Katalog

Salı 16 Ocak 2018 2 Üreticinin yüksek Organik tarımdamtüakleiyteictiiye pahalıya taraflar çok dertlipatlıyor 1980’lerde AB’nin isteği üzerine başlayan organik tarım, 500 milyon dolar büyüklü ğüne ulaştı. Tüketiciler fiyatların pahalılığından, üreticiler maliyetlerden şikâyetçi Son dönemlerde bilinirliği daha da artan organik tarım üretiminde üreticiler fiyatların pahalılığından yakınırken tüketiciler de genel tarıma oranla fazla olan maliyetin karşılanamamasından şikâyet ediyor. Gıda, Tarım ve Nedir bu organik tarım? “Organik tarım toprak, tohum ve emekten oluşur” diyen Batur Şehirlioğlu, organik tanımı şöyle tanımlıyor: “Geleneksel tohum, organik sertifikalı tohum, bunlar yoksa standart/ hibrit tohum kullanılabilir ancak GDO’lu tohumun kesinlikle yasak olduğu bir üretim biçimi. Fi delerin de organik sertifikalı olması lazım. Kimyasal gübre, toprağı yozlaştırdığı için yasaktır. Tarımda kullanılan zirai ilaçların yerine ekolojik tarımda biyolojik mücadele yöntemi ile bitkileri sık ekmemek ve doğru su miktarı gibi fiziksel mücadele yöntemlerini kullanırsınız.” Hayvancılık Bakanlığı’nın 2016 or ganik tarım verileri ne göre, Türkiye’de 67 bin 878 üretici, 379 bin 42 hektar alanda 238 çeşit ürünle orga nik tarım üretimi yapı GAMZE BAL yor. Pazarın büyüklüğü ise 2016 itibariyla 500 milyon dolar sevi yesinde. Dünyadaki organik gıda ve içeceklerin perakende pazar payı ise 82 milyar dolar büyüklüğüne ulaştı. Dünyada yapılan organik tarı mın sağlıklı tüketim kaygısıyla, Türkiye’de ise AB ülkelerinin talebi üzerine ihracat amacıyla başladığını aktaran Buğday Derneği Eş Genel Mü dürü Batur Şehirlioğlu, “Biz organik tarıma 1980’lerde Avrupa’ya ihra cat gerçekleştirmek üzere başla dık. Yani tabandan gelen bir hareket değil” dedi. Mev cut organik gıda üretimi nin yüzde 95’inin ihraç edildiğini aktaran Şehirlioğlu, üreticinin verdiği bedelin Doğu Anadolu organikte birinci lan organik pazarlar karşılığında yüksek vergilerle zorlandığını ve istediği gibi kazanç elde edemediğini anlattı. ‘Alım gücü düşük’ Batur Şehirlioğlu, ekolojik da ürünlerini satışa sunduklarını aktaran Saklı Cennet Yönetim Kurulu Üyesi Vildan Yıldız ise, üreticilerin üretim girdi maliyetlerinden olumsuz Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na göre organik gıda üretiminde ilk sırayı yüzde 57 pay ile Doğu Anadolu Bölgesi alırken, Ege Bölgesi yüzde 23.7 ile ikinci; Güneydoğu Anadolu Bölgesi yüz tarım ürünlerinin pahalı bulunma etkilenmesinin, tüketicile de 6.4 ile üçüncü sırada yer sının Türkiye’deki alım gücünün dü re pahalı fiyat olarak yansı alıyor. Türkiye’de öne çıkan şüklüğünden kaynaklandığını söyledi. Türkiye’deki fiyatların Avrupa’dan daha pahalı olmadığını, ancak alım gücünün Avrupa’ya göre düşük olmasından dolayı fiyatların pahalı bulunduğunu belirten Şehirlioğlu, “Biz 2006’da ŞişliFeriköy’de organik pazar açtığımızda marketlerdeki organik ürünler yalnızca 2 taneydi. Şimdi bu ürünlere olan talep arttı. Ancak pahalı bulunuyor. Maliyeti yüksek olan dığını söyledi. Üreticinin belini büküyor Organik üretimin maliyet artırıcı zorunlu basamaklara ihtiyaç duyduğunu dile getiren Yıldız, üretim aşamasından itibaren her adımı kontrollü giden bir üretim şeklinden bahsedildiği için, bu denetimlerin ve uyulması gereken prosedürlerin bütçesel ağır bir maliyeti olduğunu anlattı. ekolojik tarım ürünleri ise, kuru incir, kuru kayısı, kurutulmuş domates, ceviz, antepfıstığı olarak belirtiliyor. Sektör temsilcileri, bitkisel üretimin yanı sıra organik hayvansal üretimin de son yıllarda ilgi gördüğünden bahsederek, en çok rağbet gören ürünlerin et, süt, yumurta, yoğurt ve bal olduğunu söyledi. ürün ucuz satılamaz. İnsanımızın “Bizim gibi üreten, mamul haline alım gücü düşük” diye konuştu. İç pazar sürünüyor getirip pazarlayan şirketlerde bu maliyetlendirme her aşama için tekrarlanarak büyür” diyen Yıldız, bellerini ‘Eko’ ibaresine dikkat! Türkiye’de gerçekleştirilen organik tarımın ihracat temelli olmasının iç pazarda sıkıntı yarattığına değinen Şehirlioğlu, pazar araştırması yapmadan organik tarım üreticiliğine başlayanlarla da bu sorunların derinleştiğinden bahsetti. Şehirlioğlu, “Üreticilerin çoğu bu işe hevesle başlıyor. Ancak, iç pazar küçük ve sürünüyor. Lojistik de düşünmek zorundayız” dedi. Buğ büken konunun ise organik hayvancılık olduğunu kaydetti. “Organik hayvancılık, kâr gayesi güden bir işletme için ilerlenemez bir sektördür şu an. Gökçeada’ya yüklenen kamyon kamyon organik yemler hem zamlı nakliye hem de zamlanan yem fiyatları ile baş edilemez haldedir” diyen Yıldız, “Üretim kadar satış hacmi de yakalansa fiyatlar düşecektir. Bu doğrultuda bakıldığında denge Bazı tüketicilerin tezgâhlarda satılan gıda ürünlerinin başına ‘eko’ ibaresi koyarak tüketiciyi yanıltma yoluna gidebildiklerini anlatan Vildan Yıldız, bazı durumlarda tüketicinin gözünde doğal ürün ile organik ürünü eşitlenmeye çalışıldığını söyledi. Yıldız, “Eğri büğrü, çarık çürük ürünlerin de yüksek fiyata organik diye satıldığına şahit oluyoruz” diye konuştu. day Derneği’nin öncülüğünde kuru eşit değildir” dedi. 600 milyon TL’ye yakın borcu olan Çapa ve Cerrahpaşa’da borçların 4 yıl gecikmeli ödendiği belirtildi 2 hastane borç batağında Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nin medikal firmalara 250 milyon TL’lik borcu nedeniyle faaliyetlerini durdurma noktasına geldiğinin ortaya çıkmasının ardından İstanbul Çapa’daki İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesinin (CTF) borç batağında olduğu öğrenildi. Edinilen bilgilere göre, bu iki tıp fakültesinin medikal firmalara toplamda 600 milyon TL’ye yakın borcu var ve borçlar da 4 yıl gecikmeli ödeniyor. Cumhuriyet yazmıştı Medikal firmalardan ihale yolu ile tıbbi ürün ve ilaç satın alan iki üniversite hastanesinin ihalelerine birçok büyük firmanın katılmadığı, katılan firmaların da ödemelerini gecikmeli alacaklarını bildiği için ürünlere normal fiyatlarının çok daha üstünde teklif verdikleri ortaya çıktı. Cumhuriyet, konuyu ilk olarak 3 Ağustos 2015’te “Türk tıbbının iki devi iflasın eşiğinde” manşetiyle gündeme getirmişti. Üniversite hastaneleri, muayene olan her hasta için SGK’den 42 TL ödeme alıyor. Bunun dışında hastalardan hiçbir şekilde ücret talep edilmezken, bu 42 TL içine hastanın muayene, laboratuvar tahlilleri ve diğer tüm tetkikleri giriyor. Üniversite hastanelerine gelen hastaların büyük bir çoğunluğunu da tıbben zor vaka lar olduğu için, hemen her hastanın maliyeti, ödenen üc BCTG4GD¿J?PQIÎLRÎ@C@İGÎÚLGÎLLBGICG+5$2%4.!%2+)2) +?Pd?iI. MTüJ?kRePl?, IşRu¹nPJC Û.4lÛa(r!ı k2a3yd!e,t$ti):2)3) “Üniversite retin üstüne çıkıyor. ?N?TC#CPP?FN?Ü?F?QR?LCJCPGF¿I¿KCRGLQ?ÚJÎINMJGRGI?J?PÎQMLSAS@?RK?LMIR?QÎL?ECJBG lerde 2011 yı Ayrıca Sağlık Uy !,Û+2Û:,%"/Ù5Ü59/2 (1QOKRFDODU×\HWLìWLUHQGRNWRUDGD\ODU×Q×QJL lı başında dö gulama Tebliği’nde UHELOPHNLoLQFDQDWW×é×dDSDYH&HUUDKSDìDW×S IDNOWHOHULPDOLNUL]LOHERéXìX\RU+D]LQH·GHQ |GHQHNJHOPH]VHQLYHUVLWHKDVWDQHOHULQLQEX\×O ner sermaye (SUT) belirlenen ücretlere 10 yıldır zam yapılamadığı için gi 'HSUHPNRUNXVX\DüDQDQELQDODUGDüLPGLPDO]HPHHNVLNOLùLQGHQ DPHOL\DWODU\DS×ODP×\RU+RFDHNVLNOLùL\]QGHQGHUDQGHYXDO×QDP×\RU VRQXQGDLIODV×Q×ELOHDo×NOD\DELOHFHéLEHOLUWLOGL (/#!,!2+!)9/2 %ú5d2.DNDGHPLV\HQLQG|QHUVHUPD\HGHQ\HWHUOL|GHQHNDODPDG×é×EXQHGHQOH|]HOKDVWDQHOHUHWUDQVIHUROGXéXELQDODU×QGXUXPXQXQGDLoOHUDF×V×ROGXéXEHOLUWLOL\RU)LUPDODU×QKDVWDQHOHUHW×EELPDO]HPHYHUPHGLéLGLOHJHWLULOL\RU>> 7’de 'RùXED\D]×WLOoHVLQHNLORPHWUHX]DNO×NWDEXOXQDQ 2mlsiR?apMeQdeLsIarifysCo@atrPelMmımİöKaiCdn e@F?GR.DUDEXODNDQGDUPD.DUDNROX3..·OLJUXEXQKHGHILROGX derler artarken, ge ne geçildi. Bu$ø5,·1,1'RéXED\D]×WLOoHVLQHEDéO×.DUDEXODNDQGDUPD .DUDNROX·QD3..WRQSDWOD\×F×\NOWUDNW|UOHLQWLKDUVDOG×U× lirler hep aynı kalı nun anlamıV×G]HQOHGL.DUDNROGDJ|UHYOL0HGHW0DUWYH0DQVXU&HQJL] LVLPOLDVNHUìHKLWGìWMDQGDUPDGD\DUDODQG×DVNHUGHQ·QQVDéO×NGXUXPXQXQDé×UROGXéXELOGLULOGL0DUGLQ yor. Taşeron olarak 0!:!24%3Û!Ù534/3 9),3!9)32807 KURUCUSU 95.53.!$Û  "!Û9!:!2,!2) .!$Û2.!$Û(19451991) Û,(!.3%,5+(19922010) &Û9!4)4,(KDV içinde) KKTC’DE 2 TL doktorların da0LG\DW·WDNLPD\×QVDOG×U×V×QGDGDHUìHKLWROGX>>12’de !Ù2)6%45.#%,Ûh$%!3+%2Û'¢6%.,Û+",'%3Û>> 12’de $?TSRMÚJS CJGIhGGQRCKCBG?K?3?P?W@?QIÎQÎWJ?E¹PCTBCL?J?K?BÎ "?@?QÎLÎ@¹WJCSÚSPJ?BÎ SçylüsaieannrUmliııdvnşTeeeıtnırnkrshıüfölitaacidenynreneegnaitnlüçieytavbroleliüıarşnd.taçlreinekı,dü2nz4+0eel1e5lr2tyiMniıllımmn5da?aeli CldiJuu6GrmuQhm!uurWniddtyiueım.elBhitdMn!uage,bğmaaierzloa.L4erdşlZteteoeışlrrsmB)tsviiaraahmğknalaııi?snkşlattayaria.lıaptneılıddnaıağvldhteıuaiaamüyehbngçdaaouiyevkaknçnempo,rhbmksaeaiirsğtsiaşeıims,ıoy%2+%.3%Û4%2#Û(Û.$%.%44!6)2 $.3·'(NRDOLV\RQKNPHWLNXUXOPDV×\HULQHHUNHQVHoLP\|QQGHNLWHUFLKLQHWRODUDNRUWD\DNR\DQELUJHOLìPH\DìDQG×%DìEDNDQ$KPHW'DYXWRéOXNRDOLV\RQGHéLO Üniversite hastanelerinin gelirgider hastanelerine ise hiç uygun değil. ÖnemVHoLPLVWH\HQ$.3KH\HWLEDìNDQ×gPHUdHOLN·LEXJ|UHYLQGHQDOPDNLVWHGL$QFDNEXQXJHUoHNOHìWLUHPHGL'DYXWRéOX·QXQUDKDWV×]O×é×gPHUdHOLN·LQ dengesinin sağlanabilmesi için öncelik li bir nokta şu aslında: SUT fiyatlarının 106DUD\·DoRN\DN×QROXìXQHGHQL\OHHUNHQVHoLPL LVWHPHVLQGHQND\QDNODQG×>> %2$%'¢,hRC li olarak sistemin düzeltilmesi gereki yıldır artmadığını, dolayı"sıy?laÜh@as?taIn?elLe‘+%ÛhJG yor ve SUT kararı ile 10 yıl önce belirle re SGK’den ödenen paraLnıCn 1P0GAy?ıldıCr aRyRnGıNMJCKGI 0+3OLGHUL%DKoH nen fiyatlarının yenilenmesi gerekiyor. olduğunu biliyoruz çünkü SGK kendisi deOLDNLOLQVDQODUKH\HWLQGHNL.DGLUêQDQ×U·× HOHìWLUHUHN´ëLP Şu ana kadar birikmiş borçların medi borç içinde. Dolayısıyla ödenenden dahaGLELUDUWLVWNDONP×ì "?F«CJG g$!654/Ù,5İ34İ9/2 %2$/Ù!.İ:İ.6%2İ9/2h &+3/ú'(5ú.×O×oGDURéOX6DUD\·×Q¶RUWDO×é×NDU×ìW×UG×é×Q×·V|\OHGL.×O×oGDURéOX´'DYXWRéOXNRDOLV\RQNXUPDN LVWL\RU(UGRéDQL]LQYHUPL\RURUWDO×é×NDU×ìW×U×\RUµGHGL>> hRC .$56·7$ìHKLWGìHQ8] PDQdDYXì$OL*|NoH·QLQ  FHQD]HVL2VPDQL\H·\H J|QGHULOGL(ìL6RQJO *|NoH\Dì×QGDNLRéOX %XéUDYH\Dì×QGDNLN× ]×$]UDLOHELUOLNWHWDEXWX J|UQFHJ|]\DìODU×QDER éXOGX%XéUDLVHEDEDV×Q× XéXUODUNHQDéODPDPD\D oDO×ìW×>> 12’de \uDHPKLDWO$×SNDNQDWERDONRQ·×QX\GOHDGNHDVELXWDO]HLW\WHLOHUL KCPCJGI /I?B?PG«IGWG IGÜGKGG«RG ú/(5'(EDV×QWDULKLQL\D]DQODUQHGHQJD]HWHOHULQ oRéXQXQWHU|UKDEHUOHULQLJL]OHPH\LWHUFLKHWWLéLQL DUDìW×UDFDN%HONL'DYXWRéOX·QXQJHQHO\D\×Q\|QHW PHQOHUL\OH\DSW×é×WRSODQW×GD´WHU|UKDEHUOHULQH ìHKLWFHQD]HOHULQHJHQLì\HUYHUPH\LQµULFDV×Q×Q LOHWLOGLéLQL|éUHQHFHNOHU&XPKXUL\HW·LQN×\PHWL 79·GHUHNODP\DS×\RUNHoLOHUGL\HµGH kal firmalara devlet tarafından ödene pahalı bir sağlık hizmeti ortaya çıkıyor.GLêQDQ×U´%DKoHOLDQODG×é×PNDGDU×\ODEHQLPEWQILOP rek silinmesi gerekiyor. Dolayısıyla siz üniversite hastanesindeOHULPLQGL\DORJODU×Q× ELOHELOL\RU\×OG×U EDU×ì×VDYXQX\RUXPµ GHGL>> hRC asenTydüiaBrkkai şTvkeaarbinilpeı lnPerrsoiafBğ.ilrDılkirğ.hiRi(zaTmTşiBetCt)TleMTürkPeineCrikln,AeşkzGuJâKCroPnGL GRGbnDPui?orzlXaa. myÎİlıTaseçı?lyi,ylPmaatüaylnzaievpmetrıeğsıiantelıızmhdaalaszrtıaadrnaaerlgeeürdiçniylieonşrigsyeuor.F?T?JGK?LÎLοQRJCLCLÜGPICRC«CTPCAGJCPBCLW?LÎR+SXCW/PK?LJ?PÎECPGECJKCX #%/h9!4%0+Û $52$525. amaçlı olduğunu bu tür bir sistemin ayak lirlerinin, giderlerinin çok!La?ltJı?nPdÎ?aÚkJ?aRldKığ?ıWÎLÖ+$9$/ú0$1,SURMHVLQLVWOHQHQìLUNHWLQ&(2·VX<XVXI $NoD\RéOX·QXQDo×NODPDODU×oHYUH|UJWOHULQFHWHSNL\OHNDUì×ODQ ta kalmasının mümkün olmadığını söyle için borç yükünden kurtulmalarının mümG×3URMHLoLQD\ODUG×UPFDGHOH YHUHQoHYUHFLOHU$NoD\RéOX·QXQ V|]OHULQH\DQ×WYHUGL ´.(6ú/(1DéDo\HULQHDéDo GLNHFHéL]µV|]OHULQLHOHìWLUHQ DNWLYLVWOHU´\×OGDGRéDORUWDPGDROXìDQ.X]H\2UPDQODU×ELUGDKDJHULJHOPH]µGL\HUHN SURMHQLQGXUGXUXOPDV×oDéU×V×QGDEXOXQGX>> (!:!,/#!+hBC !I«?WMÚJShLSL?«ÎIJ?K?J?PÎB¿L #SKFSPGWCRhRC@¹WJCWCP?JKÎİRÎ $¿L!IGRE?XCRCQGLBC  i4/"hBCLKGJWMLJSIG«IG ¦JCKGj@?ÜJÎÚÎWJ?@GP F?@CPT?PBÎ!IGRhGL GBBG?QÎL?E¹PC  ÜS@CW¹LCRGAGJCPG @GP«GJGLEGPQMDP?QÎ ISPKSÜJ?PIGÜG IMJGJCPAC P?IÎ GIGÜGÜCÜ?P?N GIGÜGÜCTGQIGG«KGÜ4/"F?@CPGAGBBGWC?JÎN W?J?LJ?K?GFRGW?AÎ@GJCBSWK?BÎ ÛJI«ÎNJ?IJ?PI?KNÎ '?PGN«ChBC 9CİGJ«?KKGJJCRG L?QÎJXCFGPJCBG #GF?LEGPI?TE?QÎ B?F?«MIQSI?JBÎPÎP >> hRC GHR]DPDQGDKDL\LDQODì×ODFDN>> #!.$¢.$!2hRC 6SPSJ?LFCBCD @GPI¹WBCÚGJ *(1(/.850$< %DìNDQO×é×·QGDQ\DS×ODQDo×NODPDGD´.X]H\,UDN·WDYXUXODQKHGHIELUN|\GHéLOWHU|U |UJWQQEDU×QPD DODQ×µGHQLOGL>> 13’te 43+hLGLWMIBCBGÚG I¹WCEGRKGÜRGI 6(dú0|QFHVL76.·QLQ ´.,UDN·WDYXUXODQ\HU 3..·QLQEDU×QPDDODQ×µ GHGLéL=HUJHOHE|OJHVLQGH\GLN2UDGDNL KHUNHVVLYLOGL >> !9Ü%9),$)2)hRC 4"h9%/24!+!Ù2)9!04),!2 (578ø58/*QD\%DVN×Q2UDQ0HKPHW$OWDQ·×Q GDDUDODU×QGDROGXéXELUJUXSELOLPGHYOHWYHVL\DVHWLQVDQ×RUWDNELUoDéU×\D\×PODG×dDéU×GD 7%00$QNDUD·GDWRSODQDUDNEDU×ìDYHGHPRNUDVL\HVDKLSo×NPDV×LoLQJ|UHYHoDéU×OG×>> 13’te '¿L?W kün olmadığını ve borçlanmanın giderek arttığını görüyoruz. Yani sonuçta performansa dayalı geri ödeme üzerine kurulu sağlık işletme modelinin terk edilmesi gerekiyor. Eğitim ve araştırmaya öncelik veren, nitelikli sağlık hizmeti sunumunu temel alan, genel bütçeden desteklenen bir sisteme geçilmeli. Bu hastaneler kötü işletildikleri için değil, sağlık sisteminin geldiği nokta nedeniyle ayakta kalmaları, bu nedenlerden dolayı mümkün değil.” İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez de şunları dile getirdi: “Üniversitelere keyfe göre tahsisat ayrılıyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul (Çapa) ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi hastaneleri son zamanlarda ağlanacak haldeler. Akıllı bir sistem olmaması, üniversitelerin ihtiyaçlarına, kendi yerlerinde oturacak kadar tahsilat ayrılmasının sonucudur. Üniversitenin üzerine ‘üniversite’ yazarak orası üniversite olmuyor. Belli bir nizamda, belli bir ihtiyaca cevap verecek şekilde işletilmesi lazım ama olmuyor yapamıyorlar. Bu hem üniversite eğitimi hem de ihtisas eğitimi için geçerli. Bundan 10 yıl sonra zaten uluslararası üniversite standartlarına uymadığımız için bizim mezunlarımızı kabul etmeyecekler. Şu anda gelişmiş ülkeler, gelir düzeyi düşük ülkelerin mezunlarını, mezun saymıyor.” l DHA $%62%+h4%&!#İ!+!0)$! +(<(/$1,1YXUGXéX'HYUHN·WHNRFDELU ´oDUHVL]OLNµ\DìDQ×\RU(YOHULQoRéXVLJRUWDV×]$IHW]HGHOHUNLUD\Do×NP×ì<DéPXU\DéDUVD\HQLKH\HODQRODFDNNRUNXVXYDU>> hB? !4,%4İ:$%9%.İ $/0İ.'3+!.$!,) 8/86/$5$5$6,$WOHWL]P)HGHUDV\RQODU×%LUOLéL·QGHQV×]G×U×ODQNDQWHVWLVRQXoODU×QDJ|UHELQDWOHWWHQ·QQVRQXoODU×ìSKHOLo×NW×$UDODU×QGDDOW×QPDGDO\DO×LVLPYDU8VDLQ%ROW WHPL]o×NW×>> 3NMPhB? 45,5'¢¢Ü4%+Û.hÛ+!9"%44Û+ "İ22¢!"h9%!$!$) %ú5KDIWDG×UDQQHVLYH7XUNFHOO·LQ*HQHO 0GURODQHìL.DDQ7HU]LRéOX·\OD6DUGXQ\D$GDV×·QGDWDWLOGHRODQ\D]DU7X OX*PìWHNLQKD\DW×Q×ND\EHWWL*PìWHNLQ·LQNDUDFLéHUUDKDWV×]O×é×ROGXéX|éUHQLOGL $%dDO×ìPD*UXEX%Dì NDQ×RODQ*PìWHNLQ $%NRQXVXQGD|QHPOLPDNDOHOHUHLP]D 53!+!24 KSQ?I?PR ASKFSPGWCRAMKRP C MY B haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: İLKNUR FİLİZ Çöken devletin altında kim kalır! A nayasa Mahkemesi’nin kararlarına iktidarın ve/veya mahkemelerin uymaması “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devletinin” çökmesi anlamına gelir. AKP iktidarının yarattığı “Anayasa/Adalet Krizi”, yerel mahkemelerin Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymayı reddetmesiyle, devleti yok eden yeni bir boyut kazandı: Bu konuda tarihin öğrettiklerini özetlemeye çalıştım. HHH Hiç kimse adalete, adalet mensupları kadar zarar veremez. Hiç kimse hukuku, hukukçular kadar katledemez. Hiç kimse Demokrasiyi, demokrasi sayesinde iktidara gelenler kadar tahrip edemez. Hiçbir muhalefet, bir iktidarı, o iktidarın kendi kendisini yıprattığı kadar yıpratamaz. Hiçbir ittifak, müttefiklerin birbirlerine yaptığı kötülüklerden fazlasına maruz kalamaz. HHH Her otoriter siyasal iktidar, hukuku ve adaleti kendi emrine almaya çalışır. Her otoriter siyasal iktidar, tüm medyanın tam bağımlı ve taraflı olarak kendi borazanı olmasını ister. Her otoriter siyasal iktidar, kültürün, sanatın, edebiyatın ve bilimin kendi safında olması için baskı yapar. Her otoriter siyasal iktidar, örgün ve yaygın eğitimi egemenliğine alarak gelecek kuşakları kendisine bağlı yetiştirmeyi amaçlar. Her otoriter siyasal iktidar, kendi dışındaki hiçbir Sivil Toplum Kuruluşu’na tahammül etmez. HHH Sadece tek bir din ya da mezhep adına siyaset yapan hiçbir iktidar asla demokrasiyi geliştiremez. Sadece tek bir ırk veya milliyet adına siyaset yapan hiçbir iktidar demokrasiye katkıda bulunamaz. HHH Her otoriter siyasal hareket, iktidara gelene kadar, sadece hemfikir olmadıklarıyla ve hatta karşıtları ve düşmanlarıyla değil, şeytanla bile işbirliği yapar. Her otoriter siyasal hareket, güçlendikçe, kendisini iktidara taşıyan destekçilerini ve müttefiklerini tasfiye eder. Her otoriter siyasal hareket, kendi gücünü demokratik olarak sınırlayan ve kısıtlayan bütün anayasal kurumlara düşmandır; güçlendikçe bunları ortadan kaldırır. Her otoriter siyasal iktidar, kendi gücünü demokrasi adına sınırlayan ve kısıtlayan kurallara ve geleneklere karşıdır; bunları zaman içinde yok eder. HHH Her otoriter siyasal iktidar, kendisiyle aynı olmayan ama demokrasi karşıtı olan söylem ve eylemlerine destek veren kişileri, örgütleri ödüllendirir ve iktidarına ortak eder gibi görünür ve ilk fırsatta bunları ezer. Her otoriter siyasal iktidar, kendi görüşlerine karşı çıkan muhalifleri, ne kadar haklı, adil ve demokratik olurlarsa olsunlar, vatan hainliğiyle suçlar ve toplumu bu yolla korkutarak denetlemeye çalışır. HHH SONUÇ OLARAK, HER OTORİTER İKTİDAR DEVLETİ ÇÖKERTİR... DEVLETİN ÇÖKMESİNDEN EN ÇOK ZARAR GÖREN KURUM, ELBETTE BİZZAT İKTİDAR OLUR: ÇÜNKÜ DEVLET ÇÖKÜNCE, İKTİDARIN ELİNDE YÖNETECEK DEVLET KALMAZ! su dolu çukura düşmüşlerdi 2 kardeşin ölümüyle ilgili 6 tutuklama İzmir Karabağlar’da önceki gün su dolu çukurda oynayan 2 kardeşin ölümüyle ilgili gözaltına alınan 2’si firma yetkilisi 6 kişi çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Karabağlar’da pazar günü yaşanan olayda Yusuf Tenciroğlu (7) ile kardeşi Ali Tenciroğlu (5) zaman zaman hayvan satış pazarının da kurulduğu bölgede oynarlarken, içi su dolu çukura düştü. Yakınları tarafından çukurdan çıkartılarak hastaneye kaldırılan 2 kardeş müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Soruşturma başlatan savcılık, önceki gün 6 gözaltı kararı verdi. Olayda ihmali bulunan şirketin 2 yetkilisi ve 4 çalışanı gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 6’sı, Ç.A, S.K, Z.D, M.K, M.B. ve F.G, dün akşam saatlerinde çıkarıldıkları mahkemece taksirle ölüme sebebiyet vermekten tutuklandı. İki kardeşin cenazeleri ise toprağa verilmek üzere memleketleri Kahramanmaraş’a gönderildi. l İZMİR / Cumhuriyet ON NUMARA 07, 09, 12, 17, 19, 21, 23, 29, 38, 39, 44, 47, 50, 52, 54, 56, 62, 66, 69, 70, 73 ve 80 10 BİLEN: 85 bin 841’er TL (4 kişi) 9 BİLEN: 2 bin 973’er TL 8 BİLEN: 113.80’er TL 7 BİLEN: 22.60’ar TL 6 BİLEN: 3.90’ar TL HİÇBİR NUMARAYI BİLEMEYENLER: 3.30’ar TL