19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 21 Aralık 2018 EDİTÖR: GÜRER MUT TASARIM: SERPİL ÜNAY haber 9 Yazarımız Işıl Özgentürk, muhabirlerimiz Alican Uludağ ve Hakan Dirik hâkim karşısına çıktı adliyede Haklarında çok sayıda soruşturma ve dava açılan Cum Adliyesi’nde yazarımız ve muhabirlerimiz hâkim karşıhuriyet yazar ve muhabirleri mesaisinin bir bölümünü sına çıkarken, hakkında soruşturma açılan muhabirimiz adliye koridorlarında geçiriyor. Çağlayan’daki İstanbul Seyhan Avşar’da Cumhuriyet Savcısı’na ifade verdi. Özgentürk’e 5 ay hapis Gazetemiz yazarı Işıl Özgentürk’ün 13 Ağustos 2017 tarihli “Kara Çarşafın Karanlığında” ve 27 Ağustos tarihli “Din ve Sosyalistler” başlıklı yazıları dolayısıyla, “Halkın Bir Kesiminin Benimsediği Di ni Değerleri Alenen Aşağılama” suçlamasıyla yargılandığı davada karar verildi. Hâkim, Özgentürk’e 5 ay hapis cezası vererek, cezayı erteledi. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Özgentürk’ı avukatı Ülkü Çetok temsil etti. Suçun unsurlarının oluşmadığını belirten avukat Çetok müvekkilinin beraatını istedi. Suçun işleniş şekIşıl Özgentürk li, suç konusunun önem ve değerini hep birlikte değerlendirdiğini belirten hâkim, Işıl Özgentürk’e 6 ay hapis cezası verdi. Cezada indirim uygulayan hâkim, Özgentürk’e 5 ay hapis cezasının ardından ertelenmesine hükmetti. Dirik’in duruşması ertelendi Gazetemiz muhabirlerinden Hakan Dirik’in Türkiye’den Suriye’deki cihatçı gruplara sarin gazı yapımında kullanılan kimyasal silah hammaddesi sevkiyatı yapıldığına ilişkin iddiaları haberleştirdiği gerekçesiyle açılan davanın 4’üncü duruşması dün görüldü. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Hakan Dirik ve gazetemiz avukatı Ülkü Çetok katıldı. Çetok, söz konusu haberin eski CHP milletvekili Eren Erdem ile yapılan görüşmenin haberi olduğu anımsatılarak, Erdem’in tanık sıfatıyla din Hakan Dirik lenilmesini istedi. Hâkim iddianameye sunulan CD’nin bilirkişiye iletilerek döküm alınmasına, Erdem’in dinlenmesi talebinin ise CD dökümünden sonra yeniden değerlendirilmesine karar verdi. Duruşma mart ayına ertelendi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Muhabirimize soruşturma Gazetemiz yargı muhabiri Seyhan Avşar hakkında “300 gün yaşar merak etme” başlıklı haberi nedeniyle, “Kamu görevlisini terör örgütlerine hedef gösterdiği” iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu savcılarından Yavuz Şahin’e dün ifade veren Seyhan Avşar, yaptığı haberin basın özgürlüğü kapsamında yapıldığını söyledi. Haberi yapmadan önce habere konu olan açlık grevindeki hükümlü öğretmen Meral Dönmez’in ailesiyle konuştuğunu ve ailenin beyanlarını haberine taşıdığını aktaran Avşar, “Haber yayımlandıktan sonra Tarsus Cezaevi Müdürü Mazlum Özalp ile telefonda görüştüm. Mazlum Özalp bana ‘kendisinin de Alevi kökenli ol duğunu, aileye bu tarz sözler söylediğini ancak iyi niyetli olduğunu’ söyledi. Ben de isterse düzeltme yazısı yayımlayabileceği Seyhan Avşar mizi söyledim. Daha sonra Mazlum beyin gönderdiği düzeltme yazısını yayımladık. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi. ‘Yargı ağır eleştirileri kaldırmak zorunda’ Gazetemiz muhabiri Alican Uludağ ve eski muhabirimiz Duygu Güvenç, ‘Rehine diplomasisi çökerken’ ve ‘Tutan da bırakan da yargı mı devlet mi’ haberleri dolayısıyla açılan davada hâkim karşısına çıktı. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılama” suçunu işledikleri iddiasıyla yargılanan Duygu Güvenç duruşmaya katılmazken muhabirimiz Alican Uludağ ve avukaları hazır bulundu. Savunmasını yapan Uludağ, “Yargıyı aşağılamak gibi bir amacım yoktu. Yargı ağır eleştirileri kaldırmak zorunda. Sıradan bir dava değildi. Günah keçisi ilan edil dik. Suç işlediğimi düşünmüyorum. Hayali şeyler yazmadım” dedi. Rahip Brunson davasının kamuoyunda bilinen bir dava olduğunu belirterek gerek tutulması gerek ev hapsine alınması gerekse tahliyesinin tüm kamuoyu gözleri önünde cereyan ettiğini belirten Uludağ, “18 Temmuz 2018 tarihli duruşmasında İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi Brunson’un tutukluluğuna karar verdiği halde itiraz üzerine, sanık müdafinin herhangi bir talebi yokken sağlık mazereti ile ev hapsine alınmıştır. Bu karar da ABD Başkanı Trump’un Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı etiketleyerek attığı tweet’ten sonra olmuştur. Tüm bu hususlar benim haberimin içeriğini doğrulamaktadır. Devam eden sü reçte zaten Brun son tahliye edil miş ve Trump ta rafından yardım larından dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür edilmiştir” de Alican Uludağ di. Uludağ şöyle devam etti; “Üzeri me atılı suçu kabul etmiyorum. Be nim yargıyı aşağılamam söz konu su değildir. Yaşanan süreç olgusal temelleri ile eleştirilmiştir. Kaldıki hakkımda İzmir 2. Ağır Ceza Mah kemesi tarafından yapılmış bir suç lama yoktur. Yaptığım haberin suç oluşturmadığını düşünüyorum. İfa de özgürlüğü kapsamındadır.” Avu kat savunmalarının ardından du ruşma 4 Nisan’a ertelendi. Ailesi, Mehmet ve annesi Fadime Ayvalıtaş için kurulan vakfa destek çağrısında bulundu ‘Faydalı bireyler yetişsin istiyoruz’ Gezi direnişinde yaşamını yitiren Mehmet Ayvalıtaş ile annesi Fadime Ayvalıtaş’ın ailesi ve arkadaşları tarafından Ocak 2018’de kurulan “Mehmet Ayvalıtaş Fadime Ana Gençlik Ve Dayanışma Vakfı (MAFAV)”, 30 Aralık Pazar günü saat 16.00’da “Köklerimiz Gezi’de, gelecek ellerimizde” başlıklı dayanışma konseri düzenleyecek. Gazetemize ziyarette bulunan ve genel yayın yönetmenimiz Aykut Küçükkaya ile görüşen Mehmet Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş, Gezi’nin anlamanın Cumhuriyette sahip çıkmak olduğunu vurgulayarak “Gezi faşizme ve diktatörlüğe karşı durmaktır. Bize ‘terör’ yaftaması yaparak bitiremezler. Biz bu vatanın sahibiyiz” dedi. ‘Gezi paylaşmaktır’ Vakfın kurucularından Aydın Aydoğan’da, vakfın amacının, okumak isteyen ama çalıştığı için okumayan çocukların eğitimi için ailelerine ve çocuklara burs verilmesi olduğunu belirtti. Gezi’nin tekrardan hedef alınmasını eleştiren Aydoğan, şöyle devam etti: “Gezi sevgidir, paylaşmaktır, barıştır. Biz bunu çalışmalarımızla göstereceğiz. Önemli olan baskının en çok olduğu bu zor koşullarda, ‘ben Geziciyim’ diyebilmektir. Biz ülkeye en faydalı şeyler yapacak insanların yetişmesini istiyoruz. Bu ülkenin en büyük sorunu eğitimdir. 16 yıldır hükümettin insanların eğitimsizleştirme çabasını görüyoruz. Çocuklar bir şey öğrenmeden mezun oluyor ve işsiz olarak geziyorlar. Biz bunları topluma kazandırmaya çalışacağız. Belki bizim ufak bir çakıl taşıdır ama biz bunları yapacağız.”l İSTANBUL/Cumhuriyet Adalet Nöbeti 84. Haftasında ‘Halkın avukatlığını yapmak istiyoruz’ İstanbul Adliyesi önünde tutuklu avukatların serbest bırakılması için başlatılan Adalet Nöbeti’nin 84’üncüsü dün tutuldu. Themis Heykeli önünde tutulan sessiz nöbetin ardından eski CHP İstanbul milletvekili ve eski İstanbul Diş Hekimleri Odası Başkanı Kadir Gökmen Öğüt, tarafından basın açıklaması okundu. “Herkes için adalet” pankartının açıldığı nöbette 84 haftadır Adalet Nöbeti’ni tutan avukatları selamla yan Öğüt, “Bu süreçte hukuk ve kanun arasındaki ince çizgiyi ayırt edemeyenleri, hatta bu kanunlara bile uyamayanları, tekrar kanunlara ve hukuka uymaları için uyarmak istiyorum. Gelişmiş insanlar Türkiye’den kaçıyor. Türkiye’de yatırım azalıyor ve sermayenin dışarıya akışı artıyor. Olan yoksul halka oluyor. Onun için Türkiye’nin hukuk düzenine bir an önce dönülmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. Stajı bittiği halde avukatlık ruhsatı verilmeyen Mükerrem Karakurt ise “Ruhsat başvurusunda bulundum. İstanbul Barosu uygun bulup barolar birliğine gönderdi. Baralor birliği Adalet Bakanlığı’na gönderdi. Bakanlık hakkımda kovuşturma olduğu için ruhsat başvurumu askıya aldı. Bizler halkın avukatlığını yapmak istiyoruz. Bizler bir gelenekten geliyoruz ve bu gelenek yok edilemez. Ruhsatlarımızı istiyoruz” diye konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet Papağan aynası A kli dengesi şaibeli biri tarafından gözlerinizin içine baka baka boğazı sıkılan ve bacağı kırılan o minicik kuşa yapılanları gördüğünüzde içinizde yükselen öfkeyi unutun. Çünkü gözlerinizle gördükleriniz ve bu gördükleriniz karşısında hissettikleriniz kalıcı bir etki yapmıyor üzerinizde. Seyrediyorsunuz, okuyorsunuz, duyuyorsunuz... O an öfkelenip sonra unutuyorsunuz. Bu kötü şeyleri unutmazsanız, hayatla baş edemezsiniz sanıyorsunuz. Anca unutmazsanız baş edebileceğinizi aklınız almıyor. Çoğunuz bir zamanlar “Atları da Vururlar” filmini seyrettiniz ve çok etkilendiniz. O zamanlar değil reality şov, doğru dürüst televizyon yayını bile yoktu ülkenizde. Sorun kendinize; o filmi ilk seyrettiğinizde sizi etkileyen neydi ve bugün televizyondaki o programları seyrettiğinizde sizi etkilemeyen şey ne? Ne geldi başınıza aradan geçen onca zaman içinde? İnsan nasıl kabullenir kâbus gibi düzeni, neyi kabullendiğini bile bile? Baş etmeniz gereken şeyin, dünyanın kötülükleri olduğunu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Asıl baş etmeniz gereken, sizin bu kötülüklerden sorumlu olduğunuz gerçeği. O sosyal medyada gördüğünüz hayvana ya da insana yönelik vahşetlerle, sokakta yanından geçip gittiğiniz ve görmezden geldiğiniz, gerçekleşmesine göz yumduğunuz, kaçınılmazlığına ikna olarak kanıksadığınız nice sıradanlaşmış vahşet hiç uzak değil birbirine. Bir doktorsunuz, bir avukatsınız, bir öğretmensiniz, bir işçisiniz, bir memursunuz, bir annesiniz, bir babasınız, bir âşıksınız, bir yalnızsınız, başarılı birisiniz, başarısız birisiniz, hayalleriniz var, hayal kırıklıklarınız var, az sonra yapacaklarınız var, sorumluluklarınız var, sorumsuzluklarınız var, vatan sevginiz var, inancınız var, politik endişeleriniz var, mesleki hedefleriniz var, sevdiğiniz yazarlar var, sevmediğiniz yemekler var, geçmişiniz var, geleceğiniz var, kendinize anca yeten olanaklarınız var, olanaksızlıklarınız var... Ve vicdanınız var. Ne bir kuşa zarar verirsiniz, ne bir köpeğe ne bir kediye. Bir insanın kılına dokunamazsınız bile. Ama az önce... Haksız yere işinden atıldığını bildiğiniz o memurun yanından geçtiniz. Göz göre göre hukuka aykırı bir şekilde hapse atılmakta olan o akademisyenin yanından geçtiniz. Adaletsizce hapiste çürütülen onca gazetecinin yanından geçtiniz. Darbeye karıştı suçlamasıyla müebbet hapse mahkum edilen gencecik erlerin yanından geçtiniz. Ülkeye, gözümüzün içine baka baka, sanki bir kuşun bacağını kırar gibi, sanki yavru bir köpeği tekmeler gibi, sanki minicik bir kedinin gözlerini oyar gibi vahşice eziyet eden bir iktidarın yanından geçtiniz... Ve evinizin sokağına saptınız. Eviniz sizi korur sandınız. Kendinizi yatıştırdınız. Ve televizyonu açtınız. Haberlere baktınız. Avuç içi kadar bir papağanı kameralar karşısında hırpalayan bir adamın acımasızlığına küfürler yağdırdınız. Onu meşhur eden televizyon programlarına lanetler okudunuz. Sonra da ısınsın diye yemeğin altını yaktınız. Aslında siz de farkındasınız. Barış bildirisine imza attığı için hapse girecek olan akademisyenlerin içeride olacakları o yıllar boyunca... Küçücük bir papağanın kaderinin aynasında en korunmasız ve korkmuş halinizle yansıyacak ve kendi suskunluğunuzun vahşetiyle baş başa kalacaksınız. Ve bu arada yemeğinizi... hep yemeğinizi ısıtacaksınız. Yazar Eliaçık gözaltına alındı Yazar İhsan Eliaçık, dün ifade vermeye gittiği İstanbul Adliyesi’nde Batman’da hakkında açılan başka bir soruşturma gerekçesiyle gözaltına alındı. Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi’nde oluşan arıza nedeniyle Eliaçık’ın serbest bırakılmadığı, ifadesinin bugün alınacağı öğrenildi. l Haber Merkezi l tazminat cezasını ödeYEmedi Gazeteci Gülseven tutuklandı RED Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Gülseven, yazılarından dolayı kendisine verilen tazminat ceza larını ödeyemediği için tutuklandı. Gülseven, Yurt gazetesi patronu na 31 bin 500 liralık ke sinleşen tazminat ceza sını ödemediği gerekçe siyle yakalama kararı çı kartılmıştı. Gülseven, Gülseven Çağlayan’daki İstanbul Adliyesinde yapılan iş lemden sonra Maltepe Cezaevine sevk edildi. RED Dergisi’nden yapılan açık lamada, “Gazete RED olarak yoldaşımı zı yalnız bırakmayacağımızı ve buna se bep olan şahıslardan hesap soracağı mızı kesin bir şekilde belirtiyoruz” ifa delerini kullandı. l Haber Merkezi l Dink davası Görüldü ‘Eylem yapılacağı bilgisi verildi’ Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı dava İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün de görülmeye devam edildi. Dönemin Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir de tanık olarak dinlendi. Beyanları Ankara’dan SEGBİS ile alınan Yavuzdemir, her gün asayiş toplantıları yapıldığını, Dink cinayeti öncesinde ne MİT Bölge Başkanlığı ne Jandarma Komutanlığı ne İl Emniyet Müdürünün kendisine hiçbir bilgi vermediklerini belirtti. Daha sonra dönemin İstanbul Emniyet Müdürülüğü İstihbarat Şubesi görevlisi İbrahim Pala tanık olarak dinlendi. Dink’e dönük ses getirecek eylem yapılacağı bilgisini içeren yazının kendisine geldiğini ve Trabzon’a bilgi verildiğini söyledi. l İSTANBUL / Cumhuriyet l KURKUT DAVASINDA YENİ GELİŞME ‘Yerden seken mermi ile öldü’ Diyarbakır’da 2017’deki Nevruz kutlamalarında polis kurşunuyla vurulan 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un ölümü ile ilgili davada, bilirkişi raporu dosyaya girdi. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan raporda, Kurkut’u öldüren kurşunun, sanık polis Y.Ş.’in savunduğu gibi “yerden sektiği‘ ileri sürüldü. Tutuksuz sanık polis memuru Y.Ş. ve avukatı duruşmada hazır bulundu. Başsavcılığın talep ettiği ATK raporunda, sanık polis Y.Ş.’nin, savunmalarında öne sürdüğü “silahını yere doğrultarak 2 el ateş ettim” savunmasına uygun görüşe yer verildi. Raporun ardından Kurkut ailesinin avukatları, şüpheli polisin tutuklanmasını talep etti. Heyet, polis Y.Ş.’nin tutuklama talebini reddetti. l MAHMUT ORAL / DİYARBAKIR C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle