18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 27 Aralık 2018 kültür 14 EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: FUNDA YAŞAR ER Bakma! Görme! Yaşa! Netflix’in yeni filmi ‘Bird Box’ bu hafta gösterimde. Gerilim türündeki filmde başrolü Sandra Bullock üstleniyor Başrolünü Sandra Bullock’un üstlendiği “Bird Box” ilk anda akla yıl içinde izlediğimiz ve türünün iyileri arasına not ettiğimiz bir korku filmini getiriyor: “Sessiz Bir Yer” (A Quiet Place). İzleyenler hatırlayacaktır, John Krasinski’nin yönettiği (ve başrolünü Emily Blunt ile paylaştığı) “Sessiz Bir Yer” kıyamet sonrası bir zamanda kör, ama kör oldukları için de işitme duyuları bir hayli gelişmiş canavarlardan kurtulmak için çıt bile çıkarmadan kaçan bir ailenin öyküsünü anlatıyordu. İşte “Bird Box” da gördükleri ‘şey’den dolayı intihara ve cinayete yönelen insanların hayatta kalmaya çalıştıkları bir dünyada iki çocukla birlikte kaçmaya çalışan bir kadının yaşadıklarına odaklanıyor. Bullock’ın neredeyse yüzde yetmişinde gözlerini bez bir bantla kapatarak oynadığı film daha önce Yabancı Dilde En iyi Film dalında hem Oscar hem de Altın Küre kazanmış “In A Better World” adlı filmini izlediğimiz Danimarkalı sinemacı Susanne Bier’in imzasını taşıyor. Bier’in Oscar, Altın Küre, Emmy ve Avrupa Film Ödülü kazanan ilk kadın yönetmen olduğunu da belirtelim yeri gelmişken. Salonda değil Netflix’te Geçen hafta vizyona giren “Roma”nın ardından Netflix’in yeni filmi olarak karşımıza çıkan “Bird Box” maalesef ülkemizde salonlarda gösterilmiyor. İşin doğrusu, birçok ülkede sadece online olarak izlenebilen film sadece birkaç festivalde gösterildi ve bu duruma da alışmak gerekecek herhalde. Biz böyle diyoruz gerçi ama yeni kuşak izleyiciler as Yeni yıl klasik müzikle başlıyor Ataşehir Belediyesi’nin düzenlediği festivallerden biri olan ‘Ataşehir Klasik Müzik Festivali’nin 3’üncüsü 412 Ocak tarihleri arasında gerçekleşecek. Ataşehir Belediyesi Mustafa Saffet Kültür Merkezi’nde (MSKM) düzenlenecek festivalin konukları; Ametist Klarnet Beşlisi, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, Nüans, İstanbul Okan Üniversitesi Konservatuvarı ve Ataşehir Belediyesi Gençlik Orkestrası olacak. “Bir Kitap, Bir Bilet” kampanyasına devam eden Ataşehir Belediyesi, festivali dinlemek için gelen herkesten bilet başına bir okunmuş kitap talep edecek. Bilet bedeli olarak bağışlanan kitaplarla, hem Anadolu’daki ihtiyaç sahibi okullara hem de “Bu Takside Kitap Var” projesine destek olunacak. Biletler 28 Aralık Cuma itibariyle 10.0020.00 saatleri arasında Mustafa Saffet Kültür Merkezi (MSKM) Gişe, Cemal Süreya Etkinlik Merkezi (CSEM) Gişe, Zuhal Müzik Akasya, Hilltown ve Uniq Mağazaları’ndan birer okunmuş kitap karşılığında temin edilebilecek. l Kültür Servisi FİLMİN NOTU 7/10 lında duruma çoktan alıştı bile ve evlerde bilgisayarlar olsun, cep telefonları ve tabletler olsun zaten onların haâkimiyetinde olduğu için Netflix çağına ayak uydurmakta hiç zorlanmadılar ve her şeyi biz “ihtiyarlar”dan daha iyi takip ediyorlar. John Malkovich, Sarah Paulson, Jacki Weaver, Tom Hollander, Trevante Rhodes gibi isimlerin irili ufaklı rollerde göründüğü “Bird Box” yazar Josh Mallerman’ın dilimize de çevrilen (“Kafes” İthaki Yayınları) aynı adlı romanından beyazperdeye uyarlanmış. Nereden çıktığı bilinmeyen ve çok kısa sürede insanları etkisi altına alarak ölümcül bir deliliğe sürükleyen gizemli ‘şey’in ne olduğu hiç açıklanmasa da gerilimi belirli bir düzeyin altına hiç düşmeyen “Bird Box” zamanda ileri geri atlamalarla anlatısını kuran ve büyük ölçüde izleyiciyi koltuğuna çivileyen bir film. Sadece kuşların hissedebildiği habis bir varlık olarak beliren kötülüğün ne olduğunun çok da önemi yok aslında. Bazı bölümlerde işin nereye gideceğini bilmek bazen seyir zevkini vasata düşürüyor ama Bier’in ustalıklı rejisi ve Bullock’un böylesi filmlerde izleyiciye daha iyi geçen performansı (bkz. tüm film boyunca tek bir odak noktasının yer aldığı gerilimli durumlarla uğraştığı “Speed”, “Gravity” gibi yapımlar) bu duygudan çabucak kurtulmanızı sağlıyor. Bu arada Bullock’un filmde gerçekten gözleri kapalı bir şekilde oynadığını, bez banta delik açılmasını istemediğini ve bu durumun da yönetmen Bier’i çekimler boyunca endişeden endişeye sürüklediğini belirtelim. Öte yandan filmde metaforik bir körleşme öne çıkıyor gibi görünse de biri kendisine, diğeri ise yeni tanıştığı ama çabuk ölen bir başka kadına ait iki çocukla yaşam mücadelesi veren Malorie’nin (Sandra Bullock) annelik durumu üzerine yaşadığı ikilemlerle inşa edilen bir okuma mevcut daha çok. Şiddet dozunun yer yer yükseldiği ama bir sömürüye dönüşmediği “Bird Box” karlı bir günde evde izleyecek film arayanlar için önerilebilecek bir yapım. Filme neden “Bird Box” (Kuş Kutusu ya Kafes) adı verildiğini ise izleyince anlayacaksınız. 2019 ‘Göbeklitepe Yılı’ Urfa’da bulunan ve dünyanın en eski tapınak merkezi olan Göbeklitepe, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alarak Türkiye’de 2019, ‘Göbeklitepe Yılı’ ilan edildi. 1995’te Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müze Müdürlüğü’nün iş birliği ile kazı çalışmalarına başlanan ve kazı çalışmalarını 2014 yılında hayatını kaybeden arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt’in sürdürdüğü Göbeklitepe’de kazılar 54 yıldır sürüyor. Adını bölgede bulunan taş yatın mezardan alan Göbeklitepe’nin keşfi; tarihin Sümerlilerle başladığı hipotezinin doğru olmadığını ortaya çıkarırken, insanlık tarihine ilişkin bilinen tüm anlayışları değiştirdi. Tarihi yaklaşık 12 bin yıl öncesine ulaşan höyüğün, insanların dinsel ritüellerini gerçekleştirdikleri bir tapınak alanı olduğu biliniyor. Soli Pompeipolis için beste yarışması Mersin’de gelecek yıl 18’incisi yapılacak Mersin Uluslararası Müzik Festivali kapsamında düzenlenecek beste yarışması, “Mersin, Soli Pompeipolis’in gün doğuşuna ezgi arıyor” sloganıyla gerçekleşecek. Her yıl yapılan beste yarışması için bu yıl tema olarak Mezitli ilçesi Viranşehir Mahallesi’nde yer alan Soli Pompeipolis Antik Kenti seçildi. Piyano, keman, viyola ve viyolonsel dörtlüsü formunda düzenlenecek yarışma için son başvu ru tarihi 15 Mart 2019 olarak belirlendi. Toplam 10 bin lira para ödülünün dağıtılacağı yarışmanın kazananı, nisan ayında finale kalan eserlerin seslendirileceği konserle halka açık oylama sonucunda belirlenecek. l AA SAMDOB’dan ‘Yeni Yıl Konseri’ Samsun Devlet Opera ve Balesi (SAMDOB) 2019’u “Yeni Yıl Konseri” ile karşılayacak. 29 Aralık’ta gerçekleşecek konser biletlerinin tükenmesi üzerine, 5 Ocak Cumartesi akşamı tekrar sahnelenecek konserde; 10 yıllık repertuvardan seçilen parçalar solist, koro, bale ve orkestra sanatçıları tarafından yorumlanacak. 2 bölümden oluşacak ve şefliği ni Naci Özgüç’ün yapacağı konserde, 10 farklı besteciye ait 20 parça seslendirilecek. Başkemancının A. Seçil Küçükçelebi olacağı konserin solistleri ise sopranolar Elif Demir, Sezgi Elhüseyni, Eda Bingöl Gürkan, Mine Kurtoğlu, Arsen Tekinmira; mezzo soprano Stare Çelebi; tenorlar Bilal Doğan ve Ari Edirne; bariton Hasan Çelik ile bas Tuncay Kurtoğlu olacak. Ku ruluşundan bu yana sahnelenen eserlerden arya, düet koro ve orkestra parçalarının yorumlanacağı konserde; G. Bizet, W. A. Mozart, F. Lehar, G. Puccini, E. Kalman, G. Rossini, P. İ. Çaykovski, L. Bernstein, G. Verdi ve James L. Pierpont’a ait eserler SAMDOB sanatçıları ve onlara eşlik eden çocuk korosu ile birlikte seslendirilecek. l Cemil Ciğerim Samsun/Cumhuriyet ‘Bırak İçeri Gireyim’ Zorlu’da perde açıyor Ajvide Lindqvist’in çok satan romanı ve senaryosunu da kaleme aldığı kült film “Let the Right One In”in sahne uyarlaması “Bırak İçeri Gireyim”, 5 Şubat’ta Zorlu PSM’de perde açacak. İlk olarak Jack Thorne tarafından Londra’da Royal Court Theatre için sahneye uyarlanan, seyirci ve eleştirmenlerden çok yoğun ilgi gören oyun, Zorlu PSM prodüksiyonuyla, Murat Daltaban yönetmenliğinde sezon boyunca tiyatroseverlerle buluşacak. Oyunun biletleri, 28 Aralık Cuma günü biletix.com ve Zorlu PSM Biletix gişelerinde satışa çıkacak. Öteki olmanın ağırlığını farklı biçimlerde taşıyan iki çocuk Oskar ve Elias’ın hikâyesini konu alan oyun, Atakan Akarsu, Begüm Akkaya, Selçuk Borak, Baran Can Eraslan, Uygar Özçelik, Meriç Rakalar, Şirin Kılavuz Sevinç, Tan Temel, Umutcan Ütebay’ı aynı sahnede buluşturacak. İsmet İnönü’yü anarken Önceki gün, Osmanlı döneminde al bay, Türkiye döneminde orgeneral, İstiklal Madalyalı komutan ve genelkurmay başkanı, Cumhuriyetin ilanından sonraki Türkiye’nin ilk başbakanı, ikinci cumhurbaşkanı, siyaset ve devlet adamı İsmet İnönü, yaşama gözlerini kapamasının 45. yıldönümünde ‘bu değerleri paylaşanların ortak sesiyle’, sevgi, saygı ve şükran duygularıyla anıldı. İnönü’nün bu çok yönlü kimliğine Mustafa Kemal’in en yakın düşünce ve silah arkadaşı, İnönü Savaşları ve Lozan Kahramanı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ikinci genel başkanı kimliklerini de eklemek gerekir. Anma için ‘Bu değerleri paylaşanların ortak sesiyle’ vurgusunu son dönemde acımasızca eleştirenler olduğunu anımsatmak için yaptım. Çünkü bu eleştirilerin doğru olmadığı belgelere dayalı olarak Alev Coşkun’un yeni yayımlanan Asker İnönü (Kırmızıkedi Yayınları) adlı kitabında ayrıntılı olarak yer alıyor. Zaten Coşkun, bu kitabı yazmasının bir amacını da ‘İnönü hakkında ileri sürülen iddiaları ele alarak, doğruları belgelere dayalı olarak ortaya çıkarmaktır’ diyor. İnönü’yü daha 25 yaşında 1961’de Kurucu Meclis’e seçimle gelen genç bir siyasetçiyken tanıma olanağını bulan, eski İzmir milletvekili, eski Turizm ve Tanıtma Bakanı, Cumhuriyet Vakfı Başkanı, hukukçu, gazeteci ve yazar Alev Coşkun, Asker İnönü adlı kitabında her iddiayı tek tek yanıtlıyor. 29 bölümde 612 sayfada tüm ayrıntılara yer vererek İnönü’nün 18841920 yılları arasındaki yaşamını belgeliyor. İnönü’yü Mustafa Kemal’le birlikte anlatıyor. Mustafa Kemal ile Mustafa İsmet adlarından yola çıkarak büyük benzerliklerine dikkat çekiyor. İnönü, Mustafa Kemal’in en yakın arkadaşlarından biri. Askerliği, siyasal kişiliği, 14 yıllık başbakanlığı, 12 yıllık cumhurbaşkanlığı olmak üzere 53 yıl, birinci derecede ülke siyasetinde rol alan bir kişi. Bir unvanı da ‘Milli Şef’, yani ‘Millete ait Şef’tir, ‘Ulusal Yöneticidir’, yani ‘gayri milli’ değildir. Ülkeye hizmetleri saymakla bitmez. Örneğin bilimde, sanatta, kültürde Mustafa Kemal’le başlatılan yenilikler, çoğaltılarak, yoğunlaştırılarak sürdürülmüştür. Örneğin İnönü’ye, dâhi bilim insanı Albert Einstein, Almanya’dan 40 seçkin bilim insanının ücretsiz olarak Türkiye’ye gelip çalışması için izin verilmesini isteyen bir mektup yazmıştır. Örneğin İnönü, 23 Ocak 1943’te, Adana’ya gelen İngiltere Başbakanı Churchill’in vaatlerine kanıp Türkiye’yi savaşa soksaydı, eğer küçük bir savaş yanlısı tutum izleseydi, Türkiyemiz savaşa girecekti ve belki de bugün, Türkiye haritası farklı olacaktı. Kim bilir belki nice çocuk babasız, nice eş kocasız, nice anne baba evlatsız kalacaktı! Ama İnönü kararlılığından hiç ödün vermedi, savaşa hayır, dedi. İnönü, genç Cumhuriyetin gücünü gösterdi. Bu da ancak ‘milli’ çıkarları gözeten, ‘gayri milli’ olmayan bir yöneticinin alabileceği bir karardı ve güçlü bir duruştu. Hep öyle oldu. İşte bu büyük yurtsever, tam 45 yıl önce, 25 Aralık’ta gözlerini dünyaya kapadı. Ama gözleri kapalı gitmedi. Çünkü yaşamını dünyayı güzelleştirmek, insanlara hizmet için adamıştı. 89 yıl yaşadı. Yapmak istediklerinin çoğunu, en önemlilerini yaptı. İnönü’nün en büyük hizmetlerinden biri de Türkiye’yi çok partili yaşama geçirmek için gerekenleri yapmasıdır. Partisinin belki ikinci plana düşeceğini öngörse bile, Türkiye’yi demokrasiyle tanıştırmasıdır. İşte Alev Coşkun’un bu kitabı, Şevket Süreyya Aydemir’in söylemiyle Türkiye’nin ‘İkinci Adam’ı, Lozan’a katılan ABD delegesi diplomat Joseph L. Crew’a göre de ‘Tarihin en büyük diplomatı’ İsmet İnönü’yü tüm gerçekliğiyle anlatıyor. 2018 biterken iki askeri biyografya yıla damgasını vurdu: Yılmaz Özdil’in Mustafa Kemal, Alev Coşkun’un Asker İnönü. Kitaplığımızın vazgeçilmez iki kitabı bunlar olmalı... Sinemacılar buluştu Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi’nin yürütmüş olduğu “Sinemada Görsel Hafıza Projesi”nin “Sinemacılar Buluşması” gerçekleşti. Sinemada Görsel Hafıza Projesi Sinemacılar Buluşması’nda sinema alanında üreten sinemacılar, araştırmacılar, sinema yazarları ve öğrenciler Türkiye sinemasının unutulmaz isimleriyle buluşma fırsatı yakaladı. Kadir İnanır, Selda Alkor, Lale Belkıs, İzzet Günay, Füruzan, Süleyman Turan, Biket İlhan, Arzu Okay, Umur Bugay, Feyzi Tuna gibi isimlerin de katıldığı buluşma, Türkiye sineması alanında ileriye dönük iş birliklerinin yapılmasına ve bu alanda çalışanların sorun ve ihtiyaçlarını paylaşmasında önemli bir eksikliği doldurmuş oldu. Kültür Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle