18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 29 Ocak 2018 4 hedeAfytdaıhntlaarsyınindeaKUTSUİYPDALESAVEŞATTMİINREMA AKP’nin il kongrelerinde konuşan Erdoğan, barış çağrısı yapan akademisyen, yazar ve sanatçıları, ‘riyakâr ve sahtekâr’ diye niteleyerek hedef gösterdi SEYFETTİN METE / MEHMET MENEKŞE AKP’nin il kongresine katılmak üzere dün Çorum’a giden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Afrin operasyonuyla ilgili, “Bizim sınırlarımızı taciz edenler, bunun bedelini ağır ödeyecekler. O televizyonlarda gördünüz değil mi? Gabar’da, Tendürek’te ne olduk? F16 olduk, tank olduk, top olduk bitirdik. F16’larımız onların inlerine nasıl giriyor? Nasıl bombaları oraya bırakıyor gördünüz” dedi. Erdoğan, Afrin operasyonuna karşı barış çağrısı yapan yazar, akademisyen ve sanatçılara yönelik ise “Madem barışseversiniz niçin bölücü örgüt mensupları ailelerinin gözü önünde polislerimizi, askerlerimizi şehit ederken üç maymunu oynadınız hainler? Siz bizimle neyin pazarlığını yapıyorsunuz? Profesör olsan ne yazar, doçent olsan ne yazar, sanatçı olsan ne yazar. Siz sözde sanatçısınız. Niçin bugüne kadar bir kez olsun bölücü örgütün evlerinden kovduğu milyonlarca Suriyeli için bir araya gelip herhangi bir açıklama yapmadınız? Bunların yaptığı riyakârlıktır, sahtekârlıktır” diye konuştu. Çorum’daki il kongresinin ardın AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin il kongrelerine katıldı. dan Amasya’ya geçen Erdoğan, Avrupa Parlamentosu’nu (AP) eleştirerek, “AP’de bazı kendini bilmezler benim askerime işgal kuvveti diyor. Siz ceddinize bir bakın. Afrika’da neler yaptınız, neler yediniz bir bakın. Sizin tarihiniz işgallerle dolu, sömürgelerle dolu. Bunlara işgalci kimdir, konuksever kimdir, onu biz öğreteceğiz. Afrin’e niye giriyoruz? Biz Afrin’de toprak meraklısı değiliz. Suriye’nin topraklarında bizim gözümüz yok. Ama 2.5 milyon Suriyeli bizim topraklarımızda misafir. Onları evlerine göndermenin çalışmalarını yapıyoruz” dedi. l ÇORUM/AMASYA ‘TERÖR’E BAĞLAMA ÇABASI İçişleri Bakanlığı TTB’ye dava açtı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın defalarca hedef göstermesiyle birlikte İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “cibiliyetsizler” diyerek soruşturma sinyali verdiği Türk Tabipleri Birliği (TTB) için İçişleri Bakanlığı harekete geçti. TTB’nin Afrin harekâtına yönelik açıklamalarının ardından Bakanlık, TTB’nin merkez konseyi üyelerinin görevlerine son verilmesi amacıyla Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açtıklarını duyurdu. İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada; TTB’nin görevlerini kötüye kullanıldığı öne sürülerek “Terör örgütünün faaliyetlerini meşru gösteren, halkı kin ve düşmanlığa sevk eden bir açıklama yapmışlardır. Bu açıklamanın hukuk tarafından korunacak bir yönünün olmadığı açıktır. Bu açıklama sadece milletimizin değil, şüphelilerin temsil ettiği meslektaşlarının da tepkisine neden olmuştur” denildi. Soylu yaptığı açıklamada; “Bu işin peşini bırakmayacağımızı bilmelerini istiyoruz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet BAKAN SÜLEYMAN SOYLU: Suriye’de mülki amirlerimiz var İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Afrin harekâtı için “Kimsenin toprağında gözümüz yoktur” dedi ama Fırat Kalkanı Harekâtı’nı anımsatarak, “Azez’de, Cerablus’ta, Mare’de bugün kaymakamımız var, emniyet müdürümüz var, bugün jandarma komutanımız var” ifadelerini kullanması dikkat çekti. AKP Denizli Merkezefendi İlçe Başkanlığı Kongresi’ne katılan Soylu, “Suriye’de 2 bin kilometrelik sınırda huzur oluşturduk. Cerablus’ta, Marel’de, Azez’de, ElBab’da oluşturduğumuz huzur ile biz büyük bir milletiz” ifadelerini kullandı. AB RAPORTÖRÜ PİRİ’YE TEPKİ Çelik: Ciddiye almayacağız AP Türkiye Raportörü Kati Piri’nin, Ahval internet sitesine yaptığı açıklamada Türkiye’nin Afrin Harekâtı’nı eleştirerek Avrupa’nın Kürt gruplarla ilgili bir tehdit görmediğini, AB için öncelikli tehdidin IŞİD olduğunu dile getirmesine AB Bakanı Ömer Çelik’ten sert tepki geldi. Çelik, “Kati Piri ‘PKK ve benzerleri bizim için tehdit değil, bizim için DEAŞ tehdit’ diyor. Kafalarındaki çarpıklığı bu derece açık ifade etmeleri iyi olmuş. Türkiye raportörü olarak söylediklerinin hiçbirini ciddiye almayacağız” açıklamasında bulundu. l Haber Merkezi ‘EL KAİDE BAĞLANTISI YOK’ AKP’den ÖSO için savunma dosyası ÖSO için yapılan “El Kaide’nin devamı olduğu” eleştirileri üzerine AKP Tanıtım ve Medya Başkanlığı bilgi dosyası hazırladı. Zeytin Dalı Harekâtı’nda TSK ile birlikte hareket eden ÖSO’nun El Kaide ile bağlantısı olduğuna dair iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirtilen dosyada “ÖSO ile sonraları Nusra’ya dönüşen Suriye’deki El Kaide unsuru arasında şiddetli çatışmalar yaşanmış ve bu iki yapı zıt kutuplarda konumlanmıştır” dendi. l ANKARA/Cumhuriyet TBMM’de gündem Afrin ve KHK’ler TBMM’deki bir haftalık ara yarın sona eriyor. Meclis’in bu haftaki en önemli gündemi TSK’nin 20 Ocak Cumartesi günü başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı olacak. Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, harekâtın başlamasından 11 gün sonra yarın harekât hakkında genel kurulda milletvekillerini bilgilendirecek. AKP, CHP, HDP ile MHP grupları arasında uzlaşma olması halinde KHK’lerin de görüşülmesi bekleniyor. l ANKARA / Cumhuriyet ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş da kongrede bir konuşma yaptı. ÖDP İL KONGRESİ YAPILDI: Byairrsaotml saekçegnöereğvi imiz Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) İstanbul İl Örgütü “Haramilerin saltanatını yıkalım. Kentimize, emeğimize, yaşamımıza, geleceğimize sahip çıkalım. Bir yol açalım” sloganıyla 9. Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. Şişli Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde dün yapılan kongreye katılım yoğun oldu. ÖDP İstanbul İl Başkanı Deniz Demirdöğen, Birgün gazetesine yaptığı açıklamada, kongre sürecini şöyle anlattı: “İktidarın tüm bu pespayeliğine karşı, tüm bu çürümüşlüğüne karşı bir sol seçeneğin yaratılması en önemli görevdir. Kongre çağrımızda dediğimiz gibi eşitliğe ve özgürlüğe bir yol açma lıyız. Türkiye’yi senelerce sağ zihniyet yönetti ve geldiğimiz durum ortada. İstanbul’a yönelik tüm yağma ve talan politikaları AKP iktidarı döneminde zirve yaptı. Kentin yeşil alanları, kamusal alanları ranta açıldı. Kentin tüm tarihi dokusu, kültürel dokusu yok edildi. Bu saldırıya karşı, doğanın ve yaşam alanlarının talanına, kamusal alanların tasfiyesine karşı İstanbul halkı ile birlikte bu gidişe bir dur demeliyiz. Sürmekte olan ve sürecek olan bu kentsel/rantsal dönüşüm saldırılarına karşı; halktan yana, kamudan yana bir dönüşümü savunan, yaşanılabilir bir kent mücadelesi yürüteceğiz. ÖDP olarak bir arada yaşamı savunacağımız, kamusal değerleri savunacağımız, emekten yana, doğa ile uyumlu bir sol seçeneği yaratmak en önemli görevimizdir.” l İSTANBUL/Cumhuriyet ‘Kaç tane ABD var?’ Bozdağ, ABD’den farklı açıklamalar geldiğine dikkat çekti, ‘ABD askeri ile karşı karşıya gelme riski’yle ilgili soruya ‘PKK kıyafeti giyerlerse hedef olurlar’ dedi Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Afrin’de Türk ve ladı. ABD’nin YPG’ye silah verilmeyeceği yönündeki açık ABD askerlerinin karşı karşıya lamalarını anımsatan Bozdağ, gelme riskine ilişkin soruya, “Trump bir açıklama yapıyor, “Bizden daha çok ABD’nin dik Pentagon, Dışişleri ayrı bir kat etmesi lazım. Bizimle kar açıklama yapıyor. Karşımız şı karşıya gelmemek için. Eğer da birden çok ABD varmış gi ABD askerleri PKK’nin giydiği bi bir pozisyon ortaya çıkıyor. kıyafetleri giyer onlarla bera Kaç ABD var? Söylenen başka, ber Türk askerine karşı müca yapılan başka” dedi. dele içine girerse o zaman han Bekir Bozdağ Türkiye ile ABD askerinin gisi ABD’li hangisi PKK’li ayrımı yapıl karşı karşıya gelme riski ile ilgili so masını kimse bizden beklememelidir. ruya Bozdağ’ın, “Türkiye, ABD ile kar Böyle bir durumda tartışmasız hedef şı karşıya gelmek istemez. Eminim ki olurlar” yanıtını verdi. ABD de Türkiye ile karşı karşıya gel Bozdağ, Kanal 7’nin sorularını yanıt mek istemez. Biz Türkiye olarak ABD ile karşı karşıya gelmemek için elimizden gelenin bir fazlasını yapıyoruz. Bizden daha çok ABD’nin dikkat etmesi lazım. Arazideki adamlarına ‘Türk askeri ile karşı karşıya gelmemek için dikkat edin, silahları vermeyin, verilen silahları toplayın, eğitim, donatım, yönetim yapmayın, araziden çekilin’ demesi lazım. Eğer ABD askerleri PKK kıyafetleri giyer onlarla Türk askerine karşı mücadele içine girerse o zaman hangisi ABD’li hangisi PKK’li ayrımı yapılmasını kimse bizden beklememelidir. Böyle bir durumda tartışmasız hedef olurlar” demesi dikkat çekti. l ANKARA / Cumhuriyet AYM’den Kuzu’yu üzecek karar ALİCAN ULUDAĞ Anayasa Mahkemesi, twitter’de anonim bir hesaptan kendisine hakaret eden kişinin bulunmaması ve dosyanın ‘Zamanaşımı Bürosu’na gönderilmesi üzerine, hak ihlali şikâyeti yapan AKP İstanbul Milletvekili anayasa profesörü Burhan Kuzu’nun başvurusunu kabul edilemez buldu. Kararda, Kuzu’nun başvurusunun, “anayasa da korunan temel hak ve özgürlükler bağlamında ciddi endişeler doğuracak nitelikte geniş kapsamlı etkiler uyandırmayan ya da toplumsal menfaati doğrudan etkilemeyen bir şikâyet” olduğu belirtilerek, adli makamların suç failinin belirlenmesine yönelik çalışmalarından sonuç alınamamasının başvurucunun şeref ve itibarının korunmasını isteme hakkına yönelik bir ihlal oluşturmadığı vurgulandı. l ANKARA Kardak’ta gerginlik Kardak krizinin 22. yılında, kayalıklarda yine gerginlik yaşandı. Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos, TSK’den yapılan açıklamaya göre, dün saat 11.30 sularında, Yunan Deniz Kuvvetleri’ne ait Nikiforos karakol gemisi ve LS70 numaralı sahil güvenlik botuyla Kardak adalarına girme girişiminde bulundu. Yapılan açıklamada, “Girişim Türk Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik Komutanlığı unsurlarınca önlenmiştir” ifadeleri kullanıldı. l ANKARA / Cumhuriyet haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Annem savaş isterdi... Evet, annem savaş isterdi. 2. Dünya Savaşı bitmişti. Amerika ile Sovyetler Birliği arasındaki görüşmeler uzuyordu. Annemin sabrı yavaş yavaş azalıyordu. Sovyetler’e çok kızıyordu. Çünkü bizim gazeteler Sovyetler’in inat ettiğini yazıyorlardı. Sonunda annem tavrını koydu: Bu Ruslar çok oluyordu. Amerikalılar versindi bombayı, versindi bombayı, Rusların aklı başına gelsin, bitsin gitsindi. Ben çocuktum ama bu kestirme sonuca aklım yatmıyordu. “Ama anne...” diyecek oluyordum ama annem kestirip atmıştı. Sonraları Amerikan başkanları Reagan ile Bush’un da böyle düşündüğünü öğrenecektim de o tarihlerde onlar yoktu. Annemin nasıl bir stratejist olduğunu anlayamadan büyüdük. Ben tuttum, barışı savundum. Annem artık hayatta değildi. Barışçı oldum, günümü gördüm. Başıma gelmeyen kalmadı. Hapse girdim, işimden oldum, kuşkulu kişi sayıldım. Epey ceremesini çektik yani. Ali bilir bu hikâyeyi (Sirmen), Gencay bilir, Ergun bilir. Barışçılar bilir bu hikâyenin başını sonunu. Ama şimdi benim “Savaşçı” olduğumu bilmezler. Geçenlerde düşündüm. Barış insanlara yaramıyor. Barışçılık, pısırıklık, korkaklık, ürkeklik falan sayılıyor. Şöyle aslan gibi ortalara çıkıp gerine gerine, meydan okumanın keyfi hiçbir şeyde yok. İyi. Hoşuma gitti. Savaşçı olmak, şöyle erkek gibi gerinmek, yakışıyor insana. Savaşçı oldum artık. Silahlanmadan yanayım. Toptu, tüfekti, tabancaydı, bıçaktı, baltaydı, hepsine varım. Üstüme geleni vururum. Yan bakanı keserim. Ezer geçerim. Televizyondan da öyle duyuyorum. Devlet büyükleri öyle söylüyor. Halkın da pek hoşuna gidiyor. Ben neden aykırı olayım? Pısırık mıyım? Hayır, değilim. Korkak mıyım? Sayılmaz. Ürküyor muyum? Neden ürkeyim, tepeden tırnağa silahlıyım. Ezer geçerim. Böyle iyiymiş meğer. Annem haklıymış. Hayatta olsaydı, benimle gururlanırdı. Belki, git askere yazıl, cepheye git falan da derdi. Hoş, cepheye gitme yaşımız geçti, ama gönüllülük var. HHH Ama olmuyor işte. Savaşçı ilkel dürtüsel yanım duralıyor. “Apocalips Now” filminin jeneriğindeki söz aklıma geliyor: “Savaşta ilk kaybedilen masumiyettir.” Coppola söylemiş bu sözü. İlk kaybedilen masumiyettir. Sonra da her şey kaybediliyor. Hayatlar kaybediliyor. Gençlik kaybediliyor. Kadınlar kaybediliyor. Çocuklar kaybediliyor. Güneş gene doğuyor. Ağaç gene yaprak açıyor. Ama artık bunları görecek gözler başka şeylere bakıyor. Karşıda düşmanlar var, vurulacak. Yanımda arkadaşım var, belki düşecek. Yarının ne olacağını bilemiyorum. Savaşla ilgili yazılanlar aklıma geliyor. “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok”. Erich Maria Remarque yazmıştı. Askerin vurulup öldüğü günün resmi bülteni öyle diyordu. Norman Mailer’in yazdığı: Çıplak ve Ölü. Aklımda kalıyor, çıplak ve ölü. Birinci Dünya Savaşı’nın milyonlarca ölüsü, sakatı, yersiz yurtsuzu. İkinci Dünya Savaşı’nın milyonlarca ölüsü, sakatı, göçmeni. Hitler’in “yıldırım savaşı”. Blitzkrieg. Ünlü Panzer tümenleri. Ve trajik sonu. Yıkılmış Berlin’deki sığınağında intihar edişi. Savaşın galibi yoktur. Savaşın kazananı yoktur. İçimdeki dürtüsel vahşi geri çekiliyor. Güçlü aklım beni uyarıyor: “En kötü barış, en iyi savaştan daha iyidir”. Winston Churchill söylemiş diye biliyorum. Atatürk daha iyisini söylemiş; “Haksız savaş cinayettir”. Haklı savaş, vatan savunmasıdır. Kurtuluş Savaşımız kutsal savaştır. Ama Barış. Barış her zaman daha kutsal. Birbirine uzanan eller. Birbirine gülen yüzler. Dostluk. Birlikte yaşamak. İnsan hayatına saygı. Evet, sevgili anneciğim. Gene barışçıyım. Beni anlayacağını biliyorum. Ellerini sevgiyle öpüyorum... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle