18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 13 Nisan 2018 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Hâkim ve savcılara kongre dayatması Yargıda Birlik Derneği’nin yarın yapılacak olağan genel kuruluna katılım zorunlu tutuldu Yaklaşık 10 bin üyesi bulunan Yargıda Birlik Derneği (YBD) yarın Ankara Atatürk Kapa lı Spor Salonu’nda 2. olağan genel kurulunu gerçekleşti recek. Siyasi parti ku rultayını aratmayacak genel kurulda hâkim ve savcıların yanı sıra hâkim adaylarının ka ALİCAN ULUDAĞ tılımının zorunlu tutulduğu öğrenildi. Başkanlığını, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Musa Heybet’in yaptığı Yargıda Birlik Der neği, 27 Mart 2015 tarihinde kuruldu. 18 bin hâkim ve savcının yaklaşık10 bininin üye olduğu derneğe yapılan en az 3 bin yeni başvuru da incelemeye alındı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından birçok kez kabul edilen ve Saray’da ağırlanan derneğin 2. olağan genel kurulu, yarın saat 09.30’da Atatürk Kapalı Spor ve Sergi Sarayı’nda başlayacak. Kongrede 9 bin 129 hâkim ve savcının oy kullanma hakkının olduğu duyuruldu. ‘Üye olsun, olmasın...’ Mevcut yönetimin tekrar aday olduğu genel kurula, tüm üyelerin katılımı için çağrıda bulunuldu. Ancak Ankara Batı Adalet Komisyonu Başkanlığı’nın hâkim adayları için oluşturduğu WhatsApp grubunda yaptığı bir duyuru tartışma yarattı. Hâkim adaylarının dahi katılımının zorunlu tutulduğu belirtilen mesajda, şöyle denildi: “Yargıda Birlik Derneği’nin 2. Olağan Genel Kurulu 14 Nisan Cumartesi günü Atatürk Spor Salonu’nda, derneğe üye olsun ya da olmasın tüm hâkim ve Cumhuriyet savcılarımızın katılımıyla Saat 09.30’da gerçekleştirilecektir. Bu davete tüm adaylarımız da dahildir. Makul mazereti olmayan bütün adaylarımızın genel kurula katılmak üzere saat 09.00’da salonda hazır olmaları önemle rica olunur.” YBD yönetimi, genel kurul sürecin de başta İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi büyük illerin adliyelerinde hazırlık toplantıları yaptı, burada başsavcı ve komisyon başkanlarıyla görüştü. Bu toplantıların bazılarına Cumhurbaşkanlığı Hukuk Başdanışmanı Ahmet Karayiğit de katıldı. Dernek, bununla da yetinmeyerek Başbakan Binali Yıldırım, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit ve Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ü de ziyaret etti. YARSAV’ın KHK ile kapatılmasının ardından YBD, yargıdaki tek hakim güç oldu. l ANKARA ‘Dengeli’ kısıtlanmışAYM’DEN CEZAEVLERİNDEKİ AÇIK GÖRÜŞ KISITLAMASINA ONAY ALİCAN ULUDAĞ Anayasa Mahkemesi, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL kapsamında cezaevlerindeki açık görüşlerin sınırlandırılmasını anayasaya aykırı bulmadı. Kararda; bu sınırlamayla güdülen meşru amaç ile başvurucunun bireysel yararı arasında adil bir dengenin kurulduğu, demokratik toplumda gerekli olan müdahalenin ulaşılmak istenen amaçla ölçülü olduğu öne sürüldü. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından KHK ile meslekten çıkarılan ve FETÖ üyeliği iddiasıyla 25 Temmuz 2016’da tutuklanan eski Nevşehir Vali Yardımcısı Halil Berk, Sincan T Tipi Cezaevi’ne konuldu. 22 Mart 2017’de tahliye edilen Berk, cezaevindeyken “aylık açık görüş hakkının” sınırlandırıldığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Berk, başvurucusunda eşi ve üç çocuğuyla sağlıklı koşullarda görüşemediğini, ailesiyle sürdürülebilir bir ilişki kuramadığını, bu sınırlayıcı uygulama nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini öne sürdü. Olaya ilişkin savunma gönderen Adalet Bakanlığı, eski vali yardımcısının tutuklu bulunduğu sürede 4’ü açık olmak üzere 15 kez yakınlarıyla görüştürüldüğünü kaydetti. AYM ‘sınırlama meşru’ dedi Anayasa Mahkemesi, başvurucunun iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi. Başvurucunun şikâyetinin, açık görüş hakkının iki ayda bir olacak şekilde belirlenmesi nedeniyle ailesini daha sık göremediği iddiasına dayandırdığı anımsatılan kararda, şöyle denildi: “İsnat edilen suçların ağırlığına göre tutuklu ve hükümlülere tanınan birtakım hak ve imkânların farklılaşması doğaldır. OHAL koşullarının gerektirdiği kamu düzeninin korunması ihtiyacı ve ceza infaz kurumu güvenliğini sağlama amacı doğrultusunda isnat edilen suçun ağırlığı da dikkate alınarak başvurucunun aile fertleriyle olan ilişkisinin sürdürülmesini engellemeyen açık görüş hakkının sınırlandırılması şeklinde söz konusu müdahalede kamu makamları tarafından güdülen meşru amaç ile başvurucunun bireysel yararı arasında adil bir dengenin kurulduğu, demokratik toplumda gerekli olan müdahalenin ulaşılmak istenen amaçla ölçülü olduğu sonucuna varılmıştır.” l ANKARA Çağlayan Adliyesi’ndeki Adalet Nöbeti 54. kez tutuldu Örgütlü iyilik kazanacak Gazetemizin yayın politikasının suçlama konusu edildiği dava kapsamında asılsız ve akıl dışı iddialarla 530 gündür tutuklu bulunan icra kurulu başkanımız ve avukatımız Akın Atalay’ın nezdinde tüm haksız tutuklamalara karşı çıkmak için Nisan 2017’de başlayan “Adalet Nöbeti” dün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde 54. kez tutuldu. Nöbette, ilk konuşmayı avukat Öznur Gündoğdu yaptı. Gündoğdu, avukatlık mesleğine 1980’de sıkıyönetim koşullarında adım attığını ifade ederek, “Ne yazık ki 2018’de OHAL’in yarattığı olumsuzluklar altında nefes alıp görev yapmaya çalışıyoruz. Biz hukukçular için ne acı. Ülkemizde hiçbir şeyin değişmediğine tanık olmak... Bugün hâlâ yine özgülük demokrasi ve hukuk diye haykırıyoruz. Üstelik bu koşulllar daha da kötüyü gidiyor ve bir zamanların Amerikası’nın komünist avcısı Mc Carthy’nin estirdiği yargı infaz terörüne benzer uygulamalar ile karşı karşıyayız” dedi. Gündoğdu konuşmasında avukat Ergin Türsoy’un makalesinden alıntı yaparak şunları söyledi: “İnsanlık tarihinden süzülüp gelen, evrensel hukuk normlarıyla ete kemiğe bürünen, gerçek anlamda demokratik bir düzende asla ihlal edilemez nitelikte olan insan hak ve özgürlükleri açıkça ve umursamaz bir şekilde çiğnendikçe bunu engellemeyen ve verdiği hukuksuz kararlarla buna yol açan ve asli görevini yerine getirmeyen bir yargıyı kamuoyunda tartışmak, onu kendi dilimizle itham etmek hak ve adalet adına, tarihe not düşmek adına gelecek kuşaklara duyduğumuz sorumluluk adına boynumuzun borcudur.” Mağdurlar birleşmeli Gündoğdu’nun ardından HDP İstanbul İl Eşbaşkanı avukat Cengiz Çiçek bir konuşma yaptı. Çiçek, kendisinin de yıllar önce mesleki faaliyetlerinden ötürü 2.5 yıl tutuklu kaldığını ve hâlâ bu dava kapsamında yargılandığını söyledi. Çiçek, şöyle devam etti: “Gün, tekil mağduriyetler üzerinden koşturma günü değil, bütün mağdur olmuş kesimlerin ortak paydalarda buluşup hak ve özgürlükler mücadelesini sür dürme günüdür. Ahmet Şık ‘örgütlenmiş kötülük’ demişti. Günümüz Türkiyesi’nde maalesef her alanda bir yozlaşma gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bu yozlaşmışlık kendiliğinden oluşmuyor. Bunun nedenlerini biliyoruz ve diyoruz ki örgütlenmiş kötülere karşı örgütlenmiş iyiler olarak bu mücadeleyi kazanacak mıyız? İnadına örgütlenmiş kötülere karşı örgütlenmiş iyiler olarak mutlaka kazancağız. Kazanmaya mecburuz, buna sözümüz var.” Düvenci için... Nöbette beyin kanaması geçiren avukat Nurdan Düvenci ile ilgili avukat Selin Nakıpoğlu bir konuşma yaptı. Nakıpoğlu, “Uzun süredir kanserle mücadele ediyordu. Dün beyin ölümünün gerçekleştiği haberini aldık. Avukatların avukatlığını yapan, hak mücadelesini ömrünün sonuna dek sürdüren, kadın hakları uygulama merkezinin kurucusu olan ve kadına ve çocuklara yönelik şiddetle ilgili ömrünün sonuna dek çalışan bir meslektaşımızdı” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet AYM: Tutukluluk incelemesini dosyadan yapmak hak ihlali Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, rutin tutukluluk incelemesinin dosya üzerinden yapılmasının “adil yargılama hakkının ihlali olduğu” kararını verdi. FETÖ üyesi olmak suçundan tutuklanan ve meslekten çıkarılan eski Anayasa Mahkemesi Başkanvekili ve üyesi Erdal Tercan, AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Başvuruda; Tercan hakkında uygulanan yakalama, gözaltına alma ve tutuklama tedbirlerinin hukuki olmaması ile tutuklamaya doğal hâkim, bağımsız ve tarafsız hâkim ilkelerine aykırı olan sulh ceza hâkimliklerince karar verilmesi nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, hukuka aykırı bir şekilde meslekten çıkarma ka rarı verilmesi nedeniyle adil yargılanma ve özel hayata saygı haklarının ihlal edildiği ifade edildi. Başvuruyu ele alan AYM, başvurunun tutukluluğa itiraz bölümüyle ilgili oyçokluğu ile ihlal kararı verdi, diğer şikâyetleri ise kabul edilemez buldu. AYM’nin, Tercan’ın, tutukluluğa itiraz başvurusunun, hâkim karşısına çıkarılmadan, dosya üzerinden yapılmasını hak ihlali saydığı, özellikle 1 buçuk yılı geçen tutukluluklarda itirazların hâkim karşısına çıkarılarak yapılması gerektiğini belirttiği bildirildi. Binlerce tutuklu için de emsal olacak olan bu karara göre; rutin tutukluluk incelemeleri her ay duruşmalı olarak yani hâkim karşısına çıkılarak yapılacak. l ANKARA / Cumhuriyet Roboski’de 28 Aralık 2011’de 19’u çocuk 34 kişinin savaş uçakları tarafından bom bAteadmraışleeılnti ten sonra yaptıkları açıklamada adalet istedi. Açıklamada, “Roboskili aileler olarak bugün bu balanarak öldürülmesinin üze rada talep ettiğimiz adalet ül rinden 328 hafta geçti. Aileler her haf kenin barışına ve bir arada yaşaması ta olduğu gibi bu hafta da kaybettikle na vesile olacaktır. Bilinmelidir ki adalet ri yakınlarının mezarlarını ziyaret ettik barışın temelidir” denildi. haber 11 Ferrari’sini satan değil yakan bilge İnternette buzdolabı modellerine bakıyorsunuz... Sonra hangi sayfayı açsanız karşınıza anında buzdolabı reklamları düşmeye başlıyor... Tatile nereye gitsem diye hayal kurarken konuyla ilgili birkaç metin okuyorsunuz... Otel ve uçak reklamlarına boğuluyorsunuz. Kapitalizm, zaaflarınızın, hayallerinizin ve eğilimlerinizin peşinde. İzleniyorsunuz. Kayda alınıyorsunuz. Size ait bilgiler havada uçuşuyor. Ne yersiniz, ne giyersiniz, nelerden hoşlanır nelerden nefret edersiniz... Politik eğilimleriniz, kişisel sorunlarınız, cesaretiniz ve korkularınız... Ve aşklarınız ve arkadaşlıklarınız... Hepsi analitik bir marifetle bilgiye dönüşüp kapitalizmin eline geçiyor. Ama bunun böyle olduğunu bilmeniz hiçbir şeyi değiştirmiyor. Yönlendirilmeye, etkilenmeye, güdülmeye açıksınız. Bu bilgilerinizi kullananlar size dilediklerini satıyorlar. Siz zaten almaya bayılıyorsunuz. Çoktan evcil bir tüketici oldunuz. Sattıkları bazen hamburger oluyor, bazen ülke başkanı. Yelpaze geniş, sizin zaaflarınız engin. Seçim kampanyalarının sirk havasında yapılmasına karşı çıkmıyorsunuz. Liderlerin paraları kadar konuşmasından kötü bir çıkarım yapmıyorsunuz. İdeolojilerin bile pazarlanabilir bir şey olduğuna çoktan iknasınız. Peki, neden Facebook size ait verileri sattı diye hayıflanıyorsunuz? Politikacıların kirli ilişkilerinin bilgilerini ifşa eden Assange’e kesilen ağır faturanın... İnsanların özel bilgilerini şirketlere satan Zuckerberg için kesilmeyecek olduğunu herhalde siz de görüyorsunuz. Assenge, eline geçirdiği bilgiyi şirketlerin ve politikacıların aleyhine halkın lehine; Zuckerberg ise elindeki bilgiyi halkın aleyhine, şirketlerin ve politikacıların lehine kullanan bir suçlu olarak hukukun karşısına geçtiler. Neticede her ikisinin de başına gelecekler çağın ahlakına ayna tutacak. Bir bakın bakalım sistem bu iki suçludan hangisi için daha hoşgörülü olacak? Neticede kimi aklayacak kimi karalayacak? Bilginin değerine hangi durumda ne biçmiş olacak? Bilginin değerini aslında siz belirliyorsunuz. Tercihlerinizle, suskunluklarınızla ve zaaflarınızla. Kendi aklınızı kullanmadan fastfood ideolojilere kanarak... Özgün ve sıra dışı olanı dışlayıp, vasat olana taparak... Sıradan olmayı güvenli sanarak... Köhne değerleri baş tacı yaparak... Çabuk yılarak, kolay kanarak... Kendi değerinizi kendiniz biçiyorsunuz. Ve sosyal medya tuzaklarına kolayca, gönüllü olarak düşüyorsunuz. Bu tuzaklara düşmekten kurtulmanın tek yolu var. Değerlerinizi yeniden gözden geçirin. Bugüne kadar değer verdiğiniz şeylere değer vermeyin. Bir kere de değer vermediğiniz şeylere değer vermeyi deneyin. Tercihleriniz sistem için para etmezse ve istekleriniz sistemin dayatmalarına göre şekillenmezse o sizden çalınan ve kapitalizmin hizmetine sunulan bilgilerin hiçbir değeri kalmaz. Kapitalizmin ağzını sulandıran bir bilgi üretmezseniz özgürleşirsiniz. Üstüne bir de bilgeleşirsiniz. Haberiniz olsun; Ferrari’sini satana bilge denmez. Ferrari’sini yakana denir. Tunç’a yeni soruşturma Van Cumhuriyet Başsavcılığı, sanatçı Ferhat Tunç hakkında 20 Eylül 2017’de Musa Anter Parkı’nda gerçekleştirilen mitingde yaptığı konuşma nedeniyle soruşturma başlattı. Tunç’un Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı tarafından talimatla ifadesi alındı. Tunç’un mitingde Kürt aydın, gazeteci yazar Musa Anter’i anması suçlama konusu oldu. Tunç, ifadesinde “Soruşturma metninde yazılı tüm sözlerimin arkasındayım. Bir sanatçı olarak hakikatleri dile getirmiş olduğum konuşmamı suç unsuru olarak görmüyorum. İnsani duygularla paylaştığım bu düşüncelerimden ötürü ifade vermek zorunda kaldığım için üzülüyorum. Anter ile ilgili olarak böyle bir soruşturmaya konu olmaktan onur duyuyorum” ifadelerini kullandı. l Yurt Haberleri Gazeteci Zeyrek serbest Adana merkezli 6 ilde 30 Mart’ta düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 38 kişiden Jinnews muhabiri Filiz Zeyrek’in de aralarında bulunduğu toplam 31 kişi 13 gün süren gözaltının ardından dün Adana Adliyesi’ne sevk edildi. Gazeteci Zeyrek “örgüt üyesi olmak”, diğer 30 kişi ise “örgüt propagandası yapmak” ve “örgüt üyesi olmak” iddialarıyla tutuklama talebiyle hâkimliğe çıkarıldı. Zeyrek ve 17 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. l ADANA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle