18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 9 Şubat 2018 haber 12 EDİTÖR: SERKAN OZAN CHP’de değişim arayışı CHP kurultayına birkaç gün kala iki milletvekilinin, Selin Sayek Böke ve İlhan Cihaner’in imzasını taşıyan bir manifesto yayımlandı. Beklenmedik bir çıkıştı. Genel merkeze haklı ama sert eleştiriler yöneltiyorlar, Türkiye’nin ve CHP’nin geleceğine ilişkin ciddi ve temel politikaları kapsayan öneriler sunuyorlardı. Bu çıkış kurultayda önemli bir karşılık bulmadı. Ama parti tabanında ciddi bir ilginin odağı oldu. Kurultay arifesinde Selin Sayek Böke ve İlhan Cihaner’le bir söyleşi yaptık. Ancak kurultay geçtikten ve ortalık sakinleştikten sonra yayımlamakta yarar gördük. Beklenmedik bir çıkış yaptınız. Kurultay arifesinde CHP yelim, CHP’den çıkması gerekiyordu. Peki, iki kişi olmadığınız içinden, genel merkez poli anlaşıldı. Ancak kamuoyu tikalarını da eleştiren bir çı nun önüne siz ikiniz çıktı kış, bir manifesto beklenmiyordu. Şaşırtıcı oldu. O yüz AYDIN ENGİN den soracağım: İki kişi misi niz siz? Yani Selin Sayek Böke ve İlhan Cihaner. İLHAN CİHANER: Tabii iki ki şi değiliz. Bir kere epeydir çok sayı da milletvekili arkadaşımızla bu ek sende görüşmelerimiz, konuşma larımız oluyordu. Dünyayı okuma, Türkiye’yi okuma, partiyi, CHP’yi okuma... Yani iki kişi değiliz. SELİN SAYEK BÖKE: Bir nokta nız. Siz bir “ikili” misiniz? S.S.B: Hayır, biz CHP’yiz... İ.C: İkili değiliz onluyuz, yirmiliyiz, Biz çokuz, çok... Manifestonuzda dile getirdiğiniz “Kurultay genel başkan değişikliği, kişisel dayanışma, delege sayısı yarışına indirgenmemeli” uyarısı var. İ.C: Hedeflerimizden biri de bu işte. Bu olma eklemek istiyorum. Bunu önemsiyo rum çünkü. Bu çıkışımızdan şaşırıl mış olmasına şaşırdığımı söylemek istiyorum. Neden? S.S.B: Çünkü bu çıkışımızı iki milletvekilinin imzası ile açıkla dık ama aslında toplumda var olan bir beklentinin, bir umudun, bir ih tiyacın sesi olduk biz. Yani özlem ve umut bizim bilmediğimiz bir şey değil. “Hayır” iradesiyle gördü ğümüz bir şey. Tüm baskıya rağ men toplumun iradesiyle yüz de 50’nin üstünde bir “hayır” oyu çıktı. Adalet Yürüyüşü ke za. Gayrimeşru bir sonucun da yatılmasından doğan toplum sal rahatsızlığın yükseldi ği bir süreçti. Bu açıdan bi zim çıkışımız hiç de şaşır tıcı değil. Belki de bu çıkı şı Gezi’den beri toplumda belirginleşen tepkinin, ih tiyacın parti içerisindeki sesi olarak kavramak ge rek. O yüzden bizim için şaşırtıcı değil, ben başkala rının da şaşırmaması gerektiği ni düşünüyorum. Hayır, yine de şaşırtıcı. Şa şırtıcı çünkü, böyle bir çıkış CHP saflarından, CHP için den beklenmiyordu. Böyle bir algı yaygındı. İLHAN CİHANER S.S.B: O zaman şöyle di sın, böyle olmasın. DEĞİŞİKLİK BU KURULTAYDA BAŞLADI S.S.B: Şöyle söyleyelim: Yaptığımız çağrının, yazdığımız manifestonunun belki de en temel çıkış noktası tam da buydu. Biz bırakın CHP’yi; CHP üstünden Türkiye’nin dönüşüm ve değişim talebiyle yola çıktık. Siyasi tartışmaların şahıslar üzerinden yapılmasının sancılarını yaşıyor Türkiye. 2019’a en büyük itirazımız bu. Bu durum CHP’nin kendi iç SELİN SAYEK BÖKE seçimleri için de geçerli. Kurultaylar esasında siyasi meselelerin konuşulduğu, siyasi hatların tartışıldığı zeminler olmalı. Genel başkan adaylarının şahsi isimler üstünden tartışıldığı zeminler değil. Bu manifesto ile bu kurultayın da değiştiğini bizzat yaşıyoruz. Bunu biraz açın. Ne demek bu? S.S.B: Yani bu siyasi tartışma bu kurultayla birlikte açılmış oldu. Parti tartışıyor bunu ve bu bizim manifesto ile başladı. İnşallah tartışır mı, yoksa tartışıyor mu ? S.S.B: Yo, yo tartışıyor. Biz bunu yaşıyoruz, içindeyiz... İ.C: Bir nokta daha var. Eğer bu manifesto çok daha önce yayımlansaydı, genel merkez, Afrin bahanesiyle hükümet bu kadar yaygın gözaltılar yaparken, Afrin operasyonu bir iç politika argümanı olarak kullanılıyorken hemencecik “Hükümetin arkasındayız, operasyonu destekliyoruz” demezdi. Manifestonuzda Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday belirlen mesi sürecine, savaş tezkerelerine destek veren tutuma, dokunulmazlıkların kaldırılma sı sürecindeki tavra, Yenikapı Mitingi’ndeki tutuma, 16 Nisan referandumu gece sinde gayri meşru sonuç karşısında tepkisiz kalınmasına dikkat çekiyorsunuz. Bunlar CHP genel merkezine yönelik eleştiriler... İ.C: Evet. Genel merkez ve ayrıca o kararlarda etkisi olan başka her kim varsa onların da paylarına düşeni almaları lazım. Kim bunlar? İ.C: Danışmanlar olur, dışarıdan akıl verenler olur. Bu sorunları parti organlarında dile getirdik. Bizim bildiriyi zorlayan da bu oldu. Zaten işlerin yolunda gittiği bir örgütte böyle bir çıkışa ihtiyaç olmazdı ki... T.C. İSTANBUL ANADOLU 13. AİLE MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2016/744 KARAR NO: 2017/1162 DAVALI: ORHAN ÖCAL Davacı Dilek Öcal tarafından Davalı Orhan Öcal aleyhine açılan BOŞANMA davasında; Davalının yapılan araştırmalar sonunda açık adresinin tespit edilemediği, AKS adresinin de bulunmadığından, “Çamlık Mah. Leyla Sk. Manolya Sit. B Blk. N. 23/11/20 Pendik/İSTANBUL” adresine duruşma gününün gazete ilanı ile yapıldığından, Mahkememizce verilen kararın da ilânen tebliğine karar verilmiştir. Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davacı vekilinin dava dilekçesinde tarafların T.M.K. 162 ve 163 nedeniyle talep ettiği boşanma davasının reddine, Ordu ili, Ünye ilçesi, İnkur mh./köyü, C: 132, HN: 62, BSN: 91’de nüfusa kayıtlı, Bahattin ve Gülser’den olma, Marktredwitz/F. Almanya 25/03/1989 doğumlu, 56164465186 T.C. Kimlik No’lu ÖCAL ile aynı yer BSN: 65’de nüfusa kayıtlı, İsmail ve Asiya’dan olma, Kartal 15/04/1989 doğumlu, 59884291196 T.C. Kimlik No’lu ORHAN ÖCAL’ın T.M.K. 166/1 maddesi gereğince kusur davalıda olmak şartıyla BOŞANMALARINA, Tarafların müşterek çocukları EFE’nin velayetinin davacıya bırakılmasına, Velayeti davacıya bırakılan çocuk ile baba arasında her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 10.00 ile Pazar günü saat 18.00, her yıl Temmuz ayının 1. günü saat 10.00 ile 31. günü saat 20.00, Dini bayramların 2. günü saat 10.00 ile 3. günü saat 18.00, Sömestr tatillerinin 1. günü saat 10.00 ile 7. günü saat 18.00 arasında görüşmeleri şeklinde kesintisiz yatılı şekilde kişisel ilişki kurulmasına, Tahsilde tekerrür oluşturtmamak şartıyla dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere velayeti davacıya bırakılan çocuk için her ay 200,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak çocuğun infak ve iaşesinde harcanmak üzere velayeti kendisine bırakılan davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, Dosya içerisine yansıyan davalının mevcut mal varlığı araştırması dikkate alınark 5,000 TL maddi tazminatın 5,000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Adli müzaheret nedeniyle alınmayan 60,60 TL. Harç ile 220,90+5,80=226,70 TL. İlan ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 287,30 TL. Yargılama giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 1.980.TL. Vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Mahkememizden verilmiş 15/12/2017 tarih 2016/744 Esas 2017/1162 karar sayılı ilamın davalıya ilanen tebliğine; İş bu ilan yayınlandığı tarihten itibaren 15 gün süre sonra davalıya tebliğ edilmiş sayılacağı, İlan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 749722) T.C. İSTANBUL ANADOLU 21. İCRA DAİRESİ’NDEN İLAMSIZ TAKİPLERDE ÖDEME EMRİNİN İLANEN TEBLİĞİ DOSYA NO: 2017/16405 ESAS ALACAKLI: KORAY OCAKSÖNMEZ, VEKİLİ: Av. Serkan Mürşitoğlu, Bagdat Cad. Alageyik Sok. Akasya Apt. No: 21/5 Selamiçeşme Kadıköy / İSTANBUL BORÇLU: AYNUR NAKİP, Altayçeşme Mah. Tunç Sk. No: 21 Daire: 14 Maltepe / İSTANBUL BORÇ MİKTARI: 5,425,00 TL İşbu ödeme emrinin ilan tarihinden itibaren borcu ve takip masraflarını kanunen 7 günlük ödeme süresine 15 gün ilavesi ile toplam 22 gün içinde ödemeniz (Teminat vermeniz), borcun tamamına veya alacaklının takibat icrası hakkına dair bir itirazınız varsa, senet altındaki imza size ait değilse yine bu 22 günlük süre içinde ayrıca ve açıkça bildirmeniz, aksi halde icra takibinde bu senedin sizden sadır sayılacağı, imzayı reddettiğiniz takdirde mercii önünde yapılacak duruşmada hazır bulunmanız, buna uymazsanız vaki itirazınızın muvakkaten kaldırılacağı, senet veya borca itirazınızı yazılı veya sözlü olarak icra dairesine 22 gün içinde bildirmediğiniz takdirde ve aynı sürü içinde 74. madde gereğince mal beyanında bulunmanız aksi takdirde hapisle tazyik olunacağınız, hakikate aykırı mal beyanında bulunursanız hapisle cezalandırılacağınız, borç ödenmez veya itiraz edilmez ise cebri icraya devam edileceği, takibe itiraz ettiğiniz takdirde itirazla birlikte tebliğ giderlerini ödemeniz, aksi halde itiraz etmemiş sayılacağınız ihtar ve ilanen tebliğ olunur. 22/01/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 749476) T.C. İSTANBUL ANADOLU 13. AİLE MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2017/776 DAVALI: ORHAN KILINÇ Davacı Hatice Kılınç tarafından aleyhinize açılan Boşanma davasının yapılan yargılamasında; Mahkememizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmış olup, adresinizde tanınmadığınız gerekçesiyle tebligat yapılamamıştır. Adres araştırmasından da bir netice alınamadığından dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Durusma Günü 20/03/2018 günü saat 10:15’de duruşmada bizzat hazır bulunmanız, veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, Aksi takdirde H.U.M.K.’nun 3156 sayılı yasa ile değişik 213/2 maddesi uyarınca yargılamaya yokluğunuzda devam olunacağı hususu, dava dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 25/01/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 749594) T.C. BAKIRKÖY 3. AİLE MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NDEN ESAS NO: 2016/445 Davacı ÖZLEM TANRIKULU tarafından davalı ZÜLFÜ KILINÇ aleyhine açılan boşanma davasında verilen karar uyarınca; Mersin ili, Tarsus ilçesi, Fahrettinpaşa Mahallesi/ Köyü, cilt no: 14, hane no: 23’de nüfusa kayıtlı bulunan Ramazan ve Emine’den olma, 23/08/1982 Eyüp doğumlu, davacı Özlem TANRIKULU ile evli olan ALMANYA UYRUKLU DAVALI: ZÜLFÜ KILINÇ’ın herhangi bir adresi tesbit edilemediğinden dava dilekçesinin tebliğ edilemediği ve adresinin bulunamadığı anlaşılmakla 7201 Sayılı Kanunun 2829 maddeleri hükmüne binaen dava dilekçesi ilanen tebliğ edilmiş, bu nedenle belirlenen ön inceleme duruşma gününün de davalıya ilanen tebliğine karar verilmiştir HMK. 147/2 maddesi gereğince tarafların ön inceleme duruşma günü olarak belirlenen 07/06/2018 günü saat 09.30’da geçerli bir özrü olmadan duruşmada hazır bulunmadıkları veya kendilerini bir vekilile temsil ettirmedikleri takdirde duruşmaya yokluklarında devam edileceği, ayrıca tarafların sulh için hazırlık yapmaları, gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği, gelmeyen tarafın yokluğunda iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilebileceği hususları davalıya ilanen tebliğ olunur. İşbu ilan yayınlandığı tarihten itibaren 7 gün sonra tebliğ yapılmış sayılacaktır. 07/02/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 749565) GMAEŞYRRUİMLAEŞŞRTIURMOLAAKN..I. Manifestonuzda “muhafazakâr hassasiyetler, güvenlik, millilik, konjonktür” gibi mazeretlerin ardına saklanılmaması gereğinin altını çiziyorsunuz. Sizin açınızdan partinin Afrin operasyonuna destek vermesi bunun bir örneği mi? S.S.B: Yüzde yüz öyle. Bakın, bu bildirgede iki önemli nokta var. CHP yönetimi kendi özünün, kendi esasının dayandığı siyasi değerleri ve onun ortaya çıkardığı siyaseti savunmak yerine AKP’nin iktidarını devam ettirmek için ihtiyaç duyduğu ve toplumun tümünün iradesiymiş gibi dayattığı bir pencereden okuyor olup biteni. Biz bu bildirgede şunu söylüyoruz: Evrensel sol değerlerin ve Atatürk’ün Cumhuriyet değerlerinin üzerine inşa edilmiş bir gelecek. Neler içeriyor bu gelecek öneriniz? Bu kavramların içerisine, bu değerlerin içerisine barış giriyor, özgürlük giriyor, eşitlik giriyor, laiklik giriyor. Bu değerleri tavizsiz savunan bir parti, topluma bu anlamda öncü olma becerisi kazanır. Bugünkü CHP yönetiminin anlayışı bu değerleri tavizsiz savunan değil, olayları AKP’nin dayattığı pencereden okuyor, bu yönde bir pozisyon tanımlıyor. O zaman da gayri meşru olanı meşrulaştıran bir araca dönüşmüş oluyor. Gayrimeşru... Bu terimi kullanıyorsunuz. S.S.B: Evet ve bunu sadece OHAL’le ilgili kullanmıyoruz. OHAL bir araç oluyor. Bize bir rejim dayatılıyor. Gayri meşru bir rejim... Maalesef Türkiye’de CHP’nin şu anki yönetim anlayışı olağanüstü koşullar yaşanıyor tespitiyle bir siyaset ortaya koymuyor. Her şey olağanmış gibi bir siyaset ortaya konduğu için de meşrulaştırıcı bir araç haline dönüşüyor. Hem olağanüstü bir durum tespiti yapıp buna uygun bir yol haritası çizmemek önemli bir eksik. İ.C: Siz asıl Afrin üstünden sormuştunuz. Bu iktidar Afrin operasyonu için Amerika’dan izin alıyor, Rusya’dan izin alıyor, İran’la görüşüyor, el altından Suriye rejimi ile de görüşüyorlar. Bir tek görüşmedikleri Türkiye. Yani çocuklarını ölüme yolladığınız insanlarla görüşmüyorsunuz, ötekilerden izin alıyorsunuz. Karşımızda bir milliyetçi cephe var. Bu yaygaraya, bu şirretliğe teslim olmamamız lazım. Oysa... OOLLAAĞĞAANNÜÜSSTTÜÜ KMOUŞHUALLLEAFRETDA Anlıyorum. Peki. siz bildirgenizde asgari bir demokratik ortama geçilene, OHAL rejimi sona erene, adil ve güvenli bir seçim ortamı sağlanana kadar Meclis’te aktif boykot, Meclis çalışmalarından çekilme gibi caydırıcı bir muhalefet yöntemleri öneriyorsunuz. S.S.B: Doğru algılıyorsunuz. Herşeyden önce bunun tartışılabilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Şu anda parti kurullarında bunun tartışılmıyor olması kendi başına bir sorun zaten. Bugün Türkiye’nin içinden geçtiği koşulların olağanüstülüğünü kabul ederek olağanüstü bir muhalefet örgütlemenin yükümlülüğü CHP’nin omuzlarında duruyor. Olağanüstü muhalefetin tanımının da Meclis içinde sanki her şey normalmiş gibi yasama faaliyeti sürdürmek olmadığı gerçeğini tespit ederek başlamamız gerekiyor. Yeter ki demokratik, meşru araçların hepsini, ama hepsini kullanabilecek cesareti ve özgüveni ortaya koyalım. Bunun başlayacağı yer de önce parti kurullarında bunun tartışılmasının önünün açılmasıdır. Kürt meselesini bir tabu olarak algılamış bir CHP’ye alışkınız biz gazeteciler. Siz manifestonuzda adını koymuşsunuz. O yüzden soruyorum. HDP üstüne ne düşünüyorsunuz? İ.C: HDP şu anda legal bir parti. Kürt hareketinin parlamentoda temsilinin olağanüstü avantajları var. 6 milyon civarında oy alan bir partiden söz ediyoruz. Bu milliyetçi cephe HDP’yi topyekun kriminalleştirdi. Bakın, çözüm süreci yapaydı. Çözüm sürecinde samimi olan bir hükümet kalekol yapmaz, samimi bir çözüm süreci savunan Kürt hareketi de hendek kazmazdı. Sonuçta Türkiye’nin Kürt meselesinin çözümüne ilişkin birikimini de sıfırladılar. 36. Kurultayın sizler için önemi, anlamı ne? S.S.B: Bakın, biz Türkiye’nin değişimine adayız. Dolayısıyla bu siyaset değişiminin çağrısını bizler Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki bir değişimin, Türkiye’deki değişimin ilk adımı olduğu bilinciyle yaptık. Bu kurultay bizler için bir ara adım. Bir ne? S.S.B: Bir ara adım. Biz o manifestoyu yayımlarkan “Kurultaya ve geleceğe” diye yaptık çağrımızı. Kurultay elbette önemli. Ama daha önemli olan bizim çağrımızdaki iddiayı sürdürecek kararlılık içinde olmak. Bizde bu kararlılık var... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle