18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 16 Aralık 2018 Baretli yelekli tepki İşçi bareti ve yeleği giyen CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Kamerayla izledikleri, öncü tren çıkardıkları yerde insanlar ölüyor ve Ulaştırma Bakanı sırıtarak ‘Şunu yaptık, bunu yaptık’ deme hakkını kendinde görüyor. Bu ülkenin insanı sizin yalanınızdan bıktı” diye konuştu. Bakan’a istifa çağrısı TBMM Genel Kurulu’nda; Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, 125 üniversite ile söz konusu bakanlıklara bağlı kuruşluların bütçeleri ele alındı. CHP milletvekilleri, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın konuşmak için kürsüye çıktığı sırada ‘istifa’ protestosu başlattı. Ellerinde ‘İstifa’ yazılı pankartlar olan CHP’li vekiller Turhan konuşmasına başladığı sırada da ‘istifa’ sloganı attı. Protesto sırasında AKP ve CHP’li milletvekilleri arasında sözlü sataşmalar yaşanması üzerine, birleşime 5 dakika ara verildi. Aranın ardından CHP’li vekiller Genel Kurul Salonu’nu terk etti. Aranın ardından konuşan Bakan Turhan, yaşanan tren faciasına ilişkin “Odaklandığımız nokta, insan hayatı ve güvenliktir. İncelemeler devam ediyor. Sinyalizasyon diye bir konu devamlı tartışılıp duruyor. Demiryollarımızda sinyalizasyon sistemiyle günde 746, tren teşkil memuruyla 493 adet tren demiryollarımızda taşımacılık hizmeti veriyor, olmazsa olmaz değil” ifadelerini kullandı. ‘Şov yapmayın’ Turhan’ın ardından söz alan AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise CHP’lilerin protestosunu eleştirerek, “Şov yapılmasını doğru bulmuyoruz. Bu tür eylem yapmak İçtüzüğe de aykırı” dedi. AKP Erzincan Milletvekili Süleyman Karaman da “Ülkemizdeki hızlı tren hatları dünyanın en yüksek teknolojisi ile donatılmıştır. Ne olduysa oldu, onu bilmiyoruz. Savcılarımız inceliyor” diye konuştu. HDP Grubu adına konuşan Hüseyin Kaçmaz ise “Sırf seçim öncesi siyasi gösteriş amaçlı bu demiryolu hattı seferlere başlatılmış ve maalesef ki bu popülizm sebebiyle yine 9 insanımızı kaybettik” tepkisini gösterdi. l ANKARA/Cumhuriyet Erdoğan yine hedef gösterdi Denizli’de konuşan Cumhur başkanı Tayyip Erdoğan, işçileri anayasal haklarını kullanarak sokağa çıkmaya davet eden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile FOX TV ana haber sunucusu Fatih Portakal’ı isim vermeden hedef aldı. TBMM Başkanı Binali Yıldırım’la Denizli’de açılış töreni yapan Erdoğan, konuşmasında Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak, “Bay Kemal bak terörle mücadelede neler yapıyoruz. Gördün mü, duydun mu? Bak Sincar’a girdik mi, girdik. O kol kola gezdiğin terör örgütü mensupları var ya, onların açtıkları çukurları kendilerine mezar edeceğiz”dedi. Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun cezaevindeki gazeteciler hakkındaki açıklamalarını da anımsatarak, “Bilmem kaç gazetecinin içeride olduğunu söylüyor. Bunlar gazeteciliği bırakıp terör örgütüyle beraber olanlar. Bir kısmının terör örgütleriyle ilişkileri, bir kısmının da adi suçlar nedeniyle cezaevinde olduğunu görüyoruz” dedi. Yargıya talimat! Erdoğan, işçileri anayasal haklarını kullanarak sokağa çıkmaya davet eden Kılıçdaroğlu için “Nerede Türkiye’yi karalamaya yönelik kampanya varsa CHP orada. Fransa’da Sarı Yelekliler var, CHP orada. Gezi olaylarında Bay Kemal nerede, o da orada. Şimdi yine bunların hazırlığı içindeler. Çıkmışlar sokağa davet ediyorlar. Televizyondan edep fukarası bir tanesi sokağa davet ediyor. Bunlara yargı gereken cevabı verecektir. Burası Paris mi? Gezi’de herkes dersini aldı. 15 Temmuz’da herkes dersini aldı. Bu tür olaylara girişenler bedelini ağır öderler” dedi. l Haber Merkezi EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Tazminatı da çok gördüler Yargıtay, Balyoz kumpasında cezaevinde yaşamını yitiren Albay Özenalp’in ailesinin tazminat kazandığı davayı bozdu Yargıtay 12. Ceza Dairesi, hükümetcemaat ortaklığı döneminde yapılan Balyoz kumpası sırasında, cezaevinde tutulurken geçirdiği beyin kanaması sonucu yaşamını yitiren Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp’ın ailesinin açtığı ve toplam 602 bin TL tazminat kazandığı davayla ilgili skandal bir karara imza attı. Yargıtay, Murat Özenalp’ın eşi ve çocuklarının “haksız tutuklamadan dolayı dava açma hakkının olmadığını” savunarak, yerel mahkemeden davayı reddetmesini istedi. Kararı bozan Yargıtay, “Koruma tedbirleri (haksız tutuklama sonunda beraat nedeniyle) nedeniyle dava açma hakkı, Murat Özenalp’e aittir. Bu hak ancak zarar görenin (Özenalp’in) ölmeden önce dava açması veya dava açma iradesini açıkça izhar etmesi durumunda mirasçılarına intikal edecektir” dedi. Balyoz davası kapsamında, 21 Eylül 2011’de tutuklanan Murat Özenalp, 16 yıl hapse mahkum edildi. Ankara Mamak Cezaevi’ne nakledilen Albay Özenalp, 8 yaşındaki kızı Duru ile 26 Nisan 2014’te cezaevi avlusunda yakantop oynarken bir anda yere yığıldı. Beyin kanaması geçirdiği anlaşılan Özenalp, kaldırıldığı hastanede verdiği yaşam mücadelesini beş gün sonra, 1 Mayıs 2014’te kaybetti. Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararının ardından yeniden görülen Balyoz davasında 31 Mart 2015’te beraat kararı verildi. Özenalp’in eşi Sema Özenalp ve iki çocuğu, beraatle sonuçlanan dava üzerine 28 Ağustos 2015’te devlet aleyhinde tazminat davası açtı. Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Haziran 2016’da verdiği kararla, eşi Sema Özenalp ve çocukları Batu ve Duru’ya toplam 602 bin 601 lira 36 ku Özenalp’in ailesi büyük acı yaşamıştı. ruş tazminat ödenmesine hükmetti. Maliye Hazinesi kararı temyiz etti. Dosya Yargıtay 12. Ceza Dairesi’ne geldi. Yargıtay Savcısı, yerel mahkeme kararının onanması yönünde görüş bildirdi. ‘Ölmeden dava açsaydı’ Ancak 12. Ceza Dairesi, kararı şu gerekçelerle bozdu: “Dava, 5271 sayılı CMK’nin 141. maddesinde düzenlenen koruma tedbirlerine dayalı tazminat davası niteliğindedir. Koruma tedbirleri nedeniyle dava açma hakkı kural olarak zarar görene aittir. Bu hakkın ancak zarar görenin (Murat Özenalp’in) ölmeden Mahkeme direnecek mi? Murat Özenalp Yargıtay’ın bozma kararı üzerine Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 8 Ocak 2019 günü, saat 11.50’de davayı yeniden görecek. Mahkeme, dairenin bozma kararına direnirse son sözü Yargıtay Ceza Genel Kurulu söyleyecek. Yargıtay’ın kararına uyulursa ailenin tazminat istemi reddetilecek. 5271 sayılı CMK’nin 141. maddesi, tutuklandıktan sonra beraat eden kişiler ile bu süreçte hak ihlaline uğrayanların devlete karşı açacakları tazminat davalarını düzenliyor. önce dava açması veya dava açma iradesini açıkça izhar etmesi durumunda mirasçılarına intikal edecektir. Mirasçıların bu şartlarda açılmış davaya devam edebilecekleri veya dava açabilecekleri, bu kapsamda dava açmadan ve bu yönde iradesini açıkça izhar etmeden ölen Murat Özenalp mirasçılarının açmış oldukları davanın reddi yerine yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi kanuna aykırıdır. Davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüştür. Hükmün bu sebeplerden dolayı bozulmasına 22.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” l ANKARA/Cumhuriyet Şehit Üsteğmen son yolculuğuna uğurlandı AfrinTel Rıfat bölgesinden PKK/ YPG’li teröristler tarafından açılan ateş sonrası şehit olan 25 yaşındaki Topçu Üsteğmen Muhammed Ali Kalo dün son yolcuğuna uğurlandı. Şehit Üsteğmen Kalo için dün Ataköy 5’inci Kısım Camisi’nde öğle namazının ardından cenaze töreni düzenlendi. Törene, şehidin 7 aylık hamile eşi Yasemin Kalo ve ailesi ile birlikte İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, 1’inci Ordu Komutanı Musa Avsever, İstanbul İl Jandarma Komutanı Nuh Köroğlu, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi ile çok sayıda asker ve yakını katıldı. Aile üyeleri cami avlusunda taziyeleri kabul ederken, şehidin eşi Yasemin Kalo’nun güçlükle ayakta durduğu görüldü. Kılınan cenaze namazının ardından şehidin cenazesi Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verildi. l DHA Ankara’dan Bağdat’a ‘nota’ tepkisi HÜSEYİN HAYATSEVER Irak hükümeti, TSK’nin Sincar’a geçen yıl düzenlediği ope Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK), rasyona tepkisini açıklamayla sınırlı tutmuşken son operasSincar’a yaptığı hava operasyonu ne yona tepki olarak büyükelçi bakanlığa çağırıp nota verdi. deniyle Irak’ın Türkiye’ye protesto notası vermesi Ankara’nın tepkisine neden oldu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, 20 PKK’Lİ ÖLDÜRÜLDÜ AB’de Suriye ENDİŞESİ daha önce birçok kez Irak hükümetine terör örgütü PKK’nin faaliyetlerini engellemesi konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi çağrısı yapıldığını hatırlatarak, Irak Anayasası’nın 7. maddesinde, Irak hükümetinin, Irak topraklarının komşu ülkelere saldırılar için üs olarak kullanılmasını engellemekle yüküm TSK, Irak’ın kuzeyindeki Zap ve Hakurk bölgelerine düzenlenen hava harekâtlarında saldırı hazırlığında olan 7 PKK’linin öldürüldüğünü açıkladı. TSK’nin dün akşam saatlerinde yapılan açıklamasında ise, Irak’ın kuzeyindeki Gara bölgesine düzenlenen hava harekâtında 13 PKK’li teröristin öldürüldüğü açıklandı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusuna yapacağı olası bir operasyonun “endişe kaynağı” olduğunu belirttiği açıklamasında, IŞİD’e karşı kurulan uluslararası koalisyonun çabalarını baltalayacak “tek taraflı bir eylemden sakınılması” beklentisinde olduklarını ifade etti. lü kıldığını belirtti. Aksoy, Irak makamlarının terörle mücadelede gerekeni yapmadığı durumlarda, TSK’nin, PKK terör örgütünün Irak topraklarından Türkiye’ye saldırılarına BM Şartı’nın 51. maddesinden kaynaklanan meşru müdafaa hakkına dayanarak karşılık verildiğini belirterek, “Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçları gerektirdiği ve terör örgütleri Irak topraklarında yuvalandıkları müddetçe terörle mücadele kapsamındaki bu operasyonlara devam edilecektir” değerlendirmesini yaptı. TSK’nin 13 Aralık’ta Irak’ın kuzeyinde Sincar ve Karacak bölgelerine hava harekâtı düzenlemesinin ardından önceki gün Irak Dışişleri Bakanlı ğı, Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Fatih Yıldız’ı bakanlığa çağırarak, protesto notası iletti. Irak Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, bombalamanın kınandığı belirtilirken, operasyonun can ve mal kaybına sebep olduğu, Irak’ın egemenliğini ihlal eden bu tür eylemlerin kabul edilemez olduğu görüşü dile getirildi. TSK, Sincar’a ilk olarak 25 Nisan 2017’de hava operasyonu düzenlemiş ardından dönemin Irak Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmet Cemal, Amerikan AP Haber Ajansı’na verdiği demeçle operasyona tepkisini sınırlı tutmuştu. Son operasyona tepki olarak Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi’nin bakanlığa çağırılması ve protesto notası iletilmesi dikkat çekti. Çekileceğini açıkladı ama.. IŞİD’in Ağustos 2014’te Sincar’da Ezidilere saldırması üzerine PKK, KDP’ye bağlı peşmergenin saldırıyı durdurmakta yetersiz kaldığı gerekçesiyle bölgeye gelerek IŞİD’i durdurmuş ve bölgeye yerleşmişti. Irak merkezi hükümeti ise Ekim 2017’de tartışmalı bölgelere yönelik operasyonda Sincar’da da kontrolü sağlamıştı. Mart 2018’de PKK bölgeden çekileceğini duyursa da çekilme doğrulanmamıştı. l ANKARA haber 5 Bozkurt Güvenç:  Bir kütüphane kapandı! Başlık bir Afrika atasözünden... Der ki: “Bir yazar öldüğünde bir kütüphane kapanmış demektir.” Prof. Bozkurt Güvenç’i önceki gün, kuruluşuna harç koyduğu Hacettepe Üniversitesi’ndeki törenin ardından sonsuzluğa uğurladık. Bozkurt Hoca’ya ilişkin Cumhuriyet’te çok güzel yazılar yayımlandı. Her biri Güvenç’in ne kadar çok yönlü olduğunu gösteriyordu.  Aldığı mimarlık eğitiminin ardından önceliği “insan inşa etmeye” verip antropolojiye yönelen Prof. Güvenç, hem dünyadaki bütün gelişmelere açıktı, hem yaşadığı topraklarla barışıktı. 1980’li yıllarda “İnsan ve Kültür”, 1990’lı yıllarda da “Türk Kimliği” kitabıyla benim de “öğretmenim” oldu. Tarihimizin ve kültürümüzün kökenlerini aklın ve bilimin ışığında kaleme aldığı Türk Kimliği’ni şu saptama ile noktalıyor: “Birlik içinde çeşitlilik, çeşitlilik içinde birlik.” Bu kitabın sadece kaynakça bölümü 32 sayfa. Dünyadaki tüm Türkologların yüzde 80’i Alman ve Rus’tur. Kalan yüzde 20, öteki ülkelerdendir, çok az da Türk vardır. Prof. Güvenç, Türk kimliğini kafanın etrafındaki tasla değil, içindeki beyinle anlatan büyük bir Cumhuriyet aydınıydı. HHH Ankara’da devlet katlarında da görev alıp kirlenmemek zordur. Prof. Güvenç, Başbakan Ecevit’in kültür müsteşarı, Cumhurbaşkanı Demirel’in başdanışmanıydı. Onun, bilimi üniversite kampusuna hapsetmeyen üretkenliğinden elbette herkes yararlanmak isterdi. Bozkurt Hoca devlet katlarında bu sorumlulukları taşırken ne aklın terazisinden şaştı ne yolunu değiştirdi. Hep, “dünyayı izleyen,Türkiye için, insanlık için düşünen” bir kimlik taşıdı.  Demirel’in kimi yurtdışı gezilerinde birlikte olduk. Onunla sohbet de bir çoban çeşmesinden kana kana su içmek gibiydi.  Cumhuriyetin ilk kuşağındaki aydınların ortak özelliklerinden biri; dünyanın neresine eğitim için gitseler önünde sonunda Türkiye’ye dönmeleridir. Prof. Güvenç bunu hem kendisi yaptı hem öğrencilerine öğütledi.  Eğitim yelpazesinin bir bölümünü oluşturan Japonya’da verilen nişanın adı da ona çok yakışır: “Yükselen güneşin altın ışınları.” Hacettepe’deki öğrencileri onu uğurlarken şöyle seslendiler: “Gittiğin yerde seni Japon çiçekleriyle karşılayacaklar...” HHH 92 yaşında aramızdan ayrılan Prof. Güvenç, son nefesine dek yazdı, üretti. 9 Kasım’daki Herkese Bilim Teknoloji dergisindeki son yazısında şöyle diyordu: “İnsan hayattaki gerçekleri algılayabilmek için, karanlık geçmişe değil, aydınlığa, aydınlatanlara ve aydınlanmaya yönelmelidir...” Bu yazısının sonunda, “Nereden başlamalı” sorusuna şu yanıtı veriyordu: Eğitimden! Üretim anlamında bir kütüphane kapandı ama, Prof. Bozkurt Güvenç’in bize bıraktığı kültür mirasının yeni kuşaklarla çoğalacağına inanıyoruz.  Adalet için 716’ncı eylem Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemleri yasaklanan Cumartesi Anneleri 716’ncı haftada da İstanbul İHD Şubesi’nde bir araya geldi. Cumartesi Anneleri bu hafta, kaybedilen Agit Akipa ve İbrahim Demir için adalet istedi. Gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarının taşındığı eyleme HDP Milletvekili Hüda Kaya da katıldı. Haftanın açıklamasını okuyan Besna Tosun, Akipa ile Demir’in akıbetini anlattı. Agit Akipa’nın oğlu Fehmi Akipa da, “Tahir Elçi’yi saygıyla anıyoruz. O kadar acı bir durum ki, müvekkilden avukatına bir dosyayla karşı karşıyayız. Babam için, İbrahim amcamız için, sayın Tahir Elçi için adaletin olmadığı Türkiye’de ‘adalet’ demeye devam edeceğiz” dedi. Öte yandan İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu’nun hasta tutuklulara dikkat çekmek için düzenlediği F oturmasının 351.’si de Galatasaray Meydanı’nda ki yasak nedeniyle İHD İstanbul Şubesi önünde gerçekleşti. Bu haftaki eylemde hasta tutuklu Abdullah Kalay’ın durumuna dikkat çekilerek serbet bırakılması istendi. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle