25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 2 Mart 2018 4 Avantaj itirafı Anayasa Alt Komisyonu’nda, ittifak ve seçim mevzuatı yasa önerisinin görüşmelerinde AKP, MHP, Adalet Bakanlığı ve YSK temsilcilerinin açıklamalarıyla önerinin getiriliş amacı ortaya çıktı TBMM Anayasa Alt Komisyonu’nda, ittifak ve seçim mevzu atıyla ilgili yasa önerisi ay nen kabul edildi. Önerinin üst komisyondaki görüşme lerine 5 Mart’ta başlanacak. Yasa önerisi nin görüşme leri sırasında AKP ve MHP milletvekilleri ile Adalet Ba EMİNE KAPLAN kanlığı ve YSK temsilcilerinin açıklamaları, önerinin asıl getiriliş ama cı konusunda itiraflara sah ne oldu. MHP’li Mehmet Parsak, it tifak yapan partilerin lehine düzenlemeler yapıldığı, bu durumun eşitlik ilkesine ay kırı olduğu yönündeki eleş tirileri üzerine, 12 Eylül dar besinden sonra yürürlüğe gi ren seçim mevzuatıyla Milli Görüş ve milliyetçi hareketin Meclis’in dışında tutulma ya çalışıldığını söyledi. Öne riyle getirilen ittifak sistemi nin hiçbir ülkede örneğinin olmadığı yönündeki eleştiri Aynı binadakiler farklı sandıklarda Alt komisyondaki görüşmeler sı rasında söz alan CHP’li Murat Emir, aynı binada oturan seçmenin farklı sandıklara dağıtılmasının gerekçesini sordu. Adalet Bakanlığı temsilcisi Kanunlar Genel Müdür Yardımcısı Hakan Şeker, ülkenin belli bir bölümünde belli başlı sandıklarda oyların tamamının bir partiye verildiği yönünde Emniyet’ten gelen bilgiler olduğunu belirterek, bu sandıklardaki başkan ve 5 partinin üyesinin bu usulsüzlüğün içerisinde oldukları ve kolluğa bu usulsüzlüğü bilinçli olarak bildirmediklerinin ifade edildiğini söyledi. Emir’in, bir usulsüzlük varsa açılmış dava olup olmadığı, referandumda tüm oyların ‘evet’ çıktığı 961 sandıkla ilgili bir takip yapılıp yapılmadığını sorması üzerine YSK Seçmen Kütüğü Genel Müdür Vekili Ayhan Okurer, “Evet ya da blok halinde hayır çıkan sandıklarla ilgili bizim böyle bir takip sürecimiz yok” demekle yetindi. Seçmen birbirini tanımasın istendi AKP’li Alt Komisyon Başkanı Ab durrahman Öz, vatandaşların kendi seçmen listesini kontrol ederken komşusunun bilgilerini de gördüğünü anımsatarak, “Ben şahsen kendi seçmen listemi kontrol ederken, mesela aynı sandıkta olduğunuz zaman binanızdaki oturan komşunun soyadı değişmiş, özel hukuka ilişkin bir durumu var. Bunları bile aynı liste içerisinde görüyorsunuz, bakıyorsunuz başka bir soyisimli biri var, o var, bu var. Yani diğer kişilerin özel hukukuna ilişkin bilgileri de mecburen öğreniyorsunuz ama böyle aynı sandık bölgesi içerisinde bir karmaşıklık olduğu zaman kimsenin kimseyi tanımama gibi bir durumu da oluyor” dedi. AKP’li Abdurrahman Öz’ün sözleri üzerine CHP’li Fatma Kaplan Hürriyet, “Tanımasın mı yani” derken, CHP’li Murat Emir de “Bu biraz itiraf gibi oldu” karşılığını verdi. Ancak Öz, bu yorumlara bir yanıt vermedi. ‘Kurullarda AKP ve MHP çoğunlukta’ Sandık kurullarının başkanları nın ilçe seçim kurulu başkanınca kamu görevlileri arasından belirlenmesine ilişkin düzenlemeyi eleştiren HDP’li Erol Dora, sandık kurullarının 7 kişiden oluştuğunu, AKP ve MHP’nin bu düzenlemeyle sandık kurullarında çoğunluğu ele geçirmeyi amaçladığını söyledi. Dora, “Sandık başkanı siyasi iktidara yakın olması beklenen bir kamu görevlisi ile bir memur üye, ayrıca AKP’li ve MHP’li sandık kurulu üyeleri birlikte hesaplandığında bu düzenlemeyle sandık kurullarında çoğunluk elde edilmiş olacak ve tüm kararlar, oy verme işlemi, oy sayım ve döküm işlemi, pusuladaki olası ihtilaflar ve benzeri durumlar iktidar veya ittifak partisinin lehine olacak şekilde sonuçlandırılabilecek şüphesi uyandırılabilecektir” görüşünü dile getirdi. lere yanıt veren Parsak, dünyada ve özellikle Avrupa’da seçim ittifaklarına ilişkin net durumların olduğunu savundu. Parsak, “Biz hiçbir ülkenin motamot aynısını geti rip kendimize uygulamadık. Çünkü biz Türk milletiyiz, Türk vatanında Türk devletini idare ediyoruz. Bizim kendimize özgü koşullarımız var, buna dair de ihtiyaçları mızı gözettik. Baraj ve ittifakın partilerin milletvekillerinin çıkarılması meselesinde siyasi gerçeklerimizden de uzak kalmadan bir yaklaşım ortaya koyduk” diye konuş tu. CHP’li Fatma Kaplan Hürriyet ise yüzde 10’luk seçim barajının 12 Eylül’den sonra getirildiğini, iki partinin darbe uygulamalarına sahip çıktığını söyledi. l ANKARA BEKİR BOZDAĞ: Seçimler vaktinde yapılacak Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, erken seçim tartışmaları için AKP’nin kurulduğu günden bu yana bütün seçimlerin vaktinde yapıldığını belirterek erken seçim söylentilerini yalanladı. Milli Eğitim Bakanlığı’nda düzenlenen bir programda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bozdağ, “Belli ki bazı çevrelerin seçimin öne alınması konusunda istekleri var. AK Parti kurulduğu günden bu yana iktidar çoğunluğu elde ettikten sonra bütün seçimler vaktinde yapılmış seçimlerdir. Sadece 2007’deki seçimler kasımda yapılacakken, temmuzda yapılmıştır. Çünkü 367 kararı ile Türkiye’nin önü kapatılmıştı. O da erken seçim sayılmaz, 34 ay önce yapılmak zorunda kalınan bir seçimdir. AK Parti geleneğinde vaktinde seçim vardır. Seçim vaktinde olacaktır. Herkes planını ona göre yapsın” ifadelerini kullandı. l ANKARA / Cumhuriyet ÜÇ SAAT SÜRDÜ AKP’den SP’ye ziyaret TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul milletvekili Mustafa Şentop, Saadet Partisi Genel Merkezi’ne gelerek SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile sürpriz bir görüşme yaptı. Üç saat süren görüşmenin ardından Karamollaoğlu açıklama yaptı. Karamollaoğlu, “Türkiye’nin ve dünyanın tüm meselelerini neredeyse görüştük” dedi. Seçim ittifakıyla ilgili de konuştuklarını belirten Karamollaoğlu, “Daha öncede açıkladım, seçim sathı mailine girmeden bu konu fuzuli, bize bir teklif iletildi ama biz görüşümüzü bir daha aktardık. Gündemimizde yok” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Antalya’da karekodlu Tarık Akan Parkı açıldı Antalya’da, sinemanın efsane ismi Tarık Akan’ın adı, karekod uygulamasıyla filmlerin unutulmaz sahnelerinin de izlendiği parka verildi. Muratpaşa Belediyesi, Türk sinemasının önemli isimlerinden Tarık Akan’ın anı sına, adının verildiği park yaptırdı. Parkın açılışına Tarık Akan’ın ablası Türkan Akaydın, sanatçı dostları Coşkun Göğen, Ahmet Mekin, Tarık Tarcan, CHP Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, CHP İl Başkanı Ahmet Kumbul, partililer ve mahalleli katıldı. Açılışın ardından katılımcılar, Tarık Akan’ın yanı sıra Kemal Sunal, Yılmaz Güney, Erol Taş gibi Yeşilçam’ın unutulmaz isimleri anısına birer turunç fidanının da yer aldığı parkı gezdi. Mozaik taşlarla sanatçıların resimlerinin yapıldığı parkta, ağaçların yanında bulunan karekodları cep telefonları aracılığıyla okutularak, usta sanatçıların filmlerinin unutulmaz sahneleri izlenebiliyor. l DHA AKP kızınca ilkeleri hatırladı Gazetemiz için katliam çağrısının yapılması da dahil 6 şikâyet hakkında inceleme bile yapmayan RTÜK, AKP’lilerin açıklaması sonrasında Akit TV’ye ceza kesti SİNAN TARTANOĞLU Akit TV, AKP’lileri de kızdırınca Radyo Televizyon Üst Kurulu, yayın ilkelerini hatırlayıp kurula ceza kesti. Akit TV’de yayımlanan “Gün Başlıyor” programının sunucusu Ahmet Keser’in Afrin harekâtı ile ilgili yayın sırasında “Sivil öldürecek olsak; Cihangir, Nişantaşı, Etiler, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden başlarız. Bir sürü hain var” demiş, AKP Sözcüsü Mahir Ünal’ın kanal, sunucu ve yayın ile ilgili “Provokasyondur, sa RTÜK’ÜN İLGİSİNİ ÇEKMEYEN İFADELER! n Cumhuriyet gazetesine: “Karşı tarafta yer alıyorsan hainsin, kellenin gitmesi lazım. Savaşta sizin gibileri katletmek mubah.” n CHP’ye: “Ahlak yoksunu ayyaş topluluk.” n CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na: “Bu devlete düşman bir oluşum. Bu Dersim partisi haline geldi.” n CHP’li Eren Erdem’e: “Acem uşağı ajan. Bölücü hırt.” n CHP’li Mahmut Tanal’a yönelik “80 yıl öttünüz, 80 yıl havladınız. K.. farklı, başı farklı, ne idüğü belirsiz.” n CHP Mahmut Tanal ve Aytuğ Atıcı’ya: “Sirk şebeği Mahmut Tanal. Kilise firarisi, at hırsızı Aytuğ Atıcı.” botajdır. Bunu söyleme hakkını size kim veriyor, siz kimsiniz. Neyi temsilen böyle bir ifadeyi kullanıyorsu nuz. Başlatılan bir soruşturma var. RTÜK de harekete geçecektir” demiş, RTÜK jet hı zıyla kanala reklam gelirlerinin yüzde 3’ü oranında para cezası ve 3 program durdurma cezası kesmişti. 6 şikâyeti es geçti Oysa Akit TV’nin çok sayıda şikâyet alan ancak AKP’nin eleştirmediği yayınları RTÜK tarafından incelemeye bile alınmadı. Akit TV’de yayımlanan 4’ü söz konusu “Gün Başlıyor” programı olmak üzere 6 programdaki gazetemiz ve CHP için kullanılan ifadeler uzmanlar tarafından denetlenmedi, üst kurul gündemine getirilmedi. l ANKARA Akşener’e sert yanıt MHP’li Yalçın, Bahçeli’ye ‘eylemsiz doçent’ diyen Akşener’e ‘Pensilvanya Kardinali’nin sözcüsü’ benzetmesiyle yanıt verdi İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yönelik ‘eylemsiz doçent’ benzetmesine MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’dan yanıt geldi. Yalçın, ‘Terbiye Bağına Destursuz Giren Yeni Oluşum Müdiresi’ başlığıyla yaptığı yazılı açıklamada, “yeni oluşumun pek heveskâr müdiresinin politikada bütün şim şekleri paratoner gibi üzerine çektiğini” kaydetti. Akşener için ‘Pensilvanya Kardinali’nin sözcüsü ve memuru’ nitelendirmesinde bulunan Yalçın, “Müdire Hanım; ne giriş cümlesi ne de perde gazeli okumakta, destursuz politika sahnesine dalmaktadır. Müdirenin son marifeti, bir hanıma yakışmayan, ‘... memuru’, ‘eylemsiz...’ gibi seviyesiz ve sakil ifadelerle Ge nel Başkanımıza dil uzatması olmuştur. Okyanus ötesinin projesi olan Müdire Hanım, daha ilk makul eleştiride tahammülsüzlüğünü ve hoşgörüsüzlüğünü ortaya koymuştur. ‘Cümbüş İttifakı’nı duyunca aklına geleni sayan İPlilerin bu etkisiz elemanı, ağzını bozmak için aradığı fırsatı bulmuş gibi hücuma geçmiştir” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet AKP kongresinde yine kavga çıktı Ordu’da Perşembe ve Korgan ilçelerinden sonra Çamaş’ta yapılan ilçe kongresinde de yine ikinci liste krizi yaşandı. Çamaş’ta yapılan kongrede divan başkanlığına mevcut başkan Aydın Bölükbaşı ve Ahmet Özcan’a ait iki liste sunuldu. Özcan’a ait liste kriterlere uymadığı gerekçesiyle reddedilince bazı delegeler arasında arbede yaşandı. Sandalyelerin havada uçuştuğu arbede, polisin araya girmesiyle son buldu. Seçimi mevcut başkan Bölükbaşı kazandı. haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Kimse ‘ittifak’ kurmasın! Epey para harcandığı ve hayli geniş bir kadronun da istihdam edildiği anlaşılıyor. Ama her konuda ol duğu gibi, “servis” verenler, “müşterileri nin” akıl, yetenek ve ufuklarının sınırlarına mahkum: Sosyal medya trollerinin günlük faaliyetleri, bazı isimlerin ve benzer mesajların al tına tepki yığmak, reak siyon dalgaları yaratmak veya olanı abartmak. Si KEMAL CAN yasi hamleleri etkilemek, pozisyonları zorlamak, siyasi mühendislik çalışma larına zemin yaratmak. Bu açıdan onları izlemek, arkalarındaki siyasi akıl ve yürürlükteki niyetlerle ilgili daha çok fikir veriyor. Cumhur ittifakının sözcüleri, “Biz cep heyi kurduk, siz de kurun” diyerek, muha lefeti “birleşmeye” teşvik ediyor, 2015’te başlayan “bunlar” söylemini iştahla sürdü rüyorlar. Son günlerde, CHP’li veya muha lif taklidi yapan troller ise, HDP’nin dahil olacağı geniş birlikteliğin iktidarın hazırla dığı tuzak olduğuna, “partinin sonunu ge tireceğine” ilişkin mesaj sağanağı başlat mış durumda. Ana akım medyada yorum yapma ruhsatı olanların da benzer şeyler söylemesine izin ve teşvik var. Siyasi tu zak kuranlar kendi zekâlarına mı, karşısın dakilerin saflığına mı güveniyor? Basit bir mantıkla; eğer iktidar muhale fetin birleşmesinden avantaj kazanacağı için bunu sürekli gündemde tutuyor, alt tan alta bunun “tehlikelerinin” görünürlü ğüne destek veriyorsa ve bunlar aleni ya pılıyorsa, “tuzak” nerede? “Tuzak” diye bilmek için asgari gizlilik beklenmez mi? Ama dokunulmazlık meselesinde kuru lan “zekice tuzağın”, uyanıkça “fark edi lip” boşa çıkarıldığının söylenmiş olması bu tuhaflığı şaşırtıcı olmaktan çıkarıyor. İkinci ihtimal, ortada bir tuzak yok, iktidar açıktan bir oyun kurarak muhalefeti ham leye zorluyor. O zaman şu soru ortaya çı kıyor; zorladığı gerçekte ne: “Yapın” diye ısrar ettiği mi, “yaparsanız bitersiniz” diye korkuttuğu mu? İki örnek var Siyasette ihtimaller önemli ama yaşanmış örnekler çok daha önemli. Yakın dönemde, iktidarın karşısındakileri “şer ittifakı” diye damgalamaya büyük enerji harcamasına karşın, muhalefetin “ittifak” kurmadan birlikte davranabildiği iki örnek var: 7 Haziran seçimi ve 16 Nisan referandumu. Bu iki örnekte de seçmen nezdinde hangi tezin daha çok kabul gördüğüne verilecek cevap açıklayıcı: Seçmen, çok korkulan “birlikte olma” suçlamasını sanıldığı kadar umursamıyor ve muhalefetin ayrı ayrı durarak birlikte hareket etmeyi becermesi iktidarın hiç işine yaramıyor. Bu tabloyu değiştiren önemli bir gelişme olmadı ve iktidar muhalefete tuzak kurmak için değil, mecbur olduğu için ittifak kurdu. Rakibinizin sizin için ne diyeceğine göre adımlar atmaya devam ederseniz, onu yenebileceğinize kimseyi inandıramazsınız. “Bize ne derler” meselesine zerre kadar prim vermeyen rakiple eşit olmak için, bir kez de “tutarlılık” denenebilir. Önünüzde tuzaklar olduğu vehminden sıyrılamazsanız, durmadan “yoldan çıkmanız” gerekir. Tuzaklar sanalsa üzerinden atlamaya çalışıp tuhaf hareketler yapmak yerine yürüyüp gitmek daha başarılı bir “bozma” yöntemi. Karşınızdakilerin “üretebileceklerinin”, sizin anlatacaklarınızdan veya gerçeklerden daha inandırıcı olacağından korkuyorsanız dilinizi kaybedersiniz. Anlatma ısrarı, kendini duyacak olanı da bulur. Zaman baskısı yok İktidar 7 Haziran ve 16 Nisan’daki gibi muhalefetin “ayrı ayrı birlikte” davranmalarını engellemek için erken bir “parçalanma” peşinde. İktidarın tanımlamasını kabul etmeyen ortak bir yol bulabilecek muhalefet için de, üzerinde zaman baskısı olmayan fırsatlar var: Ayrımsız bütün partilerin oluşturacakları “demokrasi” şemsiyesi altında kendi kimlikleriyle seçime girmeleri fiilen barajı kaldırmış olur; seçim güvenliğinde etkinlik artar. Birlikte hareket edilmesi, muhalefetin “oyun kurma” ve kamuoyu oluşturabilme güvenini artırır. (İktidar yeni bir seçim revizyonu yapmak zorunda kalabilir.) Kutuplaşmaya dikkat Bu hamlenin, iktidar ortaklarının kurduğu gibi bir ittifak olmayıp adil temsil dışında hiçbir taahhüt ve pazarlık içermediğine kamuoyu yeterince ikna edilemezse; iktidar, medyası ve trolleri zaten söylediklerini daha gürültülü tekrar edebilir; muhalefet cephesi içinde oy hareketleri olabilir; kutuplaşma görüntüsü daha da pekişebilir. Ancak, mevcut durumu pek değiştirmeyecek bu olasılıkların hiçbiri göze alınamayacak riskler gibi durmuyor. Hele, “tuzak” bozmak ve “demokrasiyi geri getirmek” gibi yüksek iddialar söz konusuysa. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle