19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 3 Kasım 2018 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ilknur filiz 12 Eylül’e iki bozma 12 Eylül davasında Yargıtay, ölüm nedeniyle verilen düşme kararını ve sanıklara TSK’den çıkarılma cezası verilmemesiyle ilgili hükmü bozdu Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 12 Eylül davasında sanıklar Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın ölümleri nedeniyle düşme verilmesi kara rını bozdu. Ölüm nedeniyle düşme kararının sanık lar aleyhinde so nuçlar doğurdu ALİCAN ULUDAĞ ğunu belirten Yargıtay, mahkemenin “ortadan kal dırma” kararı vermesinin lehe hüküm olduğunu kaydetti. Bu na karşılık yerel mahkemenin “müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler yönünden müsadere kararı verilmesine yer olmadığı na” karar vermesi nedeniyle sa nıklar hakkında TSK’den çıkar ma cezasının uygulanamadığını ifade eden Yargıtay, yerel mah kemeden müsadereye tabi eşya ve menfaatlar yönünden bir ka rar vermesini de istedi. Mahke menin vereceği karar, sanıkla rın “general rütbesinin” vermiş olduğu hak ve yetkileri mirasçı ları eliyle kullanıp kullanmaya caklarını belirleyecek. Ankara 10. Ağır Ceza Mahke mesi, 4 Mayıs 2017 tarihinde 12 Eylül askeri darbesi davasına ilişkin, sanıklar Kenan Evren ile Ali Tahsin Şahinkaya hakkında ki davanın, sanıkların ölmüş ol maları nedeniyle düşürülmesine karar vermişti. Ancak bu karara karşı Yargıtay Cumhuriyet Baş savcılığı, bozma yönünde teb liğname hazırlayarak, 16. Ceza Dairesi’ne’ne başvurmuştu. Yar gıtay Başsavcılığı, tebliğname sinde iki gerekçe ile davada boz ma verilmesini istemişti. Suçun işlendiği zamanın yasası ile son İHD BAŞKANI TÜRKDOĞAN: Mirasçılar yararlanmamalı Davanın müdahil avukatlarından İHD Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Biz, sürekli olarak darbe davasında zamanaşımının uygulanmayacağını, yargılamanın esasa geçilerek yapılmasını söyledik. Bu iddiamızı duruşmada da söyleyeceğiz. AİHS’nin 7/2 maddesi uyarınca sanıklar ölse dahi mahkemenin suçun tespitini yapması gerekir. Biz, ocaktaki duruşmada, sanıkların mirasçılarının general rütbesinin verdiği haklardan yararlanmasının engellenmesini isteyeceğiz” dedi. l ANKARA radan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin farklı olması halinde, lehe olanın uygulanacağına işaret edilen tebliğnamede, “sanıkların ölümü halinde 765 sayılı TCK’nin 96. maddesinin tatbiki halinde ceza bütün neticeleri ile beraber ortadan kalkmakta, ancak 5237 sayılı TCK’nin 64. maddesinin tatbiki suretiyle karar verilmesi halinde ise 5271 sayılı CMK’nin 223/8 maddesi gereğince düşme kararı verilmesi gerekmektedir. Bu kanun maddesine göre verilen düşme kararının hukuki neticeleri ise ortadan kaldırma kararına göre sanıklar aleyhinde sonuçlar doğurmaktadır. Verilen düşme kararının sanıklar aleyhinde olması usul ve kanuna aykırı bulunmuştur. Bu nedenle kararın bozulması gerekmektedir” denildi. Tebliğnamede, ikinci olarak, yerel mahkemenin müsadere kararı verilmesine yer olmadığına kararı nedeniyle bozma talep edildi. Daha önceki bozma kararından önce sanıklar hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildiği, sanıkların general rütbelerinin alındığı ve er statüsüne düşürüldüğü anımsatılan tebliğnamede, şöyle denildi: “Başka bir anlatımla, sanıklar hakkında bu hükmün verilmesi halinde, sanıklar bu rütbe ve memuriyetlere ilişkin hiçbir hak ve yetkiyi kullanamayacaklardır. Bu durumda ise, örneğin maaş, ikramiye, orduevlerinden istifade, koruma, ev, eşya tahsisi vb. hiçbir haktan istifade etmeleri mümkün olmayacaktır. Bu durum, mirasçıları bakımından da geçerli olacaktır.” ‘Mirasçıların kullanma imkanı doğdu’ Somut olay bakımından değerlendirildiğinde ise bozma ilamından sonra sanıklar hakkında, “müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatlar yönünden müsadere kararı verilmesine yer olmadığına” ilişkin karar verilmesi nedeniyle sanıklar hakkında “TSK’den çıkarma” cezası tatbik edilemediği ifade edilen tebliğnamede, “Dolayısıyla sanıklar general rütbesinin vermiş olduğu hak ve yetkileri mirasçıları eliyle kullanma imkânı ortaya çıkmıştır. Bu durum ise zamanaşımı ve ölüme rağmen devam eden müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatlar yönünden davaya devam edilmesi ni öngören yasal düzenleme ve bozma ilamının özüne aykırı olacaktır” değerlendirmesi yapıldı. Tebliğnamede şu yönden bozma istendi: “Bu sebepler muvacehesinde mahkemece yargılamaya devamla sanıkların varsa yasal mirasçılarının araştırılıp yukarıda bahsi geçen hak ve yetkilerin mirasçıları tarafından kullanılıp kullanılmadığının da tespiti ile buna ilişkin olarak müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatlar yönünden bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme neticesinde yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı hüküm kurulmuştur.” Yargıtay itirazları kabul etti Başsavcılığın itirazını görüşen ve bunu kabul eden Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 12 Eylül davasında bozma kararını şu gerekçe ile verdi: “Hükmün gerekçesinde, lehe olan kanunun bozma ilamında da işaret edildiği üzere 765 sayılı TCK hükümleri olduğu belirtildiği halde; hüküm fıkrasında 5237 sayılı TCK ve CMK hükümleri uyarınca karar verilmesi suretiyle gerekçe ile hüküm fıkrası arasında karışıklığa neden olunması kanuna aykırı katılan vekillerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.” Bozma kararı sonrası Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 12 Eylül davasının 18 Ocak 2019’da yeniden görülmesini karar verdi. HDP Sözcüsü Oluç, “Fedakârlık bekleyenler ‘Bu yıl vekillere vekillerdenbaşlamalı” dedi. Paylan’ın komisyona verdiği zam yapılmasın’ önergereddedildi MAHMUT LICALI HDP, 1 Ocak 2019 tarihinde memur maaşlarına yapılacak zam oranı kadar artacak milletvekili zammının yapılmaması çağrısında bulundu. HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, “HDP olarak milletvekillerinin maaşlarına zam yapılmaması gerektiğini savunuyoruz. HDP vekilleri olarak buna hazırız” diye konuştu. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, 2019 bütçe görüşmeleri sürerken yaşanan ekonomik kriz nedeniyle başta kamu olmak üzere pek çok alanda tasarruf uygulamaları hayata geçiyor. HDP, 1 Ocak 2019’da memur maaşlarına yapılacak zam oranı kadar artacak milletvekili maaşına yapılması öngörülen artışın yapılmaması çağrısında bulundu. HDP Sözcüsü Oluç, Türkiye’de yaşayan 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 5 bin 900 TL, açlık sınırının ise 1800 TL olduğunu belirterek, “Bugün bir fedakârlık yapılması gerekiyorsa, ki gerekiyor, çünkü büyük bir kriz ile karşı kar şıya Türkiye buna Cumhurbaşkanlığı bütçesinden ve maaşından başlamak gerekiyor. Şatafattan acilen vazgeçilmelidir” diye konuştu. Fedekârlık yapılacaksa önce milletvekillerinden başlanması gerektiğine işaret eden Oluç, “Bizler, HDP olarak, milletvekillerinin maaşlarına zam yapılmaması gerektiğini savunuyoruz. HDP vekilleri olarak bu na hazırız. Halktan fedakârlık bekleyenler önce milletvekilleri ve yöneticilerden, kendilerinden başlamalıdır” diye konuştu. Önergeyle ret TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun HDP’li üyesi Garo Paylan da bütçe görüşmelerinde Cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin maaşlarına zam ya pılmamasını öngören bir önerge verdi. Önergesi reddedilen Paylan, “Cumhurbaşkanımız gelecek yıl 74 bin 500 TL maaş, artı 28 bin TL emekli maaşı alacaktır. Vatandaşlarımız 1700 liraya geçinmeye çalışırken bir Cumhurbaşkanı’nın 105 bin lira maaş alması hak değildir. Benim önerim bu yıl Sayın Cumhurbaşkanı zam almasın. Milletvekilleri olarak da zam almayalım” dedi. Vekil maaşları otomatik artıyor Milletvekili maaşları her yıl herhangi bir düzenlemeye ihtiyaç olmadan memur maaşlarına yapılan zam oranı kadar artarken, milletvekili emekli maaşları ise her yıl Cumhurbaşkanlığı maaşı oranında artırılıyor. Buna göre hem milletvekili olan hem de emekli olan bir kişi iki maaşına birden her yıl otomatik olarak zam alıyor. Bugün milletvekillerinin maaşı yaklaşık 18 bin TL düzeyindeyken, emekli milletvekili maaşı ise yaklaşık 9 bin TL civarında bulunuyor. l ANKARA CHP’de rotasyon taktiği MAHMUT LICALI CHP içinde büyükşehir belediyelerinde oy oranlarını artırmak amacıyla bazı ilçe belediyelerinde adaylara rotasyon uygulanabileceği ve bazı ilçe belediyelerinde ise vitrinde yer alan milletvekillerinin aday gösterilebileceği belirtiliyor. CHP; yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara’nın yanı sıra Antalya, Mersin, Adana, Denizli, Uşak, Balıkesir ve Bursa’ya yönelik farklı stratejiler belirleniyor. Kazanma hedefi konulan iller için öncelikli olarak tespit edilecek adayların siyasi parti kimliği yerine, herkesin belediye başkanı olabileceği ‘beldenin ittifakı’ formülüne uygun bir isim olması amaçlanıyor. CHP kulislerinde konu şulanlara göre, CHP kazanma hedefi koyduğu Ankara ve İstanbul’da ilçe belediyeleri içerisinde rotasyon formülü konuşuluyor. Buna göre İstanbul’da başarılı bazı ilçe belediye başkanlarının başka ilçelerden aday gösterilebileceği dile getiriliyor. Böylece mevcut CHP’li belediye başkanlarının başarı hikâyesiyle aday olacağı ilçede CHP’nin büyükşehir oyunu da artırabileceği değerlendiriliyor. Kulislerde, CHP İstanbul milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Mehmet Bekaroğlu, Mahmut Tanal gibi kamuoyunun tanıdığı milletvekillerinin İstanbul’un ilçelerinden aday gösterilebileceği konuşuluyor. CHP’nin Meclis grubunda vitrinde yer alan ve kamuoyunda da tanınan bazı milletvekillerinin aday olmasıyla partinin ilgili ilçede ve İstanbul genelinde oyunu artırmasının amaçlandığı ifade ediliyor. Yavaş bekleniyor CHP’de, Ankara Büyükşehir Belediyesi için ismi konuşulan adayların başında gelen Mansur Yavaş’a pek çok ilçe başkanının Mansur Yavaş ismine karşı çıktığı ifade ediliyor. CHP yönetiminin sıcak baktığı Yavaş’ın ise kendisine yönelik tartışmalar nedeniyle aday olup olmayacağı konusunda henüz net bir karar vermediği ifade ediliyor. l ANKARA haber 5 Tutku ve acıyla paramparça müzisyenler! Denk geldi, iki süper starın hayatını anlatan iki sinema filmini arka çıkarlar. Küçük kentler, ucuz oteller, uzun otobüs yolculukları, yorucu, tüketici bir arkaya izledim. Biri bizden hayatın içinde, unutmak ve Müslüm Baba; diğeri ünlü eğlenmek için içki ve sigarayla İngiliz rock grubu Quenn’in dumanlı kafalarla yaşarlar. İki neredeyse kendilerinden sanatçının da acılarına alkolle ünlü parçaları Bohemian pansuman yapmasını izleriz Rhapsody’nin adını taşıyor. film boyunca. Bir yandan aile Birinde Türkiye’nin uğruna jilet yoktur hayatlarında. Faruk, atılan arabesk yıldızı Müslüm adını değiştirdikten sonra Gürses’in hayatı konu ediliyor, karşı çıkan babasına arkasını diğerinde Quenn grubunun dönüp gidecektir. Derviş ruhlu yaratıcısı, şarkıcısı, Freddie Müslüm ise cezaevinden çı Mercury’nin kısacık hayatı. kıp gelen babasını, duyduğu İkisi de çok çarpıcı, ikisi de büyük öfkeye rağmen, soka çok başarılı, ikisi de içerdikleri ğa terk etmeyip bakacaktır. insan hikâyelerinin yanında Freddie’nin ailesi bir anlamda müzikal nitelikleri ile de se solistleri olduğu ve adını Qu yirciyi koltuğuna mıhlayan, een koyduğu rock grubunun rüya âlemine uçuran filmler. müzisyenleridir artık, bir de ya İkisinin de ortak özellikleri öyle şadığı sürece büyük bir aşkla çok ki, birlikte anlatmak, kar bağlı olduğu Mary. Müslüm’ün şılaştırmak istedim. Müslüm ise hayalini kurduğu bir tek Gürses de, Freddie Mercury kadın vardır, beyazperdede de, acıların çocuğu! İki erkek görüp vurulduğu Muhterem çocuk da, baba travması ya Nur. O da onu platonik bir şıyor. Adanalı Müslüm daha aşkla severken hayatına gün çocuk yaşta, engel olamadığı lük ilişkiler girer, ta ki bir gün babasının, annesini ve he kendisine rastlayana kadar nüz bebek olan kız kardeşini ve ölene dek de ayrılmazlar. gözleri önünde öldürmesinin Freddie’nin Mary’e aşkı da dehşetini yaşıyor. Ondan ön platonik hale gelir, çünkü on cesi de zaten sürekli yoksulluk dan asla vazgeçemese de as ve şiddet. Tanzanya doğumlu lında cinsel tercihlerinin farklı Freddie ise İngiltere’ye yerleş olduğunu keşfetmiştir. Sonrası miş Hindistanlı Müslüman bir gecelik ilişkiler ve erken gelen ailenin oğlu ve asıl adı Faruk. ölüm. İster arabesk olsun, ister Ortaokulda İngiliz arkadaşları isyankâr rock, ister opera, ister tarafından “Müslüman Paki” balad, tutku ve acı olmadan olarak itilip kakılmaktan, evde müzik yapılabilir mi? Bütün muhafazakâr babasının katı büyük müzisyenlerin, hatta bü kurallarından çok mutsuz. İçin tün sanatçıların yaratıcılıklarını de müthiş bir müzik ve şarkı aşk acısına ve yaratma tutku söyleme tutkusu var, tıpkı eve suna borçlu olduğunu görüyo para getirsin diye ona çıraklık ruz. Her iki filmde de gözleri yaptıran babasından gizli, saz nizi kapayıp şarkıları ve onlara çalıp şarkı söylemek için yanıp hayran büyük toplulukların tutuşan Müslüm gibi. İkisi de isterik sevgilerini, çılgınlıklarını müzik yaşamlarında isimlerini dinleyin. Her iki filmde de bü değiştiriyor. Faruk, arkadaş yük hayran kitlelerinin sanat larının kendine taktığı Freddie çıyı beslediği kadar, ne kadar adının yanına kendi yazdığı tehlikeli bir enerji de yayabil şarkıdan Mercury’i de katar diklerini. Ama ikisi arasında bir ken, Müslüm, nefret ettiği ba fark var: uygarlık! Acı çeken basının soyadı yerine Gürses’i kitlelerin Müslüm’ün müziğiyle tercih ediyor. Müslüm, açık kendilerini parçalamaları ve hava sinemalarında film öncesi onun deyişiyle yas tutmaları, şarkı söyleyip üç beş kuruş Freddie’nin örneğinde insanla kazanırken Freddie öğrenci ra yardım için düzenlenen bir barlarında bir rock grubuna hayır konserinde para toplan solist oluyor. İkisinin de olağa masına dönüşür! On binlerce nüstü yeteneği ve güçlü sesi kişi onun müziğiyle ve sıra dışı müzik piyasasında yollarını şovuyla coşarken telefonlar açacak, önce dönemin kitle para yardımı yapmak için çal iletişim aracı radyo ile, daha maktadır? Külahlarımızı önü sonra plaklarla, büyük kitlelere müze koyup düşünelim mi? ulaşmalarını sağlayacaktır. İki filmi de izleyin derim, Koşulları farklı da olsa, yaşa kaçırılmaması gerekiyor, sanat dıkları dönemin gereği, tanı ve müzik ruha iyi geliyor ve nabilmek ve para kazanmak bu kadar iyileri de her zaman için karayoluyla uzun turnelere olmuyor! Bülent Ecevit Eskişehir’de anılıyor Eski Başbakan, CHP ve DSP’nin liderlerinden Bülent Ecevit, ölümünün 12. yılında anılıyor. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Ecevitçi Arayış Platformu’nun ortaklaşa düzenlediği “Karaoğlan’ı Anıyoruz” başlıklı panel, bugün gerçekleştirilecek. Eskişehir Hasan Polatkan Kültür Merkezi’nde, saat 14.00’te başlayacak oyan paneli, Emre Aygen yönetecek. Panelde, eski Turizm Bakanı, gazeteci yazar Orhan Birgit, eski CHP Genel Başkanı ve gazeteci Altan Öymen, Prof. Dr. Sina Akşin, gazeteci yazar Nahit Duru ve Metehan Kuru, Ecevit’e ilişkin anılarını, değerlendirmelerini paylaşacak. l ESKİŞEHİR/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle