21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 25 Şubat 2018 16 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: EMİNE BİLGET ‘Ülkem çiçek bahçesi gibi olmalıydı’ söyleşi Vedat ARIK Türkiye’nin ‘Çiçekçi Kız’ı, hanımağası ve Nurhayat’ı Selda Alkor uzun bir aradan sonra ‘İki Yaka Yarım Aşk’ adlı kısa filmle setlere döndü. Sürekli dizi teklifleri aldığını ama bir türlü sonuca ulaşmadığını söyleyen usta oyuncu biraz sitemli, “Selda Alkor diye iyi bir oyuncu vardı diyecekler ve bir bakacaklar ben yokum” diyor ‘Hayatımın en güzel tesadüfü’ Öznur OĞRAŞ ÇOLAK Yıllara meydan okuyan usta oyuncu, sinemaya 1965’te Ses Dergisi’nin açtığı yarışmada birinci olarak başladı. İlk olarak “Cumartesi Senin Pazar Benim” adlı filmle kamera karşısına geçen sanatçı, filmin çekimlerini dün gibi hatırlıyor. O günü, “Heyecandan dizlerim titriyordu, üşü n Tüm Türkiye sizi “Çiçekçi Kız” ile tanıdı. Hayatınızda iki kez bu rolü oynamışsınız, ilki ilkokuydaykenmiş sanırım. Güzel ve ilginç bir tesadüf... İlkokul 5. sınıfın bitirme imtihanları sırasında yapılan bir müsamerede başrol oynadım. Adı da “Çiçekçi Kız”dı, ben de çiçekçi kızı oynamıştım. Hayatımım en güzel tesadüfüydü, evet. Her filmimi yaparken çok severek elimden geleni yaptım. Tabii çok bilgisizdik, tecrübesizdik o zamanlar. Belki şimdi yapsam bütün hepsini bu birikimle, bu aklımla çok daha güzel olurdu ama o gençliğin verdiği saf, tertemiz duygularla, o heyecanla olmazdı. Hâlâ seyrederken çok keyif alıyorum. n ‘İki Yaka Yarım Aşk’ sizin ilk kısa filminiz oldu? Nasıl bir tecrübeydi? Çok eğlenceli ve keyifliydi. Seti, kamerayı çok özlemişim. Ben bu filmle mübadeleyi öğrendim. Çok acılar çekilmiş, çok ölümler, kayıplar yaşanmış. Keşke bütçesi daha çok olsa da çok kitlelere ulaşsa. 28 Şubat’ta Büyükçekmece Atatürk Kültür Merkezi’nde saat 19.30’da gösterilecek film ve oyuncular orada olacağız. müyordum ama çenelerim vuruyordu” diye anlatıyor. İkinci filmi Ayhan Işık ile birlikte oynadığı “Güneşe Giden ‘Siyasetten hep Yol”... Sonra “Çiçekçi Kız”... Artık Selda Alkor’u tüm Türkiye tanıyordu. Rol aldığı filmlerin, sinemanın tabi uzak durdum’ riyle festivallik filmler olmadığını, ama bütün bu ticari filmlerin çok büyük işler yaptığını ve Türkiye’de çok beğenildiğini bildiğini söyleyen usta oyuncu, “Benim arkamda bir Memduh Ün, n Hayatınızın rolünü canladırdınız mı? Ya da mutlaka bu karakteri oynamalıyım dediğiniz bir rol var mı? Bizler sanatçılar, oyuncular bi Türkiye bazen siyasal tarihinde olmaması gereken olaylarla karşılaşıyor ve ne yazık ki hükümetler bazen olmaması gereken siyasal hatalar yapıyor. Ya Türker İnanoğlu ya da Atıf Yılmaz yok raz rol arsızı oluyoruz. Ben şimdi ni bunu yorumlamak, söylemek tu. Tabii ki ben ticari filmler de oynaya ye kadar yaptıklarıma bakıyorum, bana düşmez. Ben neticede bir caktım ama oradaki başarım beni Sel hayır bunlar benim kafamda, ken gariban halkım. Benim bir tane da Alkor yaptı. Halkın bana verdiği en dimi en iyi şekilde gösterebilece cik oyum var, aklım kime yeter büyük ödül bu” diyor. Uzun bir aradan sonra sete geri dönen Alkor, Nurdan Tümbek Tekeoğlu’nun yönettiği kısa film “İki Yaka Yarım Aşk”ta rol alıyor. Yeni dizi projeleri için tekliflerin geldiğini ama bir sonuca varmadığnı söyleyen oyuncu “heyecanla bekliyorum” diyor. Gazetede buluştuğumuz Alkor ile si ğim roller değil gibi geliyor. Ama Türk sinema seyircisi çok beğeniyor. Hâlâ unutamadık dedikleri roller var. “Senede Bir Gün”deki ‘Nazlı’ karakterini ve ‘Çiçekçi Kız’ı hâlâ hatırlıyorlar. “Buzlar Çözülmeden” filmindeki ‘Fatma’yı unutmamışlar. Bunları söylüyorlar 50 sene sonra, çok şaşırıyorum ve mutlu oluyorum. Son za se ona atarım. Dolayısıyla keşke Türkiye’de hiç bu siyasal yanlışlar olmasaydı. Hiç kimse asılmasıydı, devrimler olmasaydı diyorum. Ben hep bunu düşündüm, hep bir çiçek bahçesi gibi gördüm. Belki sanatçı olmanın yarattığı bir duygu bu. Siyasete girmekten hep uzak kaldım. Tabii ki benim de siyasi fikirle nemadan, diziye, günümüze ve siyasete manlarda yaptığım dizilerin ka rim var. Eğer ben bu ülkede ya keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. rakterleri de etkiledi seyirciyi ta şayan bir insansam, bir vatandaş ‘Hiç unutmuyorum’ bii. “Asmalı Konak”, “Çemberim olarak benim de siyasi görüşle de Gül Oya” unutulmuyor. rim var. Ama bunları böyle orta n Kamera karşına çıktığınız ilk günü hatırlıyor musunuz? İlk filminizde iki usta oyuncu ile oynamışsınız, nasıl bir tecrübeydi? Hiç unutmuyorum. Hiç bilmediğiniz bir dünya, bir mekân; ne yapacağınıza dair bir bilginiz yok. Ben alaylı bir oyuncuyum biliyorsunuz ama alaylı olsun, eğitimli olsun her şeyin kabiliyetle s‘Tiyaabsiii kgiöbreünşliemridmevar’ n “Çemberimde Gül Oya” demişken. Sıkıyönetim dönemlerini, zor yılları anlatan bir diziydi. Siz Türkiye’de yaşanan bütün sıkıyönetim dönemlerinin aslında canlı tanığısınız. Peki, sizce 15 Temmuz nasıl bir ger ya atmaktan ziyade yapabileceğim bir şey varsa onu yapmaya çalıştım. Dolasıyla siyasete pek bulaşmaktan hoşlanmıyorum. Eğer hoşlansaydım gelen belediye başkanlığı ve birçok partiden gelen milletvekilliği tekliflerini kabul ederdim. Ama ben sanatçı olmayı, oyuncu olmayı tercih ettim, şimdi de iş bekliyoruz, gele ilgili olduğunu düşünüyorum. Ben bir çekti? cek inşallah. staj bile görmeden direkt müdür olarak işe başladım. Bu da tamamen bir kabiliyet ve duygunun çok yoğun olduğu bir meslek. İlk gün için bir davetiye geldi, saçlarınız gece saçı olacak yazıyor. O zaman ‘Sanatta sansür böyle tepelere kadar topuzlar kabarık saçlar yapılırdı. Her biri minare gibi, âdet öyle. 18 yaşında genç bir kızım, gece kıyafeti giyilecek ve sizi alacaklar yazıyor. Beyoğlu’nda bir mekâna gel kabul edilemez’ dik, orası bile benim için çok yabancı. Evet, Beyoğlu’na gidiyorduk ama sine n “Büyük Adam Küçük Aşk” filmi Benim dışımda istifa eden de olmadı. yorsunuz ve yanlış anlaşılıyorsunuz. İn maya, Şan Müzikali’ne, o kadar. Bir gece kulubü, o zamanlar hovarda erkeklerin takip ettikleri yerlerdi gece kulüpleri. Adı da galiba Parizyen... Bir sinema setinin ne olduğunu ilk kez gördüm. Dizlerim titriyor, üşümüyorum ama çenelerim vuruyor. Öyle bir heyecan içerisindeydim; o duygu anlatılamaz. Çok ayrı bir kapı açılmış, içeri girmişsiniz ve hiç bilmediğiniz bir dünyadasınız, bir sürü insan, makineler, şarlo deniliyor, öyle tren gibi gidip geliyor. Yönetmen, oyuncu, bir de üstelik ilk filmimde iki usta oyuncu, Tanju Gürsu ve Fikret Hakan, ikisiyle oynuyorum. Ama o gün onlar yok. Tekli çekim. Yönetmenimiz de “Bak kızım burası gece kulubü sen de şarkı söylüyorsun” dedi. Ben de “Nasıl yani, ben nasıl şarkı söyleceğim” dedim! “Merdivenlerden iniyorsun ve ‘Gül Ağacı Değilem’ şarkısını söylüyorsun” dedi. Benim cevabım, “Öyle bir şarkı mı var” oldu. Yönetmen, “Biz şimdi koyacağız plağa, oradan duyar bir dönem İstanbul Film Festivali’nde gösterilmesi yasaklanmış ve siz üyesi olduğunuz Sinema, Video ve Müzik Eserleri Denetleme Kurulu’ndan istifa etmiş, bu yasağı kınadığınızı söylemiştiniz? Filmi seyreden insanlar çok iyi bilir öylesine anlamlı, çok iyi mesajları olan bir filmdi. Orada afişinin ismi “Hejar” olmuş ya da başka bir şey olmuş hiç fark etmez benim için. Festivale gönderilmemesi çok yanlış ve Türkiye adına bir ayıptı bana göre. O yasaklandı diye istifa ettim ve ayrıldım, benim yapabileceğim tek protesto buydu, daha başka bir şey yapamazdım. Ama çok şaşırdım ki birçok arkadaşım her zaman elle ri yukarıda olan arkadaşlarım, bu konuda o kadar duyarlı olamadılar. ‘Bizim sesimiz artık cılız kalıyor’ n Yasaklar ya da sansür karşısında sanatçıların sesi çıkarsa ses getirir, siz bir dönem telif hakları için de çok uğraş verdiniz? Evet, çok doğru ve gerçek sinemada her zaman belli seviyedeki sanatçıların sesi çıkarsa ses getirmiştir. Artık başka dönemdeyiz, artık gençler var. Ben hepsinin idealist ve sinemada çok güzel işler yapabilecek kabiliyette olduğunu biliyorum ve görüyorum. Artık onların sesinin çıkması lazım. Bizim sesimiz çok cılız kalıyor maalesef. Dediğiniz gibi sansür için zamanında Ankara’lara kadar yürüdük. Sırf sansürün ‘S’ harfini kaldıralım diye. Nitekim sansürsüz bir dönemi de yaşadık. Ama galiba her şeyde olduğu gibi yine abartıldı, her şey serbest gibi geldi insanlara. Kararında iş yapmasını mı bilemiyoruz acaba biz millet olarak. Mevlana’nın dediği gibi “haddimizi bilmemiz lazım”. Haddimizi bilsek her şey daha mı iyi olacak diye kendi kendime düşünüyorum. Sansür sinema için sanlar, bizlerin sanatçı olduğunu ve daima iyi ve güzel mesajlar vermek istediğimizi bilmesi lazım. Biz toplumun önünde olabilen kişileriz. Bize iyi davranacak bizi iyi tutacaklar ki o halka örnek olabilelim. Bunu artık bütün siyasetçiler, ilgili kişiler biliyor ama yapmıyorlar. İnşallah her şey iyi olur. İnşallah dönemi geldi, başladı. Uğraşacak yaşı çoktan geçtim, onun için ben de inşallah diyorum. n Telif hakları için de çok mücadele verdiniz? Ben telif hakları konusunda çok çalıştım ve arkadaşlarımın telif haklarını alması için Ankara’ya çok gittik. Ama kaç kişiydik biliyor musunuz? Ben, Füsun Demirel, bir de benim avukatım vardı. Bu kadarcıktık. Bu telif haklarının hepsini biz alacakmışız gibi sadece biz koşturuyorduk. Ne bir yerimiz vardı ne bir sekreterimiz. Bunlar profesyonel işler, izleme odaları olacak, avukatlar olacak, devletin arka çıkıp bizim yanımızda olması gerekirken, devletimiz dedi ki ben yaparım bu işi merak etmeyin. Yapımcılar pastanın bütün dilimleri bizim dedi. Bu mümkün değil bu telif hakkı konusunda sın” dedi. Ben çıktım tu son derece kötü, sanatta sansür ola herkesin bir dilimi var. Zamanın da pa tunarak iniyorum merdivenleri, yoksa düşeceğim. O şarkıyı söyledim ve ilk defa hayatımda şarkı söyledim. Yönetmen Aram Gülyüzdü. Kulakları çınlasın. maz. Niye getirip bu belayı gözümüzün önüne koyarlar ve çeşitli isimlerde bunu döndüre döndüre çıkarırlar. Yok sansür, yok başka bir şey olur, artık isimlerini vermek, yanlış kelimeler telavuz etmek istemiyorum. Çünkü bazen korku rayı ben verdim bütün pasta benim diyemezsin. Sonuçta bütün bunlarla uğraşırken çok zaman geçiyor ve insan ihtiyarlıyor ben ihtiyarlamak istemiyorum artık. Gerçekten çok yorucu günlerdi. Sonuca da ulaşamadık. ‘Çiçekçi Kız’ TELEVİZYON EDİTÖR: DEMET YALÇIN Yayın Akışı 09.00 İşimiz Estetik 10.00 Hafta Sonu 11.05 Şeffaf Oda 12.00 Haber 14.10 Yeşil Doğa 16.15 Bilin Deneyin 17.10 Sıradışı Bir Gün 18.20 Fark Yaratanlar 20.00 Başka Bir Dünya Mümkün 21.00 Haber 22.00 Gündem Özel 08.00 Burası Haftasonu 12.15 Tadında Hikâyeler 14.15 Güzel Hayat 16.00 Haber Bülteni 17.00 Seventies 18.45 Spor Bülteni 20.00 Ajanda 21.00 Teke Tek Özel 24.00 Haber Bülteni 01.00 Öteki Gündem 08.00 Mesut Yar Sunar 10.00 Özlem Denizmen ile Kadınca 12.15 Vahe ile Mutluluk 16.00 Dizi: Fazilet Hanım ve Kızları 18.45 Ana Haber 20.00 Dizi: Jet Sosyete 00.30 Yabancı Film: Polis Hikâyesi İntikam 09.45 Magazin D Pazar 13.00 Şule ile Vitrindekiler 14.00 Sahrap’la Anadolu Lezzetleri 15.00 Dizi: Gülizar 18.45 Ana Haber 20.00 Dizi: Çocuklar Duymasın 23.15 Dizi: Siyah Beyaz Aşk 08.00 Hafta Sonu Sabah Bülteni 12.00 Ses Ver Türkiye Ümit Zileli 13.00 Öğle Haber Bülteni 17.00 Yerel Gündem 19.00 Hafta Sonu Haber Bülteni 21.00 Cüneyt Akman ile Zamanın Ruhu 08.00 Hafta Sonu 10.00 Siname 12.00 Kafdağı’nın Ardında 14.00 Video Kolik 15.00 Genç Düşünce 17.00 Sağlıklı Formda Sohbetler 18.00 7 Gün 19.00 Kitap Dünyası 20.00 Haber Bülteni 21.00 Sinema 08.00 Çalar Saat Hafta Sonu 10.45 Dizi: Bizim Hikâye 13.30 Meryem Yıldırım ile Benden Söylemesi 15.30 Dizi: Şevkat Yerimdar 16.15 Dizi: Zehra 19.00 Ana Haber 20.00 Dizi: Savaşçı 00.15 İlk Buluşma 10.30 Yunus Günleri 12.10 Dağ Köyü Sakinleri 13.00 Emlak Savaşları 17.10 Yurtdışındaki Evim 18.00 Aşırı Pintiler 18.50 Ağır Yaşamlar 22.25 Ağır Yaşamlar: Şimdi Ne Yağıyorlar? 00.05 İnanılmaz Bedenler 09.00 Yabancı Film: Çılgın Dünya 11.30 Arka Plan 13.00 Haber Bülteni 13.30 Ekonomi Turu 14.00 Analiz 15.30 Dünya Turu 17.00 Anında Manşet 18.00 Haber Turu 20.30 Renkli Bir Gün 21.00 Türkiye’nin Yönü 22.30 Günün Dosyaları 09.00 Film: Büyük Fil 10.15 Film: Sürpriz Çocuk 12.45 Film: Cango: Ölüm Emri 14.15 Film: Zirveye Tırmanış 17.45 Film: Emma Hakkında 6 Nokta 20.00 Film: Kulübe 21.45 Film: Geçmişin İzleri 23.45 Film: Darwin’in Ödülleri BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Şevketibostan bitkisine verilen bir başka ad. 2/ Yeşilırmak’ın 1 2 3 4 1 A Z I T 2 3 4 ZIT AR RGA AF 5 M U T E 6 7 8 AK L AM LE RİN 9 K A K antik dönem 5 M U T E M E T E lerdeki adı... 6 A L R E Z E R V Antalya’da bir 7 K A L İ T E E R plaj bölgesi. 8 M E N R E Z E 3/ Hayvan yiyeceği... 9 KAK EVREN Belirti, iz. 4/ Hayvanlara vurulan damga... Bir tür kalın ve yünlü kumaş. 5/ Sivas’ın bir ilçesi... Yeşim Ustaoğlu’nun bir filmi. 6/ Yumur talık... Eski Mısır’da güneş tanrısı. 7/ Y.K. Karaosmanoğlu’nun bir romanı... Parlak kırmızı renkte bir süs taşı. 8/ Afyonkara hisar ilinde bir göl... Tarhana, bulgur yap mak için kullanılan, kabuğu soyulmuş ve kırılmış buğday. 9/ “Kuntra” da denilen ve kaliteli bir şarap veren siyah üzüm cinsi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Binlerce yıldır Anadolu’da ekilen bir buğday cinsi... Tavlada “bir” sayısı. 2/ Boğa güreşi yapılan alan... Bir tür kalın ve kaba kumaş. 3/ Osmanlılar döneminde Roma kentine verilen ad... Briçte iki manştan olu şan bölüm. 4/ Sahip... Balı alınmış petek... Olumsuzluk belirten bir önek... Genişlik. 6/ Yozgat ilinde ünlü bir höyük... Galyum elementinin simgesi. 7/ Yahudilikte bir nesnenin dinsel amaçlara uygunluğu... Bir cins erkek deve. 8/ Karakter... Uzlaştıran, anlaşma sağlayan kimse. 9/ Sanı... Deniz kıyısında dalga aşındırmasıyla oluşmuş sarp ve yüksek yer. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle