17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 10 Ekim 2018 4 İktidarın kriz stratejisi Bakan Albayrak’ın ekonominin denetimi işini Amerikan McKinsey’e verdiklerini açıklaması, iktidarın “yerlimilli siyaset” stratejisini epey zora soktu. Konu yayıldı, tartışıldı. Erdoğan yaklaşık 10 gün bekledi ve sonunda partisinin kampında hem Albayrak’ı hem de Bahçeli’yi boşa düşürecek şekilde anlaşmayı yok saydı. Aynı konuşmada, eksik bir fotoğrafla İsmet İnönü tartışması ortaya atarak da “asıl CHP milli değil” gündemi oluşturmaya yöneldi yeniden. Savunmadan çıkış, muhalefeti ise yeniden savunma haline itiş için beklenen hamleydi, şaşırtmadı. Bir yandan da tabana tek adamlık rejiminin aslında yanlışları düzeltmek adına ne kadar iyi olduğunun mesajı verildi: “Diğerleri hata yaptı, yine Reis düzeltti”. Mesaj genel olarak budur. Şunun altını çizmeliyiz: McKinsey tartışması iktidarın gündem oluşturma kapasitesini bir süre krize soktu. Erdoğan için bu öyle kolayca kabul edilecek bir şey değil. Önümüzde yerel seçim var ve Erdoğan bu sürece gündemini muhalefetin oluşturduğu bir zeminde girmek istemez. İkincisi, iktidarın derinleşen ekonomik krizi, günden güne etkisini halkın hayatında hissettiren zamları, işsizliği, geçim sıkıntılarını çözebilecek bir somut reçetesinin olmadığı açık. Bu olayda da görüldü. Ekonomi denetiminin Amerikan şirketlerine verilmesi, kriz derinleştikçe “biz yapmadık, Amerika yapıyor” türü, sorunun iktidarla değil “dış güçler”le ilişkili olduğu açıklamasını merkeze koyan siyaseti ve bu temelde de halkın “yerlimilli ikinci kurtuluş savaşı”na desteğe çağrılmasına dayalı stratejiyi zora sokacaktı. Sezildi. Bu, muhalefet güçleri için bir başarı sayılır mı? Sayılabilir. Dolaylı yoldan. Erdoğan, muhalefet istedi diye değil, ama muhalefetin kurduğu eleştirel gündemin kendi tabanını da etkileme potansiyeli taşıdığını gördüğü için geri adım attı denilebilir. Ama bu “başarı” yetmez. Somut, maddi ve gündelik sorunların hiç olmadığı kadar öne çıkmaya başladığı ve parti adındaki “adalet” vaadini zaten kaybetmiş iktidarın şimdi de “kalkınma” vaadinin boşa düşeceği bir dönem geliyor. İktidar, krizi yönetemediği için algıları yönetmek istiyor. Zamların pazardaki gariban satıcıdan kaynaklandığını, bakkalın ekmeği pahalı satmak istediğini, pahalılığın kendileri dışından geldiğini söylüyorlar. Yani geçinemeyen çalışan, çoğunlukla maliyetleri artan, iflasın eşiğindeki küçük üreticiyi, esnafı birbirine kırdırarak. Bu sayede Saray harcamaları görülmesin, bu sayede milyar dolar sahiplerine vergi düzenlemeleri bilinmesin, bu sayede geçiş garantili, dövize bağlanmış kamu ihaleleri tartışılmasın diye… Kriz yok, hepsi psikolojik. Ama var diyorsanız da dışarıda Amerika’dan, içeride pazarcıyla fırıncıdan. Açıklamaları budur. Halk desteğini tutmaya yeter mi? Belirlemek muhalefet güçlerinin elinde. Öyleyse buna karşı ne yapmalı? Birincisi, muhalefet aktörleri zam haberciliği hatasına düşüyor. Yanlış. Krizi zaten çarşıda, pazarda halk yaşıyor; cebinden biliyor. Halka krizin nasıl yaşandığını anlatmayın. Krizi çıkaranların krizi çözemeyeceğini anlatmak, buna dayalı bir siyaset hattı kurmak, alternatifi oluşturmak, çözüm sunmak gerek. Bu siyasal muhalefet işidir. Toplumsal muhalefet içinse sahaya inip işsizliğe, zamlara ve pahalılığa karşı sosyal dayanışma örgütlenmeleri geliştirmek, sıradan sorunlara dokunarak slogan siyasetinden kurtulmak için fırsat bu. Her türlü baskıya, engele rağmen mümkün. İkincisi, Erdoğan’ın Saray’dan kurmak istediği gündeme yanıt yetiştirmek, buraya sıkışmak hata. Çok cazip ama buna kapılmadan halkın gerçek gündemini politikaya taşımak gerek. Kimlikler ve algılar tek başlarına ekmek değildir, yenmez; su değildir, içilmez. Somut, hayati ihtiyaçlarla hâkim ideolojiler arasında uyum bozulmaya başladığında ekmek ve onun siyaseti konuşur. Ekmek zammını önlemek için iktidarın verdiği canhıraş mücadeleye bakmak yeter. Bu yüzden iktidar, gündemi ekonomiden, ekmek kavgasından, geçim dertlerinden koparmaya çalıştıkça, ekmek (ekonomi) ile hürriyet mücadelesini (siyaset) kaynaştırmak, Saray’ın öncelikleriyle halkın öncelikleri arasındaki uçurumu görünür kılmak ve ülkemizi bu darboğazdan çıkaracak bir programda ısrar etmek gerek. Yeni siyaset, hayatın dayattığı ihtiyaçlarda saklı. Eren Erdem belediye başkanlığına aday Eski CHP İstanbul milletvekili Barış Yarkadaş da katıldığı bir televizyon programında Parti Meclisi Üyesi ve eski İstanbul Milletvekili Eren Erdem’in Küçükçekmece’den belediye başkan adayı olmak için önümüzdeki günlerde parti yönetimine dilekçe vereceğini söyledi. Öte yandan kulislerde Beşiktaş için mevcut belediye başkanı Tahir Doğaç’ın da ismi konuşuluyor. Doğaç, Murat Hazinedar’ın İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılmasının ardından belediye meclisinde 22 oyla başkanlığa seçilmişti. CHP Tuzla’da Bekir Kavalcı’nın ismi aday adayları arasında yer alırken, Ümraniye’de ise İlçe Başkanı Cafer Aktürk, Hüseyin Avni Yardımcı ve Zeki Hökçü’nünde adı aday adayları arasında geçiyor. l İSTANBUL haber EDİTÖR: GÜrer mut TASARIM: ilknur filiz Damadına da dava CHPGenel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisi hakkında “Sen ne anlarsın Kuran’dan, ezandan” diyen Cumhurbaşkanı Re açacak mısın? cep Tayyip Erdoğan’a, “Sen kim oluyor sun da benim Müslümanlığımı sorgulu yorsun” diye tepki gösterdi. Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğ CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İnönü’yü hedef lu, yaptığı konuşmada özetle şunları dile getirdi: almasını sert bir dille eleştirdi. Kılıçdaroğlu, McKinsey anlaşmasına Suudi diplomatlar sınır dışı edilmeli: Bir ülke düşünün yabancı bir ga yönelik eleştirilere karşı Berat Albayrak’ın sözlerini anımsattı zeteci, Suudi kökenli, büyükelçiliğe gi diyor, çıkamıyor. Nasıl bir ülkeyiz? Bir gazeteciyi koruyamıyorsan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden söz edilebilir mi? Cemal Kaşıkçı’nın elçiliğe giriş gö rüntülerini bile yabancı bir ajans açık lıyor. Suudi Arabistan ile ilişkiler göz den geçirilmeli ve sorumlular belirle nip yargıya teslim edilmeli. Feriştahı gelse açık bulamaz: 16 yıldır iktidardalar; ne zaman bir yala nını ortaya çıkartsam, ‘Ey Kılıçdaroğ lu sen SSK’yi batırdın’ diyor. Ben ba tırdım, 16 yıldır iktidardasın sen niye düzeltmiyorsun? Müfettişlerle bir açı ğı arıyorlar yıllardır. Senin feriştahın gelse bir topluiğne kadar bir açık bula mazsın. Damadının hazırladığı kitap ta 2018’de 21 milyar 500 milyon TL açık çıkacağı yazıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu’nu kim batırdı? Devleti Amerikalı şirkete tes lim edecekti: Krizi dış güçlere bağla dılar. Dış güçler ezanımıza ve bayrağı mıza saldıranlardır diye laflar etti. Ben de kendisine, ‘McKinsey’le, bayrağımı za ve ezanımıza saldıranlarla neden an laşma yaptın’ diye sordum. Bir köşe ya zarı soruların yanıtlanmasını engelledi. Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve 16 bakanlığı bir Amerikalı şirkete sin. Bunun yerine benden bahsetti. De İNÖNÜ TARTIŞMASI TBMM GENEL KURULU’NDA DA SÜRDÜ teslim edecekti. Ben memleketi yönetemiyorum, sen bana akıl fikir ver demeyeceksin, diyorsan sarayda oturma di ki, ‘Sen ne anlarsın Kuran’dan, ezandan?’ Sen kim oluyorsun benim Müslümanlığımı sorguluyorsun? Bir şeyde ‘İç siyasete çekilmemeli’ yacaksın. Damadına dava açacak mısın?: Ücreti mukabil tutulmuş bir danışmanlık firması diyor. Hemen sorduk kaç milyon dolar? Sözcüsü Erdoğan’ı bir daha yalanladı. McKinsey’le herhangi bir sözleşme olmadığını söyledi. Hangisi haklı. Benim Müslümanlığımla, onun Müslümanlık anlayışı farklı. Ben devletin hazinesine el uzatmam, o devletin hazinesini soyar. İnancımı sorgulamak için bu yetkiyi kim verdi sana? İnönü’yü kimse kandırmadı: İnönü 45 yıl önce hayatını kaybetmiş, ha TBMM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yle ilgili tepki çeken sözleri tartışıldı. TBMM Başkanvekili Levent Gök, Cumhuriyetin kurucu kadrolarının iç siyaset tartışması içine çekilmesinin doğru olmadığını be lunduğuna, TBMM’nin kabul ettiği Anayasa ve kanunların üzerinde herhangi bir kural olamayacağına, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri için boş alanlar yaratılmak istendiğine dikkat çekti. Cumhuriyetin kurucuları kadrolarının iç siyaset tartışması içine çekilmesini doğru bulmadı doğruyu söylüyor? Damat diyordu ki; “Mckinsey için yapılan yorumlar ihanettendir. Ya cahilsiniz, ya da ihanet ediyorsunuz.” Kayınpederin bunu iptal etti. Damadın sana hain ve cahil dediği için tazminat davası açacak mısın? Sen kimsin Müslümanlığımı sorguluyorsun!: Erdoğan, Camiler ve Din Görevlileri Haftası’na katıldı. Gönül isterdi ki sevgiden, hoşgörüden bahset yatı savaş meydanlarında geçmiş. Siz İnönü üzerinden beni vurmaya çalışıyorsunuz. Amerikan bayrağını sallamış. Bir ülkenin başkanı gelirse o ülkenin bayrakları taşınır, asılır. Devlet geleneğini dahi istismar edecek kadar acziyet içinde. Hiç kimse İsmet İnönü’yü aldatmadı ve kandırmadı. İnönü hiçbir zaman birilerinin kulu kölesi olmadı. l ANKARA / Cumhuriyet lirterek, “Modern Türkiye’nin kurucuları düşmana karşı hayatlarını ortaya koyarken herhalde ‘Keşke Kurtuluş Savaşı’nda mağlup olsaydık, Yunan galip gelseydi’ diyen bir zihniyetle karşılaştırılmayacak kadar saygı ve vefayı fazlasıyla hak etmişlerdir” dedi. TBMM Genel Kurulu’nu Meclis Başkanvekili olarak ilk kez yöneten Levent Gök, birleşimin başında bir konuşma yaptı. Gök, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile kanunlar arasında gri alan bu ğını ifade eden Gök, “Türkiye Cumhuriyeti emperyalizme ve yedi düvele karşı kanla kazanılan Kurtuluş Savaşı sonucu kurulmuş bir devlettir. Dünyada eşi görülmemiş bu savaşın kahramanları Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve silah arkadaşlarıdır” dedi. AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ise konuşmasında Erdoğan’ın CHP’nin duruşuna yönelik bir gönderme yapmak istediğini, İnönü’ye yönelik biri eleştirisi olmadığını savundu. l ANKARA Bahçeli ile Akşener arasında geçen hafta başlayan tartışma, grup toplantılarına yansıdı Milliyetçilik tartışması MHP lideri Bahçeli’nin gündeminde İYİ Parti Başkanı Akşener vardı. Bahçeli, “MHP’ye kim dil uzatırsa, o dili koparırız” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin hedefinde de yine İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener vardı. MHP lideri, “MHP’nin hükmü şahsiyetine kim dil uzatırsa, o dili koparırız” dedi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında şunları kaydetti: Adres verecek kadar çıldırdı: İP’in (İYİ Parti) Genel Başkanı’nın hakaretamiz sözleri zincirleme tepkiye neden olmuştur. Cevap verince sosyal medyadan şahsımı etiketleyip adres verecek kadar çıldırmıştır. Bu davet pis bir davetti, tehlikeli bir meydan okumaydı. Bir grup ülküdaşımız bu kişinin evinin önünde demokratik protestolarını yaptılar. Fakat genel merkezimize haber vermeden bu eylemi yaptıklarından dolayı görevden aldık. Siyasetçi ‘Erkekseniz gelin ulan’ diyebilir mi?: Üsküdar’da tuzak kurulmuştur. Küplüce’de gizli eller tezgâhlarını açmışlardır. Toplumun gözü önünde siyaset yapan bir siyasetçi muhataplarına pencereyi açıp da “Erkekseniz gelin ulan” diyebilir mi? Elle gelen düğün bayram diyoruz, gelecekleri varsa görecekleri olduğunu haykırıyoruz. Kaşıkçı’nın akıbetini merak ediyoruz: Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın akıbetini merak ediyoruz. Türkiye bölgesel komplo faillerinin, kanlı hesaplaşmaların güzergâhı değildir. Zır cahiller: Hayat pahalılığından biz de şikâyetçiyiz. Biz McKinsey ile çalışılmasını tutarlı bulduk. Be hey zır cahiller, ülkemizde de yıllardır faal halde bulunan McKinsey bir denetim ve danışmanlık şirketidir. Duyunu Umumiye, IMF, kozmik oda vakası demek gaflet değil, su katılmamış ümmiliktir. l ANKARA / Cumhuriyet Meral Akşener de Bahçeli’yi hedef alarak “Milliyetçiliğin bayrağını düşürdün. Saray kapısına serecektin, razı olmadık” dedi. Meral Akşener, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi hedef alarak, “Bahçeli, yine yaptı yapacağını ve Türk siyasetine, kara bir leke çaldı. Ne Türkiye, ne de Türk milliyetçiliği için bir gelecek vaat etmediğini açıkça ortaya koydu. Sayın Bahçeli; sen, Cumhuriyetin kurucu iradesinin, Türk milliyetçiliğinin bayrağını düşürdün. Onu, Saray kapısına serecektin ki, biz razı olmadık” dedi. Akşener, partisinin grup toplantısında şunları kaydetti: Türkiye seninle zaman kaybetti: Türk mille tine hakaret edenler, halen ihale almaya devam ediyor. Millete küfredenler, iktidardan aldığı milyarlık ihalelerin parasıyla, Londra’da koca sokağı satın alanlar, hayasızca ortalıkta geziniyor. Milliyetçiler, iktidardan bugün hesap sormayacak da, ne zaman soracak? Dolar bir buçuk lirayken, veryansın ediyordun. Dolar 6 lira oldu, enflasyon yüzde 25’e dayandı, şimdi mi susuyorsun? Sayın Bahçeli; Türkiye seninle yeterince zaman kaybetti. FETÖ’nün salıverilmesine mi bağlayacaklar?: Düne kadar ‘idam’ diyerek, siyasi rant peşinde koşanlar, bugün aynı şeyi ‘af’ diyerek yapmaya çalışıyorlar. İktidarın küçük ortağı bir af teklifi hazırladı. Peşinden iktidar, ‘devlete karşı işlenen’ suçları gündeme getirdi. Bu oyalama taktikleri, asıl maksatlarının ne olduğuna dair şüpheler uyandırıyor. Mesela; işi getirip, Anayasa Mahkemesi eliyle, FETÖ’nün kodamanlarının salıverilmesine mi bağlayacaklar? Açılım sürecinde rol almış birtakım isimleri, güvence altına mı alacaklar? Tek adam sistemi 100 gün dolmadan Türkiye’yi uçuruma sürükledi. l ANKARA/Cumhuriyet Bahçeli’nin ‘ittifak’ modeli ‘Siyasi kombin’ için üç temel SELDA GÜNEYSU AKP ve MHP heyetleri arasında görüşmeler sürerken, MHP lideri Devlet Bahçeli’den ‘ittifak modeli’ açıklaması geldi. Bahçeli’nin “İttifakta siyasi kombin modelini hayata geçirebiliriz” sözleriyle nitelendirdiği modele göre, “iki parti arasında, özellikle büyükşehirlerdeki ilçe belediye başkanlıkları ve belediye meclis üyelikleri arasında bir paylaşımın olabileceği” değerlendirmeleri yapılıyor. Bahçeli, dün AKP ile MHP arasında yerelde ittifaka ilişkin, Habertürk televizyonuna “Yasal zemin olmadığından konuşarak siyasi kombin yapabiliriz” açıklamasında bulundu. Edinilen bilgiye göre Bahçeli, “siyasi kombin” olarak tanımladığı ittifakı, üç temel üzerine oturtuyor. Yasal olarak yerel seçimlerde “pusulada bir birliktelik sağlanamadığından” bu birlikteliğin ilk ayağını “siyasi partilerin kendi kimliklerini de koruması bakımından belediye meclis üyeliklerinde olabileceği” ifade ediliyor. Buna göre, her parti kendi belediye meclis adaylarını, kendi parti amblemi altında belirleyecek. Partilerin aldığı oy oranlarına göre de hem büyükşehir belediyeleri hem de ilçe belediye başkanlıklarındaki meclis üyeleri belirlenecek. İkinci modelde ise belediye başkanlıklarında, özellikle de büyükşehir belediye başkan adaylıklarında “her parti bir diğer partinin itiraz etmeyeceği, siyasi uzlaşının mümkün olduğu adaylar çıkarabilir.” Modelin üçüncü ayağında ise ilçe belediye başkanlıklarında “hangi partinin oyu ilçede yüksekse, belediyenin o partiye bırakılmasının” önünün açılması öngörülüyor. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle