19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OLAYLAR VE GÖRÜŞ[email protected] eposta: [email protected] Pazar 18 Kasım 2018 2 TASARIM: BAHADIR AKTAŞ YÖK üniversitesi İrfan O. Hatipoğlu Mustafa Kemal Üniversitesi 12Eylül 1980 askeri darbecileri ülke bütünlüğünü korumak, milli birliği ve beraberliği sağlamak, demokratik işleyişi engel olan nedenleri ortadan kaldırma adına ülke yönetimine el koydu. Askeri darbenin gerekliliği için gösterdikleri en önemli nedenlerden biri yaşanan öğrenci olaylarıydı. Öğrenci olaylarından da özerk/özgür üniversiteleri sorumlu tuttular. Bu nedenle üniversitelere karşı öfkeli; aşırı cereyanların etkisinden kurtarıp, “hizaya” getirme istenci taşıyorlardı. Darbeciler bu istençleri doğrultusunda ülkeyi “yıkım” yasalarından en önemlisi olan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nu (YÖK) uygulamaya koydu. Yükseköğretimi yeniden düzenleyen bu yasayla üniversiteler cumhuriyet döneminde elde ettikleri tüm kazanımları kaybetti. Birinci derece sorumlular Yükseköğretim Kanunu’nu gereği üniversitelerin “merkezden yönetilmesi” ve “hizaya” getirilmesi için kurulan Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına eski Hacettepe Üniversitesi Rektörü İhsan Doğramacı (19811992) getirildi. İhsan Doğramacı YÖK’ün hazırlanmasının başmimarı ve YÖK’ün uygulayıcısı olması nedeniyle Milli Güvenlik Konseyi üyeleri kadar birinci derecede sorumludur. Doğramacı’nın 10.5 yıl süren YÖK Başkanlığı dönemi, YÖK’ün kurumlaştığı, eksiksiz uygulandığı dönemdir. Bu dönemi özgür/özerk üniversiteden yana olanlar, üniversitelerin “yıkım” dönemi ve Doğramacı’yı da “yıkım müteahhidi” olarak anarlar. Darbeciler öncelikle YÖK üniversitelerini oluşturmayı “aşırı cereyanlara” kapılmış öğretim elemanlarını tasfiye etmekle başladı. Tasfiyeler için 1402 sayı Tüm siyasi partilerin karşı olduğu ve iktidar olduklarında değişiklikler yaptığı Yüksek Öğretim Yasası, yapılan tüm düzenlemelere karşın “ruhunu” kaybetmedi. lı Sıkıyönetim Yasası’nda düzenlemeye gidildi. 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası’nda yapılan değişiklikle, sıkıyönetim komutanlarına kamu çalışanların görevlerinden uzaklaştırma yetkisi verildi. Verilen bu yetkiden en çok üniversite öğretim elemanları etkilendi. Sıkıyönetim komutanından gelen yazıyı sorgulamadan rektörler ve dekanlar ‘görülen lüzum’ üzerine akademisyenin kurumla ilişkisini kesiyordu. Üniversiteden atma eylemi 1980’de başladı, 1983 Haziran ayına değin sürdü. Kamuoyunda bu yöntemle atılan akademisyenler, “1402’likler” olarak bilinir. Diğer bir uygulama YÖK’ün geçici 22. maddesine göre tüm akademisyenlerin kadrosu açık tutulduğu için, rektörler, istemedikleri öğretim üye ve yardımcısını, yeniden atamayarak tasfiye ettiler. Bununla da yetinilmedi. YÖK üniversitelerden tasfiyeleri; sıkıyönetim sonrası kalıcı kılmak için YÖK’ün 7/L maddesi 1983 yılında değiştirildi. Bu düzenleme ile YÖK’e, YÖK yasasına aykırı hareket eden öğretim elemanlarının görevlerine son verme ya da başka bir üniversiteye denenmek için görevlendirme yetkisi verilmektedir. Yapılan değişiklik geçici kadroda çalışan Araştırma Görevlileri gibi, bu madde kadrolu çalışan doçent ve profesörlerin yıldırılması amacıyla rektörler tarafından sıklıkla kullanılmaktadır. Kayırmacı anlayış Yükseköğretimde yeniden yapılandırmanın ruhunu üniversitelerden idari özerkliğin kaldırılması oluşturur. Üniversitelerde 1919’larda başlayan “özerk lik” kazanımı, çıkan her ye ni üniversite yasasında ge nişlerken 1933 kurucu, özerkliği hedefleyen Üniver site Yasası dışında, YÖK ile birlikte kaldırıldı. Üniver sitelerde ‘akademik dere beyliğin’ önü açıldı. Rektör ler akademik derebeyi ola rak üniversitelerin yöneti YÖK’ün başmimarı İhsan Doğramacı’yı öz minden tek sorumlu ve üniversiteyi tek başına yönetir. gür, özerk üniversiteden yana olanlar “yıkım müteahhidi” olarak anarlar. Üniversitelerin yönetimi için ma akademide başarılı, iyi ye oluşturulan kurullar, “üniversi tişmiş, çalışkan, özgüveni olan te senatosu” dahil danışma nite gençlerin öncelikleri istençle liğindedir. ri olmaktan çıktı. Edilgen, sorgu Akademik kadro lamayan, yalnızca verilen görevi yapan, kontrol edilebilir kişi Aldığı kararlar öneri niteliğin lerin seçtiği iş koluna döndü. Bu de ve kararları sonuçlandırmak seçim üniversitelerin akademik rektöre aittir. Rektör üniversite kadrolarının aşınmasının önünü çalışanlarının da en üst (akade açtı. Yandaş olanların kayırmacı mik, idari) amiridir. İstediği ki anlayışla akademik kadroya alın şiyi üniversite içinde istediği ye masıyla “akademik duyarlılık” re sürebilmekte, istediği göre zayıfladı. vi verebilmekte ve işine son verilmesi ya da başka bir üniversi Korku iklimi teye sürülmesi için YÖK’e önere Yükseköğretimde yapılan dü bilmektedir. zenleme yalnızca akademik ya YÖK’ün en önemli düzenleme şamı örselemekle kalmadı. Ülke lerinin başında öğretim eleman nin insan kaynağının nitelik ola ların çalışmasıyla ilgilidir. Aka rak çökmesine, ülkenin ileriye demik kadronun kaynağını oluş taşınmasında kaygıları da bera turan “asistanlık” kaldırılmıştır. berinde getirdi. Bu nedenle Yük Asistan yerine “Araştırma Görev seköğretim Kanunu yasalaşma lisi” adıyla bir öğretim yardım sından ve uygulanması sürecin cısı kadrosu getirildi. Araştırma de üzerinde en çok tartışılan ve görevlileri iş güvencesi olmayan değişiklik yapılan bir yasadır. sözleşmeli (geçici kadro) olarak Tüm siyasi partilerin karşı oldu çalışırlar. Sözleşmeleri bir yıllık ğu ve iktidar olduklarında deği sürelerle rektör tarafından yeni şiklikler yaptığı bu yasa, yapılan lenir. Doktorasına tamamlayan tüm değişikliklere karşın “ruhu lar “doktor öğretim üyesi” ola nu” kaybetmedi. Yapılan tüm de rak geçici kadroya atanırlar. Ge ğişikliklere karşın anti demokra çici kadroda çalışma, rektörlerin tik yönetim anlayışını koruyor. sözleşmelerini yenilemesiyle do Oluşturduğu korku iklimiyle hız çentlik kadrosuna atanıncaya ka la akademiyi ortaçağ karanlığını dar sürer. Geçici kadroda çalış sürüklemeye devam ediyor. ‘Elin çöplüğü’ olmayalım! Z ola’ d an, çöke n bir imparator luk üze r in e Yıkılış ilk kez türkçede! YIKILI? Türkçesi: Elif Aksu Kaya Edebiyatın büyük klasiklerini özenli çevirileriyle okurlarla yeniden buluşturan Yordam Edebiyat, Emile Zola dizisini Türkçede ilk kez yayımlanan Yıkılış ile başlatıyor. Zola’nın “Rougon ve Macquart Aileleri”nin tarihi üzerinden, bir ülkenin, bir dönemin, bir toplumun tarihini anlattığı yirmi kitaplık unutulmaz dizisinin son yapıtlarından olan Yıkılış, İkinci İmparatorluğun çöküşüne odaklanıyor. Çağının tanıklığına ömrünü adamış olan Emile Zola, büyük eseri boyunca olağanüstü bir gayret, azim ve ayrıntı zenginliğiyle bizlere çizdiği toplum resmini, bu kitapta bir komüncünün ağzından dökülen şu sözlerle özetliyor: “Çünkü çok fazla acı, çok fazla haksızlık, çok fazla utanç var!” yordamedebiyat yordamedebiyat YordamKitap www.yordamkitap.com Çağatay Güler Gelişmiş ülkeler halk sağlığını ve çevreyi korumaya yönelik olarak atık üretenlere atıkların giderimi ile ilgili olarak yükümlülükler getirir ve yerine getirilip getirlmediğini sıkı bir biçimde denetlerler. Söz konusu ülkelerde bu atıkların toplanmasını sağlayan sistem kurulduğundan toplama sorunu bir oranda çözülmüştür. Ancak bu atıkların giderim maliyeti çok yüksektir. Bu nedenle gelişmiş ülke firmaları söz konusu atıkları gelişmekte olan ülkelere göndermenin bir yolunu ararlar. Atık satın alanlara her türlü kolaylığı da gösterirler. Böylece kendi ülkelerinde atık giderim maliyetinden kurtulurken, bayağı önemli düzeyde kazanç da elde ederler. Çevre koruma Dünya ülkeleri çevre koruma mevzuatı ve uygulamalarına göre üçe ayrılırlar: n Çevreyi korumaya yönelik mevzuatı olmayanlar. n Çevreyi korumaya yönelik mevzuatı olan ve hakkıyla uygulayanlar. n Çevre korumaya yönelik mevzuatı olan ancak bir yolunu bulup hiçbirini uygulamayanlar. Plastik atıkların geri dönüşümünde elde edilen ikinci kalite ürünlerin kullanımıyla ilgili halk sağlığı tehlikeleri söz konusu olduğundan geri dönüşüm ürünlerinin sağlık standartlarının korunabilmesi de özellikle önem taşımaktadır. Çin bu yıl ocak ayından başlayarak ABD, İngiltere, Japonya gibi gelişmiş ülkelerden plastik atık ithalatına kısıtlama kararı almıştır. Onu Malezya, Vietnam gibi Uzakdoğu ülkeleri izlemiştir. Bu durumun İngiltere başta olmak üzere gelişmiş ülke plastik atık stoklarının artmasına ve giderim uygulamalarının iflas etmesine yol açacağının anlaşılması çok büyük bir endişe kaynağı haline geldi. Sonuçta ‘el çöpü’ Sonuçta “el çöpü” çok ucuzlayacak, belki de üste para vererek yükü ekonomik dar boğazdaki “gelişmekte olan” ülke doğasının ve insanlarının omzuna bindirmeye çalışacaklardır. Konunun Meclis gündemine taşınmış olmasının, birtakım mevzuat hükümlerinin sizi el çöpünden koruyacağını da sanmayın. Ülkemizi “el çöpünün çöplüğü” yapmayı çevre dostluğu gibi bile gösterebilirler. “Ülke ekonomisine katkı”, “dünya çevre sorunlarının çözümüne en önemli katkıyı biz yapıyoruz!” gibi sözler yediğinizde, içtiğinizde plastik kökenli zehirlerin artacağı anlamına gelebilir. İki Silivri trajedisi döneminin kesiştiği gün Birinci Silivri Trajedisi Dönemi, Erdoğan/ AKP iktidarının, bugün Bu duruşmanın yapıldığı aynı gün, aralarında bir Hukuk Fakültesi Dekanının ve artık Fethullah Gülen Terör uluslararası üne sahip bir Örgütü/Paralel Devlet Yapılan Matematik Profesörünün de ması FETÖ/PDY denilen Gülen olduğu 13 kişi, sabahın sa Cemaati ve kendilerine önce at altısında evleri basılarak, leri, “Liberal Solcu”, sonradan bir yıldır iddianamesi bile “Kullanışlı Aptallar” diyenler hazırlan(a)madan hapiste tu le birlikte tezgâhladığı, Türk Si tulan Osman Kavala ile ilgili lahlı Kuvvetleri’ne, üniversite olarak gözaltına alındı. lere, medyaya ve Atatürkçü Si Polisin yaptığı açıklama no vil Toplum Kuruluşlarına yöne tunda bu operasyonun gerek lik olan, 20072014 arasındaki çeleri şöyle belirtiliyordu: haksızlık, hukuksuzluk ve ada “l Açık Toplum Vakfı Yöne letsizlik dönemidir. tim Kurulu Üyesi ve Anadolu 2007 tarihindeki Danıştay ci Kültür A.Ş. isimli şirketin sahibi nayetiyle başlayan bu döne Mehmet Osman Kavala isim min siyasal/hukuksal belirleyi li şahsın 27.05.2013 tarihin cisi 12 Eylül 2010 tarihinde ya de başlayan Gezi Parkı Olay pılan ve yargıyı siyasetin etki larını Türkiye geneline yaymak sine iyice açan halkoylaması ve yurt genelinde kaos ve kar olmuştur. gaşa ortamı meydana getirmek İkinci Silivri Trajedisi Dö ve bu şekilde cebir ve şiddet nemi, Erdoğan/AKP iktida kullanarak Türkiye Cumhuriyeti rının, eski müttefikleri FETÖ/ Hükumetini ortadan kaldırmayı PYD ve “Liberal Solcu, Kul veya görevlerini yapmasını kıs lanışlı Aptallarla” hesapla men veya tamamen engelle şarak yargıda, Türk Silah meyi amaçladığı, Açık Toplum lı Kuvvetleri’nde, bürokraside, Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş. medyada, üniversitelerde, hol isimli vakıf ve şirketi kullanarak dinglerde ve işletmelerde te olayları finanse ve organize et mizlik yaptığı, muhaliflere de tiği tespit edilmiştir. korku saldığı, 2014’ten günü l Mehmet Osman Kavala ile müze kadar olan haksızlık, hu hiyerarşik bir düzen içerisinde kuksuzluk ve adaletsizlik dö şüphelilerin; nemidir. Gezi Parkı olaylarını derin Bu dönemin siyasal/hukuk leştirmek ve yaygınlaştırmak sal belirleyicileri 15 Temmuz için Anadolu Kültür A.Ş.’ye ait 2016 darbe kalkışması baha DEPO isimli yerde toplantılar ne edilerek 20 Temmuz’da ilan düzenledikleri, edilen Olağanüstü Hal, OHAL Sivil İtaatsizlik ve Şiddet uygulaması ve bu uygulama siz Eylem başlıkları altında Ge nın baskısı altında son dere zi Parkı olaylarının devamlılığı ce tartışmalı koşullarda yapılan nı sağlamak için yurt dışından 16 Nisan 2017 Halkoylaması aktivizm eğiticileri, kolaylaştırı ile rejimin değiştirilmesidir. cılar ve profesyonel eylemciler HHH getirttikleri (Duran Adam, Piya 16 Kasım 2018 Cuma tari no Çalan Adam, Kırmızılı Ka hinde bu iki dönem, aynı gün dın vs.), yapılan bir operasyon ve gö Yeni medya oluşturma fa rülen bir dava ile kesişti. aliyetleri içerisine girerek Gezi O gün görülen dava Parkı sürecinin devamı ve ya da, “Birinci Silivri Trajedi şanması muhtemel Gezi ben si Dönemi”ndeki haksızlık, hu zeri olayların kendi medyala kuksuzluk ve adaletsizlikle rı üzerinden gündem oluşturul rin sorumluları olarak Ergene masını amaçladıkları, kon davasının hâkim ve sav Mehmet Osman Kavala’nın cıları Hüsnü Çalmuk, Ha Avrupa’da birçok kurum ve şa san Hüseyin Özese, Fa hısla görüşme yaparak, Gezi tih Mehmet Uslu, Ercan Fı Parkı olaylarında gündeme ge rat, Mehmet Ali Pekgü len biber gazının Türkiye’ye it zel, Nihat Topal, Sedat Sa halinin durdurularak, yasaklan mi Haşıloğlu ve Mehmet Mu ması için çalışmalar yaptıkları rat Dalkuş’un, “Suç uydurma tespit edilmiştir.” ve görevi kötüye kullanma, HHH cebir, tehdit veya hile kul Bu iddiaların sadece Hu lanarak kişiyi hürriyetinden kuka ve Adalete değil, ay yoksun kılma, resmi belge nı zamanda somut gerçek de sahtecilik ve suç delilleri lere uygunluğu bile çok tar ni yok etme” suçlarından yar tışmalıdır ve ayrı bir yazı ko gılanmalarına başlandı. nusudur. Meraklıları ilgili haberi mutla O nedenle, burada, benim ka okumalılar. Sanıklarla mah “İkinci Silivri Trajedisi Dönemi” keme başkanı arasında ge dediğim haksızlık, hukuksuz çen konuşmalar gerçekten ib luk ve adaletsizlik döneminin ret verici. tipik bir olayı olan Kavala va Türkiye’nin hukuk ve ada kasının genişletilerek ve derin let tarihine bir kara leke ola leştirilerek sürdürüldüğüne işa rak geçen “Birinci Silivri Tra ret etmekle yetineceğim. jedisi Dönemi” sorumluları HUKUK DEVLETİ VE ADA nın yargılanmaları, sadece LET, SADECE DEVLETİN hukuk ve adalet önünde de (MÜLKÜN) VE DEMOKRASİ ğil, tarih ve siyaset önünde NİN DEĞİL, İNSANLIĞIN DA de bir emsal teşkil ettiği için TEMELİDİR: çok önemli bir dönüm nok MUTLAKA BİR GÜN MİL tasıdır. LET ADINA BUNU UYGULA HHH YANLARA DA LAZIM OLUR! için imece çağrısı Bu kampanya; CUMOK’un (Cumhuriyet Okurları), Atatürk devrimlerine inanmış Atatürkçü Düşünce Derneği, kadın kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin çağrısıdır. Bu tüm halkımıza, “son kale”nin korunması için önemli, içten ve açık yürekli bir çağrıdır. Bu çağrıya Atatürkçü sivil toplum örgütleri, kuruluşlar destek vereceklerini Cumhuriyet Vakfı’na bildirmişlerdir. Vakıf senedimize göre, CUMOK’ların çağrısıyla başlayan kampanyayla bağış almaya vakfımız yetkilidir. Bağışlarınızı “26 Ekim26 Kasım 2018” tarihleri arasında bir ay süresince gazetemizden ve internet si temizden duyurulan hesap numaralarına yatırabilirsiniz. l TL Iban numarası: TR67 0006 4000 0011 3980 0074 52 l USD Iban numarası: TR69 0006 4000 0021 3980 0112 91 l Euro Iban numarası: TR28 0006 4000 0021 3980 0118 35  l Bağışlarınızı IBAN hesapları dışında ayrıca Türkiye İş Bankası Şişli Ticari Şube, Şube Kodu: 1398 Hesap No: 7452 No’lu hesaba da yatırabilirsiniz. l Cumhuriyet Vakfı’nın web sitesi www.cumhuriyetvakfi. org.tr adresi üzerinden de bağış yapabilirsiniz. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle