Katalog

Cuma 30 Mart2018 2 IöHzL eislteomkeuyleanBayaoMneklksainalugilstinilöıtElrlaıieksğsYreemtıiıtelanmigmidrnödiaririeizşze,sl Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, yeni sistemde liseye geçiş sınavına 2 ay kala hâlâ çalışmaların tamamlanmadığını açıkladı. Merkezi sınavla öğrenci alacak liselerle ilgili bilgilerin yer alacağı kılavuzun nisan sonunda açıklanabileceğini belirten Yılmaz, “34 il hariç geri kalan bütün illeri tamamladık” dedi. Hiçbir öğrencinin istemediği alandaki liseye gönderilmeyeceğini vurgulayan Yılmaz’ın özel okulları işaret etmesi de dikkat çekti. Yılmaz, bütün eğitim sendikalarının karşı çıktığı ve dünyada benzeri olmayan performans sisteminin bilimsel olduğunu savunarak “Bilime karşı çıkanlar öğretmenlerimizi temsil etmiyor” diye konuştu. Bakan Yılmaz, katıldığı canlı yayında TEOG’un kaldırılması ile getiren yeni liseye geçiş sisteminde sözel ve sayı ‘Bu kadrolaşma itirafıdır’ Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan’, Bakan Yılmaz’ın açıklamalarına şu tepkiyi gösterdi: ‘’Atama Yönetmeliği ile atama taban puanı 50’ye düşürülmüştü. Eğitim Sen olarak bakanlığın atama Yönetmeliği ile KPSS ‘nin kriter olmaktan çıkarıldığını, liyakat kriterlerinin adım adım yönetmelik, mülakat uygulamaları ile yok edilmeye devam ettiğini açıklamıştık. Bakanın TRT’ de konuş tuğu programda ‘İpi birinci göğüsleyen her zaman birinci olacak anlamına gelmez’ açıklaması liyakatın reddinin, kadrolaşmanın net itirafıdır. Ataması yapılmayan yarım milyon öğretmenin umutlarının, geleceklerinin karartılmasıdır. Bakan, hem ‘ilk 240 bine girenler öğretmen olmalıdır’ açıklaması yapmakta hem de bizim ‘makbul gördüğümüz kişiler öğretmen yapılmalıdır’ şeklinde kendisiyle çelişen bir açıklamaya daha imza atmıştır.” sal olarak iki oturumda yapılacak sınavla ilişkin şu bilgileri verdi: “Bu sorularda kesinlikle ezber istemiyoruz. Öğrencilerin kazanımları ne kadar benimsediğini anladığını ölçmek istiyoruz. Puanların eşit olması halinde, ortaokul başarı puanını dikkate alacağız, bu puan aynı ise yaşı küçük olana öncelik vereceğiz, bu da eşit ise o zaman 8, 7 ve 6. sınıflardaki yılsonu başarı puanını alacağız. Bu da eşit ise okula maze retsiz olarak en az devamsızlık yapanı tercih edeceğiz. En sonunda da tercih önceliğini de dikkati alacağız.” Yeni sistemde birçok ilde oluşturulabilecek ortaöğretim kayıt alanındaki dengesizlik ve öğrencilerin imam hatiplere zorlanacağı eleştirilerine karşılık Yılmaz, öğrencilerin istemedikleri okula gönderilmeyeceğini belirterek, özel okulları adres gösterdi. Yılmaz, “Yeteri kadar kapasite hatta üzerinde de kapasite var. Özel okullarımız da var. Hiçbir öğrencimizi, velimizi, istemediği bir bölüme yönlendirme yok. Meslek lisesini, açık liseyi, imam hatip lisesini istemiyorsa oralara gönderme yok” dedi. Sendikalara yüklendi Bakan Yılmaz, hükümete yakınlığı ile bilinen EğitimBirSen dahil, eğitim alanındaki bütün sendikaların karşı çıktığı performans sistemini de savundu. Sendikala rın MEB’in yaratmaya çalıştığı sistemin dünyada eşi benzeri olmadığı eleştirilerine karşın tartışmaların gereksiz olduğunu söyledi. 2006’dan itibaren hazırlıkları olduğunu belirten Yılmaz, performans sistemine ilişkin “Meclis’te kabul edilmiş bir Kalkınma Planı’nın gereğini yerine getirmek zorundasın. Orada, millet iradesi yansıdı, bunun dışında geriye gitmek çağın gerisine düşmek demektir. Biz sadece bizden öncekilerin yaptıklarını yapıyoruz, farklı bir şey yapmıyoruz” diye konuştu. Öğretmenlerin başarı değerlendirmesine esas olacak bir çalışma yaptıklarını anlatan Yılmaz, ‘‘12 ilde pilot uygulama yaptık. Öğretmenlerden yüzde 90 memnuniyet var, ilkokullarda daha fazla. Biz de bunu görüyoruz. Eğitim sistemimiz çok iyidir, bu iyiliği öğretmenlerimize borçluyuz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet CP’li çocuklar daha mutlu olsun Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı bünyesinde bulunan Metin Sabancı Özel Eğitim Okulları’nda, yazamadığı ya da okuyamadığı için mutsuz olan, dikkati dağılan öğrencilerin eğitiminde teknoloji kullanılıyor. “Hafif Düzeyde Zihinsel Engelliler İlkokulu”, “Uygulama Merkezi Okulu 1. Kademe”, “Uygulama Merkezi Okulu 2. Kademe” olmak üzere üç farkı okulda teknoloji destekli eğitim uygulanıyor. 314 yaş aralığındaki zihinsel engelli çocuklara, teknoloji destek li eğitim kapsamında ses, video ve animasyon dersleri verilen okulda, kalem tutamayan veya resim yapamayan öğrenciler tabletler yardımıyla kendini ifade edip daha hızlı öğre nebiliyor. Teknolojinin özel eğitimdeki önemine dikkat çeken Metin Sabancı Okulları Müdürü Faik Benli, “Kalem tutamayan ve bu nedenle yazamayan, veya dikkat ya da görme alanı problemi olan çocuklarımızın eğitiminde tabletler ve öğrenciye özel hazırlanan uygulamalar kilit rol oynuyor. Öğrenci, kendi ihtiyaçlarına göre tasarlanmış uygulamalar sayesinde hızla öğreniyor ve motive oluyor. Amacımız Cerebral Palsy’li çocukların kaynaştırma öğrencisi olmalarını sağlamak” dedi. DÜNYA ANNEBABA ANKETİ SONUÇLARI Türk annebabaların sadece yüzde 27’si dini kurumların serbestçe okullara girmesini istiyor Okula dini kurum girmesin Türk annebabaların yarıdan çoğu, eğitim sisteminin son 10 yılda daha kötüye gittiğini düşünüyor. Annebabaların sadece yüzde 27’si dini kurumların okula özgürce girmesini onaylıyor. Londra’da bulunan Varkey Vakfı’nca yapılan “Dünya AnneBaba Anketi” için 29 ülkede, 27 bin 380 annebabayla görüşüldü. Türkiye’nin de yer aldığı anket sonuçlarına göre, Türk annebabaların yüzde 53’ü eğitim sisteminin son 10 yılda daha kötüye gittiğini düşünüyor. Türkiye’de ailelerin yüzde 82’si ‘’yeterli gelire sahip olması halinde’’ çocuklarını özel okula gönderebileceğini söylüyor. Anket sonuçlarından bazı veriler şöyle: ÖDEVE YARDIM: Dünya çapında annebabaların yüzde 25’i çocuklarının ödevlerine haftada 7 saat ya da daha uzun süre yardım ediyor. Bu oran Hindistan’da yüzde 62’ye çıkıyor. Vietnam’da anne babaların yüzde 50’si, Kolombiya’da yüzde 39’u, 7 saat ve üstü eğitim desteği veriyor. Bu oran Finlandiya’da yüzde 5, Fransa ve Japonya’da yüzde 10, İngiltere’de yüzde 11. Türkiye’de ise annebabaların yüzde 36’sı çocuklarıyla eğitim için 7 saat ve üstü zaman geçiriyor. ÖZEL OKULA RAĞBET: Ankete katılan tüm ülkelerde, çocuğu halen devlet okuluna giden anne babaların yüzde 55’i imkânı olsa özel okulu tercih edeceğini söylüyor. Bu oran Türk anne babalarda yüzde 82’ye çıkıyor. EĞİTİM NE DURUMDA?: Annebabalar, eğitim standartlarının son 10 yılda iyiye ya da kötüye gitmesi konusunda derin bir ayrılık içinde. Türk annebabaların yüzde 53’ü kötüye gittiğini, yüzde 36’sı ise iyiye gittiği görüşünde. Fransız annebabaların yüzde 70’i, Güney Afrikalı annebabaların ise yüzde 72’si ülkelerindeki eğitim sisteminin son 10 yılda kötüye doğru gittiği görüşünde. Hindistan’daki annebabaların yüzde 72’si, Çin’de yüzde 70’i, Singapur’da yüzde 70’i, Güney Kore’de ise yüzde 65’i ülkelerindeki eğitim sisteminin son 10 yılda daha iyiye gittiğini düşünüyor. Finlandiya’da annebabaların yüzde 39’u eğitim sisteminin iyiye gittiğini, yüzde 30’u kötüye gittiğini, yüzde 24’ü ise yerinde kaldığını söylüyor. TÜRKİYE’DE TERÖR KORKUSU: Tüm dünyada annebabaların çocuklarının geleceğine yönelik en büyük kaygısı iş bulmak ve başarılı bir kariyer sahibi olmak. Türkiye’de ise annebabaların yüzde 33’ü terör ve çatışmalar nedeniyle çocuklarının geleceğinden kaygı duyuyor. DEVLETE GÜVEN YOK: 29 ülkeden annebabaların yalnızca yüzde 24’ü devlet okullarını “kaliteli” bulduğunu söylemiş. Türkiye’de ise annebabaların yüzde 82’si imkânları olması halinde çocuklarını özel okula göndermek istiyor. Finlandiya, yüzde 90 oran devlet okullarının en kaliteli bulunduğu ülke. DİNİ KURUM GİRMESİN: Ankette annebabalara sorulan “Dini kurumların okula serbestçe girmesini onaylıyor musunuz?’’ sorusuna Türk annebabaların sadece yüzde 27’si “onaylarım” yanıtını vermiş. GELECEK NASIL OLACAK?: Ankete katılan annebabaların yüzde 60’ı çocuklarının geleceği için iyimser olduklarını söylemiş. İyimserlik oranı düşük gelirli ve gelişmekte olan ülkelerde en yüksek çıkmış. Türk annebabaların ise yüzde 49’u iyimser, yüzde 22’si kötümser. EN ÖNEMLİSİ MUTLULUK: Annebabalar için en önemlisi çocuklarının okuldaki mutluluğu. Bunu, çocukların ruh sağlığı ve zorbalıkla ilgili kaygılar izliyor. ÜNİVERSİTE ŞART: Gelişmekte olan ülkelerdeki annebabalara göre, üniversite eğitimi, başarılı bir kariyer için çok önemli. Türkiye’de her 10 annebabadan 8’i bu görüşte. haber EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Atatürk ve ayrımcılığa karşı direnmek Sevgili okurlarım, gittikçe yoğunlaşan baskılardan dolayı, çevremde, Cumhuriyet ve Demokrasi adına artarak yaygınlaşan bir karamsarlık gözlemliyorum. Kendinizi umutsuzluğa kaptırmayın: Umutsuzluk, teslimiyetin bir adım öncesidir. İktidarın bütün baskılarına ve ülkeyi iki yüzyıl eskiye, feodal bir topluma geri götürme çabalarına karşın, Cumhuriyet ve Demokrasi filizleri artık her yerde. Bugün size bu tür filizleri temsil eden iki kitaptan söz edeceğim. HHH Birinci kitap, Ahmet Taner Kışlalı’nın “Atatürk’e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği” adını taşıyor. Kırmızı Kedi Yayınevi, çok doğru ve anlamlı bir karar vererek, değerli akademisyen, sevgili dostum, Demokrasi Şehidi, Ahmet Taner Kışlalı’nın bütün eserlerini yayımlama kararı vermiş. Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı: Yılmaz bir Atatürkçü... Tam bir Demokrat... Ve iyi bir Solcuydu. Zaten bu niteliklerinden dolayı öldürüldü. Dizinin bu ilk kitabı dört bölümden oluşuyor: Kemalizm Üzerine Demokratik SolSosyal Demokrasi Üzerine Güneydoğu Sorunu Üzerine Kültür, Siyaset ve Ordu Üzerine Kışlalı’nın bu kitabı Günümüz Türkiyesi’nin sorunlarına, hem geçmiş, hem de gelecek açısından, Demokrat bir Atatürkçü’nün gözüyle ışık tutan bir yapıt. HHH İkinci olarak sözünü etmek istediğim kitap Prof. Semih Gemalmaz’ın muhteşem bir HUKUK ve DİRENİŞ çalışması. Bu kitap hakkında değerli Hukuk Tarihi Profesörü Ahmet Mumcu şunları söylüyor: Daha bir hafta önce piyasaya çıkan bu yapıtın yazarı meslektaşımız Prof. Dr. Mehmet Semih Gemalmaz. Adı ise yalnız hukukçuları değil her aydını ilgilendirip heyecanlandırır: “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Kadınlara, Çocuklara ve Azınlıklara Karşı AyrımcılıkNedenleri, Kapsamı, Sonuçları ve Buna Karşı Direnme Stratejileri” Sayın Gemalmaz özellikle İnsan Hakları konusunda Türk Hukukuna çok büyük hizmetlerde  bulunmuştur. Hele “İşkence” ve “Türkiye’de Ölüm Cezası” adlı yapıtları hukukçuların, kriminologların, psikolog ve sosyologların asla vazgeçemediği kaynak yapıtlardır. Yazar şimdi yukarıda  adını verdiğimiz son yapıtı ile yalnız bizim değil tüm toplumların derdi olan “şiddet” olayına eğilmiş; ama bizim toplumsal yapımız açısından. Ben bunca yıllık bir araştırmacı olarak, bu yapıttaki ayrıntılı, titiz ve son derece bilimsel çalışmaya gerçekten hayran kaldığımı belirtmek isterim. Bu tür çalışmalar çok, ama çok ender... Ama insanda olumsuzluklar içinde bir umudun yeşermesini de sağlıyor. HHH Sevgili Ahmet Mumcu’nun dediği gibi: Bu tür çalışmalar insanda yeni bir umudun yeşermesini sağlıyor! Antidemokratik baskılara, Cumhuriyet karşıtlığına, ayrımcılığa, teslim olmak yok: DİREN CUMHURİYET... DİREN DEMOKRASİ! İlkokul binası Kuran kursu oldu Samsun’un Bafra ilçesindeki Şehit Jandarma Er Hüseyin Yavuz’un adını taşıyan ve 5 yıldır kullanılmayan ilkokul, mahalle sakinleri tarafından başlatılan yardım kampanyasında toplanan parayla tadilatı yapılıp Kuran kursuna dönüştürüldü. Tepecik Mahallesi Muhtarı Cemil Ersoy, İlçe Müftülüğü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne durumu bildirerek tadilat yaptıkları okulu Kuran kursuna dönüştürdüklerini söyleyerek, “Okulumuz bakımsız ve boş durumdaydı. Hem sahip çıkmak hem de bakım yaparak değerlendirmek amacıyla yardım kampanyası başlattık. Tamamen kendi imkânlarımızla camilerden, Kurban bayramlarında topladığımız derilerden elde ettiğimiz paraları ve diğer bayramlarda topladığımız yardımlarla okulumuza bakım yaptık. Okulumuzda şu anda köyümüzde yaşayan 15 kadın, müftülükten görevlendirilen hocadan Kuran dersi alıyor. Yaz aylarında okullar kapandığında ise ilkokul çağındaki çocuklarımıza Kuran kursu veriliyor. Yani okulumuz 12 ay boyunca açık” dedi. l DHA C MY B