26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 21 Mart 2018 EDİTÖR: EMRE DEVECİ TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 9 Takipteki krediler hariç son bir yılda kredi alan kişi sayısı 1.8 milyon artarak 30 milyon kişiye ulaştı Borçlu sayısı 2 milyon arttı Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi üyesi kuruluşlar tarafından kullandırılan nakdi krediler Ocak 2018 itibarıyla bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16 artarak 2.219 milyar TL oldu. Nakdi kredilerin 2.106 milyar TL’lik bölümü bankalar, 49 milyar TL’si finansal kiralama şirketleri, 34 milyar TL’si finansman şirketleri ve 31 milyar TL’si faktoring şirketleri tarafın dan kullandırıldı. Tasfiye olunacak alacaklar Ocak 2018 itibarıyla 70 milyar TL oldu. Bireysel nitelikli ürünü olan kişi sayısı (takipteki krediler hariç) son bir yılda 1.8 milyon artarak 30 milyon kişi olurken, ortalama kredi bakiyesi ise 18 bin TL düzeyinde gerçekleşti. 2018 yılı Ocak ayında 167 bin kişi ilk defa ihtiyaç kredisi kullandı. Ocakta 105 bin kişi ilk defa kredi kartı kullanır ken, kredili mevduat hesabı kullanan kişi sayısı 83 bin oldu. 105 bin kişi ise ilk defa konut kredisi kullandı. Ocak 2018 dönemi itibarıyla İstanbul’da 186 milyar TL, Ankara’da 51 milyar TL ve İzmir’de 35 milyar TL tutarında bireysel kredi bulunuyor. Şırnak, yüzde 40 ile son 12 ayda bireysel kredi bakiyesi en çok artan il oldu. Kişi başına ortalama bireysel kredi (kredi kartı da hil) toplam bakiyesi en yüksek iller ise sırasıyla, Ankara, Van ve Mersin oldu. l Ekonomi Servisi Pahalı enerji ve nükleer AKP’lileri de isyan ettirdi Enerji fiyatları ve nükleer politikaları AKP’lilerin de tepkisini çekti. Türkiye’nin en büyük sorunu sıralamasında ekonomi ilk sıraya yükselirken demokrasi de ilk üçe girdi Benzine yine zam geldi TL’nin değer kaybı ve dolar daki hızlı yükseliş akaryakıt fiyatlarına yansıdı. Bugünden itibaren geçerli olmak üzere benzine 15 kuruş zam yapıldı. Benzine en son 27 Şubat’ta 11 kuruş zam yapılmıştı. Zammın ardından İstanbul’da benzinin litre fiyatı 5.81, Ankara’da 5.85, İzmir’de ise 5.80 liraya yükseldi. Rafineri bölgesine uzaklığı nedeniyle akaryakıt fiyatlarının daha yüksek olduğu illerden Hakkâri’de ise benzinin litre fiyatı 6.03 liraya ulaştı. 6 TL’lik benzinin 3.28 lirasını vergiler oluştururken, 50 litrelik bir depo benzin fiyatı 300 TL’yi buldu. l Ekonomi Servisi Çalıştay 24 Mart’ta Zonguldak’ta yapılacak. CHP’den taşkömürü çalıştayı CHP, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla 24 Mart’ta Zonguldak’ta taşkömürü çalıştayı düzenlemeye hazırlanıyor. CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş ile CHP Zonguldak İl Başkanı Umut Başoğlu, GMİS’i ziyaret ederek çalıştaya davet etti. Demirtaş, “Amacımız Zonguldak’taki en büyük sorun olan taşkömürü sorununu gündeme taşımak ve sorunlara çözüm önerisi oluşturmak. Konunun tüm sosyal paydaşlarıyla birlikte hareket ederek ortaya koymak. Genel Madenİşçileri Sendikası, işçi konuşacak, TSO Başkanımız konuşacak, Maden Mühendisleri Odası konuşacak ve akademisyenler konuşacak. Zonguldak’ta üretimin ve istihdamın artırılması için bir seçenek sunacağız” dedi. l Yurt Haberler Beyaz eşya satışları düşüşte Beyaz eşya satışları üzerinde vergi indiriminin sona ermesinin etkileri sürüyor. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği verilerine göre, ocak ayında beyaz eşya iç satışı yıllık olarak yüzde 17 gerileme kaydetti. Dernek, ocak ayında iç satışların 398 bin 558 olarak gerçekleştiğini duyurdu. Buna göre vergi indiriminin sona erdiği eylül sonundan bu yana takip eden 4 ayda da satışlarda gerileme kaydedildi. Beyaz eşya sektörü önemli kısmında vergi indirimi olan 2017’yi sınırlı bir artışla kapadı. l Ekonomi Servisi Yurttaşlara göre Türkiye’de enerji sisteminin en önemli sorunu pahalılık. İkinci büyük sorun ise ithal enerjiye bağımlılık. oranıyla üçüncü sıraya yerleşti. Elektrik fiyatları ‘yüksek ve çok yüksek’ bulanların oranı yüzde AnKPük’klailrleeşerırdee Türkiye’nin önemli so runu ola rak ekono miyi gören EMRE DEVECİ lerin oranı 2017’de bir önceki yıla göre büyük artış göstere rek yüzde 15.7’den yüzde 21.9’a yükseldi. Kadir Has Üniversite si Enerji ve Sürdürülebi lir Kalkınma Uygulama ve Araştırma Merkezi (CESD) tarafından bu yıl ikincisi gerçekleştirilen, “Türkiye Toplumunun Enerji Tercih leri Araştırması”nın sonuç ları dün açıklandı. Bağımlılık 2. sırada 1229 Aralık 2017 tarihleri arasında 16 kent merkezinde ikamet eden 18 yaş ve üzeri 1235 kişi ile yüz yüze görüşülerek hazırlanan ve CESD Müdürü Prof. Dr. Volkan Ş. Ediger tarafından sunulan araştırmada çarpıcı veriler yer alıyor. ‘Türkiye enerji sisteminin 79.8, doğalgaz fiyatlarını ‘yüksek ve çok yüksek’ bulanların oranı yüzde yüzde 56.5 oldu. Pahalılığı enerji sistemindeki en önemli sorun olarak görenlerdeki artışlar, son seçimlerde AKP’ye oy veren seçmenlerde yüzde 12.8 olarak gerçekleşti. Geçen yıl CHP ve HDP ilk sıralarda yer alırken, bu yıl AKP seçmenlerinin yüzde 41.9 ile pahalılığı en önemli sorun gören en büyük seçmen grubu olduğu görüldü. Y aşadığınız il sınırları içinde nükleer santral kurulmasını ne derece desteklersiniz” sorusuna desteklerim yanıtı verenlerin oranı yüzde 27’den yüzde 20’ye, kömür santralı kurulmasına destek oranı da yine yüzde 27’den yüzde 22’ye düştü. AKP seçmeni de yaşadığı il sınırları içinde nükleere yüzde 45 ile desteklemem yanıtını verdi. Bu oran MHP’de yüzde 56, HDP’de yüzde 70, CHP’de yüzde 72 oldu. Hükümetin nükleer enerji politikalarını destekleyenlerin oranı geçen yıl yüzde 30.2 iken 2017’de bu oran yüzde 19.5’e gerildi. en önemli sorunu nedir?’ so rusuna 2016’da ankete katılanların yüzde 38.6’sı ‘ithal enerjiye bağımlılık’ yanıtını verirken 2017’de bu oran Birinci sorun ekonomi Özelleştirme tepkisi yüzde 21.8’lik bir kayıpla yüzde 16.8 olarak gerçekleşti. Geçen yıl yüzde 30.8 oranla ikinci sırada yer alan ‘pahalılık’ ise yüzde 11’lik artışla yüzde 41.8’e yükselerek birinci sıraya yerleşti. Öte yandan, geçen yıl sadece yüzde 2.8 oranıyla alt sıralarda bulunan çevre sorunları bu yıl yüzde 13.6 oranında artarak yüzde 16.4 2016’da Türkiye’nin en önem Hükümetin enerji politikalarında başarısız bulunanların ba li üç sorunu olarak, eğitim şında gelen “enerji fiyatları” yüz (yüzde 27), iç güvenlik (yüz de 9.5’luk artış ve yüzde 62.8’lik de 21.9) ve ekonomi (yüzde oranla bu yıl da yerini koru 15.7) görülürken, bu yılki sırala du. Enerjide özelleştirme yüzde m(yy11aü.ül9ezez)drdkiogeoeelödna1n69erroe’aö)ym1nk’vandyliedeeegü(remyndekinüğserlyiziiemolşüsedltrzoddoeiad.riikn.u.İ2eçrıGn1a.y9g9söoü’ü)iaçzl,(vamyeerüağenzkilntdikimedeso3örn4ec4ue.nüs9‘1mTeu’)sülr,nalıjribraikaeiopkivndyroieneea(lrr’icyintyjlüiiieiüknzsknzadıadrgsyeyaeeıan”y2lne3aay0ıcğ9te.yelı9.rae4kn)rra,t’ellgeldeedükooşı“inl.tğanieea.cünşlÜagkk(açlye”züüenzr (yüzde 14.3) olarak gerçekleşti ancak bor enerji kaynağı değil. 2016’da yüzde 50.1 parasal olarak en çok elektrik, yüzde 38.7 ise en çok doğalgaz kullandığını belirtmişti. Bu yıl doğalgaz yüzde 8.2 oranında arttı, elektrik yüzde 11.3’lük düşüşe uğradı. 2016’da ankete katılanların yüzde 53.7’si doğalgaz, yüzde 24.9’u kömür, yüzde 12.4’ü ise odun ile ısınma ihtiyacını karşılıyordu. Bu yıl ise doğalgaz yüzde 52.2, kömür yüzde 21.1 kömür, odun yüzde 15.1 olarak gerçekleşti. Yatırım ortamı iyileştirilmeli YASED Başkanı Erdem, 2017’deki ekonomik büyümenin devamının yatırım ortamının iyileştirilmesine bağlı olduğuna dikkat çekti Tüketici güveni geriledi Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, mart ayında bir önceki aya göre yüzde 1.3 oranında azaldı; Şubat ayında 72.3 olan endeks mart ayında 71.3’e geriledi. Hanenin maddi durum beklentisi endeksi bir önceki aya göre yüzde 0.7 oranında azalarak mart ayında 90.6 olurken; işsiz sayısı beklentisi endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 2.4 oranında azalarak mart ayında 73.5’e düştü. Genel ekonomik durum beklentisi endeksinin, şubat ayında 96.8 iken mart ayında yüzde 1.7 oranında azalarak 95.1 değerine düştüğü görülürken; tasarruf etme ihtimali endeksi de şubat ayında 25.7 iken, mart ayında yüzde 1.2 oranında artarak 26 olarak gerçekleşti. l Ekonomi Servisi Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Ahmet Erdem, 2017’de gerçekleşen büyüme ve Türkiye ekonomisine yönelik pozitif algının sürmesi için, yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmalarına hız kesmeden devam edilmesi gerektiğini söyledi. Erdem, istihdamın artırılmasını ve gelir dağılımının iyileştirilmesini amaçlayan desteklerin devam etmesinin ekonomik kalkınmanın sürdürülebilirliği açısından önem taşıdığını ifade etti. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü (UNCTAD) tarafından yayımlanan Dünya Yatırım Raporu’nun ilk geçici verilerine göre, 2017’de yüzde 16 düşüşle 1.5 trilyon dolara gerileyen küresel doğrudan yatırımların 2018’de tekrar 2016 seviyesine dönerek 1.8 trilyon dolara ulaşacağının tahmin edildiğini hatırlatan Erdem, “YASED olarak, yatırım ortamının daha da iyileştirilmesi, Türkiye’nin küresel arenada bir cazibe merkezi olabilmesi ve yatırımların verimliliklerinin artırılması için yapılacak tüm yapısal reformları ve çalışmaları desteklemeye devam edeceğiz” dedi. l Ekonomi Servisi Fosil yakıt teşviklerine hayır “İklim değişikliği mücadelesi her zamankinden daha acil. Dünya üzerindeki sağlıklı yaşamı korumak için küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi döneme göre 20C altında tutmamız gerekiyor. 2015 Paris Anlaşması’nın bu temel hedefine ulaşmamız ancak küresel emisyonlardaki artışı 2020 yılından önce durdurmamızla mümkün.” “Fosil yakıtlara verilen kamu teşviklerinin sonlandırılması, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmanın en etkin yollarından biridir. Teşviklerin kaldırılması aynı zamanda G20 ülkeleri tarafından 2009 yılında verilen ama halen tutulmamış bir sözdür.” Yukarıdaki satırlar Sağlık ve Çevre Birliği (Health and Environmental Alliance HEAL) örgütünün 2017 Ekimi’nde yayımlamış olduğu “Gizli Maliyet: Fosil Yakıt Teşviklerini Sonlandırmanın Sağlık Faydaları” başlıklı raporundan alındı. HEAL, çevre kirliliğinin ve özellikle karbondioksit ve diğer sera gazlarının insan sağlığı üzerine etkileri konusunda çalışmalar yürüten, Avrupa’nın önde gelen sivil toplum kuruluşlarından birisi. Yetmişi aşkın üye kuruluşuyla birlikte Avrupa’nın sağlık çalışanlarını, yurttaşlarını ve çevre uzmanlarını temsil ederek, sağlık ve çevre kirliliği üzerine sürdürmekte olduğu bağımsız çalışmalarla tanınıyor. HEAL’in 2017 raporu, G20 üyesi ülkelerin 2014 yılında fosil yakıtlara tanımış olduğu teşviklerin kamu maliyetinin 444 milyar doları bulduğunu, ancak fosil yakıt kullanımının yarattığı hava kirliliği nedeniyle yaratılan sağlık maliyetlerinin 2.76 trilyon dolara (teşviklerin altı katı!) ulaştığını vurguluyor. Türkiye’de fosil yakıt teşviklerinin yarattığı yıllık sağlık maliyetleri 19.4 milyar dolar, iklim değişikliği maliyetleri ise 13.2 milyar dolar olarak hesaplanmış. Bu rakam ölçülebilen teşvik miktarının on misline ulaşmakta olup Türkiye’nin 2014 itibarıyla genel devlet bütçesinden yaptığı 22 milyar dolarlık sağlık harcamasını aşıyor. Fosil yakıt teşviklerinin sonlandırılmasının gerekçeleri raporda net olarak açıklanmış. Rapordan okumaya devam edelim: “... fosil yakıtların kullanılması havayı solunamaz hale getirirken hava kirliliği birçok yeni hastalığa ya da var olan hastalıkların kötüleşmesine, erken ölümlere neden oluyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl 6.5 milyon insan hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybediyor. Fosil yakıtların neden olduğu hava kirliliği ayrıca kayıp işgünlerine, çalışma veriminde düşüşe ve hastalıkların tedavisi için harcanan yeni sağlık maliyetlerine neden oluyor. Bu olumsuz sonuçlardan en fazla çocuklar, hamile kadınlar, yaşlılar ve yoksullar etkileniyor.” HHH Dünya Enerji Ajansı verilerine göre gezegenimizin atmosferine bir yılda salınan CO2 emisyonu yaklaşık 30 giga ton (bin milyar ton). Bu sonucu ülkeler düzeyinde değil de, küresel üretim zincirinin baş aktörleri olan ulusötesi şirketler açısından değerlendirdiğimizde, aslında sadece yirmi adet enerji üreticisi ve dağıtıcı tekelin bu rakamın yüzde 30’undan sorumlu olduğunu görüyoruz. Aşağıdaki tablo ilk dört şirket itibarıyla bu durumu bir çırpıda özetliyor. Kapitalizmin merkezindeki ulusötesi tekeller, fosil yakıt teşviklerinin sürüp gitmesinden en fazla kazançlı çıkan ana aktörler. “Her ne pahasına olursa olsun daha fazla kâr” dürtüsüne dayalı kapitalist birikim sistemi, yaklaşmakta olan çevre felaketinin suçlusu olduğu gibi, bedelini de tüm insanlığa ödetmekte... Akbank’ın 100 milyarlık varlığı tek çatı altında Akbank, özel bankacılık birimi Akbank Private Banking ile Akbank Yatırım Hizmetleri’ni tek yönetim altında birleştirerek ‘Akbank Private Banking ve Yatırım Hizmetleri’ ile hizmet vermeye başladı. Oluşturdukları yeni hizmet modeliyle, özel bankacılık hizmetlerini tüm müşterilerine ulaştıran Akbank Private Banking ve Yatırım Hizmetleri, bu yeni yapı ile 100 milyar liralık varlığı yönetiyor. Akbank Private Banking ve Yatırım Hizmetleri’nden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Alp Keler, söz konusu yeni hizmet modeliyle Akbank müşterilerinin sermaye piyasalarındaki ürünlere erişimini kolaylaştırmayı hedeflediklerini vurgulayarak “Müşterilerimize tüm yatırım ürünlerini içerisine alan bütünsel ve global standartlarda bir platform oluşturduk” diye konuştu. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle