Katalog

Cuma 13 Nisan 2018 2. Elizabeth AFP Yaşıtlarıyla buluştu Britanya Kraliçesi II. Elizabeth dün Londra’nın batısındaki Windsor’da bölgenin yaşlılara destek için kurulan birliğinin 70. yıldönümü etkinliklerine katıldı. Kral VI. George Bakım Evi’ni ziyaret eden Kraliçe, merkezin açılışının da 60. yıl kutlaması çerçevesinde pasta kesti. Balonlarla aktivite yapan bir grup yaşıtıyla bir araya gelen Kraliçe’nin bu keyifli anları objektiflere böyle yansıdı. l Dış Haberler Kevin Spacey Eğlence şirketi Netflix, peş peşe gelen suçlamalar sonrası ‘House of Cards’ (üstte) dizisinin yıldızı Spacey ile bağlarını koparmıştı. Spacey’nin dosyası kabarık Los Angeles savcısı, hakkındaki cinsel saldırı suçlamalarını değerlendiriyor Los Angeles savcıları, cinsel istismar iddialarının odağındaki isimlerden oyuncu Kevin Spacey (58) hakkındaki suçlamaların değerlendirmeye alındığını doğruladı. Konu hakkındaki soruşturmasını tamamlayan Los Angeles polisi, bir erkeğin 1992’de yaşandığını öne sürdüğü cinsel saldırı suçlamaları ile ilgili dosyayı savcılığa teslim etti. Hollywood’daki cinsel taciz olaylarının medyaya yansıması sonrası Oscar ödüllü Spacey hakkında 30 erkek “cinsel taciz ve saldırı” iddiasında bulundu. Spacey’yi hedef alan cinsel saldırı iddiasının davaya dönüşüp dönüşmeyeceği ise belirsiz. Spacey hakkında ilk iddia 2017 Kasım ayında, aktör Anthony Rapp tarafından dile getirildi. Rapp, 1986’da 14 yaşındayken bir partide Spacey’nin tacizine uğradığını ileri sürmüştü. Spacey, hatırlamadığını söyleyerek özür dilemişti. Londra polisi de hakkında 3 cinsel saldırı suçlamasının incelendiğini açıklamıştı. l BBC Türkçe HAYVANSEVERLER AYAKLANDI Sucuk kapan kediye hapis Muğla’nın Bodrum ilçesinde bir marketten sucuk kapan kediyi yakalayan çalışanlar, kediyi kafese hapsetti. 48 saat boyunca kafeste tutulan kediyi hayvanseverler kurtardı. Yetkililerden şikâyetçi olan Bodrum Hayvan Hakları Derneği Başkanı Füsun Uslu, “Kedi markete girdiyse uzaklaştırılır, böyle ceza ve rilmez” diyerek duruma tepki gösterdi. Kediyi yakalayarak marketin deposunda bulunan bir kafese kilitleyen yetkililer bir de kafesin üzerine not yazdı. Bu duruma tepki gösteren bir market çalışanı gizlice hayvanın çırpınmasını kameraya çekerek hayvanseverlere gönderdi. l DHA 4 yaşında doğdu Anne ve babası trafik kazasında ölmüştü Çin’de, ebeveynleri 4 yıl önce trafik kazasında İSVİÇRE ALPLERİ yaşamını yitiren bir bebek, taşıyıcı anneden doğdu. Tüp Milyarder 6 bebek yoluyla çocuk sahibi olmak isteyen çiftin don gündür kayıp durulmuş embriyoları vardı. Kazadan sonra çiftin ailesi, dondurulmuş embriyoların kullanılabilmesi için uzun süre yasal mü İsviçre Alpleri’nde kayak yaparken 6 gün önce kaybolan Almanya’nın en zengin iş insanlarından biri için arama çalışmaları sürüyor. Süpermarket zincirinin sahibi Karl cadele verdi. Pekin merkezli The Bejing News haber sitesinin Erivan Haub, geçen cumartesi Matterhorn Dağı yakınlarında kaybolduğu sırada, pist dışında kayak yapıyordu. İyi bir kayakçı ve dağcı Ha haberine göre Tiantian adlı erkek bebek, Laos’tan bir taşıyıcı anne aracılığıyla aralık ub, 58 yaşındaydı. l Cumhuriyet ayında doğdu. l BBC Türkçe KarlErivan Haub 802 ejderha tavuğu yumurtası Atatürk Havalimanı’nda yurda so kulmaya çalışılan 802 ejderha tavuğu yumurtası ele geçirildi, 3 kişi gözaltına alındı. Yumurtaların kuluçka makinelerine konularak civciv çıkarılması planlandığı öğrenildi. Vietnam kökenli ejderha tavuklarının 2 bin dolara satıldığı öğrenildi. l DHA SONUÇLARI 05 36 25 29 6 BİLEN: 5 milyon 776 bin 586 TL (1 Kişi) 5 BİLEN: 9 bin 661’er TL 47 51 4 BİLEN:174.45’şer TL 3 BİLEN:15’şer TL EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET Sokağın Arada sahne ve ışıklar olmadan özgürce müziği ritmini tutanlarpaylaşanlaranlatıyor Hayatın her anını, rengini notalarla buluşturan sokak mü zisyenleri, İstanbul’da semt semt farklı melodileri seslen diriyorlar. Kadıköy’de gitar tınıları, kemençe, Maltepe’de darbuka, İstiklal’de keman, kaval sesle ri yankılanı yor. Sokak mü ziği yapanlar, ‘herkese ulaşa bilmek’ için so MEHMET KIZMAZ kakta olduklarını söylüyor lar. Her şeyden önce özgürler. Müziği paylaş mak için bir mekâna ya da kişiye bağımlı değiller. Dinle yiciyi beklemek yerine, din leyiciye gidiyorlar. Başka tür lü karşılaşma ihtimali olma yan insanlar, sokak müzi ği sayesinde birbirlerine ula şıyorlar. Sanatçı, arada ışık lar ve sahne yükseltisi olma dan hiçbir ücret talep etme den sanatını icra ediyor. Kon ser sonunda müzisyene kü çük de olsa destek vermek is teyenler, bozuk para atarak ‘yoluna devam et’ diyor. İstiklal’de tank drum Evrensel Ürüm, İstiklal Caddesi’nde tank drum çalıyor. Ürüm, sokakta müzik yapma nedenini anlatırken sokakta herkesin bir araya gelebiliyor olmasına vurgu yapıyor: “Bilet, sıra numarası, giriş kontrolü yok. Misal şu an bir kedi beni dinliyor. Bu güzelliği hiçbir salonda yaşayamazsınız. Bu yüzden sokak. Enstrümanım ekolojik bir enstrüman. Bir mutfak tüpünün yüzeyi değiştirilerek altı kesilerek yapılıyor. Hem vurmalı hem melodik bir enstrüman. Atası İsviçre’de bulundu. Melodiyi ve ritmi birleştiren yeni bir enstrüman tipi. Bunu seçtim çünkü 6 yıldan fazladır vurmalı çalgılarla ilgileniyorum. Uruguay’dan aldım ve dünyayı geziyorum.” Sokakta çalarken pek bir sorunla karşılaşmadığını söyleyen Ürüm, “Araba ve gürültüler olumsuz etkiliyor. En büyük sorun ses. Enstrümanım klarnet gibi çok bağıran bir enstrüman değil. İnsanların sesi algılaması için dingin bir ortam olmalı. Bazen laf atan oluyor ama genelde insanları mutlu ediyorum. İnsanların pozitif yaklaşımı da beni mutlu ediyor” diyor. Sahne ve mesafe yok Twobowz grubu da İstiklal Caddesi’nin müdavimi. Mimarlığı bırakıp sokak müziğini tercih eden Yavuz Selim Bektaş çello, Beril Varol ise keman çalıyor. Bektaş, şunları anlatıyor: “Patron yok, kimsenin nazını çekmek zorunda kalmıyoruz. İstediğimiz zaman kahve molası veriyoruz. Zevkli bir iş. Arada bir uzun saçımı görüp laf atan oluyor ama pek bir sorunumuz yok diyebiliriz.” Beril Varol ise “İnsanlarla aranızda sahne veya mesafe koyacak bir şey yok. Müziğiniz karşı tarafa direkt ulaşabiliyor. Ayrıca eğlenceli bir şey, karşı tarafa bir sorumluluğunuz olmadığı için gerilmiyorsunuz. Yani alan mutlu veren mutlu, işte bu güzel bir şey (gülüyor). Hava durumu, olumsuz açıdan birinci etken. Soğuk, yağmurlu havalarda çalmak zor oluyor. Bahar ve yaz mevsimlerinde daha çok çalıyoruz. Bir de sanattan anlamayan bir kesim bazen problem çıkarabiliyor. Her işte olduğu gibi burada da olumsuz durumlar var ama gelip güzel yorumlar yapan iyi insanlar da çok var” diyor. l İSTANBUL Akâyğbıtaşpıara Armağan, “Ayın ilk haftasında kâğıt para veriliyor. Sonra halkta para kalmıyor. Zabıta abileri seviyoruz ama bizi görmezden gelseler iyi olur. İşlek yerlerde bize özel stand yapılmalı ve belediye maaş vermeli. Halk için müzik yapıyoruz” diyor. Mert Armağan Mutlu Gezegen Grubu, Kadıköy’de müzik yapıyor. Grubun kemençecisi Mert Armağan, “Asıl sanat sokakta” diyor ve devam ediyor: “Konseri parasıyla dinlersin. Ama sokakta öyle değil. Hem insanları eğlendirmek güzel hem de öğrenci olduğumuz için harçlığımızı çıkarıyoruz. Sokakta insanlarla göz göze gelmek, bire bir ilişki kurmak bizi mutlu Kdaeğdıekröinyilbüilir ediyor. İnsanların robotlaştırıldığı böylesi bir dönemde sokakta yaptığımız sanatla onlara dokunabiliyor olmak mutluluk verici. Kadıköy’de insanlar gerçekten sokak müziğine değer veriyor. İş çıkışı yorgun argın eve giderken, bizi görünce gözlerinin içi gülen çok insan oluyor. Ama her zaman övgü almıyoruz tabii. Bize modern dilenci diyen de oldu.” Kürtçe müzikte değişir işler Tank drum çalan Evrensel Ürüm, “İnsanları mutlu etmek beni de mutlu ediyor” diyor. İstiklal’de müzik yapan Murat Çelik ve Recep Göker’e, ‘Neden sokak müziği’ diye so ruyoruz. Göker, “Doğudan bu raya çalışmaya gelen insanları mızla buluştuğumuz yer sokak. Onlar hasret gidersinler diye sokakta çalıyoruz. Sokağı sevi yoruz, sokakta müzik yaptığı mızda özgür olduğumuzu his sediyoruz. Polis ve zabıta mü dahalesine rağmen biz de inat la söylüyoruz” yanıtını veriyor. Bektaş (solda) sokak müziği için mimarlığı bıraktı. Çelik ise “Sahneye de çıkıyorum ama sokaktaki insanların Varol da insanlarla aralarında mesafe olmamasını seviyor. sıcaklığı bambaşka. Sokağı da ha çok sevdim ve artık sokak ona ‘Beyoğlu’nun ta söylüyorum. Polisler özellikle Kürtçe söylediğimiz için çok müdahalede bulunuyor. Bizi gülü’ diyorlar karakola alıp gitarlarımızı kırdıkları oldu. Hatta bir ke Caner Güllüoğlu, İstiklal Caddesi’nde keman çalıyor. ‘Beyoğlu’nun gülü’ olarak bilinen Güllüoğlu, Beyoğlu’nun sokak müziği için iyi bir atmosfere sahip olduğunu söyleyerek “Kalabalık olması güzel. İnsanlar Beyoğlu’nu sanatla biliyor. Zaman zaman problem yaşıyoruz. Zabıtalar bizi dilenci olarak görüp, resinde bir polis, ‘Bu para teröristlerden geliyor’ deyip 350 TL’mi yaktı. O parayı dinleyicimiz bize veriyor. İnşallah Türkiye düzelir de biz de müzi yasak diyerek müdahale ğimizi özgürce ediyor. İnsanlar bazen para fırlatıyor” diyor. Caner Güllüoğlu söyleyebiliriz” diyor. Jelibon ya da bir paket çay Tolga Burak Üniversite öğrencisi Tolga Burak, Maltepe’de sokak müziği yaparak hayatını kazanıyor. Sokak müziğini, kendini özgür hissettiği için severek yapıyor. Burak, “Mesela, barda müşterinin ilgisini takip edersin. Ama sokakta içinden nasıl yorum yapmak geliyorsa yaparsın. Sokak müziği çok farklı bir dünya” diyor. Burak, dinleyicilerin tepkisiyle ilgili şunları söylüyor: “Gülümsediklerini hissediyorum. ‘Bizi ağlattın’ diyen oluyor. Kimi para yerine jelibon veriyor, kimi çiçek veriyor. Para kutusuna bir paket çay bırakıp giden de oldu.” Burak, sokakta yaşadığı sorunları ise şöyle anlatıyor: “İnsanların bazen ‘şunu çal, bunu çal’ diye beklentiye girmesi hoş olmuyor...” C MY B