22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 18 Nisan 2018 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ haber 11 ‘Okulumuza dönmek istiyoruz’CHP’li Utku Çakırözer, tutuklu Boğaziçi ÜNİVERSİTESİ öğrencilerini ziyaret etti CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, tutuklu Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden Sevde Öztürk, Yaren Tuncer, Kübra Sağır ve Deniz Üstündağ’ı Bakırköy Kadın Cezaevi’nde ziyaret etti. Çakırözer, tutuklu öğrencilerin “Boğaziçi’nde her zaman her görüş özgürce ifade edilir. Bizim de yaptığımız ifade özgürlüğümüzü kullanarak bir başka grubu protesto etmek. Şiddete başvurmadık. Tutukluluk süresince eğitimimizden, okulumuzdan geri kalıyoruz. Bir an önce özgürlüğümüze ve üniversitemize kavuşmak istiyoruz” şeklindeki ifadelerini aktardı. Ziyaretin ardından bir açıklama yapan Çakırözer, “Hepsi birbirinden hevesli öğrenciler. Sevde mütercim tercümanlık, Yaren edebiyat, Deniz kimya, Kübra aynı anda hem tarih hem edebiyat okuyor. Silivri Cezaevi’nde de erkek öğrenciler var. Onlar da aynı şekilde başarılı, okullarını seven öğrenciler. Bu öğrencilerin yeri çok sevdikleri sınıfları, üniver site kampusları. Ülke olarak önceliklerimiz özgür düşüne ortamının yaratılması ve bilimi korumak olmalıdır. Üniversitede her düşünce serbest biçimde ifade edilebilmeli. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri bir an önce özgür kalmalı, üniversitelerine dönmelidir” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet Eliaçık’a hapis cezası Bir konuşma nedeniyle 6 yıl 3 ay hapis cezası verilen İhsan Eliaçık’a, karar kesinleşinceye kadar İstanbul ve yurtdışına çıkış yasağı kondu ALPAY AYM’YE BAŞVURDU: Ev hapsi kaldırılsın CANAN COŞKUN 20ay tutuklu kaldıktan sonra Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hak ihla li kararları ile ev hapsi şartıyla tahliye edi len eski Zaman gazetesi yazarı Şahin Al pay, bu kontrolün kaldırılması için Anayasa Mahkemesi’ne tedbir talebinde bulundu. Alpay, önceki gün AYM’ye avukatı Aynur Tuncel Yazgan aracılığıyla yeni bir bireysel başvuruda bulundu. Avukat Yazgan, başvuru formunda, yargılama aşamasında esas hak kındaki mütalaanın açıklandığını anımsata rak, duruşmanın karar verilmek üzere 1011 Mayıs tarihlerine ertelendiğini kaydetti. “He defin, tıpkı Mehmet Altan’a yapıldığı gibi mü vekkil hakkında da mahkumiyet hükmü ku rarak müvekkili yeniden tutuklamak oldu ğu, böylelikle müvekkil hakkında ihlali gideri ci gerçek bir işlem yapılmak istenmediği gün gibi ortadadır” ifadelerini kullanan Yazgan, ev hapsi tedbirinin kaldırılmasının Alpay’ın sağlık sorunlarına çare ararken daha rahat davranmasına yol açacağını belirtti. Yazgan, konutu terk etmeme tedbiri kapsa mında kolluğun gün içinde belirsiz zamanlar da, hatta gece yarısına denk düşen saatler de denetime geldiğini ifade etti. Bu nedenle Alpay’ın uyku, dinlenme, konuk ağırlama, öz bakım gibi uğraşlarını düzenlerken sürekli te dirginlik yaşadığını söyleyen Yazgan, müvek kilinin özel yaşamının gizliliği ve aile yaşamı na saygı hakkının da ihlal edildiğini kaydetti. Yazgan, bu kontrol tedbiri ile kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının da ihlal edil diğini vurguladı. AYM’nin ikin ci hak ihlali kararının gereğini yerine getirmeyen yerel mah kemeler hakkında suç duyuru sunda bulunulmasını da talep eden Yazgan, bu mahkemeler de görevli hâkimler hakkında disiplin soruşturması açılma sı için Hâkimler Savcılar Kurulu’na yazı yazıl masını da istedi. Şahin Alpay TGS’DEN TÜRFENT’E ZİYARET ‘Dayanışmayla baskıdan çıkarız’ Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde sokağa çıkma yasakları döneminde yaptığı haberler ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklanan, 15 Aralık 2017’de “örgüt üyeliği” iddiasıyla 8 yıl 9 ay hapis cezası verilen Nedim Türfent, “Bu baskı günlerinden ancak güçlü bir dayanışma ile çıkarız” dedi. TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş ve TGS Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral, gazeteci Nedim Türfent’i Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ziyaret etti. Uluslararası ifade özgürlüğü kuruluşlarının kendisine gönderdiği mektubu memnuniyetle karşıladığını belirten Türfent, son dönemde gazetecilerin tahliye edilmesine sevindiğini söyledi. Türfent, “Artık cezaevinde gazeteci yokmuş gibi bir muamele yapılması doğru değil. Çünkü hâlâ Türkiye cezaevlerinde benim gibi birçok gazeteci bulunuyor. Bu arkadaşlarımızın her biri için aynı duyarlılıkla basın özgürlüğü için mücadele edilmeli” diye konuştu. Cezaevinde şiir kitabı yazdığını belirten Türfent, bunun dışında dördüncü dil olarak Almanca çalıştığını aktardı. Cezaevinde kitap sıkıntısı yaşadıklarını vurgulayan Türfent, “Bazen kitap yokluğundan aynı kitabı iki kez okumak zorunda bile kalıyoruz. Ekonomik nedenlerle her gazeteyi alamıyoruz. Bunun yanı sıra kantinde satışa sunulan kırtasiye ürünleri yeterli değil. Bu konuda arkadaşlarımızın gönderdiği ürünler ise bize teslim edilmiyor. Dışarıdaki arkadaşlarımı bize kitap göndersinler. Bu baskı günlerinden ancak güçlü bir dayanışma ile çıkarız” dedi. Ziyaretin ardından konuşan TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, “Cezaevindeki arkadaşlarımızın gündemde tutulması ve özgürlüklerine kavuşmaları için çaba sarf ediyoruz. Bu kötü günler geçecek ve bütün meslektaşlarımız yine kalemlerine kavuşacaklar” dedi. l DİYARBAKIR / Cumhuriyet İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık KHK ile kapatılan İstanbul Din landı. Ben bunları sert bir dille eleştirdim. Hatta ahlaksızca iğrenç savaşlar dedim. Ya Âlimleri Yardımlaşma ve Da pılan bu eylemlerin Cenevre yanışma Derneği’nin (DİAY Sözleşmesi’ne ve İslam ahlakı DER) düzenlediği konferasta yaptığı hendek konuşma ZEHRA ÖZDİLEK na aykırı olduğunu düşünüyorum. Bana göre bu eylemlerin larından dolayı “Terör örgü cezalandırılması gerekir. Yap tü propagandası yapmak” iddiasıyla mış olduğum eleştiriler düşünce ve açılan davanın karar duruşması gö ifade özgürlüğü kapsamında değer rüldü. Eliaçık’a 6 yıl 3 ay hapis ceza lendirilmesi gerekir. Ben burada dü sı verilerek adli kontrol, İstanbul il şünce ve ifade özgürlüğünü temsil sınırları dışına çıkamama ve yurtdı ediyorum” ifadelerini kullandı. Yar şı yasağı kondu. gıç Eliaçık’a, “Bu anlattığınız şey İstanbul 26. Ağır Ceza ler kimler tarafından yapıldı” soru Mahkemesi’nde görülen duruşmaya su üzerine Eliaçık, “Oradaki güven İhsan Eliaçık, avukatı ve arkadaşla lik güçleri bunu yaptı” dedi. rı katıldı. Eliaçık yaptığı savunmada, konferansta devletin terörle mü 6 yıl 3 ay hapis cezası cadelede niçin yanlış yaptığını dile Kararını açıklayan mahkeme he getirmek istediğini belirterek, “Özel yeti, Eliaçık’ın, Demokratik İslam likle hak ihlallerini dile getirmek is Kongresi’nde yapmış olduğu konuş tedim. Özellikle 70 yaşında bir kadı mada ve 2015 ve 2016 yıllarında in nın cesedi sokak ortasında bırakıldı. ternet sitelerinde yayımlanan yazı Bunu bir videoda gördüm. İkincisi larında PKK terör örgütünün eylem bir erkek cesedi zırhlı aracın arkası lerini övdüğünü ve meşrulaştırdığı na bağlanarak sürüklendi. Üçüncü nı kaydetti. Mahkeme, Eliaçık’ın “Si sü Varto’da bir ceset çırılçıplak teş lahlı terör örgütü propagandası yap hir edilip sosyal medyada yayım mak” suçundan 6 yıl 3 ay hapis ce Eliaçık duruşmanın ardından yaptığı açıklamada “Önceden kararı vermiş gibiydiler. Savunmalara sık sık müdahale ettiler. Sanki bir yerlerde kararı vermişler, birisi savcı diğeri hâkim heyeti rolünde kararı uyguladılar” dedi. zasına çarptırılmasına karar verdi. Cezada herhangi bir indirim yapılmasına yer olmadığına karar veren mahkeme heyeti, hüküm kesinleşene kadar sanığın, yurtdışına çıkışının yasaklanmasına, İstanbul il sınırlarını terk etmemesine ve haftada iki gün karakola giderek imza atmasına karar verdi. Karar önceden verilmişti Davanın ardından kararı değerlendiren Eliaçık basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “28 Şubat’ta yargılandığım 35 davada da erteleme olmuştu. Ancak bu davada erteleme olmadı. 28 Şubat hâkimlerinden daha öfkeliydiler. Bu, hukukun geldiği durumu gösteriyor. Yaptığımız savunmaları dikkate almadılar. Cezada indirim uygulanmadı. Önceden karar vermiş gibiydiler. Önceden kararı vermiş gibiydiler. Savunmalara sık sık müdahale ettiler. Sanki bir yerlerde kararı vermişler, birisi savcı diğeri hâkim heyeti rolünde kararı uyguladılar. Temyiz hakkımız var. Bir üst mahkemeye itiraz edeceğiz” diye konuştu. Suavi’ye önce hapis, sonra para cezası Şarkıcı Suavi’ye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla 11 ay 20 gün hapis cezası verildi. Hapis cezası daha sonra 14 bin lira para cezasına çevrildi. Suavi’nin Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle İzmir 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davaya devam edildi. Mahkemede son savunmasını yapan Suavi, “Hangi koşullarda niçin burada olduğumu bilmekteyim. Olağan koşullarda mahkemede olmamam gerektiğini düşünüyorum. Bir suç işlediğimi, şahsı hedef alarak hakaret ettiğimi düşünmüyorum” dedi. Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme “suçun işleniş biçimini” göz önüne alarak şarkıcıya 1yıl hapis cezası verdi. “Suçun alenen işlenmesi” gerekçesiyle ceza artırımına giden mahkeme cezayı 1 yıl 2 aya çıkardı. Daha son ra ceza, indirimle 11 ay 20 güne düşürüldü. Mahkeme Suavi’nin “yeniden suç işleme yeceği kanaati oluşmadığı” gerekçesiyle cezayı ertelemedi. Hapis cezası daha sonra 14 bin lira adli para cezasına çevrildi. Mahkemenin kararını değerlendiren Suavi, “Mahkeme, biraz zengin olduğuma kanaat ge tirerek, normal olanın dışında bir para cezasına çarptırdı. Bakkal hesabı gibi 40 lira üzerinden günlük çarptı gözümüzün önünde. Kabul edilecek bir dava değil. İstinaf mahkemesine itirazda bulunacağız” dedi. Suavi l İSTANBUL / Cumhuriyet Ayşe Hür’e 1 yıl 3 ay hapis Sosyal medya paylaşımı nedeniyle verilen cezada hükmün açıklanması geriye bırakıldı Ayşe Öğretmen ve bebeği İÇİN kampanya Beyaz Show’da “Çocuklar ölmesin” dediği için yargılanan ve 1 yıl 3 aylık hapis cezası onanan öğretmen Ayşe Çelik, cuma günü altı aylık Deran bebek ile Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’ne girecek. Ayşe öğretmen ve bebeğinin cezaevine girmesini durdurmanın tek yolu Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) tedbir kararı vermesinden geçiyor. AYM’ye yapılan başvurudan yanıt alınamazken Ayşe Öğretmen ve bebeği için Change.org üzerinden imza kampanyası başlatıldı. Kampanya imza metninde şu görüşlere yer verildi: “Şu anda bunu durdurabilecek tek güç Anayasa Mahkemesi’nin verebileceği tedbir kararı. Bunun için hep birlikte Anayasa Mahkemesi’ne başvurabiliriz. Topu topu 3 gün var. Neden günde 10.000 imza ile, toplam 30.000 kişi olarak bu kapıyı zorlamayalım? Bu karar, eninde sonunda, gene ‘Türkiye’nin bir ayıbı’ olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden dönecek. İş oralara varmadan Anayasa Mahkemesi’nden dönmeli. Bunun için el ele verelim: Deran bebek ve Ayşe Öğretmen’i ağlatmayalım.” l Haber Merkezi Tarihçi Ayşe Hür hakkında, sosyal medya hesabı Twitter’dan paylaştığı “Defalarca belirttim fikrimi: ‘PKK terör örgütü değil, terörü yaygın bir şekilde kullanan gerilla/halk hareketidir” mesajı gerekçe gösterilerek dava açıldı. İstanbul Çağlayan Adliyesi 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruş Ayşe Hür mada Hür’e, “Örgüt propagandası yapmaktan” 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Verilen cezada hükmün açıklanması geriye bırakıldı. Kendisine verilen cezanın dönemin ruhuyla ilgili olduğunu belirten Hür, “Ben PKK’yi eleştiririm de. Sonuçta önemli değil. Ben sadece Türkiye’nin ahvali anlamında paylaşıyorum. Muhalefet eden herkeste suç gözetme var” diyerek tepki gösterdi. Tarihçi Hür, avukatsız olarak kimseye haber vermeden gittiği mahkemenin sonucunu da kendi selfisini çekerek Twitter’dan takipçileriyle paylaştı. l Haber Merkezi Beddua tutmaz küfür işlemez Bir terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla memuriyetten atılan... Nihayetinde örgütle bir ilişkisi olmadığı ispatlanan... Ama yirmi aydır görevine iade isteği yerine getirilmeyen bir insan... Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesine: “Bir memurun FETÖ’cü olmadığını bile bile, o memura FETÖ’cü diye alenen iftira atıp ihraç ettirerek işinden atılmasını sağlamanın dinimizde yeri ve cezası nedir” diye sorduğunda... “İftirayla memuriyetten atılan kişi, kendisini belgelerle suçsuz olduğunu kanıtlamasına rağmen 20 aydır görevine iade etmemek caiz midir” dediğinde... “Göreve iade etmeyen yetkililerin sorumluluğu var mıdır” diye eklediğinde... Ve nihayetinde; “Bu durumdaki iftiraya uğrayan kişinin beddua etme hakkı var mıdır? Bedduası kabul olur mu?”... Bunu öğrenmek istediğinde... Diyanet’in şu yanıtı vermesi doğaldır: “Üçüncü kişileri de ilgilendiren konularda, tek kişinin beyanına göre cevap verilmemektedir. Siyasi içerikli sorulara da cevap verilmemektedir.” Aslında Diyanet ne “Kabul olur” der ne de “Kabul olmaz” der. Kapıyı açık bırakır. Ama sorunun cevabını herkes çok iyi bilir. Beddua kabul olmaz. Haksız yere işten atılanların yaşadıklarında ortaya çıkan isyanda kabul olmadı. Güdümlü mahkemelerde yargılanıp hapislerde tutulanların itirazlarında olmadı. Üzerlerine atılan lekenin ağırlığıyla intihar edenlerin geride bıraktıkları acıda olmadı. Okullar imam hatibe dönüştürüldü diye yaşadığı yerde çocuğunu gönderecek normal okul bulamayanların çaresizliğinde olmadı. Sadece “Savaşa hayır” dedikleri için tutuklanan üniversite öğrencilerine yapılan yargısız infazların öfkesinde olmadı. Bir televizyon programına bağlanıp “Çocuklar ölmesin” dediği için hapis cezasına çarptırılan ve birkaç gün sonra bebeğiyle hapse girmeye hazırlanan Ayşe Öğretmen’in başına gelen adaletsizlikte olmadı. Kimi geçim derdinden, kimi politik baskılardan ardı ardına intihar eden, öğretmenlerin, doktorların, esnafın, memurun üzüntüsünde olmadı. Başlarına ne geldiğini hâlâ anlamayan ama bir terör örgütüne üye oldukları gerekçesiyle aylardır içeride tutulan gencecik erlerin uğradığı haksızlıklarda olmadı. Biliyoruz. Çok iyi biliyoruz. Beddua tutmuyor. Allah’a inanan ve bu iktidarın adaletine inanmayan yığınlar... Ne zamandır aralıksız beddua ediyorlar. Kesmiyor, üstüne bir de küfür ediyorlar. İkisi de kabul olmuyor. Arada bir iktidara kötü kötü bakanlar oluyor... Kötü kötü bakmak da olmuyor. Derin derin iç çekenler var.... O da bir işe yaramıyor. Bu iş bedduayla, küfürle, hakaretle, serzenişle hallolmuyor. Hak yerini bulsun diye... Sadece ve sadece laiklikte diretmek, seçim sandıklarına sahip çıkmak ve birbirine düşmek yerine, inatla, omuz omuza dayanışmak gerekiyor. Onlar iktidara duayla değil hileyle geldiler. O yüzden bedduayla değil... Karşılarına dikilecek güçlü ve cesur bir kolektif iradeyle gidecekler. ÖĞRETMEN AÇIĞA ALINDI ‘Öğrencinin göğsüne tekme attı’ iddiası Bursa’nın İznik ilçesinde Çiçekçi İlkokulu 4. sınıf öğrencisi B.G (10) eve geldikten bir süre sonra fenalaştı. Babası Burhan G’ye okulda göğsüne tekme atıldığını söyleyen çocuk, İznik Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Buradaki ilk müdahalenin ardından B.G., İnegöl Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. İç kanama geçirdiği belirlenen B.G., ameliyat edildi. Baba Burhan G., oğluna, okulun ortaokul bölümünde görev yapan ve olay günü nöbetçi olan İngilizce öğretmeni H.C’nin (32) tekme attığını iddia ederek savcılığa suç duyurusunda bulundu. Sağlık durumu iyi olan B.G. verdiği ifadesinde, “Arkadaşımla okulun bahçesinde tartışıyorduk. Sonra hoca geldi. Göğsüne tekme ile vurdu. Sırtım kaldırıma çarptı. Tekme attı bana. Sonra ağladım. Okulumuza gelmesin. Böyle öğretmen istemiyorum” dedi. Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, öğretmenin, akşam saatlerinde açığa alındığını açıkladı. Savcılık olayla ilgili olarak soruşturma başlattı. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle