Katalog

Çarşamba 4 Nisan 2018 6 İstihbaratçıya ‘FETÖ borsası’ gözaltısı ALİCAN ULUDAĞ “FETÖ borsası” iddiaları gündemdeyken eski Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Cihangir Ulusoy, FETÖ ile bağlantılı işadamı Muhammet Tolga Erpolat’ın dosyasını hasır altı ettiği, bunun karşılığında menfaat temin ettiği iddiasıyla gözaltına alındı. Eski Hacettepe Üniversitesi Rektörü Murat Tuncer’in de gözaltına alındığı Hacettepe Teknokent AŞ’ye yönelik FETÖ soruşturmasında ise 300 milyon liralık yolsuzluk yapıldığı iddia edildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Hacettepe Üniversitesi’ne bağlı Teknokent AŞ’de yolsuzluk yapıldığı ve yolsuzluk yoluyla elde edilen paraların FETÖ’ye aktarıldığı iddiası üzerine yürüttüğü soruşturmada, önceki gün düğmeye basmıştı. Ankara Emniyet TEM ekiplerinin yaptığı operasyonda eski Hacettepe Üniversitesi Rektörü Murat Tuncer ve bazı işadamlarının da arasında olduğu 19 kişi gözaltına alındı. Firar eden Teknokent Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Delibaş ise yakalanamadı. Soruşturma kapsamında yapılan araştırmada, Teknokent AŞ’ye ait Klinik AŞ’nin hisseleri 12 Mayıs 2014’te 3 milyon liraya Renkyol Ticaret AŞ’ye devredildi. Sadece 3 gün sonra ise aynı şirket 26 milyon 300 bin liraya Akfen’e satılarak, Hacettepe Teknokent A.Ş. zarara uğratıldı. Ayrıca FETÖ ile bağlantılı şirketler aracılığıyla da yurtdışına toplamda 300 milyon lira para çıkışı olduğu, bu paraların örgüte aktarıldığı tespitleri yapıldı. Açığa alınmıştı Eski İstihbarat Şube Müdürü Cihangir Ulusoy, IŞİD’in düzenlediği ve 100 kişinin öldüğü Ankara Tren Garı katliamı sonrasında ihmali olduğu gerekçesiyle açığa alınmıştı. Ancak valilik, hakkında soruşturma izni vermemişti. Ulusoy, 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından ise tekrardan İstihbarat Şube Müdürü olarak görevlendirilmişti. Hakkında açılan başka bir yolsuzluk soruşturmasının ardından buradan alınarak Polis Akademisi’ne gönderilen Ulusoy, halen bu görevde bulunuyordu. l ANKARA Eski TRT yöneticisine 9 yıl 9 ay hapis cezası Eski TRT Haber ve Spor Dairesi Başkan Yardımcısı ve TRT Haber Koordinatörü Ali Ahmet Böken, “FETÖ üyesi” olmak suçundan 9 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Böken, ByLock kullanmadığını, Kakao Talk adlı programı kullandığını; ancak bunun örgütsel amaçlı olmadığını ileri sürdü. l ANKARA/Cumhuriyet Erdoğan’ın tepkisinin 9 Boğaziçiliardından gözaltına alınan 16 öğrenciden 15’i mahkemeye tutuklandıçıkarıldı ZEHRA ÖZDİLEK Boğaziçi Üniversitesi’nde 19 Mart’ta Afrin’de şehit düşen askerleri anmak için stant açarak lokum dağıtan öğrencileri protesto ettiği iddiasıyla gözaltına alınan 16 öğrenciden 15’i dün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın protestocu öğrencilere “Okuma hakkı vermeyeceğiz” sözleriyle tepki göstermesinin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca açılan dosyada emniyetteki işlemleri tamamlanan öğrenciler tutuklanmaları talebiyle mahkemeye gönderildi. Mahkeme, öğrencilerden 9’unun tutuklanmasına, 6’sının ise adli kontrolle serbest bırakılmasına karar verdi. Tutuklanan öğrencilerin isimleri şöyle: Şükran Yaren Tuncer, Zülküf İbrahim Erkul, Esen Deniz Üstündağ, Sevde Öztürk, Kübra Sağır, Berke Aydoğan, Deniz Yılmaz, Agah Suat Atay ve Yusuf Noyan Öztürk. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca, Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği’ne ya Aileler üniversitenin sahip çıkmasını istedi Öğrencilerin aileleri Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın önünde eylem yaptı. Gözaltına alınan öğrencilerden birinin babası olan Mustafa Kök, “Bundan sonraki süreçte üniversiteden talebimiz, çocuklarımıza, şu anda okulda olan ve gözaltında olanlara sahip çıkması yönünde olacak” dedi. Bir başka öğrenci velisi de, “Çocuklarımız ifade ve düşünce özgürlüğünün gereğini yapmışlardır” dedi. zılan sevk yazısında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Afrin bölgesine yaptığı operasyonun barışı sağlamak için yapıldığı savunularak, “şüphelilerin PKK/KCK/YPG Silahlı Terör Örgütünün genel tavrı ve stratejisi doğrultusunda hareket ettiği” iddiasına yer verildi. Öğrencilerin, uluslararası hukuktan kaynaklanan yetkilerini kullanan TSK’yi gayri meşru bir güç olarak gösterdiği savlanan sevk yazısında şu ifadelere yer verildi: “Bölgedeki terör örgütlerinin cebir, şid det ve tehdit kullanmadığını, mazlum olduklarını uluslararası kamuoyuna sergilemeyi amaçlamaktadırlar. Şüpheliler organik bağ içerisinde bulundukları terör örgütlerini meşrulaştırmaya çalışırken gerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni gerek TSK’yi itibarsızlaştırmak, tepkisel uluslararası kamuoyu oluşturmak, terör örgütleri amacı doğrultusunda toplumda kargaşa yaratmaktır. Terör örgütü propagandasını yaptıkları anlaşılmıştır.” l İSTANBUL Şennur Anne adaleti göremedi Suruç’ta yaşamını yitiren Polen Ünlü’nün annesi kalp krizi sonucu hayatını kaybetti Suruç katliamında yaşamını yitiren Polen Ünlü’nün annesi Şennur Ünlü, önceki gece geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Katıldığı bütün eylemlerde “Se Şennur Ünlü, kızının mezarının başında gözyaşı dökmüştü. sim çıktığı kadar Polen’in adalet mücadelesini sürdüreceğim” diyen Ünlü, Çekmeköy En sar Camii’nde ikindi namazı na müteakip kılınan cenaze namazının ardından kızının da bulunduğu Ihlamurkuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Suruç Aileleri İnisiyatifi Sözcüsü Hacer Elçi, “Şennur Anne hepimizin annesiydi. 33 düş yolcusunun annesi olarak POLEN ÜNLÜ receğim’ diyordu.” Şennur Ünlü 2016 yı istedi. Olayın olduğu sabah kontör yüklediğimi söylemek için aradım adalet mücadelesini bulundu lında gazetemize verdiği bir ve bu son konuşmamız oldu. Ola ğu her yerde sürdürüyordu” dedi. söyleşide şu ifadeleri kullanmış yı televizyondan duydum. Aradım Her ayın 20’sinde Kadıköy’de bulu tı: “Polen okul dışında çalışıyordu. çocuğumu, arkadaşları ‘Polen ya nan Halitağa Caddesi üzerinde Su Çalıştığı parayla Kobaneli çocukruç için adalet talep ettikleri eyle lara hediyeler alıyordu. Böyle bir ralılara yardım ediyor’ dediler. Polen’imi bir daha göremedim. Ka me Ünlü’nün de katıldığını belirten yolculuğa çıkacağı için içi kıpır kı bullenemiyorum. Ben yalnızca kıElçi şunları söyledi: “Hep söyledi pırdı. Asla haksızlığa gelemezdi. zımı değil, arkadaşımı, yoldaşımı, ği bir şey vardı. ‘Sesim çıktığı kadar Patlamadan bir gün önce beni ara öğretmenimi kaybettim.” l İSTANPolen’in adalet mücadelesini sürdü yıp telefonuna kontör yüklememi BUL / Cumhuriyet T.C İSTANBUL 13. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN DOSYA NO: 2017/39636 İLAMSIZ TAKİPLERDE ÖDEME EMRİ (İLANEN TEBLİGAT) BORÇLU(LAR) : 1. SELİM MİRASYEDİ İCADİYE MAH. CEMİL MERİÇ SOK. NO:33/2 ÜSKÜDAR/İSTANBUL 2. KAAN ALEXANDER MİRASYEDİ İCADİYE MAH. CEMİL MERİÇ SOK. NO:33/2 ÜSKÜDAR/İSTANBUL HSBC BANK A.Ş. tarafından 29.287,09TL Asıl Alacak 9.703,66TL Asıl Alacağın İşlemiş Faizi 485,18TL Faizin BSMV’si 129,43TL Noter Masrafı 123.510,00TL Çek Depo Bedeli 163.115,36TL Banka alacağının asıl alacak kısmına, sözleşme hükümleri gereğince takip tarihinden itibaren işleyecek % 50,00 temerrüt faizi, faizin %5 BSMV, icra harç ve masrafları, avukatlık ücreti ile birlikte (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) ödenmesi emridir. (Kısmi ödemeler Türk Borçlar Kanunu 100. madde hükmünce öncelikle faiz, masraflar ve fer’ilerine mahsup edilecektir.) Faiz ve fazlaya ilişkin haklarımız saklıdır. Gayri Nakit Alacak tutarı olan 123.510,00TL. çek taahhüt riskinden kaynaklı olup gayrı nakit alacağın icra veznesine depo edilmesi,masraf ve avukatlık ücretiyle birlikte ödenmesi, gayrı nakdi kredinin nakde dönüşmesi halinde nakde dönüş tarihinden itibaren tahsiline kadar işleyecek %50 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5’i oranında gider vergisiyle, masraf ve avukatlık ücreti ile birlikte ödenmesi emridir. aleyhinize yapılan icra takibinde gönderilen (7) Örnek No’lu ödeme emri tebliğ edilememiştir ve zabıta tahkikatı neticesinde de yeni adresiniz tesbit edilemediğinden Ödeme emrinin ilanen tebliğine karar verilmiştir. İşbu ödeme emrinin ilan tarihinden itibaren borcu ve masraflarını (7) güne (15) gün ilavesi ile (22) gün içinde ödemeniz (teminatı vermeniz) borcun tamamına veya bir kısmına veya alacaklının takibat icrası hakkına dair itirazınız varsa, senet altındaki imza size ait değilse yine (22) gün içinde açıkça bildirmeniz, aksi halde icra takibinde bu senedin sizden sadır olmuş sayılacağı, imzayı reddettiğiniz takdirde Mercii önünde yapılacak duruşmada hazır bulunmanız, buna uymazsanız vaki itirazınızın muvakkaten kaldırılacağı, senet veya borca itirazınızın yazılı veya sözlü olarak icra dairesine yine (22) gün içinde bildirmeniz, bildirmediğiniz takdirde aynı müddet içerisinde İ.İ.K. 74’üncü madde gereğince mal beyanında bulunmanız, aksi halde hapisle cezalandırılacağınız, borç ödenmez veya itiraz edilmezse cebri icraya devam edileceği ödeme emri yerine geçerli olmak üzere ilan ve ihtar olunur. 29/03/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 780355) Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları bölümü “111 711 005” öğrenci numaralı kimlik kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. AYLİN HACIBEKİROĞLU T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2018/29 Esas KARAR NO: 2018/78 Davacı REMZİYE KALKAN aleyhine mahkememizde açılan Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1 Davanın KABULÜNE, Malatya ili Kale/Malatya ilçesi Tepebaşı mahallesi/köyü, cilt no 133, Hane no 21 Bsn 242 de kayıtlı Ali ile Hanım kızı 15/03/1981 doğumlu, 47974523944 T.C. kimlik numaralı REMZİYE KALKAN’ın Remziye olan isminin SEDA OLARAK DÜZELTİLMESİNE, Tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 02/04/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 780558) T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2018/113 Esas KARAR NO: 2018/99 Davacı CAN JONATHAN PELTEKÇİ aleyhine mahkememizde açılan Nüfus davasının yapılan açık yargılaması sonunda; HÜKÜM: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle; 1 Davanın KABULÜNE, Mardin ili Artuklu ilçesi Ulucami mahallesi/köyü, cilt no 12, Hane no 283 Bsn 65 de kayıtlı İbrahim ile Talin oğlu 01/12/1999 doğumlu, 44770722564 T.C. kimlik numaralı CAN JONATHAN’ın CAN JONATHAN olan isminin JONATHAN CAN OLARAK DÜZELTİLMESİNE, Tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 02/04/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 780468) T.C. GEMEREK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NDAN SAYI: 2017/221 Esas Davacı Fetullah Çakır ile Davalı, Gemerek Nüfus Müdürlüğü arasında mahkememizde görülmekte olan Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) davasında, Mahkememizin 2017/221 Esas 2018/37 Karar sayılı 06/03/2018 tarihli kararı ile Sivas İli, Gemerek İlçesi, Eğerci Köyü Cilt No 18, Hane No 100, Birey Sıra No 105’de nüfusa kayıtlı Harun ve Gülay oğlu, 11/08/1994 Gemerek doğumlu, 36923121096 T.C. Kimlik numaralı Fetullah Çakır’ın nüfusta “Fetullah” olan isminin “Fatih” olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 779650) T.C. İSTANBUL 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2017/397 Esas KARAR NO: 2018/91 Davanın KABULÜ ile İstanbul ili, Şişli ilçesi, Duatepe mah, Cilt: 4, Hane: 480, BSN: 11 de kayıtlı Aram ve Jaklın’den olma 10/07/1961 doğumlu Norhayır Amirghan’ın Norhayır olan adının iptali ile NORAYR olarak tashihine 12/03/2018 tarihinde karar verildiği ilan olunur. 30/03/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 780547) haber EDİTÖR: BURAK YURTTAŞ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Defilelerle ‘Meyhoş’laştı tesettür! İsmail YK’nın tesettür erotizmine müzikalite kattığı klipi “Meyhoş Oldum”un altını kazıyın, karşınızda tesettür defilelerini bulursunuz!.. “Şaraptan meyhoş oldum / Rakıdan sarhoş oldum / Ama senin aşkından / Daha da beter oldum” diyen İsmail YK, bu şarkısına çektiği fantastik mi fantastik klipinde bir “tesettürlü dilber” aracılığıyla ete kemiğe bürümekte sözel içeriği... Hayli uç noktaya mı gitmiş, evet hayli uç bir noktaya gitmiş. Peki, durduk yerde mi gitmiş, hayır!.. İsmail’in klipine giden yolun, (artık bir “sembol” haline geldiği için ismini verebiliriz) “Tekbir Giyim A.Ş.”nin iyi niyet taşlarıyla döşendiği söylenebilir. Şöyle ki (kurucusunun ifadesiyle, mealen) başlangıçta büyük şehirlerde köyde olduğundan farklı bir yaşam tarzı ve beğeni düzeyindeki dindarmuhafazakâr genç kadınların (“Bacılarımız”) örtünme ihtiyacını karşılamak üzere, “Allah rızası için” sıvanmıştı kollar (1970’ler sonu).  Gayet anlaşılır bir amaçtı bu: Köylerde geçimlik ekonominin gereği olarak kendi ihtiyaçlarını kendileri karşılayan, yani ekmekten elbiseye kadar, tüketeceği her şeyi kendisi üreten insanlarımız, göç ettikleri şehirlerde kapitalist pazar ekonomisi işlerliğinde her şeyi pazardan, marketten alır olmuştu. Dolayısıyla dindar kültürel örüntüleriyle kamu (iş, okul) yaşamında var olmak isteyen kadınların örtünme (tesettür) ihtiyacı için de bir “pazar” oluşturulması kaçınılmazdı. Kökleri İslami gelenekten çıksa da son derece “modern” bir zorunluluktu bu ve bu topraklarda tesettür, Tekbir Giyim vasıtasıyla “modernleşti”. Şimdi karşımızdaki İsmail YK’nın klipini ise tesettürün bu topraklarda sosyoekonomik değişme bağlamında yaşanan macerasının “postmodern” aşaması olarak değerlendirmek mümkün. Bu yolun önünü de yine Tekbir Giyim öncülüğünde karşımıza çıktığı söylenebilecek tesettür defileleri açtı. Tekbir Giyim, defileye mecbur kalmıştır. Kapitalist işleyişe mahkumiyet, defileye mecburiyeti beraberinde getirdi. Bir başka deyişle, başlangıçta her şey “Allah’ın emri”ni yerine getirme yolunda Müslüman bacılara iyi niyetle hizmet olarak başlasa da bu hizmetin mekânı ve kapitalizmin tapınağı “Pazar”, hükmünü Tekbir Giyim A.Ş. üzerinde de icra etti. Tekbir, bir “şirket” olarak ayakta kalma yolunda hem kârı, hem de yavaş yavaş beliren rakipleriyle mücadeleyi önceler olunca artık tekstil/konfeksiyon sektöründen moda sektörüne, diğer deyişle “kültür endüstrisi”ne (“postmodern” çığıra) intikal etti. “Bacılar” için kanaatkâr şekilde “bir başörtüsü, bir pardösü” üretmenin şirketi ayakta tutmaya yetmediği noktada artık o “bacılar”ı da ihtiyaç olarak tüketimden “değer olarak tüketim” alışkanlığına çekmek gerekti. Defileler, bunun imkân dahiline girmesini sağlamıştır: “Allah’ın emri olduğu için örtünme sadece; güzel, alımlı, çekici, cezbedici, ‘büyüleyici’ olmak için de örtün!..”  Tesettüre çağrının yeni motifi buydu. Böyle olunca işte, bir “takva” (sakınma) ölçüsü olan tesettür, teşhir ögesine dönüştü. Tesettürün esası mahremiyet iken, “pazar”, “endüstri”, “moda”, “defile” falan derken o, örtünmeye değil, (elbette “fantezi” mahiyette) “örtünerek soyunma”ya vesile kılınır oldu. Sonrası “çorap söküğü”dür! Her yeni organizasyonda daha iddialı, şaşırtıcı ve kışkırtıcı tasarımlarla karşımıza gelen tesettür kreasyonları; billboard’larda trafik kazasına yol açabilecek kapasitede göze çarpan başörtülü modeller; sayfalarına bakmaya doyum olmaz muhafazakâr moda dergileri!.. Sonuçta tesettür dolayımıyla Müslüman kadının “tepeden tırnağa” metalaşması, magazinelleştirilmesi... “Güzel bir yemekten sonra olduğu gibi iyi bir orgazmdan sonra da ‘Elhamdülillah’ denmeli” yorumu yapan dindar muhafazakâr kadın doğum uzmanlarının dahi bu süreçte sahne alması!.. Eh, buralara varıldıysa, yolun bugünkü durağında karşımıza çıkan İsmail YK klipine, o klipteki “tesettürlü erotik sevgili” temsiline değil, buna imkân alanı açan tesettür tüccarlarına bakmamız gerekmez mi asıl?! Yani işin özünde modern/postmodern dünyada Müslümanlık halinin hâkim ekonomik sistemin isterlerine uyumlanması var. Daha açık seçik ve saçık söyleyelim: İsmail’in “Meyhoş” klipi, bu topraklarda İslâm’ın kapitalizmle dansında valsten geçip tangoyu da aşıp artık “salsa”ya gelindiğinin resmi!.. Gar katliamı davasında 8. duruşma başlıyor Ankara Tren Garı’nda 10 Ekim 2015 tarihinde IŞİD tarafından yapılan canlı bomba saldırısının üzerinden iki buçuk yıl geçti. 102 yurttaşın hayatını kaybettiği katliamın 8. grup duruşması bugün başlıyor. Hayatını kaybeden 102 yurttaşın ailesi ve kamuoyu katliamdaki tüm sorumluların yargılanıp cezalandırılmasını istiyor. Bugün ve yarın Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan duruşmada, 19’u tutuklu 36 sanık yargılanıyor. Bu duruşmaya kadar herhangi bir kamu görevlisinin sorumluluğu mahkeme heyeti tarafından kabul görmedi. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B