22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 5 Ocak 2018 haber Sarraf’ın işi bitmedi10 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN TürkiyeABD: Krizin kara yılı başladı Öngörüler yılın ilk günlerinden itibaren doğrulanıyor: TürkiyeABD ilişkilerindeki kriz 2018’de daha da derinleşecek. New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’ndeki “ABD, Mehmet Hakan Atilla’ya Karşı” adlı davanın jürisi, önceki gün verdiği kararıyla krizi ağırlaştıran bir katalizör rolünü oynadı. Davanın tek tutuklu sanığı olan Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Atilla’yı, ABD’nin İran’a uyguladığı mali ambargonun delinmesiyle ilgili olarak kendisine yöneltilen altı suçlamanın beşinden suçlu bulan jüri heyetinin üyeleri, tahripkâr sonuçlar vaat eden bu krizin isimsiz küçük aktörleri olarak tarihteki yerlerini aldılar. Jürinin kararına Ankara’dan gelen reaksiyon hem ağır hem de hızlı oldu. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın dün art arda attığı dört tweet’te ABD’ye ağır suçlamalar yer aldı. Bozdağ tweet’lerinde, Sarraf davasının siyasi bir kumpas davası olduğunu, hukukun siyasi bir yarar için göstere göstere kullanıldığını, kararın önceden verildiğini, soruşturma ve kovuşturmanın verilmiş kararın ilanı için usulen yapıldığını, bu davanın FETÖ ile CIA, FBI ve ABD yargısı arasındaki işbirliğini somut biçimde ispat ettiğini yazdı. Adını vermeden ABD’yi, “terör örgütlerinin yularını elinde tutmakla” da suçladı. Başbakan Yardımcısı Bozdağ’ın ithamları ve bunları ifade ederken kullandığı üslubun ağırlığı, New York’taki davanın Ankara’da yol açtığı büyük öfke ve gerginlik hakkında yeterli fikri veriyor. Endişe de var doğal olarak. Örneğin Halkbank, New York’taki jürinin kararının ardından dün Kamu Aydınlatma Platformu’na (KAP) gönderdiği açıklamada “bankalarının bu davada taraf olmadığını ve ilgili mahkeme tarafından bankaları hakkında alınmış herhangi bir idari veya mali bir kararın bulunmadığını” bildirdi. Açıklamada geçen “idari ve mali karar” ifadesiyle bankaya yaptırım uygulanmasının kastedildiği anlaşılıyor. Lakin bu kararı alması beklenen kurum ise Amerikan yargısı değil, mahkemeden bağımsız bir organ olan Amerikan Merkez Bankası (FED). FED başkanı, ABD başkanı tarafından yönetim kurulu üyeleri arasından seçilerek dört yıllığına atanıyor. FED, kararlarında yürütmeden bağımsız hareket ediyor ama Kongre’nin denetimine açık. Mevcut FED Başkanı Janet Yellen’ın görev süresi 3 Şubat’ta sona eriyor. New York’taki yargı sürecinin seyri ise Halkbank’a milyarlarca dolarla ifade edilen ağır bir para cezası kesilmesi ihtimali üzerinde etkili olacak. Önceki günkü jüri kararının bu bakımdan hayli menfi bir gelişme olduğu da herkesin malumu. ABD’nin İran’a karşı tek taraflı yaptırımlarının muhafazasıyla ilgili mantığının nasıl işlediğini geçen 12 Aralık’ta bu köşede yayımlanan “ABD, Atilla’ya neden karşı” başlıklı yazımda izah etmeye çalışmıştım. Bu mantık, davanın savcısı Joon H. Kim’in jüri kararının ardından yaptığı sert açıklamaya yansıdı. Bir bölümü şöyle: “Yabancı bankalar ve bankerlerin bir tercihi var: Ya İran’a ve yaptırım altındaki diğer ülkelere ABD yasalarından kurtulmaları için taammüden yardım edersiniz ya da Amerikan Doları ile işlem yapan uluslararası bankacılık topluluğunun bir parçası olmayı seçersiniz. Ama bu ikisini birlikte yapamazsınız.” FED Yönetim Kurulu, Mehmet Hakan Atilla’nın 11 Nisan’daki karar duruşmasını bekler veya beklemez, orasını biz bilemeyiz... Ama FED, savcı Kim gibi düşünür ve karar verirse bunun ülkemize maliyeti ağır olur. Halkbank’a kesilebilecek para cezası, Ankara’da bir ihlalin neden olduğu yaptırım olarak dar bir çerçevede değil Türkiye’deki iktidarı devirmeyi amaçlayan kumpasın yeni adımı olarak algılanacak ve iç kamuoyuna da bu şekilde yansıtılacak. Bu yaptırım, seçim sathı mailinde Amerikan ve Batı karşıtlığını alevlendirerek tabanı sıkılaştırmak için fevkalade kullanışlı bir malzeme olacak, aynı zamanda Türkiye ve ABD arasındaki krizi daha da derinleştirecektir. Burada bitmiyor tabii ki... ABD ile Türkiye arasındaki YPG ve FETÖ sorunu sürekli iltihap üretiyor ve ilişkileri zehirlemeye devam ediyor. YPG ve FETÖ, kriz bileşkesinin ana faktörleri. Özellikle YPG meselesinin 2018’de daha da ağırlaşmayacağına dair bir güvence yok. Son imzaların atıldığı S400 alımı, Türkiye’nin ABD ve genel olarak Batı ittifakı ile ilişkilerinde jeopolitik ve stratejik sonuçlar yaratmaya aday. Bunlar radarda görünenler. “Bilmediğimizi bilmediğimiz şeyler” de olabilir elbette, onları da ortaya çıktıklarında değerlendiririz. ABD’de suçlu bulunan Hakan Atilla’ya verilecek cezanın açıklanması beklenirken itirafçı Rıza Sarraf’ın savcılara yeni bilgiler verdiği belirtiliyor ŞEBNEM ARSU Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın, İran’a yönelik ambargonun delinmesine ilişkin ABD’de yargılandığı davada, kendisine yöneltilen 6 suçlamanın 5’inden suçlu bulunmasının ardından gözler davaya bakan yargıç Richard Berman’ın 11 Nisan’da açıklayacağı cezaya ve ardından başlayacak temyiz sürecine çevrildi. Karar duruşmasında, itirafçı olan Rıza Sarraf’a verilecek cezanın açıklanması için bir tarih telaffuz edilmemesi ise “Sarraf’ savcılığa hâlâ bilgi veriyor” diye yorumlandı. İran’a yönelik ambargonun delinmesine ilişkin ABD’de görülen davada 12 jüri üyesi, davanın tek tutuklu sanığı Atilla’yı isnat edilen altı suçun beşinde suçlu buldu. Kara para aklama suçundan beraat eden Atilla’nın, ABD Hazine Bakanlığı’nı dolandırdığı, Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası’nı (İEEPA) deldiği, bankacılık sisteminde sahtekârlık yaptığı ve kara para aklamak için suç ortaklığı kurduğu sabit görüldü. Kararın açıklanmasının ardından Atilla için yaklaşık iki sene sürebilecek temyiz süreci de başladı. Atilla’nın avukatları, Yargıç Richard Berman’ın 11 Nisan’da vereceği hükmü bekleyecek. Atilla’nın işlediği sabit görülen suçlar için öngörülen ceza dilimlerini değerlendirecek olan Berman, kararını alırken şartlı salıverilme memuru tarafından sanık hakkında hazırlanan raporu ve Atilla hakkında kendisine yazılan şahsi mektupları da göz önünde bulunduracak. Tahmin edilemez Adını vermek istemeyen bir hukukçu ise yargıç Berman’ın açıklayacağı karar konusunda herhangi bir tahmin yapılamayacağını vurgulayarak “Herhangi bir zarar var mı yok mu; var ise miktarı ne kadar, suça ne aşamada ve ne ölçüde müdahil olunduğu gibi hususlar ceza miktarını çok değiştiriyor” dedi. ‘Atilla kurban edildi’ Karar açıklandıktan sonra basının soruları yanıtlayan savunma avukatları Victor Rocco ve Cathy Fleming ise davada Atilla’nın “oynanan garip bir oyunun kurbanı” olduğu konusunda hemfikirlerdi. Avukat Rocco, “Burada daha büyük bir şeyler oluyor, bunun ortasında kalan Atilla oldu. Nihayetinde o bir şebekenin ne mimarı, ne de tasarımcısı; savcılık delillerine göre kendisine biçilebilecek en kötü rol ise, fonksiyonel konumdaki bir şahıs olması. Gördüğümüz delillerin hepsi Sarraf’la alakalıydı, Atilla ile değil” dedi. Savcıdan sert açıklama Savcı Joon Kim ise karar sonrası yapılan yazılı açıklamada “Suçlarını önceden kabul etmiş Rıza Sarraf’la birlikte, İran yaptırımlar rejiminde milyar dolarlık bir delik açan bu devasa ve arsız şemanın merkezinde bulunan 2 kişi, şim Rıza Sarraf di ciddi federal suçlardan mahkum edilmiş bulunuyorlar. Yabancı banka ve bankacıların önünde iki seçenek var; ya İran ve diğer yaptırımlara konu ülkelerin ABD yasalarını ihlaline isteyerek yardımcı olursunuz ya da ABD doları ile çalışan uluslararası bankalar topluluğunun bir parçası olmayı tercih edersiniz. Her ikisini de seçmeniz mümkün değil” ifadeleriyle dikkat çekti. Bu açıklama çerçevesinde, Halkbank için ABD makamlarının ne tür bir girişimde bulunacağı da merak konusu. Sarraf ne yapıyor? Kendisine isnat edilen bütün suçları kabul ederek etkin pişmanlık hakkını kullanan Rıza Sarraf için ise çarşamba günü bir ceza tayin duruşma tarihi belirlenmedi. Bu, eski sanığın, işlediği suçlar ve yaptığı suç ortaklıkları ile alakalı halen savcılara bilgi verme aşamasında olduğuna işaret ediyor. Davayı takip eden ancak ismini vermek istemeyen Amerikalı bir gözlemciye göre, Sarraf’ı anlattıkları bağlamında daha birçok davada tanık koltuğunda görebiliriz ve sahip olduğu bilgileri anlatması, suçla örülü yaşadığı hayatla orantılı aylar sürebilir. Sarraf’ın, yeni bir kimlikle sıfırdan bir hayata başlamasına imkân verecek Tanık Koruma Programı’na alınıp alınmadığına dair henüz bir bilgi yok. Savcılıkla yapılan işbirliği anlaşmasının mahkeme kayıtlarına yansıyan detaylarında, hükümetin Tanık Koruma Programı da dahil olmak üzere gerekli adımları atmayı kabul ettiği belirtilmişti. Sarraf, ifadesinde Atilla’nın kendisinden kesinlikle rüşvet almadığını söylemekle birlikte bankacının İran yaptırım mevzuatları hakkındaki bilgisi ile kurulan yasadışı sisteme katkıları olduğunu vurgulamıştı. Mahkum ettiren ifadeler Ancak, jürinin kararında Sarraf’ın değil, ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı çalışan yaptırım denetleme ofisi, OFAC’ın iki eski direktörünün verdiği ifadelerin daha etkili olmuş olabileceği yorumları yapılıyor. Adam Szubin ve eski CIA Direktör Yardımcılığı da yapmış olan David Cohen, İran yaptırımları konusunda Halkbank adına sıkça muhatap oldukları yetkilinin Atilla olduğunun altını çizmişlerdi. Szubin, bir adım ileri giderek, oldukça net hatırladığını söylediği özel bir görüşmeye atıf yapmış ve Halkbank’ın ihlale karışmasından endişe ettiğini gündeme getirdiğinde, Atilla’nın heyecanlandığını ve terlediğini söylemişti. İfade verirken, avukatının, “Heyecanlı mısınız” sorusunu son derece sakin bir tonla, “Evet, oldukça” diyerek cevaplayan sanık yerine ABD yetkilisinin sözünün daha etkin sayılmış ola Hakan Atilla bileceği ileri sürüldü. PROF. RICHMAN: Diğer isimlerin yargılanması çıkarlara bağlı Prof. Richman Eski Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın isnat edilen altı suçun beşinde suçlu bulunduğu davada adı geçen ancak ABD’de olmadıkları için yargılanmayan diğer isimler için ABD’de herhangi bir adlı sürecin işleyip işlemeyeceği teknik detaylardan çok siyasi bir konu olarak görülüyor. “Bu kişilerin ülkelerinde siyasi dokunulmazlık sahibi olmaları burada suçlanmalarını engellemez, bunu geçmişte gördük” diyen Columbia Üniversitesi hukuk profesörü Daniel Richman, “Bir ülke liderliğine kadar erişildiği vakit, ABD savcılık ofisi ve dışişleri bakanlığı arasında milli çıkarların masaya yatırıldığı değerlendirmeler olur. New York Güney Bölgesi savcıları ise ellerindeki delilin götürdüğü yere kadar gitmeleri ile bilinir” diye konuştu. “Siyasi çıkarların gözetilmesine” örnek olarak 2010 yılında New Jersey eyaletinde yakalanan 10 kişilik Rus casus grubunun Rusya’daki dört tutuklu karşılığında ülkelerine iade edilmesini gösteren Richman, “New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nin baktığı bu davada suçların düşürülüp düşürülmemesi konusunda çok sıkı görüşmelerin yapıldığı biliniyor” diyen Richman, “Sonunda, siyasi çıkarlar gözetilerek dava düşürüldü” diye konuştu. Eski bir New York Güney Bölgesi savcısı olan Richman, “Bu aralar Washington’un milli çıkarları nasıl tanımlayacağından kimse emin olamaz” tespitinde bulunarak şöyle devam etti: “Özellikle Güney Bölgesinin başını çektiği profesyonellik anlayışıyla görev yapan savcılık ofisleri, Washington tarafından oldukça sağlam bir tezle desteklenmeden bu tür ‘milli çıkar’ açıklamalarını kabul etme eğiliminde olmazlar. Washington eğer yalnış nedenlerle kötü eylemleri destekler noktaya gelirse, bu durum hukukun üstünlüğüne inanan savcı ve kişiler vasıtasıyla ya bir sızıntı haber ya da bir istifa üzerinden mutlaka duyulur.” Halkbank’tan temyiz sinyali Halkbank, ABD’deki Hakan Atilla davasıyla ilgili olarak bundan sonraki süreçte, verilen karar hakkında temyiz dahil tüm yasal yollara müracaat edilmesinin imkân dahilinde olduğunu ve dava ile ilgili hukuki sürecin henüz sonuçlanmadığını bildirdi. Bankanın Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamada, “Bahse konu davada Bankamız taraf olmadığı gibi Mahkeme tarafından Bankamız hak kında alınmış herhangi idari veya mali bir karar bulunmamaktadır” denildi. Bankanın tüm iş ve işlemlerinde ulusal ve uluslararası düzenlemelere her zaman hassas bir şekilde uymakta olduğunun belirtildiği yazılı açıklamada, “Genel Müdür Yardımcımız hakkındaki Mahkeme Jürisi kararına dayanılarak, henüz hukuki süreci tamamlanmayan davayla ilgili olarak Bankamızın güven ve itibarını sarsıcı nitelikte açıklama veya haber yapılmasının Bankacılık Kanununun ‘İtibarın Korunması’ başlıklı madde hükümlerine aykırılık teşkil edeceğini hatırlatmak isteriz” ifadelerine yer verildi. Karar hisseleri düşürdü Öte yandan jürinin kararını açıklamasını takip eden ilk işlem gününde Halkbank hisseleri geriledi. Sonrasında ise hisseler yüzde 4.5’e varan yükseliş kaydetti. l Ekonomi Servisi HÜKÜMETTEN TEPKİ: Hukuki bir değeri yok Dışişleri Bakanlığı, Halkbank Genel Müdür Yardım cısı Hakan Atilla ABD’de suçlu bu lunmasını “içiş lerine müdaha le” olarak değer lendirdi. Hükü met Sözcüsü Bekir Bozdağ ise jürinin üç üyesinin daha önce istifa ettiğini Bekir Bozdağ anımsatarak “Belli ki çatlak sesler vardı, orada itiraz etme yecek bir jüri yapısı oluşturuldu” dedi. ABD ile vize krizini yeni atlatan Dı şişleri Bakanlığı’nın Hakan Atilla hak kındaki karara tepkisine ‘diplomasi dili’ damga vurdu. Açıklamada ABD mahke mesi, Türkiye’nin içişlerine karışmakla suçlandı: “ABD mahkemesi, sahte ve si yasi istismara müsait sözde ‘delillere’ da yanarak gerçekleştirilen ve Türkiye’nin iç meselelerinin gerçek dışı kurgular temelinde tartışıldığı bir süreçte, daha önce örneğine rastlanmamış bir şekil de Türkiye’nin içişlerine müdahil edil miştir. Bu arada ABD tarafından mad di ve lojistik destek sağlanmak sure tiyle bazı FETÖ mensuplarının yargı sürecini etkileyecek gerçek dışı iddia larda bulunmalarına ve sahte deliller sunmalarına fırsat verilmesi mahkeme sürecinin ciddiyetini ve inanılırlığını yok etmiştir. Bu haliyle bir hukuk ayı bına dönüşen kararın düzeltilmesi en büyük temennimizdir.” Başkası yargılayamaz Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ ise twitter üzerinden yaptığı açıklamada, davanın siyasi bir kumpas davası olduğunu belirtti. Bozdağ, “Bu davada kararın, soruşturmadan önce verilmiş, soruşturma, yargılama süreci, verilmiş kararın ilanı için sadece zorunlu usulün tamamlanmasıdır. Jürinin kararı, bizim için sürpriz veya şaşırtıcı bir gelişme değildir. Jürinin Mehmet Hakan Atilla’yı suçlu bulması ve bilahare mahkemenin vereceği karar, Türkiye açısından hukuki bir değer ifade etmez. Zarrab davası, Türkiye’de ve ABD’de FETÖ ve CIA, FBI, ABD yargısı işbirliğinin de somut ispatıdır. Başka bir ülke, Türkiye’yi ve Türkiye’nin kurumlarını yargılayamaz. Bu karar, uluslararası hukuka da aykırıdır” dedi. Jüri ve hâkime tepki Bozdağ ayrıca tvnet’in sorularını yanıtlarken, kararını veren jüri ile ilgili olarak da “Jürinin içerisinde bir kişi istifa etti. Sonra iki kişi ayrıldı bir başka gerekçeyle. Belli ki çatlak sesler vardı, orada itiraz etmeyecek bir jüri yapısı oluşturuldu. Mahkemenin hâkimi diyor ki jüriye ‘siz karar vereceksiniz, bu delillerin elde ediliş şeklindeki itirazlarınız nedeniyle bu delilleri sakın göz ardı etmeyin, diye. Tarafsızlığını yitirmiş bir hâkim” dedi. Türkiye’nin ABD ile uzun bir zamandır belli konularda farklı düşündüğünü dile getiren Bozdağ, “Terör örgütlerine karşı Türkiye’yi yalnız bırakmak ABD’nin çıkarlarına aykırı olduğuna inanıyoruz. Türk halkının ABD’ye olan bakışını olumsuz etkiliyorsunuz. Bu davanın hem siyasi hem ekonomik hedefleri var. Türk ekonomisine zarar vermek suretiyle acaba iş yapabilir miyiz hesabının içinde olabilirler. Bu dava, Türk Amerikan ilişkilerine büyük bir zarar vermiştir. Biz bu işin TürkAmerikan ilişkilerine zarar vermeden sonuçlandırılmasının iki ülkenin çıkarına olduğunu düşünüyoruz” dedi. Kalın: Skandal karar Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise Saray’da düzenlediği basın toplantısında, “Bu, skandal bir davanın skandal bir kararıdır. Baştan beri zaten bu davanın, Türkiye’nin iç işlerine müdahale, Türkiye’nin iç siyasetini karıştırmaya dönük bir kumpas olduğu çok açık ve netti. ABD yönetiminin, FETÖ’nün ABD sistemini, Amerikan hukuk sistemini kurduğu birtakım bağlantılar üzerinden kendi lehine istismar etmesine daha ne kadar müsaade edeceğini açıkçası biz de merak ediyoruz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle