18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İDSO’nun solisti Bülent Evcil İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO) bu akşam 20.00’de Fulya Sanat’ta şef Patrick Gallois yönetiminde Aram Haçatur KULTUR yan “Flüt Konçertosu” ve Jean Sibelius “1.Senfoni” eserlerini seslendirecek. Konserin solisti flüt virtüözü Bülent Evcil. Cuma 13 Nisan 2018 [email protected] Cannes’da değişim sinyalleri 71. Cannes Festivali seçkileri açıklandı. Programda ne Nuri Bilge Ceylan var, ne de Türk sinemasından bir örnek... Geleneklerin kabuklarını kırmak isterken bile geleneklerin kaçınılmaz ağırlığından kurtulama ması beklenen talihsiz adayların, N. B. Ceylan ile başlayıp, J. Audiard ve P. Sorrentino ile devam eden listesini daha da yan bir Cannes Festivali daha yaşa maya hazırlanıyoruz diye düşünüyorduk. Son yıllarda açılış filmlerinde Mehmet Basutçu uzatmak mümkün... Festivalin seçkilerinden sorumlu sanat yönetmeni Thierry Frémaux , “...Önceden belirlenmiş aranan gösterişli çekiciliğin ve hafif eğlendi bir editoryal çizgimiz yok; izlediğimiz top rici niteliğin dışına çıkma çabası, bu kez bir lam 1906 aday filmin yarattığı, simgelediği basamak daha yukarıya çıkarılmış gibi gö genel bir tablo bu...’’ derken, yedinci sanatın zükse de, temelde yine Penolope Cruz ve Xa günümüz dünyasına tanıklık etme konusun vier Bardem gibi yıldız oyuncuların boy gös daki öneminin de altını çiziyordu. terdiği bir film izleyecektik 8 Mayıs gecesi Festivalin yarışmalı diğer resmi seçkisi, yapılacak açılışta... Yönetmeni İran sinema sanatsal iddiası yüksek filmlerle yenilikci sının yükselen adı Asghar Farhadi de olsa çalışmalara öncelik veren ‘Belirli Bir Bakış Altın Palmiye adayı ‘’Todos Lo Saben’’ (Her (Un Certain Regard)’ bölümünün şimdilik kes Biliyor) sonuçta İspanya’da, İspanyolca 14 filmden oluşan listesinde, Valeria Goli çekilmiş bir büyük yapım değil miydi? no ve Ulrich Köhler gibi göze çarpan birkaç Dün açıklanan ana seçkiler, geleneksel ad arasında, ilk filmlerini gerçekleştiren altı dengeleri korumaya çalışan kabuk değişi yönetmenin yer alması, ciddi bir kuşak deği minin temelde kuşak değişimine dönüşü şiminin de habercisi... yor olmasının habercisiydi belki de. Film Bu arada, 1828 yaş dilimindeki sinema lerini ana yarışmada izleyeceğimiz Jean severleri festivalin son üç gününü izlemeye Luc Godard, Jia ZhangKe, KoreEda Hiroka davet eden yeni girişimin talihlileri olabil zu, Spike Lee ya da Jafar Panahi gibi tanın mek icin motivasyon dosyalarını gönderen mış adlar yanında, Altın Palmiye adayı ol adayların daha ilk gün 600 kişiye ulaşma sından duyulan memnuniyetin basın toplan Festival Başkanı Pierre Lescure (solda) tısında dile getirilmesi, festivalin genç kuşaklara verdiği önemin başka bir kanıtıydı. Önümüzdeki günlerde, festival beklentisine yönelik heyecanı sıcak tutmak için, yaklaşık yarım düzine film daha, resmi seçkilere par ve Sanat ça parça eklenecek... Son yıllarda gelenek Yönetmeni selleşen bu yeni iletişim taktiği sürecinde, Thierry Türk sineması bir sürpriz yapabilecek mi, Fremaux bilemiyoruz... l PARİS Nuri Bilge Ceylan Seçkinin dışındakiler Altın Palmiye ödülü sahibi Nuri Bilge Ceylan’ın uzun zamandır beklenen son filmi “Ahlat Ağacı”nın Cannes seçkisinde yer almayışı senenin en büyük hayal kırıklıklarından biri hiç şüphesiz. Onun yanı sıra Carlos Reygadas, Mike Leigh, Paolo Sorrentino, Brian De Palma, Lars Von Trier, Xavier Dolan, Laszlo László Nemes, Sergei Loznitsa, Terry Gilliam ve yeni “Suspiria”sı merakla beklenen Luca Guadagigno da bu yıl Cannes’a giremeyen isimler arasında. Netflix filmlerini çektiği için Cannes’a gelmeyecek olan Alfonso Cuaron ve Jeremy Saulnier gibi isimleri de listeye eklemek lazım elbette. Mersin’de festival zamanı 17’nci Mersin Uluslararası Müzik Festivali 14 Nisan Cumartesi günü saat 20.00’de Kültür Merkezi Opera Sahnesi’nde başlıyor. Festivalin açılış konserinde Pumeza Matshikiza, şef Antonio Pırolli yönetimindeki Mersin Devlet Opera ve Balesi Orkestrası eşliğinde sahneye çıkacak. Konserde Murat Karahan da solist olarak yer alacak. Decca Classics sanatçısı olarak çıkardığı albümlerde opera repertuarının vazgeçilmezlerinden Afrika ezgilerine kadar geniş bir yelpazede eserler seslendiren Pumeza ‘Günümüzün en heyecan verici yeni operatik seslerinden’ biri olarak tanımlanıyor. Dünyanın birçok yerinde konserler vePumeza Matshikiza ren Pumeza, operanın insanın sesini kullanarak neye dönüşebileceğinin, neleri başarabileceğinin büyüsünü yansıttığını ifade ederek, “Genel olarak müzik ruhun dili. İnsanların kalplerine hitap ettiği için de her zaman büyülü kalacak. Bunun için opera müziğine âşık oldum. Bu nedenle de Rusalka ve Aida operalarında performans sergilemeyi de dört gözle bekliyorum. Rusalka’yı önümüzdeki yıl Avusturya ve Fransa’da, Aida’yı da bu yıl ya da önümüzdeki yıl İtalya’da sahneleyebilirim” diye konuştu. l DHA ‘9/8’in Ateşi Seni de Yakar’ belgeseline Jakarta’dan ödül Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Film Tasarımı ve Yönetmenliği Anasanat Dalı Başkanı Doktor Öğretim Üyesi Yönetmen Ragıp Taranç’ın belgesel filmi “9/8’in Ateşi Seni de Yakar (Zenne ve Dansöz)” Jakarta’da düzenlenen Uluslararası İnsanlık ve Kültür Film Festivali’nde gümüş ödülü kazandı. İzmir Tepecik Roman Mahallesi’nde çe kimleri gerçekleştirilen film, Hıdrellez geleneğini farklı yaşayan mahalle halkının ritüellerini belgelerken Zenne ile yaşadıkları karşılaşma belgesel ekibini farklı bir hikâyeye yönlendiriyor. Hıdrellezi, Rio Karnavalı’nı aratmayacak şekilde yaşayan genç kadın ve çocukların yanı sıra belgesel, Zenne Erbey Özçalabi’nin dansları ve farklı kişiliğiyle zenginleşmekte. CKM’de Ahmet Ümit söyleşisi Yazar Ahmet Ümit, yarın saat 14.00’te Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nde “İnsanlığın vicdanı olarak edebiyat” konulu bir söyleşiye katılıyor. Konuşmaların ardından Ahmet Ümit, son kitabı “Kırlangıç Çığlığı”nı imzalayacak. EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: FUNDA YAŞAR ER 15 ‘Dünya Sanat Koksun’ paneli bu akşam UPSD, PEN Türkiye ve Piramid Sanat’ın işbirliğiyle bugün saat 18.00’de “Dünya Sanat Koksun” başlıklı bir panel düzenlenecek. Piramid Sanat’ta düzenlenecek, Bedri Baykam moderatörlüğündeki etkinliğe gazetemiz yazarı Zeynep Oral ile birlikte Nasuh Mahruki ve Tamer Levent konuşmacı olarak katılacak. Her yıl 50’nin üzerinde ülkede kutlanan “Dünya Sanat Günü” kapsamındaki panel; sanatın dünyada barış, demokrasi, insan hakları ve ifade özgürlüğünün sürmesi için verdiği uğraşları vurgulamayı amaçlıyor. Burhan Sönmez’e Edebiyat Ödülü Şubat ayından kısa listesi açıklanan EBRD 2018 Edebiyat Ödülleri’nin sahibi Burhan Sönmez oldu. Boris Akunin (Rusya) ve Dasa Drndic (Hırvatistan) ile beraber ilk üçe kalan Sönmez’e ödülü dün akşam Londra’da verildi. Burhan Sönmez, 30’dan fazla dile çevrilen “İstanbul İstanbul” romanıyla ödüle ulaştı. Jüri koltuğunda yer alan Rosie Goldsmith, “İstanbul İstanbul, derin insanlığı ve zarif kurgusuyla hayat dolu bir roman. Burhan Sönmez bu büyük yeni ödülü en iyi şekilde hak eden büyük bir yazar. Evet, roman Türkiye’de bir hapishanede geçse de onu sınırlandıran hiçbir şey yok ve bir taraf da tutmuyor. Bu bizim de hikâyemiz. Dört kahraman, zulmün dünyasında iyiliği ve güzelliği bulma arayışındalar. Kusurları ve tuhaflıkları olan tümüyle gerçek karakterlerle çevrelenmiş, bizi şiddet ve işkenceyle değil, aralarındaki sohbet ve mizahla sürüklüyorlar. Muazzam mütevazılığıyla Burhan Sönmez, edebiyat arkadaşı ve önemli bir çevirmen olan Ümit Hussein’le birlikte ödüle değer tutkulu ve şiirsel bir roman ortaya çıkarmışlar” diyerek Burhan Sönmez’i ve Ümit Hussein’i tebrik etti. İzmir’den Meksika’ya görsel yolculuk İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Sinematek gösterimi, bu ay “Yaşasın Meksika” konulu üç filmle izleyici karşısına çıkacak. Roberto Gavaldon’un 1960 yapımı “Macario” filmi bugün; yönetmenliğini gerçeküstü sinemanın ustalarından Luis Bunuel’in yaptığı 1962 yapımı burjuvazi ve erdemliği sorgulayan “Yok Edici Melek / El Angel Exterminador” 20 Nisan Cu ma izlenebilecek. Gösterimler, İzmir Sanat ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Seferihisar Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek. Arturo Ripstein’ın yönettiği 1973 yapımı “Saflığın Kalesi / El Castillo De La Pureza” ise 25 Nisan Çarşamba günü saat 19.00’da Seferihisar Kültür Merkezi’nde, 27 Nisan Cuma günü saat 20.00’de de İzmir Sanat’ta beyaz perdede olacak. Genç fotoğrafçılara çağrı Bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan Red Bull Art Around 420 Mayıs tarihleri arasında Arnavutköy’ün sokaklarını çağdaş sanatla buluşturacak. Küratörlüğünü Collective Çukurcuma ekibinin üstlendiği projede biri öğrenci projesi olmak üzere toplam 13 sanatçının eserleri sergilenecek. Arnavutköy’de “Hayaletler” te masıyla düzenlenecek Red Bull Art Around’a katılmak isteyen üniversite öğrencileri, çektikleri “Hayalet” temalı fotoğraflarıyla 16 Nisan tarihine kadar www. redbullartaround.com adresinden başvuru yapabiliyor. ‘Utanç’tan ‘Canavar’a...İkinci haftasına giren İstanbul film festivalinden notlar Hayatımızdan 37. kez geçmekte ve yine bir bahar yağmuru gibi gökten film yağdırmakta olan festivalin ilk günlerinde benim başıma düşenler, “Utanç”, “My Generation”, “The Rider”, “Canavar”, “Bir Mahalle Hikâyesi”, “Eric Clapton”, “Sevme Beni” oldu şimdilik. Ingmar Bergman ustanın 50 yaşında çektiği, vaktiyle çeşitli ödüller kazanmasına karşın hakettiğince değerlendirilmeyip biraz unutularak göz ardı edilmiş önemli yapıtlarından, yıllar sonra yeniden seyrettiğim “SkammenUtanç”(1968), kıyamet gibi felaketlere gebe büyük bir iç savaşın ayak sesleri duyulurken kaçıp sığındıkları ıssız bir adada tam bir tecrit yaşamı sürdürmekte ve suçluluk duygusuyla sürekli birbirleriyle didişmekteki, ‘aydın’ bir çiftin (yönetmenin demirbaş oyuncularından, benzersiz Liv Ullman Max von Sydow ikilisi yine harikaydı gencecik halleriyle) hikâyesi aracılığıyla aktaran, savaşın yoğun şiddetinidehşetini, ahlaki çöküntüye garkolmuş 20. yüzyıl insanının tüm aczini, tam yarım yüzyıl öncesinden uzak görüşlü ve duyarlı bir sanatçı yaklaşımıyla yansıtan, böylece günümüz dünyasının kaotik atmosferine de cuk oturan, distopik bir başyapıttı. Seyirciyi anlatıcı Michael Caine’in rehberliğinde, The Beatles, The Kinks, CANAVAR The Rolling Stones müzikleriyle arşiv görüntüleri eşliğinde, sinemadan müziğe, siyasetten modaya, sokaktan popüler kültüre kadar köklü değişimlerindönüşümlerin yaşandığı 1960’lı yılların İngilteresi’ne götüren “My Generation” belgeseliyse, Marianne Faithfull, Donovan, Paul McCartney, Roger Daltrey, Lulu, Twiggy gibi ünlülerin katılımıyla, David Batty’nin yönetmenliğinde gerçekleştirilmiş, o unutulmaz ‘60’ların ruhunu perdeye taşıyan, son derece eğlencelikli, sürükleyici olabilen bir dönem filmiydi. Katıldığı rodeo sırasında geçirdiği, kafatasını çatlatan ve bir daha ata binmesinin yasaklanmasına neden olan, ölümcül bir kazanın ardından büyük bir boşluk ve amaçsızlık sürecine giren, yoğun at sevgisini gitgide seyirciye de geçiren, genç bir Amerikan kovboyunun (Brady Jandreau) kahramanı olduğu, ilk filmi “Ağabeylerimin Bana Öğrettiği Şarkılar”la tanınan Chloe Zhao’nun yazıp yönettiği, çok ödüllü “The Rider”sa, kadın bir yönetmenin duyarlığını içeren, Amerikan tipi bir erkeklik eleştirisiydi, baştan sona gözalıcı ve hüzünlü tarafından. Güzel bir aşk filmi Ben Taviani kardeşlerin son filmi “Hesaplaşma”ya niyetlenmişken seans sorunu yüzünden kendimi içinde bulduğum, İngiliz yapımı “BeastCanavar”, aile baskısıyla bunalıp evde kalmış, saf, genç bir adalı kadının (Jessie Buckley) yolunu gözleyip sevdalanarak yanına taşındığı, ona hep destek olan, asi ve yakışıklı ‘beyaz atlı prensi’nin (Johnny Flynn) yöredeki seri cinayetleri işleyen katil olduğu kuşkusuyla gözaltına alınınca herkese, her şeye karşın sevdiğini savunmasını hikâye eden, toplumsal önyargıların ve baskıların gerilimi gittikçe yükselttiği ama finalde mutlu sonla noktalanan, beylik klişelerden uzak durmaya çalışırken, görsel bakımdan görkemli manzaralar da sunan, güzel bir aşk filmiydi sonuçta. İngiliz Michael Pearce’ın yazıp yönettiği “Canavar”ın tersine Mayınlı Bölge bölümünde gördüğüm, taşıyıcı anne olması için genç bir göçmen kızla anlaşan zengin bir çiftin dramdan gerilime evrilip giderek korku filmine dönüşen, beylik bir hikâye anlatan, yönetmen Aleksandros Avranas imzalı,Yunanistan yapımı “Sevme Beni”yse türden türe savrulan, tam bir hayal kırıklığıydı benim için, Yorgos Lanthimos gibi gösterişçi, oyunbaz yönetmenlerin başını çektiği yeni Yunan sinemasından çıkagelen. Bükreş’in kenar mahallelerinden, kötü ünlü, adı çıkmış Ferentari semtindeki çingene müziği üstüne tez yazarken, yıllarca hapis yatmış eski bir suçluyla yakınlaşan utangaç bir antropologun ilişkisine kamera tutan “Bir Mahalle Hikâyesi”, Sırbistan doğumlu Bosnalı yönetmen Ivana Mladenovic’in, tabu yıkıcı, yer yer seyri zor, pek de olmamış, ilk uzun metrajıydı. Ünlü yapımcı Lili Fini Zanuck’un yönettiği “Eric Clapton: Perdelerin Ardında Yaşam”, bizim kuşağın ‘gitar prensi’ Clapton’un The YardbirdsCream’li gençlik döneminden ağır uyuşturucualkol bağımlılığı sürecine, evlat acısını tattığı acılı günlerine dek hayatının en başarılı ve dramatik bölümlerini, ilk kez ortaya çıkan arşiv görüntüleri eşliğinde perdeye taşıyan, etkileyici, değişik, iz bırakan, biyografik bir müzikal belgeseldi sonuçta. FESTİVALDE BUGÜN l “Yarışma Dışı” filmlerden “Benim Küçük Sözlerim”, 13.30’da Beyoğlu Sineması’nda, yönetmen Bekir Bülbül’ün katılımıyla; l “Özel Gösterimler” kapsamında “Muazzez Mucizesi 104 Yaşında”, 13.30’da Pera Müzesi Oditoryumu’nda, yönetmen Nurdan Arca’nın katılmıyla; l “Uluslararası Yarışma” filmlerinden “Bir Zamanlar Kasım’da”, 16.00’da Cinemaximum City’s Nişantaşı Salon 7’de, yönetmen Andrzej Jakimowski’nin katılımıyla; l “Çiçek İstemez” filmlerinden “Hâkim Hanım”, 16.00’da Cinemaximum Zorlu Center’da, yönetmenlerden Yves Hinant’ın katılımıyla; l “Bergman 100 Yaşında” seçkisinden “Güz Sonatı”, 16.00’da Beyoğlu Sineması’nda, yönetmen Yeşim Ustaoğlu’nun sunumuyla; l “Yarışma Dışı” film seçkisinden “Taksim Hold’em”, 19.00’da Beyoğlu Sineması’nda, yönetmen Michael Önder’in katılımıyla; l “Sinemada İnsan Hakları Yarışması” filmlerinden “Rahat Bir Nefes, 19.00’da Kadıköy Sineması’nda, filmin yönetmeni Isold Uggadottir’in katılımıyla; l “Ulusal Yarışma” filmlerinden “Aydede”, 21.30’da Atlas Sineması’nda, yönetmen Abdurrahman Öner’in katılımıyla; l “Sinemada İnsan Hakları Yarışması” filmlerinden “Styx”, 21.30’da Beyoğlu Sineması’nda, filmin yönetmeni Wolfgang Fischer’in katılı mıyla; l “Özel Gösterimler” kapsamında “Yaşar Kemal Efsanesi”, 21.30’da Pera Müzesi Oditoryumu’nda, filmin yönetmeni Aydın Orak’ın katılıYaşar Kemal mıyla gerçekleşecek. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle