Katalog

Perşembe 29 Mart 2018 4 Türkiye kendi ayağına sıkıyor İktidarın Varna’daki Türkiye Avrupa Zirvesi’nde AB’deki diğer üyelerle eşit haklara sahip yerini talep eden sözlerini dinlerken kulaklarımda, Tayyip Erdoğan’ın, Boğaziçi Üniversitesi’nde, ÖSO’nun Afrin’e girmesi vesilesiyle lokum dağıtanları protesto eden öğrenciler hakkında söyledikleri çınlıyordu. O komünist, vatan haini teröristlere okuma hakkı vermeyeceğiz, diyordu Tayyip Bey. Bu açıklama yetmişti. Durumdan vazife çıkaranlar kolları sıvamışlar, “gereğini yapmış”lar, önce 12, ardından da 3 kişi olmak üzere Marksist Fikir Topluluğu’nun 15 üyesi gözaltına alınmıştı. Öğrencilerin üyesi oldukları kuruluş, gözaltı nedeni konusunda başka bir soruya gerek bırakmıyordu. Artık bu çocukların okuma hakkı kalmamıştı. Devlet bunu açıkça ilan ediyordu. Bunlar en yüksek puanları olarak üniversiteye girmiş, ortaöğrenimin en başarılı gençleriydiler. Ama sistem dışına itiliyor, topluma herhangi bir katkıda bulunmak, toplum içinde yer edinmek olanağından yoksun kılınıyorlardı. Çünkü değil mi ki onlar iktidar gibi düşünmüyorlar ve böyle olduğunu da açıkça belirtiyorlardı, onlar komünist, vatan haini ve teröristtiler. HHH Türkiye’de pratik buydu, iktidar gibi düşenmedin ve bunu da söyledin mi, ya vatan haini idin, ya komünist, ya terörist ya da hepsi birlikte... Ana muhalefet partisinin bile iktidarın doruğunda vatan haini partisi olarak yaftalandığı bir ülkede bu durumda şaşılacak bir şey de olamazdı. 2018 Türkiyesi’nde durum buydu. Bundan elli yıl önce 1968’de gazeteci ve öğrenci olarak, Fransa’daydım. Öğrenciler, kendilerine sistem içinde bir yer bırakmadığını iddia ettikleri devlete ve düzenine karşı ayaklanmışlardı. Caddelerde barikatlar kuruyor, taş ve sopalarla polisle çatışıyorlardı. Aralarında önemli bir bölümü komünistti. İktidar, gençleri şiddet kullanarak düzeni bozmaktan vazgeçmeye çağırıyor, ama hiçbirini vatan hainliğiyle suçlamıyordu. Aradan zaman geçecek, bunların aralarında, ön saflarında olan Daniel Cohn Bendit, Michel Rocard, Alain Krivine gibileri geleceğin toplumsal yaşamında politikanın yüksek basamaklarında, Cumhurbaşkanlığı yarışında saygın yurttaşlar olarak yer alacaklardı. Fransa’da sistem başkaldıran gençleri demokrasi çerçevesi içinde bir yerlere çekmeye çalışıyordu. Fransa olayları Türkiye’ye sıçrayacak, o yıllarda, solcu gençleri komünist, vatan haini ve terörist olarak suçlayan savcılara Çetin Altan bir yazısında şöyle seslenecekti: Savcılar yapmayın! Yalnız bu çocukları ve demokrasimizi değil, ama Türkiye’nin yarınlarını da tutukluyorsunuz. Türkiye iktidar doğrultusunda, yani sağda olan gençlerini “bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz” diyerek bağrına basıyor, soldakileri ise hapishanelerde çürütüyor, darağaçlarında sallandırıyordu. Nitekim Çetin Altan’ın savcılara seslendiği yıllarda her ikisi de öğrenci olan solcu Deniz Gezmiş’i yasalara aykırı olarak, idam cezasına çarptırıp kara toprak altına gönderen devlet, sağcı İsmail Kahraman’ı koruması altında parlamento başkanlığına yönlendiriyordu. Savcılar daha o zamandan Türkiye’nin iki binli yıllarını da gözaltına alıyorlardı. Türkiye’de iktidar, kendi gibi düşünmeyen gençleri kahretmeye çalışırken Fransa olsun, ABD olsun, başka herhangi bir ülke olsun, kendi gibi düşünmeyen genci sisteme kazanmaya çalışıyor; kazanıyor, bu durumdan da bizzat toplumun kendisi kârlı çıkıyordu. Nitekim, ABD’de Vietnam Savaşı’na gitmeyi reddedip kaçan bir genç olan Bill Clinton, daha sonra ABD Başkanlığı koltuğuna kadar yükseliyordu. Aradan geçen 50 yıllık zaman kimin kazançlı, kimin zararlı çıktığını gösteriyor ama durum değişmiyordu. Elli yıl önce de Türkiye kendi geleceğini tutukluyor, kendi ayağına sıkıyordu, elli yıl sonra da... Varna’da Ankara yalnız AB değil, bütün insanlık ailesi içindeki eşit haklarını ve şerefli yerini talep ederken Varna ufuklarında bir ses yankılanıyordu: Ne hakla?.. Ne hakla?.. Ne hakla?.. Yalova Üniversitesi’ne AKP’li rektör atandı Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yalova Üniversitesi Rektörlüğüne Yükseköğretim Kurulunun önerdiği adaylar arasından Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Felsefe ve Din Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suat Cebeci’yi atadı. Üniversiteye rektör olarak atanan Prof. Dr. Cebeci, Sakarya Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yaparken, 2011 genel seçimlerinde AKP’den Sakarya milletvekili aday adayı olmuştu. Yalova Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Niyazi Eruslu, FETÖ’den gözaltına alınıp tutuklanmış ve geçen ay tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti. Rektör Eruslu’nun yerine önce Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, daha sonra da Prof. Dr. Güler Alkan atanmıştı. l FARUK KIRTAY/YALOVA haber EDİTÖR: ALPER İZBUL / ASLAN YILDIZ TASARIM: FUNDA YAŞAR ER ‘Henüz ittifak yok, görüş alışverişi var’ Altay CHP’li Altay, ‘Hayır Bloku’nun seçimlerde ittifak yapmakla ilgili formal bir çalışma olmadığını ama informal görüşmeler yapıldığını söyledi ‘Mahkemelere talimattan vazgeç’ CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Varna’daki ABTürkiye Zirvesi’nde tutuk önünde bulundurursak, AİHM’den Türkiye’ye yönelik yeni cezalar gelmeden iktidar parti lu iki Yunan askerinin durumuna ilişkin bir sinin OHAL dönemi yargılama ve tutuklama soruya “Ben adaletten büyük değilim, olay larıyla ilgili tutumunu değiştirmesi gerekiyor. yargı aşamasındadır” diyen Cumhurbaşka Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları nı Erdoğan’a çağrıda bulundu. OHAL döne nın yargılandığı davalarda da mahkemelere mi tutukluluklarına ve yargılamalarına dikka talimat vermekten bir an önce vazgeçmelidir. ti çeken Özel, şunları söyledi: “Osman Kava Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Deniz Yücel, Murat la, AK Parti ile geçmişte iyi ilişkiler içinde ol Sabuncu, bunlardan sadece bazıları. OHAL muş biri. Onun tutukluluğu, iktidar partisinin, nedeniyle süren yargılamalardaki hukuksuz iyi ilişkileri olan kişilerden şeytan yaratma luklar nedeniyle yaşanılan hak ihlallerinden projesinin bir tezahürü. AİHM’nin geçen gün bir an önce dönmek, ancak OHAL’in kaldı lerde Türkiye’yi tazminata mahkum ettiği Şa rılması ve olağan hukuk rejimine geçmekle hin Alpay ve Mehmet Altan kararlarını da göz mümkündür.” l ANKARA / Cumhuriyet Özel Üzerinde Atatürk’ün fotoğrafının yer aldığı tişörte polisin izin vermemesi üzerine çıkartıp Meclis’e girebilen Cafer Darı, CHP’li Mahmut Tanal’ın olaya el atmasıyla CHP grup toplantısını Atatürk’lü tişörtünü giyerek izleyebildi. Atatürk’ü Meclis’e sokmayan polisle ilgili işlem başlatıldı CHP: İktidar partisinden kınama bekliyoruz AKP: Uygulama hatası olmuş CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “İttifakla ilgili özel olarak formal bir çalışma, kurulmuş komisyon, görevlendirme, görüşme takvimi yok. Ama informal düzeyde siyasi partilerle görüş alışverişleri yapılıyor. Herkesin ilkeleri, yaklaşımları, anlayışları ortaya çıktığında en uygun ittifak modelleri konuşulabilir. CHP mutlaka ittifak yapacak da yapmayacak da demem” dedi. “İttifak bir taşıyıcı annelik gibi görülmemeli” ifadelerini kullanan Altay, yüzde 10 seçim barajının eşitsizliklere neden olduğunu, düzenlemenin de hileyi hülleye çevirdiğini kaydetti. Altay, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. MGK’nin toplanacağına dikkat çeken Altay, MGK üyelerine, “Devletimiz istenirse FETÖ kalıntılarını temizleyecek güce sahiptir. Hal böyleyken OHAL’in uzatılmasından maksat, AK Parti iktidarının diktatörlüğe evrilmesi noktasında bir adım daha ileri gitmektir. OHAL derhal kaldırılmalı” çağrısı yaptı. ‘Dava açsın’ Altay, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun önceki gün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, FETÖ’nün siyasi ayağına ilişkin sözlerine, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın “Bedelini mutlaka ödeyecektir” karşılığını vermesine tepki gösterdi. Altay, “Elinden geleni ardına koyarsan namertsin. Hodri meydan; Erdoğan kendisine yönelik bu ithamdan dolayı genel başkanımız hakkında dava açmalıdır. Yüreği yetiyorsa bunu yapsın. Yazıcı ağzını bozmasın. Mafyavari üslupla bir ülkenin ana muhalefet partisine had bildirmeye kalkmak, ‘Bedel ödeteceğiz’ demek küstahlıktır, edepsizliktir” dedi. ‘Tek kale atıp tutulmaz’ Altay, AKP Sözcüsü Mahir Ünal’ın Kılıçdaroğlu’na yönelik “mitomani hastalığına yakalanmış” ifadelerine “Kabataş’ta başörtülü kadını tekmelediler, camide içki içtiler diyen Erdoğan mı mitomani hastası, Kılıçdaroğlu mu mitomani hastası? Mahir Ünal; havuz medyasında bir televizyon kanalında karşı karşıya oturalım, kim koprolali hastası, kim mitomani hastası, kim kleptomani hastası konuşalım. Öyle tek kale atıp tutmakla olmuyor bu işler” karşılığı verdi. l ANKARA / Cumhuriyet CHP’nin grup toplantısına katılmak için TBMM’ye gelen Cafer Darı isimli yurttaşın, üzerinde “Mustafa Kemal’in askeriyiz” yazan ve Türkiye’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafının yer aldığı tişörtle içeri alınmaması, Genel Kurul gündemine taşındı. CHP milletvekili Kazım Arslan ve çok sayıda milletvekili oturumu yöneten CHP’li Meclis Başkanvekili Yaşar Tüzün’den polisin bu uygulamasının neye dayandığının aydınlatılmasını istedi. AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan da uygulamanın karşısında olduklarını belirterek “Bir uygula ma hatası olmuştur veya bilmediğimiz bir hata olmuştur kanaatindeyim” dedi. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da düzenlediği basın toplantısında, “Bürokratları uyarıyorum; AK Parti’ye yalakalık yapacağız diye edepsizlik, hadsizlik yapmayın. AK Parti’den de bu konuda bir kınama bekliyorum” dedi. Altay “Cübbeyle de girilecek, Atatürk’le de girilecek. Burası milletin Meclis’i. Millet sokakta giydiği her kıyafetle bu Meclis’e girecek” ifadelerini kullandı. Oturumu yöneten TBMM Başkanvekili CHP’li Yaşar Tüzün, uygula maya ilişkin Engin Altay’ın TBMM Başkanlığı’na başvurduğunu bildirdi. Tüzün, Atatürk resmi bulunan tişörtü vatandaşın üzerinden çıkartmak isteyenlerle ilgili yasal sürecin başlatıldığını belirtti. CHP’li Kazım Arslan da TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın yanıtlaması istemiyle “Atatürk’ün kurduğu bu Meclis’e yurttaşların Atatürk resmiyle girmesinin ne sakıncası vardır? Bu kararın sebebi nedir? Aynı gün cüppeli, sarıklı, çarşaflı vatandaşlar Meclis’e alınıyor, Atatürk resmini taşıyan yurttaşlar neden Meclis’e kabul edilmiyor” sorularını sordu. l ANKARA/Cumhuriyet Beşiktaş’ta bir uzaklaştırma daha Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden uzaklaştırılmasının ardından yardımcısı Rifat Örnek de dün görevinden uzaklaştırıldı. Bakanlık, 4 Ocak’ta belediye hizmetlerinin zorunlu bağışa tabi tutularak iş sahiplerinden zorla para alınması, usulsüz ihale ve ruhsat verilmesi, kamu malının özel şahısların menfaatına kullandırılması ve haksız menfaat temin edilmesi iddiaları ile Hazinedar, meclis üyeleri Hüseyin Avni Sipahi ve Çetin Kırışgil’i görevinden uzaklaştırmıştı. Aynı soruşturma kapsamında Örnek de görevinden alındı. Akşener’den ‘YSK’ye karşı önlem’ kurultayı Kurultayın nedenleri arasında, YSK’nin ‘seçimlere girecek partiler’ listesinde İYİ Parti’ye yer vermemesi ve bu konuda ‘işi şansa bırakmamak’ yer alıyor. SELDA GÜNEYSU ti. Ancak YSK’den, “teşkilatlandıkla Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) son açıkladığı “seçimlere gire rını söyledikleri 41 il ve ilçede kurultay yapmadıkları” gerekçesiyle ret yanıtı gelmişti. cek partiler” listesinde yer almayan İYİ Parti şimdi de 2019 seçimleri ön İYİ Parti, 2019 seçimlerinde “işini şan cesinde, “YSK’nin seçimlere ilişkin sa bırakmamak” için 1 Nisan’da alacağı kararlara karşı” olağa olağanüstü kurultaya gidiyor. nüstü kurultaya gidiyor. Ku Meral Akşener’in genel başkan rultayda aynı zamanda par lığa tek aday olacağı kurultayın tiyi 2019 seçimlerine taşıya tabana en önemli mesajının da, cak olan yöneticiler belirlene cumhurbaşkanlığı seçimini ka cek. MHP’nin olağanüstü ku zanıp “parlamenter sisteme geri rultay sürecinden bu yana Ak dönüş” olması bekleniyor. Parti şener ile birlikte hareket eden nin Genel İdare Kurulu (GİK) ile eski MHP’liler, yönetimde ol başkanlık divanının da yeniden şekilleneceği kurultay öncesi Akşener mak istiyor. MHP kökenli bazı partililer, en başından bu yana Akşener’in “merkez sağMHP’li” den Akşener’le birlikte hareket eden isim gesini de partililerin görüş ve önerile lerin birçoğunun ise “GİK’te liste dışı rini alarak sağlayacağı ifade ediliyor. kaldığı” ifade ediyor. Akşener’in parti 10 Aralık 2017’de ilk olağan kong ye eski MHP’lileri almaması durumun resini yapan İYİ Parti, YSK’ye başvu da ise “partinin kendi içinde küskün rarak “seçmen kütüklerini” istemiş ler yaratacağına” vurgu yapılıyor. Karamollaoğlu: Yanlışa düşmesinler Karamollaoğlu, Cumhuriyet’in Fatih Erbakan’ın AKPMHP ittifakına dahil edileceği yönündeki haberi için, “Böyle bir yanlışa ümit ediyorum ki düşmezler” dedi. Saadet Partisi Genel Başkanı Te yeniden döküm yapıp, tokmakla dömel Karamollaoğlu partisinin ge veceksiniz. Yani iktidardan uzaklaşa nel merkezinde basın toplantısı dü caksınız, yepyeni bir ruhla bir sonra zenledi. AKP’nin MHP ile kurduğu it ki seçime gireceksiniz. Bu iktidar, ik tifaka Necmettin Erbakan’ın oğlu Fa tidarda kalırsa sorunlara çözüm bula tih Erbakan’ı dahil etmesi planına iliş maz” ifadelerini kullandı. kin Cumhuriyet’in haberini, Karamollaoğlu, Doğan “Böyle bir yanlışa ümit ederim Medya’nın satışı için de, “Mik ki düşmezler. Ama bizi pek şu rofonlara mani olamıyorlar da anda ilgilendirmiyor. Çünkü hoparlörleri kesmek istiyorlar. herkesin kendi iradesi var. Er Türkiye basın özgürlüğü sırala bakan Hoca, Saadet Partimizin masında 155. sırada. Bu satışla Genel Başkanı olarak hayata bu sıralama daha da gerileye göz yumdu, ailesi de bu husu cek. Satış iddia edildiği gibi ik su dikkate alır diye ümit ediyo tidar talimatı ile gerçekleştiy rum” sözleri ile değerlendirdi. Karamollaoğlu se 2019 seçimleri öncesi en bü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yük yatırımını yapmış demek “Artık metal yorgunluğu yok, Afrin’le titr. Medya padişahınsa, sosyal medya diriliş hareketi yeniden başladı” sözle da bizim” dedi. Karamollaoğlu, Kılıç rini eleştiren Karamollaoğlu, “Herhan daroğlu ile görüşmenin şu anda gün gi bir araç metal yorgunluğuna ma demde olmadığını belirtirken, “Ama ruz kalırsa o artık iyileştirilemez. Tek görüşmeyeceğimiz manasına gelmez” rar potaya atacaksınız, eriteceksiniz, dedi. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B