23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 19 Ocak 2018 ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY OHAL kalkmalı TÜSİAD, 48. Genel Kurulu’nda ekonomideki yapısal sorunların derinleştiğine, hukuk, demokrasi ve toplumsal ayrışmanın kaygı verici olduğuna dikkat çekildi özlem yüzak TÜSİAD’ın 48. Olağan Genel Kurulu’nda OHAL’in kaldırılması talebi öne çıktı. TÜSİAD Yönetim Kurulu Baş kanı Erol Bilecik, demokrasi için atılması gereken ilk adı mın OHAL’in kaldırılması ol duğunu ifade etti. Anayasa Mahkemesi’nin tutuklu gaze tecilerin tutukluluk hallerinin kalkması yönündeki kararının alt mahkeme tarafından uygu lanmadığına dikkat çeken Bi lecik “Türkiye’nin hem dün yada hak ettiği saygın duru mu koruyabilmesi hem de ge lişmesi, kalkınması için yakın tarihi hepimizi sarsan travma larından kurtulup hızla nor malleşmeye başlaması gerekir” çağrısını yaptı. “2018’in ilk günlerinde ülkemizin genel havasında bir miktar ağırlık hissediyoruz” diyen Bilecik “Ülkemizde toplumsal BERKER ANILDI TÜSİAD 48. Olağan Genel Kurulu’nun açılışında ilk başkan merhum Feyyaz Berker için anma töreni düzenlendi. Anma tö reni kapsamında Bulent Eczacıbası ve Nihat Gökyiğit birer konuşma yaptı. Toplantının açılışında ise TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan ile TÜSİAD Yönetim Kurulu Baş kanı Erol Bilecik konuştu. Toplantıya, Güler Sabancı, Ümit Boyner, Cem Boyner, Ömer Dinçkök, Cansel Başaran Symes, Ömer Koç’un da aralarında bulunduğu çok sayıda TÜSİAD üyesi katıldı. kutuplaşmanın keskinleşmesi, 21. yüzyılın gereklerine ve modern bir toplumun yaşam an Büyüme üretim odaklı olmalılayışına uygun olmayan yakla şımlar, başta kadınlarımızı ve çocuklarımızı olmak üzere hepimizi rahatsız ediyor. Dil, toplumun bilinçaltıdır. Diplomasi mümkün kılma sanatıdır. Top Özilhan, Türkiye’nin üretmediğine, üstelik üretmeden tükettiğine de vurgu yaparak büyümenin kentsel ranta dayalı olmasının tehlikelerine dikkat çekti. Adil rekabet ortamının ekonominin ön şartı olduğunu vurguladı. Telllheauşeşymirttailupbriğirmiclioiiubvrsizlezeöu.ymyETaalrileoypoinm,bprlısdcBıblçallşidmüıueiöeşuklteındimazrıratlcrtlüireüe”loei.ısıkıtmc,sp yaibıışbrlaüiidaröizcmnzekyiiünğlkdaüissüöstylriiazooanaymıbkşeÖnrğppüüeuıiunulkrzlsıntpaocucnteitmüralnaımlkhenoakpbiaaaaaseçrblyrantıçalniitnıonlnısık.mmeemllııed“jodçTanmtme“İYaainöektüertklbçalluıotemrnzıığçkp,,öihikngürprdaiarÜmmeıgillezlismyaeğlvaaldduyülemaSduuiekirrrei.lüzümmhlşİııehhai’antsYAynnzaaÖfmoaaszüıoüdDim”ltlnll”akezpteezneli’yialaaçedınldltffinuahnrail1eeieyeunee0rıpmalnyemsttdtmd0anti5iünıaeucifnuinün’e’.su1akoüeıy’dkmneilptdsmnnkdaaıeerşsuriıkduvşnağezeıelbudnnbcüoaösrüinüleibmldrnd1edleruoenddyüimüoia9nehkgnrgluğüiyyyeukym:dt9aoelleiğmoeaüaemnein“ii0çnruşirtrklEreilkieçiiebuo’ılaneicnlmkegkdöaryizusiiroröoiö.arlıoz nüyor. TL’nin değerinde yine aşırı dalgalanmalar yaşanıyor. Enflasyonu yüzde 10’un altında tutmakta zorlanıyoruz. Cari açık, yeniden GSYİH’nin yüzde 5’lerine doğru tırmanışta. Bütçe dengesinde bozulma eğilimi başladı. Doğrudan yatırımlar 10 sene önceki seviyenin yarısına düştü. Türkiye’nin toplam net borç stoku Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın üçte birine dayanmış durumda. Özel sektörün yurtdışı borçları 235 milyar dolara ulaştı. Hanehalkları bile artık daha borçlu. Kredi Garanti Fonu sayesinde geçen sene bankalar reel sektörü finanse etmiş; bu sayede büyüme hızlanmıştı. Fakat kredi artış hızı artık reel olarak durma noktasına geldi.” Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de, bankaların büyümeyi finan se etme kapasitesinin azaldığına dikkat çekiyor: “Büyüme, kredi genişlemesine, krediler de yurt dışından borçlanmaya en deksli. Yeterli dış kay nak temin edilemez se, ekonominin çark ları dönmez. Şirketler zor durumda kalınca, bankalara geri dön meyen kredi tutarı ar tacak. Bankalar kredi leri daha da kıs mak zorun da kalacak. Biliyoruz ki finan sal kriz ler böyle başlar.” Tuncay Özilhan ekonomi 9 TÜSİAD’da artık kadının da adı varayli gecikmeli de olsa Patronlar Kulübü Hdiye de tanımlanan TÜSİAD önemli bir adım attı ve Türk Sanayici ve İş Adamları Derneği yerine Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği ismini aldı. 634 üyenin 103’sinin kadın, 3 kadının da halen yönetim kurulu üyesi olduğu ve bugüne kadar 3 kadının başkanlık ettiği TÜSİAD’ın her ne kadar kısaltılmış ismini değiştirmese de tüzüğünde isim değişikliğine gitmesi sevindirici; ülkedeki toplumsal cinsiyet eşitliğine vurgusu ise önemliydi. Dün 48.’si düzenlenen genel kurula katılım ve ilgi hayli yüksekti. Söylemler ise neredeyse ezber bozucu. TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan’ın “Liberal demokrasi, hukuk devleti ve piyasa ekonomisinin tüm dünyaya barış ve refah getireceği beklentisinin boş çıktığını itiraf etmek durumundayız” cümlesinin altı defalarca çizilmeli. Ve Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik’in “önümüzdeki dönem dünyada kitleleri harekete geçirecek en önemli konu eşitsizlik olacak” vurgusu. Hukuk vurgusu TÜSİAD özetle şöyle diyor: Sosyal adalet sağlanmazsa, eşitsizlikler azalmazsa, hukuk düzeni kurulmazsa, demokratik değerler yeniden oluşturulmazsa ekonomi de ayağa kalkamaz, toplumsal refah ve barış da sağlanamaz. Nokta. Ekonomide rakamsal olarak büyümenin işe yaramadığını söyleyen, “üretmeden tüketen, tüketimini borçlanarak karşılayan” ülkede büyümenin ana ekseninin kentsel rant olmasından rahatsızlığını dile getiren, “fabrika arsaları ve tarlalarda inşaatlar yükseliyor” diyen bir iş dünyasının sözleri önemli. Bilecik konuşmasında geçen yıl yitirdiğimiz TÜSİAD’ın kurucu başkanı Feyyaz Berker’in 1977 yılında yaptığı konuşmadan bir bölümünü alıntıladı: “Türkiye halkı kavga istemiyor; reform istiyor. Yalnızca ekonomik reformdan bahsetmiyorum. İnsan hakları, düşünce özgürlüğü.. Tüm bunları kapsıyor. Özgürce düşünüp söyleyemeyecekseniz, bu korkunç bir hapishane.” 40 yıl önce söylenen bu ‘tarihi’ cümlelerin dile getirdiği sorunların, maalesef hâlâ “tarihe karışamadığını” belirten TÜSİAD Başkanı “bugün hâlâ aynı sorunları konuşuyorsak, yorumu size bırakıyorum” dedi. Eğitimde durum daha vahim olacak TÜSİAD’ın bir diğer önemli vurgusu da eğitim konusunda oldu. Hem Özilhan hem de Bilecik, konuşmalarında dünyanın hızla değiştiğini ve bu değişim dinamiklerinin çok iyi okunması gerektiğini belirtirken eğitimin Türkiye’de çok önemli bir sorun alanı olduğunu özellikle vurguladılar. Özilhan “PISA çalışmaları, sorunların nedenini ve doğasını anlamak ve çözüm üretmek konusunda çocuklarımızın dünyadaki yaşıtlarından geride olduğunu ortaya koyuyor. Eğitimdeki geri kalmışlığımız, gelecekte korkarım daha da vahim hale gelecek. Çünkü dünya çok hızlı değişiyor. Bilgisayarlardan, nesnelerin internetinden, artırılmış gerçeklikten, robotlardan, yapay zekâdan bahsettiğimiz bir ortamda, ihtiyaç duyulan beceri, daha çok şeyi ezbere bilmek değil, bilgiyi yaratıcı bir şekilde uygulayabilmektir. Çocuklarımızın dünyadaki değişime ayak uydurabilmelerinin bir koşulu özgür ve bilimsel akademik ortam ise, bir diğer koşulu da iyi öğretmenlerdir” derken Bilecik de “Eğitim politikalarımızı yaparken gelecek seçimi değil, gelecek kuşağı düşünmek zorundayız. Çünkü eğitim, bir ülkenin geleceğinin güvencesidir” dedi. Evet TÜSİAD hem ezber bozdu, hem ekonomideki yapısal sorunların derinleştiğine, hukuk, demokrasi ve toplumsal ayrışmanın kaygı verici olduğuna dikkat çekti. Bakalım, eleştiriye tahammülü olmayan iktidarın siyasi okları kendisine ne zaman ve nasıl saplanacak? Kopenhag’da TAV salon işletecek TAV İşletme Hizmetleri’nin portföyüne eklediği 30. havalimanı Kopenhag oldu. Şirket tüm dünyada işlettiği 57 yolcu salonunda günde 13 bin yolcuya hizmet veriyor. Şirket yolcu trafiği açısından İskandinavya’nın en yoğun havalimanı olan Kopenhag’daki yolcu salonunu hizmete açtı. Danimarka’nın ana giriş kapısı olan havalimanı 2017’de 29.2 milyon yolcuya hizmet verdi. TAV İşletme Hizmetleri, Kopenhag Havalimanı’nda Primeclass Lounge’ı 10 yıl işletecek. TAV İşletme Hizmetleri Genel Müdürü Ali Bora İşbulan “Global bir şirket olarak, bu iş modeliyle, çok daha geniş coğrafyalarda faaliyet gösteren bir havalimanı hizmet şirketi olmak en büyük hedefimiz” dedi. Türk Hava Yolları, Pegasus ve Atlas Global’in İstanbul Kopenhag arasında düzenli seferleri bulunuyor. l Ekonomi Servisi Çevreye Fransız kalmadılar vANTç4d5DğvSlvopyksm3nlmspalFaaüeauieüa8öı5ruelıaatrmlrmalaaoea,pnamlrr0lnEnnmzdacçıllmekal5rajnkuiaikrut,aneyaelekiamitekoy8es,ryoy1niBktbonevs.ksalopaod0jsoe9yiiınatrieDaqtilntşnn’ryrnpe’naeroehdşaldvuosmuteedioorreebvükmçeuryiesdeojkoosumnniaiedkdakononullioüilj.lyiylbmbküondeoaekuLidAlSşlKkggcdooaüamiöannsuynlemnevmauaeenucnyennkilooğrnerrgürolartLtüaaddaokvşdErlmuduiAtaeçioğılnkdllaeıriikd’kiiiaimssolyüs.,pvdyııiiiopuusınrotnçyainİibohnolreteiln’,kaa.laıri.iekuoaamaacnnrltİlrssrd2sanya.ll’ttvüalislaiatıtvn.ureııeluakş5şaaadeFahatnklarhniTsrtzntaimmPapiiibrgüvb.pndhNniaarurlAeaieeyisorkodFnlllçiçao’isiprjhsdtıamyeeı’tarnakdsapaeeeyrdnahoaed’kıyedilnpdoanea, Çelikçiler iki riskten endişeli Çelikçiler 1 Ocak itibarıyla, inşaat çeliğinde gümrük vergisinin sıfırlanması ve ABD gibi önemli pazarların koruma tedbirlerini artırması risklerine dikkat çekiyor. Dünyanın sekizinci büyük ham çelik üreticisi konumundaki Türkiye’de sektörün kapasite kullanım oranı 2017’de yüzde 67 seviyesinde gerçekleşirken; 1 Ocak’ta yürürlüğe giren gümrük indirimlerinin, zaten atıl kapasite sorunu bulunan sektörde ithalatı artırarak üretimde gerilemeye neden olabileceği belirtildi. İhracat pazarlarında ise jeopolitik gelişmelere bağlı talep düşüşü, bazı ihracat pazarlarının kendi çelik sanayilerini kurmaya başlamaları, birçok ülkede artan korumacı tedbirler ile yurtdışında Türk üreticiler aleyhine devam eden soruşturmalar sektörün önündeki riskler olarak sıralandı. l Ekonomi Servisi Çin ekonomisi yüzde 6.9 büyüdü Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin’in 2017 yılı 4. çeyrek gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) verisi açıklandı. Buna göre Çin, 4. çeyrekte yıllık bazda yüzde 6.8 büyüdü. 2017’nin büyümesi ise yüzde 6.8 olan beklentilerin üzerinde yüzde 6.9 oldu. Yüzde 6.9’luk büyüme 2016’da yüzde 6.7 büyüyen Çin ekonomisinde 2015’ten beri en yüksek hıza işaret ediyor. Bu büyüme ile yüzde 6.5’lik hükümet hedefi de aşılmış oldu. Tüketim harcamaları 2017 büyümesinin yüzde 58.8’ini oluşturdu. İhracat yüzde 9 paya sahip. 2016 büyümesinde dış ticaret negatif katkı yapmıştı, tüketim de yüzde 64.6 pay almıştı. l Ekonomi Servisi TÜRKBESD: Vergi kalksın ÖTV indirimiyle yüzde 10 büyürken vergilerin devreye girmesi ile yüzde 14 daralan beyaz eşya sektörü, “önümüzü açın, vergiyi tamamen kaldırın” mesajı verdi. Hükümetin vergi teşvikleri kapsamında açıkladığı KDV ve ÖTV indirimi ile birlikte yüzde 10.7 büyüyerek, uçurumdan dönen beyaz eşya sektörü, büyümeyi sürdürmek için ÖTV’nin kaldırılmasını talep etti. ÖTV indiriminin sona ermesinin ardından iç piyasada keskin bir düşüş yaşandığını anlatan Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği Başkanı Ergün Güler, “Teşviklerle birlikte aylık 620 bin adetlik satış seviyesine geldik. Bizim dernek olarak yaptığımız hesaba göre ÖTV teşvikinin bütçeye bir yükü bulunmuyor. Teşvik çıkmasaydı 400 bin adet beyaz eşya satılacaktı. Teşvikle birlikte devlete gelen KDV kaybedilen ÖTV’den çok daha fazla oldu. Bunun yanında şir ketler daha fazla iş yaptığı için kurumlar vergisinde de artış yaşandı. ÖTV sonrasında ise 2017’nin son 3 ayında beklentimizin üstünde yüzde 14 küçülme yaşandı” diye konuştu. Teşvik büyütür Sektörün 2017’yi değerlendirerek 2018 öngörülerini paylaşan Ergün Güler, 2017’yi 25.7 milyon adetlik satışla kapattıklarını kaydetti. Güler, 2018’de büyümeleri ihracatta yüzde 6.4, beyaz eşya pazarında yüzde 5.5 olarak tahmin ettiklerini söyledi. İhracat ve iç pazar ortalamasının yüzde 6.1’e işaret ettiğini söyleyen Güler, teşviklerin olmaması durumunda yüzde 23 aralığında bir büyüme beklediklerini dile getirdi. l Ekonomi Servisi Merkez faizleri sabit tuttu Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) dün yılın ilk toplantısını yaptı. Geçen ay geç likidite penceresi (GLP) borç verme faiz oranını yüzde 12.25’ten yüzde 12.75’e yükselten banka, bu ay faizlerde herhangi bir değişikliğe gitmedi. Banka, 21 Kasım 2017’den bu yana tüm fonlamayı GLP üzerinden sağlıyor. Marjinal fonlama oranı yüzde 9.25, Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 7.25, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 8 düzeyinde sabit tutuldu. Toplantı sonrası yapılan açıklada “Enflasyon görünümünde baz etkisi ve geçici faktörlerden bağımsız, belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir” denildi. lEkonomi Servisi Murat Çetinkaya C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle