18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 16 Aralık 2018 18 ‘1984 Büyük Gözaltı’ alkışlarla perde açtı Rutkay Aziz’in yönettiği ve başrolünü Taner Barlas ile paylaştığı “1984 (Büyük Gözaltı)” ilk gecesinde İstanbullu tiyatroseverlerden büyük alkış topladı. İngiliz yazar George Orwell’in kült romanı “1984”ü tiyatro seyircisiyle buluşturan “1984 (Büyük Gözaltı)”nın prömiyeri, önceki akşam gerçekleşti. Taner Barlas’ın, roman ve oyun çevirilerinden yararlanarak kurguladığı, Rutkay Aziz’in yönettiği oyunda iki usta isim aynı zamanda sahneyi de paylaşıyor. Perdeci Oyuncuları ile AYSA Prodüksiyon Tiyatrosu tarafından sahnelenen oyunun prömiyerine Doğa Rutkay Kerimcan Kamal, Füsun Demirel, Levent Ülgen, Betül Arım, Melike Demirağ, Serap Aksoy, Hakan Altıner, Ayşen İnci, Dilek Türker gibi isimler katıldı. Seyircinin yoğun ilgisiyle karşılanan oyun, uzun süre ayakta alkışlandı. “1984 (Büyük Gözaltı)”, prömiyerinin ardından, 20 Aralık Perşembe akşamı MOİ Sahne’de, 21 Aralık Cuma akşamı ise Kozyatağı Kültür Merkezi’nde sahnelenecek. Başlama saati 20.30 olan oyunların biletleri, Biletix’ten ve salonların gişelerinden temin edilebiliyor. l Kültür Servisi ‘Şehir Amber Kokacak’ Daha çok İstanbul’u ve şehrin küçük insanını acısıylasevinciyle etkileyici bir biçimde kaleme alan Sait Faik Abasıyanık (1906 1954), beş hikâyesiyle yarın saat 17.00 ve 20.30’da İş Sanat’ta seyirciyle buluşuyor. “Şehir Amber Kokacak” adlı dinletide yazarın bu kez “Müthiş Bir Tren”, “Havuz Başı”, “Balıkçısını Bulan Olta”, “Yüksekkaldırım”, “Serseri Çocuk ve Köpek” başlıklı hikâyeleri yer alıyor. Daha önceki hikâye dinletilerinde olduğu gibi hikâyeler, eski bir radyo kayıt stüdyosunun canlandırıldığı sahne düzeninde, iç içe geçmiş dramatik bir akışla okunuyor. Dinletinin metinlerini Atilla Birkiye ha AUFF başvuruları sürüyor 30. Ankara Uluslararası Film Festivali yarışma başvuruları devam ediyor. 1828 Nisan 2019 tarihlerinde gerçekleştirilecek 30. Ankara Uluslararası Film Festivali’ne başvurmak isteyen sinemacılar, yarışma ve gösterim şartlarının yer aldığı yönetmeliklere ve başvuru sayfasına web sitesi üzerinden ulaşabilecek ve film başvurularını 1 Şubat 2019 tarihine kadar yapabilecekler. Saran, Gerçek ve Yarar ile Sait Faik öyküleri İş Sanat sahnesinde. zırladı. Mehmet Birkiye tarafından sahneye uyarlandı. Hikâyeleri ise Metin Belgin, Bülent Emin Yarar, Hakan Gerçek gibi isimler okuyacak. l Kültür Servisi Yüzde ‘100’ Khontkar Trap müziğin Türkiye’deki yıldız ismi Khontkar, uzun süredir üzerinde çalıştığı albümü “100” ile müzikseverlerle buluştu. Geçtiğimiz aylarda Sony Music Türkiye & Basemode Records etiketiyle tekli olarak yayımlanan “Hiçbir Şeyim Yok”, “Kime Ne” ve “Legal” şarkılarının da yer aldığı 10 şarkılık yepyeni albümü “100”de söz, beste ve aranjelerde Khontkar ve Barry Allen imzası var. Çöken imparatorluk, Komün’ün ışığ ı, umut ve hakikat arayışı… Emile Zola… yeniden! HÇHMHZDEKH HAYVAN Türkçesi: Hamdi Varoğlu Yordam Edebiyat, dünya edebiyatının en büyük hakikat arayışçılarından Emile Zola’nın eserlerini okurlarla yeniden buluşturmaya, İçimizdeki Hayvan ve Yıkılış’la başladı. İhtirasın ve suçun sınırında yaşayan karakterler, demiryolunun simgelediği gelişme, kendi kendisinin karikatürüne dönüşen yargı, insanın içindeki hayvani ve ilkel yönler! Emile Zola, İçimizdeki Hayvan’da İkinci İmparatorluk dönemi Fransa’sına ve “içimiz”e derinlemesine bakıyor… Yıkılış, Elif Aksu Kaya’nın özenli çevirisiyle Türkçede ilk kez yayımlandı. İçimizdeki Hayvan ise ülkemizdeki en yetkin Zola çevirmeni olarak bilinen Hamdi Varoğlu’nun Türkçesiyle okurların huzurunda. Yordam Edebiyat, yeni Zola romanlarıyla has edebiyat ve hakikat arayışını sürdürecek! yordamedebiyat yordamedebiyat YordamKitap www.yordamkitap.com kültür EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘Sanat elbette politiktir’ Ukrayna’nın Oscar yarışındaki filmi ‘Donbass’ın yönetmeni sergeİ loznıtsa ile söyleştik ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR “Kameranızı nereye koyduğunuz önemlidir ve dolayısıyla elbette sanat politiktir” diyor Ukraynalı yönetmen Sergei Loznitsa. Bu yıl Cannes’ın yan bölümü ‘Belirli Bir Bakış’ın açılışını yapan “Donbass” ile en iyi yönetmen ödülünü kazanan Loznitsa, filme adını veren bölgede dört yıldır süren savaşın manasızlığını ve acımasızlığını kara mizahla katlanır hale getirdiğini söylüyor. “My Joy” ve “Gentle Creature” gibi filmleriyle Altın Palmiye yarışının gediklisi olan 54 yaşındaki yönetmen, bir Nuri Bilge Ceylan hayranı. Ukrayna’nın Oscar yarışındaki “Donbass”, Başka Sinema aracılığıyla vizyonumuzda. n Bu kez bölümler haline ve sayısız karakter eşliğinde Donbass havzasında süren savaş üzerinden trajikomik insanlık durumlarına bakıyorsunuz. Belgesel olmayan bir film için bu kadar açık ve net bir tavrı benimsemenizin sebebi nedir? Doğrudan anlatmazsam başka türlü meselenin özüne varamayacağımı hissettim artık ama aslında daha söylenmesi ve gösterilmesi gereken o kadar çok şey var ki, inanın! Bazı bölümlere inanamıyor seyirci ama ben bunları youtube’tan uyarladım, basbayağı yaşanmış olaylar. Nedense bir sanat yapıtında izleyince inanamıyoruz, hayal ürünü zannediyoruz. Çağımızda gerçek önemini yitirmiş! Halbuki az bile anlattım. Bazı bölümler daha açık ve net. Örneğin Alman gazeteciye yardım eden Ukraynalı fotoğrafçı aslında kendisini oynuyor. Bana senaryo aşamasında çok yardımcı oldu ve yerine oyuncu ararken onu oynatmanın daha uygun olduğunu anladım, mükemmel oldu. Belgesellerimde kurmaca duygusu da vermesini yani apaçık göstermek yerine sizin idrak gücünüze yer bırakmasını sevİyorum. Kurmacalarda ise gerçekliğe yaslanması gerekiyor. Bütün bunların ortasında ise kara mizah var elbette, onsuz olmuyor. n Savaşın korkunçluğuna başka türlü katlanılmaz nedeniyle mi? Elbette kara mizah olayın saçmalığını ve akıl dışılığını vurgulayan, durumu başka bir boyutta bir görmemizi sağlayan bir şey. O bakışla yaşananların trajikomik bir boyutunu da görüyorsunuz. Aynı zamanda evet, korkunç gerçekliğe bakmamızı katlanır kılabiliyor. Yani kızgın bir demiri çıplak elle tutamazsınız, eldivene ihtiyacınız var. Böylelikle gerçek hayatta tahammül edilemez şeyler daha az tehditkar görünüyor. n Kömür madenleriyle bilenen Donbass havzası yani Doğu Ukrayna’daki savaşı haber bültenlerinden kanıksayan seyirciye ne söyler sizce filminiz? Sanatın ufuk açıcı etkisine güveniyorum. Günümüzdeki bilgi bombardımanında bizde düşünecek ve hissedecek hal bırakılmıyor. Ama sinemada başınızı çevirmezsiniz, bilginiz olması gerekmez ama içgüdülerinizin peşinde kameranın durduğu yeri önemsersiniz çünkü biri yani yönetmen önemsemiştir ve başarılı bir sanat yapıtı bir şekilde izleyicisiyle bağ kurar. Yani sanat doğası gereği politiktir ve insanı anlatmaya başladığınız anda, aşk hikâyesi bile olsa mevcut düzene dair bir şeyler söylemiş olursunuz. Hani Almanlar Picasso’ya ünlü “Guernica’ basılı kartı göstererek ‘bak ne yaptın’ demişler, o da ‘Hayır onu siz yaptınız’ demiş, sanat böyle bir şeydir işte. Propoganda sineması ise çok ayrı bir şey. n Avrupa ve ABD’de de yükselen aşırı sağın etkisine bakınca komünist dönemle hesaplaşmayı yorumlarsınız? Malesef durum vahim. Baskıcı rejimlerin doğasını konuşmak gerekiyor aslında ve komünist dönemle gerçek manada hesaplaşılmadığını düşünüyorum henüz. Donbass’ta olanlar bütün savaşlarda olduğu gibi kötülüğün ta kendisi. Niye savaş var ki! Ruslar da yaşıyor ama Ukrayna orası ve Rusya’nın oradaki varlığı kabul edilemez. Sorunun sadece ekonomik olduğunu düşünmüyorum, aksine çoğu çatışma gibi bir prestij meselesi olarak da görülebilir. Komünizm döneminde çok canlar yandı ama şimdi de bakıldığında dünyada dengeler pek değişken, absürd olaylar çağında yaşıyoruz. ‘Pilevneli Mecidiyeköy’ sergiyle açıldı Pilevneli, Dolapdere’nin açılıs¸ından sonra şimdi de Mecidiyeköy’de yeni bir mekânı da sanatseverlerle buluşturdu. Yaklas¸ık 4000 metrekarelik bir sergileme alanına sahip olan Pilevneli Mecidiyeköy, Mecidiyeköy Likör Fabrikası’nın yerinde büyük bir sergiyle açıldı. “Fabrika’da: 10 Sanatçı / 10 Bireysel Pratik” adlı sergi 10 sanatçının kis¸isel sanat pratigˆini gözler önüne serdigˆi is¸lerin toplamından olus¸uyor. Pilev neli Gallery kurucusu Murat Pilevneli ev sahipliğinde yapılan sergi açılışına kültürsanat, cemiyet ve iş dünyasından birçok isim katıldı. Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü de açılışa katılanlar arasındaydı. Sergide yer alan sanatçılar şöyle: Refik Anadol, Hans Op de Beeck, Daniel Firman, Arik Levy, Tony Matelli, Ida Tursic&Wilfried Mille, Youssef Nabil, S¸ener Özmen, Jean Pigozzi ve Erdogˆan Zümrütogˆlu. İstanbul Art Show başladı Beş yüzün üzerinde sanatçının yer aldığı, Türkiye’nin yeni sanat fuarı İstanbul Art Show, dün kapılarını ziyaretçilerine açtı. Hilton Exhibition Center’da yapılan fuar bugün sona erecek. Fuarın ilk gününde, onur konuğu Prof. Devrim Erbil’e Türk sanatına katkıları dolayısıyla plaket verildi. Türkiye’nin önde gelen ressamlarından Ergin İnan, Özdemir Altan, Güngör Taner, Mehmet Güler, Mehmet Gün, Ahmet Güneştekin, Balkan Naci İslimyeli, Hunt Slonem, Senem Erseven, Ekrem Yalçındağ, Şefkat İşlegen, Arzu Karcı ve Nezih Çavuşoğlu’nun resimlerinden oluşan bir karma sergi, sanatseverlerle buluştu. l Kültür Servisi Fuarın onur konuğu Devrim Erbil (sağda). SAHA’dan üç sanatçıya destek Çağdaş sanatı desteklemek amacıyla faaliyetlerini sürdüren SAHA Derneği, New York’ta The International Studio & Curatorial Program ve Beyrut’ta Homeworks Program’a davet edilen üç sanatçının program ve yaşam masraflarına destek veriyor. SAHA, New York’ta 1 Ekim 31 Aralık 2018 tarihlerinde düzenlenen misafir sanatçı programına davet edilen İnci Furni’nin program ve yaşam masraflarına ve Lübnan Plastik Sanatlar Derneği Ashkal Alwan sanat kurumuyla 2015 yılından beri sürdürdüğü işbirliği kapsamında 1 Ekim 2018 14 Temmuz 2019 tarihlerinde Beyrut’taki “Homeworks Space Program” isimli misafir sanatçı programına davet edilen iki sanatçı, Cansu Çakar ve Kıymet Daştan’a destek veriyor. Bu yıl 25. yılını kutlayan kurum, aralarında İnci Eviner’in de bulunduğu 39 sanatçının eserlerinden oluşan bir sergi ve bağış müzayedesi düzenliyor. l Kültür Servisi ‘Generallerin Beş Çayı’ izleyiciyle buluşuyor Boris Vian’ın “Generallerin Beş Çayı” oyunu Tiyatro Dalga’nın kendine has müzikli yorumuyla izleyiciyle buluşuyor. Ayberk Erkay’ın çevirdiği ve Erden Tunatekin’in yönettiği oyunda Serdar Akülker, Nilgün Karababa, Ufuk Kurtuldu, Alişan Özkan, Nilah Cennetkuşu gibi isimler rol alıyor. Oyunun konusu: Aşırı üretimden kaynaklanan bir ekonomik kriz yaşayan Fransız hükümeti, bu bolluğu akıtabileceği yeni pazarlar aramaktadır. Sonuçta bolluk uyuşturucu bir şeydir. Yapılan “üst düzey görüşmelerin” ardından en makul seçeneğin güzel bir savaş çıkarmak olduğuna karar verilir. Oyun tarihleri şöyle: 28 Aralık, 16 Ocak ve 23 Ocak 2019 Tiyatro Ak’la Kara, 11 Ocak 2019 Barış Manço KM (Kadıköy). Oyunlar saat 20.30’da başlayacak. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle