22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 5 Ocak 2018 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: SERPİL ÜNAY 30 Aralık 2017 Değerli dostlar, geride bıraktığımız yılın son gününün bir öncesinden söz ederek, “2018”in bu ilk yazısına başlayayım dedim. Artık iyice gelenekleşti, gerek iktidar ve ana muhalefet partilerinin başkanlarının, gerekse büyüklü küçüklü öteki siyasal partilerin başkanlarının, oldukça kalabalık taraftarlarıyla birlikte yeni yıl kutlamaları. Yalnız bu kez, devletin tepesindekilerin yarattığı, ülkemizi altüst eden ortamdan dolayı, kutlamalar genelde partilerin “İl Kongreleri”nde yapıldı. Hem iktidar partisi “AKP”nin, hem de devletin başında olan Erdoğan’ın, bu kongrelerde yaptığı konuşmalarını değerlendirmekte “imam hatip” eğitiminden öte özellikle gençliğini geçirdiği, yaşadığı kültürel ortama da şöyle bir değinmek sanırım yararlı olabilir. Bu döneminde Erdoğan’ın, “Köktenci İslam”ın oluşumunda büyük yeri olan Afganlı Hikmetyar’ın uzaktan uzağa da olsa çömezi gibi bir öğrenim içinde olduğundan söz edilir, dolaysiyle İstanbul’a davet edilen Hikmetyar ile çektirdiği fotoğraftaki “o unutulmaz pozu”, bu çömezliğin boyutunun bir göstergesi olarak kabul görmüştür... Dinin böyle bir “bağlam”da algılanmasının kaçınılmaz kimi olumsuz etkilerinin, insan yaşamlarında zaman zaman ortaya çıkışının pek çok örneği vardır. Erdoğan yönünden de böyle bir örnek olabilecek yeni bir durum, yılbaşı kutlamasında görüldü. Erdoğan, “30 Aralık” günü, partisi AKP’nin “Kastamonu İl Kongresi”ne katıldı. Kongre’de yaptığı konuşmada yıllarca birlikteliği olan daha önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e veryansın etti, 696 sayılı “KHK”de belirtilen, hükümetin bir uygulamasına karşı çıkması dolaysiyle... Ardından da “şehitleri” diline doladı. Buna değinmeden önce Erdoğan’nın, ara ara da olsa “şehitlerimiz” üzerinden “siyaset” yaptığı açıkça ortadadır, bilinir. Bu kez de, Kastamonu’daki konuşmasında, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu vurmak için, yine açıkça kullandığı görüldü; “Sen 250 bin şehidimizin hakkını düşünmüyor musun?” diye haykırarak sordu, ardından Kastamonululara da: “Kastamonu’ya gelirse şehitlerimizin acısını sorun!” diyerek de onları görevlendirdi. Erdoğan’ın bu konuşması karşısında, insan ister istemez, böyle kimi söylemlerini anımsamasının önüne geçemiyor; “14 Ocak 2000” günü şöyle: “Sayın Öcalan aldığı kellelerin hesabını veriyor!” demişti, yaptığı konuşmada... O günlerde de kuşkusuz çok tartışıldı Erdoğan’ın, “şehitlerimiz” ile ilgili bu değerlendirmesi; ne ki, toplumun unutkanlığını, hele bu gibi siyasi konulardaki derin unutkanlığını çok iyi bildiğinden 17 yıl sonra sahipleriniverdi şehitlerimizi... Oysa aynı gün (30 Aralık) Kılıçdaroğlu da, “CHP Adana İl Kongresi”ndeydi; Kılıçdaroğlu da konuşmasını yaptı; ardından da, “Çukurova Üniversitesi Hastanesi”nde tedavi gören bir “şehit” babasını ziyaret edip “geçmiş olsun” dileklerinde bulundu... Ne diyelim? Olan biten açıkça ortada... Değerli dostlar, “2018”de de, gazetemizin davasını, “Cumhuriyet Davası”nın duruşmasını Silivri’de izleyip, ayrıca bu dava ile ilgili olarak, “Perşembe Eylemi”ne katılmak için bu yeni yılda da Çağlayan’da, bir araya gelelim, diyorum. Buluşmak üzere... haber/yorum 13 Çarşamba günü haberleri izliyorum televizyonda. İlk haber Burdur’un Bucak ilçesinden. Devlete ait bir rehabilitasyon ve bakım merkezinde 10 yaşında engelli bir çocuk öğretmeninden dayak yiyor. İkinci haber İstanbul Maltepe’den. Eşiyle boşanma sürecinde olan bir baba, 2 ve 4 yaşındaki kızlarını öldürdükten sonra intihar ediyor. Van’da bir hastane önünde bir adam kucağında bir bebek puseti taşıyan bir kadını defalarca tekmeliyor ve yumrukluyor. Adam kadının eşi. Kadını dövme gerekçesini şöyle açıklıyor: “Yavaş yürüyordu, sinirlendim.” Bu da dünkü ilk haberlerden biri. Aksaray’da hareket halinde bir otomobile ateş açılıyor. İki ölü! HHH Umut Vakfı verilerine göre 2016 yılında 2 bin 720 bireysel silahlı olay ulusal ve yöresel medyaya yansımış. Bu olaylarda 2 bin 56 kişi ölmüş, 1961 kişi yaralanmış. Kadın Cinayetlerini Durdurma Platformu verilerine göre de 2017 yılında 409 kadın erkekler tarafından öldürülmüş, 387 çocuk cinsel istismara uğramış, 20 çocuk cinayete kurban gitmiş. Aile bireylerinden biri olduğunu savladığımız Avrupa ülkelerinin hiçbirinde bu görüntüler yok. İnsanların birbirlerine karşı sevgisizliğinin, saygısızlığının giderek arttığı ülkemizde cinayet sayılarının da giderek artacağını söylemek kehanet değil. Şiddet ve eğitim “Şedit” bir toplum olmaktan bir an önce kurtulmamız gerekiyor. HHH Uzmanlar bu kötü gidişin ancak doğru dürüst bir eğitimle önlenebileceği görüşündeler. Ne var ki AKP iktidarının elinde yaz boz tahtasına dönmüş eğitim sistemimizle bu kötü gidişe “dur!” demek olası değil. Eğitimimizin ne denli başarısız olduğu OECD’nin her üç yılda bir açıklanan PISA sonuçlarında ortaya çıkıyor. 72 ülkede yapılan araştırmalara göre bilim, matematik ve okumada başı Singapur, Finlandiya, Kanada ve Japonya çekiyor. Öğrencilerimiz özellikle “okuduğunu anlamada” son sıralarda. Okuttuğunu anlatmaktan aciz bir eğitim sisteminden ne beklenebilir? Singapur ve Finlandiya az nüfuslu ülkeler; eğitim sistemleri merkezi. Kanada ve Japonya’da ise eğitim ademi merkeziyetçi. Kanada’da eğitim sistemi 10 ayrı eyalete göre farklılıklar gösteriyor. Japonya’da ise 1947’den bu yana eğitimin ağırlığı özerk yerel yönetimlerde. HHH Bir de bize bakalım. HakkâriYüksekova’da da TekirdağMarmara Ereğlisi’nde de veya İzmirUrla’da da, ArdahanPosof’ta da öğrenciler aynı müfredatla eğitim görüyorlar. Bölgelere göre çok farklı toplumsal, kültürel, ekonomik koşullar dikkate alınmıyor. Bölgelere göre öğrencilerin algı düzeylerinin farklı olacağı gerçeği görülmek istenmiyor. Burada savunulan siyasalbölgesel özerklik değil. En azından ülkemizin yedi coğrafi bölgesine uygun müfredat programları düzenlenebilir. Yoksa “ille de merkeziyetçilik” kafasıyla bir arpa boyu yol almamız olası değil. Siyasal İslamcı AKP iktidarı, kafasını imam hatip liselerine takmış. Bu liseleri Türkiye genelinde hızla yayarak bir “dindar nesil” yetiştirme hülyasında. Oysa en başta mütedeyyin kesimler bu yayılmacılığa karşı çıkıyorlar, çocuklarını geleceklerini sağlama alacakları okullara göndermek istiyorlar. Tüm bunları AKP iktidarına anlatmak mümkün değil. Geriye, bizi bin bir felakete sürükleyen bu iktidarı kasım 2019 seçimlerinde sandığa gömmekten başka bir çare kalmıyor. AKP avantaj peşindeYEREL SEÇİMLER İÇİN GETİRİLECEK UYUM PAKETİNİN AYRINTILARI NETLEŞİYOR AKP’nin mart ayı sonuna kadar çıkarmayı planladığı yerel seçimlere ilişkin uyum Yerelde seçilme yaşı 18’e düşecek ‘Merkez şehir’ uygulaması paketinde, belediye başkanlığı, Anayasa değişikliğiyle milletvekili seçilme yaşı 18’e AKP’nin, 30 büyükşehir için uygulanan ‘bütünşehir’ sis EMİNE KAPLAN muhtarlık, belediye meclis üyeliği için ayrı ayrı zarf yerine oyların ‘tek zarfa’ konulması, bütünşehir uygulamasının tüm illere yaygınlaştırılması yeri düşürülürken, aynı kriter yerel seçimler için de uygulanacak. Belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, il genel meclisi üyeleri ve muhtarlar, 18 yaşında seçilebilecek. Bu konuda yapılan çalışmalar sırasında bazı AKP yöneticilerinin, belediye başkanları için seçilme yaşının 25 olarak devam etmesini istediği, “Çok büyük bütçeler 18 yaşında bir kişiye nasıl teslim edilecek” diye itiraz ettiği öğrenildi. Ancak bu görüş kabul görmeyerek, yerel yönetimlerde de seçilme teminin diğer tüm illere yaygınlaştırılmasına ilişkin projeden şimdilik vazgeçmiş gözüküyor. Yerine pakete eklenebileceği dile getirilen merkez şehir sisteminde, yalnızca il genel meclisi için oy kullanabilen kent merkezlerine bağlı köylerdeki seçmen il belediye başkanlığı, ilçelere bağlı köylerdeki seçmen de ilçe belediye başkanlığı için oy kullanacak. Köylerde güçlü olduğunu düşünen AKP, bu sistemle birçok kentte avantaj bekliyor. AKP, tepki çeker gerekçesiyle merkez şehir sistemini bu ye ne ‘merkez şehir’ sistemi, sandık yaşının 18’e düşürülmesi benimsendi. rel seçimler öncesinde çıkarmayabilir. kurulu başkanlarının kamu görev lileri arasından ilçe seçim kurulu yaptı. Tüm oy pusulalarının tek başkanları tarafından belirlenmesi zarfa konulması ya da zarfa ait ol gibi düzenlemeler yer alıyor. mayan oy pusulasının iptal edil tı yaşanıp yaşanmayacağı üzerinde duruldu. Adalet Bakanlığı’nda yapılan uygulama ile tüm oy pusu Sandık kurulu başkanları Bakanlık test etti Düzenlemeyle bugüne kadar büyükşehir belediyelerinin seçiminde 2 zarf, il belediyelerinin seçiminde ise 3 zarf uygulaması kaldırılacak. Birden fazla zarfla seçim yapılması durumunda ‘geçersiz oy’ların arttığını düşünen AKP yönetimi, iki seçenekli bir çalışma mesi seçenekleri tartışıldı. Yapılan çalışma sonucunda ‘tek zarf’ uygulamasına geçilmesi kararlaştırıldı. Buna göre, muhtarlık ya da belediye başkanlığı için oy pusulalarının ayrı ayrı zarfa konulması yerine tüm oy pusulaları tek zarfa konulacak. Tek zarfla ilgili olarak oy pusulalarının tamamının sığıp sığmayacağı, sandığa atılırken sıkın laları tek bir zarfa konarak temsili ‘oy atma’ işlemi yapıldı. Zarf ve sandık açısından herhangi bir sıkıntı olmayacağı belirlendi. ‘Mühürsüz oy’ tartışması üzerine başlatılan barkodlu oy pusulası ve zarfına ilişkin çalışmalar sürerken, bu düzenlemenin uyum paketine girip girmeyeceği henüz netleşmedi. l ANKARA AKP’nin, YSK’nin teşkilat yasa tasarısının Meclis’teki görüşmeleri sırasında geri çektiği ‘sandık kurulu başkanlarının ilçe seçim kurulu başkanı tarafından kamu görevlileri arasından belirlenmesi’ne ilişkin düzenleme pakete konulacak. Muhalefetin itiraz ettiği müşahitlerle ilgili düzenlemenin konulup konulmayacağı henüz netleşmedi. AKP yöneticileri YSK’nin genelge yayımlamasına gerek Bu afişler niye... kalmadan konuyla ilgili değişiklik yapılması gerektiğini düşünüyor. Erdoğan, iknaya çalışacak. Ülkenin dört bir yanında birkaç gündür yoğun bir şekilde asılmış billboard’lar, afişler dikkat çekiyor. Genellikle seçim, bayram ve benzeri gün ve durumlar için asılan afişler ilk görüldüğünde acaba Cumhurbaşkanı, yurttaşların yeni yılını mı kutluyor diye şaşkınlık yarattı. Zira okunduğunda hedefi ve muhatabı açık olarak belli olmayan ama birilerine sıkı bir şekilde gözdağı ve meydan okuma olduğu görülen afişlerin hangi amaçla asılmış olabileceği anlaşılamadı. Kendilerini, “İlk olarak, Türkiye’nin huzur ve barışı, birlik ve beraberliği yolunda bir önzorunluluk, ilk adım niteliğinde olan yeni, sivil ve demokratik anayasaya yönelik çalışma amacıyla bir araya gelen ülke aydınları, akademisyenleri, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla oluşan” bir platform olarak tanıtan, ‘Sivil Dayanışma Platformu’ imzasıyla hazırlanan afişlerin ne kadar asılı kalacağı da merak konusu. Bu arada SDP’nin geçen yılki en önemli icraatlarından birinin ezanın aslına dönüşünün 67. yılında Adnan Menderes’in kabrinde buluşma düzenlemesi olduğu belirtiliyor. Vedat ARIK Mühürsüz oy tartışması ‘Mühürsüz oy’ tartışmasının yeniden yaşanmaması için ‘barkodlu oy pusulası ve zarfı’ ya da ‘mühürsüz oyların geçersiz sayılacağına’ ilişkin hükmün kaldırılması yönünde iki seçenekli çalışma yapılıyor. Erdoğan’ın ‘mühürsüz oyların geçersiz sayılması’na ilişkin yasa hükmüyle ilgili bir değişikliğe yeniden tartışma yaşanacağı gerekçesiyle karşı çıktığı belirtiliyor. AKP yönetimi, kararının gerekçesinin yasaya konulabileceğini belirtiyor. Hangi düzenlemenin pakette yer alacağına henüz karar verilmedi. 5 OCAK 2018 SAYI: 33693 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:51 06:34 06:54 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08:22 13:15 15:35 08:04 13:00 15:23 08:22 13:23 15:50 Akşam 17:56 17:44 18:11 Yatsı 19:22 19:08 19:34 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] ERMENİSTAN VE TÜRKİYE Kavala’yı bırakın [email protected] Ermenistan ve Türkiye’den sivil toplum örgütleri tutuklu işadamı Osman Kavala için açıklama yaptı. Kavala’nın serbest bırakılması istenen açıklamada, “Yaşadığı toplumun geleceği için yararlı çabalar gösteren Osman Kavala’nın tutukluluğunun bir an önce sona ermesini talep ediyoruz” denildi. Ermenistan’dan Civilitas Vakfı, Avrasya Ortaklık Fonu, Kamu Gazeteciliği Kulübü ve Bölgesel Araştırmalar Merkezi ile Türkiye’den Yurttaşlık Derneği ve Hrant Dink Vakfı, Osman Kavala için açıklama yaptı. Açıklamada, “2012’den beri, iki komşu ülke, Türkiye ve Ermenistan toplumları arasında daha yakın ilişkilerin kurulmasına katkıda bulunmak amacıyla Osman Kavala arkadaşımızla birlikte çalışma fırsatı bulan sivil toplum kuruluşları olarak, kendisinin tutukluluk sürecini kaygıyla izliyoruz” denildi. Kavala’nın serbest bırakılması istenen açıklamada, “Önyargıların ve düşmanlaştırmanın kültürsanat çalışmaları vasıtasıyla, diyalog yoluyla aşılması, toplumlarımızın birbirlerini tanıyıp yakınlaşmaları, dostluk ve işbirliklerini geliştirebilmeleri için canla başla emek harcayan; yaşadığı toplumun geleceği için yararlı çabalar gösteren Kavala’nın tutukluluğunun bir an önce sona ermesini talep ediyoruz” ifadelerine yer verildi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle