18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 23 Ocak 2018 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY AFRİN TEDİRGİNLİĞİ ekonomi 9 Türkiye’nin Afrin operasyonunun başlamasının ardından kur yükseldi. Devam eden jeopolitik risklerin etkisiyle piyasaların olumsuz etkileneceği vurgulanıyor Türkiye’nin Afrin’e gerçekleştirdiği askeri operasyona ve ABD federal hükümetinin 20 Ocak’ta resmen kapanmasına dolar/TL’nin ilk tepkisi sınırlı yükseliş oldu. Cuma günü Türkiye piyasalarının kapanış saatinde 3.80 seviyesinde hareket eden dolar/TL, Asya piyasalarının açılmasıyla oluşan ilk fiyatlarda 3.8288 seviyesinde hareket etti. Dolar/TL ilerleyen saatlerde uluslararası piyasalarda en yüksek 3.8509 seviyesini görerek son 1 ayın zirvesine ulaştıktan sonra 3.81 seviyesinde dengelendi. Avro /TL dün 4.67 seviyelerinde işlem gördü. Avro/dolar paritesi ise 1.22 seviyelerine tırmandı. Dün dolar günü 3.79 TL’den, Avro 4.64 TL’den bitirirken ve BIST 100 endeksi yüzde 1.81 yükselişle 117.235 puandan tamamladı. TL için kötü QNB Finansbank notunda, Afrin operasyonunun uzun bir zaman alabileceği ve külfetli olabileceği belirtilerek, “Her ne kadar ABD’nin tepkisi şu ana kadar temkinli olsa da operasyonun Menbiç’e genişlemesi halinde iki ülke arasında gerilim ortaya çıkabilir. Afrin’in aksine Menbiç’in doğrudan ABD ile bağlantısı bulunuyor. Her ne kadar operasyon önceden haber verilmiş olsa da haber akışı önümüzdeki dönemde yatırımcılar için endişe kaynağı olabilir ve TL’nin benzer varlıklara göre daha kötü per formans göstermesine neden olabilir” denildi. Jeopolitik risklerin ar tış göstermesi ve ABD ile ilişkilerin gerilmesi nedeniyle piyasalarda biraz tansi yonun yükselebileceğini vurgulayan Kapital FX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan, “Bu operasyon süreci boyunca yüksek ihtimalle TL varlıkların benzer gelişmekte olan ülkelere oranla negatif ayrışacak. Dolar/TL kurunun 3.85’e doğru hareketlendiğini görebiliriz. Ama, dolar endeksinin küresel bazda zayıf olması TL için şans” dedi. Süre önemli İş Yatırım Araştırma Direktörü Serhat Gürleyen, jeopolitik risklerden ziyade yurt dışı piyasa koşullarının Türk piyasaları için daha büyük risk teşkil ettiğini belirtti. Gürleyen, “Eğer Afrin operasyonu çok uzun sürmez ve ABD ile Rusya’yı karşımıza almazsak etkisi uzun sürmez” diye konuştu. Denizbank Yatırım Grubu Stratejisti Orkun Gödek, dunya.com’a yaptığı değerlendirmede, “Operasyonun başlaması bilinmezin ortadan kalkması açısından kısmen olumlu, ancak süresi, kapsamı gibi tartışmalar bir süre daha baskının aralıklarla devam etmesine neden olabilir” dedi. Piyasalarda birkaç gün endişeli izleyiş görülebileceğini belirten İntegral Menkul Değerler Araştırma Müdürü Tuncay Turşucu ise “Borsada ve kurda bir miktar baskı hissedebiliriz” dedi. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin çok güçlü bir bütçesi ve mali alanı bulunduğunu hatırlatarak operasyonun ekonomiye etkisinin çok sınırlı bir olacağını savundu. l Ekonomi Servisi KGF’de 55 milyar kefalet Kredi Garanti Fonu (KGF) ile Hazine arasında dün imzalanan protokolle 55 milyar TL’lik kefaletin oluşturacağı kredi kullanıma açıldı. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek bu kefaletin 25 milyar TL’sinin imalat sanayii, 15 milyar TL’sinin de ihracatçılara kullandırılacağını söyledi. KGF şu anda kendine tanınan 250 milyar TL’lik kefalet limitinin yaklaşık 200 milyar TL’lik kısmını kullanmış durumda. Kalan tutar ise bugüne kadar kullandırılmamıştı. KGF’nin önümüzdeki dönemde kurumsallaştırılarak bir mali hedef gibi yoluna devam edebileceğini ve ilgili birimlerin değerlendirme yapacağını belirten Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı Cemil Ertem, “GSYH’nin belli oranında, bankacılık sisteminin olağan kredi genişlemesine kaç puan katkı yapacağını hesaplayarak, bir model oluşturarak devam edebiliriz” dedi. l Ekonomi Servisi Türkiye kredi lideri oldu Türkiye Bankalar Birliği’nin S&P Global Market Intelligence 2016 verilerini baz alarak yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de tahsili gecikmiş alacak ve takibe düşmüş kredilerin toplam kredilere oranı, gelişmekte olan ülke ortalamasının altında kaldı. Türkiye bankacılık sektörünün özkaynak karlılığı ile kamu borçlanma kağıdı getirileri arasındaki farkın gelişmekte olan ülkelerden düşük, gelişmiş ülke ortalamasına yakın olduğunu ortaya koyan araştırmada, net ücret komisyon gelirlerinin de faaliyet giderlerine oranının gelişmekte olan ülke ortalamalarının altında olduğu ortaya kondu. Türkiye’nin kişi başı kredi ve mevduatta Malezya’nın ardından en yüksek gelişmekte olan ülke olduğu belirtilerek en yüksek kredi/mevduat oranına sahip ülkenin Türkiye olduğu aktarıldı. Limana altı misli talep Trabzon Limanı’nda halka arz edilen 6.3 milyon TL nominal payın tamamı satıldı, halka arz büyüklüğü 97.7 milyon TL oldu. Albayrak Grubu’nun 2033 sonuna kadar işletme hakkına sahip olduğu Trabzon Limanı’nın halka arzı tamamlandı. 15.50 TL birim fiyatla halka arz edilen toplam 97.7 milyon TL değerindeki paya karşılık, 614 milyon TL, halka arzın 6.3 misli talep toplandı. Payların tamamının yurtiçi yatırımcılara satıldığı arzda, yüksek talep nedeniyle yurtiçi bireysel yatırımcıların taleplerinin yaklaşık yüzde 18’i karşılanabildi. l Ekonomi Servisi pMailtylaamrdaesrı 10 MİLYON DOLARLIK ÖNLEMDünya Ekonomik Forumu’nun düzenlediği Davos Zirvesi, bugün İsviçre’nin Davos kasabasında başlayacak. Küresel ekonomi, güvenlik ve çevre gibi konularda ortak çıkarlar doğrultusunda uluslararası iş birliğinin ele alınacağı 48’inci Dünya Ekonomik Forumu, 70’e yakın ülkenin devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla toplanacak. 2326 Ocak’ta gerçekleştirilecek Davos Zirvesi, 100’den fazla ülkeden de 3 bine yakın iş insanı, siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisine ev sahipliği yapacak. Zirve için alınan yoğun güvenlik önlemlerinin yaklaşık 10 milyon dolara mal olduğu açıklandı. ‘Parçalanan Dünyada Ortak Gelecek Oluşturmak’ ana temasıyla düzenlenecek zirvede, 400’ün üzerinde oturum gerçekleştirilecek. Dünyanın en varlıklı yüzde 1’lik kesimi geçen yıl yaratılan küresel servetin yüzde 82’sine sahip oldu. Nüfusun yarısını oluş turan 3.7 milyar kişi ise bu pastadan hiçbir pay alamadı Davos’ta bugün başlayacak Dünya Ekonomik Forumu öncesinde ‘Çalışmayı ödüllendir, zenginliği değil’ adlı raporunu açıklayan İngiliz yardım kuruluşu Oxfam, dünyanın en varlıklı yüzde 1’lik kesiminin geçen yıl yaratılan küresel servetin yüzde 82’sine sahip olduğuna dikkat çekti. Rapora göre nüfusun en yoksul yüzde 50’sini oluşturan 3.7 milyar kişi ise bu pastadan hiçbir pay alamıyor. Rapora göre, 2010’dan bu yana milyarderlerin serveti sıra dan çalışanlara göre altı kez daha hızlı büyürken Mart 2016 ile Mart 2017 arasında her iki günde bir yeni bir milyarder ortaya çıktı ve milyarderlerin sayısı rekor bir seviye olan 2043’e ulaştı. Çoğu erkek Davos’taki zirveye katılacak olan Oxfam’ın direktörü Winnie Byanyima “Milyarder patlaması gelişen bir ekonominin işareti değil, başarısız olan ekonomik sistemin belirtisidir” dedi. Raporda kadınların erkeklerden daha az para kazandığı ve en düşük ücretli işlerde çalıştığı belirtilirken, 10 milyarderden 9’unun erkek olduğu açıklandı. Rapora göre, dünyanın en büyük beş moda markasının genel müdürlerinin maaşlarının sadece dört günlük toplamının Bangladeş’teki tekstil işçilerinin bir hayat boyu kazandığından daha fazla olduğu açıklandı. Byanyima “Kıyafetlerimizi yapan, telefonlarımızı monte eden ve yiyeceklerimizi yetiştiren insanlar, istikrarlı bir şekilde ucuz mal tedarikini sağlamak için istismar ediliyor ve şirketlerin ve milyarder yatırımcıların kârlarını arttırıyorlar” dedi. Oxfam artan eşitsizlikle mücadele için hükümetleri hissedar ve genel müdür seviyesindeki çalışanların gelirlerini sınırlamaya, eşit işe eşit ücret vermeye, vergi kaçıranlara darbe indirmeye ve sağlık ve eğitime daha fazla bütçe ayırmaya çağırdı. l Ekonomi Servisi Şirketler bu yıl da çalışandan kısacak Kurumlar her dönemde tasarrufu emekçiden yapıyor. Türkiye İnsan Yönetimi Derneği’nin (PERYÖN) düzenlediği ve Korn Ferry Hay Group Türkiye’nin sonuçlarını yorumladığı 2018 Ücret Artışı Araştırması’na göre, 2017’de yüzde 11.2 olarak gerçekleşen zam oranı bu yıl düşecek. Öyle ki kurumlar ücret artış bütçelerini yüzde 8 ila 9 arasında belirlemiş durumda. Pozisyonlara göre bakıldığı zaman ise 2018’de genel müdürler için öngörülen ücret ortalama artış oranı yüzde 8.7. Bu oran müdür ve şeflerde yüzde 8.8, uzman, memur ve asistan seviyesinde yüzde 8.9, mavi yaka çalışanlar içinse yüzde 8.5 olarak gerçekleşiyor. Katılımcı kurumların yüzde 45’i çalışanlarına sunduğu ikramiye ve prim konusunda bir değişikliğe gitmeyecek. Yan haklar konusunda ise 2018’de kurumlar kemer sıkıyor. 2016 ve 2017’de ankete katılan şirketlerin yarıdan fazlası çalışanlarına yan hak olarak şirket aracı sunarken, 2018 yılında kurumlarca en fazla tercih edilen yan hak yüzde 75 ile sağlık sigortası oluyor. l Ekonomi Servisi Tekstilciden hükümete çağrı: Birlikte çalışalım Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) 21. Olağan Genel Kurulu sonrası Yönetim Kurulu Başkanı seçilen Hadi Karasu, görevi devraldıktan sonra Türk hazır giyiminin hak ettiği noktaya gelmesi için gerekenleri öncelik sırasına koyarak hükümete çağrıda bulundu. TGSD Başkanı Karasu “AB’nin ithalat yaptığı ülkeler arasındaki yerimiz ikincilikten üçüncülüğe geriledi. Türk siyasi otoritesini, Türk hazır giyim üreticisini yönlendirecek, markalaştıracak ve destekleyecek yeni projeler için birlikte çalışmaya davet ediyoruz. AB gözün de Pakistan ve Bangladeş’le denklik Türkiye için büyük tehdittir” dedi. Karasu, “Türk hazır giyim sektörümüzün doğru stratejilerle, yeni teknolojileri kullanarak, katma değeri daha yüksek markalı ve teknik ürün ihracatını büyütebilmesi için yol gösterici ve yol açıcı olacağız” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Hadi Karasu Uğur Mumcu’nun geçmişten geleceğe ayna ‘Gözlem’leri... Türkiye’yi Afrin harekâtına sürükleyen gelişmelerin çok sıcak bir noktasında, harekâtın 3. gününün gelişmeleri ülke dünya çapındaki tartışmaların içinde, Uğur Mumcu’nun 24 Ocak 1993 yılında katledilişinin yıldönümünde anma etkinliklerinde, bir kez daha canlanma, özlem, özdeşleşme ateşi korlandı... “Gözlem” köşesinde Kurtuluş Savaşı, Atatürk devrimciliğine, Cumhuriyet devrimlerine ödünsüz bağlılığının hep altını çizerek araştırmacı gazeteciliğin simgesi, duayenliğine yükselmişti. Ülkemiz ve dünya çapında soluksuz katıldığı söyleşilerdeki üst düzey hukuk bilgisi ile, zekâsı, mizah yeteneği, araştırmacı gazeteciliğin verilerini buluşturmuş, geçmişten günümüze emperyal çıkarlar adına oynanan kirli oyunlara karşı, kalemiyle olduğu kadar, Nadir Nadi’nin deyimi ile “konuşan gazeteciler”den en önde gelenlerinden olarak ödün vermeden savaşımıyla yüz binler, milyonlara ulaşmıştı... Emperyal çıkarlar adına ülkemize, Ortadoğu’ya, dünyanın her köşesindeki halklara yönelik kirli oyunlarda, dinsel inançların en çok da bize yansıyan boyutları ile radikal siyasal İslamcı, terör örgütlenmelerinin, ırkçılık akımlarının kirli, kipkirli işbirlikçilik tuzaklarını belgeleri ile kanıtlayabilmek öyle kolay kolay kotarılabilecek bir iş değildi. Bugünün medyatik sunumlarla parlatılmış araştırmacı gazetecilerinin yakınındanı unutun uzaktan yaklaşabilecekleri bir iş hiç değil.. “Gözlem”li yıllarda yaşadıklarımızı, kimselerin yadsıyamayacakları belgeler, kanıtlarla ortaya koyan tezlerinin yanında, tarihe ışık tutanlarını, bugün yaşadıklarımızı açıklayanlarını, yarınlarımıza ışık tutanlarını şöyle bir anımsamaya çalışalım... Elbette kâhin değildi. İnandığı, doğru bildiği değerleri savunmada, yüreğini, hukuk bilgisini, zekâsını, yazımsöylemdil yeteneğini, mizah duygusunu katarak, en önemlisi de çok çalışarak, bağımsız gazetecilikten ödün vermeden dünyanın her yerinden, medyadan, mahkemelerden, siyasi, demokratik örgütlenmelerden ... alınan kararları toplayarak, ilişkileri örgüt, kişi isimleriyle buluşturarak gerçeklere ulaşmaya çabalar, sonuçlarını okurla, öğrenmek isteyen kamuoylarıyla paylaşırdı... HHH Yıllar sonra tetikçilerinin yakalanmış olması, acımasız katledilişindeki kirli içdış odaklı çıkar ağlarının rolünü açıklamaktan çok uzakta. Günümüz gelişmeleri içinde çok çıplak anlatmış olduğu Ortadoğu, ülkemize yönelik emperyal kirli çıkar tuzaklarına çıplak ayna tutmuş yüzlerce saptamayı yeni kuşaklar bilemeseler de, çağın teknolojik olanakları içinde meraklandıkları her konuya ilişkin kanıtlı, belgeli yol göstericiliğinden yararlanabilir, ulaşmak istedikleri gerçekliklere ilişkin dersler çıkarabilirler. Ülkemizde, Ortadoğu’da oynanan kirli çıkar oyunlarının tuzaklarında kendileri için çıkış yolları aramış olanların, savunduğu değerleriyle birlikte savaşımını küçümseyenlerin, bugün, Uğur Mumcu’yu saygıyla anmak gereğini duymalarına “kaderin cilvesi” denilebilir. Anlamlı olanı gerçekten özel bir kimlik, araştırmacı gazeteciliğin çok başarılı bir örneği olan Uğur Mumcu kimliği, ortaya koyduğu gerçeklerden duyulan korku ile, çok acımasız bir ortak kirli çıkar ağları projesi içinde, en vahşi örnekleme ile katledilmesi ile bu toplumda yaratılmak istenen moral değerler yıkımını sorgulayabilmektir.. Bir yazılarındaki çok çarpıcı gerçeklik saptamalarına, bir söyleşilerdeki kitlelere ulaşabilme, etkileyebilme gücüne, bir de nerede ise nasıl vurulacağını öngörmüş olarak, korkmadan yolunda yürürken arabasının kontak anahtarını çevirmeden, ailesini bombadan kurtarma çabasıyla evin kapısından çıkarmama iradesine ... takılmış olarak... İlk yıllarda yüz binlerin katıldıkları meydan mitingleri de içinde, ülkenin, dünyanın her yerinde yapılan etkinliklerdeki sorgulamayı unutmamamız gerektiğine inanıyorum... Yüz binler Ankara’nın ayazında nerede ise örgütlenmesiz cenaze töreninde hangi duygularla buluşmuştuk? Bizim adımıza bizim için de anlamlı gerçeklikler üzerinden bir biçimde tek başına savaşım veren bir araştırmacı gazeteciyi, egoist bir yaklaşımla yitirmenin korkusu, kaygısı, paniği, isyanı öne çıkmış olabilir mi? İnsandan yana gerçeklerin ortaya çıkarılmasında medya gücünün, en azından silahlı güç kadar etkin olduğu bir çağda, gereken derslerin çıkarılabilmesi yolunda neler yapabiliriz? IMF’den büyüme revizyonu Uluslararası Para Fonu (IMF), 2018 ve 2019’a yönelik küresel büyüme beklentilerini, gelişmiş ekonomilerdeki ivmelenmeye paralel yüzde 3.7’den yüzde 3.9’a yükseltti. IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu, ivmelenen büyüme, Avrupa ve Asya ülkelerindeki pozitif sürprizler ile ABD’deki yeni vergi düzenlemesini yansıttı. IMF, gelişmiş ülkelere yönelik büyüme tahminlerini bu yıl için yüzde 2’den yüzde 2.3’e ve gelecek yıl için yüzde 1.8’den yüzde 2.2’e çıkardı. Rapora göre, IMF’nin yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ekonomilere yönelik bu yılki büyüme beklentisi yüzde 4.9 ve 2019’a yönelik büyüme tahmini de yüzde 5’te sabit bırakıldı. IMF, Çin’in 2018 ve 2019 büyüme beklentilerini 0.1 puanlık sınırlı artışla sırasıyla yüzde 6.6 ve yüzde 6.4’e yükseltti. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle