16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Star rafinerisi açılıyor DOLAR Azerbaycan kamu enerji şirketi Socar’ın, 6.3 milyar dolar yatırımla hayata geçirdiği Türki EKONOMİ ye’dekiStarrafinerisihaftaya 6.1430 faaliyete geçecek. 2.1 kuruş Çarşamba 10 Ekim 2018 AVRO 7.0410 0.5 kuruş FAİZ BORSA ALTIN CUMHURİYET 26.96 0.37 puan 96.956 869 puan 1570.78 1.46 lira TASARIM: SERPİL ÜNAY [email protected] ALTIN 24 AYAR 234.11 1 kuruş 11 Enflasyonla mücadeleAlbayrak’ınaçıkladığıprogramıntoplantısınaÖmerveAliKoç,TÜSİADBaşkanıErolBilecik,AnadoluGrubu’nunpatronuTuncayÖzilhan,İSOBaşkanıErdalBahçıvanveçoksayıdaişinsanıkatıldı. değil indirim kampanyası Damat Berat Albayrak’ın açıkladığı enflasyonla mücadele paketi yılbaşına kadar bazı ürünlerde yüzde 10 indirimi kapsadı. Paketin kuru düşürücü bir etkisi de olmadı Selva Demiralp Asıl önemlisi sıkı maliye politikası Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, enflasyonla mücadelenin en önemli ayağının sıkı maliye ve para politikası olduğuna işaret ederek, “Serbest rekabet ortamında firmalar ürünlerinin fiyatlarını belirlerken belli bir kâr marjı ile belirliyor. Şimdi yüzde 10 indirim yapacaklarsa acaba çok fahiş bir fiyat mı koyuyorlar diye akıllara geliyor. İndirimle enflasyonun düşmesi için çok fazla firmanın indirime katılması gerekiyor. Ama üç ay sonra indirimler bittiğinde ise yeniden enflasyon yukarıya çıkacak” dedi. Blomberg’e açıklama yapan Demiralp, enflasyonla mücadele için iki üç aylık periyotların yetmeyeceğini aktardı. Korkut Boratav Polisiye yöntemle enflasyon inmez Prof. Korkut Boratav, Enflasyonla Topyekun Mücadele Programı’na ilişkin, ‘Bu gidişin sonu karne ve kuyruk’ dedi. Polisiye önlemlerle ya da belli kurumlara müdahale ederek enflasyonla mücadele edilemeyeceğinin altını çizen Boratav, yapılmak istenen şeyin serbest piyasa ekonomisi ile uyumlu olmayan açıklamalar olduğunu dile getirdi. Boratav, “Aşırı önlemin sonu karne ve vesika demektir. Bu gürültülü kampanyalarla uzun ve orta vadede bu önlemler enflasyonu kalıcı olarak düşüremez” dedi. Enerjide zamlar zaten yapıldı Bakan Berat Albayrak, “Dünyada çok sıradışı bir durum olmazsa, elektrik ve doğalgaza yıl sonuna kadar zam yapmayacağız” dedi. Ancak 31 Aralık 2017’den bu yana elektrikte yüzde 40’ı, doğalgazda yüzde 30’u aşan oranda zam yapılmış durumda. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Mustafa Yılmaz, zaten teknik prosedür gereği 31 Aralık’a kadar yeni zam düşünmediklerini belirterek Albayrak’ın açıklamasının yeni bir durum olmadığını göstermiş oldu. Hükümetin açıkladığı Enflasyonla Topyekun Mücadele programı yıl sonuna kadar ge 4 Kamu bu süreçte öncü olacak; Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Merkez Bankası ve Türkiye BDDK içinde var olan çağrı merkezini daha güçlü bir noktaya taşıyacağız. 4 Çalışmalar kapsamında CHP: Ürün kataloğu gibi çerli olacak yüzde 10 indirim Bankalar Birliği ile güçlü bir işletmeler desteklenecek. İşçi kampanyasının ötesine geçe koordinasyon ortaya koyu çıkarmalarının önüne geçil medi. Programın döviz kuru yoruz. mesi aşamasında işletmelere nu aşağı çeken bir etkisi de ol 4 Dünyada çok sıradışı bir destek verilecek. madı. Uzmanlara göre, açıkla durum olmazsa, elektrik ve nan yeni program enflasyonla doğalgaza yıl sonuna kadar Çaya zam yok mücadelenin şu ana kadarki zam yapmayacağız. 4 Fırsatçılık ve stokçuluk başarı örnekleriyle alakası ol 4 KDV iadeleriyle ilgi la etkin mücadeleye devam mayan hazırlıksız bir temmeni belgesinin ötesine geçmedi. İş dünyası temsilcileri ve bakanların katılımıyla Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı ‘Enflasyonla Topyekun Mücadele Programı’nda, katılımcı tüm firmalar, belirlenen logo ile birlikte asgari yüzde 10 indirim uygulayacaklarını beyan etti. Albayrak, programla yatırımcı güvenini çok daha ileri li hızlı bir çalışma ile birlikte iade ödeme süreçlerini hızlandırıp, yıl sonuna kadar başvuruları neticelendireceğiz. Faiz yüzde 10 düşecek 4 Bankacılık sektörü son iki ayda kredi faizlerinde yüksek dalgalanmalara sahne oldu, ama daha sakin bir döneme girdiğimizi düşünüyoruz. 4 Bankalar 1 Ağustos’tan edilecek. 4 Sebze ve meyve fiyatla rının ucuzlaması için hal yasasında değişikliğin meclise gelmesi için süreç bu ay neticeleniyor. 4 Toprak Mahsulleri Ofisi pirinci yüzde 2040 indirimli satacak. Atatürk Orman Çiftliği 14 üründe yüzde 10 indirim yaptı. ÇAYKUR ürünlerine zam yapmayacak. 4 Et süt kurumu Aykut Erdoğdu CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, Enflasyonla Mücadele Paketi’ni süpermarketlerin ürün kataloğuna benzetti ve “Kermes düzenler gibi ‘falanca üründe şu kadar, filanca üründe bu kadar indirim var’ diyerek enflasyon düşürülmez” dedi. Firmalara, enflasyon sepetindeki ürünlerde indirim dayatarak, bazı te ye taşıyacaklarını belirterek, itibaren geçerli olmak üzere 10 üründe yüzde mel ürünlerde fiyat artış “Girdi maliyetlerini düşüre yüksek faizle kullandırılmış 10 indirim yaptı. larını erteleyerek soru cek, fiyatlarda oluşan hare kredilerin faiz oranlarında 4 Gübretaş bazı nun kontrol altında tutula ketliliğin firmalarımızı zarara sokmayacak ve işsizliği artırmayacak bir program üzerinde çalıştık” dedi. Albayrak, programla atılacak adımları şöyle sıraladı: 4 İndirim kampanyasında enflasyon sepetindeki tüm markalar, tüm kalemler var. Zincir marketlerde 50 üründe yüzde 10 indirim yapılacak. yüzde 10 indirim yapacaklar. 4 KDV iadelerinin de öden me süreçlerini hızlandırıyoruz, 2019 başından itibaren, başvurudan sonraki 10 gün içinde KDV iade talebinin yüzde 50’si inceleme beklenmeden ödenecek 4 Bankalarla ilgili kampanya takip ve reel sektörün kredi sorunlarının takibi için sıvı ve toz gübrelerde yüzde 10 indirim uygulayacak. İhracat yapacak KOBİ'lere 200 bin dolara kadar 6 ay vadeli düşük faizli kredi sağlanacak. l Ekonomi Servisi mayacağını vurgulayan Erdoğdu, “Kalıcı tedbirler almadan, girdilerde gerekli destek ve indirimleri yapmadan, sadece işletme ve şirketlerin fedakârlığıyla enflasyonu düşüremezsiniz. Pakette üretim maliyetlerini nasıl aşağı çekecekleri, dövizi nasıl düşüreceklerine dair hiçbir şey yok” diye konuştu. Berat Albayrak Serbest piyasa vurgusu TÜSİAD: Tüm sorunlara serbest piyasa ekonomisi çerçevesinde yaklaşılmalı Zabıta da şaşkın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın döviz kurlarındaki artış nedeniyle ‘usulsüz fiyat artışlarıyla ilgili’ uyarılarda bulunmasının ardından, zabıtalar kendilerini Türkiye’nin enflasyonla savaşının ‘ön cephesinde’ buldu. Bloomberg’e göre, fiyat artışlarını tersine çevirme ya da önleme yetkisi olmayan zabıta görevlileri de kontrol ettikleri fiyatlar karşısında şaşkınlıklarını gizleyemiyor. 120 adetten oluşan bulaşık makinesi deterjanını gösteren zabıta, “Bu altın mı, değilse ne oluyor? Yaklaşık 105 TL. Asgari ücretin yüzde 6’sı” ifadesini kullandı. Dolar arttı, hisseler dalgalandı Enflasyonla Mücadele Programı’nı açıklanması öncesinde 6.09 seviyelerinde olan Dolar/TL kuru, açıklamanın ardından 6.15 seviyelerine kadar yükseldi. Kredi faizlerinde yüzde 10 indirim yapılacağı açıklamasının ardından Borsa İstanbul’da bankacılık endeksinde yüzde 1’i aşan değer kaybı yaşanırken, düzenlemenin içeriğine ilişkin belirsizlikle endeks dalgalandı. Albayrak’ın açıklamaları sonrasında zincir marketlerin hisseleri de dalgalandı. BİM hisselerinde yüzde 3’ü aşan kayıp yaşanırken, Migros ve Carrefoursa hisselerinde de dalgalanma yaşandı. İndirim kampanyasının nasıl uygulanacağı ve bundan şirket kârlılıklarının nasıl etkileneceği konusunda ayrıntılar açıklanmadığı için piyasada belirsizlik hâkim oldu. Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Erol Bilecik, enflasyonun Türkiye ekonomisi için kalıcı olarak sorun olmaktan çıkması gerektiğini vurguladı. İş dünyası olarak programın başarısı için sorumluluk almaya ve görevlerini yerine getirmeye hazır olduklarını dile getiren Bilecik, enflasyonla mücadele için sıkı para politikasının uygulanması gerektiğini ve bu politikaları destekleyecek tasarruf tedbirlerinin maliye politikasıyla sürdürülmesi gerektiğini ifade etti. Karşılaşılan tüm sorunlara serbest piyasa ekonomisi çerçevesinde yaklaşılması gerektiğini anlatan Bilecik, ekonominin temelinin güven ortamı ve istikrar olduğunu, sürdürülebilir güven ortamının dış ilişkilerdeki değerinin yüksek olduğunu anlattı. Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın da, “Nominal faiz hadlerinin daha aşağı seviyede olması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Kıt olan kaynakların ekonomik olan birimler arasında en verimli şekilde dağılımı ana işimizdir. Tabi ki bunun makul fiyatlarda olması için çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz” dedi. l Ekonomi Servisi Uluslararası yeni işbölümünde Türkiye Türkiye ekonomisinin sürüklendiği iktisadi ve idari yönetim krizi, daha geniş anlamda kapitalizmin içinde bulunduğu yapısal nitelikli birikim ve üretim krizinin yerel ölçekteki bir uzantısıdır. Bu yazımızda bu savı ele alacağız. Öncelikle, son iki haftaki yazılarımızın ana teması olan küresel ekonominin eşitsiz ve çarpık birikim süreçlerine değinelim ve uluslararası ticaretin temel öğelerini anımsayalım. UNCTAD 2018 Ticaret ve Kalkınma Raporu ile OECD verileri, küresel boyutta en büyük 2 bin şirketin toplam satış gelirlerinin 36.8 trilyona (dünya ihracat hacminin iki misli), yıllık toplam net kârlarının ise 2.6 trilyon dolar düzeyine ulaştığını belgeliyor. Söz konusu 2 bin en büyük ulusötesi şirket dünya ihracatının yüzde 57’sini doğrudan denetliyor. İhraç ürünlerinin tasarım aşamasından, nihai tüketiciye ulaşana değin tüm üretim ve pazarlama ağlarına hükmeden bu en büyük yüzde 1’lik şirket, tekelci konumları sayesinde dünya fiyatlarını yönlendiriyor; üretim ve satış noktalarını düzenliyor; ve tek sözcük ile küresel meta zincirlerini her aşamasını kendi stratejik çıkarları uyarınca kurguluyor. HHH Türkiye, ana aktörleri ulusötesi şirketler ve küresel finans sermaye grupları olan söz konusu “uluslararası yeni işbölümüne” bir ucuz ithalat ve ucuz işgücü deposu olarak eklemlendi. Bu süreçte Türkiye’ye 2001 krizi sonrasında koşullandırılan serbest yüzen (dalgalı) döviz kuru rejimi ile birlikte enflasyon hedeflemesi ve fiyat istikrarından başka hiçbir sorumluluk üstlenmeyen TC Merkez Bankası’nın izlediği dar çerçeveli ve dogmatik para politikaları reel ekonomide onarılması çok güç tahribat yarattı. Zira, sermaye akımlarına sağlanan sınırsız serbesti ve denetimsiz finansal sektörün reel ekonomiden kopuk, kısa vadeli, miyopik yatırım kararları, tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de kıt tasarruf kaynaklarının akıldışı spekülasyon oyunlarında çarçur edilmesine yol açmış; ulusal tasarruf oranı hızla gerilerken Türkiye ithalat çılgınlığının büyüsüne çoktan kapılmıştı. Söz konusu dönemde (20032008) AKP liderliğinde Türkiye, küresel finans piyasalarına dolar bazında yüzde 35’e varan spekülatif finansal getiri sunmuş; yüksek faiz ile cezbedilen sıcak para akımları sayesinde döviz kurları baş döndürücü bir hızla ucuzlamıştı. Sermaye hareketlerini yönetmekte aciz kalan AKP ekonomi idaresi, ucuzlayan ithalatın rekabetine dayanamayan küçük boy ara ve yatırım malı üreticilerinin peş peşe üretimden çekilmesine de seyirci kalmıştı. İthalatın finansmanı bir yandan sıcak para akımlarıyla, bir yandan da kamu mallarının özelleştirme söylemi altında yerli ve uluslararası sermayece talan edilmesiyle gerçekleştirildi. Dış borçlanma çılgın bir tempoda sürdürülürken (2003 başında 129 milyar dolardan, 2017 sonunda 450 milyar dolara), imalat sanayiinin milli gelirden aldığı pay da hızla geriliyor; sanayi istihdamının tarımdışı istihdam içindeki payı yüzde 30 düzeyinden yüzde 23’e düşüyordu. Türkiye’nin 2000’li yıllar boyunca AKP ekonomi idaresi altında yürüttüğü program, 1) ulusal tasarrufların gerilemesine, dolayısıyla ithalat ile beslenen bir tüketim pazarına dönüşmesine; 2) sanayinin üretim ve istihdam payının hızla gerilemesine, dolayısıyla ithalata bağımlı bir üretim ve ihracat desenine mahkum kılınmasına; 3) işgücü piyasalarında parçalanma ve enformalleşmeye yol açarak, gelir eşitsizliğinin ve rantçı/kapkaççı bir toplumsal işbölümünün toplum içinde yaygınlaşmasına; ve bütün bunlarla eşanlı olarak, 4) değersizleştirilmiş, vasatlaştırılmış bir kültür ve eğitim anlayışına, sürüklenmesine neden olmuştur. HHH Söz konusu program, neoliberal devletçilik ile sürdürülen ve “piyasalar her şeyi çözer başka alternatif yok” dogmatizmi ile süslenen neoliberal siyasi dönüşümün Türkiye’deki uzantısıdır. Özü itibarıyla, ulusötesi tekeller ile (yerli ve uluslararası) finans sermayesinin çıkarlarını gözeten bu programın yakın dönemdeki ana kurgulayıcıları IMF’nin döviz kuruna dayalı dezenflasyon ve Kemal Derviş güdümündeki “güçlü ekonomiye geçiş programı” idi. AKP de 2003’ten itibaren bu programın baş yürütücüsü oldu ve hedeflerini harfiyen izledi. Günümüzdeki dövizde aşırı oynaklık ve enflasyondaki baş döndürücü ivmelenme, söz konusu neoliberal projenin reel ekonomide yarattığı tahribatın doğrudan sonucudur. Unutmayalım, enflasyon özünde “parasal bir mesele” değil, reel üretim ve işgücü piyasalarındaki tıkanıklıkların ve piyasa tökezlemelerinin doğal uzantısıdır. Türkiye’de zorluklar var İspanyol bankası BBVA’nın Üst Yöneticisi (CEO) Carlos Torres, bankanın dış faktörlerden dolayı Arjantin ve Türkiye’de bazı zorluklarla karşılaştığının bilincinde olduklarını söyledi. Torres, yönetim kurulu başkanlığı görevini 1 Ocak’ta devralmasından sonra göreve gelecek yeni CEO’nun banka içinden seçilmesini beklediğini söyledi. Madrid’de bir etkinlikte konuşan Torres, yönetim kurulu başkanı olduğunda İspanya’nın ikinci büyük bankası olan BBVA’nın stratejisini değiştirmeyi düşünmediğini belirtti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle