. Öpüp başlarına koydukları Kur’an, “Dinde zorlama yoktur” diyor mu, diyor. “Âlemlere rahmet” olarak gönderildiğine inandıkları peygamber, “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın” diyor mu, diyor. Ama bunlar, zorlaştırdıkça zorlaştırıyorlar! Halk “İllallah” deyip “Mahallemize Anadolu lisesi istiyoruz” pankartı açıyor; bunlar zorluyor da zorluyor, dayatıyor imamhatipleri… Ve bu da aslında en büyük zararı imamhatiplere veriyor. Gel gelelim diğer taraftan günlerdir Fransa’da “Kur’an’da tashih” diye zırvalayanları büyütüp “yerli ve milli” bir Fransızca boykotu çağrısında bulunsalar da işte millet hiç mi hiç iplemiyor bunları… Ve “Mektebi Sultanî”nin ilkokul kısmına alınacak 50 öğrenci arasına çocuklarını sokmak için ortalığı tam anlamıyla “anababa günü”ne çeviriyor. Tahminim o ki Galatasaray’a altı bine yakın başvuru sahibi arasında bu iktidara oy vermiş dindarmuhafazakâr kesimden de hali vakti yerinde vatandaşlar vardır. Çünkü biliyorum, AngloSakson menşeli ve “misyoner” diye diye bas bas bağırdıkları bir diğer okulun giriş sınavında içerideki çocuğu için dışarıda heyecanla volta atan iktidar yanlıları, matbuat yöneticileri olduğunu… Burada da araştırılsın, benzer bir sonuç çıkması kuvvetle muhtemel. Demek ki kendi içlerini bile ne imamhatibe, ne de “Fransızca şerri”ne ikna edebilmiş değiller. Demek ki aslında çoktan ölmüşler de ağlayanları yok!.. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle