25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 Sigorta sahteciliğinde ‘Ali ile Mustafa...’ Avusturya’da yıllardır hep hedefe konuldu Türkler. Seçim olsun olmasın, ırkçılar Türk karşıtı siyaset yaptılar, yan daş bir kamuoyu yarattılar. Bunun la gittikleri yerel Kadim Ülker ve fede ral seçimlerde oylarını artırdılar ve hükümete ortak oldular. Koa lisyonda en önemli bakanlığı da ellerine geçirmeleriyle genelde yabancı düşmanlığı gibi görünse de Türk düşmanlığı sürekli art tı. Son zamanlarda Türklerin Tür kiye Cumhuriyeti vatandaşlıkları nı koruyarak Avusturya vatanda şı olduklarını ve bunun bir sahte cilik olduğu dile getirilmeye de vam ediyor. İçişleri bakanlığı me murları çifte vatandaş avına çık mışken, mahkemeler çalışmala rını sürdürüyor. Şimdilerde de sigorta kartı kul lanımı konusu gündemde. Avus turya federal hükümetinin sigor ta kartlarının değiştirilmesi kara rından sonra, ırkçı Avusturya Öz gürlükler Partisi (FPÖ) konuya el atıp, sosyal medya aracılığıy la hazırladıkları videoyu paylaştı. Video 8.5 milyonluk ülkede kısa sürede en az 1 milyon kez tıklan dı. Videoda konu edilenler; Ali ve Mustafa. “Mustafa’ya ait sigor ta kartının Ali tarafından kulla nılmasına son” deniliyor. Kısaca, sigorta kartının fotoğraflı olma sından sonra “Ali Mustafa’ya ait sigorta kartını artık kullanama yacaktır” mesajı iletiliyor. Tepki çeken video kaldırıldı Avusturya’da hastalık sigortasından faydalanmak için sosyal sigorta kartına sahip olmak gerekir. Her sigortalının, çalışan, çalışmayan işsizlik veya emeklilik sigortasından herhangi bir ödenti alan herkes aile doktorunda kartlarını ibraz ederek, muayene olabilir. Gerekli görüldüğü taktirde, muayene sonrasında aile doktoru hastasını uzman hekime veya bir hastaneye sevk edebilir. Hastanede yatılan her gün için ödenen cüzi bir rakamın dışında, uzman doktorlarda veya hastanedeki tedavi masrafları hastalık sigortası tarafından üstlenilir. Sigorta kartının geçerli olması halinde hasta tedavi için herhangi bir para ödemez. Aşırı sağcı partinin yaptığı videoda fesiyle doktora gelen Ali’nin fotoğraflı yeni sigorta kartının kullanılma girmesiyle, Mustafa’nın sigorta kartıyla muayene olma devrinin sona erdiği mesajı iletilmektedir. Böylece Ali ve Mustafa’nın sosyal sigorta sistemini kötüye kullandıkları ve sahtecilik yaptıkları dile getirilir. Sosyal medyada paylaşılmasından sonra yoğun tepki alan video apar topar kaldırıldı. Ancak sorun ortadan kalkmadı. Başbakan Sebastian Kurz’un, Başbakan Yardımcısı ve FPÖ Genel Başkanı H.Christian Strache ile görüşme yaparak kendisini uyardığı basına yansıdı. Strache’nin, daha önceki skandal olan paylaşımları reddettikleri gibi, bu videonun da partisine ait olmadığı, parti çalışanlardan birisinin özel olarak hazırladığı bir çalışma olduğu açıklaması pek de ikna edici olmadı. Raporlardaki gerçek Geçen ekim ayında da İçişleri Bakanlığı’nda çalışan bir memur tarafından basına yapılan açıklamada yabancı karşıtı, ırkçı ifadeler kullanılmış, hükümete eleştirel yaklaşan gazetelere sansür uygulanması istenilmişti. Bu demecin de hükümetin ve FPÖ’nün tutumu değil, memurun şahsi düşüncesi olduğu savunması İçişleri Bakanı tarafından dile getirilmişti. Videonun gündeme oturması sonrası hastalık sigortası yetkilileri, kart sahteciliğine ilişkin 2017 yılında toplam 18, 2018 yılında ise 4 olayın tespit edildiğini açıkladı. Başkasının sigorta kartı ile muayene olarak sahtecilik yapanların kökenlerine ait bir ifadenin de kullanılmaması dikkat çekti. Koalisyon ortağı FPÖ, Türkleri sahtecilikle suçlayarak, toplumda Türk düşmanlığının tohumlarını ekmeye devam etmekte... Kadim.uelker@gmail.com PAZAR YAZILARI dishab@cumhuriyet.com.tr Pazar 16 Aralık 2018 Dergi oteli sizi bekliyor Bizim evin karşı köşesindeki bakkaldan sağa döndüğümüz re ötemizdeki “Rue Armand de Roo 21, de, 21 numaralı evin önünde duva 1030 Schaerbeek” rın üzerine konulan kutuyu uzak adresindeki sokak tan görünce posta kutusu sanmıştım. Posta kutusu için biraz büyük ERDİNÇ UTKU kitaplığına bırakayım. Sonra da ad çeydi. Yaklaşınca kapağında “Der resini hatırlayama gi Oteli” yazdığını fark ettim. “Oku dığım sokak kitap duğunuz dergileri bırakın, diğerleri lığını ararım. Gece ni keşfedin. Buyrun alın, ücretsiz. Ki nin bir vakti de ol tap oteline destek olacağınıza güve sa dediğimi yap niyoruz” yazıyordu. Hem de çok gü tım. Kitap ve dergi zel bir el yazısıyla. Dolabın içindeki leri düzenli bir şe raflar dergi türlerine göre ayrılmıştı. kilde yerleştirdim. Güncel, spor, hobi, ekonomi... “Dergi Önceki kez daha Oteli” adı verilmesine karşın sadece fazla dergi ve kitap dergiler değil, kitaplar da rahatça ge vardı sanki! celeyebiliyordu. Bir süre sonra “Der Otomobilimle ge gi Oteli”nin hemen yanına bir “Kitap ce Brüksel’de se Garajı” eklendiğini fark ettik. vimli sokak kitap Sokak buzdolabı... lığını arama maceram ise sonuç Birkaç kilometre ötede başka bir so vermedi. Madem sevimli kitaplığı bu kakta da sevimli bir sokak kitaplığına lamadım, bari yerini bildiğim “Sokak rastlamıştım. Sokağın adını tam olarak Buzdolabı”na uğrayayım, evsizlere ve hatırlayamıyorum! Bak ne yapayım, ev yoksullara kimlikleri anlaşılmadan yiye den Türkçe dergi ve kitap alıp 100 met cek sağlayan insancıl girişime. “Boule vard Lambermont 444, 1030 Schaarbeek” adresindeki buzdolabının yanına bir bozdolabı daha eklenmiş. Noel nedeniyle ışıklarla süslenmiş iki büyük bozdolabının içi neredeyse boş. İki yarım paket kuru ekmek! Hepsi o! En iyisi yarın ben yiyecek bir şeyler götüreyim. Durumu iyi olan arkadaşlardan da özel olarak rica ederim. Düzenli olarak yiyecek ve içecek sağlasınlar. Sokak Buzdolabı’nı daha önce yazmıştım. İhtiyacı olanların onurlarını zedelemeden anonim olarak yararlanabilecekleri bu bozdolapları birkaç yıl önce evsizleri destekleyen Corvia derneği tarafından konuldu. Bir kitap getirin, bir kitap götürün Sahi ya ben niye sokak kitaplıklarını yazmıyorum ki! “Brüksel’de sokak kitaplıkları, kitapları esaretten kurtarıp yeni okuyucularla buluşturuyor. Zaten kitap ve gazete okuma oranının yüksek olduğu Belçika’da, kitaplar ve yayın organlarına yeniden yaşama olanağı sağlanıyor. Kitap ve dergi okumanın önündeki eko nomik engelleri gelişmiş ve modern kütüphanelerle aşan Belçika’da, kitaplıklar sokağa taşınarak okuma daha zevkli ve sevimli hale getiriliyor. Avrupa’ya yolunuz düşerse eski dolap, posta kutuları, telefon kabinleri, kuş kafesleri, bebek evleri, minyatür evler, artık kullanılmayan mikrodalga fırın ya da eski buzdolabı hiç beklemediğiniz anda sokakta karşınıza sokak kitaplığı olarak çıkabilir”diye girerim yazıya. İyi olurdu da... İkinci sevimli kitaplığı bulamadım. Dur bi dakika! Mutlaka cep telefonumla fotoğrafını çekmişimdir ben bu sokak kitaplığının. Bingo! Üstelik akıllı telefon sayesinde fotoğrafta sokak adı da yazıyor : Rue Alexandre Markelbach! Brüksel’e taşınınca kaldığım ilk sokağın paralelindeki sokak. Daha küçük, camlı kapağı vitrin işlevi görüyor. Üzerinde bir etiketi yok. “Sokak Kitaplığı” falan yazmıyor. Yandaki mesaj ise çok net: “Bir kitap getirin, bir kitap götürün!” Daha küçük ama sevimli. Yarın oraya da bir Türkçe kitap bırakayım! Belki ilginç bir kitapla dönerim eve! erdincutku@binfikir.be UKRAYNA KİLİSESİ BAĞIMSIZLIK İLAN ETTİ MoskovaKiev arasında yüksek tansiyon sürerken İstanbul Fener Rum Patrikhanesi’nin desteğini alan Kiev Patrikhanesi, Rusya’dan ayrılarak bağımsız Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin kurulduğunu ve yeni dini liderin seçildiğini açıkladı. Kutlama için kilise meclisinin karar toplantısının yapıldığı Azize Sofya Katedrali’nin önünde toplanan binlerce kişiye Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko da eşlik etti. Bağımsızlık kararını duyuran Poroşenko, yeni kilisenin lideri olarak 39 yaşındaki Sergiy Dumenko’nun adını açıkladı. Poroşenko, “Bugün tarihe Rusya’dan bağımsızlığımızı kazandığımız gün olarak geçecek” ifadelerini kullandı. Nüfusunun büyük bölümü Ortodoks olan Uk rayna’daki Kiev Patrikhanesi bağımsızlık talebini İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi’ne iletmişti. İstanbul’daki patrikhane de bağımsızlık talebini desteklediğini açıklamıştı. Bunun üzerine Moskova Patrikhanesi de İstanbul’daki kilise ile ilişkilerini kesmişti. ‘Yaşasın ölüm’den ‘yaşasın sanat’a... Behçet Necatigil’in dilimize kazandırdığı “Sis” ve “Yaman Adam” rin yükseldiği bir sanayi kentiydi. An romanlarından tanıyoruz Miguel de cak metalürji ağır Unamuno’yu. Bilbao doğumlu bir Bask ve İspanyol dilinin en büyük ya TAYFUN İŞBİLEN lıklı bu sektörlerde işler kötüye gi zarlarındandır. İspanya İç Savaşı’nda diyordu. Özerk Franco’nun ordusu Salamanka’ya girdi lik, ciddi bir ekonomik krizin başladığı ğinde Salamanka Üniversitesi rektörüy sırada gelmişti. Krizden çıkış için radi dü. Üniversite amfisinde tören düzen kal kararlar alınmalıydı, bunu da yaptı leyip “Yaşasın Ölüm” çığlıkları atan fa lar. Birkaç yıl içinde ağır sanayiden tek şistlerin karşısına çıkıp, “Kazanacak noloji ağırlıklı üretime geçildi. Emek ör sınız, çünkü elinizde yeteri kadar ‘ka gütlerinin yatırımlardaki ağırlığı korun ba kuvvet’ var. Ama hiçbir zaman insan du. Uçak motoru parçaları da üreten larda ‘inanç’ yaratamayacaksınız. Çün makine sanayinin devlerinden Danobat, kü inanç yaratabilmek için ikna etme Irızar otobüs fabrikaları, Caja Laboral yi başarmalı. Ama ikna etmek için de Bankası (İspanya’nın en büyük bankala sizde bulunmayan bir şey gerekli: Akıl rındandır) gibi daha nice Bask kuruluşu lı ve haklı bir savaşım verebilmek” di nun sahibi, işçi kooperatifleridir. yecektir. Ev hapsine alınan Unamuno, bu olaydan 2 ay sonra, 1936 yılının son günü, 73 yaşındayken ölür. Yziıyldaarebtiçri milyon “Yaşasın Ölüm” diyenlerin 40 yıl sü Bu dönemde Bilbao da adeta yeni ren faşizmi, Unamuno’nun da öngör den yaratıldı. Kent içindeki tersane ya düğü gibi kimseyi ikna etmeyi başaramadı. 1975’te Franko’nun ölümüy pıları söküldü. Nehrin kıyıları düzenlendi, köprüler yapıldı, binalar yenilen le faşizm bitti. 1979’da Basklar özerk di. Ama en önemli proje bir modern sa liklerini ilan etti. Bilbao’nun en güzel meydanına Miguel de Unamuno’nun natlar müzesi inşa etme fikriydi. Bunun için ABD’li Guggenheim Vakfı’yla anla adını verdiler. Faşist dönem boyunca şıldı ve mimari harikası Bilbao Guggen Bilbao belediye binasının bodrumun heim Müzesi yapıldı. Dışı titanyum alada bekleyen büstünü de meydanın bir şım kaplı olan müze 1997’de açıldı. Ay köşesine yerleştirdiler. Bask bölgesinin ekonomisi, “Mondragon İşçi Kooperatifleri” gibi emek Guggenheim Müzesi çi örgütlerinin katkılarıyla kurulmuş ağır sanayiye dayanıyordu (ekonomi de ünlü Bask modeli). İşçiler, fabrikala rın sahibi ve yöneticisiydi. Bölge sana yinde metalürjinin payı önemliydi. Bil bao, Nervio Nehri üzerinde tersanele nı dönemde yeni havalimanı da hizmete girdi. Guggenheim’ın sürekli değişen sergileri, dünyaca ünlü DJ’lerin performansları, dans atölyeleri 400 bin nüfuslu kente yılda 1 milyon ziyaretçi çekmeyi başardı. Daha önce İspanya’nın dev turizm pastasından doğru dürüst pay alamayan bir kent olduğu düşünüldüğünde, sanat, Bilbao’ya yeniden hayat verdi denebilir. Gastronomi merkezi... Konu turizmden açılmışken, bölgeye gelen turistlerin memnun ayrılmasında ve tekrar gelmesinde etkili konulardan biri de hiç şüphesiz nefis mutfağıdır. Avrupa’nın en eski halklarından olan Basklar çok güzel yemek yapar. Ama yemeği daha çok erkekler yapar. Sadece erkeklerin üye olabildiği yemek kulüpleri vardır. Bu kulüplerin ilk ortaya çıkışı 1800’lere dayanır ve küçücük bölgede sayıları bini bulur. Faşizm döneminde Franco bu kulüplerin açık kalmasına izin vermiş. Erkekler de buralarda toplanıp hem yemek yapmış hem de siyaset konuşmuş. Bilbao artık bir dünya kenti. Ama Baskların Atletic Bilbao konusundaki milliyetçi takıntıları sürüyor. Kentin futbol takımında oyuncu olabilmek için Bask bölgesinde doğmuş olmak şartı hâlâ geçerli. Tabi buradaki “Bask bölgesi” tanımına Fransa’daki Basklar da dahil. Yeri gelmişken ekleyelim Bask futbolcuların hem Fransa hem İspanya milli futbol takımlarının dünya şampiyonluklarına katkısı büyük olmuştur. tayfunis@hotmail.com Da Vinci’nin büyüsü Rönesansın en ünlü ve yön lü sanatçısı Leo nardo da Vinci’nin gelecek yıl 500. ölüm yıldönümü. ELİF GÜNSEL Hollanda’nın Ams terdam Schiphol Havalimanı’ndan çıktıktan hemen sonra reklam panolarında Da Vinci sergisinin afişleri dikkatimi çekiyor, istika met ise Teylers Müzesi. Müze, Amsterdam’a trenle 20 dakikalık mesafedeki Haarlem’de. Burası, kavisli su kanalları, ortaçağdan kal ma binaları ve kaldırım taşlı yolları ile ka rakteristik bir Hollanda şehri. Pek de turis tik değil, haliyle sakin... Da Vinci eskizlerini nin, Teylers Müzesi’nde sergilenmesi bu ke yifli bölgeyi bir kere daha ziyaret etmek için iyi bır fırsat diye düşünüyorum. Müze bugü ne kadar Hollanda’da gerçekleştirilen en bü yük Da Vinci sergisine 5 Ocak 2019’a kadar evsahipliği yapıyor. Sanatın ve bilimin buluştuğu bir yer Tey lers Müzesi. Kuruluşu, banker ve kumaş tüc carı Pieter Teyler’ın, varisi olmadan yaşamı nı yitirmesine uzanıyor. Teyler öldüğünde bi lim, sanat ve doğa tarihinden oluşan birçok değerli kolleksiyon parçasını geride bırakı yor. Milyonlarca yıllık fosillerden eski para lara uzanan kolleksiyonun sergilendiği mü ze binası halihazırda Hollanda’da korunması gereken 100 tarihi yapı listesinde. Bir mekân düşünün ki; müzeye dönüştürül meden önce üst katında yer alan laboratua rında, Nobel Fizik ödülü sahibi Hendrik Anto on Lorentz yıllarca çalışmalarını gerçekleş tirmiş, hatta Albert Einstein müzede yer alan bilimsel eserleri hayranlıkla izlemiş. Sanat ile bilimin buluşması Da Vinci bir Rönesans dönemi dahisiydi... Sadece ressam, heykeltraş diye onu tanımla mak haliyle son derece yetersiz kalır. Da Vin ci yaşadığı dönemin çok daha ötesinde fikirleri olan bir bilim insanı, mimar, mü hendis, filozof, matematik çi, mucitti. Sergiyi gezer ken, onun sanat ile bilimi birbirinden bağımsız düşün mediğine bir kez daha tanık oluyorsunuz. Bitmek tükenmek bilmez bir bilgi açlığına da... Yazarken, gözlem Da Vinci’nin çizimlerinden lerken, çizerken veya düşünürken devamlı ak lını meşgul eden muhtelif sorulara cevap bul ma arayışı. Gökyüzü neden mavi? Kuşlar na sıl uçar? Dağların zirvelerinde keşfedilen ok yanus canlılarının kalıntılarını nasıl açıklarız? Peki Dünya, Ay’dan bakıldığında nasıl görünü yor? Da Vinci, çizimlerine konu ettiği karak terlerin duygularını, yüz ifadelerini müthiş bir ustalıkla eskizlerine yansıtan bir ressam. Tıp kı enigmatik (esrarengiz) Mona Lisa tablosun da olduğu gibi. Da Vinci’ye göre, “Yüzümüz, ruhumuzun aynası”. Kalemi, fırçası sayısız ke re yaşlı kadınları, gözüpek askeri, güzel kızla rı, genç erkekleri, çirkin erkekleri, zalim kaba dayıları, grotesk ve ucube figürleri çizmiş. Leornardo’nun yüz anatomisi üzerinde yap tığı sayısız bilimsel çalışma, hâlâ gizemi tam çözülemeyen Mona Lisa tablosunda ve Son Yemek adlı dramatik duvar resminde ha yat buluyor. Sanatçının günümüze kadar ula şan elyazmalarından bazıları, müzenin bilim sel buluşların sergilendiği özel bölümünde zi yaretçilerle buluşuyor. Leonardo’nun sanatı nı geliştirmek dış dünyayı devamlı gözlemle mesi, doğadan ilham alması ve insanın uçabi leceğine inanması, kuşların kanat düzeneğini inceleyip çizimlediği ilk uçak eskizleri de bu bölümde görülmesi gerekenlerden. Belki de sergiyi izlemeye gelen herkesin ortak düşüncesini büyük dehanın biyografisi ni yazan Walter Isaacson dile getiriyor. ‘’Eğer Leonardo Teylers Müzesi’ne gelseydi, sana tın ve bilimin buluştuğu bu tapınakta kendisi ni cennette hissederdi’’. elifgunsel@yahoo.com C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle