15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 25 Ekim 2018 16 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ kültür spor Başkan Koç, Şenol Çorlu’ya kıyamadı Sagalassos’ta kadın emeği mucizesi... Bir çiçek bahçesinin ortasındayım. Yüzyılların, coğrafyanın, yüce Toroslar’la Akdeniz arasındaki muhteşem doğanın ortasındayım... Çevremdeki çiçeklerin adları, Hülya, Hanife, Döndü, Serpil, Hamide, Nur, Nurcan, Zeynep, Emsal, Hatice... (Adlarını sayamadıklarım bağışlayın.) Cıvıl cıvıllar, yaşları kaç olursa olsun hepsi “genç”, hepsi güler yüzlü, hepsi yapıcı. Yaşadığımız kaotik, kindar ve saldırgan ortam sanki buralara hiç uğramamış... Baştan başlıyorum. Dur yolcu! Burdur ili, Ağlasun ilçesindeyim. Bilenler, görenler bilir; (bilmeyenler, görmeyenler, çok ayıp eder) Ağlasun, Türkiye’nin en görkemli antik kentlerinden biri olan Sagalassos’a 7 km mesafededir. M.Ö. 10 bin yılına dayanan, insanın gözlerini kamaştıran kalıntıları, akıllara şaşkınlık veren ve suları hâlâ akan anıtsal çeşmesiyle, bu ünlü antik kenti burada uzun boylu anlatmayacağım. (Meraklısı Cumhuriyet’te “Sagalassos Yolcusu Kalmasın” yazıma bakabilir.) Bugüne dek Sagalassos’u ve çevredeki güzelim gölleri ziyaret edenler, Ağlasun’dan geçer giderler, durmazlar, soluklanmazlar Atölyeden bir kare... Yapılan el işlerinde Sagalassos’ta binlerce yıldır var olan motifler görülüyor. dı bile! Ama artık yok öyle şey! “Dur yolcu!” diyoruz. Dur ve Ağlasun’da, Ağlasunlu kadınların gerçekleştirmekte olduğu mucizeye tanıklık et diyoruz. Duracaksın, göreceksin, katılacaksın, parçası olacaksın ki, hedefe ulaşılsın! UNESCO’nun geçici listesinde Mucizenin başlangıç noktasında iki vakıf ve aralarındaki işbirliği var: İlki, 2014 yılında kurulan Sagalassos Vakfı (SV). Çok çalıştılar ve kısa sürede antik kentin arkeolojik değerlerini dünyaya kabul ettirdiler. Sagalassos’u UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’ne geçici olarak kaydettirdiler. “Anatolian Artisans” (AnArt) (Anadolulu El Zanaatkârları) Vakfı ise 1999’da Washington DC’de kurulmuş. Amaçları kültür ve kalkınma arasındaki ilişkiyi güçlendirerek düşük gelirli el zanaatkârlarına sürdürülebilir gelir sağlamak. Soma’daki “katliamdan” sonra, Somalı kadınlara atölyeler kuran, onlara istikrarlı gelir sağlayan onlar. Daha önce GAP bölgesinde, Samsun, Trabzon’da, halen Küçükçekmece’de Suriyeli mülteci kadınlarla çalışan onlar. UNESCO’nun bir yeri geçici listeden kesin listeye alması için arkeolojik, mimari vb. üstünlük yetmiyor. Yörenin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmesine katkıda bulunmasını da şart koşuyor. Bu koşul, iki vakfın işbirliğine yol açtı. İki vakfın başkanları, Yıldız Yağcı (AnArt) ve Münir Ekonomi (SV) ile birlikte yöreye gidip Ağlasun’da 6 ayda gerçekleşmekte olanı izlediğimde çok etkilendim. Taştaki resmi kumaşa işlemek İşe, geçen mayısta başlanmış. Çalışmaya katılmak isteyen kadınların seçimiyle... Yıldız Yağcı görmüş ki elişlerinde “modelleri” herkes internetten bulup çıkarıyor, kimse çevredeki güzelliğe bakmıyor... Derhal işin ehli iki uzman eğitmeni, Claire Burkert ve Suzan Viceryl’i Ağlasu ve Sagalassos’a salmış... Onlar, yöre özelliklerine uygun modelleri bulup, kadınlara teknik ve estetik eğitim vermiş. (Tüm evreleri anlatmaya yerim yetmez, atlıyorum.) İşte Ağlasun’un orta yerinde koca bir çınarın gölgesinde (ölçtürmüşler, 1100 yıllıkmış) Belediye Başkanı Aydın Kaplan’ın sağladığı bir yapıda atölye kurulmuş. 20 kadın güle oynaya, yakında hem Türkiye’ye, hem dünyaya sunacakları el becerilerini ortaya döküyor... Boy boy çantalar, broşlar, sevimli mi sevimli keçiler... Hepsinde Sagalassos’ta binlerce yıldır var olan motifler... Taşa atalarımızın işlediği çiçekler, güller, yapraklar, salkımlar şimdi baskıda, kumaşta... Yaşasın özgüven Ağlasunlu kadınlar çalışıyor, ben onları dinliyorum: “Önceden Sagalassos çiçeklerini bilmiyorduk. Baktık ama görmemişiz. Hocalar öğretti.”... “Eskiden makinede yapardık şimdi elde... İğne iplik kasnak, hep Yıldız Ablalar verdi.”... “Meğer içimizde doğuştan ressamlar varmış...” “Ben burada en çok öğrenmeyi sevdim.”... “Dışarı yönelmeyi öğrendik.”... “Ben en çok hocalar Suzi ve Kler’i sevdim.”... “Onlar Türkçe, biz İngilizce bilmiyoruz ama çok anlaştık.”... “Onları da kendimize benzettik. Çalışırken birlikte ha bire yiyip içiyoruz.” “Kimsenin kocası hayır demedi. İş olanağı yok. Bizim iş edinmemize sevindiler.”... “Erkekler eskiden arkamızda durmazdı. Ama ne de olsa seçildik ya, şimdi arkamızda dururlar.” “Ben en çok güzel şey yapmayı sevdim.”... “Benim cesaretim arttı, bunu sevdim.”... “Ben en çok dünyaya açılmanın gerekliliğini anladık ya, bunu sevdim.” Ve hepsi tekrar tekrar şunu vurguluyor: “Özgüvenim arttı.”... “Özgüvenimin bunca artacağı aklıma gelmezdi.”... Türkiye’de güzel şeyler de oluyor... Emeği geçenlere, katkıda bulunanlara teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. (Ayrıntıları iki vakfın da internet sitesinde bulabilirsiniz.) Boğaziçi Film Festivali başlıyor Uluslararası Boğaziçi Sinema Derneği ve İstanbul Medya Akademisi tarafından düzenlenen 6. Boğaziçi Film Festivali, bu yıl 26 Ekim3 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşecek. Festival Başkanı Ogün Şanlıer. Festival, Atlas, Beyoğlu ve Kadıköy sinemalarında yapılacak. Festival Onur Ödülü belgesel sinemanın ustalarından Ukraynalı auteur Sergei Loznitsa’ya ve İskandinav sinemasının önemli temsilcilerinden Bent Hamer’a sunulacak. Festivalde 41 ülkeden 90 yönetmenin toplam 88 filmi gösterilecek. Açılışta Oscarlı aktör Robert Redford’un başrolünde olduğu “The Old Man & The Gun / İhtiyar Adam ve Silah” adlı film gösterilecek. ‘Atatürk ve Türk Arkeolojisi’ İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün, Atatürk’ün vefatının 80. yılı nedeniyle düzenlediği “Atatürk Konuşmaları” başlıklı konferans serisi devam ediyor. Serinin ikinci konuşmasını “Ata türk ve Türk Arkeolojisi” başlığıyla Prof. Dr. Mehmet Özdoğan yapacak. Konuşma, 31 Ekim Çarşamba günü saat 18:30’da Pera Müzesi Oditoryumu’nda ücretsiz gerçekleşecek. OrchkNoeDnsSts’rdeaer’Si ion İstanbul’da 2008’den beri düzenli konserler veren Orchestra’Sion 27 Ekim Cumartesi akşamı saat 20.00’da daimi şefi ve Genel Sanat Yönetmeni Orçun Orçunsel yönetiminde sahne alacak. Notre Dame de Sion (NDS) Özel Fransız Lisesi salonundaki konserde Fransız besteci M. Ravel’in “Kaz Ana Süiti” ve Avusturyalı besteci G. Mahler’in “Titan” adıyla tanınan ilk senfonisi seslendirilecek. Fenerbahçe’de kıyım tüm hızıyla sürüyor. Başkan Ali Koç seçimi kazandık diğiniz gibi altyapının başına sezon başı itibarıyla David Badia getirilmişti. İdari mena tan sonra kulüpte birçok ye jer Onur Başar’ın talimatıyla niliğe gitmiş ve öncelikli ola şu an Dereağzı’ndayım, kad rak futbol altyapı gençlik geliştirme programı koordinatörü olarak görev yapan hilmi türkay ro dışı bırakılan futbolcularla ilgileniyorum. Yeni görevim bu yönde. Burada her şey gü Müjdat Yetkiner, yardımcı zel geçiyor. Volkan, Dirar, Aa ları Saffet Akbaş ve Kemalettin tif, Ozan Tufan, Uygar Mert Zey Şentürk ile yollar ayrılmıştı. Son bek ve Serhat Kot’la çalışmaları ra bu halkaya teknik patron Ay mız devam ediyor. İdmanlar son kut Kocaman’ın ismi eklenmişti. derece neşeli geçiyor. 6 oyun Samandıra ve kulüp binasındaki cu bu çalışma temposuyla inanı birçok personelle yola devam et yorum ki kısa zamanda geldikle meme kararı alınırken dalganın ri yere döneceklerdir”. Kadro dışı şiddeti artarak devam etti. Altya kalan futbolcular olmasaydı Şe pıdan 7 hocanın gönderilmesiyle nol Çorlu’ya ne görev verilecek süren değişimin sürecinin sonun ti? Bir gerçek var o da başkan Ali da koltuğa İspanyol David Badia Koç’un Şenol Çorlu’ya şimdilik oturdu. kıyamayıp kıyak geçtiğidir. Haberler yanlış 3 antrenöre ödeme Dün internet sitelerinden Fenerbahçe’den gönderilen antrenörlerin arasına 2006 yılından bu yana altyapının başında olan Şenol Çorlu’nun eklendiği yazıldı. Haberi duyar duymaz üzüldüm. Çorlu’nun SarıLacivertli kulüpte futbol oynadığı yılları biliyorum. Çok karakterli insandır. Kendisini aradım. Telefonu açtı, ‘Geçmiş olsun’ dileklerimi ilettim. Şaşkındı, “Yok böyle bir şey. Yazılanlar doğru değil” dedi. Başladı anlatmaya: “Ben görevimin başındayım, şahsıma görevden alındığıma dair hiçbir yazı gelmedi. Bil Başkan Ali Koç, antrenörler Turgay Altay, Murat Öztürk ve Alper Aşçı’ya yönelik ağır ithamlarda bulunarak görevlerine son verildiğini açıklamıştı. Koç, daha sonra kendisiyle yüz yüze görüşmek isteyen 3 antrenörle bir araya geldi. Ancak bu görüşme, alınan kararı değiştirmedi. F.Bahçe Kulübü, bu 3 ismin tüm alacaklarını hesaplarına yatırdı. SarıLacivertliler ile bu antrenörler arasında artık hiçbir bağ kalmadı. Yaşanan olayların yargıya taşınıp taşınmayacağı merakla bekleniyor. Temsilcilerimiz sahnede Ülkemizi UEFA Avrupa Ligi’nde temsil eden Fe HHH şılaşacak. Vodafone Park’ta 22.00’de başlayacak mücade nerbahçe, Beşiktaş ve Ak leyi Polonya Futbol Federas hisarspor, gruplarındaki 3. yonundan Daniel Stefanski yö maçlarını bu akşam oynayacak. Türk takımları arasında sahaya çıkacak ilk ekip H HH netecek ve beIN Sports 1’den yayımlanacak. SiyahBeyazlılarda sakatlığı nedeniyle uzun F.Bahçe olacak. SarıLaci süredir takımdan ayrı kalan vertliler, D Grubu 3. maçın Adriano ve ligde geçen haf da Belçika’nın Anderlecht ta Göztepe’ye karşı forma gi takımıyla deplasman yemeyen Pepe’nin durumu da karşılaşacak. Cons maç saatinde belli olacak. tant Vanden Stock Stadı’nda 19.55’te başlayacak karşılaş Akhisar zor virajda mayı Bulgar hakem Georgi Kabakov yönetecek ve beIN Sports 1’den naklen yayımlanacak. F.Bahçe’de karşılaşma öncesinde Mehmet Topal dışında eksik isim bulunmuyor. Mehmet Ekici, Soldado ve Tolga Ciğerci’nin isimleri ise UEFA kadrosunda yer almıyor. Akhisarspor, J Grubu’ndaki 3. maçında deplasmanda İspanya ekibi Sevilla ile karşılaşacak. Ramon Sanchez Pizjuan Stadı’nda 22.00’de başlayacak maçta İskoç hakem Kevin Clancy düdük çalacak. Zorlu mücadele beIN Sports 2’den yayımlanacak. Kart Kartal Genk’i ağırlıyor cezalısı Mustafa Yumlu’nun forma giyemeyeceği YeşilSiyah Beşiktaş, UEFA Avrupa Li lı ekipte Bilal Kısa, Elvis Manu, gi I Grubu 3. hafta maçında Serginho ve Vrsajevic’in de sa Belçika’nın Genk ekibi ile kar katlıkları bulunuyor. Cocu: Golle gidişat değişecek l Fenerbahçe Teknik Direktörü Phillip Cocu, maçın zorluğuna değinerek, “Son oynadığımız birkaç maçta takımımızın dengesi daha iyiydi. Organizasyon açısından daha iyi bir noktaya geldik. Şu anda geliştirmemiz gereken en önemli nok ta, kale önündeki ofansif etkinliğimiz. Baskı arttıkça her oyuncudaki mental sorun daha da büyüyor. Forvetlerimizi doğru pozisyonlarda topla buluşturursak goller de gelecektir. 12 gol attıklarında gidişat değişecektir” ifadelerini kullandı. Güreşte 1 gümüş, 1 bronz l Dünya Kadın şampiyonada Adar, lar Serbest Güreş ABD’li M. Gray’e 131 Şampiyonası’nda son yenilince dünya 2.’si şampiyon 76 kiloda oldu. Buse de Çinli Yasemin Adar gümüş, J. Wang’ı ilk yarısını 72 kiloda Buse Tosun 20 yenik kapama bronz madalya ka sına rağmen 52’yle zandı. Türkiye, dünya şampiyonaları tari Yasemin Adar geçip bronzu kaptı. 53 kiloda Zeynep Yetgil hinde kadınlarda ilk kez 3 elemede, 57 kiloda Elif Ya madalya aldı. Macaristan’ın nık ve 62 kiloda Aslı Tuğcu, başkenti Budapeşte’deki ilk turda tribüne çıktı. Gülengül Altınsay Açık Tribün Sorun başka “Kavlanan yılana 4 kez tanık oldum. Ve kavlanma esnasında yılan çok acı çekiyor” demiş Yaşar Kemal. Yani köklü değişimlerin ancak acı çekerek gerçekleşebileceğini vurgulamış. Şu anda futbolda kulüplerimizin hem mali hem sportif anlamda geldiği nokta ivedilikle yeniden oluşumu çağırıyor. Biz durumumuz nedeniyle yine acı çekiyoruz ama bu kavlama acısı değil. Ona bir türlü cesaret edemiyoruz. Ve sürünmeye devam ediyoruz. Tedavi sadece kulübün teknik direktörünü değiştirmekle olamaz. Bu ancak hastaya biraz zaman kazandırır; yarayı tedavi etmez belki bir yara bandı olur. Sorun kulüp yönetimlerinde ve tabii ki transfer anlayışında. Kulüplerin yanlış transferlerle giderek borçlanmasının bir önemli sonucu da yönetimlerin elinden inisiyatifin de kaçması. Borçlanırsanız borçlandığınız kurum lara ya da kişilere kul olursunuz. Bu açık. Beşiktaş’ın da hem transfer konusunda hem de sportif anlamda başarısız bir sezon geçirmesi ve yayılan dedikodular bir basın açıklamasını zorunlu kılmış anlaşılan. Aslında Şenol Güneş’le devam edilmesi ya da edilmemesi, hocanın parasını almış olması ya da alamamış olması değil asıl sorun. Yani hemen bugün hocanın parası ödense dört yıllık da bir kontrat imzalansa Beşiktaş’ın sorunları çözülecek mi? Sorun kulübün ve takımın yapılanmasında. Sürekli transfer yaparak takımın istikrarının bozulmasında. Takımın yaşlı oyuncularla doldurulmasında. Sonuçta şampiyon olan takımdan geriye bir şey kalmamasında. Çözümse, feda yılında olduğu gibi yetenekli gençlerle yeniden yapılanmada. Ve bunda ısrar etmekte… C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle