22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 7 Şubat 2018 haber 10 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ Adalet isteyene dava Okul kenefi ihalesi Başlık sizi yanıltmasın, yine CHP üstüne bir Tırmık okuyacaksınız. Arifesiyle, ertesiyle dört gün bir CHP kurultayı yaşadıktan sonra öyle iki yazı ile geçiştiremem… CHP’lilerden başlayın, CHP ile uzaktan yakından ilişkisi olmayanlara kadar uzanan bir çevrede CHP denince diller Kemal Kılıçdaroğlu için çözülüyor. AKP Reis’inin seçmen desteğine dayanarak esip gürleme dozunu günden güne artırdığı, aynı kitlenin gözü kapalı desteğine yaslanarak “Salla sallayabildiğin kadar; üfür üfürebildiğince”ye katlanılması güç bir hız verdiği şu günlerde çok yaygın bir umutsuzluk duygusu var. Pek çok ve pek farklı çevrelerde sürekli “AKP Reis’inden nasıl kurtulacağız; bu ülke nasıl kurtulacak” sorusuna cevap aranıyor ve bulunamıyor. Kendi yurttaş sorumluluğundan kurtulup sorumluluğu omuzlarına yıkacağı bir “suçlu” bulmanın en kolay yolu da hedef tahtasına CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu oturtmak. Bunu 36. kurultay boyunca delege ya da seyirci olarak salona gelmiş pek çok kişiden duydum, gözledim, dinledim. AKP Reis’ine karşı bir seçenek yaratamayan CHP’de bütün suç Genel Başkan’da. Buyrun dört gün boyunca defterime düşmüş notlardan bir seçki: … Genel merkez ekibini yetersiz, yeteneksizlerden kurdu… AKP Reis’ine laf yetiştirmeyi marifet sanıyor… Tayyip Erdoğan’ın belirlediği gündeme esir düşüyor… Partiye Alevileri doldurdu… Hayır, hayır, kendisi Alevi olduğunu sakladığı gibi partideki Alevilerin de önünü kesiyor… Cesur değil… Bürokrattan lider çıkar mı abi, çıkmaz tabii… Yeterince Atatürkçü değil… Partideki ulusalcı gericiliğe karşı çıkacak cesareti yok… Partiyi Atatürkçü olmayan Kürtçü solcular ele geçiriyor, Genel Başkan seyrediyor… Bu kadarı yetsin. Acaba CHP’nin sorunu Kemal Kılıçdaroğlu mu ya da Kılıçdaroğlu’ndan mı ibaret? HHH Bir kurultay gözlemi paylaşacağım. İki başkan adayından Kemal Kılıçdaroğlu önce konuştu. Konuşması ölçülü alkışlarla karşılandı. Konuşmanın sonunda ise bütün delegeler Kılıçdaroğlu’nu ayağa kalkarak alkışladılar. Bir süre sonra ikinci aday, Muharrem İnce konuştu. Konuşma tribünlerin yoğun alkış desteğiyle sürüp gitti. Üstelik gitgide tırmanan alkışlarla. O sırada, tam da o sırada salonun ortasında yer alan ve sayıları 1200’ü aşan delegeler arasında Muharrem İnce’yi alkışlayanların sayısı bir elin parmaklarını ya geçmiyor ya birazcık geçiyor. Geri kalan delegeler İnce’yi belirgin bir sessizlik, donukluk ve sessizlik içinde dinlediler. Konuşmasında delegelerden ciddiye alınabilecek bir alkış desteği görmeyen Muharrem İnce’ye sandıktan 447 oy çıktı. Delegelerin üçte biri… Peki, İnce’ye oy verecek tercihi yapan delegeler konuşma sırasında niye heykel gibi durup, donuk gözlerle İnce’yi dinlediler? İl başkanları görür, belediye başkanlarının haberi olur, genel merkez adlarının yanına bir işaret koyar diye mi? HHH Haydi bir gözlem daha: İstanbul’dan Ankara’ya bir uçak dolusu delege ile gittim. Dönüşte de hemen hemen bir uçak dolusu delege ile birlikteydim… Benim gibi “bir yabancı” ile sadece partiye, kurultaya ilişkin görüşlerini paylaştılar. Ama kendi aralarında yoğun sohbetler kaynattılar ve benim kulak misafiri olabileceğimi ya akıllarına getirmediler ya da umursamadılar. O sohbetlerde CHP’li belediye başkanları kıyasıya çekiştirildi. Tanıdıkları işe almadıkları için ve partililere ihale vermedikleri için… Bir delegenin sözlerinden kendisinin müteahhit olduğu belli oluyordu. Arkadaşlarına dert yandı: Yav arkadaş, il başkanım, haydi onun etkisi olmaz, belediye reisim Milli Eğitim müdürüne bir telefon etse ilköğretim okulunun kenef ihalesini ben kapardım. Etmediler arkadaş. Kıllarını bile kıpırdatmadılar. Böyle partililik olur mu? Kenef müteahhidi delege haklı. Böyle partililik olmaz. Kurultay delegesi olacak kadar öne çıkmış böyle partililerle de CHP’den köy ya da kasaba olmaz… ‘Berkay Ustabaş’a özgürlük’ istediler Devrimci Gençlik Dernekleri üyeleri, Önder Babat Kültür Merkezi’nde Devrimci Gençlik Dernekleri Genel Sekreteri ve İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Berkay Ustabaş’ın, 2014’te ölen “Berkin Elvan’ın cenazesine katılmak” suçlamasıyla tutuklanmasının birinci ayında hapishanede yaşadığı tecrit ve sürgüne, tutukluluğuna ilişkin bilgileri paylaşmak üzere basın toplantısı gerçekleştirildi. Basın açıklamasında ÇHD İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil, “Biz pahası ne olursa olsun kardeşimize ve kardeşlerimizin cenazesine sahip çıkacağız. Berkay sahip çıktığı için cezaevinde” diye konuştu. Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Ümit Efe, “Berkay muhalif bir genç ve en önemlisi bir genç olması. Sopayla disipline etmelerine karşı direniyoruz ve takipçisi olacağımızı söylüyoruz. Berkayız özgür olması için bu dayanışmayı sürdüreceğiz” dedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet Adalet Nöbeti’nde polisin saldırısına uğrayan avukatlara ‘devlet otoritesinin sarsılmaması’ gerekçesiyle dava açıldı. 9 avukatın 3’er yıl hapsi isteniyor Gazetemizin yayın politikasının suçlama konusu yapıldığı da va kapsamında tutuklu bu lunan İcra Kurulu başkanı mız avukat Akın Atalay nez dinde haksız tutuklamalara tepki için baş latılan Adalet Nöbeti’nin 6 Nisan 2017 ta rihli buluşma sında polisin CANAN COŞKUN saldırısına uğrayan ve gö zaltına alınan 9 avukata dava açıldı. Gü venlik güçlerine ihtara rağ men direnme suçlamasıy la 3’er yıl hapisleri istenen avukatları 12 Temmuz’da İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hâkim kar şısına çıkacak. Saldırıda bu lunan polisler hakkında ise takipsizlik kararı verilmişti. ‘Devlet otoritesi’ Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde her hafta perşembe günü tutulan Adalet Nöbeti’nin 6 Nisan 2017 tarihli buluşmasında çevik kuvvet polisleri avukatlara gaz kapsülleri ve kalkanlarla müdahalede bulunmuştu. Güvenlik görevlilerinin de karıştığı müdahale sıra YARALAMA KASTLARI YOKMUŞ Saldırıda bulunan polisler hakkında soruşturma yürüten savcı Rasim Işıkaltın takipsizlik kararında, müdahale günü “avukatların çıkardıkları gürültünün adliye çalışanlarını rahatsız edici boyuta ulaşması sebebiy le çevik kuvvet polisinin kalkanlarla müdahale ettiğini” iddia etmişti. Polislerin yaralama kastlarının bulunmadığını öne süren Işıkaltın, çevik kuvvet polislerinin zor kullanma yetkisi sınırını aşmadıklarını savunmuştu. sında Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil’in bur 59 GÜNDÜR ÖZGÜRLÜKLERİNDEN YOKSUNLAR CUMA 7 NİSAN 2017 92. YIL SAYI: 33420 KURUCUSU YUNUS NADİ (19241945) BAŞYAZARLARI NADİR NADİ (19451991) İLHAN SELÇUK (19922010) FİYATI 2 TL (KDV içinde) KKTC’DE 2.5 TL Akın Murat Kadri Güray Hakan Ahmet Atalay Sabuncu Gürsel Öz Polis, tutuklu meslektaşları için nöbet tutan avukatlara saldırdı 98Kara Şık ZORBALIGA HAYIRAdliyede dövülen avukatlardan birinin burnu, diğerinin ayağı kırıldı Turhan Günay Musa Kart ÖÇnedliekr Bülent Utku M. Kemal Güngör GÜNDÜR TUTUKLU nu, avukat Erkan ZEHRA ÖZDİLEK Ünüvar’ın ise aya ğı kırılmıştı. Avu katlar Diren Yeşil, Kemal Aytaç, Er kan Ünüvar, Hatice Nur Gök, Öz ADLİYE İÇİNDE GAZ AvukAtlAr, tutuklanan meslektaşları Akın Atalay, Mustafa Kemal Güngör ve Bülent Utku için İstanbul Adliyesi’nde “Adalet Nöbeti” tutmak istedi. Avukatlar ellerinde “Savunmaya Özgürlük” dövizleri ile sessizce merdivenlerde oturdu. Eylemin bitirilmesini isteyen polis, avukatları döverek, kalkanlarla iterek ve gaz kullanarak adliyenin dışına attı. 8 AVUKAT GÖZALTINA ALINDI POliSin sert müdahale ettiği avukatlar arasında Alp Selek, Bahri Belen gibi duayen hukukçular da vardı. Cumhuriyet’i susturma operasyonunda tutuklanan avukatlar için yapılan “Adalet Nöbeti”ne HDP milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Celal Doğan ve Garo Paylan da katıldı. Müdahale sonrasında çoğu yaralı sekiz avukat gözaltına alındı. >> 11’de Avukatların tutuklu meslektaşları için adliyedeki oturma eylemine müdahale çok sert oldu. Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil’in burnu, avukat Erkan Ünüvar’ın ayağı kırıldı. ge Serdar, Anıl Başoğlu, Kıvanç Ka 17 Nisan bahar olacak250’yi aşkın sanatçı, anayasa referandumunda ‘hayır’ diyeceklerini açıkladı 7 Nisan 2017 Cumhuriyet aralarında Türkiye’nin takSim’deki toplantıda Oyuncu Rutkay Aziz ise SİLİVRİ’DEN İDDİANAME YORUMU: Hukuk enkazının somut örneği Gazetemizin yazar, çizer ve yöneticileri, iddianamenin Silivri’ye ulaşmasının ardından ilk tepkilerini yaoğlu ve Sevinç önemli yazar, oyuncu, yönetmen, şair ve müzisyenlerinin bulunduğu 250’yi aşkın sanatçı, ortak açıklamaya imza atarak 16 Nisan’da “Hayır” diye aksamaması ve adliyeye geoyuncuFüsunDemirel,“Bir annenin, bir kadının, mağduriyet yaşamış bütün insanların ‘bir kereden bir şey olmaz’ “Biz 12 Mart, 12 Eylül, koalisyon dönemlerini de gördük. Neredeyse ‘hayır’la beslendik. Referandumdan CHP’li Utku Çakırözer ile paylaştı. Murat Sabuncu, “Başımız dik giriyoruz, iddianame çıktığında bunu göreceksiniz, demiştik. Şimdi iddianame ile herkes bunu gördü” dedi. Bülent Utku, “Skandal iddianame” diyen ideolojidekilerin hazır hayır çıkacağından eminiz. yorumunu yaparken, Kadri Gürsel “Muğlaklıkla hak Sarıkaya da gözaltına alıncekleriniaçıkladı.Sanatçılar 17 Nisan’ın güzel bir bahar sa bahı olacağını söylediler. Füsun Demirel len vatandaşların adliye içeladığıanayasalarınyanında olmasına imkân var mı? Çok büyük bir umudum var” dedi. Rutkay Aziz Bunu iktidar sözcülerinin suratlarında da görüyoruz” ifadelerini kullandı. >> 16’da kımızda suç isnadı oluşturuluyor” dedi. >> 10’da AVRUPALI TÜRK GAZETECİLER: 15 TEmmUZ SORULARI mıştı. Gözaltına alınan avuDarbe Yıldırım’a neden geç katlar hakkında İstanbulhaber verildi? cHP lideri Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz’un ‘kontrol Cumhuriyet Başsavcılığı Telüdarbe’olduğugörüşünü yineleyerek, “Herkesin telefonu alınırken Adil Öksüz’e iki cep telefonu ile konuşma imkânı niye rör ve Örgütlü Suçlar Soruşverilir”diyesordu. kılıçdarOğlu, “Fidan’ın 16.16’da, Genelkurmay’ın 17.54’te, ZEHRA mrreisakimnddaeesvıleeiyçtlioenmt”orcmiitüegdsruiasGnehbüribrauaneyslÖtegsbzöa’ıüerarrdkesıniıllÖZDİLEK BERKİN’İN GÜLÜŞÜ MAHKEMEDE Gezi Direnişi sırasında öldürülen Berkin Elvan cinayetinin ilk duruşması dün başladı. Baba Sami Elvan, sadece Berkin’in AvrupA Türk Gazeteciler Birliği, gazetemiz yazarı ve Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Güray Öz’ün serbest bırakılmasını istedi. ATGB açıklamasında, Öz’ün sadece gazetecilik yaptığı için tutuklandığına dikkat çekildi. ATGB tutuklu gazeteciler için yeni kampanyalar başlatacağını da duyurdu. >> 10’da değil bütün ço Güray Öz diği savunulmuştu.cuklarınhakkını savunmak için adalet aradıklarını söyledi. Duruşmada an YAVUZ YAKIŞKAN’IN EVİNE İKİNCİ BASKIN >> 11’de ne Gülsüm El Cumhurbaşkanı’nın turma Bürosu tarafından so19.30’dahaberiolmuş. Yıldırım’ın ise 21.30’da. Neden Başbakan’a haber vermediniz?” dedi. >> ERDEM GÜL 5’te ruşturma başlatılmıştı. SoKılıçdaroğlu İDDİANAmEYE GİRDİ Savcı ‘milat’ı ruşturma dosyasındaki poaçıkladı: 2004 15 temmuz çatı iddianamesinde sav Polisler van “Ben hâlâ o ekmeği bekliyorum” derken tüm salon göz AP’den mektup:yaşlarına boğul du. Adliye önüne desteğe ge Dayan Musa Kartlen 4 kişi gözal müştekitına alındı. >> 6’da TUTUKLU GAZETECİLER İÇİN KAMPANYA Sınır Tanımayan Gazeteciler’in önerisiyle Avru pa Parlamentosu vekilleri, tutuklu gazetecilere mek TrumSpa’tvancısİasvmaşestinByoalzi kurt’un yüABD,kimyasalölümlerdenEsad’ısorumlututtu.Erdoğan‘Laftakalmasın’dedi tup gönderiyor. Yeşiller Partisi grubu kampanya çerçevesinde dün Musa Kart’a bir mektup yolladı. Mektupta, “Dayan Musa! Binlerce kilometre uzakta da olsak biz senin yanındayız” denildi. >> 10’da ‘BEDELİNİ ÖDERİM’ AÇLIK GREVİNDE 30. GÜN cı, FETÖ’nün mücadele edil lis tutanağında “adliyedemesigerekenbirörgütolduğu kararının 2004’teki MGK’de alındığını yazarak “resmileştirdi”. İktidarın “Milat 17 Aralık” savunması da ki mahkemelerin gürültü veçöktü.>>ALİCANULUDAĞ4’te Suriye’de İdlib’deki kimyasal saldırıdan ölenlerin sayısının 86’yı bulduğu ileri sürüldü. CNN, Esad yönetimini suçlayan ABD Başkanı Trump’ın, bazı kongre üyeleriyle Suriye’ye askeri harekâtı değerlendir rüttüğü soruşturma kapsadiğini,SavunmaBakanıMatsis’ledeolasıseçenekle ri görüştüğünü duyurdu. Dışişleri Bakanı Tillerson, Rus mevkidaşı Lavrov’la görüştükten sonra “Esad’ın mında hazırlanan iddianamegelecektekirolübelirsiz”açıklamasınıyaptı. cumHurbaşkanı Erdoğan, Trump’ın kadrosunun duruma hâkim olamadığını ve Obama’nın ekibiyle yola devam ettiğini belirtti. Erdoğan, Suriye’ye ABD’nin askeri müdahale hazırlığı ile ilgili “Lafta kalmasın. Hakikaten icraat ortaya konuluyorsa biz de Türkiye olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız. ABD başta olmak üzere koalisyon güçleri bir araya gelelim” dedi. >> 7’de NAKİ ‘BARIŞ’ DEDİ, 1.5 YIL CEZA ALDI >> 6’da ‘EŞİm Aç, BENİm DE BOĞAZImDAN GEçmİYOR >> 6’da benzeri şekilde rahatsızlıkla de altı polis müşteCkMYiB sıfatıy la, avukatlar Diren Yeşil, Erkan Ünüvar, Gökmen Yeşil, Hatice Nur Gök, Anıl Başoğlu, Kemal Aytaç, Kıvanç Kayaoğlu, Özge Serdar ve Sevinç Sarıkaya da şüpheli sıfatıyla yer aldı. ‘Orantılı güç’ İddianamede, 6 Nisan 2017’de “sosyal medya üzerinden İstanbul Adliyesi içerisinde izinsiz toplantı ve gösteri yapılacağı yönünde çağrı yapıldığı” öne sürüldü. Çağdaş Avukatlar Grubu ve Halkın Hukuk Bürosu’ndan yaklaşık 30 avukatın adliye binasının girişinde bulunan Themis heykellerinin önündeki merdivenlerde toplanıp, oturma eylemi yaptıkları, bu şekilde kamu binası içerisinde izinsiz toplantı ve gösteri yaptıkları iddia edildi. İddianamade, avukatlara adliye binası içerisinde yasadışı toplantı ve basın açıklaması yapılamayacağının anlatılarak dağılmaları yönünde ikazlar yapıldığı savunuldu. İzinsiz toplantı yaptığı ileri sürülen avukatların dağılmamakta ısrar ettikleri, bunun üzerine kolluk kuvvetleri tarafından “orantılı güç” kullanılarak dağıtıldıkları iddia edildi. l İSTANBUL BAKAN’A ‘YAVAŞ KONUŞ’ DEYİNCE SALONDAN ÇIKARILDI Robota da ifade özgürlüğü yok Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın internet yayınlarına sansürü savunduğu Güvenli İnternet Günleri etkinliği bir başka sansüre sahne oldu. Arslan’ın güvenli internetin önemine dikkat çekerken programın sunucusu olan robot Sanbot araya girerek “Yavaş konuş, ne diyorsun anlamıyorum” dedi. Sanbot daha sonra da “Neden bahsediyorsun’ deyince Bakan Arslan kızdı ve “Değerli arkadaşlar belli ki birileri robotu kontrol etmek durumunda. Kontrol görevini hangi arkadaşımız yerine getiriyorsa gereğini yapın lütfen” dedi. Bakan’ın konuşması sürerken, robot Sanbot, salondan çıkarıldı. l ANKARA / Cumhuriyet İnsan tanıyor, diyalog kuruyor Çinli bir firma tarafından geliştirilen Sanbot, Türkiye’de de satışa sunuldu. Sanbot’un, üzerinde kendi yazılım platformu bulunuyor. İnsan ve nesneleri tanıyabilen robot, izleme, konuşma, algılama, yüz tanıma gibi özelliklere de sahip. Sanbot’un ayrıca projeksiyondan görüntü oynatma, müzik çalıp dans etme gibi yetenekleri de bulunuyor. Sanbot, katıldığı etkinliklerde insanlarla diyalog da kuruyor. DÖRT BARIŞ İMZACISI Akademisyenlerin davası başladı Barış İçin Akademisyenler’in “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan Prof. Dr. Fulya Atacan, Yrd. Doç. Burak Ülman, Meriç Taylan Mutlu ve Fırat Çapan’ın Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 34. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davalarının ilk duruşması dün yapıldı. Mahkeme duruşmayı 510 Temmuz’a erteledi. Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianamede imzacı akademisyenler, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 7/2 maddesinde yer alan “Terör örgütü propagandası” ile suçlanıyor. Barış İçin Akademisyenler’e yönelik davalar 5 Aralık’ta başladı. Şimdiye dek yargılanan 106 kişiden 14’ünün duruşmaları görüldü. l Haber Merkezi Kurkut’u vuran polis için ret Diyarbakır’da geçen yıl 21 Mart’ta Nevruz kutlamaları öncesi vurularak öldürülen 23 yaşındaki üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un ölümüyle ilgili polis memuru Y.Ş. için Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi de tutuklama talebini reddetti. “Olası kastla öldürme” suçundan müebbet hapis istemiyle dava açılan Y.Ş’nin Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 14 Aralık’ta görülen ilk duruşmasında Kurkut ailesinin avukatları ve duruşma savcısının tutuklama yönündeki talebi reddedilmişti. Kurkut ailesinin avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir, karara karşı bir üst mahkeme Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etmişti. l DİYARBAKIR/Cumhuriyet Yandaşın ev yalanı çöktü Gazeteci Can Dündar’dan ev satın aldığı için tutuklanan avukatlara FETÖ üyeliğinden dava açıldı. İddianamede, Can Dündar’a yöneltilen açıktan para alma suçlamasına ilişkin bir kanıt yer almadı İktidarın yayın organı Sabah gazetesi, Can Dündar ve Erdem Gül’ün Anayasa Mahkemesi’ne başvurusunun incelendiği hafta Dündar’ın MİT TIR’ları haberi için açıktan para aldığını ileri sürmüştü. Sabah, haberini “MASAK’ın ulaştığı şok detay: MİT TIR’ları manşetinin bedeli 3.5 milyon TL” başlığıyla duyurmuştu. Savcı İrfan Fidan da Sabah’a servis edilen bu bilgileri bir ay sonra dava dosyasına göndermişti. Tutuklu avukatlar hakkında düzenlenen iddianamede MASAK’ın böyle bir tespitinin olmadığı ortaya çıktı. İddianamede Can Dündar’ın şüpheli avukatlara ev satışına değinilmesine karşın, MİT TIR’ları haberleri ile gayrimenkul satışı arasında nasıl bir bağlantı olduğuna ilişkin hiçbir tespit yer almadı. Tam tersine avukatlar hakkında “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini temin etme ve açıklama” suçlarından takipsizlik kararı verildi. Avukatlarla ilgili soruşturma, gazetemizin eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Can Dündar Gül’ün MİT TIR’ları haberleri nedeniyle tutuklu olduğu sırada başlatılmıştı. 2 yılda iddianame Soruşturmada avukatlar Bekir Mustafa Yılmaz, Atilla Tarık Çilekçi, Faruk Öksüz ve Sönmez Ahi tutuklanmış, sadece Faruk Öksüz 13 Temmuz 2016’da tahliye edilmişti. Üç avukatın yaklaşık 2 yıldır tutuklu bulunduğu soruşturma 2 yıl sonra tamamlanabildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Mustafa Okan Yaman tarafından hazırlanan iddia namede, dört avukatın örgüt üyeliği suçlamasıyla 15’er yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları istendi. İddianamede, Atilla Tarık Çilekçi’ye örgüt liderinin yakınında bulunması, örgüt toplantılarına katılması, Ömer kod adını kullanması, yargı ve emniyet mensupları ile davalarla ilgili görüşmesi, örgüt üyelerinin gezi ve seminerlerini organize etmesi, örgüt liderinin görüşmek için bizzat kendisini çağırması, örgüt lideri ile görüntülerinin bulunması, ByLock kullanıcısı olması suçlamaları yöneltildi. Sönmez Ahi’ye, Hamza Celepoğlu’nun avukatı olması, Bekir Mustafa Yılmaz ile birlikte Can Dündar’ın evini satın alması, firari savcı Zekeriya Öz ile irtibatlı olması, Ankara’da “abilik yapması”, Bank Asya hesabının bulunması gibi eylemler suçlama olarak yöneltildi. Bekir Mustafa Yılmaz’a ise kendisi ile aynı gün yurtdışına çıkış yapan kişilerin örgütle ilişkili kuruluşlarla parasal bağlantısı bulunması, “ByLock kullanmış olabileceği”, Sön mez Ahi’nin ortağı olması, FETÖ Çatı soruşturması şüphelisi kişilerle irtibatlı olması gibi suçlamalar yöneltildi. Faruk Öksüz’e ise, örgütün avukat yapılanması içerisinde yer alması, TUSKON’un avukatı olması, örgüt toplantı ve sohbetlerine katılması, dijital materyallerinde örgüt liderinin fotoğraf ve videolarının bulunması, FETÖ Çatı soruşturmasında adı geçenlerle irtibatlı olması ve ByLock kullanıcısı olması suçlaması yöneltildi. Akar’ın da avukatı İddianamede Sönmez Ahi’nin, MİT TIR’larını durduran savcı olarak bilinen Hamza Celepoğlu’nun avukatlığını üstlenmesi bir kanıt olarak yer alıyor. Ancak Ahi, sadece Celepoğlu’nun değil Hulusi Akar, Necdet Özel, Yaşar Güler gibi isimlerin de avukatı. Avukat Ahi’nin tüm bu subaylarla vekâlet ilişkisi Genelkurmay Başkanlığı Sandığının avukatı olmasından kaynaklanıyor. Ahi, bu kapsamda basında çıkan yanlış haberlere cevap ve düzeltme göndermekle görevlendiril miş. Ancak iddianame sadece Hamza Celepoğlu’na odaklanıyor, Hulusi Akar ve diğer isimlere değinilmiyor. Dava haberi, Anadolu Ajansı başta olmak üzere iktidar güdümündeki tüm yayın organlarında “Dündar’ın evini satın alan avukatlara dava” benzeri başlıklarla duyuruldu. Dündar’ın evini satın alan avukat sadece Bekir Mustafa Yılmaz. Sönmez Ahi, onun ortağı olduğu ve bir telefon görüşmesinde “evi biz aldık” dediği için suçlanıyor. Atilla Tarık Çilekçi’nin evle ilgili suçlanma nedeni ise Ahi’nin bacanağı olması ve FETÖ’yle bağlantılı olduğu ileri sürülen Aydınlı Grubu’nun avukatı olması. Böylece, Dündar’ın evini sattığı avukatın, ortağının, bacanağı da müvekkili nedeniyle “ev alan avukat” oldu. İddianame, gazetemizin 18 yazar ve yöneticisinin yargılandığı davayı gören İstanbul 27. Ağır Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme iddianamenin kabulü veya reddine ilişkin iki hafta içinde karar vermesi gerekiyor. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle