Katalog

Çarşamba 16 Mayıs 2018 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET haber 3 310/16 0 290/18 0 230/1 1 0 270/1 7 0 310/1 3 0 220/6 0 180/6 0 270/1 2 0 340/1 8 0 270/1 5 0 260/1 2 0 310/1 8 0 180/1 1 0 300/19 0 190/1 0 0 250/12 0 220/12 0 240/10 0 170/1 1 0 220/12 0 150/12 0 230/19 0 TARİHTE BUGÜN 1919: Mustafa Kemal Atatürk, Türk Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak üzere Bandırma Vapuru’yla İstanbul’dan Samsun’a doğru yola çıktı. 1952: Birleşik Krallık’ta kadınlara eşit ücret yasalaştı. 1992: İstanbul’un tarihi Galata Köprüsü, altındaki bir lokantada çıkan yangında kullanılamaz hale geldi. 1996: DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, örtülü ödenekle ilgili açıklamada bulunamayacağını, ‘devlet sırrı’ olduğunu söyledi. Sesimizi duyan yokTerörle mücadelede yaralanan 19 bin kişi gazi sayılmamalarına tepkili: Terörle mücadelede yaralanan ancak uzuv kaybı olmadığı için gazi sayılmayan 19 bin kişi kimsenin kendilerini dikkate almamasından yakınıyor. Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği Başkanı Atilla Polat, yürüyüş yapmalarına karşın kimsenin kendilerini dikkate almadığını belirterek, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne milletin evi deniyor. Ama biz milletin evine alınmadık. Metal zehirlenmesinden yavaş yavaş ölüyoruz. Gazi olarak toprağa verilmek istiyoruz” dedi. Türkiye’de yıllardır süren terörle mücadelede yaralananlara yönelik farklı uygulamalar, bir kesimin tepkisini çekiyor. Bu kapsam mağduruyuz. Bize nakdi öde da bir organını kaybetmediği me yapıldı ve 1053 sayılı ni ve “yüzde 40 işgöremez” rapo zamname hükümleri uygula ru alamadığı için gazi sayılma nıyor. Mağdurlar arasında 12 yan yaklaşık 19 bin kişi ken bin er/erbaş, subay, astsubay, dilerine yönelik hak tanınmasını istiyor. Mağduriyetleri SERTAÇ EŞ 5 bin polis, bin köy korucusu ve bin de kamu görevlisi var” nin takipçisi olmak için kuru diye konuştu. lan Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derne ‘İş bulamıyoruz’ ği Başkanı Atilla Polat, 20 yıldır gör Organ kaybı olmadığı için gazi sa mezden gelindiklerini kaydetti. Polat yılmadıklarını, ancak vücutlarında “19 bin kişi gazi sayılmıyor. Şu an ki bomba parçaları ve mermiler ne da terörle mücadele eden Zeytin Da deniyle sürekli sağlık sorunları yaşa lı Harekâtı’nda (ZDH) asker, polis ya dıklarını belirten Polat, “Devlet yet ralansa bile uzuv kaybı olmayınca kilileri bizi görmüyor. Bize sahip çık gazi sayılmıyor. Bizler ise Türk Si mıyor. Yürüyüş yaptık önümüze en lahlı Kuvvetleri Sağlık Yönetmeliği gel koydu valilik. Hani Külliye hal kın eviydi. Gidemiyoruz. 3 milyon Suriyeliye bakan devlet 19 bin vatan evladına da bakabilmeli” dedi. 15 Temmuz darbe girişiminde zarar gören herkesin gazi sayıldığına dikkat çeken Polat, “Başbakan ‘kolu çizileni gazi sayacağız’ dedi, yasalaştı. Peki niye terörle mücadelede yaralananları dahil etmediler, biz öldüğümüzde bayrakla defnedilmek istiyoruz. Halen görev başında olan ancak yaralandıkları için işgöremez arkadaşlarımız var. İnönü Stadı’ndaki saldırıda yaralanan polisler var bizi arıyorlar. Güneydoğu’dan uzman çavuşlar var, astsubaylar var bizi arıyorlar. Görevde oldukları için sesleri çıkmıyor” diye yakındı. l ANKARA 4 AYDA YÜZLERCE ÇOCUK ÇATIŞMA ORTASINDA ÖLDÜ Yayaların arasına daldı Ankara’nın Keçiören ilçesinde sürücünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi nedeniyle bir otomobil kaldırımda yürüyen yayaların arasına daldı. Aracın neden kontrolden çıktığı henüz anlaşılamazken kazada 1 kişi öldü, 2’si ağır 6 kişi yaralandı. l İHA NAMME ÖZTÜRK DAVASI ‘Meşru müdafaa hakkını kullandı’ Tuzla’da kendisini sistematik şiddet uygulayan boşandığı eşi Kazım Aydemir’i 2016 yılında öldüren Namme Öztürk’ün yargılandığı davanın 7’nci duruşması dün Anadolu Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Savunmasında iki yıldır tutuklu olduğunu anımsatan Öztürk, “Bugün artık tahliye edilmeyi istiyorum. Çocuklarımın bana ihtiyacı var. Ben öldürme amacı ile vurmadım. Öldürmeyi isteseydim evli olduğumuz zamanlarda bunu yapardım. Bana o gün cinsel tacizde bulunmadı, geçmiş dönemlerde bulundu” dedi. Namme Öztürk’ün avukatı Zeynep İnce Gürhan, müvekkilin sistematik işkenceye maruz bırakıldığını, öldürme gibi bir niyetinin olmadığını söyleyerek, “Namme meşru müdafaa hakkını kullanmıştır. Bakımına mutaç çocukları vardır. Derhal serbest bırakılmalı” diye konuştu. Mahkeme heyeti ara kararda İstanbul Üniversitesi Adli Tıp raporunun akıbetinin sorulmasına, raporun ve dosyanın iadesinin istenmesine ve Namme Öztürk’ün tutukluluk halinin devamına karar vererek davayı 3 Temmuz’a erteledi. l İSTANBUL / Cumhuriyet 8 EL ATEŞ ETTİ Eşini uykusunda öldürdü Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesinde işçi emeklisi Hasan E. (56) dün sabah 04.00 sıralarında yatağında uyuyan 30 yıllık eşi ve 3 çocuğunun annesi Mühibe E’ye tabanca ile 8 el ateş etti. Silah sesini duyan komşuların ihbarıyla olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri yaptıkları incelemede Mühibe E’nin yaşamını yitirdiğini belirledi. Hasan E. polise teslim oldu. Çiftin 3 çocuğundan 2’sinin evli olduğu ve engelli olan diğer çocuklarının cinayet sırasında diğer odada uyuduğu öğrenildi. l DHA Çocukların kâbus yılı Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın pek çok noktasında süregiden savaş ve çatışmalar en büyük zararı masum çocuklara veriyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), 2018’in ilk dört ayında yüzlerce çocuğun çatışma bölgelerinde öldürüldüğünü açıkladı. UNICEF İcra Direktörü Henrietta Fore dün New York’ta yaptığı açıklamada, çatışma bölgelerinde okul, hastane gibi sivil yapılara ayrım gözetmeksizin saldırılar düzenlendiğine, çocukların cinsel istismara maruz kaldıklarına, asker olarak kullanıldıklarına ve açlıkla mücade le ettiklerine dikkat çekti. Savaşın sürdüğü Yemen’de yıl başından bu yana 220’den fazla çocuğun öldürüldüğünü, 330’dan fazlasının yarıldığını belirten Fore, Afganistan’da ise yılın ilk üç ayında 150’den fazla çocuğun çatışmalar sonucu yaşamını yitirdiğini söyledi. Suriye’de de 70’ten fazla hastaneye yapılan saldırıların en fazla çocuklara zarar verdiğini bildirdi. Güney Sudan’dan Suriye’ye, Yemen’den Afganistan’a kadar birçok ülkede çocukların saldırılara maruz kaldıklarını vurgulayan Fore, Gazze’de çocuklara yönelik şiddeti de kınadı. UNICEF’in açlıkla mücadele etmek zorunda bırakılan çocuklarla ilgili açıkladığı rakamlar da oldukça ürkütücü. Buna göre, yaklaşık 4.3 milyon çocuk açlık nedeniyle ölüm riskiyle karşı karşıya. Bu rakam geçen seneye göre yüzde 24’lük bir artışa karşılık geliyor. Arakanlıların yaşadığı insani drama da değinilen açıklamada, 400 binin üzerinde Arakanlı çocuğun çok kötü şartlar altında yaşadıkları belirtildi. UNICEF İcra Direktörü Fore, Birleşmiş Milletler’in 2018 yılı için gerekli yardım paralarının ancak yüzde 16’sını toparlayabildiğini de vurguladı. l Dış Haberler İçtohabal n Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde, 450 küçükbaş hayvan sürüsü sahibi, aylık 2 bin liraya çoban aradığını duyurdu, ancak talipli bulamadı. Bunun üzerine bir tanıdığı aracılığı ile ulaşılan Azerbaycanlı Kadir Niftaliyev (19) geldiği Türkiye’de teklifi kabul ederek çobanlığa başladı. Çat Vadisi’nde, Kale köyü civarındaki yaylalara doğru sürüsü ile yola çıkan genç çoban, gün boyu otlattığı hayvanları gece bir alanda topluyor, kendi si de bir barakada sabahlıyor. Çoban köpeklerinin eşlik ettiği Kadir Niftaliyev, sürüdeki oğlaklarla yakından ilgileniyor, yürümekte zorlanan yavruları sırtında taşıyor. Ülkesinde de ailesi ile birlikte çobanlık yaptığını anlatan Kadir Niftaliyev, bu işi sevdiğini belirtti. Niftaliyev, “Türkiye’de çobanlık işi olduğu söylenince buraya geldim. Aylık 2 bin lira alıyorum. 3 öğün yemeğimi de yiyorum. Rize yaylaları çok güzel, çok sevdim” dedi. l DHA ERGANİ Arazi kavgası: 5 ölü Diyarbakır Ergani’de Akçakale köyü Şeyhgür mezrasında aralarında arazi anlaşmazlığı bulunan Soysal ve Ekinci aileleri arasında tartışma çıktı. Tartışma sonrası aile üyeleri birbirlerine silahlarla ateş açtı. Olayda 4’ü aynı aileden 5 kişi yaşamını yitirirken, 1’i ağır 2 kişi yaralandı. Silahlı kavganın yaşandığı Şeyhgür mezrasına gelen jandarma ekipleri, köyde önlem alırken girişçıkışlar kontrollü olarak yapıldı. l İHA / DHA Seçime damgasını vuranlar Bütün dünyada yükselen otoriter popülist iktidarların en önde koşanlarındanız. Bir süredir yaşadıklarımız, eşiğinde bulunduğumuz rejim değişikliği bu sebeple. Gelişmiş demokrasiler bir kriz içinde. Şayet eşitsizlik giderilmezse ve yeni teknolojik devrime uyum sağlanamazsa krizin daha da derinleşeceğini öngören çok. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk defa demokratik olmayan rejimlerin ürettiği zenginlik demokrasilerinkini yakaladı. Yani özgürlükçü demokrasinin refah ve zenginlik yaratmaktan kaynaklanan çekiciliği azalmakta. Elbette burada sorun demokrasi değil “alternatifi yok” diye özellikle 1980’lerden beri dayatılan ekonomi politikalarında. Her durumda, demokrasiyi istediği durakta inilecek bir tramvay olarak değerlendiren cumhurbaşkanı adayı Erdoğan’ın, otoriterlik bütün dünyada yükselirken demokrat bir yol tutturmayacağı belliydi. Yaşadığımız her seçime damgasını vuran, otoriterliğin köklü bir şekilde tesis edilmesi çabası. Yani yürütmenin merkezileşmesi, yargının siyasallaşması, medyanın bastırılması, toplumun kutuplaştırılması ve devlet imkânlarının popülist otoriter rejime aktarılması. Endişe edelim çünkü bu düzen iyiden iyiye kurumsallaşırsa, memleket uçuruma yuvarlanır. Ancak umutsuz da olmayalım. Dünyada bunları yaşayan tek ülke biz değiliz. ABD’den Hindistan’a, Macaristan’dan Filipinler’e dünyanın neredeyse her yerinde benzer tartışmalar var. Yine her yerde, eğitimli, genç ve şehirli toplum kesimlerinin bu gidişata direndiği gözlemleniyor. Bunlar aynı zamanda ülkelerini geleceğe taşıyacak kesimler. Eşitsizliğin giderildiği ve teknolojik gelişmelerin kamusal fayda için kullanıldığı yeni bir ekonomik düzen toplumun diğer kesimleriyle buluşmanın aracı. Türkiye özelinde son dönemlerdeki seçimlere damgasını vuran bir başka konu ise Kürt meselesi. Dün Ali Sirmen ve Kadri Gürsel ayrıntılarıyla ele aldı. 7 Haziran’da iktidarın yenilgisinin en önemli sebebi HDP’nin yüzde 13’e ulaşmasıydı. Kasım seçimlerine gidilmesinin, Bahçeli’nin aday Erdoğan’ın uydusu haline gelmesinin de. 24 Haziran seçiminin de belirleyicisi HDP olacak. Parlamento seçimlerinde yüzde 10 barajını aşamazsa, Meclis çoğunluğu Cumhur İttifakı’nın. Bu ihtimal, başkanlık seçiminin ikinci tura kalması halinde, aday Erdoğan’a avantaj sağlayacak. HDP’nin barajı geçmesi ve başkanlık seçiminin ikinci tura kalması durumundaysa aslında başkanı HDP oyları belirleyecek. HDP seçmeni iki aday arasında hangisine yönelirse, başkanın o olma ihtimali yüksek. CHP adayı Muharrem İnce’nin HDP adayı Selahattin Demirtaş’ı hapishanede ziyaret etmesi, Hakkâri’de miting düzenlemesi ve nihayetinde başkan yardımcılarından birinin “bir Kürt kardeşi” olacağını açıklaması şansını yükseltiyor. Bakalım İnce, İYİ Parti, Saadet Partisi ve HDP’yi şahsında birlikte hareket ettirebilecek bir söylem tutturabilecek mi? Demokrasinin yeniden kurulması ve toplumsal uzlaşı için çok önemli bir adım olur. Böylelikle otoriter popülizmle mücadele edebilecek eşitsizliği giderecek, yeni dünyaya Türkiye’yi hazırlayacak bir rejimin de altyapısı oluşturulabilir. Zor. Ancak daha kolay görünen Erdoğan seçeneği gerçekleşirse de memlekette yaşayan herkes için hayat çok zor. Feribot iskeleye çarptı: 10 yaralı İstanbul’da Pendik İDO İskelesi’nde bir feribotun kıyıya çarpması sonucu 10 kişi yaralandı. Yalova’dan Pendik’e gelen “Fatih Sultan Mehmet 1” feribotu dün saat 14.45 sıralarında Pendik İDO İskelesi’ne yanaştığı sırada teknik arıza nedeniyle iskeleye çarptı. Kazada 10 yolcu hafif yaralandı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri yaralılara burada müdahale ederken, bazı yaralılar da ambulansla hastaneye kaldırıldı. Ayakta duran yolcuların kaza sırasında düşerek yaraldıkları öğrenilirken, kaza ile ilgili İDO’dan yapılan açıklamada, “14.00 YalovaPendik seferini yapan Fatih Sultan Mehmet1 isimli IDO ferrycat tipi gemi, saat 14.50’de Pendik İskelesi’ne yanaşmaya çalıştığı sırada iskeleye sert bir şekilde yaslanmıştır” denildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B