19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 29 Kasım 2018 TASARIM: SERPİL ÜNAY yorum 13 Biliyorum, bu konuyu daha önce ele aldık; ama bugün tekrar yazıyorsam, geçmişte yapılan dev hatalardan ders almamız için... Kâbus gibi görünen yerel seçim geldi çattı. CHP bir yandan adaylarını konuşuyor, bir yandan da başta İYİ Parti olmak üzere, kiminle ittifak yapabileceğini düşünüyor. Milletvekilleri dahil siyasilerin, sorumsuzca “yerel” sıfat kovalamayı bir inat konusu olarak görmeleri, Türkiye’yi demokratik açıdan çıkmaz sokağa taşıyan bugünkü ağır bunalımı getirdi. Herkesin sözde şikâyet ettiği tek adam yönetimi, kendi başına gelmedi. Öncelikle, Ecevit’in 1980 darbesi sonrası, solun tekrar CHP çatısı altında birleşmemesi için verdiği olağandışı çaba, parçalanmanın ana temeli. Ama 1994 Yerel Seçimleri öncesinde yaşanan ibret vakaları da bugün Türkiye’de siyasetin durma noktasına gelme nedeni. 1993’te “Taban Operasyonu” adını uygun bulduğumuz, 1994 Yerel Seçimleri öncesi sosyal demokratları birleştirme hareketini başlatmıştım ve katılım çığ gibi büyümüştü. Ne var ki halkın nabzını tutamayan SHP, CHP ve DSP birbirleriyle uğraşmaktan, gerçek politik ortamın tuzaklarını göremiyorlardı. Taban Operasyonu olarak, ağustosta bütün Kemalistleri ve sosyal demokratları bu kritik yerel seçimden önce birleştirmek için çağrımızı yaptık. İmzacılar arasında artık aramızda olmayan çok değerli isimler vardı: DİSK Başkanı Kemal Nebioğlu, ÇYDD Başkanı Türkan Saylan, Ahmet Taner Kışlalı, Suphi Baykam, Onat Kutlar, Mustafa Ekmekçi, Oktay Ekinci, Aysel Ekşi, Erdal Öz, İlhan Arsel gibi... Ayrıca Alev Coşkun, Erol Tuncer, Ceyhan Mumcu, Rutkay Aziz, Doğan Taşdelen, Genco Erkal, Melike Demirağ, Fatma Girik, Necla Arat, Zeynep Oral, Arif Keskiner, ÇYDD, ADD, Mülkiyeliler Birliği, Mimarlar Odası, Veterinerler Odası, ÇASOD, UPSD, o günlerde çok faal olan Devinim Dergisi ile sayısız değerli isim ve kurumun imza verdiği bu tarihi hareketin deklarasyon ve basın “birleşin” derken, bazen şiddete varan bir taciz yaşıyorduk. Çünkü hiç kimse, mesela “Şişli Gençlik Kolları Başkanı” sıfatını bile kaybetmeye hazır değildi. Koca Cumhuri yetin geleceği, üçüncü plandaydı! Yalvarmalarımıza rağmen, İstanbul’da CHP Ertuğrul Günay’ı, SHP Zülfü Livaneli’yi ve DSP Necdet Özkan’ı aday yaptı. Sonuç acıydı. Üç partinin toplam oyu yüzde 34.8 iken Tayyip Erdoğan yüzde Tarihi ölümcül hatadan 25.19’la koltuğu kaptı. (DYP+ANAP da yüzde 42.6’yı buluyordu!) ders alındı mı? Ankara’da ise durum daha dramatikti. SHP (Korel Göymen), DSP (Faruk Sarıkaya), CHP (Ali Dinçer) oyları toplamda 36.8 toplantılarında vurgulananlar şunlardı: “(...) olmasına rağmen, elbirliğiyle 20 yılı aşkın Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devle bir süre devam edecek Melih Gökçek hüküm ti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ve ranlığına 27.4 ile geçit verdiler! (SHP ve CHP yaşama nedenlerinin temel ilkeleri hızla yok toplamı bile yüzde 29 ediyordu.) edilmek istenmekte ve ülkenin bütünlüğüne Merkez sağda, ANAPDYP de, aynı bölün yönelik saldırılar devam etmektedir. Eğitimde, melerle RP’nin gerisinde kaldı! Böylece sağ kültürde, insan hak ve özgürlükleri alanında ve sol, RP’nin en az 2.5 katı toplam oylarına çağdaşlık karşıtı akımlar, örgütlü biçimde rağmen, hırslarına yenilip sahneyi bugün yıkıcı eylemlerini artırmışlardır. Laik Türkiye hedefi olduğumuz antidemokratik çöküşe Cumhuriyeti’nin korunması, demokratik siyasal sunmuş oldular! Ardından her seçim benzer yaşamımızda gündemin ana sorunu konumu hatalarla oylar bölündü. Örneğin 1999’da CHP na gelmek durumundadır. SHP birleşmesinden sonra CHP Karayalçın’ı (...) Yaklaşmakta olan 1994 Yerel aday yapınca, DSP buna CHP’ye küsen Do Seçimleri’nden önce tabanın istemi olan bir ğan Taşdelen ile yanıt verdi. Sonuç: yüzde 10 leşme konusunda sosyal demokratların kay farkla alınacak seçim, yüzde 2’den az bir oyla bedecek vakitleri yoktur. Bu amaçla adı geçen kaybedildi. Yine tüm ikazlara rağmen! partilerin özveri ve uzlaşma içinde yakınlaşıp VE BUGÜN: Eski CHP İstanbul İl Başkanla ivedi, yapıcı bir diyalog içine girmeleri demokra rı, aylardır tekrarladığımız vurguyu yapıyorlar: si açısından, dilekten öte bir zorunluluktur.” “Önseçim yapılmadan İstanbul kazanıla Ecevit ilk günden faks çekti: “Bizi kesinlikle maz!” Peki CHP buna fiili olarak ne yanıt ve yok sayın!” Baykal ve Karayalçın’la olan kişi riyor? “Her şeyi en iyi biz biliriz, örgüte sor sel temasları ben yürüttüm ama bir türlü CHP’yi maya gerek yok.” Muharrem İnce’nin teklifi de SHP’yi de ikna edemedik. Herkes kendi de böylece güme gidiyor. Bu arada sırf kendi partisine daha fazla sandalye istiyordu. Bizler adaylık şansları artsın diye, İYİ Parti ittifakına ise, konunun belediye değil, orta vadede ülke ve yine alan paylaşımlarına dudak bükenleri de nin rejimi olduğunu söylüyorduk: “Ya birleşin, biliyoruz. ya ittifak yapın ya da birbirinize rakip olma Geçmiş felaketlerden ders almamayı bir mak için alan paylaşımına gidin”. Bu arada yaşam tarzı, hatta varoluş nedenleri haline partilerin il ve ilçelerini, kurultaylarını gezerek getirenlerin dikkatine, saygıyla sunulur! Reklamlar izlenmesin isteyen reklamcılar! Beynimi tırmalayan konu: TV’lere reklam verenler, dev bütçeler harcıyorlar. Kimisi sıkıcı olsa da, bazıları bizi ağlatabiliyor ya da güldürebiliyor. Ama, bir programın ardından reklamlar girerken, ses en az yüzde 35 oranında artıyor! O anda her evde aynı ses yükseliyor: “Ya ne bağırıyor bu böyle! Kesin şunun sesini zaten reklam girdi, prog ram başlayınca açarız.” Dün reklamcı bir dostuma konuyu sordum: Reklamlar önemli ve pahalı olduğu için, algısı, etkisi adına bu yapılıyormuş (!). Gerçekten pes! Bana göre hava hoş, ama reklam veren her firma bilsin ki, bu saçma yöntem hatası yüzünden, reklamları daha iyi izlenmiyor... En az yüzde 60 oranında HİÇ izlenmiyor! ‘Çarpışma’ya tebrik Ne yazık ki, televizyon başında öyle sürekli dizi seyretmek için ayırabileceğim bir zaman yok. Ama tabii ki arada, başarılı bir film veya dizi, insanı gece yarısı televizyona kilitleyebiliyor. Evvelsi akşam yine zaping yaparken Show TV’de Kıvanç Tatlıtuğ’un başrol oynadığı “Çarpışma” dizisinin ilk bölümüne yakalandım. Yıllardır eleştirdiğim birçok zaaf, yönetmen Uluç Bayraktar’ın önümüzde hızla akan görüntülerinde yoktu. Her figüran ve başta Tatlıtuğ olmak üzere her oyuncu rolünün hakkını veriyordu. Senaryo ve diyaloglar çok güçlüydü. Her sahne alkışı hak ediyordu. Ben tekrar zor denk gelirim, ama sizlere tavsiyemdir! l ALMANYALI OSMANLILAR ‘Türk çete lideri sınır dışı edilsin’ Almanya’da boks kulübü adı altında faaliyet gösteren “Almanyalı Osmanlılar” adlı çetenin hüküm giymiş liderinin, Türkiye’ye sınır dışı edilmesi isteniyor. BadenWürttemberg eyaletinin iç istihbarat biriminin başkanı Ralf Michelfelder, söz konusu kişinin cezasını tamamladıktan sonra Türkiye’ye geri gönderilmesini talep etti. Alman basınına demeç veren Michelfelder, “Suçluları ve özellikle de böyle ağır suçluları daha fazla Almanya’da tutmamak gerekiyor” diye konuştu. Çetenin sakladığı silah mühimmatının ancak küçük bir kısmına ulaşıldığını söyleyen Michelfelder, “Ancak mermiler ve kovanlar bulduk. Böylece silahları olduğunu ve onları kullandıklarını biliyoruz. Bu silahlar bir yerde olmalı” dedi. Çete liderinin yanı sıra, kendisini “çetenin dünya genel başkanı yardımcısı” diye tanıtan bir kişinin ve “Stuttgart kenti lideri” olan başka bir üyesinin daha sınır dışı edilebileceği belirtildi. Almanyalı Osmanlılar geçen temmuz ayında İçişleri Bakanı Horst Seehofer tarafından yasa dışı ilan edilmişti. l Haber Merkezi 29 KASIM 2018 SAYI: 34021 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Mardin yöresinde, haşlanarak hazırlanan ve “ikbebet” de denen içliköfteye verilen ad. 2/ Gelecek... Üzerinde deney yapılan canlı varlık. 3/ Bireyin kişisel görüşünden 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 J APONGÜL Ü 2 EC İ R ONA Y 3 NEM EM İ NE 4 EM BR İ T 5 T İ KE NEB İ 6 ORSA E Ş 7 HAŞ İ N EDA 8 ARUN İ BER 9 C AMGÜ Z E L İ bağımsız olan... Adları sıfat yapan bir yapım eki. 4/ Bir ilimiz. 5/ Yunan rakısı... Damarlı ve yarı saydam bir taş. 6/ Tasavvufun tekkeler çevresinde tarikatlar biçiminde kurumlaşmasına tepki olarak gelişen tasavvuf anlayışı. 7/ Müzikte üç ya da daha çok sesin bir arada tınlaması... Bir nota. 8/ Yerinde duramayan kimse... Toprağın nemi. 9/ Hitit... Avrupa’da bir başkent. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kastamonu yöresine özgü, tavuk ya da hindi eti ve yufkayla yapılan bir yemek. 2/ Tanrıtanımaz... Müslümanlara farz olan vergi. 3/ Depremleri inceleyen bilim dalı. 4/ Sodyum elementinin simgesi... Nazilerin politikasında Germen ırkından kimselere yakıştırılan ad. 5/ Bir salgı bezi dokusunda gelişen tehlikesiz epitelyum uru... Uzaklık işareti. 6/ Birine, etkisi yaşadıkça sürecek bir iyilik ve bağışta bulunan kimse 7/ Tarla sınırı... İffetli, namuslu. 8/ Buluşma, kavuşma... Bir şeyin esas tutulan yüzü. 9/ İlgi eki... Bir ölçü aygıtının çizelgesi. Aydınlanma ve İslamcılar 18. yüzyılda yaşamış olan Alman filozof Immanuel Kant, aydınlanmayı, insanın bir rehbere gereksinim duymadan kendi aklını kullanma cesareti olarak tanımlamıştı. İslamcıların aydınlanma düşmanı olmalarına ve yaşama bakış açılarını bir aydınlanma fobisi üzerine kurmalarına bu nedenle şaşırmamak gerekir. Özgür bir akla düşman olmakla birlikte kurnazlıkta uzman olan İslamcılar, aydınlanmayı şeytanlaştırmak amacıyla çeşitli stratejiler geliştirdiler ve dogmatik görüşlerini gizlemek amacıyla rasyonel görünümlü kamuflajların arkasına sığındılar. İslamcılar öncelikle, aydınlanmayı insana ait bir şey olmaktan çıkartıp, “Batı’ya” ait bir oluşum olarak sundular ve yapay bir DoğuBatı karşıtlığı yarattılar. Aydınlanmayı savunan bazı düşünürlerin aydınlanma hareketini 17. ve 18. yüzyılda bilim, felsefe, sanat ve siyasette Batı Avrupa’da yaşanan gelişmelere indirgemeleri de İslamcılara önemli bir malzeme verdi. Oysa 17. ve 18. yüzyılda Batı Avrupa’da yaşanan gelişmelerin kökenlerini önce Rönesans’ta, daha sonra Antik Yunan’da ve kısmen Antik Mısır’da ve Antik Mezopotamya’da bulmak olanaklıdır. Antik Mezopotamya’da ve Antik Mısır’da astronomi, matematik, tıp alanlarında, Antik Yunan’da felsefe, astronomi, matematik, fizik, tıp, tarih, biyoloji alanlarında yaşanan gelişmeler anlaşılmadan, aydınlanma hareketi anlaşılamaz. Bu bağlamda Thales, Anaksimandros, Anaksimenes, Pitagoras, Leukippos, Demokritos, Herakleitos, Anaksagoras, Sokrates, Platon, Aristoteles, Epikuros, Arşimet, Öklid, Herodotos, Hipokrates, Aristarkhos gibi filozofların ve bilim insanlarının kuramları, mitos’tan logos’a, yani söylenceden akla dayalı açıklamaya ve kurama geçilmesinde tarihsel bir kırılmayı temsil eder. Bu filozofların ve bilim insanlarının birçoğu Batı Anadolu’da yaşamıştır. Bu kırılma noktası daha sonraki yüzyıllarda, hem İslam dininin yaygın olduğu coğrafyayı hem de Hıristiyanlık dininin yaygın olduğu Batı Avrupa’yı etkilemiştir. Kindi, Farabi, İbn Sina, İbn Rüşd, Harezmi, Razi de Antik Yunan’dan etkilenmiştir. Augustinus, Anselmus, Aquinas, Descartes, Leibniz, Spinoza, Bacon, Hobbes, Locke, Berkeley, Hume, Kant, Rousseau, Kopernik, Kepler, Galilei, Newton da Antik Yunan’dan etkilenmiştir. Bu filozoflar ve bilim insanları farklı kuramlar ortaya koymuş olsalar da, hepsinin ortak noktası, felsefenin ve/veya bilimin bayrağını taşımış olmalarıdır. İslamcılar ise, Musevilik, Hıristiyanlık ve İslam dinlerinin özünde var olan ortaklıkları ve Musevilik ile Hıristiyanlık dinlerinin İslam üzerindeki etkisini görmezden geldikleri gibi, benzer bir şeyi felsefede ve bilimde de yaptılar, “Batı felsefesi” ve “İslam felsefesi” gibi, “Batı bilimi” ve “İslam bilimi” gibi çarpık ayrımlara yöneldiler, yapay bir DoğuBatı karşıtlığı üzerinden aydınlanma düşmanlığının yolunu tuttular.   İslamcıların bir başka stratejisi de, Lyotard, Foucault, Derrida, Feyerabend, Heidegger gibi “postmodern” olarak da adlandırılan düşünürlerin arkasına sığınmak oldu. Epistemoloji’den, Mantık’tan ve Etik’ten kopuk kuramlar geliştiren bu düşünürlerin zihinsel karmaşaları İslamcılara bol bol malzeme sundu. İslamcılar bu süreçte, bilimi küçümseyen Heidegger’in Nazi Partisi ile bağlantılarını, Hitler’e yönelik övgülerini ve Heidegger’in eleştirdiği Schlick, Carnap, Reichenbach, Neurath gibi mantıkçı pozitivistlerin Nazilere karşı direnişini ve bu doğrultuda ödedikleri bedeli de elden geldiğince gizlediler. İslamcılar, ateist olan Nietzsche’yi bile kullandılar, Nietzsche’nin kendi çağına yönelik eleştirilerini cımbızlayıp ayıkladılar, tektanrıcı dinlere yönelik eleştirilerini görmezden geldiler veya din eleştirisini Hıristiyanlık eleştirisine indirgediler, Nietzsche’nin Muhammed’i de hedef alan metinlerini yok saydılar; sürü zihniyetinin bir parçası olan insanı eleştirip, kendi değerlerini kendisi yaratan özgür bir ruhu savunan Nietzsche’yi bile kendilerine uydurmak gibi şizofrenik bir işe giriştiler. İşin özeti, bir rehbere gereksinim duymadan aklını kullanma cesaretine sahip olmak İslamcıların fıtratında yoktur. Onların fıtratında olan şey kulluğun ve imanın yol açtığı kurnazlıktır. Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI’NDAN İSTANBUL SOSYAL GÜVENLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur. l Okur Temsilcisi: Cengiz Yıldırım [email protected] l Mali ve İdari İşler Müdürü: Hasan Talay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya AVCILAR SOSYAL GÜVENLİK MERKEZİ İLANEN TEBLİGAT Aşağıdaki listede adı, soyadı, unvanı, borcun türü, miktarı ve icra dosya numaraları yazılı olan işverenlerimize muhatabın adresine ulaşılamama, posta yoluyla tebligat yapılamama, yabancı memlekette bulunma gibi ve sair nedenlerden dolayı tebligat yapılamaması nedeniyle vergi usul kanununun 103.ve müteakip ilgili maddeleri gereğince ilanen tebliğ yapılmasına karar verilmiştir. İş verenlerimizin ilan tarihinden itibaren bir (1) ay içinde Cihangir Mah. Ormanlı Cad. no:55 Avcılar Hükümet Konağı Avcılar/İstanbul adresinde hizmet veren merkezimize bizzat ya da vekil sıfatıyla müracaat etmeleri mektup veya telgraf (dilekçe ile) açık adreslerini bildirmeleri halinde kendilerine bir (1) ay içerisinde tebligat yapılacaktır. Merkezimize bizzat veya vekil sıfatıyla müracaat etmeyip adres bildirenlere posta yoluyla tebligat yapılacaktır. Bildirilen adres yanlış veya terk edilmiş ise ve bu nedenle tebliğ edilemezse adres bildirilmemiş sayılır. İlan tarihinden itibaren bir (1) ay içinde merkezimize herhangi bir şekilde başvuru yapılmamışsa ilanen tebligat yapılmış olarak kabul edilir. Tebliğ olunur. SİCİL NO BORÇLU ADI SOYADI/ÜNVANI TAKİP NO BORÇ TÜRÜ BORÇ MİKTARI 1081901 ZİRVE TEKS TİC LTD ŞTİ (V.K.NO:9980692815) 2009/011230 PRİM 418,714.45 ¨ Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. 1082855 1083618 1308291 1063592 1061259 MEDYA TEKSTİL TURİZM PAZARLAMA SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ. (V.K.NO:6130634599) EGE TEKSTİL MAMÜLLERİ SAN VE DIŞ TİC LTD ŞTİ (V.K.NO:3250519619) YÜKSEL GÜLER (T.C.NO:51181197744) MODESA TEKS. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ(V.K.NO:6220451898) YILDIRIM KARAKURT(T.C.NO:45895439108) 2008/017844 2008/025468 2009/035740 2008/021539 2007/032652 PRİM PRİM PRİM PRİM İPC 518,982.29 ¨ 468,657.54 ¨ 222,827.80 ¨ 298,425.45 ¨ 953,567.00 ¨ Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 06:30 08:00 12:58 15:23 17:44 19:09 1080311 1312830 1063592 1063592 ACS TEKSTİL ÜRÜNLERİ İTH İHR PAZ DIŞ TİC LTD ŞTİ (V.K.NO:50469873) ALESTA GİYİM.SAN.TİC.LTD.ŞTİ(V.K.NO:5970076329) MODESA TEKS. SAN. VE TİC. LTD. (V.K.NO:6220451898) ZÖHRE ŞAHAN (T.C.NO:51787475420) 2009/30356 2009/010565 2008/021539 2008/021539 PRİM PRİM PRİM PRİM 324,581.18 ¨ 324,835.36 ¨ 297,970.45 ¨ 297,970.45 ¨ Ankara 06:13 07:42 12:43 15:10 17:32 18:55 İzmir 06:34 08:00 13:06 15:37 17:59 19:20 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 903189) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle