Katalog

Perşembe 11 Ocak 2018 haber 4 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİz Erdoğan’dan yeni itiraf ‘FETÖ’cülük gerekirse, onu da AKP yapar’ FETÖ davaları içinden çıkılmaz bir hal aldı. Yargıçlar olaylar yumağını çözemezken kararlar da kamuoyunda ciddi soru işaretleri yaratıyor... Soru işaretlerini gündeme getirenler hiç de haksız değiller, düne kadar, kahraman bilinenler FETÖ’cünün en halis haini, düne kadar FETÖ darbesinin başarıya ulaşması halinde gözde sıkıyönetim komutanı olacağı iddia edilenler kumpas mağduru çıkıyorlar! Son olarak da, “Yurtta Sulh Konseyi”nden Mehmet Partigöç’ün düzenlediği, önemli görevlere getirilecek kişiler listesinde adları bulunduğu için tutuklu olan Tümgeneral Adnan Arslan, Tümamiral Ercan İnceoğlu, Tümgeneral Mustafa İlter, Korgeneral Erdal Öztürk, Korgeneral Abdullah Barutçu, Tümgeneral Celalettin Çoban ve daha 12 kişi, listenin bir kumpas ürünü olduğunun ortaya çıkması üzerine delil yetersizliğinden serbest bırakıldılar. HHH Garip bir durum çarşambanın hainleri perşembenin kahramanları haline gelince, artık perşembenin gelişi çarşambadan da belli olmaz oldu. Yargının bir zamanlarki anlı şanlı hâkim ve savcıları da, daha sonra FETÖ kumpasçılığından soruşturulup kovuşturulunca insan kime ve neye inanacağını şaşırır hale geliyor. Bu her şeyi kaybettiği anda, kuşkunun tohumunu herkeste filizlendiren FETÖ’nün başarısıdır. Tam artık kimse hiçbir şeye şaşırmaz oldu derken yine de şaşılası bir olayla karşılaşıverdik. FETÖ’nün akademik yapılanmasından İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmakta olan Fatih Gürsul hakkında verilen mahkumiyet kararında gerekçede açıklandığı üzere “sanığın ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı’nın Başdanışmanı olarak görev yapmış bulunduğu konumunun örgüte sağlayabileceği yarar ve sanığın bu kapsamdaki etkinlik imkânı temel cezada artırım yapılmasında dikkate alınmış”. AKP’nin çok etkin noktalarında görev yapmış olan birçok FETÖ’cü, kıllarına bile dokunulmadan ellerini kollarını sallayarak gezerlerken bir bakıyorsunuz ki, bir başka FETÖ’cünün, CHP Genel Başkanı’nın danışmanı olduğu için cezasında artırıma gidiliyor. Bir zamanlar kendini iktidarla çok özdeşleştiren tek parti döneminin Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’a atfen anlatılan çok çarpıcı bir öykü vardı. Rivayet olunur ki, Nevzat Tandoğan bir solcu aydını şöyle paylamış. Hem size ne oluyor ulan, memlekete komünizm gerekiyorsa onu da biz getiririz! Durum onu hatırlatıyor. Şimdi de eski CHP’li Fatih Gürsul’a aynı Tandoğan mantığıyla sesleniliyor: Hem size ne oluyor ulan, memlekete FETÖ’cülük gerekiyorsa onu da AKP yapar! Onat Kutlar’a sesleniş Onat Kutlar’ı yitirişimizin 23. yıldönümü. Bu vesileyle Onat’a bir kez daha seslenmek istedim: Sevgili Onat, Bugün sen kültürel değerlerine katkılarda bulunduğun “sevgili kentler”in Gaziantep ve İstanbul’u bütün diğer sevdiklerinle birlikte ardında bırakarak aramızdan ayrılalı tam 23 yıl oldu. Bu süre içinde sık sık, senin ham ervah göçüyle kültürel havası kirlenen İstanbul’a biraz nefes alsın diye Gaziantep’in armağanı olduğunu düşündüm ve dile getirmeye çalıştım. Buraları soracak olursan Onat, sen gideli beri memlekette iyiye giden bir şey olmadı. Baskı ve zulüm yine eskisi gibi, hatta eskisinden de beter, artarak sürüyor. Neyse, birçok ülke benzeri günleri yaşadı, yaşıyor, yaşayacak da. Onlar gibi bizler de “bu da geçer yahu” diye teselli bulmaya çalışıyoruz. Senin Gaziantepli ve de İstanbullu hemşerilerin güç günleri, daha önce yaşadılar, kentleri yirminci yüzyılın başlarında işgal edildi. Ama onlar dişlerini sıktılar, direndiler, sonunda işgal kuvvetleri çekildi, kentler sahiplerine kaldı ve zenginliklerini artırarak yaşamı sürdürdüler. Ama korkarım ki, bu kez öyle olmayacak gibi. Bu kez kentlerimizi çaldılar, yok ettiler. Bu kez her iki kentimizi de işgal edip yağmalayan işgalciler gittiklerinde geriye bir şey kalmayacak. Evet, kentlerimizi çaldılar, yok ettiler, şimdi sıra geçmişimiz ve belleğimizde. Cumhurbaşkanı, “UYAP gibi önemli mekanizmayı maalesef FETÖ’cülere kaptırdık. Orayı sinsi emelleri için çok acımasız kullanıp en büyük zulmü icra ettiler” dedi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, düzenlediği Adalet Şurası’nda bir FETÖ itirafında daha bulundu. Adaletin tesisi için 15 yıldır çalıştıklarını ileri süren Erdoğan, “Ama bir şeyi gerçekleştiremedik, UYAP gibi çok önemli bir teknolojiyi, mekanizmayı, maalesef bu b ir özeleştiridir, FETÖ’cülere kaptırdık. Bu ağı, orayı o kendi sinsi emelleri için çok acımasız kullandılar ve oradan da gerçekten en büyük zulmü icra ettiler” ifadesini kullandı. Erdoğan Sezai Karakoç’un şiirlerinden alıntı yaptığı konuşmasında, “Adavetle, yani düşmanlıkla adalet yan yana yürümez” dedi. YILDIRIM: YENİ YARGI PAKETİ GELİYOR Başbakan Binali Yıldırım ise, “Geciken adalet, vicdanları yakan bir ateşe dönüşmektedir. Yargıya olan güveni daha da artırmak ve yargılamaları hızlandırmak amacıyla bir dizi yeniliği ihtiva eden yeni bir reform paketini yakın bir zaman içerisinde yüce Meclis’e getirmiş olacağız. Hukuk devleti ilkesine halel getirmeyeceğiz. Keyfiliğine asla müsaade etmeyeceğiz. Yargıyı araç haline getirenlere adaletin ne büyük bir değer olduğunu her kararımızda göstermeliyiz” dedi. Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin gazetemizin eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül ile ilgili tahliye kararı için kullandığı “Karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” ifadesini, 2 yıl sonra, ABD’deki Hakan Atilla davası ile Gülen ve üst düzey cemaatçilerin iade edilmemesine tepki gösterirken de kullandı. Erdoğan, “Ülkemde darbe yapanlar, senin ülkene geliyor, bize iade etmiyorsun. Neymiş, Batı adil davranırmış. Bunlarda adalet falan yok, kendimizi aldatmayalım. İşte en son ABD, Rıza Sarraf meselesinde gördük. Tamamıyla siyasi bir kararı çok açık net alabiliyorlar. Huku ka, kanuna zerre kadar saygıları yok. Verdikleri siyasi kararlarla kalkıp Türkiye’ye meydan okumaya yöneliyorlar. Ben bunların bu tür kararlarına kesinlikle saygı duymuyorum, bunlara da inanmıyorum” diye konuştu. Kişilerin istemleri dışında Mor Beyin uygulaması üzerinden ByLock kullanıcısı gi bi gösterilmeleri ile ilgili olarak da Erdoğan, “Örgüt, sırf bu uygulamayla tespit edilen terör örgütü üyelerinin suçlarını gizlemek için 11 binin üzerinde masum insanı ateşe atmaktan çekinmeyecek bir yönteme başvurmuştur. Amaçları deliller üzerinde soru işaretleri oluşturarak, mücadeleyi sulandırmaktır. Kurumlarımızın dikkati sayesinde bu oyun da bozulmuştur. Mevcut soruşturmaların ve yargıların da aynı titizlikle yapılarak masumlarla suçluların ayrımının, mahşeri vicdanı tatmin edecek şekilde ortaya konacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı. l ANKARA / Cumhuriyet ‘İttifak’ için ilk buluşma Süreç AKP ile MHP arasında kurulacak komisyonlarca belirlenecek SELDA GÜNEYSU MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin gündeme getirdiği, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Sürece kimse limon sıkmasın. Liderler arasında yürütülsün” dediği ‘seçim ittifakı’ ile ilgili ilk adım atıldı. Erdoğan ve Bahçeli arasındaki görüşmenin “olumlu geçtiği” belirtilirken, ‘ittifak’ için yürütülecek süreç, iki parti arasında kurulacak komisyonlarca belirlenecek. ‘Uyum yasaları’ kapsamında Meclis’e getirilecek yasa değişiklik teklifleri önce genel başkanlara sunulacak. Erdoğan ile “2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ı destekleyeceği” sözü veren Bahçeli dün ‘seçim ittifakı’ ile ilgili ilk kez görüştü. Erdoğan ile en son 5 Ekim 2017’de görüşen Bahçeli, dün Erdoğan ile kendisinin adını koyduğu ‘Cumhur İttifakı’nı görüşmek üzere Beştepe’ye gitti. Görüşme yarım saat sürdü. MHP kanadından “görüşmenin olumlu geçtiği” değerlendirmeleri paylaşıldı. Görüş Bahçeli, dün Erdoğan ile kendisinin adını koyduğu ‘Cumhur İttifakı’nı görüşmek üzere Beştepe’ye gitti. Görüşme yarım saat sürdü. mede, iki liderin ana gündem maddesini ‘uyum yasaları’ kapsamında ‘ittifak’ ile birlikte ‘seçim barajı’ ve ‘seçim sistemleri’ oluşturdu. Bahçeli’nin “Yüzde 10 seçim barajı ağır bir baraj” sözlerinin ardından seçim barajının düşürülüp düşürülmeyeceği gündeme gelmişti. Ancak AKP, seçim barajının dü şürülmesine ‘sıcak bakmıyor.’ Seçim sisteminin de ne olacağı konusu görüşmenin bir diğer başlığını oluşturdu. Her iki partide ‘daraltılmış seçim sistemi’ne karşı teknik anlamda birtakım görüş ayrılıkları yaşanıyor. MHP’nin görüşü, her ilin 7 bölgeden fazla bölgeye ayrılması. Ancak AKP kanadı her ilin en fazla 7 böl geye ayrılması noktasında çalışmalar yürütüyor. Öte yandan ittifak ile ilgili yine ‘uyum yasaları’ kapsamında Siyasi Partiler Yasası’nın ittifakın önünde engel teşkil eden 90. maddesinde değişikliğe gidilmesi gerekiyor. AKP’de kurulan 5 farklı komisyonda çalışmalar yürütülüyor. l ANKARA Kaplan ikiye böldü Eski HDP’li vekil Kaplan’ın “Demirtaş’ın yerine bir Türk göz dikmesin” çıkışı Kürt siyasi hareketinin farklı kurumlarında tartışma başlattı Filiz Kerestecioğlu KERESTECİOĞLU: HÂLÂ BİZLERİZ HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, Kaplan’ın sözleri için şu açıklamayı yaptı: “Ama gerçekten hani o en başta söylediğimiz ‘Bizler’ var ya, biz oyuz yani, halen bizleriz. Dolayısıyla burası halkların kardeşliğinin partisidir. Burası her rengin, her kimlikten, her inançtan insanın partisidir ve o nedenle o sözler bizi karşılamıyor, hiçbir şekilde bizim düşüncelerimizi yansıtmıyor. Bunu da zaten partimiz açıklamasıyla ifade etti. Buna eklenecek çok fazla bir söz yok. Bir de tabii ki burası mevki partisi de değildir. ‘Buralara gelelim, bu mevkiye gelelim’ diye uğraş vermiyoruz. Özgürlük, eşitlik, barış için uğraş veriyoruz. Bundan sonra da öyle yapmaya devam edeceğiz.” MAHMUT LICALI HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın partisinin kongresinde aday olmayacağını açıklamasının ardından eski HDP Milletvekili Hasip Kaplan’ın Twitter’dan “Demirtaş’ın yerine bir Türk göz dikmesin, eş başkan bir Kürt olacak” çıkışını HDP; ırkçı bulup kınarken Demokratik Toplum Kongresi (DTK) açıklamanın demokratik bir hak olduğu ve siyasi linci doğru bulmadıklarını bildirdi. Art arda yapılan açıklamaların ardından Kaplan dün sabah saatlerinde yine sosyal medya üzerinden istifa ettiğini duyurdu ve açıklamalarının arkasında olduğunu ifade etti. Edinilen bilgiye göre parti üyesi Kaplan için HDP’de disiplin sürecinin işletilmesi yönünde karar alındı. Ancak Kaplan’ın istifa açıklama sının ardından disiplin süreci işletilmedi. Kürt siyasi hareketinin önemli kurumlarından biri olan ve geçen yıllarda özerklik tartışmalarıyla gündeme gelen Demokratik Toplum Kongresi’nden (DTK) Kaplan’ın açıklamalarına kısmen destek geldi. DTK’den yapılan açıklamada, “Hasip Kaplan’ın yaptığı açıklamayı demokratik bir hak olarak görmekle birlikte talihsiz bir açıklama olarak değerlendiriyoruz. Bu doğrultuda halkımızı, tüm kurumlarımızı ve dostlarımızı yapılan açıklamalar karşısında sağ duyulu davranmaya davet ediyoruz. Demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanma hakkının yanında siyasi linci de doğru bulmadığımızı belirtmek istiyoruz” denildi. HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen de, siyasette sorunun ön yar gılar, ötekileştirme ve kamplaşma siyasetinden kaynaklandığını ifade etti. Aynı zamanda ismi eş başkanlık için de konuluşan Bilgen, şunları dile getirdi: “Sonuçta hiç kimsenin dışlanmadığı, en yoğun mağduriyet yaşayan çevrelerin de siyasette sözünü söyleyebildiği, kimliğinden dolayı bir haksızlığa ve ayrımcılığa uğramadığı bir siyaseti iddia ediyoruz. Ülke yönetiminde neyi savunuyorsak parti yönetiminde de aynı ilkesel tutum içerisinde olmamız gerekiyor” dedi. Önder’den sert yanıt Kaplan’ın “Sırrı gitsin film çeksin” sözlerine Sırrı Süreyya Önder’den sert yanıt geldi. Önder şunları dile getirdi: “Ben eş genel başkanlığa aday ya da talip değilim. Kuruluşundan bu yana, yoldaşlarım bu onurlu göreve defalarca beni önerdiler. Ben de her seferinde benden daha yetkin, benden daha layık en az onlarca yoldaşımı önerdim. Bugün de böyle düşünüyorum. Bu par tinin bir sıra neferiyim. Milletvekiliyken de film çekerken de bu ‘sıra neferi’ olma duygum hep devam edecektir. İlkel milliyetçilik yani ırkçılık hastalıklı bir duygudur. Bazen Hasip örneğinde görüldüğü gibi insanı insanlığından eder. Hasip zihniyeti, ancak tükürülecek değersizliktedir. İçinde zerre utanma duygusu olan birisi onların aziz hatırasından biraz olsa utanır, utanmalıdır.” l ANKARA Hasip Kaplan Karamollaoğlu: Sorun noter parası değil demokrasi Saadet Partisi (SP) lideri Temel Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için “Değil 100 bin, inşallah biz 300 bin imza ile bu teklifi seçim kurullarına sunacağız. Bizim endişemiz noter parası değil, demokrasiye engel çıkarılmasıdır” dedi. Karamollaoğlu düzenlediği basın toplantısında, “Cumhurbaşkanı, bizim 100 bin imzayla ilgili teklifimizi yanlış anlamış. Bu yüzden, ‘100 bin imza bulamayacağını düşünenler, noter parasından çekinenler bu işe hiç girişmesinler’ anlamında bir cümle kullandı. Bizim 100 bin imza toplamakta hiçbir endişemiz yok” dedi. BBP’den SP’ye çağrı Büyük Birlik Partisi (BBP) lideri Mustafa Destici ise AKPMHP ittifakının yanında olduklarını belirterek, “Hatta bu birlikteliğe Saadet Partimizin de katılmasını arzu ediyoruz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet AFP’ye açıkladı Demirtaş: Adalet bitmiş HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Fransız haber ajansı AFP’nin sorularını avukatı aracılığıyla yazılı olarak yanıtladı. Demirtaş, 2019 seçimlerine katılmayacağını belirterek “Türkiye’deki adalet sistemi her zaman kötüydü ancak şu anda tamamen bitmiş durumda. Gözaltımı bir cezaya dönüştürerek irademi kırmaya çalışıyorlar. Elbette bir gün özgür kalacağım ama bu adil yargı kararı nedeniyle değil siyasi gelişmeler nedeniyle olacak” ifadelerini kullandı. l Dış Haberler gerekçeli karar ‘Vatan haini’ eleştiri sayıldı HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a, hakaret ettiği gerekçesiyle AKP İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık’a, 4 bin TL manevi tazminat cezası veren Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi gerekçeli kararında “vatan haini” ifadesi için “Davacının siyasi kişiliği nedeniyle hakkında yapılan bu sert eleştiri ve ifadeye katlanması gerektiğine karar verilmiştir” denildi. Kocabıyık, 10 Ekim 2016’da, sosyal medyadan, “Demirtaş iti yargı kararına rağmen serbestçe geziyor. Onlarca şehit veriyoruz. Bu vatan haininin peşine düşecek bir savcısı yok mu ülkenin?” ifadelerini kullanmıştı. l DİYARBAKIR/DHA C MY B