18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Tricky bu akşam Babylon’da Triphop’ın önemli temsilcilerinden Tricky, bu akşam Babylon’da sahne alıyor. Çığır KULTUR açan Massive Attack albümü “Blue Lines”ta kilit rol oynayan İngiliz müziğinin öne çı kan isimlerinden Tricky’nin solo kariyeri Mercury Ödülleri adayı “Maxinquaye” ile başladı. Björk, Luscious Jackson, Terry Hall, Alison Moyet, Neneh Cherry, Red Hot Chili Peppers, Whale, Beyonce, Alanis Morissette ve Goldfrapp gibi isimlerle çalışan sanatçı birçok prestijli mekân ve festivalde de sahne aldı. Bugüne kadar 13 albüm yayımlayan Tricky son albümü “Ununiform”u 2013 yılında kendi plak şirketi False Idols imzasıyla çıkardı. Tricky’nin Babylon’daki konseri saat 22.30’da başlayacak. Cuma 19 Ocak 2018 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN [email protected] özgürlHüağbüeardaınlma.a..3Sy1y.pöfıinliellaemlbrtidme‘aTregkhnieuleiksPntokaöasnntrı’eniybm4eerl6niinecydesıleelsırkkoiin 15 Spielberg’in ABD’nin yakın tarihinden yaklaşık yarım yüzyıl önceki dönemine kamera tutarak, siyasetbasın ilişkileri bağlamında, 1971’de gerçekten yaşanmış bir gazetecilik olayını konu edinen ve geçen hafta gösterime giren son filmi “The Post”, Vietnam Savaşı’ndan görüntülerle başlıyor.1915’in en başarılı filmlerinden “Spotlight”ın senaristlerinden Liz Hannah’la Josh Singer’in gerçeklerden yola çıkarak yazdığı senaryodan çektiği bu yeni filmiyle gazetecilik, basın özgürlüğü, halkın haber alma hakkı, hukuk, ahlak üstüne gerçekten ders niteliğinde, önemli ve etkileyici bir iş çıkarmış üstad Spielberg, nicedir yaptığı (en son “Snowden” gibi) filmleriyle ülkesinin vakanüvisliğine soyunmuş, çağdaşı Oliver Stone’la rekabet edercesine. Cesur bir gazeteci... ABD’nin 1960’ların yarısından itibaren tırmandırdığı ama Ho Şi Min duvarına tosladığı Vietnam Savaşı’nda on binlere varan kayıplarının gittikçe artmasıyla Amerikan kamuoyunun ve antimilitarist ‘68 gençliğinin tepkisini çeken Nixon iktidarıyla hapse düşmeyi göze alarak mücadeleye girişmiş cesur bir gazetenin hikayesi aslında, adını The Washington Post gazetesinden alan film özetle. Dönemin, vaktiyle gençlerin tükürük protestosuna maruz kaldığını anımsadığım ABD savunma bakanı Robert McNamara (Bruce Greenwood) tarafından görevlendirilmiş Daniel Ellsberg (Matthew Rhys) adlı ordu analistinin hazırladığı raporlara göre, savaşı kaybetmesine ramak kalmış ABD ve Nixon yönetimi, gerçekleri örtbas edip kazanıyoruz açıklamala Dünyanın en büyük gazeteci hapishanesine dönüştüğümüz son dönemde bize, yani gazetecilik suç değildir diyenlere ilaç gibi geldi kısacası. “The Post” mutlaka görülesi bir film. rıyla Amerikan halkına sürekli yalan söyleyerek sürdürdüğü savaşta tam batağa saplanmıştır. Ellsberg’in, Pentagon belgeleri denen, kamuoyundan da gizlenen gerçeklere dayanan açıklamaları bölük pörçük New York Times gazetesine sızdırılınca hükümet hemen vatan hainliği suçlamasıyla dava ettiği gazetenin yayınını engeller ama sonrasında, cam arkasından telefonla konuşurken gördüğümüz Nixon’un nefret ettiği ve muhabirlerinin Beyaz Saray’ya girişini yasakladığı, yerel bir gazete olan Washington Post devreye girer, muhabir Bagdikian’ın (Bob Oderkirk) iş bitiriciliğiyle... İki acar muhabir... Basın, “yönetenlere değil yönetilenlere hizmet etmek ve herkesin öğrenme hakkı için vardır” gerekçesiyle halkın haber alma özgürlüğünü savunan Post’un sahibesi Kay Graham’la (artık 70’li yaşlarındaki Meryl Streep yine ‘muhteşem’) idealist genel yayın yönetmeni Ben Bradlee’nin (pek de hazzetmediğim Tom Hanks’i bile beğendim) bakış açısıyla anlatılan fil min finalini, yine 2 acar Post muhabirinin (yönetmen Pakula’nın 1976’da “Başkanın Bütün Adamları” başyapıtında anlattığı) Watergate skandalı haberiyle ipini çektiği Nixon iktidarının sonuna bağlamış Spielberg. 1970’lerde Times’ın gücünden yoksun, üstelik erkek egemen sisteme aykırı olarak bir kadının, yani gazetenin kurucusu babasının yerini almış, Kennedy ile de arkadaşlık etmiş kocası Phil Graham’ın ölümünden sonra, biraz zoraki biçimde Post’un dümenine geçmiş Kay, zaten borsaya açılma sürecinin sıkıntılarıyla mali sorunlar yaşayan gazetenin, Pentagon belgelerini yayımlama bedelini ekonomik açıdan kaldıramayacağı, üstelik Nixon’u da öfkelendireceği görüşündeki çalışma arkadaşlarınca küçümsenen bir kadın patron. Ancak haberi basmakbasmamak ikilemindeki Kay, tarihi bir seçim yapıp Ellsberg’in belgelerini basarak, sonuçta yargı kararıyla kapitalist Amerikan sisteminin yüceltildiği bir finale varıyor. Spielberg’in, şişkin erkek gazeteci egoları arasına sıkışmış, hanım ha nımcık Kay’i liderlik ettiği idealist iş arkadaşlarından daha bir öne çıkardığı film, gazeteciliğin temel ilkelerini yineleyen diyalogları kadar, feminist alt metinleriyle ve göz yaşartıcı haberci dayanışması sahneleriyle de iz bırakıyor. Nefis görüntüler... Spielberg’in yıllardır birlikte çalıştığı demirbaş kameramanı ve bestecisi olan Janusz Kaminski’nin nefis görüntüleriyle John Williams’ın müzikleri eşliğinde, zaman zaman ağırlaşan, yalın, özlü bir anlatımla perdeye taşıdığı, Pentagon Papers olarak basın tarihine geçip Vietnam Savaşının sonlanmasında da etkili olmuş bir büyük habercilik olayının bu önemli ve anlamlı filmi, dünyanın en büyük gazeteci hapishanesine dönüştüğümüz son dönemde bize, yani gazetecilik suç değildir diyenlere ilaç gibi geldi kısacası.”The Post” mutlaka görülesi bir film. ‘Uğur Böceği’ !f İstanbul ‘Uğur Böceği’ ile açılıyor 15 Şubat’ta başlayacak 17. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin açılış filmi belli oldu. Bağımsız sinemanın kraliçesi Greta Gerwig’in yönettiği, Time Out’un “Etkileyici bir şekilde gençliğin ritmiyle kanat çırpan bir güzellik” sözleriyle övdüğü, eleştirmenlerce Yılın Filmi seçilen “Lady Bird / Uğur Böceği”, Türkiye’de ilk kez !f İstanbul’un açılış gecesinde seyirciyle buluşacak. Rotten Tomatoes’ta “Tüm zamanların en iyi filmi” unvanına da ulaşan film, Oscar yarışının da en güçlü adaylarından sayılıyor. ‘Sevmek Zamanı’ yenilendi 17. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin sürprizlerinden biri de yenilenmiş kopyasıyla “Sevmek Zamanı” olacak. Dönemin ötesinde sinema anlayışı, Müşfik Kenter ve Sema Özcan’ın etkileyici performansları ve katmanlı senaryosuyla tüm zamanların en iyi Türkiye film lerinin başında gelen, Türkiye sinemasının auteur’lerinden Metin Erksan’ın sürreel başyapıtı “Sevmek Zamanı”, yenilenmiş kopyasıyla ilk kez genel seyirciyle buluşacak! 17. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin programı 23 Ocak’ta açıklanacak ve biletler 24 Şubat tarihlerinde İstanbul için, 2325 Şubat tarihlerinde de Ankara ve İzmir için % 10 indirimle, İş Bankası Maximum Kart sahiplerine ise %20 indirimle biletix’te ön satışa çıkacak. Kadın yazarlar zirvedeydi... 2017’nin en çok satan yazarlarının kadınlar olduğu açıklandı. Nielsen BookScan’in analizine göre 2017’de en çok satan 10 yazarın 9’unun kadınlar olduğu belirlendi. Listenin zirvesindeyse “The Handmaid’s Tale Damızlık Kızın Öyküsü” ve “Alias Grace Namı Diğer Grace” adlı romanlarının TV uyarlamalarının da etkisiyle toplam 2.8 milyon pound kazanan Kanadalı yazar Margaret Atwood var. Tek erkek Murakami Listenin ikinci sırasında ödüllü romanı “The Essex Serpent” ile Sarah Perry yer alırken geçen haziran ayında ölen Helen Dunmore üçüncü, yine bir başka ödüllü isim olan Naomi Alderman dördüncü ve popüler romanların yazarı İtalyan Elena Ferrante beşinci oldu. Listedeki tek erkek yazar olan Haruki Murakami ise yaklaşık 1 milyon pound gelirle 6. sırada yer aldı. İlk 10’a giren diğer isimlerse şöyle sıralandı: Ali Smith, Zadie Smith, Maggie O’Farrell ve Arundhati Roy. Almanya ve göç üzerine belgesel 57 yıl önce Türkiye’den Almanya’ya göç edenlerin hayatını, gurbette çektikleri vatan hasretini anlatan, Nebil Özgentürk imzalı belgesel “Almanya’ya Göçün Hatıra Defteri”nin prömiyeri; ülkesinden uzaklarda vatan hasreti çekerek bir ömür geçiren ve sürgünde ölen Nâzım Hikmet’in 116. doğum yılı şerefine, Almanya’nın Wuppertal kentinde 20 Ocak Cumartesi akşamı yapılacak. Usta belgeselci Nebil Özgentürk’ün yeni belgeseli “Almanya’ya Göçün Hatıra Defteri”, 1961’in sonlarında Anadolu’dan Almanya’nın dört bir yanına başlayan göçün dünden bugüne hikâyesini ve çalışmak, para kazanmak için vatan hasretiyle yaşayanların öykülerini bir araya getiriyor. Hazırlığı 1.5 yıldan fazla süren belgeselde, oğlu neoNazilere katılan bir Erzincanlıdan, Berlin Duvarı’nın dibine gecekondu yapan Osman Kalın’a; Alman ordusunda yarbay olarak görev yapmış Tuncelili bir Aleviden, Almanya’da parlamenterliğe yükselen ya da Almanya’yı dünyada temsil eden Fatih Akın, Mesut Özil gibi Türk asıllı yıldızlara birçok isme; Nebil Özgentürk’ün “Almanya’ya Göçün Hatıra Defteri” belgeseli yarın gösterilecek. kiliseden cemevine dönüştürülen bir binadan, vefat olmayınca mezarlıkları elinden alınmak istenen Ermeni cemaatine birbirinden dikkat çekici öyküler yer alıyor. İstanbul Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı ile Köln Nâzım Hikmet Kültür Sanat Vakfı’yla Dayanışma Derneği tarafından organize edilen gecenin sunuculuğunu Selçuk Yöntem üstlenirken, Zülfü Livaneli, Rutkay Aziz, Leman Sam, Tilbe Saran, Melike Demirağ, Ferhat Livaneli gibi pek çok sanatçı şarkı, şiir ve konuşmalarla geceye katkıda bulunacaklar. Gecede aynı zamanda, Nâzım Hikmet Türk Alman Dostluk Ödülleri de sahiplerini bulacak. Berksoy’dan Brecht oyunu Usta oyuncu ve yönetmen Zeliha Berksoy, dünya tiyatrosunun unutulmaz isimlerinden Bertolt Brecht’in 120. yaşgünü şerefine “İnsan Neyle Yaşar” adlı oyunu sahneliyor. Brecht’in şiir ve metinlerinden oluşan müzikal oyunda tek başına sahne alacak olan Berksoy aynı zamanda oyunun yönetmenliğini de üstleniyor. Yarın akşam saat 20.30’da Caddebostan Kültür Merkezi (CKM) sahnesinde izleyiciyle buluşacak oyunun müzikleri Kurt Weill ve Paul Dessau’nun, düzenlemeler ise Server Acim’in imzasını taşıyor. Kemanın ve arpın yıldızları Konser 29 Ocak’ta Milli Reasürans Konser Salonu’nda gerçekleşecek. İş Sanat’ın Parlayan Yıl dızlar serisi nin ocak ayın daki konukla rı keman sanat çısı Naz İrem Türk men ve arp sanatçısı Gü neş Hızlılar oluyor. Uluslararası birçok ya rışmada dereceleri bu lunan genç sanatçı, eği timini İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda Prof. Dr. Ceyda Uzgören ile sürdürüyor. Avusturya Modern Müzik Topluluğu ile or kestra eserlerinin yanı sıra so lo eserlerin dünya prömiyeri ni gerçekleştiren sanatçı, eği timini Salzburg’da Mozarteum Üniversitesi’nde sürdürüyor. Türkmen ve Hızlılar’ın özel hazırladıkları repertuvar ile dinleyicilerine enstrüman hâkimiyetlerini sergileyecekleri konser 29 Ocak’ta 20.30’da Milli Reasürans Kon ser Salonu’nda Naz İrem gerçekleşecek. Türkmen C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle