19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 29 Kasım 2018 EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: FUNDA YAŞAR ER Polisler hiçbir şeyi haber 9 hatırlamadı Gezi’de 5 yıl sonra yeni soruşturma İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen Gezi soruşturması kapsamında Taksim Dayanışması’ndan avukat Can Atalay ve şehir plancısı Tayfun Kahraman ile Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi Meclis Üyesi Ahmet Saymadi 5 yıl sonra ifadeye çağrıldı. Savcının soruşturma kapsamında dosyada ismi bulunan çok sayıda kişinin ifadesini aldığı öğrenildi. Kahraman’ın dün ifade verdiği Berkin Elvan davasına müşteki avukatı olarak katılan Atalay’ın bugün ifade vermeye gideceği öğrenildi. İstanbul Adliyesi önünde açıklama yapan Can Atalay, ifadeye çağrılan isimlerin herhangi bir suç ile ilişkilendirilemeyeceğini belirterek “Gezi, bu ülkenin yüz akıdır. Gezi bu ülkenin umududur, Berkin de Gezi’nin çocuğudur” ifadelerini kullandı. İfadeye çağrılan isimlerden Ahmet Saymadi de Gezi eylemlerinin bir halk hareketi olduğunu belirterek “Ekonomik kriz nedeniyle yeni bir direniş dalgası geleceği endişesi de Gezi’nin yargı eliyle kriminalize edilmesine neden oluyor. Gezi dış güçlerin bir oyunu değil, Türkiye halklarının direniş hareketidir. Yargılanamaz” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Yargıtay: Cemevleri ibadethanedir Cem Vakfı’nın açtığı davada Yargıtay, cemevlerinin ibadethane olduğuna, tıpkı diğer ibadethaneler gibi elektrik faturalarının da devlet tarafından karşılanması gerektiğine hükmetti. Cem Vakfı avukatı Ulaş Cam, cemevlerinin ibadethane olduğuna ve elektrik giderlerinin devlet tarafından karşılanması gerektiğine istinaden faturaları ödemediklerini söyledi. Bunun üzerine BEDAŞ’ın fatura borcu nedeniyle icra takibi başlattığını, buna itiraz edildiğini anımsattı. Cam, “BEDAŞ itirazın iptali için dava açtı. Bu davalar 2012 yılında önce aleyhimize sonuçlandı ve BEDAŞ yönünden tahsilat kararı çıktı” dedi. AİHM’nin 2014 yılındaki kararının ardından Yargıtay’ın dosyayı bozma kararı verdiğini kaydeden Cam şunları söyledi: “Mahkeme dosyaları yeniden ele aldı. BEDAŞ’ın açtığı davayı reddetti. BEDAŞ temyiz etti. Yargıtay, BEDAŞ’ın aleyhine olan bu kararları onadı. Yargıtay kararı bu şekilde kesinleşecek gibi görünüyor. Bu kararın kesinleşmesinden sonra artık elektrik faturası ödeme yükümlülüğü tamamen ortadan kalkmış olacak. Bu durumdan çıkış adına tek şey, devletin cemevlerinin ibadethane olduğuna ilişkin düzenleme yapmasıdır.” l İSTANBUL Aleviler ‘Ebu Suud’ için AİHM’ye kadar gidecek MEHMET MENEKŞE Osmanlı döneminde Alevilerin katledilmesi yönünde fetvalar verdiği belirtilen Ebu Suud Efendi’nin isminin Samsun’da bir caddeye verilmesine tepki gösteren Aleviler, 6 yıldır caddenin isminin değiştirilmesi için verdikleri mücadeleyi Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacak. Büro Emekçileri Sendikası (BES) Samsun Şube Başkanı Yılmaz Tuluk “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideceğiz” dedi. Samsun Büyükşehir Belediyesi 2012’de İlkadım ilçesinde bir caddeye Ebu Suud Efendi’nin ismini verdi. Yılmaz Tuluk öncülüğünde bir grup Alevi vatandaş isminin kaldırılması için Samsun Büyükşehir Belediyesi’ne müracaat etti. Belediye Meclisi’nin başvuruyu 14 Haziran 2013’te reddetmesi üzerine Tuluk yürütmenin durdurulması için Samsun Bölge İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme Tuluk’un Ebu Suud İsmin verildiği İlkadım ilçesinde yaşamadığını belirterek davayı reddetti. Tuluk’un dosyayı bir üst mahkemeye taşıması üzerine Danıştay davayı esastan bozdu ve dava Samsun Bölge İdare Mahkemesi’ne gönderildi. Bölge İdare Mahkemesi’nin ismin kalacağı yönünde karar vermesi üzerine dosya tekrar Danıştay’a gitti. Ancak bu kez Danıştay’dan da sonuç alamayan Tuluk, Anasaya Mahkemesi’ne gitme kararı aldı. Tuluk, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideceğiz. O isim orada durması Alevilere yönelik hakarettir” dedi. Berkin’in anne ve babası polislere ‘yemini’ hatırlatarak tepki gösterdi Gezi Direnişi’nde Okmeydanı’nda polisin attığı biber gazı fişeğinin başına isabet etmesi sonucu 269 SEYHAN gün boyunca yoğun baAVŞAR kımda kaldıktan sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın öldürülmesine ilişkin davada tanık polisler “bilmiyorum, hatırlamıyorum” yanıtını verdi. Berkin’in annesi Gülsüm Elvan polislere, “Yalan şeylerle namus şeref üzerine yemin ediyor. Nerede sizin namusunuz” diyerek tepki gösterdi. Baba Sami Elvan ise mahkeme başkanına, “Bizi bir kere bire kere daha mezara sokuyorsunuz görüntüleri izleterek. O zaman bize gelmeyin deyin çünkü bunlar yalan söylüyor. Yüreğim yanıyor” dedi. İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 9. duruşmada tutuksuz sanık Fatih Dalgalı, Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı. Duruşmayı HDP Milletvekili Oya Ersoy, CHP İl Başkan Yardımcısı Saniye Yurdakul ve taraf avukatları katıldı. Tanıktan sanığa: ‘Abi’ Duruşmada tanık olarak dinlenen polis Davut Arslan olay günü Okmeydanı’nda görevli olmadığını ve sanık Fatih Dalgalı’yı tanımadığını, görüntülerdeki kişinin ise Dalgalı olmadığını söyledi. Tanık polis Saltuk Seki ise olay günü görevli grup şeflerini hatırlayamadığını söyledi. Seki, “Fatih Dalgalı ile birlikte çalışmış olabilirim. Hatırlamıyorum. Grupta kimlerin gazcı olarak çalıştığını hatırlamıyorum. Olay günü nerelerde çalıştığımı ise hatırlamıyorum. O dönem çok yoğun çalışıyorduk” diye konuştu Fatih Dalgalı’yı SEGBİS’te gören tanık Polislere tepki olarak dışarı çıkan Gülsüm ve Sami Elvan, adliye önünde açıklama yaptı. Seki, kendisini tanımadığını söyledi. Tanık polis Taner Yirik ise sanık Fatih Dalgalı’ya abim diye hitap ederek beyanda bulundu. Mahkeme başkanının, “Daha önce ifade verdiniz mi?” sorusu üzerine Yirik, “Çevik kuvvette ifade verdik. Bu ifade abimiz hakkında idari soruşturma olduğu için alınmış olabilir” dedi. Gezi olaylarında Mecidiyeköy civarında görev yaptıklarını aktaran Yirik, “Okmeydanı’ndaki grup sıkışınca oraya geçiyorduk. Fatih abimiz ZED silahı kullanıyordu. Kendisi gruptan ayrılmadı” dedi. Avukatların, “Fatih Dalgalı’nın telefon sinyalinin olay yerinden geldiğini” söylemesi üzerine tanık Yirik, “Olay yeri bizim bulunduğumuz yere 300 metre uzaktaydı. Baz istasyonları 300 m bir farkla aynı yerden sinyal verebilir ” iddiasında bulundu. Olay döneminde çevik kuvvet grup şefi olarak görev yapan tanık polis Yusuf Uyanık ise Bayrampaşa’da Fatih Dalgalı ile beraber çalıştığını söyledi. Uyanık, “Fatih Dalgalı’nın gruptaki görevini hatırlamıyorum. Gezi olaylarında yoğun çalıştığımız için kimle nasıl, ne şekilde çalıştığımızı bilmiyorum. Olayın üzerinden 56 yıl geçti. ZED kullananın Fatih Dalgalı olup olmadığını hatırlamıyorum. Grup komutanı yanımızda değilse ZED kullanılmaz. Birlik birbirinden ayrılmaz” dedi. ‘Nerede sizin namusunuz?’ Polislerin yanıtlarına tepki gösteren Gülsüm Elvan, “Yeter ya. Yalan şeylerle namus şeref üzerine yemin ediyorlar. Nerede sizin namusunuz? Hepiniz çocuk katilisiniz” diyerek duruşma salonundan çıktı. Baba Sami Elvan ise, “Görüntüleri izlerken yalan söylüyorlar. Mantığım almıyor. Siz gelmeyin deyin biz gelmeyelim. Bizi bir kere, bire kere daha mezara sokuyorsunuz görüntüleri izleterek. O zaman bize gelmeyin deyin çünkü bunlar yalan söylüyor. Yüreğim yanıyor. Sizin göreviniz adalet dağıtmak. Ben adalete açım yargıç bey” dedi. Mahkeme sanık polisin tutuklanması yönündeki taleplerin reddine karar vererek, dosyanın da bilirkişiden dönmesinin beklenmesine karar verdi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Diyarbakır Baro Başkanı Elçi, katledilmesinin 3. yılında anıldı. Katillerin halen bulunmadığına dikkat çekilen Sözler tutulmadıanmalardaAnkarapolisi,avukatlaramüdahaleetti Diyarbakır’da, tarihi Dört Ayaklı Minare önünde dü rada, Elçi’nin son yaptığı basın açıklamasının ses kaydı dinle zenlediği basın açıklamasının tildi. Burada açıklama yapan Di hemen ardından katledilen Di yarbakır Barosu Başkanı Cihan yarbakır Baro Başkanı Tahir El Aydın, “Bir mekâna ölüm koku çi, ölümünün üçüncü yıldönümünde anıldı. Diyarbakır’da MAHMUT ORAL su sinmişse, orayla barışmak kadar oraya sırt dönmek de zor polis avukatların yaptığı anmaya dur. İşte bizim de, Tahir Elçi’nin dost yurttaşların katılmasına izin verme larının da burayla barışması kadar, di. Ankara’da ise polis anma etkinliği buraya sırt çevirmesi de zordur” dedi. ne müdahale etti. Diyarbakır’da, 28 Kasım 2015 tari Avukatlar darp edildi hinde, Dört Ayaklı Minare önünde dü Elçi’nin öldürülmesi sonrası döne zenlediği basın açıklamasının hemen min iktidar yetkililerinin, “Bu cinaye ardından aynı yerde katledilen Baro ti aydınlatacağız” sözlerini sarf ettik Başkanı Tahir Elçi, ölümünün üçün lerini hatırlatan Aydın “Dediler, ama cü yıldönümünde, kitlesel bir yürü 3 yıl oldu. Bir arpa boyu yol gideme yüşle anıldı. Diyarbakır Barosu’nun diler. 35 kovanı bile toplayamadılar. öncülüğünde gerçekleştirilen anma Bazı kamera görüntüleri ortadan kay ya, Elçi’nin eşi Türkan Elçi, çok sayı boldu, bazı kameralar bozuldu, bazı da baro başkanının yanı sıra, yüzler görüntüler de her nedense silindi. Tef ce avukat, HDP ve CHP milletvekilleri tiş Kurulu tarafından hazırlanan ra ve parti teşkilatları, sivil toplum kuru por, bugüne kadar bizlerden ısrarla luşu temsilcileri de katıldı. Diyarbakır gizlendi ve gizlenmeye de devam edi Adliyesi önünde oluşturulan kortejin liyor. Sözler bir kez daha tutulmadı ve önünde, “Devletin aydınlatamadığı ci failler hâlâ aramızda dolaşmaya de nayet yoktur, devletin aydınlatmadığı vam ediyor. Tahir Elçi dosyası da bin cinayet vardır” pankartı açıldı. Polisin lerce faili meçhul dosyasının tozlu çok yoğun güvenlik önlemi aldığı yü rafları arasında unutulmak ve unuttu rüyüş kortejine yurttaşların katılma rulmak istenmektedir. Ama buna izin sına izin vermedi. Daha sonra yürü vermeyeceğiz. Tahir Elçi’nin inadı ile yüş korteji Elçi’nin öldürüldüğü Dört takip edeceğiz, soruşturacağız ve fa Ayaklı Minare önünde toplandı. Bu illeri yargı önüne çıkaracağız” dedi. Anma etkinliğinde Elçi’nin katledildiği Dört Ayaklı Minare’nin ayakları ve çıkıntılarına karanfiller bırakıldı. Ankara’da ise Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar’ın Ankara Adliyesi önünde Elçi için yapmak istediği anmaya polis müdahale etti. Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan olay yerine gelerek polis ve avukatlarla uzun süre konuşmasına rağmen, çevik kuvvet avukatları darp ederek adliye binasına sokarken çok sayıda çevik kuvvet polisi de bina içerisine girdi. Avukatlar Ankara Barosu’nun adliyedeki odası önünde açıklama yaparak dağıldı. Rahat uyumayacağız İstanbul’da Bakırköy Adliyesi önündeki anmaya onlarca avukat katıldı. Basın açıklamasında, “Meslektaşımız, dostumuz Tahir Elçi sen rahat uyu, mücadelen mücadelemizdir. Mücadele bayrağını senden devraldık ve daha da yükseğe taşıyacağız. Katillerin cezalandırılana kadar hiç rahat uyumayacağız” denildi. Bursa Barosu, Elçi’yi yazılı bir açıklama yaparak andı. Cinayetin üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen etkili ve hızlı bir soruşturma yürütülemediğini ifade eden Bursa Barosu, soruşturmada bugüne kadar hiçbir ilerleme sağlanamadığına dikkat çekti. CHP’ye kaynak: AKP’ye oy verenler! A KP yöneticileri önceki seçimleri irdelerken sıklıkla şu değerlendirmeyi yapıyorlar: “Bazı seçimlerde oy kaybediyoruz ama bu muhalefetin başarısından kaynaklanmıyor. Bizim hatalarımız yüzünden seçmen küsüyor. Hemen onları düzeltiyoruz ve yeniden yüzde 50 bandına geliyoruz.” İşin özü tam böyle değil. Ancak AKP’nin çizdiği tablo bu; benden giden oyu ne yapar eder geri alırım... Bunun en somut örneği 7 Haziran 2015 seçimleri ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasındaki farktır. AKP 7 Haziran’da tek başına iktidar çoğunluğunu yitirmişti. Yüzde 40 oyla 258 milletvekilliği kazanmıştı. Dört ay sonra 1 Kasım’da ise yüzde 49 oyla 317 milletvekilliği elde etti. Dört ayda hem HDP’den hem de MHP’den toplam yüzde 10’a yakın seçmen AKP’ye oy verme kararı almıştı! 24 Haziran 2018 genel seçimlerinde de AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı oyu yüzde 52, AKP’nin oyu ise yüzde 42 olmuştu. Bir bakıma 24 Haziran, üç yıl önceki 7 Haziran’a karşılık geliyor. Erdoğan, 31 Mart 2019’dan 1 Kasım 2015 yaratmak İstiyor.  Dileriz bunu zorlamaz! HHH CHP ise 31 Mart’tan 16 Nisan referandumu çıkarmak istiyor. 16 Nisan 2017’deki anayasa referandumunda “Hayır” birleşenleri resmi rakamlara göre toplumun yüzde 50’sini hedef ortaklığı çerçevesinde bir araya getirmişti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti ve Saadet Partisi ile kurduğu diyaloglar 31 Mart’ta da bir hedef ortaklığı yaratmaya yönelik.  Bu çabaların sonuç vermesini dileriz. Zira AKP ile MHP’yi ekim ayındaki buzlanmadan sonra kasım ayında uzlaşmaya iten de CHP’nin öteki muhalefet partileriyle kurduğu diyalog başarısı oldu.  Ancak bu arayışın tek başına sonuç vermesi zor. Tüm kesimler için geçerli bir gerçek var; bu tür bileşimlerde iki kere iki her zaman dört etmez. Gün olur beş eder, gün olur üç eder. Örneğin Saadet Partisi, “Ey benim çekirdek tabanım, oyunuzu bir kerecik CHP’ye verirseniz Erbakan dirilecek” dese... Yine dinlemiyor! HHH Yeniden altını çizelim; Kılıçdaroğlu’nun kurduğu diyaloglar en azından siyasetteki kutuplaşmayı azaltması bakımından olumludur. Ancak mesele sonuç almaksa, yetmeyeceği görülüyor. Yukarıdaki bunca sözü şunun için söyledik: CHP için en büyük oy kaynağı, geçen seçimlerde oyunu AKP’ye vermiş olanlardır. AKP’nin 2015 seçimlerinde, 16 Nisan referandumunda ve 24 Haziran seçimlerinde verdiği sözlerin hiçbiri tutulmadı. Terör mü bitti? Refah mı arttı? İşsizlik mi çözüldü? Enflasyon mu düştü? Tam tersi oldu. AKP’nin kamuoyu araştırmacıları şu gerçeği Saray’ın masasına koyuyorlar: Taban eriyor! Saray da kurmaylarını toplayıp, “taban eriyor cümlesini şöyle düzeltin” diyor: Taban muradına eriyor! AKP bugünlerde çekilen seçmeni geri getirecek formüller arıyor. CHP’nin de bu çekilmenin “CHP’ye yönelme” olması için plan yapması gerek. Yerel seçimi hükümet için güvenoyuna çevirmek iyi bir yol haritası olabilir. SOSYAL MEDYA OPERASYONU Gözaltı furyasında 35 kişi serbest Ankara, İzmir ve Bingöl’de önceki gün sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek gözaltına alınan ve aralarında HDP MYK ve PM üyelerinin de olduğu 35 kişi serbest bırakıldı. İzmirde gözaltına alınanlardan 15’i çıkarıldıkları mahkemece “Adli Kontrol” şartıyla serbest bırakıldı. Bingöl kent merkezinde de sosyal medya paylaşımları nedeniyle önceki gün evlerine yapılan baskınlarda gözaltına alınan 5 kişi emniyet müdürlüğündeki işlemlerinin ardından dün sabah serbest bırakıldı. Üç kişi hakkında da yurtdışı yasağı konuldu. Ankara’da da 15 kişi serbest bırakıldı. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Gönül Erden hakkında adli kontrol kararı alındı. Hakkında yakalama kararı bulunan avukat Emrah Öner de, savcılığa verdiği ifadesinin ardından serbest bırakıldı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle