23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 18 Nisan 2018 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Sıra 210/1 2 0 280/1 3 0 250/7 0 210/1 2 0 220/9 0 250/5 0 180/1 0 230/9 0 260/1 3 0 280/1 2 0 280/1 1 0 230/1 4 0 220/7 0 270/1 6 0 210/1 1 0 140/1 2 0 240/8 0 250/9 0 220/9 0 200/1 1 0 70/4 0 140/1 0 0 TARİHTE BUGÜN 1999: Türkiye’de yapılan erken genel seçimlerde DSP birinci parti oldu. 2007: Malatya’da Zirve Yayınevi’nde çalışan Alman uyruklu Tilmann Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel boğazları kesilerek katledildi. mirasa gelir Adalet Bakanlığı’nın, boşanılan eşe ödenen nafaka ile ilgili değişiklikler içeren taslağına kadın örgütleri tepki gösterdi Adalet Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı, boşanılan eşe ödenen nafaka ile ilgili değişiklikler içeren taslak kadın örgütlerinin gündeminde. Adalet Bakanlığı’nın, nafa ka hesaplamasında 5 alter natifli bir çalışma yürüttüğü belirtmesi üzerine konuştu ğumuz Türkiye Kadın Der ZEHRA ÖZDİLEK nekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, “Kadını koruması gereken hukuk tur. Yine Boşanma Komisyonu’nun içinde ‘miras hakkından da mahrum edelim’ gibi bir maddenin de geleceğini düşündüğüm de bu ülkenin sadece erkeklerin yaşaya cağı kadınların ölmek için zaman doldu racağı bir ülke gibi geliyor” dedi. Henüz tasarı aşamasında olduğu belir tilen tasarıda nafakanın “evli kalma sü resi”, “çocuk olup olmaması”, “boşanan kadının yaşı”, “gelir durumu” ve “kusur durumu” dikkate alınarak hesaplanaca ğı söylenmişti. Kadın örgütlerinin yaptı ğı açıklamalar şöyle: ‘Ömür boyu nafaka’ yok TKDF (Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu) Başkanı Canan Güllü: En çok üzüldüğüm ve kızdığım şey, onca kadının boşanmak için sokaklara canını, hayatını attığı bir süreçte bunların önlenmesi gerekirken hükümet ‘bak sen boşanırsan öleceksin ya da hayatta kalırsan nafaka vermeyeceğiz’ diyor. Kutsal aile kavramının önemi bu mudur? Yoksa daha çağdaş daha huzurlu nesil yetiştirmek mi? Biz neye göre değerlendireceğiz bu nafakaları. Bir ay evli kalan birisi için ‘canım zaten o bir şey kaybetmedi nafaka bağlamayalım’ mı denecek. Evinden, işinden ayrılmanın, yaşadığı travmanın bedeli ne olacak? Birileri yanlış biliyor. Ömür boyu nafaka diye bir şey yok. Varsa çocuğununuz okulu bitene kadardır. Üniversite tahsili bittikten sonra nafaka bitiyor. Eğer siz çocuğunuzun giderini karşılamıyorsanız çocuk yapmayın o zaman. Doğumuna sebep olduğu kadına verdiği para için ‘kadına veriyorum o da çatur çıtır yiyiyor’ söylemleri yanlış. ‘Amaç boşanmayı engelleme’ Mor Dayanışma Sözcüsü Juliana Gözen: Düzenlemenin içeriğine baktığımızda, boşanılan eşe ödenen yoksulluk nafakası ömür boyu değil, 5 kriter dikkate alınarak belirlenecek. Çocuğun olup olmaması, boşanan kadının yaşı, evli kaldığı süre, gelir durumu ve kadının “kusur”u değerlendirmeye alınacak. 5 kriter de kadının yaşamını rahatça devam ettirmesini değil; kadını aile ve evin içerisine zincirlemeye çalışan engeller olarak işletilmeye çalışılacaktır. Kadın 15 sene değil de bir ay evli kalmış olsa, bu düzenleme kadının toplum tarafından baskılanmasını engelleyebilecek mi? Evlilikte kadının kusurunu değerlendireceklermiş... Boşanmak istemenin bile kadın kusuru olarak görüldüğü bir hukuksal yapıda, kadını kusurlu çıkarmak için olağanüstü çaba sarfedeceklerini adımız gibi biliyoruz. Kadını toplumsal, siyasal ve ekonomik alanda zapturapt altına almaya çalışan zihniyet, gündeme getirdiği bu düzenleme ile de, kadının boşanmasını engellemeyi hedefliyor. ‘Ya ölüm ya da açlık...’ Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav: Türkiye’de kadınlar için boşanmak istemek ölüm fermanı olabiliyorken, devletin yapması gereken boşanma süreçlerinde kadının korunması, güçlendirilmesidir. Nafaka ile ilgili düzenlemedeki maddeler ise bunun tam tersi olup, açıkça erkeklerin tarafını tutmakta, kadınlar için zaten maddi manevi zor olan boşanma sürecini daha da zorlaştırıyor. Hükümet genelde şiddet gördüğü için boşanmak isteyen kadınlara ‘ya ölüm ya da parasızlıkaçlık’ diyor. Çünkü getirilen kriterler yanlış işleyecektir. Örneğin ‘kusur’ oranı kadınların öldürülürken bile ‘kusurlu’ bulunabildiği, yargının bu kadar cinsiyetçi olduğu koşullarda her seferinde kadınlar aleyhine işleyebilir. Kadın haklarını yok sayan bu gibi düzenlemeleri genellikle aileyi korumak bahanesi ile gündeme getiriyorlar. l İSTANBUL Şiddet gördüğü eşini öldüren Işık, hÂkim karşısına çıktı haber 3 Cin şişeden çıktı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, siyasette belirleyici olmaya devam ediyor. Ancak neyi belirlediği pek anlaşılmıyor. 2002’de hâlâ gizemini koruyan erken seçim çağrısıyla partisini Meclis dışında bırakmayı ve AKP’yi tek başına iktidara getirmeyi başarmıştı. Geçen seneki çıkışıyla başkanlık rejimi için referandum düzenlendi. Dünkü açıklamasıyla da erken seçimin işaret fişeğini attı. Bugüne kadar ki seçim ve referandum hamleleri hayata geçtiği ve AKP’yle MHP karşılıklı bağımlılık ilişkisine girdikleri için Cumhurbaşkanlığı seçimiyle genel seçimin 26 Ağustos’ta yapılması şaşırtıcı olmayacak. Sayın Erdoğan Bahçeli’nin açıklamasının ardından “Anayasa değişikliği 2019 Kasım seçimlerinde yürürlüğe girecek” dese de “Cumhur İttifakı”nın iki liderinin bugünkü görüşmesinden bir erken seçim kararı çıkabilir. AKPMHP birlikteliği giderek güç kaybeden bir işbirliği. Son genel seçimlerden başkanlık referandumuna kadar iki partinin toplam oylarında ciddi bir erozyon gözlemleniyor. Vaktinde tek başına rahatlıkla yüzde 50’yi bulan AKP, bugün yanına MHP’yi aldığı halde cumhurbaşkanı seçtirecek oya kolay erişemeyeceğe benziyor. Ekonomik gidişat zaten malum. Sayın Erdoğan’ın, ekonomi hakkında uyarılarda bulunan Mehmet Şimşek’e kamuoyu önünde çatmasına yol açacak kadar malum. Zamanında yapılacak seçimlerin önündeyse dev bir yerel seçim engeli var. AKP ve MHP’nin ittifak kurmayacağı yerel seçimlerde, iki partinin de iddialı olduğu şehirlerde “Cumhur İttifakı”nın zaten pek de olmayan büyüsünün bozulması, cilasının çatlaması çok mümkün. Hele Ankara ve/veya İstanbul belediye başkanlıklarının AKP’nin elinden gitmesi ihtimali ise iktidar için olabilecek en büyük kâbus senaryosu. Böylesi bir yıkımın ve MHP’yle muhtemel uzlaşmazlıkların gölgesinde girilecek genel seçimde en azından ilk turda cumhurbaşkanlığı ham bir hayal. Bahçeli de bu sebeple, açıklamasında yerel seçimlere atıfta bulunuyor: “31 Mart mahalli idareler seçiminden sonra neyle muhatap kalacağı belli değildir. Mahalli idareler seçimlerindeki kutuplaşmaların 3 Kasım’a nasıl yansıyacağı az çok malumunuzdur. Bu riski kaynağında kesmek başlıca amacımızdır.” MHP Genel Başkanı, erken seçimin bir milli mecburiyet olduğunun da altını çiziyor. Ortada milli bir mecburiyet değil MHP’nin bekası açısından siyasi bir mecburiyet var. Ancak Bahçeli, partisinin çıkarlarını aynı AKP gibi milli çıkar gibi sunup pazarlamayı seven biri. Cin şişeden çıktı. Artık erken seçime gidilmesi de AKP’nin MHP’yle anlaşamayarak seçimlerin zamanında yapılması da iki parti arasındaki ittifakın zorlandığı gerçeğini değiştirmiyor. 16 sene önce erken seçim kararını veren Bahçeli, 16 sene sonra da... Hakikaten “yeni Türkiye”ymiş. ‘Uyurken öldürmedi’ ZEHRA ÖZDİLEK Gazi Mahallesi’nde 5 yıllık eşi Cihangir Işık’ı sistematik şiddet uyguladığı için öldüren Aylin Işık, dün ilk defa hâkim karşısına çıktı. Aylin Işık’ın avukatı Esin Yeşilırmak, “Aylin eşini uyurken öldürmedi, bu raporlarla kanıtlandı” dedi. Mahkeme heyeti, Işık’ın avukatlarının tahliye talebini reddederek, duruşmayı11 Temmuz’a erteledi. Eşini pompalı tüfekle başından vurup öldürdükten sonra polise teslim olan sanık Aylin Işık, savunmasında evliliklerinin ilk yıllarından beri kocasından şiddet gördüğünü, olay günü de kocasının alkollü olarak eve geldikten sonra pompalı tüfeği vücudunun çeşitli yerlerine dayayıp “Nereden vurayım” diyerek ölümle tehdit ettiğini söyledi. Kadın Meclisleri adına konuşan Esra Hızal, Aylin Işık’ın meşru müdafaa hakkını kullandığını söyledi. Davanın avukatı Esin Yeşilırmak ise Işık’ın olay günü işkence izleriyle savcının karşısına çıktığını, bunun raporlara da yansıdığını belirtti. l İSTANBUL İKİ İNDİRİMLE CEZANIN ÜÇTE İKİSİNİ YATACAK Eşi Halide Özpolat’ı öldürdüğü için hakkında ağırlaştırılmış müebbet cezası istenen Ali Rıza Özpolat’ın yargılandığı davanın karar duruşması görüldü. Mahkeme heyeti ağırlaştırılmış müebbet cezasını hiddet altında suç işlediği iddiasıyla 24 yıla, iyi halden dolayı takdir indirimi de yaparak 20 yıla indirdi. Davanın avukatı İpek Bozkurt, “Bu duruşma hakkaniyet duygularımı zedeledi. İki çok büyük indirim uygulandı. Hiddet altında suç işlediği iddiasıyla 24 yıla indirildi. İyi halden dolayı takdiri indirimi yaparak 20 yıla çekti” diye konuştu. Özpolat yasalar gereği 20 yılın üçte ikisini yatacak. Dört celsedir kararın çıkmaması için çaba gösteren, sanık avukatı Mustafa Özdemir, “Kadın cinayetlerini önlemek mahkemelerin görevi değildir” dedi. İstanbul Kadın Meclisleri’nden Dilber Sünnetçioğlu, 21’inci celse sonucunda inanıl Halide Özpolat’ın kızı isyan etti. mayacak ölçüde kötü bir karar çıktığını söyleyerek “Bir can alındıysa bunun cezası verilmeli” dedi. Halide Özpolat’ın kızı Zekiye Kaya ise “Annem lavaboya bile gidemiyordu. Annem kilitli kapılar arkasından vuruldu” diye konuştu. Avukat İpek Bozkurt da, “İyi halden dolayı takdiri indirimi yaptık dedi heyet. İyi hal indirimi sanığın özür dilemesidir. Ama biz bu sanıktan 2 yıldır bir özür dileme, pişmanlık görmedik. Haksız tahrik indirimlerinin bu kadar kolay uygulanması bu ülkede kadınları öldürüyor. Kınıyorum” dedi. l ZEHRA ÖZDİLEK / İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle