18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Ekvador, ELN müzakerelerinden çekiliyor Ekvador Devlet Başkanı Lenin Moreno, ülkesinin Kolombiya ve Ulusal Kurtuluş Ordusu (ELN) arasındaki müzakerelerin ev sahipliği ve garantörlüğünden, örgütün “terörist faaliyetlerine devam ettiği” gerekçesiyle DUNYA çekileceklerini duyurdu. Kolombiya Dışişleri Bakanı Maria Angela Holguin ise müzakerelerin başka bir ülkeye taşınacağını belirtti. Kırgızistan’da hükümet krizi Kırgızistan’da Başbakan Sapar İsakov’un liderliğindeki koalisyon hükümetine, önceki gün meclisteki oylamada güvenoyu çıkmadı. Sosyal Demokrat Parti’nin desteğini çektiği koalisyonun güvenoyu alamamasının ardından Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov hükümeti görevden aldı. Sosyal demokratlar yeni hükümeti kurmak üzere Ceenbekov’un yardımcılarından Muhhammedkaliy Abulgaziyev’i aday gösterdi. Devrime devamCuma20Nisan2018 [email protected] TASARIM: EMİNE BİLGET 7 Küba meclisindeki oylamayla birlikte Raul Castro, Devlet Başkanlığı koltuğuna alkışlar içinde veda ederken görevi DiazCanel’e teslim etmiş oldu. ZOR DÖNEMEÇ Özellikle Venezüella’da yaşanan ekonomik kriz, Güney Amerika’da sol dalganın ivme kaybetmesi ve ABD’de Obama’nın ardından Trump başkanlığının agresif tutumu göz önüne alındığında DiazCanel liderliğindeki Küba’nın gelecek dönemde de yine ciddi zorluklarla başa çıkmak zorunda kalacağını öngörmek güç değil. Bu geçişin, 2021’e kadar Küba Komünist Partisi Genel Sekreterliği’ni sürdürecek olan Raul Castro’nun da sembolik desteğiyle, zor bir dönemeçte devrimin toplumsal ve siyasi hedeflerinin genç kuşaklar eliyle sürdürülmesi bakımından önemli bir sınav olacağı yorumları yapılıyor. Küba’nın yeni Devlet Başkanı DiazCanel, ‘Yıllar süren mücadelelerin kazanımlarını yok edecek bir geçişe yer yok’ mesajı verdi Sosyalist Küba, tarihinin en önemli sınavlarından birinden geçiyor. Devlet baş DiazCanel daha önce selefi Ra bu yorumlara “Sosyalizmi savunmak ul Castro’nun birinci yardımcısı ola adına seçildim, onu yıkıma uğratmak rak görev yapıyordu. Castro (86) yeni için değil” sözleriyle yanıt vermiş ve kanlığı ilk kez, 1959’da başarıya den aday olmama kararını duyurmuş DiazCanel’in adını anarak onun yet ulaşan devrimin lider kadrosu dı tu. Elektronik mühendisi olan, Ha kinliğinden söz etmişti. şında bir isme, devrimden bir yıl va Kuvvetleri’nde füze savunma bir Küba karşıtları veya yandaşla sonra doğan Miguel DiazCanel’e liğinde de çalışan yeni Devlet Başka rı arasında yeni liderinin sosyaliz emanet edildi. 605 üyeli Küba nı, 1994’te Küba Komünist Partisi’nin min ideallerine bağlı olduğu ko Meclisi’nde dün yapılan oylamaya Villa Clara il sekreterliği görevine ge nusunda herhangi tereddüt yaşan Devlet Başkanlığı için tek aday ola tirildi. Küba tarihinin en genç Politbü mıyor. ABD’de Obama dönemin rak giren DiazCanel (58), seçilmesi ro üyesi olarak 2003’te kritik göreve de Küba’yla yaşanan yakınlaşmada nin ardından yaptığı konuşmada “Bu atanan DiazCanel, 20092013 arasın dönemin ABD Dışişleri Bakanı John mühim tarihsel dönemde halkın yö da ise Yüksek Eğitim Bakanlığı yaptı. Kerry ile Havana’da görüşen Diaz netime verdiği görev Küba devrimine devam etmek, (Castro tarafından Revizyon tartışması Canel’e ilişkin dile getirilen zorluk ise onun devrimin bilfiil parçası ol konan) ekonomik modeli uygulamayı DiazCanel’in liderliğindeki Küba’yı mamasından kaynaklanabilecek sürdürmektir” dedi. gelecek dönem ciddi zorluklar bekli “meşruiyet” problemi. “Yıllar süren mücadelelerin kaza yor. Devrimin komutanı, Küba’da sos Küba son yıllarda yaşadığı ekono nımlarını yok edecek bir geçişe yer yalizmin kurucusu Fidel Castro’nun mik darboğazı, toplumsal ve siya yok” ifadesini kullandı. Dış politika liderliği kardeşi Raul’e bırakmasının sal alanda taviz vermeden dış ve özel ya ilişkinse “Baskı ve tehditlere bo ardından, Batı kamuyounda ülkede sermayeye daha fazla alan açarak ve yun eğmeden Küba’nın bağımsızlı sistemin revize edilebileceği yönün tarımsal topraklarda kiralama yönte ğını koruyacağız” mesajı verdi. de değerlendirmeler yapılmıştı. Raul mine giderek aşmaya çalıştı. Moon’dan barış çağrısı Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jaein gelecek hafta Ku zey Kore lideri Kim Jongun’la ya pacağı görüşmeden önce barış an laşması çağrısında bulundu. Moon, 1953’te KuzeyGüney arasında ya pılan ateşkes anlaşmasından sonra savaşın kâğıt üzerin de halen sürdüğü Ko re Yarımadası’nda sa vaşı sona erdirecek bir barış anlaşması için çaba sarf edilme Trump si gerektiğini söyledi. Kore Yarımadası’nın nükleerden arındırılması çalışmaları çerçevesinde Kuzey Kore lideri Kim ile haziran ayında bir araya gelmeyi planladığını açıklayan ABD Başka nı Donald Trump ise olası görüşme için “verimsiz geçerse toplantıdan ayrılırım” dedi. Yine İran’ı hedef aldı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ülkenin 70’inci kuruluş yıldönümü kutlamalarında “Varlığımızı kabul etmeyi reddeden pek çok komşumuz tarafından tahrik edilmeye devam ediliyoruz” dedi. Suriye’de etkinliğini artıran İran’a karşı tehditlerini tekrarladı ve İsrail’in kendisini savunmaktan çekinmeyeceğini söyledi. “Nihayet Arap ülkeleri de İsrail’i yavaş yavaş takdir ediyor. Burada, gerçek barış tohumlarının bulunduğuna inanıyorum” ifadesini kullandı. Riyad, Katar’a göz kırptı Körfez’de Riyad liderliğinde ki cephenin “teröre destek verme, İran’la yakınlaşma” suçlamalarıyla ilişkisini kestiği Katar’la kriz havasında mola yaşanıyor. Katar Savunma Bakanlığı, Suudi Arabistan’da aralarında Türkiye’nin de olduğu 23 ülkenin katılımıyla düzenlenen “1. Ortak Körfez Kalkanı” tatbikatına katıldığını duyurdu. Katar Genelkurmay Başkanı’nın geçen pazartesi tatbikatın kapanış törenine katıldığı belirtildi. ABD, son dönemde taraflara diyalog çağrısını artırmıştı. MÜCADELE BİRLEŞİYOR... Fransa’da Macron yönetiminin tartışmalı ekonomik reformlarına karşı dün de ülke çapında grev ve protestolar vardı. Genel İş Konfederasyonu ve Solidaires Sendikal Birliği’nin “Mücadeleleri Birleştirelim” çağrısıyla başkent Paris’te binlerce kişi meydana çıktı. Çalışan haklarını tırpanlandığı eleştirilerinin de merkezindeki yasanın iptal edilmesi istendi. 50 kentte gercekleşen eylemlere öğrenciler de destek verdi. Hükümetin üniversitelere girişi zorlaştıran reform paketine karşı öğrencilerin başlattığı işgal eylemleriyle dayanışma Macron’ungösteren gençler “Güvencesizlik her yerde, mücadele her yerde” yazılı pankart taşıdı. umudu Merkel’de Fransa’da hükümetin ekonomik reform planlarına kar şı çıkan demiryolu işçilerinin ön cülüğünde ilan edilen grev dal gası üçüncü haftasını geride bı rakırken ulaşım ve enerji de da hil olmak üzere birden fazla sek törde devam eden mücadelelerin birleştirilmesi amacıyla dün ül ke çapında kitlesel protesto gös Mterileri düzenlendi. Başta ulaşım sektörü olmak üzere birçok kamu çalışanının sürdürdüğü grevler ve öğrenci eylemleri nedeniyle ülke için erkel ve Macron’un görüşme için HumboldtForum müzesini seçmesi, Alman basını tarafından “sembolik tercih” olarak değerlendirildi. II. Dünya Savaşı sırasında tama de zor günler yaşayan Cumhurbaşka mı yıkılan, bir zamanlar Alman İmparatoru Kai nı Emmanuel Macron ise dün Avrupa Birliği (AB) için uzun süredir dillendirdiği “reform planını” görüşmek için Almanya’yı ziyaretteydi. ser 2. Wilhelm’in sarayının da bulunduğu restorasyon halindeki bu tarihi alanda buluşan iki liderin, böylece “Avrupa’nın yeniden inşasına” göndermede bulunduğu yorumu yapıldı. Mali konuda anlaşamadılar riye geriliminin masaya yatırıldığı görüşmenin ardından ikili ortak basın Macron, dün Berlin’de Almanya Baş toplantısı düzenledi. bakanı Angela Merkel ile bir araya gel “Yeni bir Avrupa” söyleminin altını di. Paris’in AB ekonomik reform planı çizen AB’nin iki lokomotif ülkesinin li konusunda Berlin ile işbirliğinin ve Su derinin mali konularda ise görüş fark lılıklarının bulunduğu dikkat çekti. Macron, aşırı sağcı akımların güçlendiği ve dünyada büyük sınavların yaşandığı bir dönemde Avrupa’yı ortak bir bakış açısıyla şekillendirmeleri gerektiğini belirterek para ve bankalar birliğinin sağlanması gerektiğini söyledi. Merkel ise “Avro bölgesi reformları ve bu bölgenin henüz krizlere karşı yeterince bağışıklığa sahip olmadığı konusunda aynı fikirdeyiz. Ancak iki ülkenin de bu konuda farklı teklifleri var” diyerek uzlaşma için haziran ayında Brüksel’de yapılması planlanan AB liderler zirvesine işaret etti. Macron’un ve kendisinin gelecek hafta ABD’ye ayrı ayrı yapacakları ziyarette ABD Başkanı Donald Trump’a nasıl bir mesaj götürecekleri yönündeki bir soruya ise Merkel, “Dünyada birçok demokratik olmayan gelişmelerden dolayı transatlantik ittifak, korumak istediğim bir hazinedir” yanıtını verdi. bağdat’ta ittifak pekiştirdiler Suriye’de savaşla birlikte evlerini terk ederek Lübnan’a sığınan yaklaşık 500 kişi Şam çevresinde ordunun yeniden kontrolü kazanmasıyla ülkelerine dünüş kararı aldı. Önceki gün ilk kafile yola çıktı. Suriye’nin Irak sınırına uzanan bölgede IŞİD militanlarına karşı Irak ulaşmıştır. Bu gelecekteki işbirliğinin de temeli olmalıdır” dedi. Hatemi, dört güçlerinin dün hava saldırısı düzenlediği lü yapıya işaretle “koalisyon IŞİD’i ge duyuruldu. Geçen yıl IŞİD’e karşı zafer rek Irak gerekse Suriye’de yenmekte bü ilan eden Bağdat yönetimi son dönemde yük rol oynadı” ifadesini kullandı. Suriye’deki cihatçı yapılanmaya işaretle sınır ötesi operasyonlar yapacağı yönünde açıklamalar yapmıştı. Irak ordusu, F16’larla düzenlenen saldırının Şam yönetiminin yanı sıra Rusya ve İran’la da koordinasyon içinde yürütüldüğünü bildirdi. ‘Hedefleri özerk bölge’ Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, ABD, Britanya ve Fransa’nın Duma’da kimyasal saldırı iddiası gerekçesiyle Suriye’ye geçen hafta düzenlediği bombardımanın amacının “cihatçı mililitanlara soluk aldırmak olduğu” suçlamasında bulundu. Özgür Su İran, Irak, Suriye ve Rusya or riye Ordusu ile Nusra’nın Suriye’nin güneyindeki böl du ve güvenlik yetkililerinin de dün Bağdat’ta terörle mücadele çabalarında koordinasyon çerçevesinde bir araya geldikleri açıklandı. İran Savunma Bakanı Emir Hatemi, “Dört ülke ara gelerde kontrolünü arttırdığı ve burada ABD’nin himayesinde özerk bölge kurmak istedikleri bilgisine sahip olduklarını da savundu. Öte yandan Sputnik’in haberine göre, Duma’da kimyasal silah kullanıldığı iddialarına kanıt olarak Beyaz Bereliler adlı grup tarafından paylaşılan videoda yer alan bir çocuğun babası, “kimyasal saldırı olmadı” açıklamasında bulundu, oğlunun iyi ol sındaki istihbarat işbirliği or duğunu söyledi. Rusya Dışişleri Bakanlığı da Duma’da tak hedefler ve terörle mücadele misyonu çerçevesinde istikrar ve güvenlik sağlayarak başarıya muhaliflerin kontrolündeki alanda Alman menşeli klor dolu konteynerler ve Britanya, Salisbury kentinde üretilmiş sis bombaları bulunduğunu duyurdu. Erivan’da ‘kadife devrim’ Sancılı bir tarihi paylaştığımız komşu Ermenistan yine huzursuz. Görünüşte Türkiye’nin tersi istikamet tutturup başkanlık sisteminden parlamenter sisteme dönen Erivan, liderlik tartışması eşliğinde, rivayet o ki ‘kadife devrim’in eşiğinde. İlki 1990’ların başında, Ter Petrosyan dönemi olmak üzere, defalarca gazeteci olarak gittiğim Ermenistan’ı benim gibi yakından izlemeye çalışanlar için hayli ‘zorlama’ görünen bu öngörü gerçekleşir mi, bilmem. Ama detaylar ve Güney Kafkasya’ya bakmak; ‘DoğuBatı sıkışıklığı’ ikilemi üzerinden şekillenen politik algılar için iyi tartışma zemini sunuyor. HHH Bu hafta Erivan’da gündemi liberal muhalefetin şiddetli sokak gösterileri belirledi. Anayasadaki değişiklikle parlamenter sistemin önü açılmış, cumhurbaşkanlığı sadece bir kereliğine yedi yıllığına seçilecek sembolik bir makama dönüşmüştü. İki dönemden 10 sene başkanlık yapmış Serj Sarkisyan daha önceki sözünün aksine parlamentoda çoğunluğu oluşturan iktidardaki Cumhuriyetçi Partisi tarafından aday gösterildi; ortak Taşnaksütyun tarafından desteklendi. Başbakanlığı 17’ye karşı 76 oyla onaylandı. Yasal sıkıntı yok. Ancak ‘şapka değiştirdiği’ haklı eleştirileriyle karşılaştı. Zira liberal demokrasinin ‘lider değişikliği’ şartını çiğnedi. Görevi son derece popüler Karan Karapetyan’a bırakarak bu ‘şekil şarttan’ sıyrılabilecekken, bu tavrı soru işaretleri yarattı. Ve liberal Yelq (Çözüm) İttifakı’nın lideri Nikol Paşinyan’a gün doğdu. “Kadife devrim başladı” buyuran Paşinyan, gençlerle otobüslerin altına yatma, metro kapılarını tutturma gibi sivil itaatsizlik eylemleri eşliğinde parlamentoya yürümeye çalıştı. Engellendi. Devlet radyosunu ele geçirme girişimi savuşturuldu. Ermeni siyasi kültürüne içkin protesto geleneği ile polisin itidalli tavrı, şiddetin ve gözaltıların sınırlı olmasını sağladı. HHH Sarkisyan’ın savunusu ‘ülke liderliğinin şu dönemde güvenliği sağlamak için en azami düzeyde sorumluluk sergilemesi gerektiği’. Ancak açık ve çoğulcu Ermeni toplumunda ‘değişim talebi’ aşikâr. Erivan’la sınırlı kalan muhalefetin kitleselleşememesi ve dağınıklığı eşliğinde Paşinyan’ın ‘kadife devrimi’ ne kadar sırtlayacağı meçhul.   Ermenistan hem Rusya hem ABD ile özel ilişkileri olan, Güney Kafkasya’da Azerbaycan ve Gürcistan’la birlikte hassas dengeler üzerinde oturan bir ülke. Sarkisyan da dengeleri gözeten isim olmaya çalıştı. HHH Ermenistan Sovyetler’den kalma enerji altyapısı ve ekonomisiyle Moskova ile kopmaz bağlara sahip. Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün parçası olarak iki Rus üssüne ev sahipliği yapıyor. Sıkı ortağı ve komşusu İran’la savunma işbirliği var. 2015’te ise Hillary Clinton’ın “Moskova Sovyetler’i yeniden kuruyor” çığlıklarına yol açan Avrasya Ekonomik Birliği’ne (AEB) katıldı. Henüz sonuçlarını görmek için erken. Dağlık Karabağ’da Azerbaycan’la barış için ‘Lavrov planı’ diye anılan girişim ise sorunu AEB çatısında çözmek umutları için önemli. HHH Karşıt dengeyi ABD, Fransa ile birlikte sahip olduğu diaspora ve 1990’ların başından itibaren şirketleri ve STK’lerle ülkeye yerleşerek tesise çalışıyor. 2015 yazında ‘Elektrik Ermenistan’ vakasında sivil huzursuzluğu 17’lik zamlara sebep olarak tetikleyen bir Amerikan şirketiydi. Sivil aktivizm bunun yerine Rusya ile bağlantılı enerji ağını hedef almıştı. Çoğu Ermeni kökenli 20 bin Suriyeli sığınmacıya kapılarını açmış ülke, geçen yaz da Lübnan asıllı bir mafyozi karakterin karakol işgaliyle adeta bir hibrit savaşın sahnesi oldu. HHH NATO’nun Afganistan ve Kosova’daki barış misyonlarının hevesli katılımcısı olan Ermenistan, geçen kasımda AB ile Kapsamlı ve Geliştirilmiş Ortaklık Anlaşması’nı imzaladı ama akıbeti meçhul. Bu koşullarda liberal muhalefet ‘kadife devrim’ ile AB yolunu öneriyor. Kimilerine ironik gelecek ama muhaliflerin Dağlık Karabağ’da tutumu ise savaşı körükleyecek türden bir milliyetçilik. Velhasıl, ‘küreselleşmecilikAvrasyacılık’ diye başlıklanan DoğuBatı jeopolitik denklemi, bu küçük ülkenin önüne de pişirilip konuluyor. Evvela Güney Kafkasya’da yeni bir kaostan kim faydalanır, kim nasıl etkilenir diye sorarak başlamalı. MoskovaNATO buluşması Batı ile Moskova arasında Soğuk Savaş rüzgârları sürerken dün Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov ile NATO Müttefik Kuvvetler Komutanı Curtis Scaparrotti, Azerbaycan’da buluştu. İkilinin gündem maddesinin taraflar arasında son dönem artan tansiyona karşılık güven artırıcı önlemlerin yanı sıra Suriye olduğu gündeme yansıdı. NATO’dan yapılan açıklamada, tarafların askeri kanatlarının diyalog kanalını açık tutma kararlılığında olduğuna işaret edildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle