18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Süt üretimi arttı 2017 Kasım ayında üretilen süt miktarı 146 bin 74 ton olarak EKONOMİ kaydedilirken,yıllıkbazdasüt DOLAR 3.7640 üretimi yüzde 9.7 artış gösterdi. 2.7 kuruş AVRO 4.5630 0.5 kuruş FAİZ 13.39 0.03 puan Cumartesi 13 Ocak 2018 EDİTÖR: EMRE DEVECİ TASARIM: SERPİL ÜNAY Bu borç hasta eder BORSA 114.644 74 puan ALTIN CUMHURİYET 1078.84 2.43 lira ALTIN 24 AYAR 160.54 36 kuruş 9 Sayıştay’ın Hacettepe ve İstanbul Üniversitesi raporlarına göre, Hacettepe’nin borcu 355 milyon, Çapa’nın kısa vadeli borcu da 487 milyon liraya ulaştı Bilim üretmeleri beklenen üniversite hastaneleri, yanlış sağlık politikala rı nedeniyle medikal şirketlere olan borçlarını ödeyemez, sağlık hizmeti veremez ve faaliyetleri ni yapamaz duruma geldi. Kısa bir süre önce Akdeniz Üni versitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Bülent Aydınlı, “250 milyon liralık borcu ödemiyoruz” ferya dı dikkatleri bu alana çekerken Sayıştay raporları da vahim bir du rumu ortaya koy du. Buna göre, ül kenin en köklü ve OLCAY BÜYÜKTAŞ prestijli üniversite hastaneleri, vadesi gelen borçlarını ödeyemez ve faaliyetlerini yapa maz durumda. Sayıştay’ın 2017 yılı Eylül ayında yayımladığı Hacettepe Üniversitesi raporuna göre, üni versitenin döner sermaye bor cu 355.676.464 lira olarak görü nüyor. Yine Sayıştay’ın aynı ta rihli İstanbul Üniversitesi rapo runda da, işletmenin kısa vade li borcu miktarı 486 milyon 982 bin 394 lira olarak görülürken, ‘kurumun kısa vadeli borçlarını ödeyemez duruma düştüğü’ sap taması yer aldı. Hacettepe raporu sonuç bölü münde, “Sonuç olarak sorunla rın çözümüne yönelik işlemle rin yapılması zaruridir. Zira ha li hazırda bu işletmelerin sürdü rebilir mali yapıları bulunma maktadır. Gelir gider dengesini sağla maya yönelik gerekli yasal ve idari tedbirlerin alınması, söz konusu işletmelerin mali açıdan sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması açısından önem arz etmektedir” saptaması yer aldı. Ekonomisi yüzde 11.1 büyüyen ülkenin devlet üniversitesi hastanelerinin borçlarını neden ödeyemediğini sorgulayan ve İzmir Tabip Odası Üyesi Dr. Ergün Demir ve İstanbul Tabip Odası Üyesi Dr. Güray Kılıç’ın yaptığı çalışmaya göre de, yerli medikal şirketlere borcunu ödeyemediği için bir liralık malı dört liraya almaya zorlanan üniversite hastanesi başhekimleri feryat etmekte buluyor. 43 üniversite hastanesinin borcu 6 milyar liraya yaklaştı. Sağlık Bakanlığı’na bağlı kamu hastanelerinin 11 milyar liralık borcu söz konusu. Sağlık kuruluşları, günü kurtarmaya çalışırken bankalara muhtaç duruma geliyor. Ses yok Demir ve Kılıç, gelinen noktayı da şöyle özetliyor: “Sağlık işletmeleri, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sağlık uygulama tebliği aracılığıyla yaptığı kısıtlamalar nedeniyle gelirlerini artırmak ‘zarar etmemek’ için, artık güvenli/etkin olan tıbbi malzeme yerine, ucuz ve kârlı olanın tercih etmek durumunda kalıyor. Üniversite hastanelerinde tıbbi cihaz ve malzemeye ulaşamayan riskli ve zor hastalar, çaresizce ameliyatını yapabilecek tıbbi ekibi ve hastaneyi aramaktadır. Bu hastalar özel sektöre yönlendiriliyor. Varlık amacından uzaklaşıyor Çalışmaya göre, üniversite hastanelerinin öncelikli varlık nedeni bilim üretmek, öğrencilerini geleceğe en iyi şekilde hazırlamak, nitelikli sağlık hizmeti ve eğitim vermek. Bu hastaneler, çoğunlukla  zor ve karmaşık vakalara tedavi hizmetinin sunulduğu, çoğu hasta için son başvuru noktası olan yer ler. Ancak sağlık politikası sonucunda devlet üniversite hastaneleri, nitelikli sağlık hizmeti ve eğitimden uzaklaştırılarak işletme esaslarına göre çalışan hizmet hastanelerine dönüştürülüyor ve özel hastanelerle rekabete zorlanıyor. 4 Bugün için nitelikli ve komplike sağlık hizmetlerinin büyük kısmını veren üniversite hastaneleri hizmet sundukça ‘’zarar eden’’ ve borçlanan kurumlar haline geti rilmiş, basit ve kısa süren işlemlere ağırlık vermeye yönelmek zorunda bırakıldı. 4 Bu durum sadece sağlık hizmetinin kalitesini ve gelişimini değil; bilimsel araştırmaları, tıp ve uzmanlık eğitimini de olumsuz etkiliyor. 4 Üniversite hastanelerini bu zor duruma sokan siyasal aktörler önümüzdeki süreçte üniversite hastanelerinde  ‘el’ değiştirme politikalarını hayata geçirecekleri görülüyor. Açık beklentiyi aştıSağlıksız büyümenin faturası cari açığa yansıdı. Kasımda açık 4.2 milyar oldu Mehmet Şimşek Ceza gelirse Halkbank öder Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Hazine’nin borçlanmasının Halkbank’a gelebilecek olası bir ceza ile ilgili olmadığını söyledi. Şimşek, “Halkbank’a bir ceza gelirse bunu Halkbank öder. Halkbank için borçlanmayız” diye konuştu. Borçlanmanın Halkbank’a gelebilecek bir ceza için hazırlık olduğu iddialarını yalanlayan Şimşek, yılın ilk çeyreğinde Hazine’nin her zamankinden daha fazla iç borç geri ödemesi olduğunu kaydetti. Şimşek, “Enflasyonda gelinen nokta, küresel belirsizlikler tüm bunların Hazine’nin borçlanma maliyetlerine orantısız şekilde yansımasını engellemek amacıyla önden yüklemeli bir borçlanma politikası yürüttük” dedi. l Ekonomi Servisi Benzine yine zam göründü ABD’de petrol stoklarının beklentilerin üzerinde düşmesiyle brent petrolün 69 doları aşması, akaryakıtta zamma yol açabilir. Piyasa beklentisi 3.9 milyon varil iken ABD’nin Petrol Enstitüsü’nün stokların 11.2 milyon varil düştüğünü açıklamasıyla brent petrol yüzde 2 artarak 69.2 dolara çıktı; 632.75 olan benzin endeksi ise 646.25 metrik ton/dolara yükseldi. Habertürk’ün haberine göre, tüm bu gelişmelerin üzerine Türkiye’de 10 Ocak günü doların yeniden yükselerek 3.80’i aşması, hafta başında benzinde 910 kuruşluk zam beklentisi yarattı. l Ekonomi Servisi 2018’de büyüme beklentisi düşük İngiltere merkezli ekonomi araştırma şirketi Capital Economics, Türkiye ekonomisinin 2018 yılında 2017’deki seviyenin yarısından daha az büyümesini bekliyor. Artan cari açığın ve son 10 yılda yaşanan kredi büyümesinin getirdiği zayıflıkların, şirketin tahminine ilişkin aşağı yönlü riskleri yansıttığı ifade edildi. l Ekonomi Servisi Cari işlemler açığı, kasımda bir önceki yılın aynı ayına kıyasla 1 milyar 947 milyon dolar artarak 4 milyar 200 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Beklenti cari açığın 3.85 milyar dolar olmasıydı. Söz konusu gelişmede, ödemeler dengesi tablosundaki dış ticaret açığının bir önceki yılın aynı ayına göre 1 milyar 824 milyon dolar artarak 4 milyar 674 milyon dolara ve birincil gelir dengesi açığının 555 milyon dolar artarak 1 milyar 44 milyon dolara yükselmesi etkili oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan Kasım 2017 dönemine ilişkin ödemeler dengesi verilerine göre, 12 aylık cari işlemler açığı 43 milyar 752 milyon dolar oldu. OcakKasım 2016 döneminde 28.65 milyar TL olan cari işlemler açığı, yüzde 37.5 gibi yüksek bir artışla 2017’nin aynı döneminde 39.39 milyar dolar olarak gerçekleşti. Cari açığın milli gelire oranı da yüzde 5.1’e ulaştı. Birincil gelir dengesi kalemi altında yatırım geliri kaleminden kaynaklanan net çıkışlar da bir önceki yılın aynı ayına göre 532 milyon dolar artarak 952 milyon dolara ulaştı. Net hata noksan kasımda 813 milyon dolar, ocakkasımda 2.28 milyar dolar oldu. l Ekonomi Servisi Almanya’da metal işçileri sokakta Almanya’da metal ve elektronik alanında çalışan 3 milyon 900 bin işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmeleri görüşmelerinde uzlaşma çıkmaması üzerine başlayan uyarı grevleri sürüyor. 2.5 milyon üyesiyle ülkenin en büyük sendikalarından olan IG Metal’in çağrısıyla yapılan uyarı grevlerinden biri de güneybatıdaki Mannheim kentinde Daimler AG şirketinin yan kuruluşu EvoBus fabrikasındaydı. IG Metal Sendikası, patronların uzlaşmaya yanaşmaması durumunda 24 saatlik greve çıkma uyarısında bulundu. İşçiler, ücret artışı ve haftalık 28 saat çalışma olanağı talep ediyor. Birleşik Metal: Aynı gün çıkalım Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile Birleşik Metal İş Sendikası ve Türk Metal Sendikası arasındaki 130 bin işçiyi ilgilendiren toplusözleşme görüşmelerinden uzlaşma çıkmazken işçiler greve hazırlanıyor. Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısı sonrası açıklama yapan Birleşik Metal İş Sendikası, Çelikİş ile Türk Metal sendikalarına aynı gün greve çıkma çağrısını yineledi. MESS’in önceki gün teklif ettiği ücret zam oranının yüzde 6.40 olduğu ve bu oranın ikramiye dahil 137 TL’ye denk geldiği belirtilen açıklama “Bu sefalet zammını kabul etmemizin mümkün olamayacağı açıktır” denildi. İşverenlere “OHAL’e ve KHK’lere güvenmeyin” diye seslenen sendika, 1622 Ocak tarihleri arasında birçok kentte işçilerin eyleme çıkacağı duyuruldu. “Süreç artık grev aşamasına gelmiştir” diyen Birleşik Metal İş, “Sendikamız resmi arabulucu raporunun sendikamıza gelmesinin ardından en kısa sürede grev kararını alacak ve kararlılıkla da uygulayacaktır” ifadelerini kullandı. Komşuda grev kvcYdyÖaghdshelaeoaaüüaauatrpkfhkpnneniişeşşlıüaüaldalıayrçamnrbyalgrMaineıillanısreeanhrrepeeıatitrdascakvıyikiylynananalıelıaiselnalisnd’ednpıdt,gm’tıtkıııgabl.örileaodtmedranyitenuşıoşiape.a.çvorkyznrodSi,emikllsaleyuüyiensinirrrleyktnkidazgdlne,eAcuasaüildai.otpzpmnAeikMsnaavbanyoazbkeenieaa’elirtdarllrlratçkantoeroeedzksai Hakhukuksuzlukta OHAL’li Saray gücü tek adam rejimini geçti Yürürlükteki anayasal düzen, buna göre çalışması gereken hükümet, İktidarları işleyişi, Meclis iradesi, siyasal partilerin hak ve sorumlulukları, demokratik düzenin işleyişinde yetki ve söz sahibi tüm kamu, demokratik örgütlenmelerin varlık, iradeleri yok sayılarak, parti başkanı kimliği ağır basan, Cumhurbaşkanlığı yemini, herkesin cumhurbaşkanı, tarafsızlık sorumluluklarına sırt çevirmiş olarak, Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında yapılan toplantının sonucu olarak birkaç cümlelik duyuru ile OHAL süreci bir kez daha uzatıldı. Baktım da dün CHP’nin 81 ilde düzenlediği etkinlikle, “OHAL’e yeter” başlıklı eylemler ana akım medyada birkaç satırlık haberler içinde geçiştirildi. Önceki günün haberlerinde Devlet Bahçeli’nin tek adam rejimine geçiş referandumunda, partisinin aday çıkarmayacağı, baştan daha ilk oylama turunda Tayyip Erdoğan’ın adaylığına destek verecekleri kararının ilanı çok boyutlu tartışmaların odağında, en uzun ana haber gündemine oturmuştu. Suriye’de Türkiye’yi zora, ters köşeye düşüren, büyük olasılıkla provokatörleri de çok bilinen tuzakla, ortaya çıkan yüz binlerin çolukçocuk, kış ortasında sınırımıza doğru yine can havliyle göçe zorlanmalarının görüntülü haberlerini bile gölgede bırakmıştı. HHH Çıplak ayaklı çocukların aralarında olduğu, suyun bile bulunmadığı vurgulanan yeni yerleşim bölgeleri içinde, yaz çadırlarında, sadece Türkiye destekli kurumların kuyu açma çabaları eşliğinde, yiyecek dağıtabilme çabalarının ağırlığında, kurulması için çırpınılan beyaz çadırlardan oluşan kampların ilk görüntülerinin önceki gün bir kanaldan ulaşabildiği akşama doğru saatlerinin iç yakan karabasanında, AYM’nin en sonunda OHAL üzerinden, OHAL’in ilanı gerekçeleri ile çelişen hukuk uygulamaları için, kendi geçmiş içtihatları ile de uyumlu yargısız infaz içerikli ön tutukluluklar için, “adalet” diyen kararının haberi geldi. Sonrası gelişmelerde AYM’nin kararının doğal olarak henüz gerekçesinin Resmi Gazete’de yayımlanmamış olması öncelikli gerekçe yapılarak tahliye kararı verilen iki gazeteci için, tutuklama kararı gelince, AYM’nin bir biçimde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitmenin de yolunu kapatabilecek söz konusu kararına ilişkin, delil karartabilmenin söz konusu olamayacağı aylar yılları bulmuş gazetecilerin infaz içerikli tutuklulukları için verdiği “haksız, adaletsiz” kararlara ilişkin kararlılığını yazılı metne dökmeye yönelik, gerekçesini AYM sitesine koyup yayımlama gereğini duyması dikkat çekiciydi. Gelin görün ki, dünün Saray sözcüleri, Başbakan da içinde İktitarları erki adına yapılan açıklamalarda, AYM kararı yetkisizlik suçlaması ile mahkum ediliyor, ilgili davaların görüldüğü mahkemelerin kararlarının esas alınacağı yorumları yapılıyordu... Aylar değil yılları bulmuş gazeteci, siyasetçilerin, en ağırından yargısız infaza dönüştürülmüş düşünce suçlarından tutukluluklarında dünya rekorları kırılmış ülkemizde AYM’nin çok gecikmeli de olsa “adalet” demesi, karardan sonra açılması gereken yolda, çok haklı saatler, gün saymaya başlamış insanların duyguları, sabırları zorlanarak, İktidarları erki, yargı zorlamalarıyla tutuklulukların uzatılması yolunda elden gelen çabanın gösterileceği, hakhukuk ihlallerinin zorlanacağı apaçık ilan ediliyor... HHH Günlük çok çarpıcı bu son gelişmeler bile tek başlarına, OHAL’li Saray gücünün hangi katlanmış boyutlarda haksızhukuksuz güç kullanımında araç yapılabildiğini ortaya koyuyor... Referanduma esas alınmış tek adam rejiminin dünyada bir eşi benzeri olmayan otoriterleşmenin önünü açtığı gerçeği ile Erdoğan liderliği, siyasal hesap kitaplar dengelerinde risklerin ortadan kaldırılabilmesi ile doğrudan orantılı olarak seçimlerin öne alınacağı tezleri şimdilik gözlerden uzak tutuluyor gibi. Birincil gerçek neden de, ekonomik, sosyal, siyasal elverişli koşulların henüz yakalanamadığının, seçim anketlerinin erken seçim iradesinin öne alınmasına engel oluşturduğu sayılıyor. Ancak giderek anlam kazanan gerçeklik, OHAL’i Saray gücüyle ülkeyi yönetmede haksızlık, hukuksuzlukların, sınır tanımazlığın katlanmasıyla, başkanlık rejimine geçiş risklerinin de önüne geçmesi oluşturuyor... Enflasyon beklentisi arttı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) beklenti anketi sonuçlarına göre, ocak ayı enflasyon beklentisi yüzde 1.29’dan yüzde 1.32’ye yükseldi. Ankete göre, 12 ay sonrası için TÜFE beklentisi bir önceki yüzde 9.30 seviyesinden yüzde 9.24’e geriledi. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise yüzde 8.47’den yüzde 8.23’e düştü. Yıl sonu dolar beklentisi ise bu anket döneminde 4.12 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi, bir önceki anket döneminde 4.15 TL iken bu anket döneminde 4.24 liraya yükseldi. Cari işlemler açığı beklentisi, bir önceki anket döneminde 41.7 milyar dolardan 43.8 milyar dolara yükseldi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle