23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 23 Ocak 2018 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 13 Eski HSYK Üyesi ‘ByLock’u eski Hizan şehitlerine vedaYargıtay üyesi yükledi’ Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nce, Yargıtay Genel Kurul Salonu’nda görülen duruşmada, FETÖ üyeliğinden tutuklu iken itirafçı olarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan eski HSYK Üyesi Kerim Tosun, hâkim karşısına çıktı. Savunma için söz verilen sanık Tosun, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenim gördüğü dönemde 3. sınıfta, sonradan HSYK Genel Sekreterliği de yapan Mehmet Kaya ile tanıştığını, onun davetiyle sohbet toplantılarına gittiğini, cemaati ilk bu dönemde duyduğunu söyledi. Tosun, bu toplantılara sonradan Yargıtay Genel Sekreterliği yapan Aydın Boşgelmez’in de katıldığını anlattı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanan, FETÖ soruşturması kapsamında itirafçı olmasının ardından tahliye edilen eski HSYK üyesi Tosun, telefonuna ByLock’u HSYK’den sorumlu eski Yargıtay üyesi Nazmi Dere’nin yüklediğini, her ay 500 ila 1000 TL arasında himmet verdiğini söyledi. l ANKARA / Cumhuriyet FETÖ şüphelisi yol kontrolünde yakalandı Osmaniye’nin Bahçe ilçesi Nohut köyü yakınlarında yol kontrolü yapan jandarma, durdurdukları otomobilde bulunan N.Ç. adlı kadının Gaziantep 4. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından FETÖ soruşturması kapsamında arandığını tespit etti. Gözaltına alınan N.Ç, sorgulanmak üzere Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerine teslim edildi. l DHA Çığ düşmesi sonucu şehit olan 5 asker düzenlenen törenlerle toprağa verildi Kızımız artık bize emanet... l BALIKESİR Jandarma Astsubay Üstçavuş Ferruh Kulaoğlu’nun (36) Türk bayrağına sarılı tabutu önce Dinkçiler Mahallesi’ndeki babasının evine, ardından Vicdaniye Mahallesi’ndeki annesinin evine götürülüp helallik alındı. Şehidin annesi Gülseren Katrancı oğlunun tabutuna sarılarak defalarca öperken şehidin eşi Bircan Kulaoğlu ve kardeşi Şengül Kulaoğlu ise tabuta sarılarak ağladı. Şehidin eşi Bircan Kulaoğlu, al bayraklı tabuta sarılarak “Kızımız artık bize emanet” dedi. ISLANMASIN DİYE MONTUNU ÖRTTÜ l ÇANKIRI Jandarma Uzman Çavuş Yüksel Kapdan için memleketi Çankırı’da tören düzenlendi. Tören sırasında sağanak etkili olurken, şehidin kardeşi Kürşat Kapdan, montunu çıkartarak ağabeyinin Türk bayrağına sarılı tabutunun üzerine örttü. Bunun üzerine şehidin bazı arkadaşlarının da montlarını çıkartarak tabuta örtmesi törene katılanların duygulu anlar yaşamasına neden oldu. ŞEHİT NİŞANLIYA SON VEDA l MERSİN Şehit Jandarma Uzman Çavuş Durmuş Tek’in (27) cenazesi ilk olarak Toroslar ilçesi Tozkoparan Mahallesi’ndeki evine götürülerek helallik alındı. Ardından Muğdat Camii’nde tören düzenlendi. Baba Salim ve anne Sabahat Tek, görevli askerlerce te Ferruh Kulaoğlu Hilmi Öz Durmuş Tek Yüksel Kapdan Ali Taştepe Ben seni garibanlık içinde büyüttüm oğlum l KONYA Jandarma Uzman Çavuş Ali Taştepe (22) için Konya’nın Ereğli ilçesinde tören düzenlendi. Şehidin babası Çakır, annesi Gülten ve kardeşleri Aslıhan ve Kazım Taştepe, tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Şehidin cenazesine yaklaşık 3 bin kişi katıldı. Şehit annesi Gülten Taştepe, oğlunun tabutuna sarılıp gözyaşları içinde ağıt yaktı. Anne Taştepe, “Ben seni garibanlık içinde pazarlarda, soğukta sebze ve meyve satarak büyüttüm” dedi. selli edilmeye çalışıldı. Ayşe Başbudak da nişanlısının tabutundan gözünü bir an ayırmadı. Şehidin cenazesi merkeze bağlı Musalı köyü mezarlığında toprağa verildi. AĞABEY BENİ BIRAKIP GİTME l DENİZLİ Jandarma Sağlıkçı Astsubay Çavuş Hilmi Öz için Denizli’nin Çivril ilçesi Ömerli Mahallesi’nde son yol culuğuna uğurlandı. Şehidin cenazesi dedesi Hilmi Öz’ün evine götürülerek helallik alındı. Yeni Cami’deki törende şehidin annesi Hatice Öz ile kardeşleri 17 yaşındaki Hatice ve 12 yaşındaki Muhammet Öz, şehidin tabutuna sarılarak gözyaşı döktü. Annesi şehit oğlunun resmini uzun süre öpüp kokladı. Şehit kardeşi Muhammet ağabeyinin resmini öpüp koklarken, şehidin kız kardeşi Hatice ise, “Ağabey seni çok seviyorum, bırakıp gitme” diye feryat etti. Muhammet ise, ağabeyinin fotoğrafına sarılarak uzun uzun ağladı. Şehidin babası Özer Öz, 12 yaşındaki oğlunu yanına alarak en ön safta durdu. Şehidin cenazesi gözyaşları içinde Çivril ilçesi Ömerli Mahallesi Mezarlığında toprağa verildi. Törene, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de katıldı. l Yurt Haberler ÇUKURCA Havanlı saldırı: 3 yaralı Hakkâri Çukurca’da bulunan Gezgintepe askeri üs bölgesine PKK’li teröristler tarafından, sınırın Irak tarafından havanlı saldırı yapıldı. Saldırıda 3 asker, şarapnel parçalarından hafif şekilde yaralandı. Yaralanan askerler helikopterle hastaneye getirildi. l DHA Ovacık’ın faili yakalandı Tunceli Ovacık’ta adliye lojmanları önünde 13 Haziran 2016’da terör örgütü PKK tarafından bombalı araçlı saldırıda, 2’si polis, 11 kişi yaralandı. Kaçan teröristin PKK’li Umut Deniz Şen olduğu tespit edildi. İstanbul’da olduğu belirlenen Şen, gözaltına alındı. l DHA Güvenlik bölgeleri Hakkâri Valiliği, kent merkezi ile Çukurca, Şemdinli ve Yüksekova ilçeleri arasında 31 bölgenin 24 Ocak 2018 günü saat 00.01’den 7 Şubat 2018 günü saat 23.59’a kadar “özel güvenlik bölgesi” ilan edildiğini duyurdu. l DHA OHAL’ler 12 Eylül’de olağanlaştı 1987 yılından 2002 yılına kadar toplamda 15 yıl boyunca sadece Doğu ve Güneydoğu illerinde uygulandı. Bölgesel nitelikli OHAL uygulamasının süresi 15 yıl boyunca tam 46 kez uzatıldı Türkiye’nin sıkıyönetim ve OHAL tarihi; nitelik ve nicelikleri bakımından farklı ve ortak özellikleri olsa da 1925 yılına kadar gidiyor. Şeyh Said isyanı üzerine Muş, Bingöl, Elazığ, Siirt, Diyarbakır, Mardin, Tunceli, Urfa, Bitlis, Van, Hakkâri, Malatya ve Erzurum illerinde Şubat 1925 ile Aralık 1927 tarihleri arasında sıkıyönetim ilan edildi. Menemen olayı üzerine Menemen’de, Manisa ve Balıkesir illerinde 1931 yılında Ocak ayından Mart ayına kadar sıkıyönetim hâkimdi. İkinci Dünya Savaşı sırasında Ekim 1940 ile Aralık 1947 tarihleri arasında İstanbul, Kırklareli, Edirne, Tekirdağ, Çanakkale ve Kocaeli’de sıkıyönetim vardı. 67 olaylarının ardından İstanbul, Ankara ve İzmir’de Eylül 1955Haziran 1956 tarihleri arasında yine sıkıyönetim ilan edildi. 1960 yılındaki öğrenci olayları nedeniyle İstanbul ve Ankara’da Nisan 1960Aralık 1961 tarihlerine sıkıyönetim damgasını vurdu. 20 Mayıs 1963 ayaklanması ve darbe girişimi üzerine yine İstanbul, Ankara ve İzmir’de, 21 Mayıs 1963 20 Temmuz 1964 tarihleri arasında sıkıyönetim ilan edildi. 1970 yılının Haziran ve Eylül ayları arasında 1516 Haziran olayları nedeniyle sıkıyönetim ilan edildi. Ve 12 Mart... 26 Nisan 1971 ile 26 Eylül 1973 tarihleri arasında 11 ilde sıkıyönetim ilan edildi. Kıbrıs Barış Harekatı için Temmuz 1974 ile Eylül 1975 tarihleri arasında 15 ilde hüküm sürdü. 1978’de Maraş katliamının ardından 13 ilde; Adana, Ankara, Bingöl, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, Kars, Malatya, Kahramanmaraş, Sivas, Şanlıurfa’da sıkıyönetim ilan edildi. Sivas ve Erzincan’daki sıkıyönetim, daha sonra kaldırıldı. “Yaygın şiddet olayları” gerekçesiyle 1979’da Adıyaman, Diyarbakır, Hakkâri, Mardin, Siirt ve Tunceli’de; 12 Eylül darbesi başladığında halihazırda 19 ilde sıkıyönetim hâkimdi. Askeri yönetim ile birlikte 48 ilde daha sıkıyönetim ilan edildi. ‘Sessiz devrim’di, 14 yıl sonra geri geldi OHAL uygulaması AKP iktidarlarının ilk yılı olan 2002’de Türkiye’nin gündeminden çıktı. Aslında AKP iktidarından önce 1999’da Siirt’te, 2000’de Van’da, Temmuz 2002’de de Hakkâri ve Tunceli’de olağanüstü hal uygulamasına son verildi. AKP, “sessiz devrimlerin başlangıcı” olarak propagandasını yaptığı “OHAL’e biz son verdik” söylemini; son iki ilde, Diyarbakır ve Şırnak’taki OHAL uygulamasını kaldırmak üzerine kurdu. 1980’de Hatay, İzmir, Ağrı illerinde sıkıyönetim ilan edildi. 12 Eylül darbesi başladığında halihazırda 19 ilde sıkıyönetim hâkimdi. Askeri yönetim ile birlikte 48 ilde daha sıkıyönetim ilan edildi. 1984 yılından 1987 yılına kadar sıkıyönetim, aşama aşama tüm illerden kaldırıldı. OHAL yerleşti Ancak bu kez de Türkiye için bölgesel olağanüstü hal dönemi başladı. Bugünkü OHAL uygulamalarının da temeli 1982 Anayasası ve 1983 tarihli OHAL Kanunu ile atıldı. Sıkıyönetimin ilan edildiği illerden kaldırıldığı yıl 1987’ydi. Ancak dönemin Başbakanı Turgut Özal, ilk OHAL kararını da 1987 yılında duyurdu. 1987 yılından 2002 yılına kadar toplamda 15 yıl boyunca sadece Doğu ve Güneydoğu illerinde uygulandı. Bölgesel nitelikli OHAL uygulamasının süresi 15 yıl boyunca tam 46 kez, Meclis kararı ile uzatıldı. Bölgesel OHAL, 15 yılı boyunca toplamda 13 ili kapsadı: Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Hakkâri, Mardin, Siirt, Tunceli ve Van illeri ile başladı, daha sonra Adıyaman, Bitlis ve Muş; son olarak da Batman ve Şırnak eklendi. Bölgesel OHAL, Türkiye tarihine; JİTEM, sivil köylülerin öldürülmesi, Uluslararası Af Örgütü temsilcilerinin tıpkı bugün olduğu gibi gözaltına alınması; bazı siyasilerin, aşiret liderlerinin ve kamu görevlilerinin OHAL bölgesine girişlerinin yasaklanması, faili meçhul cinayetler ve işkence ile geçti. Bitmeyen talep: Adalet Cumartesi Anneleri’nin faili meçhul cinayetler döneminden günümüz olağanüstü haline kadar yansıyan tek talebi, 1995 yılından bu yana: Adalet. Galatasaray Meydanı’nda 669. kez, “adalet arayan” Cumartesi Anneleri adına CHP’li Sezgin Tanrıkulu; ülkenin olağanüstü haller tarihinin belki de en dik kat çeken açıklamasını yaptı. Tanrıkulu, “OHAL demek kayıp, ölüm, işkence, cezaevi demektir” dedi. ‘Olağanüstü Hal’i; mağdurları etkilenenleri birer rakamdan ibaret olmasa da, en iyi rakamlar anlatıyor. Hak ve Adalet Platformu’nun 1465’i KHK mağduru, 342’si mağdur yakını, 366’sı doğrudan mağdur olmayan 2 bin 173 kişiyle görüşerek hazırladığı rapor; hem Türkiye’nin bir buçuk yıldır içinde olduğu sert havayı rakamlarla özetliyor, hem de açılan toplumsal yaraya ilişkin ipuçları veriyor. Rapora göre; OHAL KHK’ları mağdurlarının yüzde 29 kendisini muhafazakâr, yüzde 22.5’i demokrat, yüzde 12.5’i milliyetçi, yüzde 8’i ise sosyal demokratik olarak tanımlıyor. Mağdurların yüzde 92’si yüksekokul ve üniversite mezunu. OHAL KHK’leriyle ihraç edilenlerin arasındaki işsizlik oranı yüzde 65. Bir işte çalışabilenlerin birçoğu sigortasız. Artık son olsun... OHAL’de 1.5 yıl doldu. Bakanlar Kurulu, 19 Ocak’tan itibaren 3 aylık bir uzatma kararı daha aldı. Baskı arttıkça OHAL’e son verilmesi talepleri de daha yüksek sesle söylenmeye başlandı. İktidar bu seslere hep kulak tıkadı. Seçimler, referandumlar, yönetim sistemini değiştiren anayasa değişiklikleri, kent merkezlerindeki büyük terör saldırıları, sınır ötesi askeri harekâtlar, diplomatik krizler, iç siyasetteki çalkantılar eşliğinde Türkiye OHAL koşullarına alıştırılmak istendi. Muhalefetin OHAL’e itirazı bitmese de sesi kısıldı. OHAL’in altıncı 3 aylık dönemine, bir de Kuzey Suriye’ye askeri harekât başlatıldı. OHAL’in yurt genelinde yarattığı iklime, güvenlikçi devlet uygulamalarına bir de asker, silah, tank, top, tüfek görüntüleri eklendi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan; Türkiye’nin içine girdiği tabloyu, “Yok kan dökülmesin falan filan... Burada şehadet de olur, burada gazi de olur, kan da olur” sözleri ile anlattı. OHAL döneminde gözaltına alınanların yüzde 23.5’i kötü muamele veya işkence gördüğünü beyan etti. Cezaevinde tutuklu bulunanların yüzde 16.7’si intihar girişiminde bulunduğunu ya da intiharı aklından geçirdiğini söylüyor. İntihar planı ya da girişiminde bulunduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 6.9. OHAL mağdurlarının yüzde 50’si sinir hastalığı ya da duygu durum bozuklukları yaşıyor. Adli soruşturma geçirenlerin yüzde 46’sı hakkında iddianame bile hazırlanmadı. OHAL mağdurlarının yüzde 81’i geçirdiği soruşturmanın adil olmadığını düşünüyor. Yüzde 55.6’sı savunma hakkını kullanamadı, yüzde 30.8’inin ifadeleri alınırken yanlarında avukat bulundurmalarına izin verilmedi. İhraç edilenlerin yüzde 95.8’i 15 Temmuz öncesinde herhangi bir soruşturma geçirmedi. BİTTİ C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle