18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7.18 milyon ton kömür Türkiye’de termik santrallarda 2017 Aralık’ta, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 25 artışla, EKONOMİ 7.18milyontonkömüryakıldı. DOLAR 3.7840 0.1 kuruş AVRO 4.6540 0.1 kuruş FAİZ BORSA 12.98 0.02 puan 118.791 1.27 puan 8 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY Çıkardığı yasaya uymadı ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 1091.67 3.28 lira 162.45 49 kuruş Salı 27 Şubat 2018 Tarım Kanunu’na göre çiftçiye bu yıl verilmesi gereken destek miktarı 34.5 milyar TL. Hükümetin açıkladığı ise 14.5 milyar TL. ‘Mazotun yüzde 50’si bizden’ sözü havada kaldı Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) dahil olan çiftçilere 2018’de verilecek tarım sal destekler yerinde saydı. Bakanlar Kurulu’nun “2018’de Yapılacak Tarım sal Desteklemelere İlişkin Kararı”na göre, 2018’de dekar başına verilecek mazot deste ğinde ancak 14 TL arasında ar tış yaşanırken, gübre desteği geçen yıl ki seviyesinde kalarak 4 TL oldu. Buna göre Tür kiye Tarım Hav zaları Üretim ve Destekleme Mo deli kapsamın GAMZE BAL da buğday, arpa, çavdar ve yulaf için dekar başına verilen mazot desteği 13 liradan 15 liraya; pamuk ve çeltik için verilen 36 liralık mazot desteği ise ancak 40 liraya çıkartıldı. Hükümetin 2006’da çıkar dığı Tarım Kanunu’na göre, GSMH’nin yüzde birine denk ge len tarımsal destekle melerin 2018 için 34.5 milyar lira ol duğunu anımsa tan TMMOB Zira at Mühendisleri Odası İstanbul Şu be Başkanı Ahmet Atalık, hü kümetin açıkladı ğı des teğin 14.5 Ahmet Atalık mil yar lirada kaldığına dikkat çekti. Çiftçinin mazot maliyetlerinin yüzde 50’sini 2018’den itibaren hükümetin karşılayacağına yönelik açıklamaları da hatırlatan Atalık, “Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 2017’de verdiği mazot desteği 700 milyon lira. 2018’de verecekleri destek bu rakamın ancak 7’de biri ediyor; yüzde 50’si değil!” dedi. Çiftçilerin yıllık ödediği vergilerin yüzde 60’ını yalnızca mazot harcamasının oluşturduğunu aktaran Atalık, açıklanan mazot desteklerinin piyasada kullanılan mazot fiyatlarının 17’de biri olduğunun altını çizdi. Neden ithalat? Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü Müdürlüğü’ne göre, çiftçilerin mazot harcaması için yıllık ödediği vergi tutarının 4.3 milyar lira olduğunu belirten Atalık, bu rakamın akademik yayınlara dayandırıldığında 10.7 milyar liraya çıktığını dile getirdi. “Verilen tarımsal destekler ancak 13 liradan 15 liraya, 36 liradan 40 liraya çıkabilmiş. Kaldı ki yalnızca destekle de olmaz. Bu desteklerin amacına uygun kullanılıp kullanılmadığı da araştırılmalı. Bu kadar çok destek veriyorlarsa nohuttan, kuru fasulye ve ete kadar yapılan ithalat niye” dedi. Tarım abluka altında 2017’de çiftçinin aleyhine olan durumlardan biri, verilecek tarımsal desteklerin üreticinin borcuna bile yetmemesi olmuştu. Tarımsal desteklerin amacının çiftçileri kırsalda tutabilmek ve üretimlerini canlandırmalarına yardım etmek olduğunu anımsatan Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı Hüseyin Demirtaş, çift çilerin AKP hükümetlerinden 102 milyar TL’nin üzerinde alacağı bulunduğuna dikkat çekerek “Devlet her yıl çiftçiye borçlu kalıyor” dedi. Bu yıl ki tarımsal desteklerin de yetersiz olduğunun altını çizen Demirtaş, hükümetin bu borcunu ödemek için herhangi bir girişimde bulunmadığını, aksine çiftçinin 2017’de alması gereken desteğin GSMH’nin yüzde 1’inde kaldığını dile getirerek “Çiftçiye ürün çeşidine göre dekar başına verilen mazot 15 liraysa, bunun çiftçiye maliyeti en az 2 katı daha fazla. Üretici o paraya traktörünün mazot ihtiyacını karşılayamıyor. Bu destekler her yıl birkaç lira artırılıyor ancak gübre hep 4 lirada sabit. Türkiye tarımı abluka altında” diye konuştu. Tohumda yerli payı artıyor Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) ile Türkiye Odalar Borsalar Birliği’nin (TOBB) birlikte düzenlediği 13. Kartepe Ekonomi Zirvesi 2325 Şubat 2018 tarihinde Kocaeli Kartepe’de gerçekleştirildi. Zirve kapsamında konuşan Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Başkanı Kamil Yılmaz, “2017 sonu itibarıyla ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 73’e çıktı. Buna fide, fidan ve süs bitkileri eklendiğinde bu oran yüzde 90’ın üzerine çıkmıştır” dedi. Yılmaz, yaptığı sunumda 1990’da 97 bin ton olan sertifikalı tohumluk üretiminin 2016’da 958 bin tona, 2017’de ise 1 milyon 49 bin 361 tona yükseldiğini söyledi. Türk tohumculuk sektörünün geldiği son noktaya ilişkin bilgiler veren Yılmaz, tohumun, insanların beslenme ve giyinmesinde çok önemli bir sektör olduğunu belirtti. Tohumluk üretiminin 2007’de 325 bin ton iken 2008’de kurulan ve bugün 43 bin üyeye ulaşan TÜRKTOB’un çalışmaları sayesinde rakamın ciddi artış göstererek 2010’da 497 bin tona yükseldiğini dile getiren Yılmaz, ondan sonraki yıllarda da sektörün istikrarlı bir ilerleme sağladığını söyledi. Eximbank 1 milyar arıyor Türk Eximbank, ABD piyasalarından fon sağlamak amacıyla yatırımcılar ile bir araya geldi. Banka, 1923 Şubat tarihleri arasında Genel Müdür Adnan Yıldırım başkanlığında bir heyetle ABD’de Citibank koordinatörlüğünde bir dizi toplantı gerçekleştirdi. Türk Eximbank, ihracatın orta/uzun vadeli finansmanına verilen desteğin arttırılmasına yönelik olarak 2018 yılında toplam 1 milyar dolar tutarında yurtdışı tahvil ihracı gerçekleştirmeyi planlıyor. Bankadan yapılan açıklamada, “ABD’nin New York, Boston ve Los Angeles şehirlerindeki önde gelen ve toplamda 1 trilyon ABD dolarının üzerinde iş hacmi olan dünya çapında tanınmış varlık yönetim, sigorta ve hedge fonu şirketlerinden oluşan 13 yatırımcı kuruluş ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir” denildi. l Ekonomi Servisi Kırşehir Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesi kararına tepki gösterildi. İYİ Parti Kırşehir İl Başkanı Müfit Göçen, “Biz Türkiye iyi olacak dedikçe birileri Türkiye’yi nasıl karıştırırız diye bunun hesabını yapıyor” dedi. AKP yabancıya çalışıyor CHP’li yöneticiler, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi kararının ardından, Ankara Şeker Fabrikası’na destek ziyaretinde bulundu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl AKP iktidarına, “Uluslararası firmaların ekmeğine yağ sürmek için bir politika yürüteceksiniz, sonra da çıkıp biz milliyiz milliyetçiyiz diyeceksiniz, hadi canım ordan” diye seslendi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, Denizli Milletvekili Kazım Arslan, Ankara Milletvekilleri Necati Yılmaz, Murat Emir, Nihat Yeşil ve CHP Kadın Kolları’ndan oluşan bir heyet Ankara Şeker Fabrikası’na giderek özelleştirme kararına tepki gösterdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, her zaman emekten ve emekçiden yana olduklarını belirterek “Biz gün geldi Soma’daydık, gün geldi Roboski’deydik, Tekel işçilerinin o şanlı direnişinde yalnız bırakmamıştık. Bugün de Şeker Fabrikası emekçilerinin yanında olmaya devam edeceğiz, biz alın terine değer veriyoruz çünkü kendi emek leriyle evine ekmek götürenler bu ülkenin değerine değer katanlardır” diye konuştu. Birçok özelleştirmenin olduğunu anımsatan Bingöl, “Sümerbank’ı özelleştirenler, Tekel’i özelleştirenler memleketin birçok değerini, cumhuriyetin kazanımlarını başkalarına peşkeş çekiyor” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Gıda reklamlarında sağlıklı adım Reklamveren ler Derneği’nin Sorumlu Rek lamcılık Yürüt me Kurulu’nda yer alan gı da ve içe cek firmala rı, çocukla ra sağlıklı yaşam alış kanlıkları kazandırıl ması ve bu Ahmet Pura alışkanlık ların toplum genelinde yaygınlaştırılması hedefiyle 11 markanın imzaladığı ‘Ulusal Gıda ve İçecek İttifakı Türkiye Taahhüdünü’ hayata geçirdi. Reklamverenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Pura, “İmzacı 11 firma, daha önce bireysel aldıkları tedbirleri şimdi bir adım öteye taşıyarak, kolektif olarak alacakları gönüllü önlemlerle; çocuklara sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandıracak” dedi. Taahhüdü Coca Cola, Danone, Eti, Ferrero Türkiye, Mars Gıda, Mondelez International, Nestle, PepsiCo, Uludağ İçecek, Unilever ve Yıldız Holding imzaladı. Atılan imza ile çocuklara yönelik beslenme kriterlerine uygun olmayan ürünlerin reklamı yapılmayacak, aşırı tüketim özendirilmeyecek. İttifakın aldığı kararlar şöyle: n İzleyici kitlesinin yüzde 35’lik kısmı 12 yaşın altındaki çocuklar olan programlarda, ortak beslenme kriterleri ni sağlamayan ürünlerin reklamı yapılmayacak. n Reklamlar, ebeveyn otoritesine zarar vermeyecek, çocukları yanlış yönlendirmeyecek. n Çocuklar için piyasaya tuz, şeker ve doymuş yağ ve trans yağ asitleri azaltılmış seçenekler sunulması üzerinde çalışılacak. n Okullarda talep ve kabul edilenler dışında, ilköğretim okullarında ürünlerle ilgili iletişim yapılmayacak. l İSTANBUL /Cumhuriyet Normal bir kanunmuş gibi İttifak yasa teklifi, bugün TBMM Anayasa Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacak. İttifak sözcüğünün, anlaşma, bağlaşma, oybirliği gibi farklı anlamları var. Dikkat edilirse hepsi de olumlu. Dahası bu teklifteki modelin tam adı Cumhur İttifakı. Türkiye’ye yabancı birine vereceği ilk izlenim, iyi bir şey yapılıyor olduğu. Halk bir araya gelmiş, birleşmiş, daha ne istenir ki. Zaten, gerici, tahribata yol açan bir uygulamayı olumlu anlama gelen kavramla yaymak, AKP’nin başarı hanesine kaydı gereken başlıklar arasında yer alıyor. Getirilen seçim kuralları, can çekişen demokrasiyi bitirecek, Cumhuriyeti de taammüden öldürecek içerik taşımasına karşın; yararlı bir düzenleme gibi sunuluyor. Bunda kalıcılaşan OHAL rejimi ile televizyon kanalı ve gazete görünümlü propaganda aygıtlarının rolu büyük. Hal böyleyken, İttifak kanun teklifini normal bir yasama faaliyeti gibi değerlendirmek ya da buna etki edecek konumda olunduğu halde, sokaktaki adam gibi hayretler içinde kalarak eleştirmek biraz tuhaf kaçıyor. CHP seçmeni açısından, oy verdiği partiden, durumun vahametine uygun bir tutum geliştirmesini beklemek doğal hakkı. Fakat ana muhalefet cephesine baktığımızda, fark yaratacak meşru bir eylemselliğin işaretleri görünmüyor. Oysa kanun teklifinin stratejik bir hedefle hazırlandığı ortada. O kadar stratejik ki, iktidar partisinin yanında yedeklenmeyecek, muhalefet kanadındaki siyasi partileri etkisizleştirmek uğruna ince ince çalışılmış. Üstelik son aşama Yunan tragedyaları gibi: Hedefe ulaşırken, terk edeceği parlamenter rejimin yasama organına başvuracak. Hani onlarca OHAL KHK’si çıkarırken “takmadığı” yasama organına. Eninde sonunda Eğer çok istisnai bir gelişme, olağanüstü bir durum yaşanmazsa, bugün görüşülmeye başlanacak kanun teklifi, CHP ile HDP temsilcileri ne kadar itiraz ederlerse etsinler, ne kadar aleyhte konuşurlarsa konuşsunlar, ne kadar süreci uzatmaya çalışırlarsa çalışsınlar ve bunların neticesinde ne kadar gerilimli ortamlar yaşanırsa yaşansın, aritmetik üstünlükle Meclis’te yasalaşacak. Üstelik bu yapılırken, iktidar partisinin temsilcileri, büyük olasılık nazik ve serinkanlı tutumlar sergileyecek. Tersine durumda bile, Meclis çatısı altında ne kadar büyük kavgalar, tartışmalar, laft atmalar, bu laf atmalardan kaynaklı molalar, ara vermeler, ertelemeler yaşanırsa yaşansın, en nihayetinde bu metin iktidar partisinin aritmetik üstünlüğü ve hiyerarşik yapısıyla yasalaşacak. Oyları “hayır” bile olsa, ana muhalefet partisinin Meclis’teki varlığı, gelinen noktada anayasaya aykırı bu kanun teklifinin yasalaşmasında araçsal bir işlevi kendiliğinden üstlenmiş olacak. Şüphesiz Türkiye’yi bu noktaya getiren eşik sayısı bir değil. Fakat, gelecek yılki genel seçimde imtiyazlı parti, imtiyazlı pusula, silahların gölgesinde seçim sandıkları icat eden bir “teklif”, rahat rahat Meclis’e getirilebildiyse, bunda anayasaya aykırı dokunulmazlıkların kaldırılmasına “evet” denilmesi ile şaibeli 16 Nisan referandum sonucunu meşrulaştıran hızlı kabulün payı büyüktür. Özetle, İttifak teklifi normal bir kanun teklifi metni değildir. Bu metnin milyonlarca yurttaşın iradesini geçersiz kılma potansiyeli içerdiği iyi bilinmelidir. Bilinmesi gereken daha daha yaşamsal gerçek ise bu ülkenin milyonlarca yurttaşının kendisini bu kadar saha dışına iten, ötekileştiren bir kurallar bütününü hak etmediğidir. KISA... KISA... l Netaş, 3. havalimanına Veri Merkezi Bulut Otomasyon Sistemi kuracak ve işletecek. Havalimanının 25 yıl işletmesini üstlenmiş olan İGA ile Netaş, 7.9 milyon Avro’luk sözleşme imzaladı. l Citigroup, HSBC ve Standard Chartered gibi büyük batılı bankaların, Çin’in ‘Kuşak ve Yol’ projesinde rol almak için birbirleriyle yarışıyor. Birçok banka, proje ile bağlantılı onlarca anlaşma imzalamayı başardı. l Türkiye’de 2017’de kurulan yabancı sermayeli şirket sayısı, bir önceki yıla göre yüzde 6.3’lük artışla 5 bin 930’a çıkarak son 5 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. l Hannover’de Robot Akademisi ortaklığına imza atan Türkiye’nin Makinecileri, 1518 Mart tarihleri arasında 6 fuarı tek çatı altında toplayacak olan WIN EURASIA’ya hazırlanıyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle