Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Perşembe 27 Aralık 2018 EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: FUNDA YAŞAR ER haber 5 Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan sanatçı Müjdat Gezen: Yine eleştiririm Sanatçı Metin Akpınar ile Halk Tv’de katıldıkları programda iktidarın baskılarına yönelik eleştirilerde bulunan ardından Cumhurubaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hedefe konulan ve ifadesi alındıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılan sanaçtı Müjdat Gezen, “Yarın dilimi kesseler, işaret dili öğrenirim yine gereken eleştiriyi yaparım” diye konuştu. Soruşturma sürecine ilişkin DW Türkçe’ye konuşan Gezen, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile polemiğe girmekten ve onun tarafından hedef alınmaktan korkup korkmadığının sorulması üzerine şu yanıtı verdi: “Hiç korkmuyorum. Korkutmak çok tehlikelidir. Ben bunların feriştahını yaşadım. Kenan Evren zamanında ayağımıza zincir vurdular. 12 Eylül’de, 12 Mart’ta çekmediğimiz kalmadı. Onların korkuları dağları aşmış belli ki. O kadar korkuyorlar ki. Hele İstanbul, Ankara, İzmir’i verirlerse, o korku artık ayyuka çıkacak. Herkese ‘haddini bil’ diyorsun. Bütün dün yaya parmak sallayor. O zaman sen de haddini bileceksin. ‘Haddini bil’ sözcüğü suçsa eğer sayın Cumhurbaşkanı her gün 200 kere suç işliyor.” Cumhurbaşkanına hakaret etmediğini, eleştirdiğini belirterek, hakaret edenin Erdoğan’ın kendisi olduğunu anlatan Gezen, “Ben hakaret etmedim ki. En son ‘işte bunlar imansızdır’ demiş. Benim imanımı, Allah yargılayabilir. Bir cumhurbaşkanı düşünün herkesi aşağılayacak, herkese hakaret edecek ama onu hiç kimse eleştiremeyecek. Böyle bir demokrasi yok, böyle bir dünya yok. Eleştirimde ne bir saygısızlık, ne bir terbiyesizlik, ne bir küfür var. Bize ‘ulan’ dedi. Değil Cumhurbaşkanı’na, sokaktaki çocuğa da demem onu. Sayın Cumhurbaşkanı şunu bilmiyor: Zannediyor ki bizim arkamızda kimse yok. Metin Akpınar’ın ve benim filmlerimiz ve oyunlarımızla büyüyen kitle, onun arkasında kitlenin 3 katıdır” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi akit yazarından tehdit ve haKARET Dinci Akit gazetesi yazarı Akif Bedir, Akpınar ve Gezen’i hedef alarak, “Geçti o devir bre pezevenkler” diye yazdı. Bedir dün yayımlanan “Bak şu konuşana” başlıklı yazısında şunları yazdı: “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla ifade veren oyuncu Metin Akpınar, ‘Bizim Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef gösteren, onun ismini anan, ona karşı bir hareketimiz katiyen olmaz. Biz ülkemizin refahı, milletimizin refahı için ter cih ettiğimiz temenni ettiğimiz demokrasiyi anlatmaya çalıştık’ demiş. Geçti o devir bre pezevenkler. Mizah adı altında milletle, milletin milli manevi değerleriyle, inancıyla savaş devri bitti. İpte sallandırılacak olanlar, mahzende ölüme terk edilecek olanlar sanat adına milletin sırtında boza pişirenler, milletin değerlerine ihanet eden pezevenkler olacaklardır. Sanatçı kisvesiyle milli iradeye kafa tutanların kafasını koparmak artık olması gereken bir rutindir.” CHP’den TTB’ye destek Kılıçdaroğlu, savaşa karşı çıkan hekimlerin yargılanmasının akıl tutulması olduğunu belirterek Atatürk’ün ‘Zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir’ sözünü anımsattı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Tabipleri Birliği (TTB) yöneticilerinin “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” görüşü nedeniyle yargılanmasının demokrasiye aykırı olduğunu belirterek “akıl tutulması” nitelemesi yaptı. CHP lideri Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve bazı milletvekilleriyle TTB’yi ziyaret ederek, destek ziyaretinde bulundu. Kılıçdaroğlu, yaptığı ziyarette TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman ve yönetim kurulu üyeleriyle görüştü. Kılıçdaroğlu, doktorların tıp gibi, insan sağlığı gibi hayatın her alanıyla bağlantı kurulabilecek bir alanda görüş beyan etmeleri kadar doğal bir şey olamayacağına dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi: “Savaş bir sağlık sorunu mu? Evet, sağlık sorunudur. Buyurun Yemen’e bakın. 5 milyon çocuk savaşın ortasında. İnsanlar birbirini kesiyor, öldürüyor, emperyal güçler onlara silah veriyor, ölen de öldüren de Müslüman. Buyrun Suriye’ye, Irak’a bakın. Bir hekimin, hekim birliğinin bütün bu duyarlılıkları dikkate alarak görüş beyan etmesi kadar doğal ne olabilir. ‘Siz neden görüş beyan ettiniz’ diye yargılanıyor arkadaşlarınız, bu bir akıl tutulmasıdır. Elbette sivil toplum örgütleri sadece kendi alanlarıyla ilgili değil, Türkiye’nin demokrasisi ile ilgili de görüşlerini beyan ederler.” Çifte standart Kılıçdaroğlu, CHP’yi eleştirsin ya da eleştirmesin görüşünü açıklayan bütün meslek kuruluşlarına saygı gösterdiklerini ifade etti. Kılıçdaroğlu, TTB’nin “Savaş bir sağlık sorunudur” diye görüş beyan etmesinin son derece doğal bulduklarını belirterek “Yargılanma sürecini ise demokrasiye aykırı bir tutum olarak görüyoruz. Ne diye yargılayacaklar? Savaşı, insanların öldürülmesini kim savunuyor. Bu ülkenin kurucusu, hayatı savaş meydanlarında geçti ama ‘zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir’ diyor. Siz kalkıyorsunuz 21. yüzyılda ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ dedi diye doktorları yargılıyorsunuz, kabul edilecek bir olay değil, bir akıl tutulmasıdır” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet CHP’nin seçim sloganları Kampanyada bahar vurgusu CHP’nin yerel seçim kampanyasında kullanacağı slogan ve materyaller belli oldu. Parti yönetimi tarafından hazırlanan kılavuza göre CHP, propaganda döneminde, “Martın sonu bahar” ve “Derman belediyeciliği” sloganlarını kullanacak. CHP’nin kampanyada kullanacağı materyallerde çiçekli görseller ve ilkbahara vurgu yapılması dikkat çekti. CHP, 31 Mart 2019’daki yerel seçim kampanyasında kullanılacak söylem ve materyaller için “görsel iletişim kılavuzu” yayımladı. Kılavuzda, iki ayrı slogan için, beyaz, kırmızı ve siyah zeminde üç ayrı logo hazırlandı. “Mart’ın sonu bahar” sloganının bulunduğu logonun altında ise çiçek görseli yer aldı. l MAHMUT LICALI / ANKARA Eski İBB başkanları ve BJK’yi ziyaret eden İmamoğlu’na halk sloganla karşılık verdi. İstanbul’u zulümden kurtarın İLAYDA KAYA CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) başkan adayı Ek kir. İstanbul yaz boz tahtası olacak bir yer değil. İstanbul’da gökdelen ve trafikten şikâyetçiyim” dedi. İmamoğlu da “Tüm tavsiyelerini Çelik’te eşlik ettii. Orman, “Beylikdüzü belediye başkanıyken bizim camiamıza çok desteği oldu. BJK kamu yararına bir dernek, siyaset rem İmamoğlu, dün eski İBB baş ze ihtiyacım var. İstanbul için ha işimiz değil ama dostane destek kanlarını ziyaret ederek, görüş ta yapma şansımız kalmadı. Ha liyoruz” idedi. Beşiktaş’ın taraftar alışverişinde bulundu. Ekrem İma tasız olmayabiliriz ama en aza in grubu Çarşı ile CHP ilçe başkanlığı moğlu dün ilk olarak Yeditepe dirmek için tecrübelerden yarar önünde buluşan İmamoğlu, “Çarşı Üniversitesi’nde eski İBB Başkanı lanmak isteriz” dedi. deyince insanın aklına güzel şeyler Bedrettin Dalan’ı ziyaret etti. Da İmamoğlu, daha sonra Vodafo geliyor. Dik duruşları var” dedi. lan, “İstanbul ibadetlerin en güzeli nepark Arena’da BJK Başkanı Fik Taraftarla, “Ekrem Başkan” slo dir. Ona talip olmak büyük cesaret ret Orman’ı ve BJK yönetim kurulu ganı eşliğinde Kartal Heykeli’ne ister. Cesaretinizi tebrik ediyorum. üyeleri Şafak Mahmut Yazıcıoğlu, kadar İmamoğlu ile birlikte yürü Hata yapmamak için İstanbul’da Ahmet Ürkmezgil ve Deniz Atalay’a düler. Yurttaşlarda İmamoğlu’na, yanlış yapmamak için tecrübe sa ziyarette bulundu. İmamoğlu’na “İstanbul’u bu zulümden kurtarın” hibi insanları iyi dinlemek gere Trabzonspor’lu Milli Futbolcu Lemi diye seslendi. l İSTANBUL Erdoğan hedef gösterdi bedeli RTÜK ödetticHeaFzloakxyTvaVeğ’ydeı SİNAN TARTANOĞLU Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Fatih Portakal ile Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ı hedef göstermesinin ardından RTÜK, re’sen hareket geçti. Halk TV ve Fox TV için “Toplumu kin ve düşmanlığa tahrik etmek, toplumda nefret duyguları oluşturmak” gerekçeleriyle ceza kesildi. Fox TV’ye “tarafsızlık ilkesini esas almamak” gerekçesiyle ek ceza verildi. Buna göre, Fox Haber’e 3 gün durdurma, Fox TV’ye 1 milyon TL’ye yakın ceza kesildi. Halk TV’ye ise yaklaşık 80 bin TL para cezası verildi. Halk Arenası programının ise 5 kez yayımlanması yasaklandı. Ayrıca Sözcü Yazarı Yılmaz Özdil’in “Erdoğan bir tane bira içmiş olsaydı bugün çok daha iyi bir Türkiye olurdu” sözleri nedeniyle Halk Arenası’na üç yayın durdurma cezası daha verildi. Böylece bir seferde Halk Arenası’na toplamda 8 yayın durdurma cezası verilmiş oldu. Fatih Portakal, Fox TV Ana Haber Bülteni’nde, Fransa’daki Sarı Yelekliler eylemleri ni anımsatarak “Hadi bakalım barışçıl bir eylemle zamları, doğalgaz zamlarını protesto edelim. Kaç kişi çıkacak korkudan endişeden sokağa?” yorumunu yaptı. Erdoğan, “Portakal mıdır, mandalina mıdır, narenciye midir sokağa çağırıyor. Haddini bil haddini. Bilmezsen haddini, bu millet patlatır enseni” sözleri ile Portakal’ı hedef gösterdi. RTÜK, Erdoğan’ın hedef gösteren açıklamalarının ardından hem Fox TV hem de Halk TV için, bir şikâyete dayalı olmaksızın resen harekete geçti. Üst Kurul’un AKP kontenjanından seçilen başkanı İlhan Yerlikaya, Fox TV için istenen cezayı az buldu. Buna göre Fox TV’ye 1 milyon TL’ye yakın ceza kesildi. Fox Ana Haber bülteninin 3 gün boyunca yayımlanmamasına karar verildi. l ANKARA ‘Sorgulamayın, konuşmayın’ RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi İlhan Taşcı, RTÜK’ün hızının “göz yaşartıcı” olduğuna dikkat çkerek, “Anlaşıldı ki, görev sırası RTÜK’e geldi, o da görevini yerine getirdi” dedi. RTÜK’ün aynı hızı Atatürk’e “zurnanın son deliği” denilen, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na küfre varan programlar için de beklediğini dile getiren Taşcı, “RTÜK siyasilerin basın üzerindeki ayar sopası değildir, olmamalıdır; buna izin verilmemeliydi” dedi. Verilmek istenen mesajın “düşünmeyin, eleştirmeyin, sorgulamayın, konuşmayın” olduğunu ifade eden Taşcı, De Gaulle’nin “Sartre Fransa’dır” sözünü anımsatarak “Metin Akpınar ile Müjdat Gezen de Türkiye’dir. Türkiye’nin siyasi hiciv ustası, ülkenin mizah hafızası olan iki sanatçının yargılanıp cezalandırıldığı yerde artık Türkiye ve bu toprakların mizahı yargılanmaya başlanmış demektir” ifadelerini kullandı. RTÜK’ün CHP’li üyesi İsmet Demirdöğen ise “RTÜK bedel ödetme ve ense patlatma kurumu haline dönüştürülmüştür. En masum düşünce açıklamaları bile belli merkezlerin hedef göstermesi ile suç sayılmakta ve RTÜK iktidarın susturma mekanizmasının bir dişlisi gibi kullanılmaktadır” dedi. Umutsuzluk, güvensizlik sarmışken hepimizi... Ayça Sertkaya’nın (Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Seramik Bölümü) “Değersizleşen İletişim” adlı çalışmasının önünde uzun süre duraklıyorum. Duvarda alçıdan posta güvercinleri, asılı gibi duruyor. Ayaklarındaki mühürleri bozulmamış mesajların okunmamış oldukları anlaşılıyor. Ayça, burada, mesajın yani iletişimin verilmesinin önlendiğine dikkat çekiyor. Güvercinlerin altında yere kadar uzanan beyaz bir bezde ise kör alfabesiyle yazılmış yazıları elbette biz okuyamıyoruz. Alın size yerine ulaşamamış bir mesaj daha. Ayça Sertkaya, bu çalışmasıyla iletişimin önemine dikkat çekerken aslında değersizleştirildiğini gösteriyor. İletişim önemli, ama ulaşamıyor, okunamıyor, anlaşılamıyor. Değersizleşiyor! Tam da içinde bulunduğum durumu özetliyor genç sanatçı adayı. Medya ele geçirilmiş. Gazete diye satılan kâğıt parçaları, ki satılmıyor aslında, pek alan da yok, bir paçavrada bile yer almayacak itham ve yalanlarla dolu olarak çıkıyor. Gerçekleri yazan, hâlâ dik duran bir iki, üç yayın organı ve fikir işçileri ise susturulmaya çalışılıyor, davalar ve cezalarla korkutuluyor. Boşluktaki gençler Geçen hafta sonu artık sadece sanata hizmet eden Galata Rum İlkokulu’nun salonlarında, ilki geçen yıl düzenlenen, Türkiye’deki güzel sanatlar fakültelerinin son sınıf öğrencilerinin uluslararası bir jüri tarafından seçilen işleri sergilendi. BASE 2018’i bu yıl 4 günde 10 bin kişi izlemiş. Benim yüreğimi acıtan, bu genç sanatçıların ne kadar karamsar, ne kadar mutsuz ve gelecekten ne kadar umutsuz olduklarıydı. Üstelik de bu gençler, istedikleri bir üniversiteye girmiş, bitirmiş ve hayata atılmak üzereler. Ya diğerleri? Türkiye’de 1529 yaş arasındaki genç nüfus 18 milyon! Ve bu nüfusun yüzde 30’a yakını, 3.7 milyonu boşta geziyor: Ne okulda, ne işte. İşsiz. Boşta, boşlukta. Hâlâ eğitimin içinde olan sadece yüzde 26’sı, yüzde 33’ü ise çalışıyor. Ekonomist Mustafa Sönmez, genç nüfusun böyle harcanıyor olmasının büyük bir israf olduğuna dikkat çekiyor. Sanatçısı da aynı sıkıntıyı duyuyor ki yarattıkları işlerde hep yok oluş, yok ediş, acımasızlık yer alıyor. Gençlerimize, hepsine ne kadar yazık ediyoruz! Bir vefa ve koruma Neyse ki koruyabildiklerimiz de var: Safranbolu. 42 yıl önce Süha Arın, sinema dersi verdiği BYYO’ndaki öğrencileri Nesli Çölgeçen, Kemal Sevimli ve Yalçın Yelence’nin yönetmen yardımcılığında “Safranbolu’da Zaman” isimli bir belgesel çekmiş ve bu güzel Karadeniz kasabasındaki mimari yapı ve ahşap konakların fark edilerek korunmasını sağlamıştı. Süha Arın’ın anısına vefa borcuyla o günün öğrencileri, bugünün belgesel yapımcıları olan o üç yönetmen yardımcısı, Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı yapımcılığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle “Zamanda Safranbolu” belgeselini çektiler. Geçen hafta ilk gösterimi yapılan 40 dakikalık belgeselde ilk çekilenden görüntülerle bugün o yapıların restore edilmiş ve hayata geçirilmiş görüntülerinin yer alması, bu anlamda bir ilk de sayılır. Bugün Safranbolu, mimarisiyle, o güzelim ahşap konaklarıyla yurtiçinde ve dışında biliniyor, tanınıyor. Ama yaşaması için orada yaşamak da gerekiyor! Koca konaklar bugün birer turistik otel olmuş ama yapılan tur programlarında bir gecelik konaklama ile ne kasaba, ne doğası; ne görülebiliyor, ne yaşanabiliyor. Safranbolu’ya gitmenin, kalmanın, sadece konaklarını değil, çevresini, ormanını yaşamanın da zamanıdır. Orayı yaşatmanın, Safranbolu Zamanı! Nesli Çölgeçen, Kemal Sevimli ve Yalçın Yelence ancak o zaman yaptıkları işten mutlu olacaklar. Hukukta emir komuta dönemi İki koca çınarın bir işaretle pazar günü açtırılan soruşturma ile pazartesi evlerinden alınıp sorguya götürülmesinin ceza muhakemeleri usulünde yeri olmadığına İstanbul Barosu Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu dikkat çekiyor. Rejimin değiştiğini biliyorduk ama hukuk da mı değişti? Cumhurbaşkanı konuşmasında birini işaret etti mi, ertesi gün o kişi ifadeye çağrılıyor, gereken yapılıyor. En son bir milletvekilini hedefine aldı. Hatta soruşturma açılmasını istemekle kalmadı, cezayı ve yöntemini de biçti. Önce tazminat, sonra ceza alacak, dedi. Milletvekilliği ve kürsü dokunulmazlığını bile umursamadı. Peki, bu talimata uymayacak yargıç var mı? Bu emir komutanın sonu nereye gidiyor? HDP MİLLETVEKİLİ LEYLA GÜVEN DAVASI Tahliye veren başkan değişti MAHMUT ORAL Tutuklu bulunan ve 49 gündür açlık grevi yapan HDP Hakkâri Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in dün görülen duruşmasında tahliye talebi reddildi. Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Güven katılmadı. Duruşmaya, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk ile HDP milletvekilleri ve sivil toplum kuruluşu yöneticileri katıldı. Duruşmada, daha önce Güven hakkında tahliye kararını veren mahkeme başka nının değiştirildiği görüldü. Mahkeme başkanının değişiklik gerekçesi ise açıklanmadı. Güven’in avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir, salonda bulunan ve Güven’nin savunmasını üstlenmek isteyen avukatların müdafi olarak tutanağa yazılmasını talep etti. Mahkeme başkanı, salonda bulunan avukatların isimlerini tutanağa geçirerek, daha sonra kimlerin müdafi olacağına mahkemenin karar vereceğini belirtti. Güven’in tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme duruşmayı erteledi. l DİYARBAKIR DOKUNULMAZLIK DOSYA SAYISI 149’A ULAŞTI Meclis’e 9 fezleke daha HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve AKP Aydın Milletvekili Rıza Posacı’nın da aralarında bulunduğu 8 milletvekili hakkında dokunulmazlık dosyası, TBMM Başkanlığı’na sunuldu. HDP Eş Genel Başkanı Buldan, HDP milletvekilleri Berdan Öztürk, İmam Taşçıer, Garo Paylan, Ahmet Şık ve Alican Önlü, CHP’li Yüksel Mansur Kılınç ve AKP Aydın Milletvekili Rıza Posacı olmak üzere 8 milletvekili hakkında 9 dokunulmazlık dosyasıyla birlikte Meclis’teki toplam dosya sayısı 149’a ulaştı. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B