19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 27 Kasım 2018 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET haber 3 YAĞMURA DİKKAT Meteoroloji Genel Müdürlüğü, yağış uyarısı yaptı. Marmara’nın batısı, Ege kıyıları ve Antalya’nın doğu ilçelerinde bugün kuvvetli yağış bekleniyor. Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu’da da yağış etkili olacak. Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli İstanbul 18/12 Ankara 14/7 İzmir 19/14 Antalya 20/14 Mersin 18/13 Trabzon 19/10 Bursa Adana 180/1 3 0 Atina 190/1 1 0 Berlin 200/1 5 0 30/ 3 0 TARİHTE BUGÜN Kars 5/5 Artvin 110/3 0 Çanakkale 180/1 4 0 Balıkesir 160/1 1 0 Girne Londra Moskova 210/1 4 0 80/3 0 30/ 7 0 1942: ABD’li gitarist Jim Hendrix’in doğum günü. Sivas 90/3 0 Paris 70/2 0 1970: Atatürk Kültür Diyarbakır 13/4 Erzurum Eskişehir Aydın 70/ 3 0 140/6 0 180/1 2 0 Madrid 120/3 0 Amsterdam 40/0 0 Roma 130/9 0 Merkezi’nde (Kültür Sarayı), Arthur Miller’ın ‘Cadı Kazanı’ eseri sahnelenirken Gaziantep 130/7 0 New York 70/4 0 yangın çıktı, bina kul Konya 140/5 0 Tokyo 180/1 1 0 lanılamaz hale geldi. SİVAS Trenler kafa kafaya çarpıştı Divriği ilçesinden Sivas yö nüne giden yolcu treni, dün saat 10.15’te Ulaş ilçesi yakınlarında Bostankaya mevkisinde raylarda manevra yapan yük trenine çarptı. Kazada 15 kişi yaralanırken yoğun sisin etkili olduğu kaza yerine sağlık, Jandarma, UMKE ve AFAD ekipleri sevk edildi. Kazada yaralanan yurttaşlar civarda bulunan çeşitli hastanelere kaldırıldı. Teknik ekiplerin olay yerindeki incelemelerinin ardından “Yoğun sis bulunan bölgede kazaya karışan trenlerden birinin sinyalizasyon hatası yapmış olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu” belirtildi. Olayla ilgili idari soruşturma başlatıldığı kaydedildi. l AA YURDA GİDİYORDU ODTÜ’lü genç kaza kurbanı ODTÜ yurtlar bölgesinde kaldırımda yürüyen Psikoloji Bölümü son sınıf öğrencisi İrem Kütük, kam yonetin arka kapağının açıl ması sonucu meydana gelen kazada hayatını kaybetti. Evrensel’in haberine gö re, ODTÜ’nün 100. yıl sem ti tarafında bu lunan A4 Ka pısından yurt lar bölgesine İrem Kütük giden yokuşta yaşanan kaza, bir kamyonetin arka kapağının açılması sonucu meydana gel di. Aracın ODTÜ İç Hizmetler Müdürlüğüne ait olduğu öne sürüldü. Hastaneye kaldırılan Kütük, hayatını kaybetti. Bir görgü tanığı, yaklaşık yarım saat kadar ambulansın gelme sinin beklendiğini belirtti. l ANKARA / Cumhuriyet TAKSİM/GALATASARAY Avro’lu taksimetre İstanbul’da Taksim’den aldığı 3 turisti Galatasaray’a getiren taksicinin 44 Avro istediği öne sürüldü. Kadınlar ise çok bularak 50 lira uzattı. El frenini çekmeden taksiden hışımla inen taksici, aracın kayması üzerine araca bindi. Kadın yolcu ezilme tehlikesi geçirdi. Kadının elinden parayı alan taksici yüzüne tükürdü. Para üstünü de vermeyen taksi sürücüsü hızla olay yerinden uzaklaştı. l DHA Panzehiri İzmirli üreticilerin Monsanto’ya açtığı dava kamuoyunda yankı buldu: Tarım yerli tohumdatekellerininsafına bırakılamaz UĞURCAN ÜLGER İzmirli çiftçilerin, hem GDO’lu tohum, hem de onları ilaçlamakta kullanılan ürünleri üreten Monsanto şirketine karşı hukuksal mücadele başlatmasıyla ilgili haberimiz kamuoyunda yankı buldu. Kendisi de üretici olan Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçi Sen) Genel Başkanı Abdullah Aysu, dünyadaki tohum tekellerinin köşe başlarını tuttuğunu belirterek onların çıkarlarını savunan hükümetlerin tarımı uçuruma sürüklediğini vurguladı. Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ferdan Çiftçi de sorunun kaynağının GDO’lu üretimde olduğunu vurgulayarak “Tarımsal üretim yapacağız derken zehirleniyoruz” dedi. ‘Zehir Savaşçıları’ Bergamalı çiftçiler Hamza Kural ve Tahsin Sezer ile Avukat Senih Özay, kanserojen olduğu tescillenen “glifosat” maddesini içeren zirai ilaçların yasaklanması, piyasadan toplatılması ve üretici şirketin lisansının iptali istemiyle Ankara İdare Mahkemesi”ne başvurmuştu. Söz konusu dava gazetemizde, “Zehir Savaşçıları” başlığıyla yer almıştı. Çiftçi Sen Genel Başkanı Aysu, tekellerin ve onların çıkarlarını savunan hü kümetlerin tarımı uçurumun kenarına sürüklediğini söyledi. Yerel tohum kullanılması ve zirai ilaçlardan uzak durulması gerektiğini vurgulayan Aysu, “Zirai ilaç sektöründe faaliyet yürüten 7 tekel var. Bu şirketler her yeri tutmuş durumda. İlaç ve tohum firmaları birleşiyor. Bu tekelleşme beraberinde sağlıksız bir tarım ekonomisine neden oluyor. Bunlara karşı yerli tohum kullanarak karşı koyabiliriz. Aynı zamanda küçük aile çiftlikleri modeliyle verim arttırılabilir. Birleşmiş Milletler’in araştırması gösteriyor ki yerel tohum kullanılan aile çiftliklerinde verim yüzde 50 ile yüzde 175 arasın da artıyor. Fakat hükümetin derdi tarımı şirketlere devretmek olduğu için verimliliği arttırmaya yönelik çaba harcamıyorlar” dedi. Tarımsal üretimdeki en büyük problemin kimyasallar olduğuna dikkat çeken Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Ferdan Çiftçi de “Tarımsal üretim yapacağız derken zehirleniyoruz. Kültürel önlemlerle tarım ilaçlarının bilinçsiz kullanımının önüne geçilmesi gerekiyor” diye konuştu. ‘Muhtemelen kanserojen’ Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Özkaya da, glifosatın etkileri üzerine Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) yaptırdığı araştırmanın sonuçlarının Monsanto yetkililerince çarpıtıldığını ifade etti. Araştırma sonuçlarında geçen “muhtemelen kanserojen” ifadesinin bilimsel terminolojiyle ilgili olduğunu söyleyen Özkaya, “Bu ifade, ‘Bu ilaç kanserojen madde içermektedir’ anlamına geliyor. Testler doğrudan insanlar üzerinde denenemediği için ‘muhtemelen’ ibaresi kullanılıyor. Fakat şirket yetkilileri bu ifadeyi çarpıtarak sanki bir ‘ihtimal’den söz ediliyormuş gibi davranıyorlar. Halbuki hayvanlar üzerinde gerçekleştirilen deneyler gösteriyor ki, glifosat kanserojendir” dedi. l İZMİR YDAOSŞNOADĞMUURSKAUTVCAUAŞI Nereye dokunsan dram Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesine 5 kilometre uzaklıkta Yanoba köyünde oturan 8 kişilik Uçar ailesi, zorluklar içerisinde yaşamlarını sürdürüyor. Anne Ayşe Uçar (39), soğuk gecelerde 5 yaşındaki oğlu İbrahim Uçar’ın, yırtık montuyla pencerenin kırık olan camını tıkayarak çocuklarını soğuktan korumaya çalışıyor. 39 yaşındaki anne Ayşe Uçar, ailesi tarafından 13 yaşındayken 6 bin lira karşılığında Afyon’da evlendirildi. Ayşe Uçar’ın ilk evliliğinden 2 çocuğu oldu, Uçar çocuklarını babasının yanında bırakarak Yanoba köyüne ailesinin yanına döndü. Ayşe Uçar daha sonra aynı köyden İbrahim Uçar ile evlendirildi. Köyde yaşamlarını sürdüren Ayşeİbrahim Uçar çiftinin 7 çocuğu oldu. Geçimlerini sağlayamayan baba İbrahim Uçar, çobanlık yapmak için gittiği Bayburt’ta 5 yıl önce geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti. Eşinin vefatından sonra köydeki derme çatma evde yaşamlarını sürdüren Uçar ailesi Doğubeyazıt Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ile hayırseverlerin yardımıyla ayakta durmaya çalışıyor. l DHA Milli Eğitim Bakanı, imamlar ve ötekiler 14Nisan 2009 tarihli Hürriyet gazetesinde yayımlanan “İmamVali Üzerine Ciddi Uyarılar” başlıklı yazım şu satırlarla biter: “İmamhatip liselerinin müfredat programının klasik lise programına benzediği ileri sürülür. Doğru olabilir. İmamhatipler öğrencilerine din adamı (imamhatip) formasyonu verir. Bu formasyondan geçmiş birinin devletin sivil kadrolarında görev alması devletin laik niteliğine zararlıdır, onu çökertir! Laik devletin sivil kadrolarında laik formasyon almış personelin çalışması gerekir. Bu nedenle ‘imamvali’ devletin laik niteliğini bozduğu gibi devletin tarafsızlığı ilkesine de aykırı bir durumdur. Tevhidi Tedrisat Kanunu, bu birliğin sağlanması, ikiliğin, üçlülüğün ortadan kaldırılması için çıkartılmıştır. Bu gerçeğe karşın imamhatip mezunlarına sivil üniversitelerin kapısını açmak, devlet kadrolarını ‘İslamileştirmek’ demektir. Bu da Cumhuriyet’e ve onun laik devlet yapısına ‘terörist saldırı’ anlamına gelir. Bilmem anlatabildim  mi?” HHH Yeni Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk yukarıdaki satırlar hakkında ne düşünüyor acaba? İlgili olduğu Gazi Üniversitesi’nin mezunlarına verdiği ilk “Başarı Belgesi”nin sahibi olarak, bu soruya cevap beklemenin hakkım olduğunu düşünüyorum. 15 Mart 2006 tarihli Hürriyet gazetesinde bu konuda yayınladığım yazı şu satırlarla bitiyor. “Günümüz Gazi Üniversitesi ve Eğitim Fakültesi,  Cumhuriyet’in kalesi Gazi Eğitim Enstitüsü’nün temelleri üzerinde kuruldu. Gazi Üniversitesi, kendini bu geleneğe bağlı hissediyor olmalı ki eski mezunlara verilmek üzere kurulan ödüle layık görmüş beni. Bu yıl ilk kez verilecek olan ödülü, bugün, 1960’ta mezuniyet diplomamı aldığım salonda alacağım. Ne mutlu bana! Hayata ve hayatıma teşekkür ederim!” HHH Mesleğini yapmasına izin verilmemiş “Gazili” bir Fransızca öğretmeni olarak, “Gazili” Milli Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk’a  soruyorum: İmamHatip okullarının genel laik lisesinin yerini zorla işgal etmesi evrensel pedagojiye ve Cumhuriyet’in eğitim politikasına uygun mudur? Tevhidi Tedrisat Kanunu’nun fiilen yürürlükten kaldırılması hakkında ne düşünüyor? Bu soruları başkaları sor(a)masa da bir Gazili olarak ben sorarım. Milli Eğitim Bakanı da bir Gazili olarak benim sorularıma cevap vermek zorundadır. HHH Milli Eğitim Bakanı’nın cevap vermesini beklerken, konuyu deşerek kendisine yardımcı olmak istiyorum: 3 Mart 1924 tarihli ve 450 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu ile İmamHatip okulları birbirine göbek bağıyla bağlıdır. Tevhidi Tedrisat Kanunu ile İmamHatip okulları, Anayasa’nın 174. maddesi tarafından korunan “İnkılâp Kanunları” kapsamında değerlendirilmelidir. Adı geçen yasa, amacı gereği, ikilik yaratan medreseleri kapatmış ve laik okulları milli eğitimin ve üniversitenin temel kaynağı haline getirmiştir. Aynı yasa bağlamında, Diyanet İşleri’nde görevlendirilecek imam, vaiz ve öteki hizmetlileri yetiştirmek üzere İmamHatip okulları ile İlahiyat  Fakülteleri kurulmuştur. 1950’den sonra düzenli olarak kemirilen Tevhidi Tedrisat Kanunu, AKP iktidarı tarafından fiilen yürürlükten kaldırılmıştır. HHH Bu anayasal ve yasal gerçeğe karşın imamhatip mezunlarına sivil üniversitelerin kapısını açmak, devlet kadrolarını “İslamileştirmek” demektir. Bu da Cumhuriyet’e ve onun laik devlet yapısına “terörist saldırı” anlamına gelmez mi? Bu sorunun cevabını atamalarıyla AKP verdi, Cumhurbaşkanlığı hükümeti de vermektedir. Bir soru daha: İstanbul Beşiktaş’ta bulunan İsmail Tarman Ortaokulu’nun imamhatip kısmının kapatılmasıyla ilgili mahkeme kararı dört aydır neden uygulanmıyor? Kongreden de eylem çıktı AİLE HEKİMLERİNİN YENİ YASA TASARISINA TEPKİSİ BİTMİYOR SİBEL BAHÇETEPE Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) tarafından Antalya’da düzenlenen 9. Uluslararası Katılımlı Aile Hekimliği Kongresi’nde bir araya gelen aile hekimleri, yeni sağlık yasa tasarısına tepki göstererek “Sesimiz duyulmazsa, sesimizi duyurmak için her türlü eyleme hazırız” dediler. AHEF Başkanı Dr. Şenol Atakan, yaptığı açıklamada, “Yasanın 24. maddesi sağlıkta şiddeti caydıracak hiçbir içeriğe sahip değildir. Görevi başında şiddete uğrayan hekime sadece ‘karakola gitme, ifaden işyerinde alınsın’ denmektedir. Bu mudur sağlıkta şiddeti caydırmaya yönelik tedbir” diye sordu. Aile hekimliği özelleşiyor Yasanın bu hali ile yürürlüğü girmesi durumunda Aile Sağlığı Merkezleri’nin işyeri statüsüne geçtiğini anımsatan Şenol, özetle şunla rı kaydetti: “Aile Hekimleri kamu çalışanı değil, işveren oluyor. Vergi mükellefi oluyor, Ticaret Odası’na kayıt olması gerekiyor. Yani tüccar oluyor. Daha açık ifade ile aile hekimliğinin özelleşmesinin önü açılıyor. Aile hekimliği sistemi bir kamu hizmetidir. Bunu kabul edemeyiz. Sağlık Bakanlığının aile hekimliği politikasının geldiği noktada tutarsız ve mevcudu bitiren bir hal aldığını, şayet bu anlayış devam ederse aile hekimleri olarak ses getirici her türlü eyleme hazırız.” Emircan Açıkgöz Emircan’ın acılı annesi isyan etti ‘Evladımı kim vurdu?’ SEYHAN AVŞAR Sefaköy İnönü Mahallesi’nde 14 Aralık 2017’de kendilerine ‘Demiroklar’ ile ‘Erenler’ adını veren iki grup arasında çıkan çatışmada vücuduna isabet eden çok sayıda kurşun nedeniyle hayatını kaybeden 16 yaşındaki Emircan Açıkgöz’ün ölümüne ilişkin 12’si tutuklu 23 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması dün görülmeye başlandı. Duruşma boyunca gözyaşı döken Emircan’ın annesi Emine Açıkgöz, “Benim evladımı kim vurdu” diyerek isyan etti. Sanıklara yüzünü dönen acılı anne, “Benim yavrum size ne yaptı” diye sordu. Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Emircan Açıkgöz’ün ailesi, akrabaları ve okul arkadaşları Emircan’ın fotoğrafının basılı olduğu tişörtleri giyerek katıldı. Emircan’ın babası Hacı Açıkgöz, “Herkes ‘duymadım, görmedim, bilmiyorum’ diyor. Çocuğuma ise 7 kurşun isabet etmiş” dedi. Mahkeme ara kararında 4 sanığın adli kontrolle şartlı tahliyelerine karar verdi. l İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle