28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 26 Kasım 2018 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET 170/8 0 220/9 0 130/5 0 170/1 0 0 150/6 0 120/ 3 0 60/ 2 0 150/ 1 0 160/8 0 150/5 0 160/3 0 190/1 4 0 30/0 0 200/1 4 0 80/4 0 20/ 6 0 60/4 0 130/6 0 40/2 0 160/1 0 0 100/6 0 180/8 0 TARİHTE BUGÜN 1926: Türkiye’nin ilk şeker fabrikası, Alpullu’da açıldı. 1934: Lakap ve unvanlar kaldırıldı. Atatürk’ün önerisiyle İsmet Paşa’ya, İnönü soyadı verildi. 1947: Eski milli eğitim bakanlarından, Köy Enstitülerinin başlangıcı sayılan okulları kuran Saffet Arıkan öldü. Suç kol geziyor Tepecik’e uyuşturucu satıcıları ve hırsızlar dadanmış, mahalleli korku içinde Cumhuriyet, Mamak’taki kentsel dönüşümün mağdur ettiği Huzur mahallesi sakinlerinin sorunlarını 19 Kasım tarihli sayısında duyurmuştu. Mamak Kentsel Dö nüşüm Projesi’nin mağdur ettiği Hu zur Mahallesi’nin ardından Tepecik OZAN ÇEPNİ Mahallesi sakinle ri de Cumhuriyet’e konuştu. Her üç evden ikisinin yıkıldığı ma hallede, son bir yılda mahalle yi kullanan uyuşturucu satıcıları ve hırsızlar, gecekondu sahiple rinin korkusu oldu. Huzur Mahallesi’nin ardından ikinci adresimiz Tepecik Ma hallesi. Rögar kapakları çalın dığı için yıkılmış evlerden arta kalan kapılarla örtülen yoldan ve dik yamaçlardan varılabili yor Tepecik’e. Patikadan bozma ama asfaltlı yollardan ulaşılan Tepecik’te mahallenin kadınları karşılıyor bizi. Yarım asır önce kendi elleriyle yaptıkları evler de yıkıma karşı direnen kadın lar, olmayan bakkal, ulaşım ve imkânsızlıklara karşın geçmiş lerini savunuyor. En büyük so run ise hırsızlar. ‘Komşu da kalmadı’ Mahallenin daracık sokağında, 48 yıl önce mahalleye gelin gelen Cennet T., belediyenin tapulu arazisine karşı önerdiği 50 bin TL ile ne yapılabileceğini sorguluyor. Dayandığı evinin duvarında kendisine hâla güven veren bir çatının olmasının kendisine yettiğini belirterek “Omuzlarımızla su çekerek yaptık bu mahalleyi. Buradan gidin diyorlar. Komşu da kalmadı. Gökçek, ‘Tepecik’i tereyağından kıl çeker gibi dağıtacağım, hiç haberleri olmayacak’ demiş. Dediği gibi de oldu. Bir tek yapmayın, etmeyin diyen kaldı” diyor. ‘Kızımı dışarı çıkaramıyorum’ Mahallenin lise çağındaki tek genci Osman’ın annesi, eteğine NECATİ SAVAŞ ‘Okulu bırakmak zorunda kaldık’ Yolda okul saatinde mahallede top oynayan üç çocukla karşılaşıyoruz. Üçü de lise çağında olmasına karşın içlerinden sadece biri okula gidiyor. Otobüse yetişemediği için 10 günlük devamsızlık hakkının dolduğunu belirterek sınıfta kaldığını söylüyor. Ağabeyi de lise 1’de sınıfta kalıp sanayide işe girmiş, o da ağabeyi gibi yapmak istiyor. Babasının da onu böyle yönlendirdiğini, ağabeyinin 2 bin lira maaş aldığını belirtirken bir yandan da seneye okuluna döneceğini söylüyor. Bir diğeri ise yeni lise giriş sistemi mağduru. Okulların tercih döneminde köyde oldukları için herhangi bir liseyi tercih edememiş. Evine en yakın okul ise kilometrelerce uzakta. Babasıyla gittiği milli eğitim müdürlüğünden ‘bütün okullar dolu, kontenjan yok’ yanıtı aldıklarını ve okumak istediğini söylüyor. Ama o da diğer arkadaşı gibi bir yandan da sanayide iş bakıyor. Zam geldi böyle oldu Yükselen fiyatlara karşı mahallenin kadınlarının imece usulü ekmek yaptıkları bir eve geçiyoruz. İsimlerini vermek istemeseler de yaşananlara karşı tepkilerini anlatmaktan kendilerini alamıyorlar. 5 kadının ekmek yaptığı bir avluda yaptığımız sohbette, “Parası olan gidiyor. Bir tek biz kaldık. Ekmek yapmak zorundayız, çünkü bakkalımız da yok. Otobüsümüzü de kestiler. Un 6 liradan 10 liraya çıktı. Biz bu ülkenin vatandaşı değil miyiz” sitemlerine tanık oluyoruz. sarılan 4 yaşındaki kızıyla 200 lira kira verdiği bir gecekonduda yaşıyor. Anne, “Sabah tek otobüs geçiyor. Oğlum otobüsle okula yetişemiyor. Diğer çocuklar okulu bıraktı. Ben küçük kızımı dışarıya salamıyorum. Bütün gün evde hapis. Benimle sabahtan akşama dizileri izliyor. Başka yerde ev aradım mümkün değil. En ucuz ev buranın 3 katı” diyerek sorunlarını anlatıyor. Hırsız girebilir Uzaktan görülen gökdelenlere karşı, tek tek yıkıntıların arasından geçerek yaptığımız sohbette de mahallenin Zeynep ablası da “El altından evleri alıyorlar. Kimin kime sattığı belli değil. Birileri zengin olacak, peşkeş çeke cekler diye düşünüyoruz. Ben bu gökdelenlere hiç özenmiyorum. Benim hayat tarzım değil ki, gökdelende oturacağım” diyerek yaşadıklarını aktarıyor. Zeynep abla ile sohbetimiz, evinden biraz uzaklaşmasının ardından hırsız girebilir endişesi ile yarıda kalırken o da evinin önündeki kişisel nöbet yerine geri dönüyor. Esrar, uyuşturucu, hırsız Tepecik’te en çok yakınılan konu esrar ve uyuşturucu satıcıları ile hırsızların mahalleyi mesken edinmesi. Yıkımların ardından gelmeye başladığı belirtilen suç unsurlarının, kış aylarından itibaren yoğunluğunun arttığını anlatıyorlar. İhbar ettikleri halde polisin gelmediğini, bu kişile rin yıkık evleri suç ortamı olarak kullandığını aktaran mahalleliler, rögar kapaklarından antenlere, su sayaçlarına kadar her şeyin çalındığını defalarca vurguluyor. Sohbette, “Artık nefes alamayacak noktaya geldik. Çalmadıkları şey kalmadı. Bakkala gidip dönene kadar evlerimiz soyuluyor. Çocuklarımızın yolları kesiliyor. Okula bile yollamaya korkar olduk. Bütün rögar kapakları, teller çalındı. Çatıdaki antenlere kadar çaldılar. Hatta sahipleri evde oldukları halde içine hırsızların girdiği haneler var. Peşlerinden kurşun atsak bile dönüp hesap soracaklarını söylüyorlar. Ondan bile korkuları yok” ifadeleri ile karşı karşıya oldukları tehlikeleri anlatıyorlar. l ANKARA haber 3 İsmail Kahraman’ın yanıt vermediği soru “Gerçek, nadiren saftır fakat asla basit değildir” diyor tardığım olgular gerçekte yoksa bütün suçlamaları kabul ederim. Olay var mı yok mu? Mert olmak ya Oscar Wilde. Sanırım çözü lazım. Yüze karşı başka gıyap yoruz. Son yazım üzerine es ta başka olan insanlardan deği ki Meclis Başkanı İsmail Kah lim. Beni hedefleyen bir babayi raman bir açıklama yaptı. Bir ğit varsa açık konuşsun.” süredir Mehmet Akif’i gündeme getiren siyasetçilerin samimiyetsizliğini anlatıyordum. Asıl tartışma ise Milli Türk Ta Sebilürreşad: Hiçbir adım atmadı lebe Birliği’nin (MTTB) İsma İsmail Kahraman, Akif’e vefa il Kahraman’dan önceki başkanı sızlık eleştirilerine de şöyle yanıt Rasim Cinisli’nin anılarıyla kop veriyor: “Kültür Bakanı olduğum tu. Cinisli, harap halde yaşayan dönemde ‘Manevi Önderler, Akif’in oğlu Emin Ersoy’u alıp, Millî Kahramanlar’ adı altında 1966’da MTTB’de bir odaya ki çalışmalarımdan birisi de de yerleştiriyordu. Ancak Cinisli’nin ğerli sinemacı Mesut Uçakan’ın görevi bırakmasıyla her şey de yönettiği ‘Mehmet Akif’ filmidir. ğişiyordu. Anılarından aktaralım: Mehmet Akif ve hatırasına saygı “Emin Bey, ben askerdeyken duymak ve gereğini yapmak he adresimi nereden bulduysa bir pimizin boyun borcudur.” mektup yazmıştı. Benden son Sebilürreşad’a “Kahraman gere ra MTTB’den kovulduğunu, pe ğini yapıyor mu” diye sorunca der rişanlık içinde olduğunu ve be ginin Basın ve Halkla İlişkiler Mü ni çok özlediğini ifade ediyor şavirliği adına net bir yanıt geldi: du. Maalesef birkaç ay sonra “Sayın İsmail Kahraman’a milli da Tophane’de bir kış günü, açık şairimizin ailesi adına Selma Ersoy bir kamyonun karoserinde don Hanımefendi ve Sebilürreşad Ya muş olarak bulundu.”  yın Kurulu Başkanımız Genel Ya Gelelim açıklamaya… yın Yönetmenimiz ve yazı heyeti Kahraman, Ersoy’un mizle birlikte iki defa randevu ala MTTB’den kovulduğunu reddet rak ziyarette bulunduk.  miyor. Ancak kendi sorumluluğu Ziyarette kendisi Mehmet Akif olduğu yönündeki ithamı “Vefat Merhum için ‘büyük dava ada tarihi 24 Ocak 1967’dir. Ben ise mı’ ifadesini kullanmıştır. Zaten bu tarihten bir buçuk ay sonra heyetimiz onun Akif’e hürmetkâr 11 Mart 1967’de Milli Türk Ta bir şahsiyet olduğundan bahisle lebe Birliği Genel Başkanlığı’na ziyarette bulunmuş ve iki husus seçildim” ifadeleriyle yanıt ta Akif Bey’in ailesi talepte bu lıyor. “28 Kasım 1966 ile 11 lunmuştur. Mart 1967 tarihleri arasındaki 1. 20 Aralık Mehmet Akif MTTB’nin yönetimi, Genel Kurul Bey’in doğum günü 27 Aralık ise Kararı ile Mehmet Niyazi Özde vefat günüdür. Bu bir haftalık za mir başkanlığındaki divan heye manın ‘Mehmet Akif Ersoy’u An tine verilmişti” hatırlatmasında ma haftası’ olarak karar alınması,  bulunuyor. 2. İstiklal Marşımızın resmi ka Gerçekten de MTTB’de 3 bu bul günü olan 12 Mart haftasın çuk aylık bir yönetim kesintisi da TBMM’de ‘İstiklal Haftası’ var. Başkanlığı, seçim tamam münasebetiyle bir özel oturum lanana kadar divan heyetindeki Özdemir temsil ediyor. Ancak bu dönemin Kahraman’la anılmasının nedeni başka. Cinisli’den sonra “geçici yönetimdeki” Özdemir değil, İsmail Kahraman egemenliği var. Hem geçici Başkan Özdemir, hem kaynak verdiğimiz önceki başkan Rasim Cinisli, hatta Alparslan Türkeş dahi İsmail Kahraman’ı destekliyor. Ersoy’un kovulması işte bu nedenle Kahraman’a soruluyor. irad edilmesi, bu oturuma Mehmet Akif Bey’in ailesinin misafir locasında izlemesi için davette bulunulması, 3. Bu çalışmaların TBMM himayesinde gerçekleştirilmesini arz ve talep etmiştir. 4. Kendilerine, halen Mehmet Akif Ersoy’un vefat günü olan 27 Aralık’ta mezarı başındaki anma merasiminin il müdürlüğü düzeyinde yönetilmesinin abes durumu anlatılmış ve TBMM Başkanı sıfatıyla bu merasime katılma Cinisli: Açık konuşsun sı için davet edilmiştir.  Sayın TBMM Eski Başkanı, ‘Bü Gelelim ikinci konuya. yük insanların doğum günlerinde Kahraman “Referans alınan ki anılmasının bir gelenek olduğunu’ tabın içerdiği bilgiler, kötü niyet ifade ederek teklife olumlu yaklaş li olmasa da bir yanlış hatırlama tığını beyan ettiği halde bu kadar nın veya yazılanları yanlış yorum iyi niyetli ve meşru bir taleple ilgili  lamanın ürünü olarak tarihler ve hiçbir adım atmamış, mezarı ba olaylara ilişkin birtakım çelişkileri şındaki anma programına katılma barındırmaktadır” ifadelerini kul mış, ailesince Ankara’da düzenle lanıyor. Mehmet Niyazi Özdemir necek İstiklal programına da katıl için “Ben ve hatırat yazarı da da mayacağını hemen beyan etmiştir. hil olmak üzere hepimizin üze Durum bundan ibarettir.” rinde çok emeği olan, manevi ve Kahraman’ın açıklaması ve milli noktalarda hassasiyetimi yanıtlar böyle… zin çok üzerinde insani ve İslami İstiklal Marşı şairinin oğlunun bir duruşu olan önemli bir müte MTTB’den kovulduğu gerçeği fekkir” tanımını yaptıktan sonra artık yadsınamaz olduğuna gö şöyle göndermede bulunuyor: re, döneminin en hâkim aktörü “Haysiyetli ve şerefli kişiler, diğer Kahraman’a soralım: insanların şeref ve haysiyetine Emin Ersoy’u MTTB’den kim de saygı duymalıdırlar; tabii, in kovdu? sanlık vasıflarına sahip iseler.” Tabii İstiklal Marşı’nın kabulü Açıklamadan sonra aradığım nedeniyle eski başkanlar döne Rasim Cinisli net bir yanıt verdi: minde düzenlenen törenlerin ne “Ben kimseyi suçlamadım, reye kaybolduğunu da, kendisi olayı kınadım. Olay varsa mü nin 12 Mart’larda nerede oldu sebbibi utansın. İmalı sözleri ğunu da, Burdur’da Akif Müzesi önüne perde yapan adamlardan boşaltılırken haberi olduğu hal değilim. Açık bir insanım. Kita de sessiz kalmasının sırrını da bımda olayları anlattım. Eğer ak bu sırada anlatabilir. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle