19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 3 Kasım 2018 EDİTÖR: GÜRER MUT TASARIM: SERPİL ÜNAY Sokakta umut yokUluslararasıyaptırımlaröncesiİran’daprotestolardabaskıveyasaklardaartıyor Edebiyatına, sinemasına, müziğine hayran olduğum kadim topraklarda, İran’dayım. MÖ 4000’lere dayanan tarihiyle, dünyadaki en eski uygarlıklardan birine ev sahipliği yapan İran’ın zengin kültürü, uzun yıllardır siyasi gerilimin gölgesinde. Ülke, şimdi, uluslararası yaptırımların etkisiyle daha ağır bir ekonomik krizle karşı karşıya. Başkent Tahran’da ve Tebriz’de hava ağır, sokaklarda geleceğe dair umutsuzluk hüküm sürüyor. Trenle yolculuk İran’a, her hafta salı günü Van’dan tren kalkıyor. Van Tebriz seferinin bilet fiyatı 10.80 Avro. Pasaport pulu ise 15 TL. Yolculuk vakti yaklaştığında, garda bekleyen yolcuların sayısının azlığı dikkatimi çekiyor. Türkiye gezisinden dönen 8 İranlı ile toplam 15 kişiyiz. Lokomotif saat 21.00’de hareket ediyor. Kompartımandaki kalabalalık arttıkça, Tebrizli Ali coşkuyla ülkesini anlatmaya başlıyor. Kapıköy Sınır Kapısı’na saat 23.45’te varıyoruz. Yarım saatlik kontrolden sonra yola koyuluyoruz. Merhametin şehri... İlk durağımız Tebriz’e sabah 06.00 gibi varıyoruz. Tebriz, İran’ın 31 eyaletinden biri olan Doğu Azerbaycan’ın merkezi. İran’ın kuzeybatısında yer alıyor. “Merhametin ve Şairlerin Şehri” olarak biliniyor. Ali’nin uyarıları kulağımda, ücretler İstanbul’a göre uygun olsa da taksiye binmeden önce şoförle anlaşıyorum. Merkeze yakın bir otele tek gecelik 75 TL ödüyorum. Tebriz halkı sıcak, samimi, iletişime açık. Bir sokağın köşesinde korsan satıcıda İbrahim Tatlıses, Recep İvedik CD’lerine denk geliyorum. Mohsen Namjoo, Shahin Najafi, Bahman Ghobadi gibi İran’ın usta ve yasaklı sanatçıları ise tezgâhta yok. İran’da her şehirde tarihi, büyük pazarlar var ama en büyüğü galiba Tebriz’deki “Üstü Örtülü Pazar.” Tarihi pazar, İran’daki krizi özetliyor. Tebriz’de, devletin bölgede yeterli altyapı ve yatırım çalışması yapmadığına yönelik şikâyetler var. Azeriler, devletin bu tutumunu ayrımcılık olarak nitelendiriyorlar. Kentte mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında, Tebriz Kalesi, Azerbaycan Müzesi, Gök Mescid, Tebriz’in eski yaşam tarzını, müziğini bulabileceğiniz yer olan Amir Nezam Evi (Qajar Müzesi) geliyor. Dünyada, yetiştirdiği şairler için mezarlık yapan tek şehir Tebriz. Şairler Mezarlığı’ndaki Şairler Anıtı da görülmeye değer. İki gün sonra Tahran’a gitmek için gara doğru ilerlerken, bir parkta, tüpün üstünde çay demleyen dört işçi görüyorum. Fotoğraf çekeyim derken, sohbete dalıyoruz. Taşeron olarak çalışan işçiler, parkın taş duvarlarını örüyor, 8 saat çalışıp 37 TL kazanıyorlar. En İran’ın en büyük tarihi pazarı “Üstü Örtülü Pazar”daki durum ülkedeki krizi özetliyor. çok parayı ise dayıbaşı Kadir alıyor. Başkentte karmaşa var Tebriz’den başkent Tahran’a her ak şam 18.00 ve 19.00’da hareket eden yataklı iki tren var. Yaklaşık 12 saat lik yolculuk çölün, dağların etkileyi ci manzarasında geçiyor. İran’ın en gelişmiş şehri Tahran’da, takım elbi seli, sakallı memurlar devletin baskı cı tutumunun aynası gibi. Kent nüfu su resmi kayıtlara göre Afganlar, Pa kistanlılar ve Türkmenler le birlikte 15 milyo na ulaşıyor. Şehir de trafik oldukça yoğun. Varlıklılar şehrin kuzeyinde, yoksul kesim ise güneyinde yaşıyor. İran’da resmi tatil cuma günü. liyorum. Meydan, çoğunluğu Afgan yüzlerce işsiz mülteci genç le dolu. Meydanda kadınların azlığı da hemen göze çarpıyor. Nereyi krklrKoldDr‘OgeaıaıteaeuallürrofmankptfiırbnbnnnıloaıügeseiDdşknoAıörşsb.anal,riirüalİnnğytdübaürnraıoaraoldkdssürkonönraıoa.ylzan,ğaddOebmoDrtdıerrtanaeimuoa.tkbğoğkilüıurgollsTeeejyiçasearehirynknr’a,doenşelain’iırrnalesKekhİylrrioimeanüiannrdrdhiü’deyldsbareeaakenrtieekhdiısynnmeetıoryerki,kyekosvimirialnsean.eçatrnaiie.rbnnığalidıiyrSyrnel,aaoidkdşdreye.etag.eülYvbiaSzrdbaalaçyieipduliryıdlrırlaePoSmldiayrağerhaidiıurıhiğrnınnacmaiglgM,aaeEyyçüNıv.öroıreuabniiBmtkvşaAih’eernniavaasrlsbmkidbaçmikyanüaıroohgılğyadmlraekgüiıünzarpöünelihıkrnlnçDinSdiü?iİcağlaaanrekoeRiirlğalrlüaaıeŞybındizn’mynsaaanuaıiŞıihpşı,yğd’annlgauaainaele Azadi Meydanı’na gitmek için oto doğal orman ve bahçe. Sarayda yirmi büs durağına gidiyorum. 25 yaşında den fazla müze var. Merkezdeki Go ki Mina, kartını benim için basıyor. Is lestan Sarayı’nı ise Safeviler, resmi rar etsem de bilet ücretini kabul etmi konut olarak yaptırmış. Saray, Şah yor. Üniversiteyi Tahran’da okumuş döneminde de resmi törenlere ev sa ve burada evlenmiş. Azeri olduğu için hipliği yapmış. Tahran’da görülmesi Türkçe biliyor ve otobüs beklerken gereken yerler arasında, Kapalı Çarşı, sohbet ediyoruz. Çevresini kontrol et şehrin oksijen alanı Mellat Şehir Par tikten sonra başörtüsünü göstererek kı, Zoolojik Park, Jamshidieh Parkı, kısık sesle “Bunu istemiyorum. Tak Humeyni’nin anıtmezarı, İran’ın mü mam için niye zorlanıyorum ki” diyor. cevher müzesi, İbret Müzesi ve Pers Özgür bir İran’ı hayal etse de umut İmparatorluğu’ndan kalan 300 bin sa suz: “Ne seçim, ne sokak... Bu böyle nat eserinin sergilendiği İran Ulusal gidecek...” Meydanda çimene oturup Müzesi de yer alıyor. günbatımının oluşturduğu kızıllığı iz Tahran’da buluştuğumuz müzis Tahran’daki Azadi Meydanı, çoğunluğu Afgan yüzlerce iş siz mülteci gençle dolu. Kadınların sayısı ise oldukça az. yen S.K. ile İran rejiminin müzik yasağından söz ediyoruz. Yönetim, kültürün ayrılmaz bir parçası olduğu için müziği durduramasa da yasaklamalar çok yaygın. Metal, rap ve hiphop, batı tarzı rock, blues, İslam öncesi ve Pehlevi dönemlerine ait müzik yasadışı görülüyor. Mohsen Namjoo, Kuran’dan ayetler okuduğu için İran’da yasaklı. Yasağın asıl nedeni ise mollaların yaptığı haksızlıkları ve yolsuzlukları anlatması. Ülkenin en büyük müzisyeni olarak nitelendirilen Shajarian’ın da Yeşil Hareketi destekleyen şarkıları nedeniyle İran’da şarkı söylemesi yasak. Kadın şarkıcıların ise yalnız şarkı söylemesi hâlâ yasak. Japon filmine sansür yok Yine Tahran’da bir araya geldiğimiz bir yönetmen H.B, “Hükümete karşı yapılan küçük bir protestoda bile insanlar, ‘sen Allah’ın karşısında duruyorsun’ suçlamasıyla ceza alıyor. Hükümete girmek için o aşiretten olmak şart. Hükümet seçimlerde belli bir liste sunuyor. Ve halk sadece o listeye oy veriyor. Yani, sandığın ve seçimin hiçbir önemi yok” diyor. H.B’nin birlikte çalıştığı arkadaşı M.M. de yanımızda. M.M, Japonların giysileri kapalı olduğu için devletin Japon filmlerine izin verdiğini, Türk ve Amerikan filmlerinin kıyafetler nedeniyle sansürlendiğini anlatıyor. Yarın: Yezd ve Şiraz Bugün İran’a yarın başka ülkeye Yaptırım kararı uluslararası hukukun ihlali, BM kararlarının güvenilir olmaması demek Bugün genç meslektaşım Mehmet Kızmaz’ın sosyal yaşamına, kültürel ortamına ilişkin son derece hoş izlenimlerini okumaya başlayacağınız İran’a ABD yaptırımlarının ikinci dalgası başlamak üzere. Başkan Donald Trump, seçim propagandası sürecince “ülke tarihinin en kötü anlaşması” olarak nitelediği İran’la 2015 yılında ABD, Almanya, Rusya ve Çin arasında yapılan nükleer anlaşmadan 8 Mayıs 2018’de tek taraflı olarak çekildi, bilindiği gibi. Çekilme için ileri sürdüğü gerekçe, ilgili uluslararası kurumların tersi açıklamalarına rağmen, İran’ın nükleer silah üretiminden vazgeçmediği gerekçesiydi. Trump, bununla da kalmayıp anlaşma öncesi yürürlükte olan yaptırımları yeniden uygulama kararı aldı. ABD, OPEC üyesi de olan müttefiklerini İran’dan petrol alımlarını kasım ayına kadar sıfıra indirmeye çağırdı. ABD Dışişleri Bakanlığı ayrıca, Tahran ile iş yapmaya devam eden firmaların da cezalandırılabileceği konusunda uyarıda bulundu. Açık bir hukuk ihlali Trump’ın İran’a karşı aldığı, ikinci dalgası da 4 Kasım’da başlayacak olan yaptırım kararı, uluslararası hukukun açık bir ihlalidir. Dış politikasını uzun yıllardan beri askerileştirmiş olan ABD, anlaşılan o ki ekonomi politikasını da askerileştirmiş bulunuyor. ABD kendisinin de imzası olan BM Güvenlik Konseyi’nin İran’la yapılan anlaşmayı onaylayan 2231 numaralı kararını tanımamış oluyor. Bu, BM tarihinde ilk kez görülen bir durum. BM Güvenlik Konseyi’nin 2231 numaralı kararı İran’la normal ekonomik/ticari ilişkilerin geliştirilmesini/kolaylaştırılmasını, nihayet İran’ı teknoloji, finans ve enerji konularında zayıflatacak eylemlerden kaçınılmasını içeriyordu. ABD’nin geri çekildiği anlaşma on yıl gibi uzun sürmüş müzakereler sonucu hazırlanmıştı. Donald Trump’ın İran’ın nükleer silah üretimini sürdürdüğü iddiası başta Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA) İran’ın anlaşmaya tamamen uyduğunu gösteren raporlarıyla defalarca yalanlanmış bir iddiadır. nTreudmenp çaenklailşdmi?adan Trump’ın İran anlaşmasını terk etmesinin, önem sırasına göre, iki büyük nedeni var. İlki, bir önceki Başkan Barack Obama’nın tüm uygulamalarını iptal etme isteği. Bu konuda niyetini saklamış değil Trump. Örnekleri şunlar: Başkan olarak yemin ettikten çok kısa bir süre sonra ABD’yi TransPacific Partnership görüşmelerinden çıkardı. Ardından Paris İklim Anlaşması’nı terk etti. Obamacare olarak bilinen Sağlık Sigortası Yasası’nı iptal etti. Obama döneminde Küba’ya kaldırılan seyahat yasağını yeniden yürürlüğe soktu. Daha birçok Obama dönemi kararı var reddettiği. İkinci ve de en önemli neden öncelikle İsrail’i, sonra da Suudi Arabistan’ı bölgede “İran kaynaklı tehdit” konusunda rahatlatmak. Trump bir İsrail yanlısı olduğunu söylemekten hiç çekinmedi. Hatta İsrail ile Filistin arasında ahlaki bir eşitlik olmadığını ileri sürerek yapılan bir anlaşma sonucu İsraillilerin ikinci sınıf vatandaş duruma düşürülmelerine izin vermeyeceğini söylemek gibi tuhaf bir açıklaması bile oldu. Bu nedenlerle de başlatılan ilk yaptırım dalgasının ağustos ayında vurduğu İran, ABD Doları’nın yanı sıra altın başta olmak üzere değerli metalleri de alamaz duruma sokuldu. Bu ilk dalga yaptırımlar İran’ın dış borç ödemeleri ile otomotiv endüstrisi üzerinde son derece olumsuz bir etki yaptı. İran dünyanın 12. büyük otomobil üreticisi olan bir ülke. ‘Çoktaraflı diplomasi’nin ölümü İkinci dalga yaptırımlar ise İran için daha da kötü, hatta “ölümcül” nitelikli. Bu yaptırımlar İran’ın liman işletmecilerinin yanı sıra enerji, nakliye ve gemi inşa sektörlerini de hedef alacak. Petrol ile ilgili işlemler ve yabancı finans kuruluşları ile İran Merkez Bankası arasındaki ilişkiler de etkilenecek. Gerçek olan Trump’ın bu hukuksuz kararı, BM’nin sorumluluğunu üstlendiği anlaşmaların güvensiz olduğu inancını yayacağı gibi “çoktaraflı diplomasi”nin de bir anlamda ölümü demek. Bugün İran’a yapılan yarın bir başka ülkeye de yapılabilir pekâlâ. haber 7 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez ‘Türkiye muafiyet listesinde’ Bakan Dönmez, Türkiye’nin İran’a uygulanacak yaptırımlardan muafiyet tanınan 8 ülke içinde olduğunu söyledi. MUSTAFA ÇAKIR Hükümet, ABD’nin 5 Kasım’da başlayacak İran’a yaptırımlarının ikinci diliminde muafiyet tanınan 8 ülke içerisinde Türkiye’nin de olduğunu açıkladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Şu anda bize gelen bilgiler Türkiye’nin de muafiyet alan ülkeler içerisinde olduğu şeklinde. Karar memnuniyet verici” dedi. Bu arada hükümet enerji yatırımlarında özel sektörün önünü daha da açacak. İzin, ruhsat, onay işlemleri kolaylaştırılacak. Kamu tarafından işletilmeyen kömür sahalarının ruhsatları da özel sektöre devredilecek. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda dün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesi görüşüldü. ABD’nin İran’ın petrol ihracatını engellemeye yönelik 4 Kasım’da başlayacak olan yaptırımlarında aralarında Japonya, Hindistan ve Güney Kore’nin de olduğu 8 ülkeye petrol ithalatında istisna tanınacağı, bu ülkelerin İran’dan petrol ithalatına devam edeceği bilgisi ana gündem oldu. Bu ülkeler arasında Türkiye’nin de olduğu belirtildi. TÜPRAŞ’a istisna tanınacağı dile getirildi. Bu konuda ABD ile yoğun görüşmeler dün gün boyunca devam etti. Konu komisyon toplantısına gelişinde bakan Dönmez’e de soruldu. Dönmez, Türkiye’ye istisna tanındığı konusunda, “Bize yazı gelmedi ama duyumlarımız var” dedi. Dönmez daha sonra komisyonda yeni bir açıklama yaptı. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun açıklamasına işaret eden Dönmez, “Sayın Bakanın, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 8 ülkeye dönük yaptırımların kaldırılmasına veya sınırlandırılmasına yönelik bir açıklaması olmuş. Öncelikle bu pozitif açıklamadan dolayı aslında memnuniyetimi ifade etmek istiyorum” dedi. Dönmez, şunları söyledi: “Şu anda bize gelen bilgiler Türkiye’nin de muafiyet alan ülkeler içerisinde olduğu şeklinde ama detayları bize henüz ulaşmadı. Bu karar memnuniyet verici.” Komisyondaki görüşmeler sırasında CHP Milletvekili Süleyman Girgin, elektrik faturasının basılı olduğu pankartı kaldırarak, “Faturalarda yüzde 25 kayıp kaçak bedeli alınıyor. Millet kullanmadığı elektriğin bedelini ödüyor” dedi. Saha ruhsatları özel sektöre Bakan Dönmez’in açıklamaları ve bütçeden yansıyan verilerden bazıları da şöyle: Özel sektöre ayrıcalık: Enerji yatırımlarında özel sektöre ayrıcalık tanınacak. Yatırımların mümkün olduğu kadar özel sektör tarafından yapılmasını sağlayacak düzenlemeler yaşama geçirilecek. Bunun için mevzuatta gerekli düzenlemeler yapılarak yatırımcıların izin, ruhsat, onay, ön lisans/lisans vb. işlemlerindeki süreçler önemli ölçüde sadeleştirilecek. Bu gibi düzenlemelerle AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında elektrik üretiminde yüzde 40.2 olan özel sektör payı bugün yüzde 85’e ulaştı. Kamu tarafından işletilmeyen kömür sahaları ruhsatları da özel sektöre devredilecek. Bu kapsamda teklifler alınarak ruhsat devri sözleşmesi 11 Ekim’de imzalanan 7 sahanın devir işlemleri kısa süre içerisinde sonuçlandırılacak. 3. santralın yeri: Akkuyu’da ilk nükleer santralin inşası başladı. Sinop Nükleer Güç Santralı’na ilişkin fizibilite çalışmaları tamamlandı. Ancak 3. santralın yeri hâlâ belli değil. Yer belirleme çalışmaları devam ediyor. Bu yıl sonunda 81 ilin tamamına doğalgaz iletim hattı ulaşacak. Elektrik kömürden: Üretilen elektriğin yüzde 36.2’si kömürden, yüzde 33.5’i yenilenebilir enerji kaynaklarından, yüzde 30’u doğalgazdan, geri kalanı ise diğer kaynaklardan sağlandı. Tonlarca uranyum: Son 5 yılda yürütülen çalışmalarda 1978 ton uranyum rezervi tespit edildi. l ANKARA PETROL BAKANI’NDAN AÇIKLAMA ‘İran petrolüne muhtaçlar’ ABD’nin İran’dan petrol alacak ülkelere yönelik 4 Kasım’da başlatacağı yaptırımlardan bazı ülkeleri muaf tutacağı haberlerini değerlendiren İran Petrol Bakan Yardımcısı Ali Kardor, İran petrolünün dünya piyasasından çıkarılmasının imkânsız olduğunu söyledi. İran medyasına açıklamada bulunan Kardor, “ABD, İran’ı petrol piyasasından tamamen çıkarmayı amaçlıyordu fakat sekiz ülkeye verilen muafiyet, piyasada İran petrolüne ihtiyacın olduğunu ve İran petrolünün piyasadan çıkarılmasının imkânsız olduğunu göstermiş oldu” dedi. DHA’nın haberine göre, Kardor, ABD’nin tanıdığı muafiyetin daimi olup olmadığı sorusuna, “Şimdilik belli değil, müzakereler sonucu netleşmiş olacak” yanıtını verdi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle