26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 26 Eylül 2017 haber Gürsel’e tahliye10 EDİTÖR: HAKAN AKARSU / BURAK YURTTAŞ TASARIM: ZARİFE SELÇUK 330 gün sonra ÖZGÜR... AYDIN ENGİN: Böyle savcılık yapılmaz Duruşma savcısı Hacı Hasan Bölükbaşı, 11 Eylül’deki ara kararın tutukluluk halinin devamına yönelik gerekçede bir değişiklik olmadığını, delillerin henüz toplanmadığı ve kuvvetli suç şüphesi bulunduğu iddiasıyla tutukluluk halinin devamını istedi. Söz alarak savcının mütalaasına tepki gösteren yazarımız Aydın Engin, “İlk duruşma başladığında bu kötü iddianame ile duruşma savcısının ne yapacağını merak ediyordum. Duruşma savcısı, üç defa mütalaa verdi. Ben gazetede aynı yazıyı üç gün üst üste yayımlarsam beni kapının önüne koyarlar. Müddei iddiasını ispatla yükümlüdür. Savcı sanıkların kaçma şüphesi, delil karartma ihtimali var diyorsa ispatlasın. Bunlar boş iddialar. Delilleri önümüze koysun. Böyle savcılık yapılmaz” dedi. Yayın politikasını değiştirme yoluyla terör örgütüne yardım suçunu işlediğinin de öne sürülemeyeceğini dile getiren Kadri Gürsel, “Ben gözaltında alındığımda 34 günlük yayın danışmanıydım” derken, Ahmet Şık ise hiçbir talebinin olmadığını söyledi. Kaç yıl bekleyeceğiz? Ceza hukukçusu, Avukat Prof. Dr. Köksal Bayraktar ise savcının mütalaasındaki delillerin toplanmadığı iddiasına karşılık olarak, “330 gündür süren bir tutuklulukta delilleri kim toplayacak? İddia makamı ve siz sorumluluk altındasınız. Adil yargılama varsa bu şarttır. 330 gün hiç dört duvar arasında kaldınız mı? ‘Delilleri toplanmamıştır, yakalanmayan sanıklar gelmemiştir’ deniliyor. Biz çocuk muyuz? Gelinceye kadar 35 yıl bekleyecek miyiz” diye sordu. Başkan’ın tahammülü yok Avukat Köksal Bayraktar’ın hukuki savunmasının ardından bir kitap vermesine sinirlenen Mahkeme Başkanı Dağ, “Bizim sizin vereceğiniz derse ihtiyacımız yok. Siz değerli bir hocasınız. Ancak mahkeme heyetine hukuk öğretmek kimsenin haddi değildir. Bizim insan sevgimizi kimse sorgulayamaz” dedi. Başkan’ın Bayraktar’ı susturma girişimi diğer avukatların tepkisini çekti. Mahkeme Başkanı, tepki gösteren avukatlardan Uğur Yetimoğlu’nun zorla dışarı çıkarılması talimatı verdi. Diğer avukatların araya girmesiyle Yetimoğlu salonda kaldı. İddianame itirafı Dağ, “İddianamede belli problemler var mı var? Kabul. Mahkeme, bunu bilmiyor veya kasıtlı yapıyor diye söylenmesini doğru bulmuyorum. Duruşmanın ilk gününden itibaren anlayış gösterdik birbirimize” diye konuştu. Bayraktar ise “Tutukluluk bir insanın özgürlüğünü zedeleyen bir şeydir. İnsana başka bir bakıldığı takdirde olay farklı cereyan eder. Biz burada adam öldürme davasını yargılamıyoruz, bir düşünce özgürlüğü davasını yargılıyoruz. 330 günden beri tutukluluk az bir süre değildir. Esası olmayan davada 330 günlük tutukluluk çok uzundur. Ben Ergenekon’da, Balyoz’da savunmanlık yaptım. Sonuçları ne oldu, nice hayatlar karardı. Hukuku bu kadar sert şekilde uygulamak doğru değildir” açıklamasını yaptı. Cumhuriyet Davası’nın 3. duruşması sonucunda mahkeme, Kadri Gürsel’in tahliyesine karar verirken Atalay, Sabuncu, Şık ve İper’in tutukluluklarının devamına hükmetti Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Yayın Yönetme tuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan yazar ve yöneticilerimiz katıldı. Duruşmaya Ahmet nimiz Murat Sabuncu, Yayın Kemal Aydoğdu’nun tutuklu Danışmanı ve yazarımız Kad olan tanığı Fatih Aytuğ da Ses ri Gürsel’in 330 gündür tutuklu olduğu Cumhuriyet davasının 3. duruşması İstanbul 27. ALİCAN ULUDAĞ ve Görüntü Bilişimleri Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Avukatların beyanı sürerken, Ağır Ceza Mahkemesi’nde gö Star gazetesinin Twitter adresin rüldü. Mahkeme heyeti, Kad den Cumhuriyet davasında 6 sa ri Gürsel’in tahliye edilmesi nığın tutukluluk halinin devamı ne karar vererek, diğer yazar na karar verildiği yönünde haber ve yöneticilerimizin tutukluluk paylaşıldı. Avukatlar, bunu mah halinin devamına hükmetti. kemeye iletti. Mahkeme Başkanı Duruşmaya tutuklu Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sa CANAN COŞKUN da “Bu haberi görmek istiyorum” dedi. Söz alan Ahmet Şık, ya ka buncu, İcra Kurulu Başkanımız lemdeki bir memurun, ya heyet Akın Atalay, Yayın Danışmanı ve yaza teki bir hâkimin ya da savcılığın birta rımız Kadri Gürsel, muhabirimiz Ah kım medya organlarına belge sızdırdı met Şık ve muhasebe çalışanımız Emre ğını belirterek, “Suç duyurusunu gaze İper ile birlikte 28 Temmuz’da 9 ay tu teciler için değil bizzat o tetikçileri ha rekete geçiren kimse onlar için istiyorum. Ben bu filmi gördüm. Ergenekoncu diye suçlandığımda Samanyolu’nda yapılıyordu” dedi. Savcıya dönen Şık, ilk duruşmada Sabah gazetesinin internet sitesinden savcının mütalaasının yazılı halini paylaştığını anımsatarak, “Merak ediyorum savcı bununla ilgili işlem yaptı mı” diye sordu. İki habere suç duyurusu Bunun üzerine Başkan Dağ, “Ara kararımız üzerine öngörüde bulunan internet haberlerine ilişkin sorumlu kimse Star, Akşam gazetesinde bu şahıs hakkında suç duyurusunda bulunulacaktır. Buradan aldığı biri yoksa adamlıkla ilgisi yoktur” diyerek duruşmaya karar için ara verdi. Ara sonrasında Başkan Dağ, Akşam ve Star gazetelerinin duruşma sürerken yazar ve yöneticilerimiz için “tutukluluklarına devam kararı verildi” şeklinde anons tweeti paylaşımları ile ilgili, “Star ve Akşam’ın işgüzarlık yaparak kendince yorum yapması, mütalaa demesi ve öngörüde bulunması ile ilgili suç duyurusunda bulunduk” dedi. Duruşma yıldönümünde Başkan Dağ, muhasebe çalışanımız Emre İper’in telefonu ile ilgili dijital delillerle ilgili teknik üniversitelerden heyet oluşturularak incelenmesine karar verdi. Heyet, İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden Cumhuriyet Vakfı davasının akıbetinin sorulmasına hükmetti. Heyet, Mehmet Faraç’ın duruşmaya gelerek tanık olarak dinlenmesine karar vererek, duruşmayı Cumhuriyet operasyonunun 1. yıldönümü olan 31 Ekim’e erteledi. ‘Bu arkadaşlardanALEV Coşkun İFADE VERDİ: ceza davası ile vakıf davası arasında irtibat YOK Akın FETO’cü çıkmaz’Atalay Murat Sabuncu Ahmet Şık Davada tanık olarak dinlenen eski Cumhuriyet Vak fı Yönetim Kurulu Üyesi Alev Coşkun, “Ben bu arkadaşları mın geçmişini biliyorum. 22 yıl beraber çalıştım. Bu arkadaş lardan terörist olmaz, FETÖ’cü çıkmaz. Bu arkadaşlarımın hep sinin tutuksuz yargılanması için yüksek mahkemeden talepte bu lunuyorum” diye ifade verdi. Coşkun, bu ceza davasıy la, kendilerinin açtı ğı Cumhuriyet Vak Kadri Gürsel fı seçimleri davası arasında hukuki bir irtibat olmadığını söyledi. “Benim tanıklı ğımın önemli ol duğunu düşü nüyorum” diyen Coşkun, gazeteye 1992 yılında İl han Selçuk tara fından davet edil diğini gazeteyi ya yınlayan Yeni Gün Neşriyat A.Ş’nin yö netim kurulu baş kanı seçildiği ni, 1993’te ku Emre İper rulan Cumhu riyet Vakfı’nın kurucu üye liğini yaptığını, 22 yıl boyunca vakfın başkanvekilliğini yaptığını kaydetti. Coşkun, şunları söyledi: “2 Nisan 2013’te vakıf üyesi Aydın Aybay’ın vefat etmesi üzerine seçim yapıldı. Bu seçimde hukuka aykırılık olduğuna inandık. Zaten bu seçim Cumhuriyet Vakfı ve gazete için bir kırılma noktasıdır. Yapılan itirazlar üzerine 18 Şubat’ta seçim yeniden yapıldı. Bu seçim de hukuka aykırı oldu. İmzalarımızla şikâyette bulunduk. 4 ayrı zamanda 4 ayrı Vakıflar Genel Müdürlüğü müfettişi tarafından bu iki seçim incelenmiştir. İnceleme sonucunda üç müfettiş bizim düşüncemizin doğru olduğuna karar vermiştir. Bir müfettiş hayır demiştir. Bunun üzerine ben ve arkadaşlarım 2016 Şubat ayında dava açtık. Müfettiş raporları incelendi ve 2 Haziran 2017’de iddiamızın doğru olduğu mahkeme tarafından tespit edildi. Ve gerekçeli karara bağlandı.” Şu anda görülen davanın bir ceza davası olduğuna dikkat çeken Coşkun, “Vakıf yöneticilerinin sorumluluklarıyla ilgili ceza davasıdır. Bizim açtığımız hukuk davası ile bu dava arasında en ufak bir hukuki irtibat yoktur. İlliyet rabıtası yoktur. Bizimkisi basit bir iptal davasıdır” diye konuştu. Ahmet Şık’ı yazılarından bildiğini, Kadri Gürsel’i çok iyi tanıdığını, yazılarını yorumlarını çok iyi izlediğini kaydeden Coşkun, Orhan Erinç ile 50 yıllık arkadaş olduğunu, Akın Atalay ile 22 yıl beraber çalıştığını söyledi. Coşkun, “Turhan Günay’ın ne işi var bu davada” diye sorarken sanıklar arasında yer alan Günay, “Sayenizde efendim” dedi. Akın Atalay: Huzur hakkı aldın mı Soru sormak için söz alan Akın Atalay, Alev de huzur hakkı adı altında kendi para almıştır. Doğru mudur? Coşkun’un Yeni Gün A.Ş’de yö Şikâyet etme motivasyonu açı netim kurulu üyeliği ve başkan sından soruyorum.” vekilliğinin 2004 yılında bittiğini Alev Coşkun ise bu konu belirterek, şunu sordu: daki teklifi Akın Atalay’ın yap “Cumhuriyet Vakfı’nın resmi tığını öne sürerken, “21 yıl en muhasebe kayıtlarına göre vak az maaş alan veya telif hak fın kuruluşundan bu zaman ka kı alan benim” dedi. Atalay, “Bu dar vakıf yönetim kurulunda Cumhuriyet Vakfı davası, Asli başkanlık, başkanvekillliği, ge ye Hukuk Mahkemesi’nde de nel sekreterlik, genel sayman vam ederken 22 Mart 2016’da lık ve üyelik yapan kişiler arasın Cumhurbaşkanlığı Genel Zelyut dada başkaca kimse olmadığı hal Sekreterliği’ne isimsiz şikâyet dilekçesi verildi. Bundan habe niyete götürdüğü 23 Ma ri var mı?” diye sordu. Coşkun yıs 2015 tarihli gazete kupü ise böyle imzasız bir başvuru rü ile Cumhurbaşkanlığı Genel sunun olmadığını savunurken, Sekreterliği’ne gönderilen isim “Gazeteden Atatürkçü oldu siz ihbar metninin ekindeki ku ğu için Akın Atalay’ın attığı biri pürün aynı olduğunu üzerinde yazmış olabilir mi? Soru işareti ki aynı çizimlerle ortaya koydu yapmak için Akın Atalay ve ar ve şöyle konuştu: “Bu gazete kadaşları yaptırmış olabilir mi?” nin tarihine geçecek bir yargı yanıtını verdi. lama yapılıyor. Hukuk davasına Atalay kanıtladı girmemek için özellikle kaçınıyorum. Anlatsaydım bir ilkokul Atalay, salondaki barkoviz öğrencisine anlatır gibi anlatır aldatılmış!yonda Alev Coşkun’un em dım hukuk davasını.” Rıza Zelyut, gazetemiz avukatı Tora Pekin’in Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’ndan ödül alıp almadığına ilişkin sorusuna kaçamak yanıt verdi Soruşturma kapsamında gazetemiz hakkın Dündar’ı Aydın Engin’i kim ge yut, izleyicilere dönerek işaret tirdiyse o yapmıştır” dedi. Bu parmağını yöneltti ve “Hepini da Aydınlık gazetesinde nun üzerine tutuksuz olarak ze verecek cevabım var. Ben ki köşesinde dile getirdi yargılanan yazarımız Aydın En Mustafa Kemal’in yazarıyım” ği iddialarıyla nedeniyle ta gin söz alarak “Beni 1992’de diye bağırdı. nık olarak dinlenen Rıza Cumhuriyet’e İlhan Selçuk al Avukat Pekin’in, Gazeteci Zelyut’un ifadesi sırasında dı, sonra yazıişleri müdürü ol ler ve Yazarlar Vakfı tarafın salondan tepkiler yükseldi. dum” diye konuştu. dan kendisine ödül verilip ve Zelyut beyanlarına, “Bura Zelyut gazetemizin internet rilmediğini sorduğu Zelyut ya bir Cumhuriyet aydını ve Mustafa Kemal’in yazarı olarak geldim. Atatürk’ü dede Rıza Zelyut’un 2011’deki yazısının kupürü. sitesinde yer alan HDP haberleri ile ilgili olarak da “12 haberin 8’i HDP ve Selahat “Aldatıldım, ödülü iade ettim” diye yanıt verdi. Ardından Pekin, “2011’de ‘En büyük milli si bilen bir insanım. Mustafa desi boyunca salonda kahka tin Demirtaş’tı. Bir gazete yetçi Fethullah Hoca’ diye ya Kemal’i sevdiğim için burada halar ve tepkiler yükselen Zel nin internet sayfasında HDP zı yazdınız mı? Bu eleştirel bir yım. Aydınlık gazetesinden en yut mahkeme heyetine sık sık ve Demirtaş’ın 8 haberi ola yazı mıdır” diye sordu. Zelyut sert eleştirileri yazan biriyim. “arkadaşlar” diye hitap etti. maz” dedi. Bu beyanı da sa da, “Evet, beni toplantılarına İktidar yalakası değilim. Ben “Vakıf üzerinden birileri londan tepki çekti. Bu sırada davet ediyorlardı, gitmiyor Türkiye’nin en iyi yazarıyım nin Cumhuriyet gazetesine el avukat Bahri Belen’in salona dum, onun için böyle bir yazı çünkü iktidara baş eğmedim” koyduğunu” ileri süren Zelyut, müdahale edilmemesi yönün yazmak zorunda kaldım” de diyerek başladı. Tanıklık ifa “Kim yaptı? Nuray Mert’i, Can deki uyarısının ardından Zel di. l İSTANBUL Coşkun’un yanıt veremediği sorular Daha sonra Avukat Tora Pekin, Coşkun’a bu soruşturmada nasıl tanık olduğunu sordu. 31 Ekim 2016’da arkadaşlarının gözaltına alınması üzerine kendisinin bu davanın tutuksuz görülmesi yönünde bildiri yayımladığını ifade eden Coşkun, ertesi gün Emniyet Terör Dairesi’nden bir mesaj geldiğini ve bunun üzerine ifade vermeye gittiğini kaydetti. Pekin, ısrarla 2324 Mayıs 2015 tarihli Cumhuriyet gazetesi nüshalarını emniyete kendisinin de götürdüğünü sordu. Bu soruya yanıt vermekten kaçınan Coşkun, “Bu gazete beni ağlatmıştır. Cumhuriyetin logosunun baş köşesinde Fethullah’ın resmi var. Bunu nasıl kabul ediyorsunuz? O gün yaptığım tanıklığımın arkasındayım. Polisler sordu, bunlar FETÖ’cü mü diye? Ben bilmem dedim” dedi. Pekin’in bu tarihli gazete fotokopilerini kendisinin mi götürdüğü yönündeki ısrarlı sorusu üzerine mahkeme Başkanı Dağ, “Bu soruya itirazımız var. Tanığın yargılanması gibi bir duruma izin veremeyiz” diye araya girdi. ‘O yayınlar suç değil’ Pekin’in, “Bu yazıların bir suç olduğunu mu düşünüyorsunuz” sorusu üzerine Coşkun, “Hayır, bu yazıların suç oluşturduğuna inanmıyorum. Ben manevi olarak Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet gazetesinde hiçbir tarikat lideri yer almadı birinci sayfada” yanıtını verdi. Pekin ise “Suç olmadığını düşündüğünüz yayını bir ceza soruşturmasında tanıklık yapmaya giderken niye götürdünüz” diye sordu. Coşkun ise, “Ben 23 Mayıs 2015 tarihli gazeteyi gördüğümde gözlerimden gayri ihtiyarı yaş geldi. Bu kadar basit. Ben Atatürk çizgisindeyim. Uğur Mumcu, Nadir Nadi, İlhan Selçuk çizgisindeyim. Bunu İlhan Selçuk görseydi ne yapardı? Kabrinde kemiklerinin sızladığına inanıyorum” dedi. Coşkun, bir başka soru üzerine gazetenin mizanpajının bir temel ilke olmadığını, manevi bir gelenek olduğunu söyledi. Pekin ise sorgu sırasında Coşkun’un vakıf başkanvekilliği döneminde cemaatle ilgili iki haberin birinci sayfadan yayımlandığını anımsattı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle