22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 23 Mayıs 2018 GooglE DEFTERE YAZIYOR! Times gazetesi, Google’ın X adındaki gizli araştır tüm canlıların faydasına olacak sonuçlar elde etmek için bireyler hakkında topma birimi tarafından 2016 yılında hazırlanan 8 dakikalık bir videonun dışarıya ladığı devasa büyüklükteki verileri kullandığı bir gelecek tahayyül ediyor” desızdığını yazdı. Haberde, “Google, insanların davranışlarını manipüle etmek ve nildi. Videoda, Google’ın elindeki veriler “bir kayıt defteri” olarak tanımlanıyor. EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘Hijyenin de fazlası zarar’ Çimenev BİLİM VE SANAT MERKEZİ AYAKTA KALMAK İSTİYOR İngiliz Profesör’ün iddiası: ÇOCUKTAKİ LÖSEMİNİN NEDENİ İngiltere’nin önde gelen kanser uzmanlarından biri olan Profesör Mel Greaves, mikroplardan arındırılmış modern yaşam biçimimizin çocuklarda en sık görülen kanser türlerinden birine yol açtığını söyledi: Akut limfoblastik lösemi. Kanser Araştırmaları Enstitüsü’nden Profesör Greaves, 30 yıldır yapılan araştırmalarda görülen kanıtların, yaşamın ilk yıllarında yeterli derecede mikroba maruz kalmazsa, bağışıklık sisteminin kanserojen olabileceğini gösterdiğini söyledi. Daha önce hastalığa elektrik kablolarının, elektromanyetik dalgaların ve kimyasal ların sebep olabileceği söyleniyordu. Araştırmasında dünya genelindeki uzmanlarla işbirliği yapan Prof. Greaves hastalıkta üç aşama bulunduğunu vurguladı: Birinci aşama durdurulması pek mümkün olmayan anne karnındaki bir genetik mutasyon oluyor. Daha sonra yaşamın ilk yılında çeşitli mikroplara yeterince maruz kalınmaması nedeniyle bağışıklık sistemi tehditlerle doğru şekilde başa çıkmayı öğrenemiyor. Bu hal de çocuklukta karşılaşılan bir enfeksiyonun bağışıklık sisteminin hata vermesine ve lösemiye neden oluyor. Fıstıkçılara aflatoksin uyarısı Son günlerde artan fıstık fiyatlarına karşı toptancılar ve baklava üreticileri stokçuları suçladı. Antepfıstığını ellerinde tutan stokçulara uyarıda bulunan Onkolog Dr. Yavuz Dizdar, “Uygun olmayan ortamda bekletilen fıstıkta aflatoksin ürer, bu da karaciğer kanserine neden olur” dedi. Kabuklu fıstık 65 liradan, tatlılarda kullanılan iç antepfıstığının fiyatı ise 210 liraydan satılıyor. Fıstıkçıların ellerindeki fıstığı sonuna kadar saklayamayacağını vurgulayan Dr. Dizdar, “Önünde sonunda satmak zorundalar. Çünkü o zaman aflatoksin (zehirli ve kanserojen maddeler) ürer. Aflatoksin üredikten sonra da o fıstıktan hayır gelmez. Bu kanser yapan bir mantar toksindir, karaciğer kanserine neden olur. Uzun süre uygunsuz koşullarda saklarsanız bu madde ürer ve o zaman yapabileceğiniz hiçbir şey kalmaz” dedi. l DHA Nipah virüsü geri döndü Hindistan’da meyve yarasalarının taşıdığı nipah virüsü nedeniyle 10 kişi hayatını kaybetti. Virüs, dünyanın en ölümcül virüsleri arasında gösteriliyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, Nipah virüsünün ilaçla tedavisi mümkün değil. Hurma ve hurma özünden şurup gibi ürünlerde nipah virüsünün bulaşma ihtimali olduğu bildiriliyor. Bu virüsün hurmaya, meyve yarasaları aracılığıyla geçtiği belirlenmiş. Papa’dan yeni ‘eşcinsel açılımı’: Tanrı Papa Francesco’nun “Tanrı seni böyle seni yaratmış ve böyle seviyor” şeklindeki sözleri, böyle 2013 yılındaki “Ben kimim ki eşcinselleri yargılayayım” yaratmış açılımından bile daha ileri bir adım olarak görülüyor. Katolik Kilisesi lideri Papa Françesco’nun geçen ay Vatikan’da görüştüğü bir adama “Eşcinsel olup olmaman mühim değil. Tanrı seni böyle yaratmış ve seni olduğun gibi seviyor” dediği ortaya çıktı. Şili’de çocukken bir Katolik din adamının cinsel tacizine uğrayan Juan Carlos Cruz, geçen ay sonunda Papa’nın daveti üzerine gittiği Vatikan’da neler konuştuklarını anlattı. İspanyol El Pais gazetesine konuşan Juan Carlos Cruz, kendisine istismarda bulunan Fernando Karadima isimli din adamını şikâyet ettiğinde eşcinsel olması nedeniyle bazı Şilili din adamlarının kendisi ni “sapkın” gibi göstermeye ve cinsel taciz iddialarını bu gerekçeyi de öne sürerek geçiştirmeye çalıştığını söyledi. Cruz, bu konuda Papa ile aralarında geçen konuşmayı şöyle aktardı: “Papa’ya benim kötü biri olduğum söylenmişti. Bense, bir aziz olmadığımı ama kötü bir insan da olmadığımı, kimseyi incitmemeye gayret ettiğimi anlattım. Papa bana şöyle dedi: ‘Juan Carlos, eşcinsel olup olmaman mühim değil. Tanrı seni böyle yaratmış ve seni olduğun gibi seviyor. Benim için de bunun bir önemi yok. Papa seni böyle seviyor. Olduğun gibi olmaktan mutlu olmalısın’.” SAKLAMAK DA SUÇA ORTAK OLMAKTIR Avustralya’nın Adalaide Başpiskoposu Philip Wilson, 1970’li yıllarda çocuklara yapılan cinsel tacizi saklamaktan suçlu bulundu. Wilson, Katolik dünyasında bu suçtan hüküm giyen en üst düzey isim oldu. Başpiskopos Wilson, New South Wales eyaletinde birlikte çalıştığı pedofil rahip James Fletcher’ın kilise korosundaki çocuklara yönelik cinsel tacizini saklamakla suçlanıyordu. Wilson’ın cezası gelecek ay açıklanacak. Çimenev’in, felsefe, fotoğrafçılık, kukla, dışavurumcu sanat, drama, origami, satranç, deney, müzik, toplumsal cinsiyet, robotik, kodlama, mühendisliğe giriş, yoga ve sanat konusunda 15 atölyesi var. Tüm çocuklar dönem başında istedikleri dersleri seçerek programlarını oluşturuyorlar. Bir avuç umut İLAYDA KAYA Roman Hakları Derneği’nin Elmadağ’daki Çimen Sokak’ta kurduğu Çimenev Bilim ve Sanat Merkezi, üçüncü yılında kapanma riskiyle karşı karşıya. Şişli Belediyesi’nin desteğiyle ayakta kalmaya çalışan merkez, maddi imkânları kısıtlı ailelerin çocuklarına eğitim desteği sunuyor. 10 öğrenciyle yola çıkan dernek, şimdi 56 öğrenciye bilim, sanat ve teknoloji konularında yetkinlik kazanma fırsatı sağlıyor. Dernekte ise eğitim, istihdam, barınma, sağlık ve ayrımcılık ko nularında politika geliştiriliyor. İlkokul ve ortaokul öğrencile ri öğle 14.00’ten sonra merkeze geliyor. Önce birlikte yemek yiyorlar. Kitap okuduktan sonra serbest zamanda, birlikte oyun oynuyorlar, yapboz yapıyorlar, resim çiziyorlar. Kadınlara da destek Çimenev, velilere de destek oluyor. Ebeveynler için okuma yazma kursu, dikiş ve el sanatları dersi, teknoloji ve sağlık atölyesi başlatıldı. Okuma yazma bilen anneleri de açık liseye kaydettiler. Gönüllü psikolog Deniz Erdem, her cuma buluştuğu annelerin, ‘kardeş kıs kançlığı, evde kural koyma, aile içi iletişim’ gibi konular hakkında sorunları dinliyor. Çimenev’in Proje ve Eğitim Koordinatörü Melek Bahat, “Ev ziyaretlerimiz sonrasında çocukların aslında okul devamsızlığının ve özgüven eksikliğinin evde yaşadıkları problemlerle ilgili olduğunu gördük” diyor. Merkezden yardım alan annelerin de çocuğa yaklaşımının değiştiğine dikkat çeken Bahat, şöyle devam ediyor: “Burada güzel bir emek var. Şişli Belediyesi kiramızı ve beslenme giderlerimizi karşılıyor. Dışarıdan da destekler bekliyoruz. Sosyal medya üzerinden de Gezegeni yardım kampanyaları düzenliyoruz.” 13 yaşındaki torunu Yaren’i ve 16 yaşındaki yeğeni Merve’yi Çimenev’e bırakan Nilüfer Budak ise şunları söylüyor: “Çocuklar burası sayesinde özgüven kazandılar. Asosyallikten uzaklaştılar. Vazgeçmemeyi öğrendiler. Torunum daha önce asabi bir çocuktu. Tamamen değişti. Kendini dansa verdi. Stresini dansla atıyor. Eskiden utanırlardı. Bugün gösteriden gösteriye koşuyorlar. Çocuklarımıza o kadar büyük bir özgüven aşıladılar ki, çocuklar ‘Şişli Çocuk Meclisi’ni kurdular.” l İSTANBUL yedik bitirdik ‘Dünyanın sadece yüzde 0.01’ini oluşturan insanoğlu, canlıların yüzde 83’ünü yok etti’ Yeni bir bilimsel araştırmaya göre 7.6 milyar insan, yeryüzünde yaşayan bütün canlıların yüzde 0.01’ini oluşturuyor. Ancak buna rağmen ortaya çıktığı ilk günden beri insanlık, gezegendeki vahşi hayvanların yüzde 83’ünün, bitkilerin ise yarısının yok olmasına yol açtı. ‘Proceedings of the National Academy of Sciences’ adlı dergide yayımlanan araştırmaya göre insanlar, yeryüzünün sanılandan çok daha küçük bir kısmını oluşturmasına karşın canlıların yok olmasına sebep oluyor. ‘insan Çağı’ Araştırmanın başında bulunan, İsrail’deki Weizmann Bilim Enstitüsü’nden Prof. Ron Milo, “Biyokütlenin farklı bileşenlerini oluşturan parçalara dair kapsamlı ve bütüncül bir araştırmanın daha önce olmamasına çok şaşırdım. Umarım bu araştırma insanların dünyada ne kadar baskın bir rol oynadığına ilişkin bir bakış açısı sunar” açıklamasında bu lunuyor. Bazı bilim insanları yeryü zünün içinde bulunduğu çağı Anthropocene yani İnsan Çağı olarak adlandırıyor. Araştırmanın başında bulunan Milo, “Kızlarımla yapboz yaptığımda genelde bir filin yanında zürafa, onun yanında da gergedan olur. Eğer dünyada olan bitenin daha gerçekçi bir tablosunu vermek isteseydim, bir ineğin yanında bir inek, onun yanında da bir tavuk olurdu” sözlerini sarf ediyor. l BBC Türkçe Doğa ile uyumlu gelecek mümkün Dünyanın doğal yaşam çeşitliliğinin korunmasını ve geliştirilmesini hedefleyen Uluslararası Biyoçeşitlilik Günü’nde WWF Türkiye’den uyarı geldi. Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem, “Son 50 yıl içinde karasal türlerin popülasyonla rında yüzde 38, deniz türlerinin popülasyonlarında yüzde 36 azalma olurken, en fazla kayıp yüzde 81 ile sulak alanlarda yaşandı. Ancak bu gidişatı tersine çevirmek için hâlâ fırsat kaçmış değil” dedi. Başarılı sonuçların alındığı örnekler de olduğunu vurgulayan Kalem, örnek olarak Çin’de panda sayısının artış göstererek 1900’e yaklaşması, Akdeniz’de iri başlı denizkaplumbağası popülasyonlarının artmasını verdi. Her yıl 22 Mayıs’ta kutlanan Uluslararası Biyoçeşitlilik Günü’nün 25’inci yılında uzmanlar biyoçeşitlilik kaybının devam ettiğine dikkat çekiyor. l Cumhuriyet ‘Baktığımız yerler yeşerecek’ MEHMET KIZMAZ TEMA Vakfı, Seiko Optik Türkiye ile ‘Baktığımız Yerler Yeşerecek’ projesi kapsamında Gaziantep’te 10 bin fidanı toprakla buluşturdu. Gaziantep Nur Dağı’ndaki “Seiko Optik Türkiye Hatıra Ormanı”, gözlük kutularına harcanan parayla oluşturuldu. Seiko Optik Türkiye Genel Müdürü Suat Çam, “Toprak bize dolaylı olarak camı veriyor, biz bu cama bilgimizi ve teknolojimizi katıyoruz, insanlık için bir fayda sağlıyoruz. İstedik ki Seiko Optik’ten alınan bir gözlük camı tekrar doğaya dönsün” dedi. Ağaç dikme projesini sürdürmeyi hedeflediklerini dile getiren Çam, şöyle konuştu: “Müşterilerimizi de çevre duyarlılığı kazandırmak istiyoruz. Gözlükleri bez kılıflarda satacağız. Gözlük kutusuna harcayacağımız parayla ağaç dikeceğiz. TEMA’nın çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Hepimiz TEMA’ya destek vermeliyiz. Bu projemiz umarım sektördeki rakiplerimize de örnek olur.” Türkiye’deki göz sağlığı konusunda da bilgi veren Çam, “Gelişmiş ülkelerde gözlük kullanım oranı yüzde 6580 arasında değişirken Türkiye’de 20 seviyelerinde. 15 milyon gözlük kullanıcısı var. Türkiye’de göz muayenesi yeterince önemsenmiyor” dedi. l GAZİANTEP C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle