19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 18 Kasım 2018 4 haber EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: EMİNE BİLGET Doğayı niye korudun!Akademisyenlere sorguda istanbul sözleşmesi ve gezi direnişi soruldu hukukçular tepkili ‘Ansızın gelebilirim’ yasak HİLAL KÖSE Prof. Dr. Turgut Tarhanlı’nın da aralarında olduğu akademisyenlere ve Anadolu Kültür çalışanlarına yönelik şafak baskınına tepkiler sürüyor. “Tarih tekerrür mü ediyor” sorusunu soran hukukçular, “Haksız gözaltı ve tutuklamaların vatandaşlar üzerinde, korku, dehşet yaratma aracı olarak kullanılmasına izin vermemeli. Topluma da görev düşüyor: Her kesim, haksız uygulamalara karşı çıkmalı” diyor. Yerleri belli İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakülte si Ceza Hukuku ve Kriminoloji Araştır ma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Adem Sö züer, operasyonun yasaya aykırı oldu ğunu ifade ederek, “Resmi açıklamaya göre 2013 yılındaki Gezi olayı ile ilgili 2014 yılında açılmış bir soruşturma nede niyle, akademisyen ler, sanatçılar, saba ha karşı evlerine bas kın yapılarak göz al tına alındı. Araların da halen görevdeki bir insan hakları hu kuku hocası ve ay Sözüer nı zamanda bir hu kuk fakültesi deka nı, Prof. Dr Turgut Tarhanlı da var. Dört yıl beklenmiş, sonra bir gün Ceza Mu hakemesi Kanunu’na açıkça aykırı bir gözaltı operasyonu başlatılmış. Ortada bir suç üstü hali yok, gecikmesinde sa kınca olan bir durum da yok, soruştu rulan kişilerin yeri, yurdu kimlikleri de belli” dedi. Kanunda “ifadesi alınacak kişi dave tiye ile çağrılır, çağrıldığı halde gelme yenin zorla getirilmesine karar verile bilir” dendiğini anımsatan Sözüer, şöy le devam etti: “Yani Kanunlarımız ‘bir gece ansızın gelebilirim’ uygulamaları nı yasaklıyor. Ancak bu yasağa rağmen, Ergenekon, Balyoz, askeri casusluk gi bi davalarında özel yetkili mahkemeler döneminde, gece baskınlarıyla, sindir me harekâtları yapılıyordu. Son gözaltı ları duyunca o günlere geri döndüm. O zaman da, sabaha karşı yapılan ve ara larında rahmetli İlhan Selçuk’un da bu lunduğu kişilere yönelik baskın ve gö zaltıları eleştirmiştim. Şimdi aradan 10 yıl geçti, ama hâlâ çağrıldığında gelip ifade verecek kişiler, şafak vakti yatak larından kaldırılıp, dört duvar arasına konuyor. Tepki üzerine aradan 24 saat geçmeden bazıları serbest bırakıldı. Bu serbest bırakmalar da yapılan göz altı ların yanlışlığının bir kanıtı. Bunlar Ad liyenin güvenilirliğini sarsıyor. Türkiye, Özel Yetkili Mahkemeler döneminde ol duğu gibi haksız gözaltı ve tutuklamala rın vatandaşlar üzerinde korku, dehşet yaratma aracı olarak kullanılmasına izin vermemeli.” Umudumu kaybetmedim Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu da operasyona ilişkin, “Tarih tekerrür mü ediyor diye soru akla gelebiliyor” dedi. Kanadoğlu, “Kaçma şüphesi olmayan, davet üzerine soruşturma makamlarına gelebile cek kişilere gözaltı işlemi yapılması hukuk devletinde açıklanması olanaksız bir olaydır. İtibarsızlaştırma ve korku salma eğilimi olarak nitelendirilebilecek bu işlemlerin kamuoyu tarafından gerçeğe uyKanadoğlu gun bir şekilde değerlendirilebilmesini ümit ediyorum” diye konuştu. Kanadoğlu, FETÖ uygulamalarının son operasyonla benzerliğini anımsatınca da “Onun için sözüme öyle başladım ya. Aynı günlere dönme işareti veriyor. Diyanet İşleri Başkanı’nın ziyareti ile bir bütün olarak değerlendirmek olayları daha iyi açıklıyor. Ben her şeyden önce şaşırmadım. Çünkü o tarihteki zihniyetin daha koyulaşarak süregeldiğini görüyorum. Siyasi iktidar, siyasi yoldan, yönetimden gönderilmediği sürece bu süreç devam edecektir. Bu bilinç içerisinde hiçbir olaydan korkuya kapılmadan, hukuk ve demokrasi mücadelesine devam edilmesi gerektiğine inanıyorum” yanıtını verdi. Hukuk adına umudunuz var mı sorusuna ise “Umudumu kaybetmedim. Umudu kaybedersem her şeyimi kaybedeceğime inanıyorum. Zaten yapılmak istenen bu. Yayılmak istenen umutsuzluk, onun yanına korkuyu da ekleyebilirsiniz. Bu tür duygulardan kesinlikle kurtulmamız gerekiyor” dedi. l İSTANBUL İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında önceki gün evlerine düzenlenen operasyon la gözaltına alınan Anadolu Kültür AŞ’nin yöneticileri ve bazı akademis yenlerin de araların da bulunduğu 13 isim den 4’ü önceki gün ak şam saatlerinde, Boğa ziçi Üniversitesi Öğre tim Üyesi Prof. Dr. Be SEYHAN AVŞAR tül Tanbay dün öğlen yapılan sağlık kontrol lerinin ardından ser best bırakıldı. Dün akşam saatlerin de ise Anadolu Kültür Yönetim Kuru lu Başkanvekili Yiğit Ekmekçi, Yöne tim Kurulu üyesi Ali Hakan Altınay, Çiğdem Mater, Ayşegül Güzel ve Yu suf Cıvır da adli kontrol ve yurt dı şı yasağı konularak serbest bırakıldı. İstanbul Bilgi Üniversitesi STK Eği tim ve Araştırma Birimi çalışanı Yi ğit Aksakoğlu ise tutuklandı. Gözal tındaki Filiz Telek’in işlemlerinin de vam ettiği öğrenildi. İstanbul Em niyet Müdürlüğü, operasyonun ge rekçesinin Gezi eylemleri olduğu ve hakkında gözaltı kararı olan 20 ki şinin “Osman Kavala’yla hiyerarşik ilişki içinde eylemleri organize ettiği ni” ileri sürmüştü. 2014 tarihli soruşturma Soruşturmaya ilişkin gazetemize açıklamalarda bulunan avukat Bahri Belen, soruşturmanın 2014 tarihli olduğunu ve Gezi olaylarına dair olduğunu söyledi. Gözaltına alınan isimlere Gezi olaylarıyla ilgili çok sayıda soru sorulduğunu aktaran avukat Belen, “Sorular genellikle Osman Kavala’nın iktidarı yıkmak için Gezi olaylarını organize ederek finanse ettiği iddialarına yönelikti. Ayrıca ‘Kavala ile nasıl tanıştınız?’ ‘Anadolu Kültür Derneği ile ilginiz nedir?’, ‘Bu derneğin faaliyetleri nelerdir?’, ‘Osman Kavala Gezi’nin yöneticisi midir?’, ‘Toplantılar neden Cezayir Toplantı Salonu’nda yapıldı?’ gibi sorular soruldu” dedi. ABD elçiliği: Serbest bırakın Gözaltılara ilişkin ABD Büyükelçiliği’de dün sosyal medya üzerinden yazılı bir açıklama yaptı. “Türkiye ifade özgürlüğü dernek kurma ve toplantı özgürlüğüne saygı duymalı” ifadelerinin yer aldığı açıklamada, “Türkiye’ye, ifade, dernek kurma ve toplantı özgürlüğü, adil yargılama teminatı, yargı bağımsızlığı ve diğer insan hakları ile temel özgürlüklere saygı duyma, bun ları garanti altına alma ve keyfi şekilde gözaltında tutulanları serbest bırakma çağrısında bulunuyoruz. ABD, Türkiye’nin Anadolu Kültür ile ilişkili sivil toplum liderlerini gözaltına almasından endişelidir. Türkiye’ye ifade, dernek kurma ve toplantı özgürlüğüne saygı duyma, bunları garanti altına alma ve keyfi şekilde gözaltında tutulanları serbest bırakma çağrısında bulunuyoruz” denildi. Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Betül Tanbay’a emniyette sorulan soruların 42 sayfadan oluştuğunu ve büyük bir çoğunluğunun Gezi ve sonrasına dair olduğunu aktaran Belen, “Gezi sonrasında Taksim Dayanışması, doğanın ve yeşilin korunması amacıyla Büyükşehir Belediyesi başkan adaylarına sunmak için İstanbul Sözleşmesi taslağı hazırlamıştı. Mart 2014 yerel seçimleri öncesinde hazırlanan bu taslağın neden hazırlandığına ilişkin sorular soruldu. Bu sözleşmeyi neden hazırladınız? Osman Kavala mı bu sözleşmeyi planladı? tarzında sorular soruldu. Taslak hazırlığı aşamasında dinlemeler de yapılmış” diye konuştu. Soruşturmanın usul ve ceza kanunu normlarına uymayan eşi görülmemiş bir hukuksuzluk olduğuna dikkat çeken Belen, “Yargı, polisler, siyasetin tamamı ile emrinde kullanılıyor” ifadelerini kullandı. Çağırılsaydım giderdim Emniyet ifadesinin ardından serbest bırakılan Anadolu Kültür Derneği danışmanlarından Meltem Aslan Çelikkan ise gazetemize yaptığı açıklamada soruşturmada gizlilik olmasına rağmen, bilgilerin basına sızdırıldığını ve basında yalan yanlış haberlerin yer aldığını söyledi. Sabah 05.30 saatlerinde yaklaşık 1012 polisin gözaltı için evine geldiğini belirten Çelikkan, “Çağırılma durumunda ifade vermeye giderdim. 3.5 yaşındaki ço cuğumu eşime bıraktım” dedi. Emniyette kendisine söylenen suçlamanın Osman Kavala ile beraber hiyerarşik bir yapı içinde Gezi Parkı eylemlerini yaygınlaştırmaya çalışma iddiası olduğuna değinen Çelikkan, “Anadolu Kültür Derneği projeleri ve işimizle ilgili sorular soruldu. Anadolu Kültür Derneği, kültür, sanat çalışmaları yapan bir sivil toplum kuruluşudur” dedi. Emniyetin kendisiyle ilgili bilgi notunun unvanmeslek bölümünde “Muhalif Gazeteci Murat Çelikkan ile evli” ibaresinin yer almasına değinen Çelikkan, “Herhangi bir kimsenin eşi olarak anılmayı saçma buluyorum. Ben uzun yıllardır insan hakları alanında mücadele eden biriyim. Ayrıca eşimin gazeteciliği ile de gurur duyuyorum” diye konuştu. l İSTANBUL Piyanist Martello: İddialar saçmalık Soruşturmada “profesyonel eylemciler” arasında gösterilen, eylemler sırasında Taksim Meydanı’nda piyano çalan Alman kökenli İtalyan müzisyen Davide Martello, iddiaları “saçmalık” olarak niteledi. Martello “Kimse beni Gezi Parkı’na davet etmedi. Sadece şiddeti durdurmak istedim ve müziğin yardımcı olabileceğini düşündüm” dedi. Martello, İstanbul’a para karşılığında geldiği iddialarına ise “Beni tanımaları, araştırmaları gerek. Bazıları hiç araştırmadan körü körüne her duyduğuna inanıyor” sözleriyle yanıt verdi. l Haber Merkezi Açılış törenine son dönemde eleştirilerin odağında olan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın katılması dikkat çekti. Gezi yine hedefinde İstanbul’da Başakşehir, Kayaşehir, Hoşdere, Baruthane ve Çırpıcı millet bahçelerinin açılışı nedeniyle Başakşehir’de düzenlenen törende konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı gösterilerini ve CHP’yi hedef aldı. Erdoğan,“ Çevrecilik adına yakıp yıkanlar, Gezi olaylarını yapanlar, ülkenin hayrına her işin karşısına dikilenler, gelip şu millet bahçelerine baksınlar ve gerçek çevrecilik nedir görsünler” dedi. Hedeflerinin her şehre birer tane millet bahçesi kazandırmak olduğunu söyleyen Tayyip Erdoğan, “Biz durmuyoruz, onlar dedikodu yapıyor. Biz Kanal İstanbul diyoruz, onlar ‘istemezük, yaptırmazük’ diyorlar. Yapacağız, yapacağız, isteseniz de istemeseniz de yapacağız” diye konuştu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “belki de hayatında hiç İstiklal Marşı’nı okumamıştır” sözlerine de yanıt veren Erdoğan, “Utanmadan sıkılmadan bana İstiklal Marşı’nı okuyup okumamaktan bahsediyor. Biz onunla büyüdük, onunla buralara geldik. Önce haddini bileceksin. Biz İstiklal Marşı’yla Safahat’ı yastık altı kitabı olarak koyduk ve öyle büyüdük. Türkiye’de ne Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’e ne de inancından, meşrebinden kılık kıyafetinden dolayı herhangi bir vatandaşımıza hakaret edilmesine izin veremeyiz. Eleştiri, farklı düşünce, farklı değerlen dirme elbette olacaktır. Türkiye’de hiç kimse eleştirilemez değildir” dedi Mısıroğlu ziyareti İstanbul Sinan Erdem Spor Salonu’nda 2018 Yılı Mevlidi Nebi Haftası açılışında konuşan Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın 10 Kasım’ın arifesinde Atatürk düşmanı Kadir Mısıroğlu’nu ziyareti konusunda, “Diyanet İşleri Başkanlığımızı siyasi tartışmaların malzemesi yapma girişimlerini tasvip etmediğimi belirtmek istiyorum. Milletimizle Diyanet mensuplarının arasını açacak tartışmaların hiç kimseye faydası olmadığını düşünüyorum” ifadesini kullandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Millet Bahçesi’ne en son ‘millet’ alındı LEYLA KILIÇ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün açılışını yaptığı “Millet Bahçesi”ne protokol girişi yapılmadan yurttaşlar alınmadı. Erdoğan’ın, Başakşehir’de yaptığı açılış sırasında biz de yurttaşlarla birlikte parkı yerinde görmek istedik. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın içeride olduğu gerekçesiyle parka kimse alınmazken, Cumhurbaşkanı’nın ayrılmasının ardından kapılar açılarak yurttaşlar içeri alındı. Ancak miting alanında bekleyen kalabalıktan sadece yaklaşık 50 kişinin parkı gezdiği görüldü. Ücretsiz bayrak, sandviç ve su dağıtımına karşı yurttaşlar park açılışına fazla ilgi göstermezken, millet bahçelerinin Erdoğan’ın ilk 100 gün projesi arasında yer aldığı için yeterli hazırlıklar tamamlanmadan açılması dikkat çekti. Millet Kırathanesi içinde yer alan kitaplıklarda Abdülhamit’i öven kitaplar ağırlıkta yer alırken, yurttaşlar dağıtılan ücretsiz kek ve çaylar eşliğinde sohbet ediyordu. Millet Bahçesi’ni ailesiyle birlikte ziyaret eden 14 yaşındaki Ahmet Cenker, parkın evlerine yakın olduğu için geldiğini söylerken, Ümraniye’den geldiğini anlatan Ayşegül Demir ise yeşil alan sayısının daha çok artırılması gerektiğini söyledi. l İSTANBUL Yurttaşlar dağıtılan ücretsiz kek ve çaylar eşliğinde sohbet etti. Vedat ARIK l TürkiyeAB ilişkileri ‘Zorlama diyalog’ çabası HÜSEYİN HAYATSEVER Avrupa Birliği’nden (AB) peş peşe “Türkiye ile müzakereler sonlandırılsın” çağrıları gelirken, önümüzdeki hafta Ankara’da TürkiyeAB Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog Toplantısı gerçekleştirilecek. Toplantının, zikzaklarla devam eden TürkiyeAB ilişkilerinde somut bir değişiklik yaratmayacağı öngörülürken, AB kanadının Türkiye’ye yönelik demokrasi ve kuvvetler ayrılığı uyarılarını, Türkiye’nin ise AB’nin verdiği sözleri tutması çağrısını yinelemesi bekleniyor. Bu yıl Ankara’da yapılacak olan toplantı, önceki gün AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger tarafından duyuruldu. Berger’in açıklamasının ardından Dışişleri Bakanlığı da bir açıklama yayımlayarak toplantının 22 Kasım’da Ankara’da gerçekleştirileceğini bildirdi. Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog Toplantısı’na AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve AB Komisyonu’nun Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu üyesi Johannes Hahn katılacak. Türkiye’yi ise Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Faruk Kaymakcı temsil edecek. Dışişleri Bakanlığı açıklamasında toplantıda Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin yanı sıra, ekonomi, ticaret, mali işbirliği, enerji, Gümrük Birliği, güvenlik konuları, terörle mücadele, göç ve vize serbestisi gibi AB ile ilişkilerdeki temel konuların ele alınacağı bildirildi. Kavala gündemi AB yetkililerinin tutukluluğunu eleştirdiği ve serbest bırakılması çağrısı yaptığı iş insanı Osman Kavala ile bağlantılı oldukları ve Gezi direnişinde “şiddetsiz eylem” organize ettikleri gerekçesiyle yeni isimlerin gözaltına alınması da TürkiyeAB ilişkileri açısından dikkat çekici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. AB yetkililerinin, Kavala’nın durumunu da toplantılarda gündeme getirmesi bekleniyor. l ANKARA l ilk kez isim verdi Bahçeli’den Enginyurt tepkisi Bahçeli Enginyurt AKP’ye yönelik önceki açıklamaları da MHP Genel Merkezi’nde “rahatsızlık” yaratan MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt’un, önceki gün Meclis’teki basın toplantısında söylediği “AKP için durum 31 Mart’ta hiç de iyi görünmüyor. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere AKP hükümeti ve yetkililerine şunu net şekilde söyleyebiliriz: MHP, Cumhur İttifakı için bir kazançtır, kazanımdır” sözlerine bu kez MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den sert tepki geldi. MHP’li Enginyurt, milletvekili seçildiği günden bu yana, özellikle fındık fiyatlarıyla ilgili AKP hükümetine sert eleştirilerde bulunmuştu. Bahçeli, ilk kez bir milletvekilinin adını anarak, sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yaptı. Bahçeli, açıklamasında, şu ifadelere yer verdi: “MHP politikalarının nasıl teşekkül ettiği, söz ve açıklama sınırının ne şekilde oluşup olgunlaştığı belli ve bilinmektedir. Parti yöneticilerimiz, parti üyelerimiz, milletvekillerimiz ve diğer teşkilat mensuplarımız belirlenmiş politik ilkelere aynen uymakla mükelleftir. Bu kapsamda partimizin siyasi faaliyetlerinin belirlenmesinde, parti politikalarının tezahürüyle birlikte kamuoyuna aktarılmasında Ordu Milletvekilimiz Sayın Cemal Enginyurt’un değerlendirme ve açıklamaları MHP’yi bağlamayacaktır.” Başım üzerinde yeri var Bahçeli’nin tepkisi sonrasında Enginyurt’tan anında geri adım geldi. Enginyurt, Bahçeli’nin açıklamalarının ardından, kişisel sosyal medya hesabı üzerinden, “Sayın Genel Başkanımız doğru söylüyor. Cemal Enginyurt olarak benim açıklamalarım, MHP’nin resmi görüşünü bağlamaz. MHP Genel Başkanı ve liderimiz Sayın Devlet Bahçeli, hareketemizin ve bizlerin tartışılmaz önderidir. Liderimin yaptığı her şeyin, başım üzerinde yeri vardır” açıklamasında bulundu. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle