22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 2 Ekim 2018 8 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY / MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET Kanser savaşçılarıNOBEL TIP ÖDÜLÜ, BAĞIŞIKLIK TEDAVİSİ ÜZERİNE ÇALIŞAN ABD’Lİ VE JAPON İKİ BİLİM İNSANINA VERİLDİ Nobel Tıp Ödülü, bu yıl kanser alanındaki çalışmalarıyla tıp dünyasına yaptıkları katkılardan ötürü ABD’li James P. Allison (70) ile Japon Tasuku Honjo (76) arasında paylaştırıldı. Bilim insanları 1 milyon dolarlık (yaklaşık 6 milyon TL) ödülün de sahibi oldu. Nobel komitesinden yapılan açıklamada, 2018 Nobel Tıp Ödülü’nün bu yıl kanser alanındaki çalışmalarıyla tıp dünyasına yaptıkları katkılardan ötürü ABD’li James P. Allison ile Japon Tasuku Honjo’ya verildiği belirtildi. Açıklamada, bilim insanlarının “negatif bağışıklık düzenlemelerini önleyen kanser tedavi yöntemini keşfettikleri için” ödüle layık görüldüğü ifade edildi. Açıklamada, “2018 Nobel Ödülü sahiplerinin yaptığı keşiflere kadar kanser tedavisi konusunda sınırlı bir klinik gelişme kaydedilmişti. Bağışıklık kontrol noktası olarak adlandırılan terapi yön temi kanser tedavisinde çığır açarak kansere olan bakışımızı, biçimimizi kökten değiştirdi” denildi. Her yıl milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine yol Tasuku Honjo 1942’de Japonya’nın Kyoto şehrinde doğan Tasuku Honjo, 1992’de bağışıklık hücrelerinde PD1 adını verdiği bir proteinin bir tür fren işle James P. AllIson 1948’de ABD’nin Houston şehrinde doğan James P. Allison, bağışıklık hücrelerinin çalışmasına ket vuran CTLA4 adlı bir başka pro açan kanserin, insanlığın en vi gördüğünü keşfetti. Bu ke teinin varlığını keşfede büyük sorunlarından biri olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Bu yılın Nobel Tıp Ödülü’nün kazananları bağı şiften hareketle ilgili proteini bastırarak bağışık hücrelerini kanserli hücrelere karşı harekete geçirmeye yönelik terapiler geliştirildi. rek bağışıklık sistemini kanser hücreleriyle savaşmaya teşvik edecek terapi yöntemleri geliştirilmesinin yolunu açtı. şıklık sistemimizin kanserli hücrelerle savaşma kabili EDEBİYAT NOBELİ BU YIL YOKyetini uyararak kanser teda visinde yepyeni bir ilke ortaya koydu” değerlendirmesinde bulunuldu. Japon bilim insanı Kyoto Üniversitesi’nde yaptığı açıklamada, “Araştırmamız sürüyor. Bağışıklık terapisi çok Bu yıl, Nobel Edebiyat Ödülü jüri üyelerinden Katarina Frostenson’un eşi Fransız fotoğrafçı JeanClaude Arnault’nun 19 kadına cinsel tacizle suçlandığı skandal nedeniyle 70 yılın ardından ilk kez verilmeyecek. Bu yılın ödülü 2019 ödülü ile birlikte verilecek. Skandalın odağındaki 72 yaşındaki JeanClaude Arnault, 2011’de bir kadına tecavüz daha fazla sayıda in suçundan 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Baş sanı kanserden kurta kent Stockholm’de görülen davada mahke rabilir” dedi. me, tecavüze uğrayan kadına da tazminat Nobel Tıp Ödülü ge ödenmesi kararlaştırıldı. Komitenin bazı üye çen yıl biyolojik saat leri, Nobel Akademisi’nin skandalla ilgili tav le ilgili araştırmalar ya rından dolayı üyelikten çekilmişti. pan Jeffrey C. Hall, Mic hael Rosbash ve Michael Gripsavar 5 bilgiW.Young’averildi.lAA Nobel fizik ödülü bugün, kimya ödülü yarın, barış ödülü cuma, ekonomi ödülü 8 Ekim Pazartesi açıklanacak. ‘Fizik’ Strumia kurallarına aykırı CERN’de “Fizik erkekler tarafından bulundu” diyen bilim insanı tepki çekti. Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi’nde (CERN) düzenlenen bir atölye çalışmasına katılan Pisa Üniversitesi’nden Prof. Alessandro Strumia’nın “Fizik erkekler tarafından bulundu ve geliştirildi” sözleri büyük tepki çekti. Erkek meslektaşlarının bilgi düzeyleri yerine ideoloji ile değerlendirildiğini belirten Strumia, “Çalışmalarına diğer bilim insanları tarafından daha çok atıfta bulunulan erkek fizikçilerdense kadınların işe alınma oranlarının daha yüksek olduğunu, sadece gerçekleri söylediğini” savundu. Atölyeye katılan bilim insanlarından Dr. Jessica Wade ise “CERN gibi araştırmalarda çeşitliliği savunan, ilerici bir kurumun böyle bir kişiyi nasıl davet ettiğini anlamıyorum” ifadelerini kullandı. l Dış Haberler ‘Vakit çoktan geldi’ Kaliforniya’da şirketlere yönetim kurullarına kadın üye alma zorunluluğu... ABD’nin Kaliforniya eyaletinde kabul edilen yeni bir yasa ile halka açık şirketlere, 2019 yılı sonuna kadar yönetim kurullarında en az bir kadın üye bulundurma zorunluluğu getirildi. Kaliforniya Valisi Jerry Brown tarafından önceki gün imzalanarak onaylanan yasaya göre, 2021 yılı sonuna kadar da kurullarında 5 ve daha az direktör bulunan şirketlerde bu pozisyonların en az ikisinin kadınlara verilmiş olması öngörülüyor. Yasaya uymayan şirketlere 100 bin dolardan başlayan cezalar verilmesi planlanıyor. Brown yasayla ilgili yaptığı açıklamada, “Amerika’daki ‘kişilerin’ yarısından fazlasını oluşturan insanların yönetim kurullarında da temsil edilmesinin vakti çoktan geldi” dedi. l Dış Haberler OBEZİTE MEME KANSERİNİ TETİKLİYOR Uzmanlar uyardı Bağışıklık sisteminiz güçlüyse gribi hafif atlatabilirsiniz. Gereksiz antibiyotikten kaçınılmalı. Grip, tedavi edilmezse faranjit, sinüzit, orta kulak iltihabına neden oluyor Erkekteki daha tehlikeli Aşırı kilolar, meme kanserine sadece yüzde 1 oranında yakalanan erkeklerde bile riski artırıyor. Doç. Dr. Murat Çağ, “Meme kanserinin oluşumunda etkili olan östrojeni yağ hücreleri üretmektedir. Bu östrojen vücutta meme büyütme, meme dokusunda bozulma gibi normalden farklı etkilere yol açmaktadır. Yağ dokusunun salgıladığı adipokinler vücutta kanser yapımını sağlayan maddelerdir. Şişmanlık hastalığıyla beraber bunların miktarı ve etkisi artmakta, dolayısıyla vücut bunları engelleyemez hale gelmektedir. Bu östrojen; meme dokusunda, kalın bağırsaklarda kansere yol açmaktadır” diye konuştu. “Erkeklerde meme kanseri vakaları çok nadir görülmekte ancak çok daha tehlikeli bir biçimde seyretmektedir” diyen Çağ, “Obezite hastalığı erkeklerde de meme kanseri riskini artırmaktadır” dedi. l DHA Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Elif Hakko griple ilgili 5 önemli bilgi verdi: l Kişinin bağışıklık direnci güçlüyse, gribi hafif bir ateş yükselmesi ve halsizlik ile birkaç gün süren kuru öksürükle ayakta da geçirebiliyor. Bu kişiler iş ve sosyal ortamdan kopmadıkları için de virüs kolaylıkla başkalarına bulaşabiliyor” dedi. l Antibiyotik gripte işe yaramaz. Antibiyotikler bakteriler üzerinde etkili oldukları için grip tedavisinde hiçbir yarar sağlamaz. Üstelik zararlı etkilere de sahip olabilirler. Grip, dikkat edilmediği takdirde larenjit, faranjit, sinüzit ve orta kulak iltihabına dönüşebilir. l Yeni çıkan bazı ilaçlar da ilk belirtilerin başlamasından sonraki 2448 saat içerisinde alındığında, gribin daha kolay atlatılması nı sağlıyor. Bağışıklık sistemi güçlü olan çoğu insan için 57 gün yatak istirahati ve bol sıvı alımı bile yeterli oluyor. l Antibiyotikler bakteriler üzerinde etkili oldukları için grip tedavisinde hiçbir yarar sağlamazlar. Üstelik zararlı etkilere de sahip olabilirler. Solunum sistemimiz, bünyesinde yararlı bakterileri de barındırıyor. Gelişigüzel kullanılan antibiyotikler ise zararlı mikropları vücudumuzdan atmakla görevli olan bu bakterileri yok edebiliyor. l Grip aşısının mutlaka salgın başlamadan önce yapılması gerekiyor. Aşının etkisinin ortaya çıkması için aşağı yukarı 23 haftalık bir süreye ihtiyaç duyuluyor. Dolayısıyla, grip aşısı için en uygun zaman sonbahar ayları, özellikle de eylül ve ekim ayı. l İSTANBUL / Cumhuriyet Nafi Atuf Kansu Ödülleri sahiplerini buldu 2018 yılı Nafi Atuf Kansu Eğitbilim Araştırmaları Ödülü’nü bu yıl tez dalında Yrd. Doç. Dr. Resul Babaoğlu, makale dalında Yrd. Doç. Dr. Sibel Akın, Dr. Ömer Çalışkan ve Prof. Dr. Cennet Engin Demir’in ortak yazımlı makalesi, kitap dalında ise Mehmet Saydur kazandı. Cumhuriyetin kuruluş döneminde ulusal eğitime büyük emek vermiş Kansu’nun torunlarınca 2014’ten bu yana verilen Nafi Atuf Kansu Eğitbilim Araştırmaları Ödülleri belirlendi. Ödüller için Dr. Niyazi Altunya, Prof. Dr. Erdoğan Başar, Prof. Dr. Mustafa Ergun, Prof. Dr. Sedat Sever ve Metin Atuf Kansu’dan oluşan seçici kurulu, 29 Eylül’de toplandı. Tören 8 Kasım’da Kurul, doktora tezleri alanındaki ödülü; Siirt Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Resul Babaoğlu’nun “Osmanlı’dan Cumhuriyete Mektebi Mülkiye” başlıklı tezine verilmesine oybirliği ile karar verdi. Makale dalında da TED Üniversitesi Eğitim Fakül tesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Sibel Akın’ın Dr. Ömer Çalışkan ve Prof. Dr. Cennet Engin Demir ile ortak yazımlı “Türkiye’deki Üniversite Öğrencilerinin Sivil Katılım Düzeyleri; Bir Devlet Üniversitesi Örneği” başlıklı çalışması oyçokluğu ile ödüle değer görüldü. Kitap dalında Mehmet Baydur’un “Köy Enstitülerinin Düşün Babasıİsmail Mahir Efendi” isimli kitabı oy çokluğu ile ödül kazandı. Ödül töreni, 8 Kasım’da TED Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde yapılacak. l ANKARA / Cumhuriyet Nafi Atuf Kansu Biri yer biri bakar, kıyamet bundan kopar... Döviz faiz enflasyon üçgeninde tartışılan ekonomik kriz derinleşirken sürekli endişe verici haberler geliyor.  Otomotiv üreticisi TOFAŞ, ekim ayında üretime dokuz gün ara vereceğini açıkladı. Renault, 4 hafta boyunca cumartesi günleri 412 vardiyasında üretim olmayacağını bildirdi.  İnşaat sektörü ağır bir borç krizinin içinde.  Konkordato ilan eden şirketlerin sayısı 3000’i aştı.  Geçim sıkıntısı yüzünden kendini yakıp asanların haberleri ardı ardına medyaya yansıyor.  Fiyatlardaki artış ve işsizliğin, emekçilere yönelttiği tehdit giderek büyüyor. Özellikle sağlık sektöründeki tehdit, yaşamsal risk taşıyor. SGK finansman açığı zirve yapınca, Yeni Ekonomi Programı’na (YEP) göre, kamuda planlanan tasarrufun 10.1 milyar TL’sinin bu kurumdan yapılacağı açıklandı. SGK, vatandaşların hastalık, işsizlik, sakatlık, ölüm ve analık halinde korunmasını sağlamakla, emekli aylıklarını ve sağlık harcamalarını ödemekle yükümlü bir kurum. Öyleyse vatandaş olarak bilmemiz lazım: Tasarruf nasıl sağlanacak? Hangi harcamalar kesilecek?  Bunun yanıtını bir süredir almaya başladık. Döviz kurlarındaki oynamalar nedeniyle bazı ilaçlar piyasaya giremiyor. Hayati ilaçları bulamıyorsunuz, bazı hayati ilaçları da SGK karşılamıyor. Kısa bir süre önce Ankara’da eczane eczane gezip ilaç arayan biri olarak bunu yakından biliyorum.  Muayene katılım payı ve ilaç katkı payı adı altında dar gelirlilerden ve emeklilerden ilave ücret alınıyor. Diyabet hastaları için hayati önem taşıyan insülin pompasının fiyatına büyük zam geldi; SGK’nin karşıladığı miktar artmayınca hastaların pompayı satan firmaya ödemesi gereken miktar yüzde 100 arttı. Bu ücreti karşılayamayan milyonlarca hasta var! Kamuda tasarruf için emekçilerin sağlık harcamalarında kısıntıya gidilirken, bu yıl yaşanan bir gelişme aklıma geldi. Ocak ayında TBMM Başkanlık Divanı, milletvekilleri, eski milletvekilleri ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler için gideri Meclis bütçesinden karşılanacak implant sayısını 8’den 12’ye ve her implant için malzeme bedelini de 600 liradan bin liraya çıkardı. Muayene ve hizmet bedeliyle bu rakam, implant başı 2 bin3 bin lira arasında değişebiliyor. Demek ki bir vekil veya yakını 12 implant yaptırırsa, Meclis 30 bin liradan fazla ödeme yapacak. Yani vatandaşın tanesine yaklaşık 1500 lira ödediği implantlar, eski ve yeni tüm milletvekillerine ve ailelerine ücretsiz yaptırılıyor ve parası vatandaşın cebinden çıkıyor. 696 sayılı KHK’de yer alan hükümlere göre, bu haktan Yargıtay ve Danıştay üyeleri ile bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri de yararlanıyor. Ayrıca Meclis’in vekil ve yakınlarına ödediği gözlük ve çerçeve bedelleri de arttı. İşitme cihazlarında ise her kulak için 3 bin lira ve tamir ücreti, Meclis bütçesinden ödeniyor. Buna karşılık SGK, yetişkin hastalar için çalışanlarda işitme cihazına 600 TL, emeklilerde 675 TL ödüyor.  Bütün bunlar da gösteriyor ki, YEP ile hedeflenen tasarruf, vatandaşın cebini yakarken, birileri bol keseden harcamaya devam edecek. Sosyal güvenlikte yapılan kesintiler yüzünden vatandaşlar ya hasta olacak ya da hayatından olacak! Bir yanda hastaneye gittiğinde bir muayene, iki tahlil, bir röntgen ve birkaç ilaç karşılığında eve maaşının üçte birini bırakarak dönen emekli var; diğer yanda milletvekili yakınının implant masrafını da emekliden, emekçiden çıkarmayı düşünen iktidar!  Kuşkusuz kapitalizm, Türkiye’de en vahşi evresindedir. Ayrıcalıklılar daha ayrıcalıklı hale gelirken, dar gelirliye ödetilen bedel ise doğrudan hayatıdır! Hayvansever savcıdan özel istek Hayvanseverliği ile tanınan Cumhuriyet Savcısı Özgür Katip Kaya, bir süre önce tayin olduğu Van’dan izinli olarak Bursa’ya gelince soluğu sokak hayvanlarının yanında aldı. Savcı Kaya, İtalya Greenpeace görevlisi arkadaşı Cevat Kaya’nın sokak hayvanları için getirdiği ilaçları barınaktaki köpek ve kedilere kendi elleriyle sürdü, yiyecekleri ise görevlilere teslim etti. Kaya, herkesten can dostlarına sahip çıkmasını isterken, “Avrupa’daki gibi ülkemizde de ‘Hayvan Koruma Polisi’ kurulmalı” dedi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle